bu hikayem siz güzel dostlarım için,haydi ne duruyorsunuz toplaşın bakiyim etrafıma başlıyoruz...
öncelikle kendimden bahsedeyim , bende sizler gibi hayattan nefret ediyordum bir zamanlar pesimistiktim hergün uyandığımda hayattan daha çok nefret ediyordum...(yaş 23 boy : 1.87 kilo:78 ortalama bir tipim)
birgün okula gidiyordum arabayla bir anda önüme fırlayan bir maganda yüzünden bariyerlerden uçtum ve arabayla 3 takla attım.
bilincim yerine geldiğinde etrafta kimse yoktu.etrafı zaten zar zor görebiliyordum.. arabanın durumu felaketti şimdi bittim yandım ben diye bağırmaya başladım. çok çaresizdim etrafta bir kişi bile durup bakmamış ki yardıma gelsinler.yol bomboş telefonda çekmiyor...
çaresizce babamı arıyorum ama yok bir diş bile çekmezmi telefon...
aklıma bir anda arabanın torpido gözündeki 'o' şey geldi.
perte çıkmış ters duran arabanın içine zar zor girerek torpidoyu açtım.bir anda içinde ne var ne yok etrafa yayıldı. bir küfür savurdum ve yere saçılan şeyleri toplamaya başladım ve sonunda 'onu' buldum.
çok güzel ve parlaktı dayanamıyordum yapacaktım...
elime aldığım gibi sıvazlamaya başladım ve bir anda bir patlama oldu..
işte karşımdaydı tüm güzelliğiyle benim vazo cinim..
dile benden ne dilersen dedi. daha önce kimse bana ne istediğimi sormamıştı çok duygulanmıştım ve cinden rica ettim lütfen arabamı tamir et diye..sağolsun hemen bir yol servisi çağırdı ve oracıkta arabamı yapıverdiler ..
geriye iki dilek hakkım kalmıştı ve iyi düşünmem gerekiyordu
aslında dileğim belliydi daha iyi bir hayat ama onu sona bırakmıştım cine döndüm ve dedim ki lütfen arabayı evin önüne park et ki ailem arabayı alıp aldı başını gitti diye dedikodu yapmasın öyle gidiyim dedim bu zavallı hayattan.
çok heyecanlıydım son dileğim gerçekleşecekti.cin sopayı salladı ve ikinci dileğimide gerçekleşti..
arazinin ortasında cinle başbaşaydık ve en heyecanlı kısım başlıyordu.
bana dedi ki son dilek hakkın nedir ?
çok heyecanlıydım dudaklarımdan terler damlıyordu tam ağzımı açıp son dileğimi söylecekken bir anda hande yener gökyüzündeki ejderhanın üstünden atladı ve çığlık çığlığa bağırdı ; CİN ÇIK CİN ÇIK CİN ÇIK !!!!!!!!!
ardından yallaaaah diyip kafasına kutladığı koleksiyonu fırlattı ve cin kaçtı...
ne yapacağımı bilemedim ve o günden sonra anladım ki elimizde olanla yetinmeyi öğrenmeliymişiz..