Şimdi Ara

Hikayemi Anlatıyorum DEVAM EDEMİYORUM

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
151
Cevap
37
Favori
3.645
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • YGS-LYS NEDENİYLE DEVAM EDEMİYORUM ZATEN BÜYÜK KISMI CSB İDİ




    İsimleri gerçek hayattaki isimlerden farklı ama yakın seçtim ki ifşa olmayayım :)

    Part 1
    Ben Ozan. Küçük bir ilçede yaşıyordum. Ortaokulda derslerim iyiydi (ailemin eğitimci olmasının çok büyük katkısı var). Bizim jenerasyona 3 SBS vurmuştu. 6. sınıfta çok iyi bir puan aldım. Herkes, böyle devam edersem en iyi fen liselerine girebileceğimi söylüyordu. 7. sınıfta biraz şanssızlık biraz rehavet derken 6. sınıfa göre düşük bir puan aldım. 8. sınıfta ise ortalamamı koruyarak il merkezindeki fen lisesini kazandım. Biraz mutlu biraz üzüntülüydüm çünkü yurtta kalacaktım...

    Kayıtların başladığı ilk gün gidip kaydımı yaptırdık. Okulun yeri güzeldi, yurt hemen dibindeydi. Kayıta gittiğim gün fazla kalabalık değildi 2-3 aile vardı. Okulda işimiz kalmamıştı, şehirde biraz gezip eve dönmek üzere okuldan ayrılıyorduk. Biz tam okuldan ayrılırken yanımıza park eden aracın kapıları açıldı ve ben bakakaldım. Arabadan çok güzel bir kız indi, ben onu gördüm ama o beni görmedi tabi. Ama bir dakika daha bizim okuldan olup olmadığını bile bilmiyordum, belki kayıta gelen başka birinin kardeşiydi? Ben bunları düşünürken çoktan okuldan ayrılmıştık. Biraz gezip eve döndük ama aklım hala oradaydı.

    O yazı iyi değerlendirdim bol bol eğlendim, Antalya'ya tatile gittik vs. Bu arada babamın il merkezine 40 dakika uzaklıkta bir ilçeye tayini çıkmıştı. Tatilden döner dönmez taşındık. İleri geri derken zaman su gibi geçti ve okulların açılacağı vakit geldi çattı.

    Bavulumu hazırladık, gerekli olan alışverişleri yaptık ve yola koyulduk. Bilen bilir yatılı okullara okullar açılmadan önceki ilk gün yani pazar günü gidilir yurda yerleşilir, hemen o akşam da okulda etütler başlar, yatılılar birbirleriyle gündüzlülerden (bizim tabirimiz) daha önce tanışır falan. Her neyse yurda gidip odamı bulduk, 3 oda arkadaşım da benden önce gelip yerleşmişler. Merter, İlkay, Orkun. Orkun benim gibi küçük bir ilçede büyümüş, eğitimci bir ailenin çocuğuydu. İlkay uzak bir ilden gelmiş, biraz sessiz bir tipti ama sonra iyi anlaştık. Merter de iyi bir çocuğa benziyordu, ama sanırım sadece benzetmiştim...

    Part 2
    Ailem gitmişti. Arkadaşlarla okul bahçesine çıktık. Basketbol sahasında üst dönemler basketbol oynamaya başlamışlardı bile. Bizimkiler de hadi biz de oynayalım dediler. Ben önceden tedbirliydim üst dönemlerle ilk başta pek muhatap olmamam konusunda uyarmışlardı tanıdıklarım. O yüzden arkadan gittim.

    "Merter: Biz de oynayabilir miyiz?
    Üst dönem: Oynamak mı istiyorsun çömez. Tut o zaman. " diyerek topu Merter'e doğru sertçe attı. Merter eğildi ama top kafasına geldi. Benim tepem attı tabi arkadan koşa koşa bu üst dönem çocuğun üstüne atladım. Yere yığıldı. Arkadaşları hemen kaldırdı çocuğu. Bana parmağını sallayarak "akşam seninle görüşücez oğlum" dedi ve küfür ede ede gitti. Yanımdakilere güvenemediğim ve okuldaki ilk günüm olduğu için bir şey demedim. Basket sahasının oradaki banklara geçip oturduk. Okul bahçesine bakarken bir araba tanıdık geldi. Bu kayıta geldiğim gün gördüğüm o arabaydı, o güzel kızın içinden çıktığı araba. İçimden inşallah o kız bizim okulda okuyordur diye geçirirken Merter beni dürttü. "Ne oldu aileni mi özledin haha" tarzında bir şey söyledi. Biraz önce savunduğum adamın dediğine bak. Ben daha fazla sorun çıkarmamak için bir şey söylemeden kalkıp odama gittim. Eşyalarımı düzenledim, yurttakilerle tanıştım. Sonra ranzama çıkıp telefonla mesajlaşmaya başladım. Dalmışım telefon sesiyle uyandım. Saat altı buçuk olmuştu yemeğin bitmesine yarım saat vardı ve hiçbir oda arkadaşım da beni kaldırmamıştı. Ailemle telefonda kısa bir görüşme yaptıktan sonra yemeğe gittim, oda arkadaşlarımla yemekhane kapısında karşılaştık. Hiçbir şey söylemeden geçtim ve yemeğimi aldım. Etüt saat 7 ile 10 arasındaydı. İlk günden geç kalmamak için pek bir şey yemeden bıraktım. Etütler okulda, sınıflarda yapılıyordu. Sınıfa girerken milletle göz göze gelmemek için telefonumu çıkardım mesajlaşarak içeri girdim. Arkalara doğru yol alırken kafamı kaldırır kaldırmaz bana gülen bir çift göz gördüm. O gülen gözler o malum kıza aitti. Geçebilir miyim dedi. Ben de tabi ki deyip en arka köşeye geçtim. Gözlerim telefonda aklım ondaydı. Dalgalı sarı saçlı, yeşil gözlü o güzel. Acaba sevgilisi var mıydı, acaba nasıl konuşmaya başlamalıydım, acaba telefonunu nasıl alacaktım? Ben bunları düşünürken sabahki o üst dönem çocuk ve arkadaşları geldi. Beni koridora çağırdı. Ben de sinirli bir şekilde kalkıp ne var ne istiyorsunuz dedim. Konuşacaklarımız var dedi. Koridorda konuşurken adını bile bilmediğim o kız bana bakarak yanımızdan geçti. Sanırım rezil olmuştum, ezik gibi hissediyordum. Üst dönem çocuk adının Çağrı olduğunu söyledi. Bu seferlik bir şey yapmayacağını eğer bir daha saygısızlık yaparsam kötü olacağını falan filan zırvaladı. Hiçbir şey demeden sınıfa girdim yine köşeye oturdum. Benim oda arkadaşlarım sınıfa girdi. Orkun ve İlkay yanıma gelip muhabbet etmeye başladı, ikisi D sınıfına Merter ile ben de bu sınıfa yani A sınıfına düşmüştük. Biz muhabbet ederken gözüm Merter'i aradı ve onu gördüğümde alnımdan vurulmuşa döndüm. Merter o kızın ön sırasına oturmuş arkasını dönmüş o kızla muhabbet ediyordu...

    Part 3
    Ben ne olduğunu anlamak isterken rehberlik hocası sınıfa geldi. Okulun tanıtımını yapan bir konuşma yaptı, yarın gündüzlü arkadaşlarımızla birlikte bize okulu gezdireceğini söyledi. Şimdilik dersler başlayana kadar etütlerde kitap okumamızı falan söyledi. Bu sırada Merter önüne dönmüştü. Hoca çıkarken zil çaldı. İlk etüt bitmişti. Ben de kitabımı almak için yurda gitmeye karar verdim. Daha ismini bile bilmediğim kıza ve Merter'e hiç bakmadan çıktım. Sonraki iki etütte de kitap okudum, diğer sınıf arkadaşlarımızla muhabbet falan ettik. Etütten çıktığımızda hava kararmıştı. Orkun ve İlkay karşıdaki banklarda oturuyorlardı. Ben de onların yanına gittik. Sınıf arkadaşlarımız hakkında konuşurken Merter geldi ve konuşmaya başladı. "Adı Gaye'ymiş. Sanırım aşık oldum beyler."

    Part 4
    Demek adı buymuş. Gaye... Hiçbir şey söylemedim. Zaten ne söyleyebilirdim ki? Büyük ihtimalle Gaye de Merter'e aşıktır. Nasıl da konuşuyorlardı daha ilk tanıştıkları anda. İlk ben gördüm kız benimdir mi diyecektim. Gece yatağa girene kadar tek kelime etmedim. Yatağa girdiğimde de Gaye'yi düşündüm. Merter'i düşündüm. Sanırım ikisinin arasına asla girmemeliydim, onu kalbime gömmeliydim. Belki de hayırlısı bu olur dedim ama bunlar sadece kendimi avutmak için uydurduğum şeylerdi. Asla unutamayacağımı biliyordum. Bunları düşünürken uykuya dalmışım. Gece Merter'in gülme sesine uyandım. Yüzümde bir şey vardı. İlk başta anlamadım ama İlkay ve Orkun'un suratlarını görünce neler olup bittiğini anladım. Yurda gitmeden önce Ekşi Sözlük'te okumuştum, ilk gece üst dönemler alt dönemlerin suratlarına tıraş köpüğü vs. şeyler sıkarlar. Ranzadan indim, önümdeki Merter'in omuzuna çarparak lavaboya gittim. Allah'ım ben nasıl bir yere düştüm böyle diye içimden geçirirken İlkay ve Orkun da lavaboya geldi. Bir dakika Merter neredeydi? Niye gelsin ki ona sıkmamışlardı. Tabi gece uyku sersemi jeton biraz geç düştü kafaya. İlkay ve Orkun'a "Üçümüze sıktılar da neden Merter'e sıkmadılar" dedim. Orkun Merter'i savunur gibi olduysa da bu işte bir bit yeniği olduğuna o da inandı. Aramızda kararlaştırdık, bu konu hakkında asla konuşmayacaktık ama Merter'in davranışlarını gizli gizli takip edecektik. Sonra yatağıma döndüm ve sabah telefon alarmına kadar mışıl mışıl uyudum.

    Uyandığımda İlkay çoktan kalkmış ve giyinmişti bile. Orkun ve Merter hala uyuyordu. Üstümü değiştirdim, Orkun'u uyandırıp yemekhaneye gideceğimizi isterse hazırlanmasını bekleyebileceğimizi söyledik, siz gidin dedi. Biz de İlkay'la yemekhaneye gittik. Kahvaltıda yumurta, sarelle ve bal vardı (Neredeyse her hafta 3 kere bu kahvaltı çıktığı için unutmamam normal ). Kahvaltımızı aldık ve oturduk. Çay almak üzere kalkmıştım ki Gaye ve arkadaşını kapıdan içeri girerken gördüm. Hemen başımı önüme çevirdim ama sanki Gaye'nin bakışları üzerimdeymiş gibi hissediyordum fakat tekrar ona bakmaya cesaret edemeden önüme baka baka çay almaya gittim. Kahvaltıdan sonra İlkayla çantamızı alıp okula gittik. Okulun önünde sıra olmaya başlamışlardı, bazı üst dönemlerin bakışları içinde en uzak sıraya doğru yürüdük. İlkay'la vedalaşıp kendi sınıfımın sırasına geçtim. Arkamdan Merter, Gaye ve Gaye'nin arkadaşı da geldi. Konuştuklarını duyabiliyordum ama dönüp bakmadım bile. Müdür kürsüye çıktı, uzun bir konuşma yaptı ve yeni gelenlere yani bize başarılar diledi. Ardından geçen senenin okul birincisi de bizlere öğütlerde bulundu. Tabi aklım başka yerde olduğu için kürsüdeki konuşmalar bir kulağımdan girip diğer kulağımdan çıkıyordu. Konuşmalar bitti İstiklal Marşı okundu ve sınıflarımıza geçtik. O sırada Çağrı'yı gördüm, yanında iki kızla birlikte merdivenlerden çıkıyordu. 11. sınıflar arasında popüler görünüyordu, sanırım yanlış kişiye bulaşmıştım.

    İlk dersimiz Matematikti. Sıralar tekliydi ,cam kenarında 4. sıraya oturmuştum. Merter arkamdaydı. Önümdeki üç sıra boştu. Gaye benim önüme, arkadaşı da gayenin bir yan sırasına oturmuştu. Çok şaşırmıştım neden Merter'in yakınına oturmamıştı? Belki de benle alakası bile yoktur beni farketmeden oturmuştur oraya. Bu ihtimal çok daha yakın göründü bana.

    Öğretmen yoklamayı aldı ve kendimizi tanıtmamızı istedi. Herkes sırayla adını, hangi okuldan geldiğini, ailesinin mesleğin falan anlatıyordu. Sıra Gaye'ye geldi, komşu ilden gelmiş, annesi ve babası doktormuş, ailenin tek çocuğuymuş. Gaye sözünü bitirdi ve oturdu. Ben de Gaye ile sevgili olsak nasıl anlaşırdık falan saçma sapan şeyler düşünüyordum. Hocanın uyarısıyla sıranın bana geldiğini anladım, sınıfta herkes güldü. Gaye'ye 2. kez rezil olmuştum. Ama rezil olsam ne yazar, zaten o büyük ihtimalle Merter'i seviyordu. Ben de kısa bir şekilde anlattıktan sonra diğer arkadaşlarımı incelemeye başladım. Gaye'nin arkadaşı söz aldığında Gaye ile ilkokuldan beri arkadaş olduklarını anladım. Adı Naz'mış. Gaye kadar güzel olmasa da o da güzel bir kızdı. Bu benim meselem değil gerçi.

    İlk ders bittiğinde kahve almak için kantine iniyordum. Kantin koridorunda Çağrı ve iki kız arkadaşı geliyorlardı. Hiçbir şey demeden yanlarından geçerken Çağrı bana omuz attı. Hiç beklemediğim için sendeledim, duvara tutundum. Ne olduğunu anlamaya çalışırken omuzumda bir el hissettim. Gaye bana iyi olup olmadığını soruyordu...

    Part 5
    İyiyim dedim, hemen arkamı döndüm. Amacım Çağrı'ya hesap sormaktı ama Çağrı çoktan erkek arkadaşlarını da yanına alıp dışarı çıkmıştı. Zaten ne yapabilecektim ki ilk günden kavga mı çıkaracaktım. Kendi kendime neyse boşver deyip sınıfa çıktım. Okulun kalanı da aynı geçti. Okul bittiğinde Merter'i falan beklemeden yurda geçtim çünkü gitgide sinir olmaya başlamıştım ona. Yemek saatine kadar uyudum. Yemeğe de tek başıma gittim. Ben gittiğimde yemekhanede az kişi vardı, Gaye de yoktu. Nedensizce gözüm hep onu arıyordu. Yemekten sonra kitabımı ve kulaklığımı alıp etüte geçtim. Okulun ilk zamanları önceki partlarda da bahsettiğim gibi etütlerde kitap okunur, müzik dinlenir, bazıları sohbet eder. Özellikle lise1'deyken. Ben yine taktım kulaklığı kitabımı okumaya başladım (Hitler-Kavgam). Bir kaç kişi gelip kitabımı inceliyordu Hitler hayranı mısın falan diyordu, kimseye siyasi görüşümü belli etmek istemiyordum o yüzden sadece meraktan okuduğumu söyleyip geçiyordum. Tabi bu muhabbetleri yaparken gözüm yine Gaye'yi arıyordu. Her zamanki gibi Gaye, Naz, Merter sohbet ediyorlardı. Gaye'nin arkası dönüktü, Merter'in arada kaçamak bakışlar attığını hissediyordum. Bu yine bir şeyler karıştırıyor diye içimden geçirdim, belki de Gaye ile çıkmaya başlamışlardı. Öyle bir şey varsa da akşam söylerdi illa ki dedim ve kitabımı okumaya devam ettim.

    Etüt bitti, herkesten önce çıktım ve yurda gittim. Merter arkamdan odaya gelmişti. Ben telefonda takılırken o da dolabını düzenliyordu. Gaye konusunda hiç konuşmadı ve en son dayanamayıp sordum. "Gaye'yi seviyordun ya ne oldu o iş" dedim. Önce biraz duraksadıktan sonra "Bir gelişme yok ya aynı muhabbetler devam" dedi. Bana bu cevap tatmin edici gelmemişti ama fazla üstünde durmadım.

    Koridorda bağırış sesleri duydum. Sanırım üst dönemler bizi tanımak için bizim kata gelmişlerdi. Bilen bilir ilk gece, çoğunlukla ikinci gece üst dönemler lise 1'lerin katına gelip onlarla tanışırlar. Bu tanışma çoğu zaman kabacadır, eşek şakaları yaparlar. Çok da organizelerdir 3'erli 4'erli gruplara ayrılıp sırayla odalara baskın yaparlar. Her neyse ilk dalga geldi, ikinci dalga geldi, üç, dört derken daha giren çıkan olmadı. Girenlerden bazıları müzik kutusu şakası yaptı, bazıları gay şakası yaptı, bazıları tükürük-para şakası yaptı (Bilmeyen varsa bu şakaları ayrıntılarıyla anlatırım ). Tam uyumaya hazırlanıyorduk ki Çağrı'nın arkadaşlarından biri bizim odaya çıkıp beni çağırdı. Bir şey konuşmamız lazım gelir misin dedi. Ben de kesin Çağrı kavga istiyor dedim ve bir hışımla koşarak gittim ve "ne istiyorsun lan" dedim. O sakin olmamı söyledi sadece konuşacağını söyledi. Önce bugün yaptığı için özür diledi, ben de ilk günkü olaydan ötürü özür diledim. Benimle barışmak istediğini söyledi. Ben de önce dün beni boyayanın kim olduğunu söylemesini istedim. "Ben değildim, bizim dönemden de yapan olsa haberim olurdu ama olmadı" dedi. O an jeton düştü, üst dönemler yapmadıysaodamızda sadece Merter boyanmamışsa ve odamızda tıraş köpüğü kullanan sadece Merter'se bu işi yapan kesinlikle Merter'dir. Çağrıyla tokalaşıp odama hızlı adımlarda döndüm. Merter ayaktaydı kapıyı açar açmaz buna kafayı bir gömdüm. Meğerse Merter zebaniymiş beni zindana attı.

    Şaka şaka Korkun diye yazdım. Her neyse. Merter ayaktaydı kapıyı açar açmaz buna kafayı bir gömdüm. "Bizi neden boyadın lan" diyerek bağırdım. Kendinin boyamadığını iddia ederek odadan çıktı.

    Part 6

    Ertesi sabah kapı sesine uyandım. Sanırım Merter'di çünkü dolabının kapağı biraz aralık kalmıştı. Her zamanki gibi kahvaltı falan derken okula gittim. Merter benden önce sırasına oturmuştu eliyle gözünü kapatır gibi yapıyordu sanırım gözü morarmıştı. Ona vurduğum için pişman oldum, hem delikanlı çocukmuş, beni yurt müdürüne şikayet etseydi ilk hafta disipline gidebilirdim. Gaye sınıfa girdi. Günaydın demek için yüzüne bakıyordum ama o bana bakmadan hemen Merter'in yanına gitti. Sanırım sabah sırada yüzünü görmüştü onu soracaktı. Hemen arkamda olduğu için konuşmalarını duyabiliyordum. Konuşmalarından Merter'e iyi olup olmadığını buzun fayda edip etmediğini soruyordu. Hiçbir şey anlamadım Merter gece kızlar yurduna gitmiş olamazdı ki? Gaye onu nerden görmüş olabilir? Hem buz falan diyor? Ne olduğunu çözemeden hoca geldi. Öğlene kadar Gaye ile bir kelime bile etmemiştik en azından geçtiğimiz gün merhabalaşmıştık. Bir terslik vardı acaba Merter benim kafa attığımı mı söylemişti? Adama o kadar delikanlı dedik bi de...

    Öğlen arası olmuştu. Arkadaşlarla bugün ilk defa yemekhanede değil dışarıda yiyecektik. Sınıftan Murat ve Mert'le yemeğe gittik. Gittiğimiz kafede Çağrı ve arkadaşları da vardı selam verdim. Yemek bittikten sonra aklıma Gaye ve Merter'in konuşmaları geldi. Bir anda jeton düştü, Merter'in nerede olduğunu bilse bilse Çağrı bilir dedim. Masadan kalkıp Çağrı'ların masasına gittim. Merter'in dün gece nerede olduğunu sordum. Çağrı bilmediğini söyledi ama arkadaşı söz aldı. Arkadaşının anlattığına göre Merter bizim odadan hızla çıkmış telefonla birini aramış aynı zamanda gözünü tutuyormuş. Daha sonra yurdun önüne inmiş iki kızla buluşmuş (Gaye ve Naz). Ardından birlikte okulun kantinine gitmişler.

    Taşlar yerine teker teker oturuyordu ama bir eksiklik vardı. Gaye'nin Merter'e vurduğum için bana tavır alması mantıksızdı sonuçta Merter'şe sevgili değillerdi, Merter'in onu sevdiğini bilmiyordu. Ama unuttuğum bir şey vardı belki de Gaye de Merter'e aşıktı. Bu olayın aslını öğrenmem lazımdı.

    Okul bittiğinde hemen Naz'a mesaj attım (Numarasını Murat'tan aldım). Adımı söyleyip hemen basketbol sahasındaki banklara gelmesini, yalnız gelmesini ve kimseye haber vermemesini söyledim. 20 dakika sonra gelmişti. Basketbol sahasının yanındaki ağaçlık alana gidip kimsenin bakmadığına emin olduktan sonra dudaklarına yapıştım...

    Yine timsah :( Basketbol sahasının yanındaki ağaçlık alana gidip kimsenin bakmadığına emin olduktan sonra Merter'in onlara dün gece neler anlattığını sordum. Naz dünden razı bir şekilde başladı anlatmaya." Merter bize senin Gaye'nin teklifini reddettiğini ve sinirlenip Merter'e yumruk anlattığını söyledi" dedi.

    Ha?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi There and Back Again -- 24 Ağustos 2013; 11:36:24 >







  • Up
  • Hacı meraktan uyuyamıyorum acele yaz acele

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tutar bence bekliyorum devamini

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yaz hacim devamini

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • biraz özet şeklinde yazarsan devamını okurum.
  • Ozan - Osman
    Merter - Mert
    Orkun - Orçun

    İlkay kim ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Bence de yaz usta
  • Bışınsım
  • Merter kızı götürür
    Edit:



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sandor Clegane -- 23 Temmuz 2013; 22:25:03 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Takip iyi gidiyo

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Devamını bekleriz inşallah sonraki yazıları aceleye getirmezsiniz
  • cinsel icerikli zebani yoksa yazma bosuna guzel olmuyor :D

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yaz haci sen

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • takip
  • hocam yaz güzel gidiyoda ne hakkında bu hikaye zebani çıkmasın
  • Dinliyoruz.
  • Takip edelim bakalım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yerimizi alalım
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.