Şimdi Ara

Grand C4 Picasso (2007-2013) İlk sürüş izlenimi.. (8. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
10.698
Cevap
117
Favori
833.240
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
9 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sağlıkçı kampanyası mart ayının son 2 günü uygulamaya sokulan bir kampanya idi. Sanırım Nisan ayı içinde bitti. Ben aldığımda 53.250 olan kampanyalı fiyat tıp bayramı nedeniyle 52.000 ytl ye indirilmişti. O sıra dolar ve Eurodaki ani tırmanış nedeniyle artış olabileceği endişesiyle fazla beklemeden arabayı aldım. Ancak 10 gün sonra Balıkesir Desil otonun deyimiyle , merkezden gelen ve sırf piyasaya daha fazla araba sürmek amacıyla yapılan ikinci indirimi kaçırmıştım. İzmir Alsancak ve Kavuklar bayiilerinide dolaştığım için biliyorum, tıp camiasında bu arabaya büyük ilgi olduğunu, müşterilerinin önemli bölümünün doktor ve üniversite öğretim üyesi olduğunu söylediler. Belki bu yüzden, hedef kitleye yönelik bir satış amacıyla adı sağlıkçı kampanyası olmuştur.
    Almayı düşünüyorsan 3 aşağı, 5 yukarı bahsettiğin fiyatada alabilirsin, tavsiye ederim, parasını hakediyor.
    Bence bu arabayı çekici kılan en önemli yönü dış dizaynıdır ki dikkat çekmemesi olanaksız. İç mekan ferahlığı emsallerinin hiçbirinde yok. Ayrıca iç dizaynındaki farklılık, ergonomi, direksiyondan kumandalı MCV şanzıman ve tabiiki bizim için önemli olan 1600 cc lik vergi avantajlı turbo dizel olmasıda eklenince ........yemede yanında yat.
    Özetle böyle , umarım faydalı olmuşumdur.




  • Uzunca bir süredir siteye ve konuya girme imkanım olmadı. Dolayısı ile geçen zaman için bir özet yapmak isterim.
    Grand C4 Picassom Ankara- İzmir arası gide gele maşallah 14400 km yi tamamladı ve geçen salı günü İzmir Alsancak otoda ilk bakımına girdi. Sabah erkenden gittiğim için bakım öğleye kadar bitti.
    Aracımdan bir şikayetim yoktu. O yüzden standart 15000 lik bakım uygulandı. Malum tüm filitreler ve motor yağı değişti, altı üstü kontrol edildi. Toplam olarak motor temizleme ( motoru ilk aldığım günkü gibi yepyeni yaptılar) dahil fatura bedelim 290. ytl tuttu. Bu kilometre normal kullanımda neredeyse bir yıllık süreye eşit olduğundan yılda 300 ytl civarında bakım gideri başka markalarda kolay kolay görülmez. Dikkatinizi çekerim.
    Bakımın ilgili personel tarafından özenle uygulandığını söylemek isterim. Bekleme odasından her şeyi görüyorsunuz zaten. Bakım Müdürü Ufuk Bey'e ilgisi yüzünden ayrıca teşekkür ederim.

    İlaveten yazmak istediğim şeylerden biri de aracın son yakıt sarfiyatı. Malum dizel yakıt fiyatının benzin ile eşitlenmekte olduğu şu günlerde Polatlı'dan doldurup İzmir'de evin önünde sona eren son yolculuğumda şehir dışı 90 - 100 km hızla yakıt sarfiyatım 4.7 l / 100 km dir. Şehiriçi, şehirdışı karışık sarfiyat 5.1 ile 5.3 l arasında değişmektedir.

    Xenon far takma işi Alsancak Oto'da da yapılıyor. Fiyat sanırım çifti için 250.YTL. Ancak ne malı olduğunu bilmiyorum. Sadece takılmakta olan bir araçta gördüm. Kullanan arkadaşların yorumlarını bekleriz.

    Aracın son fiyatına gelince: Gelen zamlarla 7 kişiliğin şu andaki satış fiyatı 58.000 YTL ( Opsiyonlu). Fiyat yazan arkadaşlardan ricam modeli, opsiyonları ve kaç kişilik Picasso olduğunu lütfen belirtsinler. 5 kişiliğin fiyatı ve opsiyonları farklı olduğundan yanlış anlaşılabiliyor.

    Herkese aracını kazasız me mutlulukla kullanmalarını diliyorum. Doğru seçimi yaptığınızdan emin olabilirsiniz..




  • farlarınız mercekli değilse xenon takmayın bence. ben söktüm çünkü hakikaten reflektörlü farda karşıdan gelen ve önde seyredeni çok rahatsız ediyor. önerim osram night breaker +%90 ampullerden kullanmanızdır. tabiki xenon.la kıyaslanamaz ancak etkili mesafede tamamen homojen bir ışık dağılımı ve etkili bir aydınlatma sağlıyor.

    xenon.da kesin kararlıysanız ya mtec ya da pahalı ama philips öneririm.
    250 ytl.ye satılan kitler uzak doğu üretimidir diye düşünüyorum.
  • Arkadaşlar grand picassolarınızın son durumu nedir? Krom çıta yaptıran vardı sanırım ama resmi açılmıyor. Birkaç resim yüklermisiniz? Alacak arkadaslara çok yardımcı oluyor. Teşekkürler.
  • sevgili picassocular

    formda yazılan tüm yazılanları okudum , sonuç olarak bu araba bu fiyata alınır ama kullanımda herşey değişebilir amartisörlerden gelen ses konfor eksikliği elektronik devrelerde bir arıza gibi şeyler bi anda arabadan insanı soğutabilir. ama yazılanlara göre bu ihtimaller bu arbada zayıf. Çok hoşuma giden harika bir araç bu fiyatlara başka araba almak isteyen bence bir kere daha düşünsün , ben kısa bir süre sonra bu arabayı almak istiyorum ve dua ediyorumki olumsuz birşeyle karşılaşmıyayım. Fakat incelemelerim sonucunda bu arabanın ikinci el satışlarına baktığımda çok büyük oranda çok az kullanılarak satışa çıkarılmış. 10000 km 15000 km bilemedim 20000 kmyi bulmadan satışa çıkaran sahipleri var. Ama 100.000 km yada 80 yada onuda geçtim 50.000 km de satışa çıkaran yok. Acaba bu arabada kullanışlı olmayan bi durum mu var yada hatalı bir sistemmi söz konusu. Yada değişik bir tasarımı olduğu için kullanışsız bulanlarmı bu erkenden satanlar.Çevremde bu arabadan pek rastlayamıyorum. Az satılan bir araba. Gerçi bu sınıf zaten çok satış yapabilen bir sınıf değil gerçi avrupa ve amerikada fazla kullanıcısı var ama ülkemizfde az. Bununda picassonun az sayıda olmasına etkisi var muhakkak. aöa kullanıcı olarak bu arabanın motorunda bir hata varmı, başınıza yolda kalmak gibi anlamasız motor tepkileri gibi motordan gelen ilginç sesler yada elektronikle arızalanmamalar oluyomu. Bunları iyi niyetimle soruyum kesinlikle ARACINIZI KÖTÜLEMEK GİBİ NİYETİM YOK hatta bu arabadan almak için sabırsızlanıyorum genişleyen ailem için bu sınıf bir araç almak istiyorum ve picassoya hayran kaldım umarım bu endişelerim yersizdir.
    Yardımcı olursanız sevinirim özellikle uzun kilometreler yapan arkadaşlar sorunlarınız oldumu bu araçla ? Uzun yol seyahatlerinde yüzünüz gülerek mi kullanıyosunuz yoksa endişe edilecek bir durumla karşılaşmamak için dua ederekmi??




  • sayın cum çok güzel açıklamışınız. Ben bir picasso sahibi değilim fakat sizin gibi ilerde param oldugunda almayı düşünüyorum. Sizin sorduklarınız benimde aklımdaydı. Daha önce forumda bir arkadaş yolda giderken aracın durdugunu servisin bunu garanti kapsamında saymadıgını ve bunun gibi bir sürü sorunu okumuştum. arkadasın prosedürünü takip etmek istedim acaba neler olacak diye ama sanırım konu mahkeme sürecinde oldugundan arkadaş bir daha mesaj yazmadı. O yüzden insan tereddütte oluyor. burdaki arkadaşlar genellikle araclarından memnun çok ufak sorunlar dışında mesela far ayarı cam sileceği gibi. Ben kendimce bir çıkarım yaptım. Bu aracı alırsam pişman olmam. Zaten günümüzde bu olay tamamen şans işi. En sorunsuz toyota diye bildiğimizde bile ne şikayetler okuyorum. O yüzden artık araba alınca kasko yaptırmak şart oldu. sağlam bir kasko şirketiyle anlaştıktan sonra içimiz rahat olur gibi. İnşallah siz arabanızı alır ve memnun kalırsınız ve bize deneyimlerinizi paylaşırsınız. Bakalım picasso sahibi arkadaşlar ne gibi cevaplar verecekler. Saygılar.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: jetranger

    Uzunca bir süredir siteye ve konuya girme imkanım olmadı. Dolayısı ile geçen zaman için bir özet yapmak isterim.
    Grand C4 Picassom Ankara- İzmir arası gide gele maşallah 14400 km yi tamamladı ve geçen salı günü İzmir Alsancak otoda ilk bakımına girdi. Sabah erkenden gittiğim için bakım öğleye kadar bitti.
    Aracımdan bir şikayetim yoktu. O yüzden standart 15000 lik bakım uygulandı. Malum tüm filitreler ve motor yağı değişti, altı üstü kontrol edildi. Toplam olarak motor temizleme ( motoru ilk aldığım günkü gibi yepyeni yaptılar) dahil fatura bedelim 290. ytl tuttu. Bu kilometre normal kullanımda neredeyse bir yıllık süreye eşit olduğundan yılda 300 ytl civarında bakım gideri başka markalarda kolay kolay görülmez. Dikkatinizi çekerim.
    Bakımın ilgili personel tarafından özenle uygulandığını söylemek isterim. Bekleme odasından her şeyi görüyorsunuz zaten. Bakım Müdürü Ufuk Bey'e ilgisi yüzünden ayrıca teşekkür ederim.

    İlaveten yazmak istediğim şeylerden biri de aracın son yakıt sarfiyatı. Malum dizel yakıt fiyatının benzin ile eşitlenmekte olduğu şu günlerde Polatlı'dan doldurup İzmir'de evin önünde sona eren son yolculuğumda şehir dışı 90 - 100 km hızla yakıt sarfiyatım 4.7 l / 100 km dir. Şehiriçi, şehirdışı karışık sarfiyat 5.1 ile 5.3 l arasında değişmektedir.

    Xenon far takma işi Alsancak Oto'da da yapılıyor. Fiyat sanırım çifti için 250.YTL. Ancak ne malı olduğunu bilmiyorum. Sadece takılmakta olan bir araçta gördüm. Kullanan arkadaşların yorumlarını bekleriz.

    Aracın son fiyatına gelince: Gelen zamlarla 7 kişiliğin şu andaki satış fiyatı 58.000 YTL ( Opsiyonlu). Fiyat yazan arkadaşlardan ricam modeli, opsiyonları ve kaç kişilik Picasso olduğunu lütfen belirtsinler. 5 kişiliğin fiyatı ve opsiyonları farklı olduğundan yanlış anlaşılabiliyor.

    Herkese aracını kazasız me mutlulukla kullanmalarını diliyorum. Doğru seçimi yaptığınızdan emin olabilirsiniz..


    alsancak otoda philips marka xenon far takıyorlar ve ben gayet memnunum. yakıt sarfiyatınada aynen katılıyorum. katalog değerlerinin altında yakıyor. bende bir örnek vereyim. hızı 80 km.ye sabitleyin sarfiyatın 3,2 ile 3,6 arasında olduğunu göreceksiniz. bu cüssede bir arabaya bu kadar az yakmak yakışmıyor , sarfiyat dizel motorda sürücüye çok bağlı, motora nazik davranırsanız(özellikle kalkışlarda) az yakar. yüklenirseniz sömürür..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: gharova

    Merhaba,
    Forumu 2 aydır takip ediyorum. Ne zamandır bir hareket yok. Bari ben yazayım.
    2004 Megan benzinli- LPG li arabamı satıp, görünüşüne hayran kaldığım Grand Picassomu alalı 1 ay oldu. Tercihimde bu siteden çok faydalandığımı belirtmek istiyorum.
    19 Martta Balıkesir Desil otodan 52.000YTL ye aldım . Siyah, üstü cam, otomatik vites.
    Megan arabamı 22 saydılar. Aynı fiyata onlara müşteri de buldum.
    Üzücü olay, ben aldıktan 10 gün sonra, aynı arabayı, sağlıkçılara özel kampanya adı altında ,49.500 den satışa sunmaları oldu. Desil oto "Merak etmeyin , merkeze bildirdik, telafi edeceğiz , çeşitli armağanlarımız olacak v.b şeyler "dedi, ancak henüz olan birşey yok.
    Genel olarak bir konu hariç arabadan fevkalade memnunum. Güncel deyimle " Fevkaladenin fevkinde"
    Benim derdim süspansiyonlardan gelen gıcırtı sesleri. Özellikle Havalar ısındığından beri arttı.

    Bulunduğum ilçede şehir içi yollar doğalgaz çalışmaları nedeniyle delik deşik. Ne kadar dikkat edilsede bir çukura düşüyorsun sonunda, Ön ve arkadan hafif kasislerde sürekli kapı gıcırtısı gibi ses geliyor.Önerisi veya tecrübesi olan varmı
    Daha öncede belirtildiği gibi Süspansiyonlar biraz sert ve gürültülü. Ancak kaymak Asfaltta sorun yok. O da her yerde yok :))


    Bu arada, arabayı alırken ısmarlanan ve 2500 bakımında takmak istedikleri Xenon far setini inceledim. ( Çifti 199 YTL) Üzerinde markası ve üretim yeri belirtilmeyen(muhtemelen ÇİN) bu seti, Citroen onaylı olmasına rağmen biraz dandik bulduğumdan reddettim. Konuyla ilgili sitelerde yaptığım araştırmalarda bu çok ucuz xenon farların yangın, elektrik sisteminde arıza vb. gibi sorunlara yol açabileceğini öğrendim .Hatta Grand Picassosuna böyle bir set takan bir arkadaş farları yakınca aküden aşırı akım çekildiği için direksiyonun kitlendiğini belirtmişti. Bu konuyla ilgilenenlere duyurulur.

    Hayırlı sürüşler ve faydalı paylaşımlar dileğiyle herkese selamlar.

    bende kapı gıcırtısı gibi ses yok fakat çukura düşünce tak diye ses yapıyor., ileride bu şikayetlerin azalır, ya ben sert süspansiyona alıştım yada süspansiyonlar o ilk sertliğini yavaş yavaş atıyor ben 5000 km'ye doğru gidiyorum. daha uzun kullanan arkadaşlarda görüş yazarsa sevinirim.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: cumm

    sevgili picassocular

    formda yazılan tüm yazılanları okudum , sonuç olarak bu araba bu fiyata alınır ama kullanımda herşey değişebilir amartisörlerden gelen ses konfor eksikliği elektronik devrelerde bir arıza gibi şeyler bi anda arabadan insanı soğutabilir. ama yazılanlara göre bu ihtimaller bu arbada zayıf. Çok hoşuma giden harika bir araç bu fiyatlara başka araba almak isteyen bence bir kere daha düşünsün , ben kısa bir süre sonra bu arabayı almak istiyorum ve dua ediyorumki olumsuz birşeyle karşılaşmıyayım. Fakat incelemelerim sonucunda bu arabanın ikinci el satışlarına baktığımda çok büyük oranda çok az kullanılarak satışa çıkarılmış. 10000 km 15000 km bilemedim 20000 kmyi bulmadan satışa çıkaran sahipleri var. Ama 100.000 km yada 80 yada onuda geçtim 50.000 km de satışa çıkaran yok. Acaba bu arabada kullanışlı olmayan bi durum mu var yada hatalı bir sistemmi söz konusu. Yada değişik bir tasarımı olduğu için kullanışsız bulanlarmı bu erkenden satanlar.Çevremde bu arabadan pek rastlayamıyorum. Az satılan bir araba. Gerçi bu sınıf zaten çok satış yapabilen bir sınıf değil gerçi avrupa ve amerikada fazla kullanıcısı var ama ülkemizfde az. Bununda picassonun az sayıda olmasına etkisi var muhakkak. aöa kullanıcı olarak bu arabanın motorunda bir hata varmı, başınıza yolda kalmak gibi anlamasız motor tepkileri gibi motordan gelen ilginç sesler yada elektronikle arızalanmamalar oluyomu. Bunları iyi niyetimle soruyum kesinlikle ARACINIZI KÖTÜLEMEK GİBİ NİYETİM YOK hatta bu arabadan almak için sabırsızlanıyorum genişleyen ailem için bu sınıf bir araç almak istiyorum ve picassoya hayran kaldım umarım bu endişelerim yersizdir.
    Yardımcı olursanız sevinirim özellikle uzun kilometreler yapan arkadaşlar sorunlarınız oldumu bu araçla ? Uzun yol seyahatlerinde yüzünüz gülerek mi kullanıyosunuz yoksa endişe edilecek bir durumla karşılaşmamak için dua ederekmi??

    Ben Ocak 2008 de aldım benimki daha 5000 km demedi, bu araç Türkiyeye nisan 2007'de girdi(yanılıyorsam düzeltin) en eskisi 1 yaşında. 1 yılda 50000 km kaç kişi yapar? tüm markalarda ticari ve şirket arabaları dışında 1 yaşında kaç araba 50000 km.de




  • hayırlı uğurlu olsun kazasız belasız günlerde kullanın işallah.

    picasso yu inceleme fırsatım oldu gercekten cok ferah bir araç. bariz bi tasarım farkı stil ve tarzı var ancak kullanma şansım olmadı anlattıklarınıza göre muntazam!
  • Tüm grand picasso sahipleri ve almayı düşünen arkadaşlara merhaba,
    Ben grand picassoyu şubat ayında aldım şu an yaklaşık 4000 km'de. Nedendir bilmiyorum reklamı pek fazla yapılmayan bu aracı ilk olarak Abant’ta gördüğümde Allah Allah citroen’in böyle bir modeli de varmış diyerek çakan şimşek sonrsasında aldığım ve ilk olarak benimde alırken kafamda oluşan soruları yanıtlamak adına, almayı düşünenler için görüşlerimi uzunca ve detaylı olarak belirtmek istedim.
    FİYAT KONUSU: Öncelikle belirteyim, İstanbul'da oturmama rağmen aracı Balıkesir Desil otodan aldım, reklam gibi olmasın, bunu fiyat konusunda tereddüt yaşayan arkadaşlar için yazıyorum, özellikle takasa araç verecekseniz bilirsiniz İstanbul’da araçlar Anadoluya göre daha ucuzdan gider. Bu arkadaşlar, İstanbul'dakinden çok daha iyi fiyat veriyorlar, (burdaki bayilerin 6,5-7 bin YTL verdiği araca 9,5 verdiler) takassız da olsa fiyatları İst'den daha iyiydi ben aldığımda. Üstelik aracı almak için Balıkesire filan gitmenize gerek yok, Picassoyu benim işyerine kadar getirip teslim ettiler, benim emektarı alıp gittiler. O yüzden İstanbul’dan almayı düşünenler bir de ordan fiyat alsınlar bence, citroen.com da irtibat tel mevcut. Ancak fiyatlar, bayilerin satış kotesi, elindeki stok, zamanlama, kampanyalar vb değişkenlere göre çok değişebildiği için mümkün olduğunca çok bayiden fiyat almanızda büyük fayda var. Sonuçta az para değil 50 bin YTL üstü para veriyoruz bu alete. Sadece telefon açıp grand picasso sizde kaç lira demekle olmuyor tabi, gerçek bir alıcı gibi, ben bu aracı beğendim, almayı düşünüyorum, cebimde param da var tarzı yüz yüze görüşmelerde fiyat çok daha değişebilir.
    Neyse geleyim c4 grand picassoya, genel olarak fikirlerimi paylaşmak adına aracın artı ve eksilerini kendi kısa sayılabilecek tecrübem çerçevesinde yazayım. Ama öncesinde cumm ve Korhan50 arkadaşların sorularına kendimce kısaca cevap yazayım. Öncelikle aracın bu kasası çıkalı sanırım 1,5 yıl falan olduğu için çok km'de ikinci el araç yok diye tahmin ediyorum, ama belirttiğiniz gibi bu sınıf şu an Türkiye'de çok da satılan bir sınıf değil, o yüzden kısa sürede satmayı düşünüyorsanız çok mantıklı bir seçim olmayabilir. Korhan'nın belirttiği arkadaşın sorunu bir kablonun yanlış bağlanmasından kaynaklanıyormuş, sorun giderilmiş, gerçi biraz uzun sürmüş geçmiş olsun kendisine:) ne de olsa bu araçlar Çin'de yapılan Fransız araçları, olur o kadar diyelim:) 50 küsür bin YTL verdiğin bir araçta böyle bir sorun olması hoş değil tabi ama bence bu kesinlikle genel bir sorun değil. Örneğin bir arkadaşım çok övülen Alman Volkswagen lerin ikinci elini alacakken servise teste götürdüğü 4 araçta da beyin de bir problem çıktığı için vazgeçti. demek istediğim bazı markaların bazı modellerinde genel problemler olabiliyor, bu öyle bir sorun değil, canınızı sıkmasın.
    ARACIN ARTILARI: Benim de dizayn olarak çok hoşuma giden bir araç, çevremde pek çok insan da çok hoş olduğunu söylüyor, özellikle arka camlara 2 numara cam filmi kaplatınca çok daha iyi oldu. (bu arada araç siyah renk). Görünüşün yanısıra en büyük avantajları aracın (çook) büyük, dizel, otomatik (leştirilmiş), 1,6 motor ve çok ekonomik olması, Şu anda bu fiyata bu sınıfta benzer özelliklerde başka araç yok sanırım. Sınıfındaki araçlardan biri olan ford’lar (bilmeyenler için belirteyim bu motor, citroen, ford, volvo tarafından ortak üretidi), Aynı motorla 7 ileri şanzuman kullanmasına rağmen tüketimi daha yüksek nedense. Caddy'den hallice, görünüş olarak ticari sınıfa çok yakın volkswagen'ı saymazsak (volkswagen ci arkadaşlar kızmasın, hep onlara çatar gibi oldu). O da dizel değildi ben baktığımda, Tamam daha fonksiyonel koltuklar, kendi kendine park etme vb. daha çok bayanların hoşuna gidebilecek artıları vardı. Ama özellikle tipi, (bana göre tabi) picasso’yla kıyaslanmaz bile.
    Her neyse, motor konusuna dönersek, genelde biz kullanıcılara masal gibi gelen kitapta yazan kurallara uyun (boşuna yazmıyor adamlar), örneğin aracın (turbo devreye girdiğinde mükemmel bir tork’u var, pek çok 2.000 motor benzinli araçta bu tork yoktur, hemen belirteyim forumda da vardı euro-diesel yakıtlerın yağlama özelliğini azdır, bu yüzden size verilen katkı maddesini mutlaka kullanın ve aracı stop etmeden önce mutlaka en az 30 saniye rölantide bekletin, yani bilinçli kullanıcı olalım, aracı tanıyın ona göre davranın, turbo dizel olayı, benzinli motorlardan tamamen farklıdır, alışkanlırımızı bırakalım!!!). Sonra turbo arızası nendeniyle yarış dışı kalırsınız, ne oldu buna demiyelim:) Bu kadar motor muhabbeti yeter sanırım, geleyim aracın boyut olayına, aracı ilk kullandığınızda ön canım büyüklüğü otobüs kullanıyor hissi verse de, büyüklük ve aracın yüksekliği çok hoş bir his veriyor insana. Cam tavanı da açarsanız, insan (özellikle arka yolcular) cam bir kavanoz içinde gidiyor hissine kapılıyor. Hafif renkli cam tavan, gece yolculuklarında da yıldızları ayrı bir güzel gösteriyor:) Benim oğlum biner binmez açtırıyor tavanı, genelde de yatıp gökyüzünü seyrederek gidiyor arabada. Araç, özellikle benim gibi 10 yıl kadar couppe araç kullananlara ilk başta çok büyük gibi gelsede kısa sürede araca alışıyorsunuz. Kullanımı çok rahat ve konforlu. Citroen'in son birkaç yıldır kullandığı göbeği dönmeyen direksiyon sistemi ilk başta tuhaf gelse de ona da kısa sürede alışıyor insan. Teknoloji olarak bence fazla bile olsa da aracı aldığınızda tüm versiyonlar için hazırlanmış olan kitapçığa aldanarak, yolu takip eden farlar, şeritten çıkınca uyaran koltuklar, park mesafesi ölçümü vb pek çok teknoloji içreren (Avrupa versiyonlarında mevcut) özelliği aramayın. Bence pazarlama stratejisi açısından Renault’un Avrupa’da mevcut çok donanımlı araçlarını bizde birkaç kez denemesinden düştükleri hatadan ders almışlar sanırım. Bizde en yaygın markalardan biri olan Reanult’un bile TC’de satılmayan pek çok modeli var). Haa bir de, bizi 3. sınıf ülke olarak görmelerinden bahsetmeme gerek yok sanırım. Bu kadarı yeter demişler herhalde. Zaten o kadar elektronik donanımla ne bizim servisler yeterli kalitede hizmet verebilir, ne de fiyat artışından dolayı insanların 4X4’e yönelmesini engelleyebilirsiniz, dediğidim gibi, örneğin bence yağmur ve ışık sensörleri için uzatılmış dikiz aynası uzantısı bile bu versiyonlarda gereksiz ve ön cam bütünlüğünü bozan bişey olmuş, olmasa daha iyi yani. bizde salak değiliz yagmurun başladığını, havanın karardığını anlamıcak kadar. Yine de bunlar çok eksi puan değil tabiki. Ama bence, adamlar süper bir araba yapmış kardeşim de diyemiyor insan, o nedenle gelelim EKSİ YÖNLERİNE.
    Beni en çok rahatsz eden, bence en büyük eksisi forumda da genelde bahsedildiği üzere (özellikle arka) süspanyonları. Citroen gibi bu konuda çok iddalı olan bir markaya (hatırlarsanız çok eski citroenler de park halinde tam teker üstüne kadar oturan, virajı, çukuru hissettirmeyen süspansiyonlar vardı, bardaktaki su dökülürse yenisini veriyoruz kadar iddalılardı yanılmıyorsam) yakışmamış. Bu aracın büyülküğünden sanırım, virajda saçmalamasın diye herhalde, bence abartı sert bir süspansiyon kullanmışlar, ya da bize göre yapmamışlar arabayı ne bilim, Bu arada belirteyim, aracın Avrupa versiyonları böyle değil, değişken süspansiyon sistemi var. Neyse uzmanı değilim bu konunun elbette ancak, ilk uzun yol deneyiyimde İstanbul'dan Ankara'ya giderken otoyolda özellikle köprülerde, viyadüklerde bağlantılar vardır bilirsiniz, o noktalarda boş ağırlığı 1,5 ton olan bir aracın nasıl olupta bu kadar zıpladığına hayretler içinde kalıyorsunuz. Araba, abartmayayım havalanıp başka yere konuyor sanki, arka tarafın yaptığı hareket ise, noluyor ya? Bu arabanın arkası neden farklı yere gitmeye çalışıyor sorusu uyandırıyor insan da, eski arabamla 180'le falan girdiğim virajlara, acaba çukur varmıdır tereddütüyle 130-140 la falan girdim. (Ama otobanda düz yolu buldumu mükemmel bir sürüş keyfi var, cruise control'e tak, bas git)
    Arka süspansiyon şehir içinde bile düşük hızlarda dahi örneğin yol boyu ince bir kazı yapılmış olsun, araba çok rahatsız edici bir tepki veriyor. Bu genel bir sorun mu bilmiyorum. Birincisi daha önce bu boyutta bir araçla çok tecrübem olmadı, ama çevremde konuştuğum kişiler 4 X 4 lerde de ağırlıktan dolayı benzer bir durum olduğunu söylediler, ayrıca işyerimde C4 picasso 5 kişilik versiyon olan bir arkadaş böyle bir sorunu olmadığını söyledi. Bunun üzerine servise gittim, beraber test sürüşüne çıktık, genel bir servisin yaklaşımıyla sanırım beni şaşırtmamak adına aracın gayet normal olduğunu söylediler. Zaman bulunca birde birde ana bayiye götüreceğim). BU KONUDA DİĞER ARAÇ SAHİPLERİNİN GÖRÜŞLERİ NELERDİR ÇOK MERAK EDİYORUM. Yani aracın kasislerde yaptığı hafif zıplamaları kastetmiyorum, özellikle virajda dediğm gibi yol boyu kazı yapılmış sa ya da viyadük bağlantılarının virajlara denk geldiği noktalar gibi yerlerde aracınız da bahsettiğim şeyler oluyor mu? Cevap veren olursa çok sevinirim.
    Bu açıdan alacakların mutlaka bir test sürüşü yapıp neyle karşılaşacaklarını görmesini tavsiye ediyorum. Tamam bu araçlar Avrupa’da part-time diye sınıflandırılıyormuş ama sanıyorum çoğumuzun Avrupa’daki sınıfıyla öyle hafta sonları için part-time araç falan alacak lüksümüz yok. Sonuç olarak çok da abartmayayım ama alacak arkadaşlar bu gibi süprizlerle karşılaşmamak adına bu noktaya dikkat etsin bence. Ama dediğim gibi bu genel bir sorun olmayabilir de.
    İKİNCİ HUSUS ARACI 7 KİŞİLİK SANIP ALANLARA: Tamam başta araç çok büyük demiştim, şimdi eksi yönmüş gibi tersini söylüyor olmayayım ama son sıradaki 2’li koltuk belki 4-5 yaş altı çocukların kısa mesafelerde seyahat etmesine uygun, yoksa grand voger aldım, 7 kişi uzun yola çıkarım, her yere giderim hissine kapılmayın. O kadar olmasa da büyük bir araç netice olarak. Siz yine de test edin derim, açın son koltukları oturun bakın. Muhtemelen oturamayacağınız için:) sadece açıp bakabilirsiniz de. Ya da varsa çocukları da (bu aracı almayı düşündüğünüze göre çocuk olduğu varsayıyorum) yanınızda götürüp onları oturtun. Bir diğer eksisi her ne kadar belli hareketleri yapsa da arka koltukların yatma açısı çok iyi değil (bir arkadaşım sırf bu yüzden vazgeçti almaktan). Arka koltukların önünde yer alan, açılabilir yemeklikler uçak hissi bir konfor yaratsa da, yer problemi olmadığına göre neden koltuk hareketlerinin daha fonksiyonel olmadıkları sorusu küçük çocuklarla seyahet edecekler için önemli olabilir. Otobüslerdeki gibi iyice yatırır koltuğu arkaya, çocuğu uyuturum demeyin yani. Ama (benim gibi), ben zaten 7 kişilik kullanmıcam diyorsanız, en geriye alıp hafif yatırdığınızda orta sıra koltuklar size çok geniş bir iç mekan sağlıyor. Netice olarak, 7 kişilik diye alıp ta fiyatı neredeyse 2 katı olan “gerçek 7 kişilik” olarak lanse edilen grand vogayerla kıyaslayıp mutsuz olmayın.
    Sileceklerin (fiziki olarak olabilirmiy di bilmiyorum) kıstlı bi yeri silmesi vb. diğer hususlar bence çok önemli değil.
    Test etmenizi önereceğim bir diğer husus, elektronik şanzuman, auto modda iken yanlardaki (+) ve (-) tuşlarıyla formula 1 aracaı kullanıyormuşcasına manuel müdahale edebiliyorsunuz. Tersi de geçerli manuel modda araç kendini bilinçsiz kullanıcılardan korumak için, motor devrinin izin vermediği viteslere geçişinizi engelliyor ki, iyi bir özellik bence de. Genel olarak beni rahatsız etmese de Auto moddan çok da hazetmeyenler var. (özellikle rampa çıkarken auto modun biraz saçmaladığı oluyor). Ama bu tüm easy-tronic, şu bu tronic olan markalar için de geçerli, yani tam otomatik bir araç değil. Sizin yerinize biri orda oturmuş debriyaja basıyır gibi oluyor, ama dediğim gibi beni rahatsız eden bir durum yok bu konuda, ancak test aracı bulursanız, hem auto, hem manuel mod'larda deneyin aracı. Bir de otomatik vites araçlarda dahi artık pek kullanılmayan kilitli difransiyel sistemi bu araçta da olmasa da, yokuşlarda "bir süre için" kaymayı engelleyen bir sistem var ki bayanların bu tip vitesli araçlarda en tereddüt ettiği bir husus böylece çözülmüş.
    Biraz fazla uzattım sanırım, başka birşey gelirse aklıma sonra eklerim artık.genel olarak çok keyifle kullanacağınız, mennun kalacağınız bir araç. Keyfine doyum olmuyor, öyle diyim. (bir de hoplayıp zıplamasa:)
    Sağlıcakla kalın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi levento -- 25 Mayıs 2008; 22:34:43 >




  • Levent Bey,
    Detaylı bilgiler için teşekkürler. Balıkesir Desil ne kadara verdi aracı?
    Benim en büyük sorunum bu. Cebimde param var, karar verdim aracı alacağım ancak satış görevlisi diye karşıma çıkan yetersiz satış görevlileri bana bile aracı satamadılar. Böyle hazır müşteriye satamıyorlarsa kime satacaklar merak ediyorum. Aydınlatma paketi vb. bir iki soru soruyorsunuz bilgileri yok. Fiyat konusunda hiçbir şey yapamayacaklarını söylüyorlar. Takas gibi konular zaten beyinlerini çok zorladığı için kan şekerleri düşüyor, bayılmasınlar diye vazgeçiyorsunuz. Bugün Kalamış'ta C5 ve Grand C4 Picasso tanıtımı yapıyorlardı, orada bile bana yardımcı olmadılar. Eğer iyi bir fiyat veriyorlarsa gider Balıkesir'den bile alırım arabayı. Çünkü ben tam da part-time kullanmak için alacağım bu aracı. Sadece hafta sonları ve uzun yolda kullanmak için. Yıllardır bir Ford'tan araç alamam bir de buna Citroen eklenecek sanırım. Ne kadar kötü bayileri var böyle...




  • Sayın levento, teşekkür ederim. ilk mesajınızda bize bu kadar doyurucu cevap verdiğiniz için teşekkür ederiz sizlerin yazıları ben ve benim gibi yeni araba alacak arkadaşlar için çok önemli o yüzden uzun yazdım diye tereddüt etmeyin. Siz yazın biz okuruz, bir arabayı en iyi kullanıcısından öğrenebiliriz. Satıcılar tabiki kendi araclarını satabilmek için taraflı bilgi veriyor. Hatta bazıları bizden daha az bilgili.
  • Merhaba,
    Forumda bu başlığı başlatan arkadaşlardan son günlerde pek ses çıkmasada sonradan katılanlarla ortalık biraz canlandı gibi.
    Üstteki uzun yazıyı okuduktan sonra, bende bilgilendirici olması bakımından kendi deneyimlerimi eklemek istiyorum. Zira ilk yazımda da belirttiğim gibi bu forumda okuduğum izlenim ve değerlendirmeler Picassoyu almamda en önemli faktör olmuştur.
    Arabam 3700 km de, 2008 model Grand Picasso, siyah renk, cam tavan
    Herkesten farklı olarak ben önce arabanın hoşuma gitmeyen yönlerini vurgulayarak başlamak istiyorum.
    Tabiiki arka süspansiyonlar. :)
    Bence adamlar bu arabayı kendi yolllarına göre imal etmişler. Bizim yollarımızda, otobanlar hariç, her daim çukur, tümsek, yama, eğilme ve bükülmeler, hatta çökmeler, asfaltta tekerlerin devamlı takip ettiği kısımlarda oluklanmalar , şehir içinde keyfi olarak kazılmış ve doğru dürüst kapatılmamış kanallar ve burada sayılamayacak kadar birçok arıza sözkonusudur. Dolayısıyla büyük şehirleri birleştiren ve çok kullanılan ana yollar hariç veya ilçeleri birleştiren ara yollarda,(örneğin Akhisar - Soma veya Soma- Bergama, Manisa- Turgutlu gibi)seyahat etmek durumunda kalırsanız sert süspansiyon sizi biraz rahatsız eder veya yukarda belirtildiği gibi, bir müddet sonra yeni duruma alışır ve duyarsız olursunuz. Daha önceki arabalarım 99 model Focus sedan ve Megan II sedan idi. Her ikisinde de yukarda saydığım bozuk yol şartlarından hiç tırsmaz ve basar geçerdim, hemde önemli bir rahatsızlık duymadan. Ancak Picasso ile bunu yapmak olanaksız, çünkü bazen arabanın biryerlerinin kırılacağı hissine kapılıyor insan. Arızalı yollarda veya alanlarda düşük hızlarda seyretmek zorundasınız.Önemsemediğiniz küçük bir tümsek veya kaplama arabanın altından çekiçle vuruluyormuş gibi bir gürültü ve sarsıntı gelmesine neden olabiliyor. Açıkçası bu tip arabalarda tecrübem yok, belki diğer firmaların benzer kasalarında da aynı durum söz konusudur. Bence bu araba Citroenin ünlü Hidraktif süspansiyonunu en çok hakeden modeli, ancak yurdumuza getirilmiyor, getirilsede maliyeti yüksek. Anlamadığım, 2007 model C5 1.6 HDİ de, hidraktif süspansiyon, üstelik 4 tekerde de mevcutken, uygun bir fiyatla sunulabilmesine rağmen, bu arabada sadece arka tekerlerde niye mümkün değil.
    Özetle süpansiyon konforuna önem veren(heleki WW nin yumuşak süspansiyonlarına alışkın) arkadaşlar iyi düşünsünler derim. Yok ben devamlı İstanbul - Ankara arası otobanda geziyorum derseniz sorun yok.
    Ayrıca yukardaki yazıda dikkatimi çeken bir başka gözleme bende şahit oldum. Bazı Viyadük bağlantıları , geniş çöküntü veya tümsek gibi irtifa farkı belirgin olan yerlerden hızlı geçişlerde, özellikle araba zıplayıp yere yapışırken stabilitesinde bir bozulma oluyor, ki bu tehlikeli bir durumdur. Arabanın hız veya performans için değil sakin, ağırbaşlı ve konforlu aile aracı olduğunu açıkça ortaya koyan bir davranış.
    Otomatikleştirilmiş vitese gelince, alışmak biraz zaman alıyor, ancak bir kere alışıncada normal vitese birdaha bakmazsınız derim.
    Ben alışana kadar silecek koluda bayağı bir çile çekti.
    Otomatik modda Vites geçişleri kullanıcının karakterine göre ayarlanıyor. Sakin kullanımla 2000 devri geçmeden üst vitesi görüyor. Agressif kullanımda geçişler 3000 devire çıkıyor. Tüketim ise nerdeyse ikiye katlanıyor.
    Ancak Tüketimi ağırlığına göre çok çok iyi. Turbo devreye girdikten sonraki ivmelenmeside öyle.
    Geçenlerde, sedan bir dizel fokus ile arka arkaya üç trafik ışığında kapıştık. İlk anda ileri çıkan fokus oluyor, ancak 100 - 150 metre içinde yakalayıp geçiyorum. Picassonun net 300 Kg fazlalığı varki, bu nasıl oldu anlayamadım.
    3. sıra koltuklar hernekadar emsallerinden geniş ve kullanışlı iselerde, daha öncede belirtildiği gibi, okul öncesi çocukların, ancak birkaç saatlik yolculukları için uygun.
    Evet 2. sıra koltukların arkası biraz daha yatabilirdi. Kitapta konfor pozisyonu olarak tanımlanmış, en azından bir otobüsün koltuğu kadar yatabilmesini beklerdim.
    Isıtma ve soğutma problemi yok
    Radyo, Cd ve MP3 Ses düzeni ve kalitesi normal bir kullanıcı için yeterli. Ancak Audioyofilleri pek tatmin etmez. Mutlaka modifiyeye gitmeleri gerekir.Üst versiyonda Ön koltukların altındaki döşemeye subwoofer koyduklarını gördüm. Uçmak için ideal:)
    Birde İpod bağlantısı olsa süper olurdu. (İpod bağlantısı serviste kit olarak satılıyor sanıyorum.)
    Geç olduğu için şimdilik burada bırakıyorum,
    Sonradan ilave edeceklerim olacaktır.
    Sağlıcaklakalın




  • Teşekkürler emeğinize sağlık. Devamını bekleriz
  • quote:

    Orjinalden alıntı: MUAMMER3

    Levent Bey,
    Detaylı bilgiler için teşekkürler. Balıkesir Desil ne kadara verdi aracı?
    Benim en büyük sorunum bu. Cebimde param var, karar verdim aracı alacağım ancak satış görevlisi diye karşıma çıkan yetersiz satış görevlileri bana bile aracı satamadılar. Böyle hazır müşteriye satamıyorlarsa kime satacaklar merak ediyorum. Aydınlatma paketi vb. bir iki soru soruyorsunuz bilgileri yok. Fiyat konusunda hiçbir şey yapamayacaklarını söylüyorlar. Takas gibi konular zaten beyinlerini çok zorladığı için kan şekerleri düşüyor, bayılmasınlar diye vazgeçiyorsunuz. Bugün Kalamış'ta C5 ve Grand C4 Picasso tanıtımı yapıyorlardı, orada bile bana yardımcı olmadılar. Eğer iyi bir fiyat veriyorlarsa gider Balıkesir'den bile alırım arabayı. Çünkü ben tam da part-time kullanmak için alacağım bu aracı. Sadece hafta sonları ve uzun yolda kullanmak için. Yıllardır bir Ford'tan araç alamam bir de buna Citroen eklenecek sanırım. Ne kadar kötü bayileri var böyle...


    birde C-MAX a Bakın Derim... 2.el de de üzmez... o sizi tatmin etmezse S-MAX var ama o 2,0 tdci otomatik




  • C4 grand picasso düşünüyorum. İki sorum olacak yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
    1-Kontağı katlanabiliyor mı?
    2-Arka camlarda güneşlik perdeleri standart mı? Yoksa şu bahsettiğiniz Türkiye'de olmayan en yüksek donanımında mı var? Teşekkürler
  • ben bu arabanın süspansiyon meselesini anlayamadım sanırım en iyisi test etmek . Araba da fazla yaylanmamı var yoldan kendini atıyomu yoksa arabanın bütün kasası oynar gibi sarsılıyomu. Fazladan yaylanma gibi uçuyo hissimi var .bu arabanın çok yumuşak süspansiyon olduğunu göstermezmi , sert süspansiyon fazla hoplama yapmaz çok bozuk yolda gider gibi arabayı oynatır. sert süspansiyonda Araba viyadüklerde virajlarda çizgisinden sapmaz ama çukurlarda sürücüyü fazla sallar. Yumuşak süspansiyon sürücüyü yaylanır etkisi yapar araba yaylanıyo gibi olur yola oturması geç olur.eski amerikan otoları gibi. Bazı testlerde süspansiyon yumuşak deniyo bazılarında sert, çok ilginç. Nasıl bir rahatsızlık var acaba ? En iyisi test etmek. Yada grand picassoyla 5 kişilik picasso arasındaki fark mı bu?

    Youtube da scenic ve picasso karşılaştırması var viraj testinde scenic yolu bırakmıyo bu sert süspansiyondur. Ama picassonun arka lastik havalarda bu yumuşak olduğunu göstermezmi. Eyer picasso arka süspansiyon sertse scenic kamyon gibi demektir.




  • 17.000 km ve bir tam yıl geçti.
    garanti bakımı ve 15.000 bakımı dışında:
    1. taş sıçraması ile cam çatladı, değişti
    2. maalesef köpek ezdim, ön tampon ve hemen arkasındaki turboyla ilgili bir parça hasar aldı, değişti
    3. belki de bu kazadan kalan bir hasar, aracı stop edince çok yüksek metalik bir sürtünme-dönme sesi geliyor. soğutma ya da turbo sisteminden şüpheleniyorum. servise gideceğiz.
    4. geçen yaz arabanın merkezi kilit kumandası kabarma yaptı, garanti kapsamında değişti.
    5. kontak anahtarının yayı zıvanadan çıktı. garanti kapsamında değişecek, bekliyorum.

    öte yandan:
    1. süspansiyon hala problem. ama beni çok daha yumuşak kullanmaya ittiği için daha az rahatsız oluyorum
    2. yakıt sarfiyatını hala düşüremedim, her mazot alışımda depoyu tabancanın tıklamasına kadar fullerim ve km yi sıfırlarım. hep şehir içi dur kalk gidiyorum ve hala 7,5 litre/100 km'nin altına düşemiyorum. bu başlık ve yakıtla ilgili diğer forum başlığında okuduğum değerleri gıpta ile izliyorum. Servis yetkilileri sorun yok, sarfiyatınız normal, daha az yakmasına imkan yok diyip burada yazan arkadaşları yalanlıyorlar ama kim niye yalan söylesin ki...
    3. ön cam yan cam arası üçgen camların ikisinden de rüzgar sesi geliyor. Bunu film kaplamayla engelleyebilir miiyim, bilen varsa lütfen yazsın. motor ve lastik sesi rahatsız etmeyecek kadar az. genel itibarıyla sessiz bir araç.
    4. evet bu araca subwoofer lazım. ama bu herkese lazım değil tabii. Eksiklik sayılmaz.
    5. xenon taktırmak istiyorum ama yıkama sistemi olmayan xenonlar, özellikle yağış zamanı, diğer araçları o kadar rahatsız ediyor ki, onların yerine kendimi koyup taktırmıyorum. Eğer hem xenon hem de yıkama sistemi takarım diyen varsa lütfen benimle iletişime geçsin. geçici olarak osram'ın en iyisi night breaker modelini taktım. 20 şer YTL. kendim takayım dedim ve biraz zorlandım. kısa farların yeri, özellikle sağ ön kısa farın yeri çok zor bir yer. sonuçta taktım. tavsiye ederim. üstünde yazdığı gibi % 90 daha fazla ışık gücü falan yok ama farkedilir derecede yükseliyor.
    6. böyle bir arabaya 3 kuruş, gerçekten 3 kuruşluk kendiliğinden kararan ayna neden koymazlar?
    7. bu arabayı bagajı için aldım. hala hayranım
    8. sürdüğünüz trafiğe, yola göre değişir ama bence 15.000 km hava ve polen filtresi için çok. 10.000 km sonra değiştireceğim bu sefer.
    9. soğutma çok iyi ısıtma berbat. Tamam diesel motorlar daha zor ısınır ama o zaman Türkiye'de olmayan ek ısıtma opsiyonunu bi zahmet Türkiye'ye de sunun. Sabahları işe 35-45 dakikada gidiyorum. son beş dakika ancak ılınıyoruz.
    10. vites çoğunlukla auto konumunda ama aracın yazılımı dur kalkın yoğun olduğu yerlerde bir an evvel aracı boşa almaya çabaladığından manuele almak zorundayım. kesinlikle tam otomatik değil. Böyle bir iddiaları da yok zaten. ancak vitesleri küçük parmaklarımın ucuyla kontrol etmek müthiş bir duygu. geçişler çok hızlı. ama ben vitesi dur kalk dışında hep gaz pedalından değiştiriyorum. konfor açısından gerçekten çok etkili. tavsiye ederim.
    11. peugeot ve toyotanın yağmur sensörlerinin işleyişini gördükten sonra bu arabanın sensör yazılımında kesin hata var demek mümkün. Servise göre hayır tabii.
    12. 1600 kg artı ben 100 kg artı eşim, çocuğun koltuğu ve puseti= yaklaşık 1800 kg. bu araba hala nasıl bu kadar aktif anlayamıyorum. Hız delisi değilim ama fazlasıyla yeterli performansı.
    13. 15.000 km servise 240 küsur ödedim. makul. ancak büyük bakımlarda özellikle otomatik şanzıman bakımında neler olacak göreceğiz.
    14. windows'un patch'leri gibi bu arabaya da çok yakında yama yazılımlar yapılacak bence. Bakın görün.
    15. yaklaşık 15.000 km'de 1.5 litre yağ yaktık. Bilmem normal mi.

    evet bir çok kusuru var. ama süspansiyon dışında hiçbiri dert değil. keyfe keder sadece.
    verdiğim her kuruşa helal olsun!!!




  • Tekrar merhabalar,
    Sorulardan başlarsam, Muammer bey Desil ben aldığımda, sanırım Şubat başıydı. 52,5 bin YTL'ye verdi ancak önceki yazdığımda belirttiğim gibi takastaki avantajıyla 2-2,5 YTL kazancım oldu. Yazdığınız cümleyi istanbul'da ben de aynen bir bayide söylemiştim "ya siz bana bu arabayı satamazsanız, kimseye satamazsınız diye", arabayı kesin alıcam, karar vermişim, paramı hazırlamışım gitmişim, adamlar ne dersem olmaz diyor. Bazıbayiler gerçekten tuhaf, araba bu alırsan al kardeşim gibi bir tutumları var. İsterseniz bu hafta içinde Desil'den bir fiyat alıp yazarım foruma, bilemiyorum eski müşteri hatrına belki biraz düşerler. Bildiğim kadarıyla, en azından ben aldığımda aydınlatma paketi pek tutulmadığı için getirilmiyordu. Şu an varmı bilmiyorum. katlanabilir kontak (anahtarı diye yorumladım ama), arka camlarda güneşlik perdeleri, 6'lı cd changer, mp3 çalar, arkada çıkabilen bir el feneri standart donanmılardan aklıma gelenler, bir de pazar arabası çıktığı rivayeti var ama bende yoktu. Cumm valla bende anlamadım bu arabanın süspansiyon olayını, şu an çevirmeye vaktim olmadığı için orjinal değerlendirmelerden alıntı yapayım. Arkadaş arabayı epey bir övdükten sonra bizim geldiğimiz noktaya gelmiş"....The Picasso's weakness is its suspension. It is too softly sprung, lightly damped and insufficiently robust for a 1.6-tonne wagon, especially on our rough roads, so while the ride is fine on smooth surfaces, moderately choppy bitumen causes excessive shake, harshness and noise to reach the cabin. One wonders how Citroen's test engineers signed off on this aspect of the Picasso's performance. ......It's unfortunate that the Picasso is burdened with mediocre suspension engineering" Bir diğer yazıda da "....on the move, the suspension is at times surprisingly firm, especially when you encounter some road bumps, ..." bu tam benim fikrimde mesela, demişki test eden "özellikle yolda çukur neyin birşeyle karşılaşınca süspansiyon şaşırtıcı derecede sert (hakkatten baya şaşırtıyor). Yumuşak mı sertmi bilmiyorum ama sanırım bizdeki problem genel gibi. Dolayısıyla bu problemlerin ben de birtakım yamalarla gözden geçirilip değiştirileceğini sanıyorum. Süspansiyonla ilgili olarak, çokca uzun yol yapmış arkadaşların tecrübleri nedir acaba?
    Yakıt tüketimine gelince bilgisayara göre bende 7 lt oluyor genelde. Ancak belli bir km'nin altında 30-35 km galiba) anlık yakıt tüketimini vermiyor yol bilgisayarı, dolayısıyla o dönemlerdeki sarfiyatı hesaplıyormu bilmiyorum açıkcası (bu yüzden tam sağlıklı ölçüyormu bilmiyorum. Bir kerede depoyu doldurup kendim ölçeceğim.) Ama sonuçta yumuşak kullanıca gayet ekonomik bir araç bence.
    Arhun'un bitiriş cümlesine aynen katılıyorum, eksikleriyle de seviyorum arabamı:)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi levento -- 26 Mayıs 2008; 23:12:51 >




  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.