Şimdi Ara

Herşey sanal değilmi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
444
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Gerçek dediğimiz şey nedirki biraz sonra hayal oluyor.
    birde sıcak denilen şeyi beynimizde hiğssedersek sıcaktır orada soğuk hissetsek sıcak soğuk olur.
    o halde demekki herşey gerçeği gibi olmayabilir



  • Bizim gördüğümüz, duyduğumuz, dokunduğumuz ve adına "madde" dediğimiz şeyler, aslında beynimizde izlediğimiz algılardan ibarettir. Hiçbir zaman beynimizden dışarı çıkıp bunlarla muhatap olamayız, bunların gerçekten dış dünyada var olup olmadıklarını kontrol edemeyiz. Rüya ile gerçek hayat arasında teknik bir fark yoktur, her ikisini de beynimizde görürüz. Bizim çok büyük sandığımız dünya, aslında beynimizin içine sıkışmış bir algılar bütünüdür. Bizden milyarlarca kilometre uzakta sandığımız dev galaksiler, beynimizdeki görüntü merkezinde yer alan, yani bizim "uzağımızda" değil, aksine "içimizde" var olan algılardır.
    Bu, insanların çoğunun, belki de tamamına yakınının habersiz olduğu çok büyük bir gerçektir. Ama başkalarının bu gerçekten habersiz olması, bizim için bir bahane oluşturmaz. Çünkü söz konusu "başkaları" da bizim beynimizin içindeki görüntülerdir. Bir görüntüyle muhatabız ve gördüklerimizi anlamakla sorumlu olan biziz. Gördüğümüz insanların hepsi bize "bu dünya algı değil, gerçek" dese de, bu bir şeyi değiştirmez. Rüyanızda da binlerce insanın bir ağızdan "bu bir rüya değil, gerçek" dediklerine tanık olabilirsiniz. Ama biraz sonra rüya biter ve bu kişiler bir anda kaybolurlar. Çünkü birer algı olmak dışında, zaten hiç var olmamışlardır. Gerçek hayat da bir gün -ölümle birlikte- böyle bitecek ve gördüğümüz tüm varlıklar (bize "bu dünya gerçek" diyen insanlar dahil) kaybolup gidecekler, onların yerine yepyeni bir alem karşımıza çıkacaktır. Bu, ahiret alemidir. Allah, dünyadaki gölge varlıkları kendilerine hayat amacı haline getiren veya onlardan medet uman ve böylece onları putlaştıran insanların ölüm anındaki durumunu Kuran'da anlatırken bu gerçeği şöyle açıklamaktadır




  • Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: "Allah'tan başka taptıklarınız nerede?" "Onlar bizi bırakıp-kayboldular" diyecekler. (Böylelikle) Bunlar, gerçekten kâfirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler. (Araf Suresi, 37)
  • Gerçek denilen olgu olmasa idi, deney olmazdı, gözlem olmazdı, bilim olmazdı. Duyu organları çevreyi algılar, beyin bunları yorumlar. Kimi zaman ortaya çıkan algı bozuklukları dışında sağlıklı insanın duyu organları çevreden aldığı verileri yorumlar. Rüyalarda, uyanık olma halinden daha farklı bir algı biçimi vardır bu nedenle rüyalardaki algı ile uyanıkken olan algılar birbirinden ayrılır.
  • kaotika şu ayeti okuyunca seni daha iyi anlıyorum ve senin hiç çıkış yolu bulamayacagına kanaat getiriyorum.





    Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah’ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah’tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (Casiye Suresi, 23)



    Şirk koşanlar diyecekler ki: “Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: “Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak “zan ve tahminle yalan söylersiniz.” (En’am Suresi, 148)
  • baar, çok doğru düşünmüşsün aynen öyle
  • ben düşünmedim hazır buldum.herşeye bi cevap ben veremesemde kuran da bulurum istersen sor..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: baar555

    Bizim gördüğümüz, duyduğumuz, dokunduğumuz ve adına "madde" dediğimiz şeyler, aslında beynimizde izlediğimiz algılardan ibarettir. Hiçbir zaman beynimizden dışarı çıkıp bunlarla muhatap olamayız, bunların gerçekten dış dünyada var olup olmadıklarını kontrol edemeyiz. Rüya ile gerçek hayat arasında teknik bir fark yoktur, her ikisini de beynimizde görürüz. Bizim çok büyük sandığımız dünya, aslında beynimizin içine sıkışmış bir algılar bütünüdür. Bizden milyarlarca kilometre uzakta sandığımız dev galaksiler, beynimizdeki görüntü merkezinde yer alan, yani bizim "uzağımızda" değil, aksine "içimizde" var olan algılardır.
    Bu, insanların çoğunun, belki de tamamına yakınının habersiz olduğu çok büyük bir gerçektir. Ama başkalarının bu gerçekten habersiz olması, bizim için bir bahane oluşturmaz. Çünkü söz konusu "başkaları" da bizim beynimizin içindeki görüntülerdir. Bir görüntüyle muhatabız ve gördüklerimizi anlamakla sorumlu olan biziz. Gördüğümüz insanların hepsi bize "bu dünya algı değil, gerçek" dese de, bu bir şeyi değiştirmez. Rüyanızda da binlerce insanın bir ağızdan "bu bir rüya değil, gerçek" dediklerine tanık olabilirsiniz. Ama biraz sonra rüya biter ve bu kişiler bir anda kaybolurlar. Çünkü birer algı olmak dışında, zaten hiç var olmamışlardır.

    Buraya kadar yazdığın herşeye sonuna kadar katılıyorum. Seninle bazı konularda aynı fikirde olmak ilginç bir duygu Ama bundan sonrası hakkında yorum yapmak istemiyorum, zira yine kısır tartışmalar çıkabilir.

    Ama bu kısım hakkında eklemek istediğim birşey var. Bence şu anda algıladığımız dünyanın gerçek olup olmamasının bence hiçbir önemi yok. Yani hayal görüyor olsak bile (Matrix filmindeki gibi) sonuçta amaç her zaman mutlu olmaktır. Dolayısıyla dünyayı algılarımız doğrultusunda değerlendirip sonuçlar çıkarmanın ve bu sonuçlara göre yaşamanın yanlış bir tarafı yoktur. Eğer elimizde bu dünyanın hayal olduğuna dair bir bilgi yoksa, hayatımızı neden böyle bir ihtimal üzerine kuralım ki? Rüya görürken "belki rüya görüyorumdur. O zaman şu damdan atlayıveriyim. Belki de sadece uyanırım" diyerek damlardan mı atlıyoruz? Hayır. Tersine, rüya görürken de o hayatı gerçek sanıp orada da kendimizi mutlu etmeye çalışıyoruz. O zaman bu dünyayı da benzer şekilde gerçekmiş gibi kabul etmenin nesi yanlış?

    Belki gerçekte yerçekimi ters işliyor, ışık diye birşey yok, dünya düz, güneş yok, vs. Bunlardan bize ne? Biz bu algıladığımız dünyada hayatta kalmak ve mutlu olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu dünyayı araştırıyoruz, öğreniyoruz ve yaşıyoruz. Birgün gerçeğin farklı olduğunu farkedersek, ona göre yaşamaya devam ederiz. Ama şimdilik ben bu şekilde yaşamaktan memnunum.




  • quote:

    Belki gerçekte yerçekimi ters işliyor, ışık diye birşey yok, dünya düz, güneş yok, vs. Bunlardan bize ne? Biz bu algıladığımız dünyada hayatta kalmak ve mutlu olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu dünyayı araştırıyoruz, öğreniyoruz ve yaşıyoruz. Birgün gerçeğin farklı olduğunu farkedersek, ona göre yaşamaya devam ederiz. Ama şimdilik ben bu şekilde yaşamaktan memnunum.


    katılıyorum sana
  • Bence "madde" dediğimiz şey gerçektir.

    Beyni uyuşturulmuş bir insan bu algıları yapamıyor.
    Beyin de maddedir.
    Algılar maddeye bir şekilde bağlıdır o zaman. Gerçek bir şey gerçek olmayan bir şeye bağlı olamaz.

    Bu TEK gerçeğin madde olmasını gerektirmez.
    Ahiret inancı için "dünya=rüya" düşüncesine gerek yok kanımca...
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.