Şimdi Ara

Her insan ateist doğar

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
672
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İlk inançlar bilinmeyeni anlamlandırmak için ortaya çıkmıştır. Akabinde toplumların oluşmasıyla din ile kontrol mekanizması oluşturulmuştur. Din yöneticiler için oldukça elverişli bir araç olmuştur.
    Ve her doğan, saf insan ateist olarak doğmaktadır. Toplumsal çevre insanı istediği gibi de şekillendirmektedir. Ve çocuklara din dersi verilmemelidir. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kaldırılmalıdır. İmam hatipler kapatılmalıdır. Dinin, inancın eğitimi de ne kadar sağlıklıdır o da ayrı tartışma konusu. Verilecekse bir ''selamün aleyküm gençler dersi'' yerine dinler tarihi dersi verilmelidir. Mevcut sistemde öğretmenler bu konuda yetersizdir.
    Birey inancını kendisini belirlemelidir.
    ---------
    hıh uyku tutmadı .s



  • Evet, "Çocuk önce dinini öğrensin, daha sonra kendi seçimini yapar." diyerek, bu dayatmayı meşrulaştırığını sananlar var. Bu durum, "Sen şimdi git şu garanti bölümü oku da; o istediğin işi zaten hobi olarak yaparsın" aldatmacasına çok benziyor. Öncelikle tüm yaşam üslubu tek bir kalıpta pişiriliyor, sonra da -en iyi ihtimalle büyük bir çöküntünün acısını çekme pahasına ona- istediği zaman hepsinden kurtulabileceği söyleniyor..

    Bir insana bir seçim yapabileceğini söylemek, ona özgürlük falan tanımaz ki. Esas özgürlük, bir konuda belli bir seçimde bulunmayı, hiçbir şey kaybetmeden de reddetme imkanının sağlanmasındadır: "Şu elmayı yersen cezalısın." Ama ben hem o elmayı yemek istiyorum hem de bir ceza çekmemek.. Bu siyasilerden birini ülkene baş seç yoksa düzen yıkılır: Ne düzenin bozulmasını istiyorum ne de o denyolardan biri başa geçmesini.. İşte hayat çoğu zaman kötünün iyisini seçmeye zorluyor bizleri: Ya mutsuz ol ya da daha mutsuz ol, seçim senin diyerek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 23 Ağustos 2017; 3:7:0 >




  • Bebeklerin hiçbir konuda fikir sahibi olmadıklarını düşünmemiz daha doğru olur. Ateist olmanın da inanılan/inanılmayan şeylerle ilgili bilinç sahibi bir fail olmayı gerektirdiğini düşünmemiz daha makul. Aksi takdirde taşların, masaların ve akli yetilerini tamamen yitirmiş uç seviyedeki zihinsel engellilerin de ateist olduklarını söyleyebilmemiz gerekirdi. Ancak ateizmi bu kadar genişletmemiz ateizm terimini anlamsızlaştırır. Zihinsiz bir varlık ya da hiçbir inanç oluşturmaya muktedir olmayan bir zihin ateist ve teist olamayacağı gibi agnostik bile olamaz. Örneğin bizlerin bir köpek için “Devletin var olması gerektiğine inanmıyor.”, “Görelilik kuramına inanmıyor.” gibi ifadeler kullanmamız dahi son derece tuhaf olurdu. Ancak insanların bu ifadeleri köpekler için kullanmaması, bir şeye inancın yokluğu durumunu varsaymamız için bile konu hakkında “fikir sahibi olabilecek” varlıkları varsaydığımızı ima ediyor. Bebekler bu konularda inanç oluşturabilecek, “konunun farkında” bireyler olmadıkları için onları ateist olarak görmemeliyiz. Yine de biz ateizmi Tanrı’ya inancın yokluğundan ibaret olduğu şeklinde tanımlamayı da doğru bulmadığımızı belirtelim. Bunu kabul etmemek için nedenlerimizi şu yazımızda sunmuştuk.

    Berat Mutluhan Seferoğlu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-FA30E16B0 -- 23 Ağustos 2017; 9:15:12 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • İlginç bir konu. Şimdi benim kafam karıştı, biz çocuğa nasıl bir dini eğitim verirsek verelim bunun zararlı olma ihtimali var. Dini eğitim vermesek, hiç bir şeyi dayatmaktan özenle kaçınsak, bu muhtemel zararı önlemiş olamıyoruz her halükarda maalesef.

    Din eğitimini zararlı bir dayatma olarak görenler sanırım inancını kaybedip alışkanlıkları alt üst olmuş kişiler ve haklı da olabilirler. Sonuçta hiç din ile büyümüş olmasalar, çok daha kolay ve acısız olurdu bu inancı bırakma süreci.

    Şimdi de dini "dayatma" olmadan büyümüş birini düşünelim. Bu kişi sonradan hristiyan, müslüman vs. olsa ve kendi ailesi de kendisiyle aynı dine mensup olmasına rağmen ona hiç bir şey öğretmemiş olsa, herhalde dini ahlak ile yetiştirilmediğinden yakınırdı.

    Ha bi de şu var, her çocuk küçük yaşlarda ebeveynlerini örnek alır. Dindar yaşam tarzları olan ebeveynlere baktığında, küçük çocuk olur da bu tür konular üzerine düşünürse zaten dini seçimini o yönde yapması yüksek bir ihtimal ileriki yaşlarda. Ama başka bir din seçerse de, ailesine aykırı bir tercih yapmış olmasından dolayı yine zorlu bir süreç yaşayabilir. Ailesiyle ilişkilerine de bağlı biraz tabi.

    Şimdi ben kendi çocukluğumu düşünüyorum, belli bir yaşa kadar (ergenliğe girilen yaşlar falan) ibadete dair bir şey öğretilmedi. Hatta o yaşlara kadar Allaha inanıyordum ama müslüman olduğumun dahi bilincinde değildim sanırım. Allaha şükretmek gibi şeylerin elbet küçük yaşlarda bahsi açıldı ama öyle ders verirmiş gibi değildi. Hiç bir zaman namaz kıl vs. diye baskı yapılmadı. Bunların yanında bana sen istediğin dini seçmelisin diyen de olmadı tabi. Kim dini inancına göre çocuğunu göz göre göre ateşe atmak ister? Yani bu anlattıklarımı düşündüğümde bu türden bir dini eğitimin nesi yanlış bilemiyorum. Ergenliğe girilen yaşlar değil de 18 yaşından sonra bu tür konular düşünülmeli diyenler var ama bana göre çok çok geç bir yaş bu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2019ygs

    Bebeklerin hiçbir konuda fikir sahibi olmadıklarını düşünmemiz daha doğru olur. Ateist olmanın da inanılan/inanılmayan şeylerle ilgili bilinç sahibi bir fail olmayı gerektirdiğini düşünmemiz daha makul. Aksi takdirde taşların, masaların ve akli yetilerini tamamen yitirmiş uç seviyedeki zihinsel engellilerin de ateist olduklarını söyleyebilmemiz gerekirdi. Ancak ateizmi bu kadar genişletmemiz ateizm terimini anlamsızlaştırır. Zihinsiz bir varlık ya da hiçbir inanç oluşturmaya muktedir olmayan bir zihin ateist ve teist olamayacağı gibi agnostik bile olamaz. Örneğin bizlerin bir köpek için “Devletin var olması gerektiğine inanmıyor.”, “Görelilik kuramına inanmıyor.” gibi ifadeler kullanmamız dahi son derece tuhaf olurdu. Ancak insanların bu ifadeleri köpekler için kullanmaması, bir şeye inancın yokluğu durumunu varsaymamız için bile konu hakkında “fikir sahibi olabilecek” varlıkları varsaydığımızı ima ediyor. Bebekler bu konularda inanç oluşturabilecek, “konunun farkında” bireyler olmadıkları için onları ateist olarak görmemeliyiz. Yine de biz ateizmi Tanrı’ya inancın yokluğundan ibaret olduğu şeklinde tanımlamayı da doğru bulmadığımızı belirtelim. Bunu kabul etmemek için nedenlerimizi şu yazımızda sunmuştuk.

    Berat Mutluhan Seferoğlu

    Berat'ın yan çarı falan mısın ? Sürekli onun yazılarını kopyalıyorsun




  • eşom21 kullanıcısına yanıt
    Adam haklı ne yapayım. Felsefi ateizm yayılsa boynum kıldan incedir. Ama yeni dawkins ateizmi görünce gülmeye başlıyorum.

    Ayrıca Müslümanım ve actigim konulara bakarsan ygs lys bölümünde takılan bi öğrenciyim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ateizmin tanımında ciddi bi sorun var. İslamın tanımında da var merak edilmesin.



    Dna dini denen bi diyn üzere doğuyoruz.



    Bu şey bi kısım dini anlamlar da taşıyor. Öncelikli olarak dna dinini tanımlamamız ve dinle kıyas yapmamız halinde dnasal suret ile din kıyaslaması yapılabilir.



    Dna ne diyor din ne diyor?



    Mesele bu. Bu esnada biri diğerine göre inançsız halde ise ateizm dine veya dna ya göre de tanımlanabilir bi inançsızlık olacaktır.



    Ateizmin hatası her şeyin dolayısıyla dinin de insan denen karmada olduğuna inanması, dinin hatası ol lafzı ile ana babanın pozisyonunu karıştırması.



    Bu ikisini kasıtlı karıştıran hariç bu iş ilim işi olmalıdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • LePortaBim kullanıcısına yanıt
    Zaten dünyaya, hayatta kalma motivasyonuyla fırlatılmış insan için yaşamın kendisi bile bir dayatma oluyor. Bundan bir kaçış yok galiba.
    Bence bu konudaki cevap soruyu soran kişinin inancına göre değişir: Acaba din eğitimi verilmediğinde ateizm dayatılmış olur mu? Dini güzel gören bir müslümansan şüphesiz evet. Bir birey, hayatın anlamından alıkonmuş oluyor sana göre ve bu çok yanlış gelir. Ama değilsen, Tanrı diye bir şey yoksa senin için, bunu elbette bir ateizm dayatması olarak görmezsin çünkü ateizm zaten 'doğal olan' diye gözükmektedir sana. Hele dinin, ona bel bağlayan insanlara yaşattığı çıkmazları kendince fark edip duran biriysen; bembeyaz bir sayfa olarak dünyaya gelmiş bir çocuğun daha zihni kirletilmedi diyerek şükür bile edesin gelir.

    Bana da hiçbir baskı yapılmamıştı ve inanca içimden gelen bir merak sayesinde yoğunlaşmıştım. Hatta galiba, çevremdeki kimse benim kadar dindar olmadı desem yalan olmaz. Hayatta ilgimi çeken hiçbir şey olmadığı için, önümdeki o mistik dünyanın kollarına bıraktım kendimi. Ortada böylesine gerçek gibi gösterilen bir yanılgılar evreni olmasaydı, bence mevcut hayatı çok daha erken kabul eder, kancanın ucundaki o yeme hiç mi hiç takılmazdım.

    Gerçi kaotik bir evrende yaşıyoruz, yaşanılan en ağır travmaların insanı en tepelere çıkarabildiği bir dünya bu. (Her zaman değil tabi, genel sonuç yıkım oluyor.) Yani yaşadığım bu ilginç süreç beni düşünsel alanda çok daha idmanlı biri yapmışta olabilir. Belki dinsiz bir dünyada bambaşka bir insan olabilirdim; bu iyi de kötü de olabilirdi. Hiç bilemeyeceğimiz şeyler bunlar, hep varsayım. Ama olay basitçe şundan ibaret: Zeus'a inanmanın insanları nasıl kısıtladığını gören bir kimse, kısıtlama olarak gördüğü bu şey hoşuna gitmediği için, ortada böyle zararlı fikirler olmamalı diyor işte :)




  • İnsanların zihinlerini turlu duşuncelerden arındırması zor oluyor. Siyasi ideolojik kulturel medeni hali dahil her turlu halinden arınmış şekilde duşunebilmek mumkun değil.



    Bu açıdan temiz bi sayfa açılması adına insanın bildiklerini unutması ve yeni bi başlangıç yapması lazım.



    İnanç kendisine inanılan bi değer olarak karşılıksız çek ya da aşk olamaz.



    İnanan kimsenin inancına mutlak anlamda bi karşılık gelmesi lazımdır. Yani inanç koku olmayan bi şeye ya da duruma değil fiil ile destekli bi dünyaya işaret etmelidir.



    Bu açıdan insanın inancın kendisi adına her turlu sair inançtan sıyrılması gerekiyor. Ebeveyn denen ongoruden uzak kalmak lazım ki bu çok zor bi durumdur. Mumkun de olmaz genelde.



    Bu açıdan duşunulecek olursa bi kısım ongorulerden sıyrılmanın en makul şekli insanın ilk insanmış gibi olduğunu duşunmesini gerektiriyor.



    Bi kısım oluşumları tanımlarken bunu yapması ve sonucuna göre bi fizik evren tasarlaması lazım. Anne baba evlat kadın kız erkek ne demektir? Buna göre ben eril ya da dişil ya da baba olabilir miyim?





    Bu tanımlamada kişi bi alt değer elde edecek ve üstüne de bi bina kuracaktır.



    Tosbanın yaşam boyu taşıdığı kabuğu kirpinin oku kurtun dişi gibi onu evinde hissetiren bi kısım oluşumlar kurulmadan insan guvende olduğunu düşünerek bi tanımlamada bulunamaz gibidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • İnsanlar teist de ateist de doğmaz. İnsanlar hiç bir dine, dinsizliğe, ideolojiye ve türevlerine sahip olmadan doğar. Bu sebeple insan Müslüman doğar, Hristiyan doğar, Ateist, deist doğar gibi sözler anlamsız ve saçma geliyor bana. Henüz yeni doğmuş bir insanın karar verecek bilince sahip olmadığını düşünürsek doğru olan bu olsa gerek.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsanın üstüne ortulen bi rida nevinden giydiği beden giysisi var. Bu giysinin enerjisi bitki hayvan oksijen su güneş ışığı gibi temel bileşimler.



    Bu açıdan insanın bi nevi bu canlı oluşumlardan bi giysi yaptığı düşünülüyor.



    Sperm dahi su ve yağ bileşiği olarak mevcuttaki bi kısım oluşumların geri dönüşüm şekli gibi.



    Temel manada kainatın içresinde bulunan bi kısım bileşimlerin geri donuşum şekli sperme benziyor.



    Bu şeyin canlı bi organizma gibi gorunmesi şaşırtmasın bu şey doğmuyor oluyor. Olmeye geliyor ve olume tanınmış bi zamanı muhleti yaşıyor.



    Bal arısının iğneğini bıraktığı anda olume yol tuttuğunu biliyoruz. Bu açıdan insanın doğumu arının iğnesi hukmunde olarak, kainatın bize giydirdiği libasın bi nevi zehirli iğne hukmunde olduğu ve bi savunma mekanizması şeklinde işlediği anlaşılıyor.



    Şayet evrimsel sureç kabul edilecekse inşa bi nevi zehirli iğne hukmunde olan savunma mekanizmasına benzetilebilir.



    İlahi kudret açısından ise kısır olan ve olum denen şeyi an be an yaşayıp hayy olan hakkında bilgi vermesi mumkun olmayan bi şey.



    Şimdi kainatın giydirdiği libası doğru okursak bitli ve hayvanatla ortak türden gelmemiz halinde bizim kullanım şeklimiz ortak ataya göre diğerine saplanacak zehirli bi iğne şeklinde tasavvur edilecektir. Yani ortak atanın insanı kullanış şekli budur.



    Gerek hayvanata gerek kendi turune göre böyledir.



    Bu nedenle evrimsel basamakla değerlendirilme esnasında insanın ne olduğu konusu muphem değildir.



    Hayvandan aşağı bitkiden yukarı primatımsı sapiens erectus değil.



    Halife belhum adel ahseni takvim de değil.



    İlahi kudretin bu zehirli iğneyi kullanım şekli mumkun mu? Bu duşunuş ilah ve insan denen varlığın arasındaki ilişki turunu belirleyecek gibidir.



    Bu açıdan insanın doğumla zehirli bi arı iğnesi iken bu insanın çabası ayrıldığı bedene tekrar iade olmak ise doğumla insan nedir ne değildir kısmı da anlaşılmış olmalıdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Doğan kişinin din ile alakasız doğduğu hususuna ben de katılıyorum. Sonradan beyinlerimiz din denen lanet şeyle zorla yıkanıyor. Zaten doğuştan bir dine mensup olsaydık o dinin bize dayatılmasına gerek kalmazdı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ripper Roo -- 24 Ağustos 2017; 15:42:15 >
  • "zorunlu din dersi" konusunda kesinlikle katılıyorum, üstelik din hocası diye itham edilen insanın 10 yaşındaki bir çocuğu tekme tokat, gerçekten tekme hatta diz bile kullanarak sınıfın ortasında dövmesinden sonra din öğretmenlerinin ne kadar boş olduğunu anladım. Atatürk'e küfür eden mi dersin Özgecan'a laf eden "kaşınan" mı dersin. Bilemiyorum bu toplumla işimiz zor
  • Ateizmin anıldığı basamak da belli bi yerden sonraki oluşumlar ister istemez manevi bi kısım çıkarımlara yol açacaktır.



    Bi kısım insanın olum ve sonrası hakkındaki çıkarımları adına ateizm negatif ateizmden başlayarak bi yol tutsa idi. İnsanın ilahlığı denen sureç 0 denen tanımsızlıkta kalırdı



    Bi kıyamet kopmuş. Ne olduğu bilinmiyor. Sonra bi evlilik olmuş. By kıyametin bi evliliği kurgulanmış ve bu şey duşunmuş. İnsan denen nesnede durmuş.



    Buraya kadarki açılım esasen negatif ateizmin olanildiği pozitif değeri 0 lar. -3 ten 0 a kadarki yol negatifin pozitifleştiği bi alandır.



    0 dan sonraki pozitifin reelleştiği alanda karşımıza çıkan şey ise şems yani ilahın manevi ahkamından başka ilah kavramıdır.



    Ateist bunu maddileştirir. Zira geçmişindeki bilinemezlik aile denen kurumla maddileşmiştir. Ve maddeye verilen değer onu ateist gibi tanıtırken mevzuunun reel yuzundeki başlangıç yani -3 denen kıyametin anlamına göre bakışı değişecektir.



    Anladığımız kadarıyla 2 denen baba olma safahatından sonra mevzuu farklılaşmaya başlar ve ateizm artık salt ate olamaz. Şüphe ile baktığı şey aslında ve halen ilahi kudret değil aile denen maddi yapıdır. 3 ve 8 e giden yolda ateist bu şuphesini aydınlatmazsa 9 denen yerdeki meleği algılayamaz ve 10 denen mulk tam bi çıldırış olur.



    Zerratin ve yekunişşeytanu denen safahat bakımından ateistin geri dönüşümü ilk kıyametiornekler. Zerreye mahkum olmuş bilip de isyan eden bi donguye benziyecektir.



    Peki neyi bilir? Kainatın yaptığı dongusel hatayı cansız bi organizmanın değil kendisinin de yaptığını baba dene n kavramı oluşturduğunda ve olduğunde geride kalan evladımsı yonunden olumden sonra hayat olduğunu ve olunce kainatta zerre hukmunde olup bi geri donuş halinde yine aynı donguyu yaşadığını bilmektedir.



    Bu nedenle 6 denen evlat ya da piedb denen safahatı algılaması şarttır. Bu şartı ister ilk keresinde isterse kendi zamanı açısından sonsuz dongusunde oğrenemelidir.



    Eğer 6 yı anlarsa göze düşen goruntunun aslı olan meleği ayrıştırarak 9 denen ve 8 den yani ecelden sonrasını görür.



    Bu açıdan ateist ister ilahi kudreti bulsun isterse kainata o kudreti versin isterse kendisine ilah desin bilinmezliklere rağmen yaradanını gormuş kimseye denir.



    Bu tanımı algılamak çok önemlidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Agonize kullanıcısına yanıt
    Fiziksel anlamda ceza eğitimden kalktı hocam. Yani bir öğretmenin öğrenciyi dövmesi yürek ister, meslekten atılabilir çünki. Ama geçmişte bu dayak olayı çok oluyordu, öğretmen sorun yaşadığı öğrenciyi doğrudan dövüyordu, kendimden biliyorum ilkokulda öğretmenlerden çok dayak yedik. Hoca sınıfı dayaktan geçirirdi.
    ----
    Ama şöyle bir algı da var, özellikle doğuda; 'eti senin kemiği benim öğretmenim'. Yani bu algı çok kötü bir durum.


    Bir öğretmen bir sınıfı, bir sınıf tüm ülkeyi değiştirebilir, sonuçta.
  • Bugüne kadar din dersleri verildi, buna rağmen ülkede ateistler var. Demek ki din dersleri olsa bile insanlar ateist ve/veya başka bir dine mensup olabiliyor. Yani kişiler zaten inançlarını kendisi belirliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • high speed dirt kullanıcısına yanıt
    Doğru diyorsun, bu yüzden ülkenin %90'ı müslüman zaten. Ayrıca verilen din dersi değil, müslümanlık dersi. E diyeceksin ülke müslüman, ne yani hristiyanlık dersi mi verilsin.
    Evet verilsin, olması gereken bu. Verilecekse dinler dersi verilsin. Bireylere tek seçim hakkı verilmesi çok saçma bir durum. Bu sadece okul için geçerli bir konu değil, aileler de buna dahil.
    Çocuk daha 7 yaşına gelmiş kuran kursuna gönderiliyor, daha çekirdekten buna hazırlanıyor. İçlerinden çok azı kendi tercihini yapabiliyor. Onda da aile ''demokratik'' ise. Aksi durumlarda birey kendi içinde yaşıyor inancını, dışarıya söyleyemiyor bile. Sırf aile büyükleri yüzünden kapanan insanlar var bu ülkede. Buna zorbalık denir, bunun inançla da bir alakası yok. Baskıcı bir toplum yapısından özgür bir devlet oluşturamazsın. Ben böyleyim onlar da böyle olsun kafası bu. Onlar böyle bende öyleyim mantığı bu, tercih felan değil. Türkiye de çoğu insan kendi varoluşunu sorgulamıyor bile, bu bile başlı başına bir sorun. Kendisini anlamlandırma çabası içinde olmayan insan çevresini nasıl tanısın ?
    Belirli kalıplar üzerinden bir yere varamıyoruz, neyse.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aschil

    Doğru diyorsun, bu yüzden ülkenin %90'ı müslüman zaten. Ayrıca verilen din dersi değil, müslümanlık dersi. E diyeceksin ülke müslüman, ne yani hristiyanlık dersi mi verilsin.
    Evet verilsin, olması gereken bu. Verilecekse dinler dersi verilsin. Bireylere tek seçim hakkı verilmesi çok saçma bir durum. Bu sadece okul için geçerli bir konu değil, aileler de buna dahil.
    Çocuk daha 7 yaşına gelmiş kuran kursuna gönderiliyor, daha çekirdekten buna hazırlanıyor. İçlerinden çok azı kendi tercihini yapabiliyor. Onda da aile ''demokratik'' ise. Aksi durumlarda birey kendi içinde yaşıyor inancını, dışarıya söyleyemiyor bile. Sırf aile büyükleri yüzünden kapanan insanlar var bu ülkede. Buna zorbalık denir, bunun inançla da bir alakası yok. Baskıcı bir toplum yapısından özgür bir devlet oluşturamazsın. Ben böyleyim onlar da böyle olsun kafası bu. Onlar böyle bende öyleyim mantığı bu, tercih felan değil. Türkiye de çoğu insan kendi varoluşunu sorgulamıyor bile, bu bile başlı başına bir sorun. Kendisini anlamlandırma çabası içinde olmayan insan çevresini nasıl tanısın ?
    Belirli kalıplar üzerinden bir yere varamıyoruz, neyse.

    Ülkenin %90'ı müslüman değil, bu oran çok daha düşük. Ben diyorum ki; ülkemizde din dersi Müslümanlığı arttıran veya stabil tutan bir etken değildir. Kişi din dersi görse bile ileride ateist olabiliyor. Sorgulayan yoksa da bu din dersi olup olmamasının sorunu değil, kişinin sorunudur.

    Dinler dersi verilsin demişsin, bu tam bir kaos çıkarır gerçekçi olmak lazım. Hiçbir ülkede dinler dersi verilmez. Okulda eğitim öğretim yapılır, dinler dersi nereden çıktı. Onlarca din inanç var, hangi birini vereceksin. Din dersi verilmeli ama yüzeysel, ileri seviye isteyenler için imam hatip var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • high speed dirt kullanıcısına yanıt
    Özgürlüğü kaos olarak yorumluyorsanız, diyecek sözüm yok. Konu da bu zaten bir şey vermiyorsunuz, onlar alıyor. Yani;
    Öğretmen rehberlik eder, öğretmen bilgiyi öğretmez. Müslümanlık konusunda nasıl olacakta öğretmen rehberlik edecek ?
    Haram helal şu çocuklar yerine, farklı inançlardaki farklı özelliklerden bahsedilip dünyanın kendi çevresinden daha geniş olduğu gösterilse fena mı olur yani ?
    Hoca, bir selam çakıp anılarından bahsedeceğine bunlardan bahsetse fena mı olur yani ?
    Ülkeye bir faydaları yok bari bunu yapsınlar, imam hatip demeyin gülme tutuyor beni lütfen.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aschil

    Özgürlüğü kaos olarak yorumluyorsanız, diyecek sözüm yok. Konu da bu zaten bir şey vermiyorsunuz, onlar alıyor. Yani;
    Öğretmen rehberlik eder, öğretmen bilgiyi öğretmez. Müslümanlık konusunda nasıl olacakta öğretmen rehberlik edecek ?
    Haram helal şu çocuklar yerine, farklı inançlardaki farklı özelliklerden bahsedilip dünyanın kendi çevresinden daha geniş olduğu gösterilse fena mı olur yani ?
    Hoca, bir selam çakıp anılarından bahsedeceğine bunlardan bahsetse fena mı olur yani ?
    Ülkeye bir faydaları yok bari bunu yapsınlar, imam hatip demeyin gülme tutuyor beni lütfen.

    Özgürlüğü kısıtlayan yok. Okul din tercih ettirme yeri mi? Kişi doğduğu yerdeki dini yüzeysel olarak okulda öğrenmeli. Sonra zaten dünya elinin altında kişi sorgularsa arar kendine göre doğruyu bulur.

    Din öğretmeni en azından temel bilgileri verir, bunda bana göre zarar yok.

    İmam hatip'e gelince, bu ülkeye nasıl çöpçü doktor lazımsa imam da lazım, şahsi fikrim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.