HAYIRLI OLSUN SONUNDA BUDA OLDU !!!

Sadece belediye mi Huguli? Tüm devlet erkanı böyle. Biz de böyleyiz. Çuvaldız istemiyorum senden, hiç olmazsa bir iğneyi de kendine batır. "Ben ne yaptım? Bu tüketim manyaklığının nasıl parçası oldum?" diye de sor kendine.

İmzanı oku mesela. O telefon, o bilgisayar, o arabalar... Arkadaş, arabaya ilgin olur, anlarım. Telefona ilgin olur, anlarım. Bilgisayara ilgin olur, anlarım. Hepsine mi ilgin bu kadar büyük?

Hepimiz yedik-yiyoruz bu herzeyi. Bu arada, "biz" diyorum. Sırf alınmayasınız ve birlikte bu dünyada yaşadığımız için, birlik olmak zorundayız diye. Yoksa ben bu harcama çılgınlığının içinde değilim. Tüketim karşıtıyım. İhtiyacım olmayan hiçbir şey almıyorum. Fabrika sahibiyim. İhracatçıyım. Cebimde 4 yıllık bir telefon var. Altımda da 7 yıllık, 200.000km'de bir araba.

Teknoloji meraklısıyım. Ama öyle alıp kullananlardan değil. Kendisi yapanlardanım. Milletin 1000 Euro verdiği ev hifi DAC ünitesinden çok daha iyisini elde 70 Euro'ya yapıp geçenlerdenim. Hobim bu. Herkesin hobisi bu olacak değil tabi. Ama harcamalarımız konusunda dikkatli olmalıyız. Bize sürekli bir bombardıman yapılıyor: "Buna ihtiyacın var! Bu daha iyi! Yenile! Yenisini al!" Gerçekten ihtiyacımız var mı acaba? 3 yıllık telefonumuzu yeni çıkan şu model ile değiştirince ne gibi "karşılayamadığımız ihtiyaçları" karşılayacağız mesela? 4 yaşında, lüks sayılacak bir arabamız var diyelim. Yeni model x araba ile değiştirince ne gibi bir ihtiyacımızı karşılayacağız? Var mı cevabı? Yok...

Devlet baba tabii ki kemer sıkacak. Yapılanlar çok çok ayıp. Gariban halkın parasını yemek nedir yahu? Belediye başkanlığı bile, bir dandik koltuk. Passat başkana bile çok. Büyükşehir belediye başkanına anca... Onlar da S320'ye biniyor! OHA!

Ama biz de (tüm gelişmiş dünya ile birlikte) absürt bir tüketim çılgınlığı içindeyiz. Bu sürdürülebilir de değil. Tükettiğimiz ürünler nereye gidiyor? Çöpe. Onların hammaddeden, son mamul olana kadar geçirdikleri tüm evrelerde bu dünya kirletiliyor. Sonra biz bunları 1 yılda tüketip yenilerini alıyoruz. Eskisini satsak da, sonuçta 3 eskimiz, 4 eskimiz, bir yerde çöpe gidiyor. Dünyaya bu kadar yük olmaya ne kadar devam edebiliriz?

Tek sorun dünya da değil. Maddiyatla bağımız bu kadar güçlü olunca, ister istemez sığlaşıyoruz. Sığ insan da makbul bir şey değil. İşin bir de bu boyutu var.

Ben o yüzden yıllar önce yaklaşımımı değiştirdim. Zorunda değilsem tüketmiyorum. Tüketim konusunda kesenin ağzını açtığım tek konu var: Yeni yerler görmek, dünyayı gezmek, yeni kültürler tanımak... Geri kalan her şeyde, aldığım her üründe şunu soruyorum: "Gerçekten ihtiyacım var mı?" Beni tekrar tüketmeye zorlayan kasti düzenbazlıklara da çözüm üretiyorum. Mesela işlemcisi ve rami benim ofis bilgisayarımdan iyi olan cep telefonunun yıllar geçtikçe yavaşlaması... Bunun kasti olduğu açık. Custom Rom yükledim. Hızlandı. Bu şerefsizliği yapan markaları da not ediyorum. O markalardan hiçbir ürün almıyorum. Beni kazıklayana gidip bir de ikinci kere kazıklasın diye para mı vereceğim? Bir yandan da dürüst firmayı ödüllendiriyorum. Babama Asus Zenfone1 almıştım 6 yıl önce. Hala aynı telefonu kullanıyor. Alet yavaşlamadı! Bunun üzerine, benim telefon eskiyince, eşime Zenfone3 aldım. Ben de eşimin telefonuna çöktüm. Şu anda benim telefon iyice can sıkıcı bir hale geldi. HTC M9. Bir iki custom rom daha denerim, 1-2 yıl daha idare ederim. O zamana eşimin telefon yavaşlama ibaresi göstermezse bir Asus daha alacağım... Gösterirse, almam. Alternatif ararım. Fairphone fena fikir gibi değil mesela...

Neyse, sonuçta tüketici bilincinin yükselmesi, gereksiz tüketimin düşmesi şart. Sadece Türkiye için demiyorum bunu. Türkiye'de mevcut durumda, zaten düşecek. Tüm dünyada tüketim çılgınlığı bir son bulmalı.

2.0 TDI Passat'ı bile beğenmiyorlar.A6 istiyir çoğu .Eee sağcılığın fıtratında bu var

-Da ayrı