Şimdi Ara

Hassas Ayar Argümanı - Stephen Hawking (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
60
Cevap
0
Favori
2.110
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    Hassas ayarlar varsayım falan değil bilimsel bir gerçek. Evrende yaşamın oluşması için bazı ince ayarlar var. Hassas ayarlar argümanı varolan teist argümanları içerisindeki en güçlü argüman. Bu argümana en güçlü cevap bence çok evrenlerdir. Onun dışında verilen cevaplar var ama ateist filozoflarda pek dikkate almıyorlar. Tek evren olduğu ıspat edilirse bu ayarların tesadüf eseri olduğu ihtimal-dışı olacağı için doğaüstü bir gücün olduğuna inanmak rasyonel olacaktır. Ama dikkat! Hassas ayarlar argümanı tanrıyı kanıtlamaz sadece bu ayarların doğaüstü bir varlık tarafından ayarlandığını gösterir. Tanrıyı kantlamak için hassas ayarların yanında kozmolojik argümanlar, ahlak argümanlarına da ihtiyacımız var. Çok evrenlerin olmadığının gösterilmesi mümkün müdür bilemiyorum. Çünkü çok evrenler kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumunda çıkarılıyor. Kuantum mekaniğinin hangi yorumu doğrudur bu bilinemez. Bilim burada etkisiz kaldığı için çok evrenler çürütülemez bence.-Bundan tam emin değilim çünkü fizik bilgim iyi değil.-

    Çok evrenlerin olduğu durumda bile teizmin haklı olduğunu göstermeye çalışan felsefi argümanlar var. Ockhamın usturasının çok evrenleri elediği ve çok evrenleri oluşran mekanizmanın da hassas ayarlı olması gerektiği şeklindeki savunular vs. Son olarak çok evrenleri oluşturabilecek mekanizmaya ihtiyacımız var. O mekanizma için enflasyon kuramı, Einstein'ın genel izafiyet denklemi ve Einstein'ın kütle enerji eşdeğerliği(E=mc^2). Bu mekanizmaların içinde son ikisinden eminiz sadece enflasyon kuramı tartışılmalı burada. Ayrıca ateizmin bu kanıtta başarılı bir savunu yapması için süper-sicim kuramına da ihtiyacı var. Çünkü süper-sicim kuramı da evrenlerdeki fizik yasalarının değerlerini değiştiren bir mekanizma.

    Teistlerin burada yapması gereken şey çok evrenlerin olamayacağını göstermek. Çünkü hassas ayarlar elimizdeki bilgilerle bizi hem tanrıya hem de çok evrenlere götürebiliyor. Çok evrenlerin uygulanamayacağına dair ileri okumalar yapamadım henüz. Boltzmann beyni ile yapılan bir savunu duymuştum yazın bu konu üzerine ileri okumalar yapacağım. Gerçekten kötülüklerin teizmi sarstığı gibi hassas ayar kanıtı da ateizmi bir miktar sarsıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 16 Mart 2019; 21:6:22 >




  • Ben de buna benzer cevap bekliyorum açıkçası. Okuduklarımdan onu anlamıştım. Bu çoklu evrenler düşüncesi pek rağbet görmüyor imiş bilim adamları tarafından, iddia sahibi sadece düşüncesel olarak çıkarttığı için Kopenhag yorumundan. Hatta fiziği bile bırakmış. Neticede bilim deney ve gözlem ister ama biz daha bu evreni bile daha yeni yeni öğrenmeye başladık.

    Varsayım falan demiş konudaki eleman da ben de iddia etmek istemedim. Felsefe biraz farklı diyebiliyor neticede aynı şeylere. Bence de hassas ayar bilimsel gerçek.

    Ben de çoklu evrenler fikrine karşı değilim açıkçası bir inanan olarak kendimi kısıtlamayı sevmiyorum. Teistler de kabul edebilir herhalde çoklu evren olma durumunu

    Şimdi yeni sorularım var benim

    Hassas ayarlar argümanı tanrıyı kanıtlamaz sadece bu ayarların doğaüstü bir varlık tarafından ayarlandığını gösterir.

    1-Bu cümle neden kabul edilmeli bir tarafsız kişi için? Evreninin oluşumunu hassas ayara bağlayacak güç tanrı dışında ne/kim olabilir ki? Felsefeciler tanrıdan aşağıda ama evreni oluşturacak güçte neyi iddia olarak sunarlar?

    Şimdi bu hassas ayarlara verilen ateist cevap mantık dahilinde bakarsak zayıf bir arguman.(Hatta ben çoklu evrenlerin de ateizmin tanrı yerine koyduğu kavram olduğunu bile iddia edebilirim. Neticede şu anki bilimin ispat edemeyeceği bir şey çoklu evrenler, ateistlerin verdiği cevap da bilmesek de anlamasak da çoklu evrenleri kabul etmemizi söylüyor=tanrı kavramı)

    Ancak yine de bir cevap niteliği taşır ve teistler ispat sunamayacakları bir ikilemdedirler bana göre

    Benim önceki dediğime doğru düşüncem daha da netleşti. Bence ateistler de teistler de tanrının varlığı veya yokluğu hususunda birbirlerini alt edemeyecekler.

    2-Neden agnostiklik ilerlemez felsefecilerde?

    3-Felsefe bakışı olarak agnostik olup kendini teist/ateist olarak tanımlayan birileri var mı?

    4- Ateistlerin güçlü argümanları neler? Onları da okuyayım ben. Hep teist argümanları ve karşıt argümanlarını okudum şu ana kadar herhalde. (Yazdıysan da önceden unuttum isimlerini)




  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    Fizikçilerin ne düşündüğünün oranını bilmiyorum bu konu hakkında. Bu konuları bilmeyen insanlar arasında çok evrenlerin deneysel olmadığı iddiası var evet. Onun açıklamasını şuan için yapamam. Çünkü 2 şekilde anlaşılabilir bir konu. Başka bir zaman açıklarım bunları. Çok evrenler teizm için sorun değil tabii ki.

    1-)Ben argüman başarılı ise çıkan sonucu yazdım. Yoksa bence de tanrı ayarlamıştır bunları. Ama hassas ayarlar bunu gösteremez. Çünkü, hassas ayarlardan tanrı'nın sıfatları -her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, ezeli, nedensiz, mekansız, bedensiz, özgür iradeli, sonsuz iyi, umursayıcı gibi sıfatlar çıkarılamaz.- Bunlar farklı argümanlardan çıkarılacaktır örneğin Kelam ve Leibnizci kozmolojik argümandan ezeli, nedensiz, özgür irade, mekansızlık, bedensizlik gibi sıfatlar çıkarılacaktır. Hassas ayarlar sadece bize doğaüstü gücün olduğunu gösterecektir. Bunu da bu argümanlarla birleştirmek gerek işte. Ateist cevap dahilinde argüman zayıf değil. Aksine ateist filozoflar bu argümanın çok güçlü olduğu kanısındalar. Ama bu belli ki onlar için yeterli olmamış ben konuda çok emin değilim. Fizik üzerine de çalışmam lazım biraz.

    2-)Evet, şimdilik hassas ayarlar beni de agnostisizme götürüyor. Ama bunun için çok evrenler üzerine iyice okuma yapmak gerek. Robin Collins iyi bir fizikçi ve din felsefesidir. Hassas ayarların başarılı olduğu kanısında. Çok evrenler belli ki sorun değil teistler için. Hassas ayarlara agnostik bakabilsek de diğer argümanlar için bunu söyleyemem. Özellikle bilinç, kozmoloji argümanları da ateizm için bir sorun. Agnostikler fazla yaygın değil. Çünkü insanlar tanrı var mı yok mu argümanlardan bunu çıkarabiliyorlar. Bu durumda agnostik kalmak absürt bence. Farklı sonuçlara varmak agnostik olmak için gerekçe değil. Fikir ayrılıkları oluyor elbette. Ama bu o konuda nesnel bir gerçek olduğunu değiştirmez.

    3-)Agnostik ateizm var. Bu görüşe göre tanrı muhtemelen yoktur ama düşük bir olasılıkla olabilir. Fideizm tam karşılamasa da belki teizm için buna örnek verilebilir. Fideistlerin epistemolojisine göre tanrı sadece imanla-inançla- ilgilidir. Kanıt aramak imana terstir.

    4-) Kötülük problemi ve tanrısal sıfatlar arası çelişki.




  • Bilmiyorum ben inanan tarafta olduğum için midir yoksa daha felsefeyi çözemediğim için midir teist tarafında diğer konulardaki argümanları da tutarlı buldum, ateistlerin cevaplarını da tutarlı buldum, onun için niye agnostiklik yok şaşırdım. Kararsızlık pek sevilmiyor sanırım.

    Tanrısal sıfatlar arası çelişki nedir? Argüman ismi yok mu araştırayım.
  • Sonsuzluk algısını oluşturan kuvvetlerin paralellik oluşturan levhalar arasındaki kuvvetliğe yön alıp zaman fonksiyonu kazandığını düşünelim.

    Sonsuzluk algısı esasen kuvvet denen ön götünün paralel iki levha arasındaki zamana tabi görünümü olsun.

    Benim paralel yüzeyim ya aynadır ya da sudur. Bunun oluşturduğu akım cereyan ya da hareket güdüsü sonsuzluğu açıklar diyelim.

    ...........

    Güzelim çirkinim yorgunum dinleniğim hastayım sağlıklıyım vs. Bu esnada oluşan algı sonsuzluktur.

    O an içinde bulunduğunuz hal n denen sonsuzluğa ırar.

    Ancak ne olursam olayım yemeliyim içmeliyim evlenmeliyim çalışmalıyım vs.

    Şimdi sonsuza ırayan her hale rağmen sizi o sonsuzdan alıp belli bir uzayda ifade etmek in flation şeklinde anlam kazanır denebilir.

    Buradan esasen enerji denen şeyin yüzeyde oluşamayacağı derinlik kazanması gerektiği hususu da izafiyete gönderme yapar.

    E = denirken esasen enerjinin gerekçesi haller ile olmasa dahi sizin mecbur kaldığınız haller olarak total enerjinin 0 olduğu ilk ana gönderme taşır.

    ..........

    Yani her denklem bağıl denklemdir ve ilk patlamadan bahis mevzu açar.

    Kuant boyutu olarak kadere bi bakış yapsaydık 0 enerjili bir kütle in hareketinin ilk patlama ile anlamı kaderin çizilmesi anını da açığa verirdi.

    ...................

    Acıkmış susamış ya da çalışma zorundaolman bu hususları yapabileceğin anlamına gelmiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    Bir anda görüş belirtmek zor, bence sen fideizme yakınsın. İlk zamanlarda bende akıl yürütemeyip bu işlerden anlayan kişilere soru soruyordum. Sonra neden bu soruları sormuşum ki demiştim. Şimdi sen ateist argümanları başarılı bulsan bile dine inanabilirsin. Tanrı inanç konusudur, kötülük vardır, tam anlamıyla ne için varolduğunu bilemeyiz şeklinde cevap verebilirsin. Bu da şüpheci teist bakış açısıdır. Ama teistler genelde kanıtları sağlam buluyor. Mesela Craig'in kelam argümanı bile A teorisinin doğru olduğu durumda savunulabilir duruyor bence. Yani bende bu konularda eksiğim henüz ateist olmamın esas nedeni kötülük problemi ve tanrısal sıfatlar arası çelişki. Teist argümanların bazılarını ileri düzeyde bilmiyorum. Tanrısal sıfatlar arası çelişki tanrının sıfatları arasında çelişki olduğunu bu yüzden o tanrı tanımının imkansız olduğunu söyler. Mesela bedensizlik ve her şeye gücü yeten sıfatını ele al tanrı'nın her şeye gücü yeter ama bedensiz bir varlık dondurma yiyemez, bisiklete binemez. Bu iki sıfat birbirini kısıtladığı için birinden vazgeçmemiz gerekiyor.




  • Öncelikle Sıfatlar arası çelişkiler hakkında çok okuma yapmadım. Çok saçmalıyor olabilirim. Fakat yine de yazmak istedim.
    Örneğin: Tanrı'nın duaları duyması için bedene ve kulağa ihtiyacı olmayabilir. Tanrı, O'na dua edenlerin bilgisine sahip olabilir. Ben şimdi hayal kurarken, rüya görürken, matematiksel işlemler yaparken vb. durumlarda herhangi maddesel ve organsal işlev kullanmıyorum. Mesela matematiksel işlem yaparken her teoremi doğaya fizikalist şekilde uygulamazsam ben eksik, hatalı ve kusurlu bir işlem mi yapıyor olacağım? Elbette hayır. Aynı şekilde Allah, bisiklete binmeyi, dondurma yemeyi önermesel olarak bilebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben bir kötülük problemi görmüyorum açıkçası tanrı katında da neyse açıklamam için biraz daha öğrenmem lazım felsefeyi.
    Tanrısal sıfatlar bu şekilde ele alınırsa tabiki çeliştirilir. Bedensizlik bizim algımızın dışında birşey aslında biz tanrıya bedensiz diyerek de ona bir şekil vermiş oluyoruz aslen ve bu benim için saçma bir şeydir. Tanrının bedeni olup olmadığını nereden bileceğiz ki? Biz bedensiz olup varolan birşeyi zaten tasavvur edemeyiz.

    Benim bakışım şu şekildedir: Eğer bir tanrı var ise biz onu kavrayamayız, bize tanrı tarafından verilen bilgi kadar bilebiliriz ve bu bizi tahmin etmeye zorlar. Ya da haddimizi aşmayı red edip tanrının ne olduğunu açıklamaya çalışmama üzerine bir yol izleriz ve var ise bu dünyaya bir şekilde müdahale etmiş mi diye sorgularız. O kısım da ilahiyata girer.

    Felsefe nasıl ilahiyatı görmezden gelip ilerlemeye çalışır anlamam mümkün değil. Şu ana kadar okuduklarımdan çıkardığım tanrının var olup olmaması üzerine hep, eğer var ise varsayımı ile hareket etmeden de ilahiyata giriş yapamıyor felsefe.

    Eğer yok ise varsayımı ile bakmak istiyorum ben felsefede neler denmiş diye ama anladığım kadarıyla o da yok felsefede. Tanrıyı çürütmek üzere bir bakış var anladığım kadarıyla hep.

    Sana sorum şu eğer tanrı yok ise kötülük problemi ortadan kalkar mı? Evrimin normal akışı mı olur birden bire kötülük?

    Neden kötülük teistler için bir problemdir de ateistler kötülük problemi için bir çözüm üretmek zorunda değillerdir?

    Neticede bu hayatta bir kötülük var, tanrı varsa da var yoksa da var.




  • eşom21 kullanıcısına yanıt
    Hocam yanlış anlamada ilk önce seni hayal edince bile garipsiyorum. Evrimi vs. kabul edip geleneğe karşı çıkıyorsun ama şiddet içeren şeyleri kabul ediyorsun.

    Tanrı'nın bizim anladığımız anlamda duaları duyması için kulağa ya da kulak görevi gören bir organa ihtiyacı olması gerek. Yoksa tanrı tanımından organı olmadan duaları duyar gibi bir sonuç çıkarılamaz. Ama onu her şeyi duyması demek bizim anladığımız anlamda kullanılmıyor benim bildiğim. Verdiğin örneklerde şu şekilde bir sıkıntı var: Matematiksel işlem yapmak beden ve belirli bir kudret isteyen bir faaliyet. Bütün matematiksel teoremleri uygulamamak sıkıntı yaratmaz diyorsun. Tamam, bende katılıyorum buna fakat; bu durumda birbirini kısıtlayan sıfatlar yok bizde. Tanrıda ise durum tam tersi bedensizlik ve her şeye gücü yetme birbirini kısıtlıyor. Yani dondurma yemenin, bisiklet sürmenin bilgisi ile alakasız bir durum bu bu faaliyetleri yerine getirip getirememe durumu sorun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 17 Mart 2019; 22:48:56 >




  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    Bedensizlik sıfatı tanrı'nın şekilsiz olduğunu belirtiyor zaten. Şekil vermiyoruz bu sıfatla. Bu sıfatlar kutsal kitaplarda varolan şeyler ayrıca. Kötülük problemi tanrı'nın iyilik sıfatıyla kötülüğün çeliştiğini bu yüzden tanrı'nın olmadığını söyler. Tanrı yoksa kötülükler tabii ki devam edecektir. Kötülüklerden yola çıkarak tanrı yok diyoruz zaten sen argümanı yanlış anlamışsın.
  • Yok doğru anladım da hızlı ve eksik yazdım büyük ihtimalle. Yani kabul ediyorsun kötülüğün evrimin bir sonucu olduğunu değil mi?

    Benim Kur'an da sadece mutlak iyi bir tanrı görmediğimi söylemiştim önceden. Şimdi sorum şu eğer tanrı sadece mutlak iyi ise mutlak kötü olmama durumu tanrıyı neden eksik yapmıyor?
  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    Evrimin değil de liberteryen bir özgür iradenin sonucu. Plantinga'nın terminolojisi bunun üzerine kurulu zaten. Ben kötülüklerin olmasında tanrı ile mantıksal bir çelişki görmüyorum. Plantinga bunu çözdü zaten. Sadece gereksiz kötülükler olduğunu söylüyorum. Büyük bir iddia olacak ama teistlerin gereksiz kötülükleri hiçbir şekilde çözebileceklerine ihtimal dahi vermiyorum. Burada en fazla şüpheci teist görüşü belirtebilirler. Bir kişi burada şu kararı vermek zorunda: Gereksiz kötülükler ateist olmamı gerekli mi kılar, yoksa biz bilemeyiz bir yararı vardır deyip teist mi olmalı? Burada karar vermek sıkıntı. İşte görüş ayrılıkları burada başlıyor. Gerçi bana göre şüpheci teizmin de birçok sorunu var o da kurtarmıyor. Ama ateizm kötülükleri en iyi şekilde açıklıyor bence. Kötü tanrı gibi savunular farklı konular. Oraları farklı argümanlarda tartışmak gerek. Şurada Richard Swinburne ve Craig cevaplamaya çalışıyorlar ama bence bu teodiseler bile çözemiyor bu problemi:https://www.youtube.com/watch?v=EEbuQePjJSw&t=200s

    Kur'an da mutlak iyi bir tanrı var. Tevratta da İncilde de var. Kelam alimleri kötülük problemine karşı özgür irade ile savunu yaparlar mesela. Ne bakımdan eksiklik, onu belirtmek gerek. Mutlak iyi bir varlığın kötülük yapması mantıksal bir çelişki doğuracaktır. Ama dikkat kötülük yapması dedim kötülüklerin olması mantıksal bir sorun doğurmaz. Çünkü, Plantinga bunu çözdü. Şu videoya bakabilirsin bu konu hakkında:https://www.youtube.com/watch?v=orHMT-sHwxI&t=92s



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 18 Mart 2019; 0:46:32 >




  • Ortada %100 bilimsel gerçek varsa farklı şekilde yorumlayabiliriz. Evrimi kabul eden Sünni alim yok galiba. Ama batıda Müslüman davetçi Yasir Qadhi var. Başka kim var bilmiyorum. Onun dışında, dini, kendi heva ve hevesimize göre değiştirecek değiliz. Konumuz bu değil.

    Matematiksel işlem yapmak bedensel organ gerektirmiyor. Beyin sadece nedensel olarak mevcut. Yani olayın asıl faili değil. Burada zihin felsefesi ve zihin-beden tartışmasına girmiş olacağız.

    İkinci olarak: cisme benzemeyen bir Tanrı'nın cisme girmesini beklemek tıpkı Tanrı'dan hem evli hem de bekâr yaratmasını beklemek gibi olabilir. Bu konu hakkında okuma yapmadım. ileride belki tekrar yazarım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu mantık zemininde çözülmesi imkansız zaten ben de onu diyorum. İyilik ve kötülük ne kadar objektiftir? Bize göre iyi ve kötü olan şeyler tanrı katında da iyi ve kötü olarak değerlendirilir mi? Gereksiz kötülük diye gördüğümüz şeyler gerçekten gereksiz midir yoksa o gereksiz kötülük olmasa idi bu düzen başka bir şekilde kurulsa idi de biz bir şeylerin gereksiz olduğunu yine iddia eder miydik?

    Benim yaratıldığını kabul ettiğim bir düzende gereksiz olduğunu düşüneceğim bir şey yok açıkçası. Teistlerin bunu söylememiş olması ilginç geliyor zaten bana. Yoksa gereksiz kötülüğün olmadığını söyleyen argümanlar var da onları da mı yanlışladınız?

    Ben Kur'an da dediğim gibi mutlak iyi bir tanrı görmüyorum, iyiliği veya kötülüğü bizim bilemeyeceğimizi ancak kendisinin bileceğini iddia eden bir tanrı görüyorum. İyilik ve kötülüğün bizler için subjektif olduğunu iddia ediyor ayet net. Eğer müslümanlar ayeti alıp "herşeyde hayır vardır" söylemine daraltmışlar ise bu ayetin yanlış yorumudur ve bu yorum üzerine ilerlemek de baştan yanlıştır bana göre.




  • İnsanın kendisi ile olan munasebeti bir şekilde hassas bi ayarı içeriyor gibi.

    Kendi fukaralığından çalıp kendi zenginliğine katan bi yapı var ve bu şey asi bi görünüm çiziyor. Dengeye ulaşamıyor.

    Hassas ayarın aynı tür içindeki cins kavramına bakışı mümkün ancak Özünde bireysellik varsa bu açıdan kişinin kendini zenginleştirme adına(maddi manevi kültürel) kendi yapısındaki fakirleşmiş organeli yok etme pahasına ondan çaldığı görülür.

    ..................

    Bu esemede sayısal sözel sosyal zeka denen ve zeki olduğu iddia edildiği halde sosyapat derecesinde olan varlıklar oluşur.

    Esasen total manada eşitliği bozan şey kendi olabilme adına kendini soyan bi yapıdır.

    Ortak soy bu açıdan taşıyabilir.

    ............

    Bu Robin hood fakirden çalıp zengine vereni iken ayrıca bir şey daha yapar. Kötü denene dokunmazken iyi deneni koruma vasfı taşıdığını ileri sürer.

    .............

    İnsanların haklarını doğanın tabiatın hakkını savunduğunu söyleyen şey esasen fakirden iyiden çalıp kendini var etmek isteyen bir şeye çevrilirken bir de bakmışsın ki kötü denen şeye de dokunmuyor.

    İşte bu dengesizlik hali hassas ayarı oluşturmakta.

    .......

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • eşom21 kullanıcısına yanıt
    O tartışmaya hiç girmeye gerek yok. Zira bende o konuya hakim olmadığım için bir şey belirtmeyeceğim. Şuan argümanın başarılı olmadığına kanaat getirdim bende. Çünkü, senin cevabın dolaylı yoldan mantıksal bir çelişki olduğunu gösteriyor. Ve bence verdiğin cevap başarılı anlamayanlar için detaylı yazayım ben. Şu üç önermeye bakalım:

    1-)Dondurma yemek mantıksal olarak mümkün bir eylemdir.
    2-)Tanrı bedene girmeden dondurma yiyemez.
    3-)Bedensiz bir tanrı'nın beden alması mantıksal bir çelişkidir.

    Bu üç önermeye itiraz edilemez. Tanrı 1. eylemi her şeye gücü yetiyorsa gerçekleştirmek zorunda. Bu argümandan yırtmak için mantıksal bir çelişki olduğunu göstermek lazım. Burada bu yok ama tanrı sadece bedene girerse dondurma yiyebilir denebilir. Tanrı'nın da bedene girmesi mantıksal bir çelişki olduğunundan bedensizlik ve her şeye gücü yetme sıfatı arasında bir çelişki gözükmüyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 18 Mart 2019; 18:53:30 >




  • Ama şunu da eklemek istiyorum. 3. önerme ilk başta doğru gözükse de ona itiraz edilebilir. Ben bundan tam emin değilim ama şöyle bir durum var: Bedensiz bir varlığın kendi doğasına bir de beden eklemesi niçin çelişkili değildir denebilir. Tanrı'nın bedensizlik diye bir sıfatı yok. Tanrı'nın öz doğasının bedensizliğinden bahsetmekle Tanrı'nın bedensizlik simpliciter diye bir sıfata sahip olduğunu söylemek farklı şeyler. Tanrı ilahi doğası itibariyle bedensizdir, öyle de olmak zorundadır. Ancak bu Tanrı'nın ilahi doğasının yanına bir de insani doğa ekleyemeyeceği anlamına gelmez. Bu durumda tanrı bedensizlik sıfatını da kaybetmez. Bu konu üzerine düşüneceğim. Tam emin olamadım. Ayrıca şuan 3. önermeye verdiğim itiraz da kabul edilirse yukardaki tanrısal sıfatlar arası çelişki argümanı gene başarısız olmuş gibi duruyor. Çünkü, bu durumda tanrı insani bir doğa ekleyerek dondurma yiyebilir gibi duruyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 18 Mart 2019; 19:50:45 >




  • Evreni tabikide Tanrı yarattı.En azından yaratan bişey var bunu nerden biliyoruz.Canlılardaki radius açılarına sahip makro biyolojik yapılar.Bu yapılar sadece radius açılarına sahip değil aynı zamanda simetri yani biyolojik yapılar tanrının imzasıdır açık ve net. Şimdi nedemek istediğimi daha açarak yazacağım mesela kulak ,göz iç organlar dış organlar yapıları neden böyle diye soralım ?Ateist biri evrim ve deterministik fizik yasalarının sonucu diyecektir.İşte bu cevap çevir kazı yanmasın şeklinde soruyu cevaplamak yerine belirsizliğini kılıfına uydurma sanatıdır.Çoklu evren teorisine gelelim herbir evren neden aynı şekilde başlangıca sahip değil sorusunu sorarım ?çoklu evrenlerde tüm evrenlerde aynı sonuç ortaya çıkabilir veya çıkabilirdi.Yani bilmediğimiz noktalara cevap olsun diye kendi bilim kurgu teorilerini ortaya atıyoruz.Tanrının en büyük kanıtı Abiyogenez teorisidir.Evrende dünya adını verdiğimiz bu gezegende hiçbir canlı mikro organizma veya virüs yoktu.Nasıl peydahlandılar ?Gezegenimizde Tek bir protein hatta amino asit yoktu ? nasıl bu gezegene ulaştılar ? ulaştırlarsa geldikleri meteorda nasıl oluştular ?

    CEVAP YOK ? Ateistler için bilim kurguya devam

    Cansız maddelerden canlı organizmaların oluşmasında 7 problem..

    Hassas Ayar Argümanı - Stephen Hawking



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nazgul Founder -- 19 Mart 2019; 12:0:55 >




  • Şayet kıyamet kopmuşsa ki öyle bu bi yaratılış olamaz demek lazım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.