Şimdi Ara

GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ) (38. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
869
Cevap
187
Favori
140.598
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3637383940
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • RİO GEZİMİZ
    Daha önce Sao Paulo gezi deneyimimi sizlere aktarmıştım. Yazıma http://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=96433232 ulaşabilirsiniz. Congonhas Havalimanı’ndan TAM havayolları aracılığıyla havalanan uçağımız deniz seviyesinden 3 metre yüksek te bulunan Rio Santos Dumont Havalimanına iniş yaptı. Sao Paulo, Rio ve Buenos Aires’te ikişer adet havalimanı bulunuyor. Şehirden uzakta olan havalimanları uluslararası uçuşları, şehir merkezindekiler ise ulusal uçuş yükünü karşıladığını düşünüyorum.
    Rio Havalimanı’na iner inmez karşınıza gelen özel taksicilere değil, biraz ileride metrelerce kuyruğa sahip kamu taksilerine yönelmenizi öneririm. Havalimanı Ipanema arası 40 Real tuttu. Forumdaki arkadaşlardan edindiğim bilgilere güvenerek oteli Copacabana bölgesi yerine Ipanema bölgesinden aldım. Otel tercihimiz yerinde olmuş. Otelimizin adı Ipanema Inn’di ve sahile 20 metre mesafedeydi.
    Öncelikle şunu belirteyim hava şartları hep güzel olduğundan sahiller hep kalabalık. Sabah 06:30’da sahilde ciddi bir kalabalık grup yürüyor, koşuyor, ayak tenisi veya voleybol oynuyor. Rio’luların (Carioca deniliyormuş) burada 9-10 ay denize girdiklerinden midir bilmiyorum ama kendilerine baktıkları ayan beyan fark ediliyor.
    Otelin konum avantajını kullanarak, geziye başlamadan önce hemen denize girdim. Denizi çok ama çok beğendim. Genelde Çeşme’nin denizi ve kumsallarıyla çoğu yeri karşılaştırır ve hep Çeşme’nin daha iyi olduğu kanısına varırdım. Ancak Rio, Çeşme ile kafa kafaya, hatta daha iyi diyebilirim. Atlas Okyanusu’nda yüzmek Çeşme’de yüzmek kadar kolay değildi. Dalgalar, deniz seviyesini bel hizasından bir anda metrelerce yükseğe çıkarıp, seni metrelerce uzağa atabiliyor. 30 dakika okyanusta yüzmek bile bacaklarda hafif titremeyle sonuçlanabiliyor. Kumsallar çok başarılı dizayn edilmiş. Güneşlenme, futbol, voleybol, beach ball, surf yapacak alanlar çok geniş. Kumlar helva gibi bastığın yerde ayak izin kalıyor.
    Neyse okyanusu çok anlattım. İlk hedefimiz Sugar Loaf tepesine ulaşmaktı. Ipanema’dan Sugar Loaf tepesi’ne taksi ile gittik. Yaklaşık 30 Real tuttu. Sugar Loaf şahane bir manzaraya sahip. Kurtarıcı İsa Heykeli’nden çok daha güzel diyebilirim. Sugar Loaf’a giriş 62 Real. Kredi kartı ile de ödeme yapabilirsiniz. Sugar Loaf tepesi’nden eşsiz Rio manzarasına bakıyor ve birbirimize Rio gerçekten güzelmiş diyoruz. Sugar Loaf’a teleferik aracılığıyla ulaşıyoruz. Tepeye çıktığınızda Kurtarıcı İsa Heykeli’ni Sugar Loaf Tepesi’nden de görebiliyorsunuz. Helikoptere binip, tur atma şansına da sahipsiniz. Biz Sugar Loaf’ta uzun zaman geçirdikten ve bir şeyler içtikten sonra Kurtarıcı İsa Heykeli’ne yöneliyoruz. İsa Heykeli’nin biletlerini önceden almadığımız için en erken 16:20’de tepeye çıkabileceğimiz bilgisini ediniyoruz. Bizde bu süreyi beklemek yerine diğer gezilerimizi tamamlamak adına fırsata çevirmeye karar veriyoruz. Yine taksi aracılığıyla Sambadrome’a gidiyoruz. Sambadrome Rio’nun favela(gece kondu) bölgesinde. Taksici bizi Sambadrome’a bıraktığında biraz irkiliyoruz. Bölge güvenli değil. Açık olan hediyelik eşyacı ve fotoğrafçıda Samba kıyafetlerini deniyor, eğlenceli fotoğraflar çekiliyoruz. Fotoğrafçı bulunduğumuz yerin güvenli olmadığını dikkatli olmamız gerektiğini vurguluyor. Biz de Sambadrome’dan Borafogo’ya gitmeye karar veriyoruz ancak taksiler bizi almıyorlar. O anda bir homeless bir taksinin önüne atlıyor ve bizim onun durdurduğu taksiye binebileceğimizi söylüyor. Bende bizdeki değnekçi mantığıyla 5 Real uzatıyorum ancak homeless parayı kabul etmiyor. Taksiye bindikten sonra taksiciye neden taksilerin durmadığını sorduğumuzda bu bölgeden güvenli olmadığı gerekçesiyle müşteri almak istemediklerini anlatıyor. Bu uzun muhabbetleri Google translate sayesinde çat pat devam ettiriyoruz. Sugar Loaf-İsa Heykeli arası taksi ile 20 Real, İsa Heykeli Sambadrome-Botafogo-İsa Heykeli taksi ile ulaşım yaklaşık 40 Real tutuyor. Botafogo’da Praira Shopping’e gidiyor biraz daha zaman geçiriyoruz. Fiyatlar Türkiye ile aynı hatta daha yüksek diyebiliriz. Kurtarıcı İsa heykeli’ne gidiyor ve tepeye dağ treni ile tırmanıyoruz. Yukarı tırmanırken bindiğiniz taraftaki koltuklara yokuşa ters olacak şekilde oturmanızı öneriyorum. Manzara söylediğim koltuklardan harika görünüyor. Sonunda zirveye çıkıyoruz. Tüm Rio 710 m yükseklikte ayaklarımızın altında. Kurtarıcı İsa Heykeli’ni anlatmaya gerek yok. Dünyanın yeni yedi harikası’ndan biri. Turist sayısı çok fazla olduğundan sadece siz ve Kurtarıcı İsa Heykeli’yle fotoğraf yakalamak çok zor. Akşama doğru hava biraz serinliyor. Zirvede bulunan kafede sıcak çikolatalarımızı içerek havanın kararmasını sağlıyor ve Rio manzarasını bir de gece görüyoruz. Görsellere doymamızın ardından, Ipanema Bölgesi’nde yüksek puanlı bir restoranda steak yemek üzere yola koyuluyoruz.
    Ertesi gün sabah yine erkenden kalkıp yürüyerek 9 numaralı kumsal girişlerinden 1 numaraya kadar yürüyoruz. Yani Ipanema’dan Copacabana’ya kadar yürüyoruz. Copacabana 1985-90’lı yıllara kadar 300-500 bin kişilik konserlerin verildiği, insanların göğüslerine kadar denize batarak konser izlediği rivayet edilen plaj. Ancak Ipanema ile karşılaştırıldığında Copacabana o güzel günlerde kalmış. Copacabana sahilinde coconut’larımızı içerek serinliyoruz. Plaj boyunca oturup soluklanabileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz kafeler mevcut. Ayrıca 5 Real karşılığında duş, havlu ve giyinme soyunma kabinleri içeren kapılar plajların girişinde bulunmakta. Copacabana’da da denize giriyoruz. Dünya kupası olması nedeniyle kumsallarda sanatçıların Dünya Kupası temalı kumdan kalelerine bakıyor ve fotoğraflar çekiliyoruz. Copacabana’dan Leblon bölgesine geçiyor ve Shopping Leblon alışveriş merkezine gidiyoruz. Burada kaliteli mayo ve bikiniler, Türkiye’deki emsallerine oranla hem daha kaliteli hem daha ucuz. Kalan tüm ürünler Türkiye’den pahalı. Bu arada alışveriş merkezinin girişindeki döviz bürosu sokak, otel, restauranttaki tüm emsallerinden çok daha iyi bir orana sahip. Akşamı yine Ipanema bölgesi’nde güzel bir sınırsız et restaurantında noktalıyoruz. Rio’daki son günümüzü deniz, güneş, kuma ayırıyor ve Rio De Janeiro International GIG havalimanına doğru yola koyuluyoruz.

     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ) GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)
     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ) GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)
     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cowcow -- 28 Ağustos 2014; 15:38:41 >
    _____________________________




  • cowcow kullanıcısına yanıt
    Eline emeğine sağlık üstad
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bilgisayars

    Eline emeğine sağlık üstad

    teşekkürler.
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: deniziko27

    Merhaba insallah seneye yaz evlenmeyi dusunuyoruz ve balayi icin yurtdisina karar verdik turkiyede balayi yapicagimiza yurtdisi olabilir diye dusunduk bunun icin uygun butceli bir ulke tavsiyeniz var mi acaba brezilya dusunduk fakat ucak biletleri cok pahali tavsiyelerinizi bekliyorum teşekkür ederim

    Bütçe önemli kaç gün ? önceden rezervasyon ve uçak bileti alırsanız 1000TL 'ye yakın kar etmeniz mümkün.
    _____________________________
    ....
  • quote:

    Orijinalden alıntı: modakartalı



    quote:

    Orijinalden alıntı: grun



    OOO Rio gelmiş güzel :) tşk.

    PM'lerim cevap yazan ve destek olan arkadaşlara tşk ederim.
    20 kişiye mesaj attımsa 2-3 kişi döndü emek edip 3-5 kelime dahi yazanlara tekrar tşk. ederim.

    Forumdaki veya forumlardaki konunlar önemli, gidip gören arkadaşların deneyimleri biz amatörler için çok şey ifade ediyor.
    Sonuçta yabancı ülkeye gidiyorsunuz, en ufak tavsiye bile önemli oluyor yeri geldiğinde hayat bile kurtarır..
    Hassasiyet diyorum bu konuda ....


    TUR'U es geçip 1 aylık acil karar vermem ve plan yapmam neticesinde;
    Budapeşte - Viyana - Prag - Berlin gezisi merak edenlere yardımcı olabilirim, ipuçlarını detaylıca yazacağım.
    Açıkcası Berlin'i çok sevmedim hatta bi an burası Almanya mı dedim ? Diğer ülkeler için durum farklı bütçe ve zaman varsa gidip görülmesi lazım..

    Budapeşte 20 Agu tarihinde 4 köprüden 30DK boyunda havayi fişek atıldı 3 saat bekleyişe değdi. Yer gök inledi....
    Doğumgünü kutlaması kuruluş yıl dönümü sebebiyle.

    DreamWarriorFishyoutube
    TELJES 2014 Augusztus 20 - Tűzijáték (Fireworks Budapest)
    http://www.youtube.com/watch?v=OigfoGsCo6o



    Yazılacak çok detay var, detaylar önemli :)
    mesala su sıkıntı 4-5 çeşit su var Berlinde depozito alıyor adamlar poşet ve pet şişe için...
    _____________________________
    ....




  • Selamlar arkadaşlar;

    Almanya seyahati planlıyorum. Sadece bir şehir gezecek vaktim var. Berlin düşünüyorum 3 gece. Ama sanırım pek bilgim yok. Neler yapılır neler alınır neler yenir-içilir? Bilgilerinize ihtiyacım var..

    Teşekkürler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Astra 1.4t 150 HP AT6 Dynamic, Apple'cı, Otomasyon, Bakım ve Onarım Mühendisi, MSI GT72S sahibi bir gezgin.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Losgalacticos

    Selamlar arkadaşlar;

    Almanya seyahati planlıyorum. Sadece bir şehir gezecek vaktim var. Berlin düşünüyorum 3 gece. Ama sanırım pek bilgim yok. Neler yapılır neler alınır neler yenir-içilir? Bilgilerinize ihtiyacım var..

    Teşekkürler


    Pek gezilecek yeri yok sevdim diyemem...
    € olduğu için birim fiyatta pahalı... Türkler çok heryerde :)
    Plansız gidilmez büyük bir şehir ulaşım karışık... PM den aklına takılanları sorabilirsin.

    TW Kulesi çıkış 10€
    Havyanat Bahçesi 13$
    Yemekler ögün 3-10€
    Ulaşım pahalı 2 saatlik bilet 2€
    Parlemont binasına gitmek gerek ama rezervasyon şart
    Müzeleri var 10-15€

    Oteller pahalı 3günlük 2 kişilik oteller ortalama temiz ve güzel istersen 500TL
    hostel çok... booking den bakabilirsin
    _____________________________
    ....




  •  GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)

    ABC 3 bölge var, berlin için. Genelde AB gezilir. C Postdan ve SXF havalimanı içindir. TXL kuzeydeki havalimanı B'de kalır.
    Avrupa ülkelerine veya ingiltereye gitmeyenler için metro ulaşım ilk etapta çok karışık gelir cidden ilk gün doğu batı sistemide farklı olduğu için çözemedim.
    Biraz bakınca sorun kalmadı... Belli noktalardan aktarma kolay yapıla eski olunca kaybolma durumu mümkün :)

    Hafif raylı, tramway, metro ve otobüs 4 sistem var.
    Bisiklet yolları ile ulaşım daha rahat. Türkler olduğu için kaybolursanız biraz bekleyin ve etrafı dinleyin tanıdık seslere gidip sorarsınız.
    Turistleri düşünüp yol yapmamışlar gidecekl yönleri bulmak bazen zor oluyor.

    Metrodan indiriniz üst kat metrodan aktarma yapıyorsunuz adımları takip ederken bambaşka bir yere çıkmak mümkün, İngilizce bilseniz bile adam dönüp konuşmuyor
    adece almanca diyor, tabi herkez kaba değil, marketler poşet vermiyor malum çevre dostu muhabeeti, su ve cam şişelerde depozito kesiliyor

    şu 60cent depozito 25cent.

    Avrupa ülkelerinde normal (onlarada göre adi su) bulmak burda kolay oldu.
    Maden suyu onlar için tabi su 1.5 TL şiselerin çoğu aynı.

    Çoğu ssuper market minik ekmekler satıyor 30cent civarı kahveltı sorununu çözersiniz.

    Her türk kebapçısından yemekte yenmez HELAL kesim önemli. Abur cubur alacaklar dikkat etsinler
    Bazı ürünlerde net biçimde ALKOL katısı vardır yazmıyor, jelatin durumu malum.

    TUR DIŞINDA kendi başınıza gitmek isteyenlere
    Budapeste / Viyana / Prag / Berlin için bilgi verebilirim...

    Budapeste / Viyana / Prag 3ülke için uçak biletleri ve herşey dahil adam başı fiyat 1800-2000TL civarında

    Önceden bilet almak çok daha avantajlı, Wizzair ile gidecekler için büyük süpriz bavul ücreti 30€ bilet 70€
    Şehirler arası otobüs yolculuğu 40-60TL arası.
    Konaklama çift kişilik 3-4 yıldızlı otel adam başı 60TL (hostel olsun uygun olsun derseniz 40TL)
    Gezi için bilet kafam rahat olsun derseniz 40-75TL 3günlük sınırsız bilet.
    Yeme içme duruma göre 20-80TL ögün başı en çok dert su zaten 1€ çeşme suyu içilir durumda lakin prag suyu rahatsız etti beni

    Akllı telefon şart birde int. tabi.. wifi çok sorun değil bazen lazım tabi..

    Berlin 500MB telefon hattı 10€
    Budapeste ihtiyac olmadı
    Prag için vodafone hat aldım 20 TL lik 5TL ye 200MB verdi
    Viyana için int gerek olmadı pek gezilecek yeri yok 2-3 saray bol bol müze
    2günde şehri bitiriyorsunuz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ibraxi -- 6 Eylül 2014; 17:41:50 >
    _____________________________
    ....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: serta2

    Arkadaslar
    New York, Las Vegas, Los Angeles, San Diego ve San Francisco seyahatinden yeni dondum.
    Bu rotayi planlayan arkadaslara otel, gezme tozma, yeme icme, ulasim (ucak bileti ve araba kiralama) ve alisveris hakkinda bilgi verebilirim.
    Foruma cok giremedigim icin ozelden mesaj yaziniz.

    Saygilar,

    isterim hocam :)
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eftalit

    Orta Avrupa Turumuz başlamadan bitti!!

    Bir hafta olarak planladığımız Viyana-Prag-Budapeşte gezisi için en çok konaklama yapacağımız Çek Cumhuriyeti Konsolosluğu'ndan vize için randevu aldık (daha doğrusu ben alamadım, randevu alırken otomatik olarak Ankara Konsolosluğu geliyormuş dikkat etmeyip ilerledim ve randevuyu aldım. Daha sonra "Randevuyu İptal Et/Değiştir" kısımına geldim ama hiçbir işlevi yok. Aradım konsolosluğu " hiçbir şey yapamayız, o günü bekleyin randevunuz düşsün" cevabını aldım)

    Bekledim randevumun düşmesini ama ne mümkün!!! O gün geçti sonra hafta sonu girdi düşmedi, mecburen pasaport numaramın son iki hanesini değiştirerek aldım.
    Neyse gittim evraklarımı teslim ettim herhangi bir sorun çıkmadı. Bundan sonraki hafta zaten internet üzerinden yağmış olduğum otel rezervasyonunu (daha ucuzunu bulduğum için) değiştirdim. Teslim alma günü geldiğinde telefonla çağırdılar, görüşmek istiyoruz diye. Gittim "rezervasyonunuzu iptal etmişsiniz, bildirmeniz gerekiyordu" diyerek vize talebimi olumsuz yanıtladılar.

    Kısacası işiniz zorunlu değilse hiç bulaşmayın Çek Cumhuriyetine, ayrıca internet üzerindeki rezervasyonları da takip ettiklerini öğrenmiş olduk, eğer herhangi bir değişiklik yapacaksanız da vize alma sürecinde yapmayın! Bekleyin sonra yaparsınız.

    Bilgilendirme notu: Viyana ve Prag için yaklaşık 60 sayfalık gezi notu çıkarmıştım (haritalar, bilet fiyatları vb.), isteyen olursa mail olarak yollayabilirim. Bana yar olmadı başkasına olsun

    gezi notunu alabilir miyim?
    _____________________________




  • quote:

    Orijinalden alıntı: serta2

    Arkadaslar Amerika seyahatim icin burada birseyler paylasmak istiyorum.

    *Turkiye den ayrilmadan once kesinlikle seyahat sigortasi yaptirin. (Kayip bavul ve saglik hizmetlerini karsilayan sigorta kisi basina 46 TL. den yaptirdim.) Sigorta yaptrmadan kesinlikle gitmeyin.

    *Amerikaya gidecek olan herkese THY yi tercih etmesini mutlaka tavsiye ediyorum. Cok memnun kalacaksiniz.

    *Amerika da telefon gorusmesi yapacaksaniz sim kart alip kontur yukleyebilirsiniz. T Mobile ATT ve H20 cesitli firmalar.

    *Amerikadayken Turkiyeyi aramak icin Turkcell in yurtdisi paketini mutlaka alin 19 TL ye Turkiyedeki heryone 30 dakika konusabiliyorsunuz.

    *Gezilecek gorulecek yerleri ogrenmek icin akilli telefonunuza Trip****or programini yukleyin. Sonra gideceginiz sehirleri secip onlarida yukleyin. Ben newyork, lasvegas, los angeles, san diego ve san francisco yu yuklemistim.
    Programin icinde her sehirde yapilacak etkinlikler yaziyor. 1 numaradan baslayip 20 numaraya kadar tek tek cikarip koordinatlarini navigasyon cihaziniza yukleyin.

    *Gezilecek ve gorulecek yerleri ogrenmek icin Trip****or ve Yelp programlari Bunun yaninda IGO navigasyon yazilimini mutlaka yukleyin. Google maps bence amerikada seyahat etmeyi cok kolaylastiriyor. Gideceginiz yere uygun otobus tren veya metro planini yapip zaman kaybetmenizi engelliyor. (google maps icin internet gerekli hem kaldiginiz otelde hemde starbuckslarda free internet oluyor boylece halledersiniz.)

    *Mutlaka akilli telefonunuzda amerika icin bir navigasyon yazilimi olsun. Ben IGO America yi kullandim. Cok memnun kaldim. Ucretsizlerde var.

    Newyork ta 4 gun bulundum. Fazla gezemedim. Sadece Manhattan i gezdik. Central Park, Empire State ve Grand Central Terminal gezdigim yerlerdi. Alisveris icin 21 Century gittik marka urunlerin fiyatlari iyi. Fotograf makinesi alacaklara B&H magazasini tavsiye ederim.

    Newyork tan Las Vegasa ucusumuzu Newark havalimanindan yaptim. 42 Cadde uzerinde bulunan port authority bus terminalinden newark havalimanina otobusler var. ucreti 5.5 dolar

    Las vegas a indiginizde havalimaninda direk slot makinelerini goruyorsunuz. Havalimanindan otobusle strip caddesi uzerinde otele gectim. Otobus ucreti 2 dolar. Las vegasta otel tercih ederken uygun otel tercih edin. Cunku otellerin hepsi birarada ve hepsinin showlarini gece izleyebilirsiniz. LAs vegas icin 2 gun yeterlidir. Ben stratosphore oteli tercih ettim. Memnun kaldim. Kulesine cikip aksam vakti las vegas manzarasinin tadini cikartiyorsunuz.
    LAs vegasta gunduz yapacak bir sey yok. Alisveris icin North Premium Outlet gidip alisveris yapabilirsiniz. (Not 24 saat gecerli otobus bileti alin kisi basi 8 dolar gunduz alisverise giderken gece de stripi gezerken kullanirsiniz otobusler 24 saat calisiyor.)
    Alisveris kiyafet olarak uygun. Aksam vakti otellerin bulundugu strip caddesini ister otobusle ister yuruyerek gezebilirsiniz. Otellerin hepsi birbirinden guzel.
    Las vegastayken sakin araba kiralamayin. Las vagasta 2 gun kalip sabah erken saatte kiraladigim araci almak icin havalimani yakinindaki parka gittim. Araci alamo dan rentalcars.com uzerinden kiraladim. 6 gun icin 200 dolar verdim.
    Kiralayacaginiz arac bence ekonomik arac olsun. (araclarin hepsi klimali) Araba kiralarken ister bos depo ister dolu alabiliyorsunuz. Dolu depo alirsaniz dolu olarak teslim etmelisiniz.


    Las vegastan Los Angelese yolumuz 4 saat surdu. Otoban uzerinde giderken sol tarafta bir outlet var guzel bir yer ben ugramadan gectim. Los Angeles ta Long Beach bolgesinden 4 gun konakladim.
    Los Angeles tatilinizi haftaicine denk getirin. Cunku gideceginiz yerlerde yogunluk oluyor. Haftaici giderseniz daha rahat olur.
    Los Angeles 1. gun Hollywood, observatory griffit, beverly hills ve santa monica beach gittik. Santa monica beach te otopark iskelenin uzerinde girisi cok guzeldi. Burada mutlaka dondurma yiyin ben begendim.
    Hollywood walk of fame uzerinde herseyi goreceksiniz baska bir seyde yok
    Los Angeles 2. gun Universal studios giris biletini internetten alip ciktisini alin. Burasi icin bir gun ayirin.
    Los Angeles 3. gun San diego ya sahil yolundan gidin. Yol uzerinde cok guzel plajlar var. San diego da seaworld e girdik. (Bileti internetten alin uygun oluyor)
    Los Angeles 4. gun Six Flags Magic Mountain dunyanin en guzel roller coasterleri burada hepsine binin :) (bileti internetten alin)

    Los angeles san franciscoya arabayla 6 saatte gittik. Yollar cok iyi. San francisco da gidilecek yerlerin hepsine gittim. 1 gun yeterlidir. Golden bridge koprusun fotografini cekmek icin karsi yakaya gecip tepenin uzerinden resmini cektim. Golden bridge koprusunden gececek olanlar onceden internetten kopru ucretini odemelerini tavsiye ederim. (https://www.bayareafastrak.org/vector/dynamic/signup/OTPsignup.shtml)
    Fishermans wharf gidip sahildeki iskeleleri gezebilirsiniz En unlusu pier 39
    Ertesi gun Alcatraz hapishanesine gittik. Internetten kisi basi 30 dolara alabilirsiniz.
    Pier 39 yakinindaki boudin bakery de mutlaka kahvalti yapin.
    En sonunda havalimaninda aracimizi teslim edip newyorka donduk.



    Yemek konusunda bati yakasinda meshur olan IN-N-Out burgeri tavsiye ederim. Yedigim en guzel hamburgerdi.

    Otel secerken uygun otelleri tercih edin. Sadece yatmaya gidiyorsunuz. Kahvalti veren otellerde zeytin peynir goremeyeceksiniz :) Otel seciminde sehir merkezine uygun olan oteller pahali oldugu icin uzakta kalanlari tercih edin. Araba kiralayacaginiz icin amerikada benzin cok ucuz yakacaginiz fazla benzin otel farkini bile asla kapatmaz.

    Amerikada trafik kurallarina mutlaka uymalisiniz cezalar cok agir. Hiz limitlerine dikkat etin.

    Otoparkla cok pahali degil saati bir ya da 2 dolar yanlis yere park etmeyin arabaniz cekilir. Cezalari yuksek.

    Benzincilerde regular benzin dolduruyorsunuz once ode sonra doldur sistemi. Fiyatlar ayni cadde uzerinde bile degisiyor. Ortalama galonu 4 dolara yakin bir fiyat iyi bir fiyattir. Sehirler arasi seyahata cikmadan once deponuzu doldurun. Cunku otobanlarda benzin pahali.

    Alisveris yerleri icin Ross, Marshalls, T.J.Maxx ve Macys magazalarini oneririm. Uygun fiyata herseyi bulabilirsiniz.
    Outlet olarakhttp://www.premiumoutlets.com/centers/index.asp bu adresten en yakin outleti secip alisveris yapabilirsini.z


    Herseyi yazmak istedim. Sormak istediginiz sorulari ozelden yanitlayabilirim.



    Saygilar,

    Buyur arkadasim;
    _____________________________
    It's better if you don't know...




  • NEW YORK REHBERİ:
    Merhaba; ayrıntılı new york rehberime hoşgeldiniz, bildiğiniz gibi gittiğim destinasyonlara uzun süreli gidip ayrıntılı gezmeye çalışıyorum, her zamanki gibi onlarca web sitesi, harita rehberler ve new yorktaki 15 günlük detaylı gezimin ayrıntılarını sizlerle paylaşıyorum, bu yazıda deneyimlerime ek olarak çeşitli web sitelerinden alıntılarda yaptım, amaç paylaşım olduğu için alıntı yaptığım arkadaşlara teşekkür ediyor ve istemeleri halinde sitelerinin kaynaklarını belirtmeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim 
    New york; manhattan, brooklyn, staten island, quenns, bronx adında 5 ilçeden oluşuyor, fakat bunların arasında en ünlüsü manhattan adası, bu adaya daha çok odaklanacağız ve daha çok ayrıntıya yer vereceğiz. New york ta çevredeki semtlerde kalabilir ve new yorka metroyla kolayca ulaşabilirsiniz, dikkat etmeniz gereken, otelinizin metroya çok yakın olması, ayrıca metro haritasından; metroların kesiştiği ana kesişim npoktalarını bulursanız her yere çok daha rahat ulaşırsınız, new york genelde dünyanın en pahalı otellerini barındırır, eğer bütçeniz yeterliyse time square civarındaki bir otel tam olayın merkezidir, ama dediğim gibi mesela brooklynde atlantic city durağındaki bir otelde sizi her yere kolayca ulaştıracaktır, burdan time square a ulaşmanız metroyla yaklaşık 20-30 dak sürer. Yada long island da metroya yakın bir otel sizi 15 dak içinde new york un kalbine taşıyacaktır. Haftalık sınırsız metro kartları 30$, her yere metroyla gitmenizi öneririm, manhattan da araba kullanmanızı tavsiye etmem, park ücretleri çok pahalı, müzeleri gezerken pay what you wish (bağış yapma) olayını mutlaka sorun böylece ücretli birçok müzeye bedavaya yakın fiyatlara girebileceksiniz, ayrıca belli günlerde bazı müzeler tamamen ücretsiz, new york ta gitmeden önce bir new york cartoville rehber almanızı tavsiye ederim, bu harita rehberden çok faydalanacak ve gideceğiniz yerleri önceden kolayca planlayabileceksiniz, çoğu yerde önerildiği gibi new york city pass almanız bana göre gereksiz, zaten belli başlı müzelere bedava gireceksiniz, sadece binalara bir miktar para ödeyeceksiniz. Ünlü broadway müzikallerine tkts gişelerinden yazının devamında belirttiğim gibi çok ucuza bilet alabilirsiniz. New york a yazın giderseniz okyanusta denize girmek isteyebilirsiniz, new york ta o kadar iyi bir metro sistemi varki sizi okyanusun kenarına coney island a kadar götürüyor, böylece hiç masrafsız uçsuz bucaksız altın gibi bir okyanus sahilinin keyfinide çıkarabilirsiniz. Elektrik voltajı 110 Volttur ve fiş girişleri yuvarlak değil düzdür. Eğer buradayken kullanmak için Türkiye’den elektrikli bir alet getiriyorsanız bunları göz önünde bulundurmanızda fayda var.


    New york u gezerken ve etrafınızı seyrederken aralarda yapacağınız en önemli 2 şey yemek ve alışveriş, ny alışverişte şehir içi ve şehir dışında super outletler, dünyanın en iyi restaurantları ve fast foodları sizi bekliyor olacak.
    Gelin küçük küçük notlar ile biraz ayrıntıya girelim :
    Century21 bence ny da outlet olarak en iyisi, hemen özgürlik kulesinin yani 911 in yanında, şehrin içinde olması büyük avantaj, burda özellikle ayakkabı bölümünde çok vakit geçirdik, numara numara ayrılmış olması işinizi çok kolaylaştırıyor, buraya mutlaka gidin, etiketlerin üzerinde normal fiyatı çizip indirim yapıp biirde 1/3 off gibi bir daha indirimler yapılmış, gerçekten çok ucuz. Alışveriş sırasında kısa bir yemek molası vermek isterseniz çanta bölümünün kapısından çıkıp Braodway yönünde yürürseniz köşede bizdeki büfelere benzer bir Çin lokantası bulacaksınız. Klasik çin yemeklerinin yanında suşileri de oldukça lezzetli. Üstelik bu küçücük lokantada Çin ve Japonya’da sıkça ikram edilen, kırmızı fasulyeden yapılan ve içindeki yeşil çay nedeniyle fıstık yeşili bir renge bürünmüş o muhteşem tatlıdan da bulmak mümkün.

    Junior's: Hemen Times Square'in dibinde. Kafam kadar cheesecake'leri ile beni benden aldılar Burada da çok sıra oluyor malesef. Ama bence beklemeye sonuna kadar değer.
    NY port authority'den çıkar çıkmaz sağa dönünce 38-36 cadde arasında bir ayakkabıcı var, ayrıca burda pek çok ucuz ayakkabıcı var çok çeşit var bir de onun karşısında çok ucuz ve çok çeşit hediyelik eşya satan yer var JOE diye. Biraz kalitesiz mallar da var ama heykel anahtarlık vs tarzı şeyler çoğu yerden daha ucuz. Bir de markalar hep 5. cadde de şubat - mart arası genelde indirim sezonu hemen hemen her mağazada sağlam indirimler bulabilirsinizu
    Five Guys: Hamburger ve fries. Burası uygun fiyata güzel bir hamburger yemek için güzel bir spot. NY'da bir sürü yerde bulabilirsiniz.
    Junior's: Hemen Times Square'in dibinde. Kafam kadar cheesecake'leri ile beni benden aldılar Burada da çok sıra oluyor malesef. Ama bence beklemeye sonuna kadar değer.
    Bay Ridge’de bir Century 21 daha var (R treni ile 95.street yönü-86.street 5th ave)Daha önce de bahsetmiştim eğer cok zaman sıkıntınız yoksa Cortlandt’daki century yerine buraya gidebilirsiniz çünkü çok daha rahat ve düzenli.
    Broadway müzükali için özel bir tüyo:
    Gideceğiniz oyunu seçiyorsunuz ve oyundan 2 saat önce oyunun oynanacağı salona gidiyorsunuz. Daha sonra gişedeki adama adınızı yazdırıyorsunuz. Pasaportunuz mutlaka yanınızda olmalı. Daha sonra bütün yazılan isimler bir kutuya atılıyor ve yarım saat içinde çekiliş yapılıyor. Çekilişte ismi çıkanlar 2 bilet alma hakkına sahip oluyorlar. Biletler ise sadece 30 dolar, hem de oyunu en önden izleyebiliyorsunuz.
    Teleferik:
    1976 yılından beri Manhattan ve Roosevelt Adası arasında hizmet veren teleferik bir seferde 125 kişi taşıyabilme kapasitesine sahip. Bu teleferiğe binmek için ayrıca bilet almanıza da gerek yok. Metro Card'ınız ile geçiş yaparak teleferiği kullanabilirsiniz. Manhattan’dan teleferiğe binmek için 59.cadde 2. Avenue'de bulunan istasyona gitmeniz yeterli. Manhattan'dan adaya yapacağınız yolculuk yaklaşık5 dakika sürüyor. Bu süre boyunca kameranızı kayıtta tutarsanız harika bir Manhattan manzarasını ölümsüzleştirmiş olursunuz.
    Kütüphane:
    Mimari açıdan son derece görülesi bir kütüphane olan NYPL The Stephen A. Schwarzman Binası'nın en meşhur kısmı şüphesiz Rose Reading Room olarak isimlendirilen çalışma alandır. 1998 yılında bugünkü halini alan bu muhteşem çalışma alanı kütüphaneye yaklaşık 15 milyon dolar bağışta bulunan Sandra Priest ve eşi Frederick Phineas Rose'un katkılarının büyüklüğü sebebiyle onların soy adıyla isimlendirilmiş.
    Bu son derece şık okuma alanı, sayısız Amerikan filminde gördüğünüz kolonsuz ferah kütüphanenin ta kendisidir. Araştırma yapmayacak da olsanız defalarca izlediğiniz filmlerim çekim mekanlarından biri olan bu şahane salonu mutlaka görmelisiniz. Özellikle muhteşem tavan süslemeleri meraklıları için paha biçilemez güzellikte hazırlanmış.




    Cheese cake: Magnolia bakery:
    tavsiyeme gelince, Amerikan pastalarında bolca kullanılan 'butter cream' burada da cupcake ve pastaların ana malzemesi. Sizde benim gibi butter cream'i çok yağlı buluyorsanız, muzlu pudingini denemelisiniz ayrıca limonlu ya da karamelli cheseecake'inin de çok başarılı olduğunu söylemeliyim.

    Woodbury:
    Buraya gittiğinizde ilk yapmanız gereken, Müşteri Hizmetleri Masası'na uğrayarak mağazaların mevcut indirimlerinin üzerine eklenen ve değişik oranlarda ekstra indirim hakkı veren kupon kitapçıklarından edinmeniz olacaktır. Daha az sayıda mağazada geçerli ve nispeten daha düşük indirim oranları sunan 5$ değerindeki ya da daha çok mağaza için hazırlanmış, daha yüksek indirim oranları sunan 10$ değerindeki kupon kitapçıklarından size uygun olanını seçebilirsiniz.Alışveriş arasında yemek molası vermek isteyenler için, bünyesindeki on yedi restoran ile hizmet veren yeme-içme bölümü her türlü ihtiyacınızı karşılayabilecek çeşitlilikte düşünülmüş. Kişisel tavsiyem, temizliği ve çeşitliliği sebebiyle Applebee's Neighborhood Grill'i tercih etmeniz yönünde olacaktır. Tavsiyelerimin sırası gelmişken, Fossil'i ilk gezilecek mağazalar arasında düşünmeniz gerektiğini söylemem gerekir. Burberry'den DKNY'ye, Emprio Armani'den Micheal Kors'a kadar birçok markaya ait saatleri bir kaç adım ötenizdeki mağazalarından çok daha uygun fiyatlara burada bulabilirsiniz. Ayrıca kupon kitapçığınızdaki indirim hakkınızı da kullandığınızda oraya çıkan fiyata inanamayacaksınız. Bu kuponlarla bazı markalar toplam alışveriş üzerinden %25 gibi bir oranda indirim sağlarken bazıları bu oranı vermek için $200 gibi minimum bir alışveriş tutarını zorunlu tutmaktadır. Bu rakamı tutturamıyorsanız kasanın önünde kuponu kullanabilmek için başka bir müşteriyle alışverişinizi birleştirmeyi teklif edebilirsiniz. Kasadaki personel size gerekli hesaplamayı memnuniyetle yapıyor.
    Print ettiğiniz kuponların ilki özel bir indirim kitapçığını almak için kullanılıyor. Dolayısıyla Woodbury’e vardığınızda önce “Information Office”e uğrayın ve bu kuponu göstererek içinde yine indirim kuponlarının olduğu kitapçığı da alın. Bu kitapçıktaki kuponların oranları genellikle düşük ama vaktiniz varsa bir kez bakmaya değer. Kuponları yazdırma işini unutup ya da erteleyip bunu Amerika’dayken yapmayı denerseniz bu kitapçığı almayı sağlayan o ilk kupon ekranda çıkmıyor.
    Kuponlar sık sık güncellendiğinden bunları basma işini seyahate çıkmadan bir iki gün önce yapmanızı tavsiye ederim. Kuponları bir makasla keserek bir zarfın içinde alfabetik sıraya göre saklamanız alışveriş sırasında size zaman kazandıracaktır.
    Bazı mağazalar özellikle Japonlar tarafından çok rağbet gördüğünden içeri girebilmek için önlerinde uzun kuyruklar olabiliyor çünkü içerideki müşteri adedi belli bir rakamı aştığında mağaza personeli kapıları kapatıyor. Bu nedenle Tory Burch, Burberry’s, Coach, Michael Kors, Juicy Couture uğramayı düşündüğünüz markalar arasındaysa, buraları sabahın erken saatlerinde ziyaret etmenizi öneririm. Benim favori sıralamam Tory Burch, Michael Kors, Burberry’s, Polo Ralph Lauren, Tommy Hilfiger, Nautica, Lacoste, Polo Ralph Lauren Kids, Timberland, Saks Fifth Avenue Off 5th, ve BCBG Max Azria. Woodbury’de öğle ve akşam yemeği yiyebileceğiniz bir “Food Court” ayrıca Applebee’s gibi restaurantlar da var.
    Tüm mağazaları tek bir günde gezmek neredeyse olanaksız gibi bir şey, bu nedenle gitmeden önce ihtiyaçlarınızı listeleyip outletin internet sitesinden indireceğiniz harita üzerinde bir gezinti güzergahı belirleyerek bir plan yapmanızı tavsiye ederim. Outletin düzenli açılış ve kapanış saatleri sabah 10:00 ile akşam 21:00, ancak bir çok haftasonu ve tatil günlerinde bu saatler sabahları daha erkene, akşamları ise daha geçe çekilebiliyor. Bu nedenle de gideceğiniz tarih öncesi ilgili internet sitesini kontrol etmeniz öneririm.

    Eğer sıkı bir “shopping”ciyseniz, outlette gezerken gün ilerledikçe aldıklarınızı taşımakta ve daha önemlisi onlara sahip olmakta zorlanacağınızdan elinizdekileri içine koyacağınız tekerlekli bir bavul çok yararlı olabilir. THY ve diğer birçok havayolu şirketi Amerika uçuşlarında kişi başı her biri 30’ar kiloyu aşmayacak iki bavul ve bir kabin bagajına izin vermektedir. Bavul ihtiyacınız varsa bunu Woodbury Common Premium Outlets’deki bavul satan mağazalardan birinden uygun bir fiyata yapmanız mümkün. Bavul alışverişinizi The Luggage Shop’ta öğleden önce veya öğle saatlerinde yaparsanız pazarlıkla oldukça karlı bir alışveriş yapabilirsiniz. Yeni bir bavul almaya ihtiyacınız yoksa, outlete giderken yanınızda kendi bavulunuzu götürmekte fayda var.

    Ulaşım için araba kiralamak veya otobüsü kullanmak mümkün. Araba kiralamak araba kirasının ve benzinin ucuz olduğu Amerika’da özellikle kalabalık aileler için çok daha ekonomik bir ulaşım metodu. Ayrıca bu şekilde aldıklarınızı tüm gün yanınızda taşımak zahmetinden de kurtulursunuz. Ancak araba kiralama şirketini iyi seçin çünkü bazı firmalar arabaların en geç akşam 20:00 gibi ofislerine teslim edilmesini istiyorlar ki bu da New York şehrine dönüşte saat 20:00 öncesi yoğun bir trafikle karşılaşacağınızı hesap ederseniz Woodbury’den en geç 18:00 gibi ayrılmanızı gerektirir. Arabayı 24 saatliğine kiralayıp ertesi sabah teslim ederseniz de otopark sorunuyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bunlara ek olarak arabada GPS olmasına özen gösterin çünkü New York’a giriş ve çıkış, bilmeyen için oldukça karışık olabilir.
    Bilmediğim yerde araba kullanmak benim için stresli, bu nedenle de otobüs benim için daha konforlu bir seçenek diyorsanız kişi başı $42’a 8. Cadde ve 42. Sokağın kesişiminde bulunan Port Authority Coach Station (Port Authority Otobüs Garı)’ndan Short Line/Coach USA ve Gray Line New York’u kullanarak Woodbury’e ulaşabilirsiniz. Sefer saatlerini bu firmaların web sitelerinden kontrol edebilirsiniz. Bu yolculuk trafik yoğunluğuna bağlı olarak 1-1,5 saat sürmektedir. Dönüş için sefer saatlerini indiğiniz duraktan kontrol etmeniz ve size uygun olan saatten en az 15 dakika önce durağa gitmeniz gereklidir çünkü uzunca bir sıra sizi bekliyor olacak. Otobüs firmaları son seferi kaçırmadığınız takdirde ne kadar kalabalık olursa olsun sizi geri döndürmeyi taahhüt etmektedirler.
    buralar birer alışveriş kasabası ve "tax-free" ya da tax (vergi) neredeyse yok denecek kadar az. En kötüsünde bile yaklaşık 100-150 magaza var. Kıyafetten, gözlüğe, parfüme; valizden, mutfak eşyasına kadar herşeyi bulabileceğiniz, özellikle Designer Fashions magazaları ile bir günde bitiremeyeceğiniz yerler buralar. İnternetten "PremiumOutlet" adresine girip, VIP Clup üyeliğine başvurun. Gideceğiniz şehirdeki Outleti -sayfada eyalelere göre tasniflenmiştir- seçin. VIP Home linkinden VIP Clup Offers sayfasına gelin ve gideceğiniz center için "VIP Coupon Book Voucher" ile "Exclusive Online Coupons" dökümlerinizi alın. Bu kuponlar 30 gün geçerli. "VIP Coupon Book Voucher" dökümünü Premium Outlet Management Office'deki görevliye vererek, 5-10$ karşılığı satılan "VIP Coupon Book"unuzu bedavaya alın. Şimdi alışverişe hazırsınız... "Exclusive Online Coupons" dökümleriniz ile elinizdeki "VIP Coupon Book"unuzu girdiğiniz her mağazada karşılaştırın. Genellikle Exclusive Online Coupons dökümlerinizdeki indirimler, VIP Coupon Book'unuzdan daha fazladır. O zaman onları kullanmanız daha mantıklı. Bu indirimler bazen mağazadaki indirimlerin üstüne eklenir, bazen de üstünde yazdığı üzere varolan indirimle birleştirilemez. Eğer birleştirilemiyorsa, VIP Coupon Book'unuzdaki indirimi kullanın, o her zaman birleştiriliyor. Eğer kafanız karışırsa, mutlaka kasada sorun.


    New York 24 saat yaşayan bir şehir gerçekten. Bu 24 saat yaşama olayının tam kalbi de Times Square kesinlikle. Burası günün hangi saati giderseniz gidin, bizdeki "İstiklal Caddesi" gibi her daim çok kalabalık. Ancak en büyük farkı, çevredeki tüm binalar neon ışıklı tabelalar ile kaplandığından gecenin en karanlık saatlerinde bile gündüz gibi ışıl ışıl. İnsan burada saat kavramını karıştırıyor gerçekten. Times Square'e gelmişken mutlaka tam meydanda bulunan ve o akşamın Brodway müzikallerinin biletlerini yarı fiyatına satan TKTS gişelerine de uğramadan dönmeyin derim. Gişe her gün saat 14:00-15:00 civarında açılıyor. 170$'lık bileti 70$'a alabiliyorsunuz. Ancak önünde ciddi uzun kuyruklar olabiliyor maalesef. Bir diğer TKTS gişesi de South Street Seaport'da bulunuyor. Buradaki gise saat 12:00 civarında açıldığından dolayı daha ön sıralardaki biletler bitmeden ve daha az sıra bekleyerek alabilirsiniz. Bu indirim gişelerinde sadece o akşam oynayacak olan müzikallerin biletleri yarı fiyatına satılıyor unutmayın. İleri tarihe buralardan indirimli biletler alamazsınız. Biz buradan Ricky Martin'in de oynadığı "Evita" müzikaline biletlerimizi almıştık. Sahne, dekor, ışıklandırma ve özellikle de Ricky Martin muhteşemdi gerçekten. Hangi müzikale gitsek acaba diye düşünenlere tavsiye ederim kesinlikle. İzlemedim ama yıllardır oynayan Mamma Mia, Chicago, Lion King müzikalleri de okuduğum bir çok yerde şiddetle tavsiye ediliyor.

    Gelelim Outlet magazalarına. Century 21, marshall , rosse, woodburry premium Amacınız çok ucuza alışveriş yapmak ise outletlerin en büyüğü ve en popülerlerinden biri olan Century 21'e uğramadan dönmeyin derim. Burası bizdeki Boyner mantığında, ayrı ayrı mağazaların olmadığı, içinde her türlü markanın açık store şeklinde yan yana sergilendiği büyük bir outlet alışveriş merkezi. Fiyatlar gerçekten ucuz. Ancak karıştırıp bulmak gerekiyor. İçeride marka marka ayrılmış mağazalar olmadığı için karışık bir yer ve bundan dolayı aradığını bulmak biraz yorucu olabiliyor. Bu tür karışık ortamlarda alışveriş yapmayı sevmeyenlerdenseniz kesinlikle Century 21 yerine, Manhattan'ın biraz dışında bulunan (1 saat kadar uzaklıkta) Woodbury Common Premium Outlet'e gitmenizi tavsiye ederim. Burası alışveriş yapmayı planlamayan birisini bile yoldan çıkartır kesinlikle. CK ve DKNY jean'leri 20$ civarında bir fiyata aldığımı söylersem ne demek istediğimi anlarsınız sanırım. :) Bu fiyatlardan dolayı çok popüler olan outlete, haftasonu çok kalabalık olduğundan kesinlikle hafta içi gitmenizi tavsiye ederim. Biz hafta içi gittiğimiz halde bazı mağazaların önünde içeri gitmek için bekleyen kuyruklar oluşmuştu bile. Özellikle Tory Burch mağazasının önündeki, içeriden biri çıkmadan yeni birisini almadıkları o uzun kuyruğu unutamam :) Woodbury'e gitmek için en iyi yol, 8. cadde ile 41. sokağın kesişimindeki otobüs terminali. Otobüs bileti kişi başı 40$ civarında ancak outlete vardığınızda biletle birlikte verilen kupon ile müşteri ilişkilerinden indirim kuponu kitapçığını alarak bu 40$'ı çok rahat çıkartabiliyorsunuz. Yanınızda, birçok kişinin yaptığı gibi aldıklarınızı içine koymak için çek çekli boş bir valiz getirmediyseniz :) gezerken taşımamak için günlüğü 10$ olan dolaplardan kiralayabilirsiniz. Biz otobüsten iner inmez dolabımızı kiralayıp, gün içinde de aldıklarımızı oraya koyarak çok rahat etmiştik gerçekten. Ya da birçok kişinin yaptığı gibi valizi oradan alıp içini doldurabilirsiniz. Ancak ben tüm New York'ta en ucuz valizleri T.J.Maxx denilen outlet alışveriş merkezinde bulduğumu söylemeliyim. Eğer valiz almayı planlıyorsanız kesinlikle buraya bir uğramalısınız. Samsonite valizlerin kabin boyunu 50$ en büyük boyunu ise 90$ civarında bir fiyata alabilirsiniz. Bu valizlerin Türkiye'deki fiyatını bilince ihtiyacı olmasa bile alası geliyor insanın. :)
    Amerika denince akla ilk gelen yemek hamburger elbette. Çok güzel bir hamburger yemek istiyorsanız ilk rotanız kesinlikle Le Parker Meridien Otel'in giriş katındaki Burger Joint olmalı. Hamburgeri New York'ta yediklerimin içinde en iyisiydi diyebilirim. Rahat ve salaş bir ortamda tahta masalara oturun ve cheeseburgerinizi söyleyip keyfinize bakın. Ancak hamburgerinizi açıkhavada, daha keyifli bir ortamda yemek isterseniz tercihiniz kesinlikle Madison Square Park'taki Shake Shack olmalı. Hamburgerinizi alıp parktaki masalara oturup sincaplar ile birlikte yemeğinizi yiyebilirsiniz. Şehirde 5 farklı noktada şubesi bulunan hamburgercinin tüm şubelerinin önünde istisnasız kuyruklar göreceksiniz. Kuyruğa girmekten çekinmeyin, beklemeye değer :) Önereceğim son hamburgerci ise Upper East Side'daki JG Mellon. O bölgelerde dolaşırken acıkırsanız kaçırmayın derim.
    İyi bir sosisli sandwich için ise gitmeniz gereken yer 86. sokak üzerinde bulunan "Papaya King" Oturma yeri bulunmayan, alıp ayak üstü yiyebileceğiniz, ancak gerçekten çok lezzetli hot dog'lar yapan bir yer burası.
    Güzel bir pizza yemek için en doğru adres kesinlikle Soho'daki Lombardi's. New York'taki ilk pizzacı olan restoranda yemek isterseniz biraz sıra beklemeyi göze almanız gerekiyor. İtalyan mutfağı için önereceğim ikinci adres ise Eataly. Flatiron binasının yakınındaki, İtalyan mutfağına dair aklınıza gelebilecek her şeyin en tazesini bulabileceğiniz bu dev supermarket içinde aynı zamanda bir çok farklı restoranı da barındırıyor. Çok güzel, keyifli bir ortamda öğle yemeği yemek için çok ideal.

    Dev gibi ve çok lezzetli sanwichler için, bir New York klasiği olan ünlü şarküteri Katz's mutlaka gidilmesi gereken yerlerden bence. Kıtır kenarlı Latkes'leri de (patates mücveri) denenmeli mutlaka. Mekanın o kadar çok müdavimi varmış ki başka eyalatlerden tur ile geliyorlar :) Özellikle hafta sonları çok kalabalık oluyor. Hafta içi gitmekte fayda var. Duvarlarda pek çok ünlünün resimlerini görebilirsiniz, ayrıca biri omzunuzda çarpabilir 
    Balık dışındaki deniz mahsullerini de sevenlerdenseniz, bu konuda da çok iyi restoranlar olduğunu söylemeliyim. İlk önerim, New Jersey'deki The Crab House. Nehrin kenarında, Manhattan manzaralı restoran bu konuda gerçekten çok başarılı. Ortaya söylediğimiz tüm atıştırmalıklar çok lezzetliydi gerçekten. Önlüğü boynunuza takıp, yengeç bacaklarını yemeğe başlayabilirsiniz. :) bir deniz mahsülleri lokantasına girerseniz deniz mahsulleri lokantasında halibut yemeyide unutmayın.
    Mutlaka gitmenizi önereceğim diğer iki deniz mahsülleri restoranı ise Times Square civarında. Red Lobster ve Bubba Gump Shrimp. Red Lobster'da 25$ gibi çok makul bir fiyata, içinde istakoz da bulunan büyük bir deniz mahsülleri tabağı alabiliyorsunuz ve her şey çok lezzetli gerçekten. Bubba Gump ise Forrest Gump filmini izlediyseniz hatırlayacağınız, filmde geçen karidesçi. Duvarlarda filmde kullanılan orjinal kıyafetler sergilenen restoranda, Forest Gump’ı izleyebileceğiniz, sürekli bir TV yayını da var. Keyifli eğlenceli bir ortam gerçekten, yemekler de lezzetli. Bu arada, masanızda bulunan ‘run forest run’ tabelasını, altındaki ‘stop forest stop’ tabelasıyla değiştirmediğiniz sürece masanıza garson uğramıyor. Bilmenizde fayda var. :)
    Sushi:
    Güzel bir çin yemeği için Mr Chow, Sushi için ise Bond Street Sushi ya da Hane Susuhi'ye gidebilirsiniz. Bir çok kişi Bond Street'i sushileri için tercih etse de kalamar, yengeç gibi deniz mahsülleri ile yapılan risottoları da kesinlikle denenebilir. Ny taki şeflerin sushi yemeye gittiği yer ise blue ribbon sushi, hanım sushi sevmezdi burada sevmeye başladı o derece iyiler, çevresi kabakla sarılan sıcak sushiyi kesinlike tavsiye ederim, sevmedim derseniz ben hiçbirşey bilmiyorum  Benim bir diğer favori Sushicim 20.street Park Avenue’daki Azuki.(Sushi SAmba’nın hemen yanında)Azuki öyle lüks falan bir yer değil fakat akşam yemeginde sınırsız SAki ya da şarap verme özelliği var ve ve Sushi Boxları gercekten cok doyurucu. 15$a sushiye doyuyorsunuz daha ne olsun?


    savas gemilerine falan merakliysanız manhattan'da İNTREPİD var. bu inanilmaz buyuk bi ucak gemisi. ici tamamen muze, ustune milyon tane ucak helikopter bi de concorde ucakcik var:) bunu da kacirmayin derim... Oğlanı götürdük çok güzel bir yer. (http://www.intrepidmuseum.org/)

    blue note diye jazz yapan tavsiye:
    www.bluenote.net
    Blue Note Jazz Club New York
    http://www.bluenote.net/newyork/index.shtml
    burasi iyidir
    .
    7.caddede bulunan Carnegie chesscake (carnegiedeli.com/cheesecake.php) mutlaka öneririm. Cheesecakeleri gerçekten güzel, porsiyon ise büyük.Ben 2 günde bitirdim.
    Pizza sevenler mutlaka bütçeye göre denemeli. Brooklyn köprüsü ayağında Grimaldi's öneririm..

    Hell's Kitchen Flea Market:

    Hell's Kitchen Flea Market, Cumartesi ve Pazar günleri saat 9.00-17.00 saatleri arasında 9-10.ave 39.cadde-Manhattan adresinde kurulan bir bit pazarıdır. Dünyaca ünlü -yaklaşık- 50 tasarımcının (Louis Vuitton, Prada vb) ikinci el kıyafetlerinden değerli-değersiz taşlarla süslü aksesuarlara, vintage mobilyalardan ikinci el bebek araç gereçlerine kadar bir çok şeyi bulabilirsiniz. Buraya gitmek isteyenlerin bilmesi gereken en önemli ayrıntı, erkenci olmaları gerektiğidir. Bu enteresan pazarı her hafta düzenli ziyaret eden müdavimleri, henüz öğlen olmadan günün en iyi ürünlerini satın alıyorlar.

    Hell's Kitchen Flea Market'i diğerlerinden ayıran bir özelliği de National Geographic tarafından dünyanın en iyi ilk on bit pazarı arasında gösterilmiş olmasıdır.

    Manhattan'da olanlar, A,C ve E trenlerinden birini alıp 34.cadde durağında inerek kolayca varabilirler.
    Gezmesi bile zevkli olabilir.(timeout.com/newyork/things-to-do/new-york-flea-markets-2012
    Bay Ridge ne kadar güvenliyse aynı şekilde Park Slope,Williamsburg ve Brooklyn Heights da bir o kadar güvenli bölgeler. Ve yapılacak o kadar çok şey var .

    Park slope son 10 yılda inanılmaz rövaşta….Kendine özgü bar,restaurant ve kafeleri ve Manhattan’a 15 dk olma özelliği ile çoğu insan buraya taşınma derdinde. Haliyle kiraları da gayet pahalılaştı. Park Slope’u görmenizi tavsiye ederim,keyifli vakit geçireceginize emin olun.
    çocuklarla seyahat edecekseniz, Prospect Park, Coney İsland beach, ve New York Aquarium'ı mutlaka ziyaret ediniz
    Heckscher Playground – central Parktaki en büyük çocuk bahçesi. Onlarca salıncak ve kaydırağın yanısıra büyük kum havuzu ve tırmanma alanları çocukların ilgisini çok çekiyor. Bu parka yaz döneminde geliyorsanız kendinizi plaja gidiyor gibi düşünüp hazırlamalısınız. Yalnızca Kovanızı, küreğinizi ve güneş kreminizi değil mayonuzu ve havlunuzu da almayı unutmayın. Çünkü su oyun alanları da çocuklarınızın vazgeçilmez aktiviteleri arasında olacaktır.
    NY seyahatiniz belli olduğunda Internet’te “NY City Sample Sales” diye yazarak arama yaptırın, bazı siteler üye sistemi ve ücretli olarak bu bilgiyi verse de bazı sitelerde ücretsiz olarak orada bulunduğunuz tarihlerde hangi markaların nerelerde indirimli satış yaptığını öğrenebilirsiniz.



    Jing Fung:
    Ben de bu modaya uyup, Çin Mahallesi’nin iç kesimlerinde keşif yolculuğuna çıktım. Elizabeth Caddesi’nde, Jing Fung adındaki bir lokantanın önündeki kuyruğa takıldım. Bekleyenler arasında benden başka soluk benizli yoktu. Kuyruğa girmeden önce sıra numarası alınıyordu, ben 146. sıradaydım. Yaklaşık yarım saat sonra numaram okundu ve salona girdim.
    Burası kırmızı rengin hakim olduğu, bir futbol sahası büyüklüğünde bir salondu. Masalar tıklım tıklım doluydu. Gösterilen masaya oturdum. Garson önümdeki fincanı yasemin çayıyla doldurdu, masaya küçük bir tabak ve iki çubuk koyup gitti. Biraz sonra, üstü bambu kaplarla dolu, buhar tüten bir araba masaya yanaştı. İstediklerimi işaret ettim. Onları masaya koydu, bana ait kartona bir şeyler yazıp başka masaya gitti. Ardından bir başka araba, sonra bir başkası. Garsonlar İngilizce bilmediği için işaret diliyle anlaşıyordum. İlginç bir yöntemdi. Yüzlerce kişi yemek yemesine rağmen servis tıkır tıkır işliyordu. Yemek bitince kartımı garsona uzattım. İşaretleri topladı, 22 dolar hesap çıkarttı. Bu kadar ucuza, hem gerçek Çin yemeği yemiş, hem de tıka basa doymuştum.

    Manhattan’daki lokantalarda çalışan şeflerin, mekanlarını kapattıktan sonra Brooklyn’deki Blue Ribbon sushi ’da yemek yediklerini biliyordum. Oraya gittim. Ve lezzetli bir yemekle geceyi noktaladım. (Adres: 9.th street and 6th ave. Park Slope)

    Mutlaka Brooklyn tarafına da gidin. Özellikle gençlerin semti Williamsburg’u gezin, oralardaki kafelerde takılın, ikinci el ürünler satan mağazalara uğrayın. Bu mağazalarda çok uygun ve kaliteli parçalar bulmak mümkün.

    Empire State Binası: New York'un sembolü haline gelen Empire State, bir zamanlar dünyanın en yüksek binasıydı.
    New York'a tepeden bakmak ve bütün şehri görebilmek için en uygun yer olan Empire State Binası'nda eğer sıra beklemek istemiyorsanız biletlerinizi daha önceden online olarak da alabilirsiniz.
    Özgürlük Anıtı: Özgürlük Anıtı, Fransız Devrimi sırasında Amerika'ya kurulan dostluk şerefine hediye edildi. Daha sonra Anıt, Amerika'nın özgürlük simgesi haline geldi ve yıllarca daha iyi bir yaşam için ülkeye gelen göçmenlerin sembolü oldu.

    Rockefeller Center: Rockefeller Center, Manhattan adasının tam ortasında yer alır. Özellikle büyük yılbaşı ağacı, buz pateni, sayısız alışveriş ve yemek olanaklarıyla ünlüdür.

    Staten Adası Feribotu: (BEDAVA) Staten Adası feribotu aşağı Manhattan'dan Staten Adası'na kadar giden ücretsiz bir feribottur. Özellikle turistlerin tercih ettiği bu feribot, Özgürlük Anıtı ve liman manzarasını doyasıya yaşamak isteyenler için ideal. Bedavaya özgürlük heykelini görebilirsiniz.

    Amerikan Doğal Yaşam Müzesi: Halka açıldığı 1869 tarihinden beri oldukça gelişen müze, gözlemevinin yanı sıra çok çeşitli sergilere de ev sahipliği yapıyor.

    Central Park: Central Park 150 yıldan fazla bir süredir New Yorklular için şehrin beton yaşantısından kaçış olanağı sağlıyor. Central Park'ı bu kadar özel yapan ise, yürüyüşten paten kaymaya, kürek çekmekten at binmeye kadar birçok aktiviteye imkan tanıması.

    Metropolitan Sanat Müzesi: Tüm dünyadan 2 milyondan fazla eserin sergilendiği Metropolitan Sanat Müzesi, bir gün de gezilemeyecek kadar zengin bir koleksiyona sahip.

    Modern Sanat Müzesi: 1929 yılında kurulan müze, modern sanata adanan ilk müze olmasıyla ön plana çıkıyor. Resimden heykele, filmlerden mimariye kadar eserlerin yer aldığı Modern Sanat Müzesi her zevkten ziyaretçiye hitap ediyor.

    Ellis Adası Göç Müzesi: Ellis Adası Göç Müzesi, yıllar boyunca Amerika'ya göç etmiş kişilerin yaşadıklarını etkileyici bir şekilde ortaya koyuyor. İnteraktif sergiler, yürüyüş turları ve filmler, Ellis Adası'na göç etmeye çalışan göçmenlerin yaşadıkları zorlukları ve tecrübelerini göz önüne seriyor.

    Büyük Merkez Terminali: Açıldığı yıl olan 1913'ten beri geçirdiği restorasyonlarla Büyük Merkez Terminali, artık bir ulaşım merkezi olmaktan çok daha fazlasını içeriyor. Mağazaların, restoranların ve çok çeşitli aktivitelerin de yer aldığı Merkez, bireysel ziyaretlerin yanı sıra gruplara özel tur olanakları da sunuyor.

    Katz's Deli: Et severler için mabed diyebiliriz. 1888'den beri hizmet veren bu mekanın roast beefli sandvicleri meşhur. Yanında da efsane turşusu. Gerisi teferruat. Önemli uyarı: Sadece nakit çalışıyorlar, kredi kartı geçmiyor.

    Magnolia Bakery: Sanırım bu dükkandaki hemen hemen her şeyi kendimizi kaybedip yedik En efsane lezzet banana puding. Cup cakeler, barlar, pastalar ve hatta kahvesi enfes. Damak zevkinize göre bir kaç parça alın elden ele dolaştırıp her şeyin tadına bakın.

    'wichcraft: Bu arkadaşların ise sandvicleri meşhur. Doyurucu, her öğün için uygun, taze hazırlanan sandvicler mevcut. Sağda solda şubelerine denk gelebilirsiniz ama önerim Bryant Park'tan bir şeyler alıp çimenlere yayılmanız yönünde olabilir.

    Lucy's Whey: Chelsea Market'ta yer alan bir peynirci. Sabah kahvaltısında bir yere oturup uzun uzun vakit geçirmek istemiyorsanız buradan grilled cheese sandwich almanızı öneririm. Peynirleri o kadar iyi ki dönüşte Türkiye'ye taşımak isteyeceğinize bahse bile girerim.
    Eataly: Flatiron District'e çok yakın olan mekanın özelliği, dev bir binanın zeminine tamamen yayılmış olması. Uçsuz bucaksız mekanın her köşesinde ayrı bir lezzet var. Bir tarafta pizza, makarda, diğer tarafta deniz mahsüller, başka bir tarafta şarap & peynir tattıktan sonra yine İtalyan tatlılarına kahve ile eşlik edebilirsiniz. Yeme-içme dışında da market şeklinde hizmet veriyor.
    Alışveriş için Bryant Park'tan 5th Avenue'ya çıkarsanız Central Park'a varana kadar olan mağazalar eminim sizi tatmin edecektir. 5th Av sonuna geldiğinizde sağınızda göreceğiniz FAO Schwarz (çocuklar için mutlaka gidin) ve meşhur Apple Store'a uğramayı ihmal etmeyin. Hatta Apple hastaları mutlaka Grand Central mağazasına da uğramalı.

    119 Sullivan St, New York -
    (212) 343-0404
    Burası rezervasyon gerektirmeyen canınız sushi çektiğinde anında gidebileceğiniz bi yer. Soho civarında olduğu içinde alışveriş kacamaginizin arasında değerlendirebilirsiniz. Sushiler taptaze siz oradayken yapılıyor ve bu kadar ufak bir yere rağmen muhteşem lezzetli! New York'un en iyi sushi resturantlari arasında yerini aldı bile. Gitmeden dönmeyin derim
    Macy’s’de özellikle son dönemde yaşanan krizin de etkisiyle hafta sonları %50lere varan indirimlerle karşılaşmak mümkün. Bu nedenle alışveriş için ayırdığınız zaman cumartesi veya pazar ise buraya öğleden önce veya mümkünse sabah açılış saatinde gitmenizi tavsiye ederim. Aksi takdirde deneme odalarında uzun kuyruklara ve karışmış raflara hazırlıklı olmanız gerekiyor
    Soho:
    Soho tuğla duvarlı binaları ve dar sokakları ile 5. Cadde’den sonra farklı bir tarz yakalamak isteyen alışverişçilerin gözde mekanıdır. Eski dönemde ve halen ağırlıklı olarak sanatçıların rağbet ettiği bir bölge olmasına rağmen burada büyük Amerikan markalarının ve sokak modasının iç içe geçmiş olduğunu göreceksiniz. Örneğin bir sokakta mağaza dekorasyonu nedeniyle mutlaka görülmesi gereken Prada yer alırken hemen ilerisinde İngiliz sokak modasını yansıtan Topshop’u bulabilirsiniz.

    Soho’da alışveriş West Houston Street ile Canal Street arasındaki bölgede ağırlıklı olarak Broadway üzerinde gerçekleşir. Broadway’i batı yönünden dik kesen sokaklar ve yine Broadway’e paralel tüm sokaklar küçük büyük çeşitli butiklerle doludur. Broadway üzerinde Banana Republic, Levi’s, Guess, Hilfiger, Timberland, Bloomingdale’s gibi Amerikan markalarının yanında H&M, Topshop, Desigual gibi Avrupa markalarını da bulabilirsiniz.

    Broadway’in Prince Street ile kesişiminden sonra ise Soho’nun sanatçı ruhunu daha iyi yansıttığını düşündüğüm hip-hop ve punk tarzını içeren Yellow Rat Bastard, Urban Outfitters ve benzeri tarzda mağazalarla daha sık karşılaşırsınız.

    Benim Soho’daki favorim Prince Street’teki J.Crew. İstanbul’da çok kısıtlı bir koleksiyonunu görebildiğimiz bu mağazada fiyatlar biraz yukarıda ama her bir ürün gerçekten de takipçilerinizi kıskandıracak nitelikte. Özellikle kız çocukları için olan koleksiyonları bir harika. Benim bütçem oldukça kısıtlı diyorsanız size ufak bir bilezik ya da fular almanızı öneririm. Emin olun her kullandığınızda birçok kişi bu ürünü nereden aldığınızı soracaktır.

    Oyuncakçılar:

    Oyuncak alışverişi için Times Square’deki Toys R Us ideal gibi gözükmesine rağmen 5. Cadde ve 58. Sokağın kesişimindeki FAO Schwarz’a uğramadan kararınızı vermeyin derim. Rockefeller Center’daki Lego Store ise ihtiyacınız olan tüm lego parçalarını tek tek satmasının dışında bir şey vaat etmiyor.

    “Drugstore”lar ya da Market Tipi Eczaneler:

    Şehrin hemen hemen her yerinde sıklıkla karşınıza çıkan ve birçoğu 24 saat açık olan Duane Reed ve Wallgreens gibi “drugstore”lardan ilaç, vitamin, krem, şampuan, oje gibi ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Ayrıca “jetlag” kurbanları için harika uyku ilaçları bulabilirsiniz. (jet lag için bitkisel uyku hormonu melatonin alabilirsiniz, bazı marketlerde de satılıyor; tabletin bir tarafı hızlı, bir tarafı yavaş salınımlı alırsanız hem hemen uyutuyor hemde uykunun devamını sağlıyor, jetlag için harika.
    Yol üzerinde yiyebileceğiniz küçük atıştırmalıklar arıyorsanız Baked by Melissa‘nın mini cupcake’lerini denemelisiniz. İlk önce SoHo’da bizim yediğimiz küçücük büfe’de açılıp daha sonra zincirleşmiş. Gerçekten çok minik ve şirin olduklarından yediğinizde aldığınız kaloriye rağmen kendinizi suçlu hissetmiyorsunuz.
    Chelsea Market:
    Eğer mutfakla biraz ilginiz varsa, kesinlikle gelmeniz gereken bir adres! Chelsea Market içerisinde her malzemeyi, baharatı, mutfak aletini bulabileceğiniz marketler, gurme sandviççiler, konsept mağazalar, pop-up workshop storelar var. Sonbaharda her gün ve diğer mevsimler tatil günleri tasarımcı ve sanatçıların açtığı pazar Artists & Fleas da burada oluyor (Artists&Fleas her mevsim hafta sonları Williamsburg’de de yer alıyor). Ne yiyeceğimize karar verebilmek için baştan sona 4 kez dolandık Chelsea Market’ı ve en sonunda bir gurme sandviççiden iki çeşit sandviç alıp bölüştük, tabii ki yine Amerikan standartlarında 4 kişiyi doyuracak boyuttalardı.

    Sosisli yemek için asıl gitmeniz gereken yer bence Coney Island‘daki Nathan’s Famous! Öncelikle Coney Island Beach çoğu turist için gereksiz bir rota gibi gözükse de New York’ta beni en çok etkileyen yerlerden biri oldu. Şehirden uzak eski lunapark kalıntıları yanında yeni yapılmış lunapark ve upuzun bir okyanus kumsalı. Nathan’s famous da tam bu beach’in girişinde yer alıyor. Limonatası, patatesleri ve sosislileri kesinlikle katettiğimiz yolun hakkını verdi. Coney Island ve bir Amerikan klasiği Nathan’s’ı es geçmemelisiniz! (Nathan’s sadece Coney Island’da yok tabii ki İstanbul’da bile var ama ilk mağazaları burada açılmış)

    Tavsiyeler:
    - NYC foursquare inanılmaz iyi çalışıyor. Notlamalar ve fiyat işaretleri genelde tutuyor. The New Yorker, Timeout NY ve New York Times’ın tiplerini ve listelerini takip edin.
    - Yelp bilmediğiniz bir mekanı araştırmak için çok iyi çalışıyor New York için. Önceden yorumları okuyup gidin bilmediğiniz yerlere.
    - Bir mekana gitmeden önce mutlaka çalışma saatlerini kontrol edin. Her dinden ve kültürden insan olduğundan sürekli bir dini bayramla karşılaşabiliyorsunuz.
    - Vegan ya da vejetaryen olmadığım için bir şey denemedim ama gittiğim neredeyse her yerde vegan ve vejetaryenler için seçenekler vardı. Aç kalmak imkansız.
    - Hafta sonu rezervasyonsuz iyi bir yere gitmek istiyorsanız kapıda beklemeyi göze almalısınız.
    - Ben burada yaşamıyorum ki diye gurme şarküterileri gözardı etmeyin ve ilginç malzemeler alıp Central Park’a gidip yemek üzere güzel sandviçler hazırlayın.
    - Amerika’da porsiyonlar genelde 3 kişiyi doyurabilecek boyutlara ulaşabiliyor. Bu yüzden aç gözlülük yerine bir yemeği paylaşmak en mantıklısı.
    Pier 17
    3. katından Brooklyn köprüsü'nün görülebildiği ve içerisinde restoranlar barındıran, South Street Seaportta bulunan birkaç iskeleden biri. Biz gittiğimizde yıkılmış ve yeniden yapılıyordu,
    Pier 17 New Yorkun en meşhur iskelelerinden birisi ve içindeki mağazalar, barlar ve restoranlarla tam bir alışveriş merkezi. İskele girişindeki seyyar satıcılarda Türklerle muhabbet edebilirsiniz. Pier 17 den Brooklyn köprüsü manzarası şahanedir.
    coney adası: coney island İçinde Brighton Beach ve bir de eğlence parkı bulunduran, Brooklyn'de bulunan bir yarımada. Gitmenizi tavsiye ederim, Brighton Beach Rus yoğunluğu olan ve yiyecek içecek ihtiyaçlarınızı ucuza temin edebileceğiniz bir bölgedir. Beach yazları denize girmek için gelen insanların akınına uğruyor, metroyal rahatça gidilebilir.



    ABD'de en hoşlanacağınız şey yemek olacaktır. İstediğiniz herşeyi bulabilirsiniz. Zaten bildiğiniz bir sürü marka var; Starbucks, Burger King, McDonalds, Pizza Hut, Sbarro, Dunkin' Donuts hemen aklıma gelenler. Ancak, zincir restorantlardan Cheesecake Factory "cheesecake ve amerikan mutfağı", PF Chang's "çin mutfağı", TempuraHouse "japon mutfağı", Chili's"meksika mutfağı ve margarita", Steak House'da "prime rib veya steak",BubbaGump Shrimp Co.'da "karides sepeti ve bud", Hooters'da "chicken wings ve corona", Miller's Ale House'da "pitchers or bucket Miller/Corona/Bud ve steaks, seafoods& burgers" kesinlikle denemenizi tavsiye edeceğim lezzetler sunar. Rainforest Cafe'de sevimli hayvanlarla dolu bir ormanda çocuklarla iyi vakit geçirir ve güzel yemek yersiniz. Sweet Tomatoes Restaurant'da ise self servis, açık büfe "all-you-care-to-eat dining experience" sunan hesaplı bir mekanda çorba, salata ve pastaya doyarsınız...


    "Cheesecake Factory: . Mekan güzel, yemekler nefis, "cheesecake"ler inanılmaz! Her gidişimizde ne yiyeceğimizi şaşırdığımız bir yer. Uzun süre menüyü inceledikten ve kararınızı verdikten sonra bile hala aklınız diğer seçeneklerde kalıyor. Gelen tabağı görünce gözlerinize inanamayacaksınız. Niye bizde de bu kadar güzel ve dolu bir tabak vermezler diye çok üzüleceksiniz. En zoru yaklaşık 50 "cheesecake"den hangisini yiyeceğinize karar vermek. İnanın çok zor! Burada çok mutlu olacağınıza ve "full satisfaction" ayrılacağınıza garanti veririm.

    Ayrıca NYC'ye gidip Gray's Papaya (402 Avenue of the Americas)'da "hot dog",Shake Shack Madison Square'de "burger", Little Italy'de pizza yemeden; Miami'ye gidip Bayside'da Hooters'da karides ve tavuk kanadı yemeden; Boston'a gidipQuincy Market'deki 14 restorant, bar ve 36 uluslararası mutfaktan bir şeyler yemeden sakın dönmeyin... Bu bir ritüel, yapmak lazım!

    "http://www.zagat.com" orijinal bir yeme-içme değerlendirme ve en iyi restauranları bulma sitesi. Kullanıcılar tarafından oluşturulan, dünya çapında en iyi binlerce restoranın güvenilir ve doğru değerlendirmelerinden oluşan, bir restoran değerlendirme içerik sağlayıcı. Zengin arama içeriği ve özellikleri ile, yeme-içme düşkünlerine kolayca en iyi restoranı bulmaları için yardımcı olabilir.
    NY a 1.5 saat kadar uzaklıktaki atlantic city nin çok ucuz olduğu söyleniyor.

    - LV da stripde Ross var. Ordan 60-70-80 dolar küçükten büyüye doğru Samsonite fiyatları.


    Lombardi's Pizza: Adından anlaşılacağı gibi Pizza'cı. Buraya Gourmet Turları geliyor.

    Five Guys: Hamburger ve fries. Burası uygun fiyata güzel bir hamburger yemek için güzel bir spot. NY'da bir sürü yerde bulabilirsiniz.


    Junior's: Hemen Times Square'in dibinde. Kafam kadar cheesecake'leri ile beni benden aldılar Burada da çok sıra oluyor malesef. Ama bence beklemeye sonuna kadar değer.

    Rice for Riches: Farklı bir sütlaç deneyimi için gidilebilir. Özellikle içerideki yazılar dikkatinizi çekecek "No Skinny Bitches". Ekstra kilolarınızdan dolayı kendinizi rahatsız hissetmeyeceğiniz bir mekan

    Bu arada alışveriş için küçük bir tavsiye. Bir yerde beğendiğiniz bir şey buldunuz, daha sonra başka yerde daha ucuzunu bulur muyum acaba diyip almamazlık etmeyin. Onu alın, daha tercih ettiğiniz bir tanesini bulursanız sorgusuz sualsiz iade edebiliyorsunuz. Örnek vermesi açısından San Diego'da bir tanıdığım 3 ay kullandığı güneş gözlüğünü iade etti... Tabi ben bunu kıyafetlerden çok navigasyon için kullanıyorum. İndiğin gün al, kullan, dönüş günü iade et
    Bu arada Amerika'da interneti ucuza çözmenin yolu;
    Eğer grup olarak gidiyorsanız, 1 adet mobile modem alınır (yaklaşık 50$), bir de 5 GB internet paketi olan hat alınır (yanlış hatırlamıyorsam 40$ gibiydi). Bu cihaz ile gruptaki herkese güzelce internet sağlanılır. Geri dönerken modem iade edilir. Böylece sadece hat ücreti ile gruptaki herkese internet sağlanır. Grup büyüdükçe kullanılan internetin maliyeti komik bir tutara gelir

    Grimaldi’s pizza'da çok iyidir new york'da yanlız inanılmaz kuruk oluşuyor her gittiğinizde oldukça çok beklemek zorunda kalabilirsiniz.

    Ed's Lobster Bar
    Ed's Lobster Bar
    http://www.lobsterbarnyc.com/.
    downtowna yakın ,menu var sitede

    Circle Line Sightseeing Cruises limanında k. Belirli saatlerde turlar mevcut 3 saatlik Full Island Sightseeing Cruise’u tercih edebilirsiniz. Çok esprili bir rehber eşliğinde denizden tüm adayı geziyorsunuz. Örgürlük heykeline çok yaklaştığı için buda bir avantaj, bu nedenle özgürlük heykeline ayrıca gitme gereği duyulmuyor. Güzel bir havada çok güzel fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Güneş gözlüğünüzü unutmayın, yanınıza ayrıca atıştırmalık çikolata veya fındık fıstık birde içecek alın. Yine bence olmazsa olmazlardan biri bu deniz turu. Gün batımında ve gece yapılan turlarda mevcut bir dahaki gidişimde gece turuna katılabilirsiniz, ama özgürlik heykelini görmenin en bedavası staten island ferbot 

    new York'a giden tatilciler için Brookly Bridge görülücek yerler listesindedir. yürüyerek geçin ve köprünün altındaki Grimaldı's pızza'da yemek yemeden dönmeyin. Biz yemek yiyebilmek için biraz sıra bekledik ama beklediğimize değdi, sizde sabrınızı zorlayın ve güzel bir pizza için biraz vakit ayırın:)
    Wholefoods Market’:
    Bir market daha var ki bahsetmeden geçmek olmaz. Wholefoods Market’i bizdeki 5M Migros büyüklüğünde düşünün ve satılan ürünlerinin bir çoğunun organik olduğunu düşünün. Etinden sütüne, sebzesinden, kahvesine herşey sertifikalı organik. Benim burada ilgili çeken yer ise et reyonu oldu. Citarella’ya göre çeşit daha bol. Özellikle “Steak” denilen ızgara dana eti ile o gün tanıştım. Malları vitrinde görünce insanın içi açılıyor, morali düzeliyor, içten içe protein patlaması yaşıyor.

    Carnegie deli:
    “Carnegie’de yediğimiz çilekli cheesecake” super. Bu arada özellikle belirtmek isterim verdikleri çatal tatlı çatalı değil, 20 cm’lik yemek çatalıdır. Dilim pastanın boyu ve ağırlığı, bizdeki ölçülerle neredeyse 2 kişilik pastaya eşit. Lezzet muazzam, işin kötüsü bunu yedikten sonra Türkiye’de cheesecake beğenmez oldum.

    Buraya bir hamburger turu sonrasında tok karnına -sırf cheesecake yemek için- uğramıştık. Yan masadaki devasa amcanın yediği devasa sandviçe gözüm takıldı.. Carnegie Deli’ye tok kanına geldiğim için çoook pişmanım. New York’a özel lezzetler için altına çize çize önereceğim mekan burasıdır, Carnegie Deli! Ne yapın edin buraya uğrayın.
    New York’a gitmeden önce dostumun bana mutlaka git dediği bir yer oldu, o da 5 Napkin Burger.

    New york ta steak kültürü ve et konusunda bilgiler:
    Dananın ızgaraya uygun en lezzetli eti hayvanın sırt bölgesinde olur. Rib denilen kaburgalardan başlar. Shortloin ve sirloin denen kısımlarla birlikte, buta kadar devam eder.
    Shortloin bölgesi ise kaburgalara göre biraz daha lezzetli olur. Çünkü bacaklara en uzak bölgeler burası olduğu için yağlanmaya çok müsaittir, dolayısıyla et yumuşak ve sulu kalır. Shortloin’in esas parçası boydan boya giden T-Bone Steak vardır ki bu et bizim kesaplarda kolay kolay bulunmaz.
    T şeklindeki etin bir tarafında Strip Steak veya New York Steak denilen kontrafile bulunur. Koca şehre adını veren bir et parçasından bahsediyoruz dostlar dikkatinizi çekerim. Diğer tarafında ise Tenderloin yani bonfile vardır.
    Bonfile tahmin edersiniz ki kontrafile ve antrikota göre çok daha yumuşaktır, ama daha yağsız olduğu için bence lezzeti de antrikota göre daha azdır. Bir de bonfilenin önlere doğru olan küçük tarafı vardır ki işte orası 300 kiloluk koca dananın en yumuşak yeridir. Literatürde Filet Mignon olarak anılan bu kısım namı diğer lokumdur. Bizim steakhouseların menüsünde de aynen lokum diye geçer.

    T-Bone Steak’de arkalara doğru gidildikçe kontrafile tarafı aynı büyüklükte devam ederken, bonfile tarafı daha büyür ve kısmına buna da Porterhouse Steak denir. Bonfile tarafının üçgen şeklinde dik değil, hafif tombul şekilde aşağı doğru inen parçadır. İşte filmin koptuğu yer burasıdır. Steaklerin içinde en pahalısı, en güzeli, en lezzetlisidir
    Kaburgaların önlerinde et daha fazla olur. Dana pirzola dediğimiz Rib Steak buradan çıkar. Eğer dana pirzola kemiğinden ayrılıp löp et şeklinde kesilirse Ribeye steak denir yani antrikot.

    Son olarak Sirloin bölgesinde yine ızgaralık et bulunur. Yanlız tüm steak bölgesindeki en ucuz olan tarafıdır tam türkçesi yoktur. (Varsa bilen yazsın lüten). Kasaplar kendi arasında buna “yalancı bonfile” derlermiş. Yağsız olur, löp et gibi görünür, “Ay benim etim yağsız tarafından olsun” diyenler içindir.

    Artık etleri öğrendiğimize göre, restoran faslına geçebiliriz. Hayatımın en mutlu günümde, oğlumun doğduğu gün, akşam yemeğine kayınpeder ve kayınbiraderle birlikte soluğu Longhorn Steakhouse’da aldık

    Çin mahallesi:
    . Q veya N numaralı metroya binip Canal Street durağında inerseniz rahatça Çin mahallesine ulaşabilirsiniz. İndiğinizde şaşırmayın, etrafta gördüğünüz insanların %90’i uzakdoğulu olacaktır. Bütün hengame Baxter Street – Bowert Street – Grand Street – Worth Street arasında kopuyor. İçlerinde en canlı olanı Bayard Street ve Mott Street. Çin mahallesindeki ilk şaşkınlığı giderdikten sonra geliş amacımı hatırlıyorum. uzakdoğu turu yapmak!

    Otantik Vietnam mutfağını keşfetmek ve güne sabah sabah sıcacık bir Vietnam çorbası ile başlamaya ne dersiniz? 2008 Vietnam seyahatimizden beri bir daha hiç yiyemediğim, şöyle güzel bir kemik suyu ile hazırlanan Phở içmek için 2 restaurant öneririm. Pho Bang Restaurant (157 Mott Street) ve Nha Trang One (87 Baxter Street). Daha bir sürü Vietnam Restoranı var ama biz en çok bu ikisini sevdik.



    Genelde rezervasyona gerek yok, boş masa varsa hemen oturursunuz. Daha masaya oturur oturmaz menü ile birlikte size yeşil çay getireceklerdir. Menüye bakıp ne yiyeceğinizi düşünürken bir yandan da çay içerek mideyi ziyafete hazırlıyosunuz.

    Koca bir kasede hazırlanan Pho, Vietnamlıların milli yemeği. Sadece bir kaç dakika haşlananpirinç makarnaları süzülüp kaseye konduktan sonra üzerine çok ince kesilmiş çiğ dana eti konuyor. İnce kıyılmış taze soğan, kuru soğan ve culantro denen uzun fesleğen, nispeten bizim bildiğimiz fesleğene daha çok benzeyen Asya fesleğeni, kişniş yaprakları gibi taze baharatlar eklenerek çeşnilendiriliyor. Son olarak ayrı tencerede saatlerce pişen kemik suyu, hazırlanan tüm malzemelerin üzerine konarak yemeğimiz tamamlanıyor.

    Pho masaya gelirken garnitür olarak yanında taze soya filizi, taze Asya fesleğeni ve limeolmazsa olmaz. Vietnamlılar taze otlar ile yemeklere lezzet katmaya bayılıyorlar. Baharatının daha da yoğun çıkmasını sağlamak için fesleğen yapraklarını küçük küçük kopartıp soya filizleri ile birlikte çorbanın içine atıyorsunuz.

    Eğer çok açsan elbette normal bir kase sipariş edip tek başına içebilirsin ama gerçek usül 1-2 dolar daha fazla vererek XL büyük kase sipariş edip, bir kaç kişinin ufak kaselerde paylaşmasıdır. Böylece azar azar daha fazla çeşidin tadına bakabilirsiniz. Uzakdoğu asya mutfağının kültüründe yemek paylaşımı esastır.

    Vietnamlılar tuz karabiber pek kullanmazlar. Karabiber yerine sarımsaklı acılı Sriracha Sos, tuz yerine de soya sosu kullanırlar. Vietnamlıların Sriracha sosu öyle tabasco sos gibi bağırttıracak kadar acı değildir. Hafif sarımsaklı ve şekerli olduğu için hayli lezzetlidir.

    Menüde pho’nun farklı çeşitleri var. İçine konan etin cinsine göre değişiyor. İsteğe göre Eye of Round (yağsız nuar), brisket (ön kolda inciğin üzerindeki “puli” denen lezzetli kısım),tendon (paça), Omosa (işkembe), Navel (pançeta denen yağlı döş eti) gibi parçaları koyuyorlar. İçlerinden en temizi ve bize en uygunu elbette eye of round ve brisket denen yerleri.
    Vietnamlıların en sevdiğim yiyeceklerinden biri de Gỏi cuốn, yani Vietnam usulü spring roll. Genelde Çinliler spring roll’u kızartırlar, Vietnamlılar ise kızartmadan yiyorlar. Pirinçten elde ettikleri incecik lavaşın içine karides, havuç, çin marulu ve taze soğan koyup dürüm yapıyor, soğuk soğuk yiyorlar.




    Çıtayı 1 metre daha yükseltiyorum! Eğer karidese düşkünlüğünüz varsa, bir Vietnam lokantasına gittiğinizde mutlaka ama mutlaka Gỏi đu đủ denen Vietnam usulü yeşil papayalı karides salatasından sipariş edin. Salata diyince insanın aklına domates biber salatalık gelir di mi? Yok bu öyle değil! İçinde sebze namına kibrit çöpü şeklinde ince ince rendelenmiş yeşil papaya ve havuç var. Üzerine haşlanıp soğutulmuş karidesler ve taze naneye benzer bir ot konuyor. Ama olay sosunda! Tatlı ekşi sos, balık sosu, pirinç sirkesi, palmiye şekeri ile hazılanıyor ve tam bir lezzet küpü.




    Salata sosu ile lezzetlenen papayalar ve havuçları kütür kütür yerken ağzınızın içinde bir ferahlama ve lezzet boşalması söz konusu. Hele bir de o derin dondurucuya hiç girmemiş karideslerin tadı yok mu! Olimpiyatlara gitse altın madalyayı kazanır. İşte mest olacağınız an bu salatayı yediğiniz andır dostlar.




    “Çin mahallesine gelince Çin yemeği yenir arkadaş, Vietnam yemekleri de nerden çıktı” diyenlere açıklık getireyim. 2008 yılında yaptığımız 18 günlük Vietnam turu bende o kadar etki bıraktı ki “Türkiye’den başka hangi ülkede yaşarsın” deseler, sayacağım 2-3 ülkeden biri olur. Yemekleriyle kültürüyle muhteşem bir ülke.
    Yok benim çiğ etli çorba veya karidesle işim olmaz, şöyle adam akıllı bir pekin ördeğilöpletmek istiyorum, envai çeşit dim sum (Çin mezesi) denemek istiyorum, “Çin mutfağınıseviyorum uleeen” diyorsanız, ikinci kısım başlıyor.

    Çin yemekleri biraz karışık olur. Bölgeden bölgeye değişir ama genelde yemekler vok tavadayağda kızartılarak yapılır. Her lokma çubukla yendiği için küçük küçük parçalar ayrılır. Koca Çin mutfağında buna bir istisna vardır ki o da Pekin ördeğidir. Türkiye’de iyi bir Çin restoranından Pekin ördeğine en az 70 TL öderken, vitrinde asılı duran bu ağız sulandırıcı ördekleri East Corner Wonton Restaurant’ta (70 East Broadway) çok uygun fiyata yiyebilirsiniz. Pilav üstü az ördek 4 $, porsiyon ördek 5.75 $, iyi yiyiciler için ortadan ikiye yardırıp yiyeceğiniz yarım ördek 11.50 $.

    “Pilav ile hammalık yapmaya gerek yok” diyip, ben son tercihi kulandım. Ördek eti, tavuk gibi beyaz değil! Süt kuzusu gibi pembe bir eti vardır, ayrıca oldukça yağlıdır. Çıtır çıtır kızartılan o güzelim derisi ile etin arasında en az yarım santimlik bir yağ tabakası vardır. “Ay bu çok yağlı ben yiyemem” diyenlerdenseniz baştan söyliyeyim hiç bulaşmayın. Eti usturuplu bir şekildehoisin sosuna bandırıp daha sonrayiyin

    Aslında önce derisini soyup sade etin tadına bakmanızı öneririm ki ördek etinin tadına varın. Daha sonra derisiyle baraber yiyin, çünkü mutluluğa esas adım burada başlıyor. Ördeği pişirirken üzerine sürülen şekerli sosun açık alevle karamelize edilmesi ile ortaya mükemmel bir tad çıkıyor. “İyi löpletirim” diyen her vatandaşın mutlaka denemesi gereken bir şey bu.

    Derinin o güzel tadını aldıktan sonra yumuşacık et dişlerinizle temas etmesi ile birlikte pişmaniye gibi dağılıyor. Etin yağlı olmasından dolayı aşırı yumuşak. Hoisin sosunun asiditesi etin yağ oranını dengeliyor. Şimdi şu ördeği görüp ağzınızın suyu akmayan varsa gidip bir doktora görünsün.
    Çin mahallesinde mutlaka bahsetmek istediğim bir diğer yer ise Amerika’daki ünlü gurmeler tarafından dünyanın en iyi dim sum restoranı olarak nitelendirilen Jing Fong (20 Elizabeth Street). Girişteki yürüyen merdivenlele ikinci kata çıkıyorsunuz, yukarıda sizi koca bir salon bekliyor, yaklaşık 400 kişilik bir salondan bahsediyorum. Burası bir lokantadan ziyade “yemekhaneye” benziyor. Aslında Çinliler dim sum yenen bu yemekhanelere Yum Chadiyorlar.

    Çinlilerin dim sumu bizim mezeye veya İspanyolların tapasına benziyor. Azar azar 9-10 çeşit mantı ortaya söyleniyor, herkez birer ikişer tadına bakıyor. Bir dim dum restoranındadumpling denen un veya patates nişastasından yapılan buharda pişmiş veya kızarmış mantı,Cha siu bao denen ekmeğe benzer bir hamur işi, Cheong Fun denen pirinç hamuruyla yapılan dürüm mantılar bulunur. Mantının dışında tavukbacağı kızartması, lotus yaprağı içinde yapışkan pirinç gibi çeşitler de dim sum olarak yenen mezeler

    Masaların arasında garson kadınlar yenmeye hazır mantı dolu servis arabaları ile dolaşıyor, siz beğendiğiniz bir şey görürseniz hemen oracıkta masanıza alıyorsunuz. Tabak ücretleri boyutlarına ve içeriklerine göre 2.25 – 5.75 $ arasında değişiyor, hesap hemen masanızdaki adisyona işleniyor.
    Mantılar bizdekinin aksine genelde buharda pişiriliyor. Mushiki denilen bambu kapların içindeki mantılar, alttan gelen buharın etkisi ile sıcak tutuluyor. Buradaki en önemli husus hamurun patlamaması. Eğer patlarsa hamurun içindeki etin suyu akıp heba oluyor ve bizim mantı hiç bir şeye benzemiyor.

    u Chi Gao denen bu mantının içinde Köpekbalığı yüzgeci (Shark fin dumpling) var. Biz köpek balığı yemediğimiz için biraz itici gelebilir ama inanın bu lokantadaki en lezzetli mantı. Daha önce Datça seyahatimizde Fevzi’nin Yeri’nde köpekbalığı yüzgeci çorbası ile tanışıklığım vardı. Mantısıyla da ilk kez bugün burada tanıştım. Hamuru şeffaf denecek kadar ince, eti bol. İnsanın içini açıyor, moralini düzeltiyor, karbondihrat ve protein patlaması yapıyor.

    İşte eşimin en sevdiği mantılar ise Har Gow denen karidesli mantılar oldu. Pirinçten kapılan hamur incecik ve içinde karides etiyle hazırlanan bir köfte var. Bir oturuşta 20-30 tane götürebileceğin bir mantı. Bulursanız affetmeyin. Domuz yemem, köpek balığı yemem, kurbağa yemem, onu yemem bunu yemem diyenler için ideal.


    Chinatown Ice Cream Factory’de (65 Bayard Street) yediğim dondurma son zamanlarda yediğim en güzel dondurmaydı. Amerikalıların klasik brownie, cookie veya snickers esanslı yapay ve yağlı dondurmalarından değil, gerçek meyveler ile yapılmış hafif dondurmalar var burada.Mango, yeşil çay, lychee, taro, zencefil gibi doğal ürünlerle yapılan dondurmalardan hangisinden alacağınızı bilmiyorsanız benden size tüyo! “Şunun tadına bakabilirmiyim?” diyerek 2 tanesini ücretsiz olarak deneyebiliyorsunuz. Lezzetler o kadar sade ve rafine ki şu an bunları yazarken bile dilim damağım birbirine yapıştı.Herhalde 3-4 kere gitmişimdir, her gidişimde farklı şeylerin tadına baktım ama her seferinde lychee ile yapılan dondurmadan yedim. Lychee malesef bizde yok, daha çok uzakdoğu ülkelerinde yetişen tropik bir meyve




    Benim gibi teknolojiji seviyorsanız (ayrıca ben sony ciyim) Madison Ave. (5.cd. köşe) sony wonder tech lab...mutlaka ziyaret edin.Özellikle çocuklar çok hoşlanacak....Ücretsiz, 4-5 katlı bir yer..Ben zevk aldım...Ayrıca sony center da var...https://www.sonywondertechlab.com/


    Eğer ben çok beleşçi biriyim derseniz uludag sözlüktede geçen şu tüyoları uygulayabilirsiniz:

    binbir çeşit milletten insanın kaos ortamında yaşadığı new york'ta rahat etmenizi sağlayacak, cebinizde kalacak birkaç doları klüplerde * harcamanızı sağlayacak yollardir. bir kaçı aşağıda sunulmuştur.

    - ketçap mayonez ve hardal, tuz, karabiber, peçete, tepsi, bardak,buz, kürdan, çatal, bıçak, kaşık ihtiyaçlarınızı fast foodlardan karşılayın.

    -müzelere * giriş ücreti ödemeyin. bağış yapmak istediğinizi belirtin *.

    -özgürlük anıtına gitmek yerine staten island ferry'e binin.

    -kütüphaneye üye olun, haftasonu için video ve dvdleri buradan ücretsiz alın.

    -metro girişlerinde bulunan kapanlara 3 kişi girmek bile mümkündür. sıkışın, et ete temas edecektir ama olacak o kadar. dikkat edilmesi gereken husus öncelikle trenin sesini duymak sonra eylemi gerçekleştirmektir çünkü kapıları kameralar takip etmektedir. güvenlik güçleri sizi durakta enselediği takdirde mahkemeye sevk etmektedirler *.

    -birçok klüp ve disko web sitelerine üye olanlara indirim sağlamakta, ücretsiz davetiye göndermekte yada belli bir saate kadar ücretsiz giriş hakkı vermektedir. ayrıca davetli listesine önceden isim yazdırmak suretiyle ücretsiz ve sıraya girmeden giriş yapabilirsiniz.

    -alacağınız her türlü eşyanın iade süresini sorun, faturasını atmayın. aldığınız malı iade süresi dolmadan götürüp iade kasasından iade edin, paranızı alın ve gidip raftan yenisini alın. etrafta etiketli mal giyen insanlara da gülmeyin, iş görüşmesi için yada çnemli bir davet için elbise lazım oldu diyelim. 5. caddenin en lüks mağazsından üstünüze uygun kıyafeti dolarcıklarınıza kıyıp alın, etiketi saklanmayacak şekilde olsa da üzülmeyin, bu işe yarayan etiketleme aletini ülkemize bulmak sorun değil. görüşmeniz bitince iade işlemini gerçekleştirin. açıklama istenirse malın kalitesinden memnun kalmadığınızı belirtin. tatile mi çıkacaksınız? kayak? sörf? sorun değil tüm kıyafet ve araçlarınızı kredi kartınızla alın, tepe tepe kullanın ve dnüşte iade edin. burada dikkat edilmesi gereken husus, bunu sizden önce bunu birinin daha yapmış olma ihtimalidir ki bu yüksektir. özellikle elektronik eşyalar için mutlaka alır almaz kasa önünde kutusunu açıp kontrol edin yoksa eve gittiğinizde elektrikli süpürgenizin toz torbasını dolu bulabilirsiniz.

    - birçok kayak merkezi * , su ve eğlence parkları * saat 16dan sonra giriş ücretini yüzde 50 indirmektedir. geç saatlerde toplu taşıma bulma imkanının kısıtlı olduğunu dikkate almayı unutmayın.

    -alışveriş için turistlere yönelik bölgelerden uzak durun, aynı malı şehir dışındaki alışveriş merkezlerinden yüzde 80 daha ucuza alabilmeniz mümkündür. özellikle times square ve 5.th ave civarındaki elekronik mağazalarından uzak durun. vitrin fiyatları sizi cezbedecektir ama içeri girdiğiniz andan itibaren kurtuluşunuz yoktur. ancak ertesi gün yediğiniz kazığın farkına varabilirsiniz *. bu dükkanların sahipleri ya ermenidir ya hintli ve başta size sempatiyle yaklaşır ve inanılmaz hipnoz teknikleriyle etkileri altına alırlar. direncinizi kıramayacaklarını anladıklarında ise müthiş kabalaşırlar.

    -şehirde gönüllü hizmet veren birçok kuruluş vardır ve hizmetlerinden herkes faydalanabilir. örneğin gönüllü şehir rehberleri, gönüllü ingilizce öğretmenleri vs. internette yapacağınız küçük bir araştırmayla bu kuruluşlara erişebilirsiz.

    -kuaförler ve özellikle bayan kuaförlerinin çıldırmış fiyatları siz korkutmasın. 34th sokak da yanılmıyorsam zaranın bulunduğu binanın karşısında bi yerde kuaförlerin staj gördükleri merkezde sadece bahşiş *ı karşılığı saçlarınızı istediğiniz gibi yaptırma imkanınız bulunmakta.

    -raflarda yada vitrinde açılmış malları almayı tercih edin ve indirim talep edin.


    BÖLGE BÖLGE GEZİLECEK YERLER: (cartoville harita rehbere göre düzenlenmiştir)
    BROOKLYN HEIGTS-DUMBO--BOCOCA-PARK SLOPE:

    Mutlaka Brooklyn tarafına da gidin. Özellikle gençlerin semti Williamsburg’u gezin, oralardaki kafelerde takılın, ikinci el ürünler satan mağazalara uğrayın. Bu mağazalarda çok uygun ve kaliteli parçalar bulmak mümkün
    Pizza sevenler mutlaka bütçeye göre denemeli. Brooklyn köprüsü ayağında Grimaldi's öneririm..
    PARK SLOPE 10 yılda inanılmaz rövaşta….Kendine özgü bar,restaurant ve kafeleri ve Manhattan’a 15 dk olma özelliği ile çoğu insan buraya taşınma derdinde. Haliyle kiraları da gayet pahalılaştı. Park Slope’u görmenizi tavsiye ederim,keyifli vakit geçireceginize emin olun.

    çocuklarla seyahat edecekseniz, Prospect Park, Coney İsland beach, ve New York Aquarium'ı mutlaka ziyaret ediniz
    Manhattan’daki lokantalarda çalışan şeflerin, mekanlarını kapattıktan sonra Brooklyn’deki Blue Ribbon’da yemek yediklerini biliyordum. Oraya gittim. Ve lezzetli bir yemekle geceyi noktaladım. (Adres: 9.th street and 6th ave. Park Slope)


    CENTRAL PARK HARLEM:
    İyi bir sosisli sandwich için ise gitmeniz gereken yer 86. sokak üzerinde bulunan "Papaya King" Oturma yeri bulunmayan, alıp ayak üstü yiyebileceğiniz, ancak gerçekten çok lezzetli hot dog'lar yapan bir yer burası.
    selçuk abiye sor: pazar günü harleme git soul müzik dinle, soul food ye..
    selçuk abinin önerdiği pazar günü üçünSYLVIA’S RESTAURANT
    328 MALCOLM X BOULEVARD HARLEM NEW YORK
    Sylvia's Restaurant
    Sylvias Harlem Restaurant | Queen of Soulfood
    http://sylviasrestaurant.com/.

    gospel kiliseye git sonra ye
    Heckscher Playground – central Parktaki en büyük çocuk bahçesi. Onlarca salıncak ve kaydırağın yanısıra büyük kum havuzu ve tırmanma alanları çocukların ilgisini çok çekiyor. Bu parka yaz döneminde geliyorsanız kendinizi plaja gidiyor gibi düşünüp hazırlamalısınız. Yalnızca Kovanızı, küreğinizi ve güneş kreminizi değil mayonuzu ve havlunuzu da almayı unutmayın. Çünkü su oyun alanları da çocuklarınızın vazgeçilmez aktiviteleri arasında olacaktır.


    DOWNTOWN TRIBECA:
    Şehrin hemen hemen her yerinde sıklıkla karşınıza çıkan ve birçoğu 24 saat açık olan Duane Reed ve Wallgreens gibi “drugstore”lardan ilaç, vitamin, krem, şampuan, oje gibi ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Ayrıca “jetlag” kurbanları için harika uyku ilaçları bulabilirsiniz.
    Circle Line Sightseeing Cruises limanına gittik. Belirli saatlerde turlar mevcut biz 3 saatlik Full Island Sightseeing Cruise’u tercih ettik. Çok esprili bir rehber eşliğinde denizden tüm adayı geziyorsunuz. Örgürlük heykeline çok yaklaştığı için buda bir avantaj, bize yetti bu nedenle özgürlük heykeline ayrıca gitme gereği duymadık. Güzel bir havada çok güzel fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Güneş gözlüğünüzü unutmayın, yanınıza ayrıca atıştırmalık çikolata veya fındık fıstık birde içecek alın. Yine bence olmazsa olmazlardan biri bu deniz turu. Gün batımında ve gece yapılan turlarda mevcut bir dahaki gidişimde gece turuna katılmak istiyorum.
    Pier 17
    3. katından Brooklyn köprüsü'nün görülebildiği ve içerisinde restoranlar barındıran, South Street Seaportta bulunan birkaç iskeleden biri.
    Pier 17 New Yorkun en meşhur iskelelerinden birisi ve içindeki mağazalar, barlar ve restoranlarla tam bir alışveriş merkezi. İskele girişindeki seyyar satıcılarda Türklerle muhabbet edebilirsiniz. Pier 17 den Brooklyn köprüsü manzarası şahanedir.
    Bir diğer TKTS gişesi de South Street Seaport'da bulunuyor. Buradaki gise saat 12:00 civarında açıldığından dolayı daha ön sıralardaki biletler bitmeden ve daha az sıra bekleyerek alabilirsiniz. Bu indirim gişelerinde sadece o akşam oynayacak olan müzikallerin biletleri yarı fiyatına satılıyor unutmayın. İleri tarihe buralardan indirimli biletler alamazsınız. Biz buradan Ricky Martin'in de oynadığı "Evita" müzikaline biletlerimizi almıştık. Sahne, dekor, ışıklandırma ve özellikle de Ricky Martin muhteşemdi gerçekten. Hangi müzikale gitsek acaba diye düşünenlere tavsiye ederim kesinlikle. İzlemedim ama yıllardır oynayan Mamma Mia, Chicago, Lion King müzikalleri de okuduğum bir çok yerde şiddetle tavsiye ediliyor.

    Bay Ridge’de Century 21 var (R treni ile 95.street yönü-86.street 5th ave)Daha önce de bahsetmiştim eğer cok zaman sıkıntınız yoksa Cortlandt’daki century yerine buraya gidin çünkü çok daha rahat ve düzenli.


    Güzel bir pizza yemek için en doğru adres kesinlikle Soho'daki Lombardi's. New York'taki ilk pizzacı olan restoranda yemek isterseniz biraz sıra beklemeyi göze almanız gerekiyor. İtalyan mutfağı için önereceğim ikinci adres ise Eataly. Flatiron binasının yakınındaki, İtalyan mutfağına dair aklınıza gelebilecek her şeyin en tazesini bulabileceğiniz bu dev supermarket içinde aynı zamanda bir çok farklı restoranı da barındırıyor. Çok güzel, keyifli bir ortamda öğle yemeği yemek için çok ideal.
    Dev gibi ve çok lezzetli sanwichler için, bir New York klasiği olan ünlü şarküteri Katz's mutlaka gidilmesi gereken yerlerden bence. Kıtır kenarlı Latkes'leri de (patates mücveri) denenmeli mutlaka. Mekanın o kadar çok müdavimi varmış ki başka eyalatlerden tur ile geliyorlar :) Özellikle hafta sonları çok kalabalık oluyor. Hafta içi gitmekte fayda var.
    Ben de bu modaya uyup, Çin Mahallesi’nin iç kesimlerinde keşif yolculuğuna çıktım. Elizabeth Caddesi’nde, Jing Fung adındaki bir lokantanın önündeki kuyruğa takıldım. Bekleyenler arasında benden başka soluk benizli yoktu. Kuyruğa girmeden önce sıra numarası alınıyordu, ben 146. sıradaydım. Yaklaşık yarım saat sonra numaram okundu ve salona girdim.
    Burası kırmızı rengin hakim olduğu, bir futbol sahası büyüklüğünde bir salondu. Masalar tıklım tıklım doluydu. Gösterilen masaya oturdum. Garson önümdeki fincanı yasemin çayıyla doldurdu, masaya küçük bir tabak ve iki çubuk koyup gitti. Biraz sonra, üstü bambu kaplarla dolu, buhar tüten bir araba masaya yanaştı. İstediklerimi işaret ettim. Onları masaya koydu, bana ait kartona bir şeyler yazıp başka masaya gitti. Ardından bir başka araba, sonra bir başkası. Garsonlar İngilizce bilmediği için işaret diliyle anlaşıyordum. İlginç bir yöntemdi. Yüzlerce kişi yemek yemesine rağmen servis tıkır tıkır işliyordu. Yemek bitince kartımı garsona uzattım. İşaretleri topladı, 22 dolar hesap çıkarttı. Bu kadar ucuza, hem gerçek Çin yemeği yemiş, hem de tıka basa doymuştum.
    Katz's Deli: Et severler için mabed diyebiliriz. 1888'den beri hizmet veren bu mekanın roast beefli sandvicleri meşhur. Yanında da efsane turşusu. Gerisi teferruat. Önemli uyarı: Sadece nakit çalışıyorlar, kredi kartı geçmiyor.
    Lombardi's Pizza: Adından anlaşılacağı gibi Pizza'cı. Buraya Gourmet Turları geliyor.
    Q veya N numaralı metroya binip Canal Street durağında inerseniz rahatça Çin mahallesine ulaşabilirsiniz. İndiğinizde şaşırmayın, etrafta gördüğünüz insanların %90’i uzakdoğulu olacaktır. Bütün hengame Baxter Street – Bowert Street – Grand Street – Worth Street arasında kopuyor. İçlerinde en canlı olanı Bayard Street ve Mott Street. Çin mahallesindeki ilk şaşkınlığı giderdikten sonra geliş amacımı hatırlıyorum. uzakdoğu turu yapmak!
    Otantik Vietnam mutfağını keşfetmek ve güne sabah sabah sıcacık bir Vietnam çorbası ile başlamaya ne dersiniz? 2008 Vietnam seyahatimizden beri bir daha hiç yiyemediğim, şöyle güzel bir kemik suyu ile hazırlanan Phở içmek için 2 restaurant öneririm. Pho Bang Restaurant (157 Mott Street) ve Nha Trang One (87 Baxter Street). Daha bir sürü Vietnam Restoranı var ama biz en çok bu ikisini sevdik.
    Koca bir kasede hazırlanan Pho, Vietnamlıların milli yemeği. Sadece bir kaç dakika haşlananpirinç makarnaları süzülüp kaseye konduktan sonra üzerine çok ince kesilmiş çiğ dana eti konuyor. İnce kıyılmış taze soğan, kuru soğan ve culantro denen uzun fesleğen, nispeten bizim bildiğimiz fesleğene daha çok benzeyen Asya fesleğeni, kişniş yaprakları gibi taze baharatlar eklenerek çeşnilendiriliyor. Son olarak ayrı tencerede saatlerce pişen kemik suyu, hazırlanan tüm malzemelerin üzerine konarak yemeğimiz tamamlanıyor.

    Pho masaya gelirken garnitür olarak yanında taze soya filizi, taze Asya fesleğeni ve limeolmazsa olmaz. Vietnamlılar taze otlar ile yemeklere lezzet katmaya bayılıyorlar. Baharatının daha da yoğun çıkmasını sağlamak için fesleğen yapraklarını küçük küçük kopartıp soya filizleri ile birlikte çorbanın içine atıyorsunuz.

    LOWER EAST SIDE:

    Güzel bir pizza yemek için en doğru adres kesinlikle Soho'daki Lombardi's. New York'taki ilk pizzacı olan restoranda yemek isterseniz biraz sıra beklemeyi göze almanız gerekiyor. İtalyan mutfağı için önereceğim ikinci adres ise Eataly. Flatiron binasının yakınındaki, İtalyan mutfağına dair aklınıza gelebilecek her şeyin en tazesini bulabileceğiniz bu dev supermarket içinde aynı zamanda bir çok farklı restoranı da barındırıyor. Çok güzel, keyifli bir ortamda öğle yemeği yemek için çok ideal.
    Dev gibi ve çok lezzetli sanwichler için, bir New York klasiği olan ünlü şarküteri Katz's mutlaka gidilmesi gereken yerlerden bence. Kıtır kenarlı Latkes'leri de (patates mücveri) denenmeli mutlaka. Mekanın o kadar çok müdavimi varmış ki başka eyalatlerden tur ile geliyorlar :) Özellikle hafta sonları çok kalabalık oluyor. Hafta içi gitmekte fayda var.
    Ben de bu modaya uyup, Çin Mahallesi’nin iç kesimlerinde keşif yolculuğuna çıktım. Elizabeth Caddesi’nde, Jing Fung adındaki bir lokantanın önündeki kuyruğa takıldım. Bekleyenler arasında benden başka soluk benizli yoktu. Kuyruğa girmeden önce sıra numarası alınıyordu, ben 146. sıradaydım. Yaklaşık yarım saat sonra numaram okundu ve salona girdim.
    Burası kırmızı rengin hakim olduğu, bir futbol sahası büyüklüğünde bir salondu. Masalar tıklım tıklım doluydu. Gösterilen masaya oturdum. Garson önümdeki fincanı yasemin çayıyla doldurdu, masaya küçük bir tabak ve iki çubuk koyup gitti. Biraz sonra, üstü bambu kaplarla dolu, buhar tüten bir araba masaya yanaştı. İstediklerimi işaret ettim. Onları masaya koydu, bana ait kartona bir şeyler yazıp başka masaya gitti. Ardından bir başka araba, sonra bir başkası. Garsonlar İngilizce bilmediği için işaret diliyle anlaşıyordum. İlginç bir yöntemdi. Yüzlerce kişi yemek yemesine rağmen servis tıkır tıkır işliyordu. Yemek bitince kartımı garsona uzattım. İşaretleri topladı, 22 dolar hesap çıkarttı. Bu kadar ucuza, hem gerçek Çin yemeği yemiş, hem de tıka basa doymuştum.
    Katz's Deli: Et severler için mabed diyebiliriz. 1888'den beri hizmet veren bu mekanın roast beefli sandvicleri meşhur. Yanında da efsane turşusu. Gerisi teferruat. Önemli uyarı: Sadece nakit çalışıyorlar, kredi kartı geçmiyor.
    Lombardi's Pizza: Adından anlaşılacağı gibi Pizza'cı. Buraya Gourmet Turları geliyor.
    Q veya N numaralı metroya binip Canal Street durağında inerseniz rahatça Çin mahallesine ulaşabilirsiniz. İndiğinizde şaşırmayın, etrafta gördüğünüz insanların %90’i uzakdoğulu olacaktır. Bütün hengame Baxter Street – Bowert Street – Grand Street – Worth Street arasında kopuyor. İçlerinde en canlı olanı Bayard Street ve Mott Street. Çin mahallesindeki ilk şaşkınlığı giderdikten sonra geliş amacımı hatırlıyorum. uzakdoğu turu yapmak!
    Otantik Vietnam mutfağını keşfetmek ve güne sabah sabah sıcacık bir Vietnam çorbası ile başlamaya ne dersiniz? 2008 Vietnam seyahatimizden beri bir daha hiç yiyemediğim, şöyle güzel bir kemik suyu ile hazırlanan Phở içmek için 2 restaurant öneririm. Pho Bang Restaurant (157 Mott Street) ve Nha Trang One (87 Baxter Street). Daha bir sürü Vietnam Restoranı var ama biz en çok bu ikisini sevdik.
    Koca bir kasede hazırlanan Pho, Vietnamlıların milli yemeği. Sadece bir kaç dakika haşlananpirinç makarnaları süzülüp kaseye konduktan sonra üzerine çok ince kesilmiş çiğ dana eti konuyor. İnce kıyılmış taze soğan, kuru soğan ve culantro denen uzun fesleğen, nispeten bizim bildiğimiz fesleğene daha çok benzeyen Asya fesleğeni, kişniş yaprakları gibi taze baharatlar eklenerek çeşnilendiriliyor. Son olarak ayrı tencerede saatlerce pişen kemik suyu, hazırlanan tüm malzemelerin üzerine konarak yemeğimiz tamamlanıyor.

    Pho masaya gelirken garnitür olarak yanında taze soya filizi, taze Asya fesleğeni ve limeolmazsa olmaz. Vietnamlılar taze otlar ile yemeklere lezzet katmaya bayılıyorlar. Baharatının daha da yoğun çıkmasını sağlamak için fesleğen yapraklarını küçük küçük kopartıp soya filizleri ile birlikte çorbanın içine atıyorsunuz.

    Eğer çok açsan elbette normal bir kase sipariş edip tek başına içebilirsin ama gerçek usül 1-2 dolar daha fazla vererek XL büyük kase sipariş edip, bir kaç kişinin ufak kaselerde paylaşmasıdır. Böylece azar azar daha fazla çeşidin tadına bakabilirsiniz. Uzakdoğu asya mutfağının kültüründe yemek paylaşımı esastır.

    Vietnamlılar tuz karabiber pek kullanmazlar. Karabiber yerine sarımsaklı acılı Sriracha Sos, tuz yerine de soya sosu kullanırlar. Vietnamlıların Sriracha sosu öyle tabasco sos gibi bağırttıracak kadar acı değildir. Hafif sarımsaklı ve şekerli olduğu için hayli lezzetlidir.

    Menüde pho’nun farklı çeşitleri var. İçine konan etin cinsine göre değişiyor. İsteğe göre Eye of Round (yağsız nuar), brisket (ön kolda inciğin üzerindeki “puli” denen lezzetli kısım),tendon (paça), Omosa (işkembe), Navel (pançeta denen yağlı döş eti) gibi parçaları koyuyorlar. İçlerinden en temizi ve bize en uygunu elbette eye of round ve brisket denen yerleri.
    Vietnamlıların en sevdiğim yiyeceklerinden biri de Gỏi cuốn, yani Vietnam usulü spring roll. Genelde Çinliler spring roll’u kızartırlar, Vietnamlılar ise kızartmadan yiyorlar. Pirinçten elde ettikleri incecik lavaşın içine karides, havuç, çin marulu ve taze soğan koyup dürüm yapıyor, soğuk soğuk yiyorlar.
    Çıtayı 1 metre daha yükseltiyorum! Eğer karidese düşkünlüğünüz varsa, bir Vietnam lokantasına gittiğinizde mutlaka ama mutlaka Gỏi đu đủ denen Vietnam usulü yeşil papayalı karides salatasından sipariş edin. Salata diyince insanın aklına domates biber salatalık gelir di mi? Yok bu öyle değil! İçinde sebze namına kibrit çöpü şeklinde ince ince rendelenmiş yeşil papaya ve havuç var. Üzerine haşlanıp soğutulmuş karidesler ve taze naneye benzer bir ot konuyor. Ama olay sosunda! Tatlı ekşi sos, balık sosu, pirinç sirkesi, palmiye şekeri ile hazılanıyor ve tam bir lezzet küpü.
    Türkiye’de iyi bir Çin restoranından Pekin ördeğine en az 70 TL öderken, vitrinde asılı duran bu ağız sulandırıcı ördekleri East Corner Wonton Restaurant’ta (70 East Broadway) çok uygun fiyata yiyebilirsiniz. Pilav üstü az ördek 4 $, porsiyon ördek 5.75 $, iyi yiyiciler için ortadan ikiye yardırıp yiyeceğiniz yarım ördek 11.50 $.

    “Pilav ile hammalık yapmaya gerek yok” diyip, ben son tercihi kulandım. Ördek eti, tavuk gibi beyaz değil! Süt kuzusu gibi pembe bir eti vardır, ayrıca oldukça yağlıdır. Çıtır çıtır kızartılan o güzelim derisi ile etin arasında en az yarım santimlik bir yağ tabakası vardır. “Ay bu çok yağlı ben yiyemem” diyenlerdenseniz baştan söyliyeyim hiç bulaşmayın. Eti usturuplu bir şekildehoisin sosuna bandırıp daha sonrayiyin

    Aslında önce derisini soyup sade etin tadına bakmanızı öneririm ki ördek etinin tadına varın. Daha sonra derisiyle baraber yiyin, çünkü mutluluğa esas adım burada başlıyor. Ördeği pişirirken üzerine sürülen şekerli sosun açık alevle karamelize edilmesi ile ortaya mükemmel bir tad çıkıyor. “İyi löpletirim” diyen her vatandaşın mutlaka denemesi gereken bir şey bu.

    Derinin o güzel tadını aldıktan sonra yumuşacık et dişlerinizle temas etmesi ile birlikte pişmaniye gibi dağılıyor. Etin yağlı olmasından dolayı aşırı yumuşak. Hoisin sosunun asiditesi etin yağ oranını dengeliyor. Şimdi şu ördeği görüp ağzınızın suyu akmayan varsa gidip bir doktora görünsün.
    Çin mahallesinde mutlaka bahsetmek istediğim bir diğer yer ise Amerika’daki ünlü gurmeler tarafından dünyanın en iyi dim sum restoranı olarak nitelendirilen Jing Fong (20 Elizabeth Street). Girişteki yürüyen merdivenlele ikinci kata çıkıyorsunuz, yukarıda sizi koca bir salon bekliyor, yaklaşık 400 kişilik bir salondan bahsediyorum. Burası bir lokantadan ziyade “yemekhaneye” benziyor. Aslında Çinliler dim sum yenen bu yemekhanelere Yum Chadiyorlar.

    Çinlilerin dim sumu bizim mezeye veya İspanyolların tapasına benziyor. Azar azar 9-10 çeşit mantı ortaya söyleniyor, herkez birer ikişer tadına bakıyor. Bir dim dum restoranındadumpling denen un veya patates nişastasından yapılan buharda pişmiş veya kızarmış mantı,Cha siu bao denen ekmeğe benzer bir hamur işi, Cheong Fun denen pirinç hamuruyla yapılan dürüm mantılar bulunur. Mantının dışında tavukbacağı kızartması, lotus yaprağı içinde yapışkan pirinç gibi çeşitler de dim sum olarak yenen mezeler

    Masaların arasında garson kadınlar yenmeye hazır mantı dolu servis arabaları ile dolaşıyor, siz beğendiğiniz bir şey görürseniz hemen oracıkta masanıza alıyorsunuz. Tabak ücretleri boyutlarına ve içeriklerine göre 2.25 – 5.75 $ arasında değişiyor, hesap hemen masanızdaki adisyona işleniyor.
    Mantılar bizdekinin aksine genelde buharda pişiriliyor. Mushiki denilen bambu kapların içindeki mantılar, alttan gelen buharın etkisi ile sıcak tutuluyor. Buradaki en önemli husus hamurun patlamaması. Eğer patlarsa hamurun içindeki etin suyu akıp heba oluyor ve bizim mantı hiç bir şeye benzemiyor.

    u Chi Gao denen bu mantının içinde Köpekbalığı yüzgeci (Shark fin dumpling) var. Biz köpek balığı yemediğimiz için biraz itici gelebilir ama inanın bu lokantadaki en lezzetli mantı. Daha önce Datça seyahatimizde Fevzi’nin Yeri’nde köpekbalığı yüzgeci çorbası ile tanışıklığım vardı. Mantısıyla da ilk kez bugün burada tanıştım. Hamuru şeffaf denecek kadar ince, eti bol. İnsanın içini açıyor, moralini düzeltiyor, karbondihrat ve protein patlaması yapıyor.

    İşte Özenç’in en sevdiği mantılar ise Har Gow denen karidesli mantılar oldu. Pirinçten kapılan hamur incecik ve içinde karides etiyle hazırlanan bir köfte var. Bir oturuşta 20-30 tane götürebileceğin bir mantı. Bulursanız affetmeyin. Domuz yemem, köpek balığı yemem, kurbağa yemem, onu yemem bunu yemem diyenler için ideal.
    Chinatown Ice Cream Factory’de (65 Bayard Street) yediğim dondurma son zamanlarda yediğim en güzel dondurmaydı. Amerikalıların klasik brownie, cookie veya snickers esanslı yapay ve yağlı dondurmalarından değil, gerçek meyveler ile yapılmış hafif dondurmalar var burada.Mango, yeşil çay, lychee, taro, zencefil gibi doğal ürünlerle yapılan dondurmalardan hangisinden alacağınızı bilmiyorsanız benden size tüyo! “Şunun tadına bakabilirmiyim?” diyerek 2 tanesini ücretsiz olarak deneyebiliyorsunuz. Lezzetler o kadar sade ve rafine ki şu an bunları yazarken bile dilim damağım birbirine yapıştı.Herhalde 3-4 kere gitmişimdir, her gidişimde farklı şeylerin tadına baktım ama her seferinde lychee ile yapılan dondurmadan yedim. Lychee malesef bizde yok, daha çok uzakdoğu ülkelerinde yetişen tropik bir meyve


    MIDTOWN EAST:
    Hamburgerinizi açıkhavada, daha keyifli bir ortamda yemek isterseniz tercihiniz kesinlikle Madison Square Park'taki Shake Shack olmalı. Hamburgerinizi alıp parktaki masalara oturup sincaplar ile birlikte yemeğinizi yiyebilirsiniz. Şehirde 5 farklı noktada şubesi bulunan hamburgercinin tüm şubelerinin önünde istisnasız kuyruklar göreceksiniz. Kuyruğa girmekten çekinmeyin, beklemeye değer :)
    Magnolia Bakery: Sanırım bu dükkandaki hemen hemen her şeyi kendimizi kaybedip yedik En efsane lezzet banana puding. Cup cakeler, barlar, pastalar ve hatta kahvesi enfes. Damak zevkinize göre bir kaç parça alın elden ele dolaştırıp her şeyin tadına bakın.

    SOHO-GREENWICH VILLAGE-MEATPACKING-CHELSEA:
    Güzel bir pizza yemek için en doğru adres kesinlikle Soho'daki Lombardi's.
    (BROOKLYN KÖPRİSİ AYAĞINDADA VAR)New York'taki ilk pizzacı olan restoranda yemek isterseniz biraz sıra beklemeyi göze almanız gerekiyor. İtalyan mutfağı için önereceğim ikinci adres ise Eataly. Flatiron binasının yakınındaki, İtalyan mutfağına dair aklınıza gelebilecek her şeyin en tazesini bulabileceğiniz bu dev supermarket içinde aynı zamanda bir çok farklı restoranı da barındırıyor. Çok güzel, keyifli bir ortamda öğle yemeği yemek için çok ideal.
    blue note diye jazz yapan tavsiye:
    www.bluenote.net
    Blue Note Jazz Club New York
    http://www.bluenote.net/newyork/index.shtml
    burasi da iyidir
    Eataly: Flatiron District'e çok yakın olan mekanın özelliği, dev bir binanın zeminine tamamen yayılmış olması. Uçsuz bucaksız mekanın her köşesinde ayrı bir lezzet var. Bir tarafta pizza, makarda, diğer tarafta deniz mahsüller, başka bir tarafta şarap & peynir tattıktan sonra yine İtalyan tatlılarına kahve ile eşlik edebilirsiniz. Yeme-içme dışında da market şeklinde hizmet veriyor.
    3. Blue Ribbon Sushi
    119 Sullivan St, New York -
    (212) 343-0404
    Burası rezervasyon gerektirmeyen canınız sushi çektiğinde anında gidebileceğiniz bi yer. Soho civarında olduğu içinde alışveriş kacamaginizin arasında değerlendirebilirsiniz. Sushiler taptaze siz oradayken yapılıyor ve bu kadar ufak bir yere rağmen muhteşem lezzetli! New York'un en iyi sushi resturantlari arasında yerini aldı bile. Gitmeden dönmeyin derim
    Soho tuğla duvarlı binaları ve dar sokakları ile 5. Cadde’den sonra farklı bir tarz yakalamak isteyen alışverişçilerin gözde mekanıdır. Eski dönemde ve halen ağırlıklı olarak sanatçıların rağbet ettiği bir bölge olmasına rağmen burada büyük Amerikan markalarının ve sokak modasının iç içe geçmiş olduğunu göreceksiniz. Örneğin bir sokakta mağaza dekorasyonu nedeniyle mutlaka görülmesi gereken Prada yer alırken hemen ilerisinde İngiliz sokak modasını yansıtan Topshop’u bulabilirsiniz.

    Soho’da alışveriş West Houston Street ile Canal Street arasındaki bölgede ağırlıklı olarak Broadway üzerinde gerçekleşir. Broadway’i batı yönünden dik kesen sokaklar ve yine Broadway’e paralel tüm sokaklar küçük büyük çeşitli butiklerle doludur. Broadway üzerinde Banana Republic, Levi’s, Guess, Hilfiger, Timberland, Bloomingdale’s gibi Amerikan markalarının yanında H&M, Topshop, Desigual gibi Avrupa markalarını da bulabilirsiniz.

    Yol üzerinde yiyebileceğiniz küçük atıştırmalıklar arıyorsanız Baked by Melissa‘nın mini cupcake’lerini denemelisiniz. İlk önce SoHo’da bizim yediğimiz küçücük büfe’de açılıp daha sonra zincirleşmiş. Gerçekten çok minik ve şirin olduklarından yediğinizde aldığınız kaloriye rağmen kendinizi suçlu hissetmiyorsunuz.
    Benim bir diğer favori Sushicim 20.street Park Avenue’daki Azuki.(Sushi SAmba’nın hemen yanında)Azuki öyle lüks falan bir yer değil fakat akşam yemeginde sınırsız SAki ya da şarap verme özelliği var ve ve Sushi Boxları gercekten cok doyurucu. 15$a sushiye doyuyorsunuz daha ne olsun?


    ŞEHİR DIŞI VE NEW JERSEY:
    Sosisli yemek için asıl gitmeniz gereken yer bence Coney Island‘daki Nathan’s Famous! Öncelikle Coney Island Beach çoğu turist için gereksiz bir rota gibi gözükse de New York’ta beni en çok etkileyen yerlerden biri oldu. Şehirden uzak eski lunapark kalıntıları yanında yeni yapılmış lunapark ve upuzun bir kumsal. Biz hafta içi gittiğimiz için tam da beklediğim terk edilmiş havası vardı. Nathan’s famous da tam bu beach’in girişinde yer alıyor. Limonatası, patatesleri ve sosislileri kesinlikle katettiğimiz yolun hakkını verdi. Coney Island ve bir Amerikan klasiği Nathan’s’ı es geçmemelisiniz! (Nathan’s sadece Coney Island’da yok tabii ki İstanbul’da bile var ama ilk mağazaları burada açılmış)
    coney adası:İçinde Brighton Beach ve bir de eğlence parkı bulunduran, Brooklyn'de bulunan bir yarımada. Gitmenizi tavsiye ederim, ben Sandy kasırgasından sonra gittiğim için her yer kapalıydı malesef. Ben zamanınımın çoğunu Manhattan ve Brighton Beach'de geçirdiğim için çok severim. Brighton Beach Rus yoğunluğu olan ve yiyecek içecek ihtiyaçlarınızı ucuza temin edebileceğiniz bir bölgedir. Beach yazları denize girmek için gelen insanların akınına uğruyormuş ve çok canlı oluyormuş. Ne yazık ki denk gelemedim.

    NY seyahatiniz belli olduğunda Internet’te “NY City Sample Sales” diye yazarak arama yaptırın, bazı siteler üye sistemi ve ücretli olarak bu bilgiyi verse de bazı sitelerde ücretsiz olarak orada bulunduğunuz tarihlerde hangi markaların nerelerde indirimli satış yaptığını öğrenebilirsiniz.

    Bu arada alışveriş için küçük bir tavsiye. Bir yerde beğendiğiniz bir şey buldunuz, daha sonra başka yerde daha ucuzunu bulur muyum acaba diyip almamazlık etmeyin. Onu alın, daha tercih ettiğiniz bir tanesini bulursanız sorgusuz sualsiz iade edebiliyorsunuz. Örnek vermesi açısından San Diego'da bir tanıdığım 3 ay kullandığı güneş gözlüğünü iade etti... Tabi ben bunu kıyafetlerden çok navigasyon için kullanıyorum. İndiğin gün al, kullan, dönüş günü iade et

    Woodbury Common alışveriş merkezine gitmelisiniz. Burada aklınıza gelen her markaya ve ürüne erişebilirsiniz. Ulaşım için konaklama yaptığınız otelin shuttle servisini kullanabilir ya da 42nd Street & Eighth Avenue’dan kalkan otobüslerle gidebilirsiniz.
    OUTLETLER WOODBURY:
    Woodbury Common Premium Outlets
    498 Red Apple Ct
    Central Valley, NY 10917
    Open today10:00 am – 9:00 pm
    Gelelim Outlet magazalarına. Amacınız çok ucuza alışveriş yapmak ise outletlerin en büyüğü ve en popülerlerinden biri olan Century 21'e uğramadan dönmeyin derim. Burası bizdeki Boyner mantığında, ayrı ayrı mağazaların olmadığı, içinde her türlü markanın açık store şeklinde yan yana sergilendiği büyük bir outlet alışveriş merkezi. Fiyatlar gerçekten ucuz. Ancak karıştırıp bulmak gerekiyor. İçeride marka marka ayrılmış mağazalar olmadığı için karışık bir yer ve bundan dolayı aradığını bulmak biraz yorucu olabiliyor. Benim gibi, bu tür karışık ortamlarda alışveriş yapmayı sevmeyenlerdenseniz kesinlikle Century 21 yerine, Manhattan'ın biraz dışında bulunan (1 saat kadar uzaklıkta) Woodbury Common Premium Outlet'e gitmenizi tavsiye ederim. Burası alışveriş yapmayı planlamayan birisini bile yoldan çıkartır kesinlikle. CK ve DKNY jean'leri 20$ civarında bir fiyata aldığımı söylersem ne demek istediğimi anlarsınız sanırım. :) Bu fiyatlardan dolayı çok popüler olan outlete, haftasonu çok kalabalık olduğundan kesinlikle hafta içi gitmenizi tavsiye ederim. Biz hafta içi gittiğimiz halde bazı mağazaların önünde içeri gitmek için bekleyen kuyruklar oluşmuştu bile. Özellikle Tory Burch mağazasının önündeki, içeriden biri çıkmadan yeni birisini almadıkları o uzun kuyruğu unutamam :) Woodbury'e gitmek için en iyi yol, 8. cadde ile 41. sokağın kesişimindeki otobüs terminali. Otobüs bileti kişi başı 40$ civarında ancak outlete vardığınızda biletle birlikte verilen kupon ile müşteri ilişkilerinden indirim kuponu kitapçığını alarak bu 40$'ı çok rahat çıkartabiliyorsunuz. Yanınızda, birçok kişinin yaptığı gibi aldıklarınızı içine koymak için çek çekli boş bir valiz getirmediyseniz :) gezerken taşımamak için günlüğü 10$ olan dolaplardan kiralayabilirsiniz. Biz otobüsten iner inmez dolabımızı kiralayıp, gün içinde de aldıklarımızı oraya koyarak çok rahat etmiştik gerçekten. Ya da birçok kişinin yaptığı gibi valizi oradan alıp içini doldurabilirsiniz. Ancak ben tüm New York'ta en ucuz valizleri T.J.Maxx denilen outlet alışveriş merkezinde bulduğumu söylemeliyim. Eğer valiz almayı planlıyorsanız kesinlikle buraya bir uğramalısınız. Samsonite valizlerin kabin boyunu 50$ en büyük boyunu ise 90$ civarında bir fiyata alabilirsiniz. Bu valizlerin Türkiye'deki fiyatını bilince ihtiyacı olmasa bile alası geliyor insanın. :)
    WOODBURY

    Bu kuponlarla bazı markalar toplam alışveriş üzerinden %25 gibi bir oranda indirim sağlarken bazıları bu oranı vermek için $200 gibi minimum bir alışveriş tutarını zorunlu tutmaktadır. Bu rakamı tutturamıyorsanız kasanın önünde kuponu kullanabilmek için başka bir müşteriyle alışverişinizi birleştirmeyi teklif edebilirsiniz. Kasadaki personel size gerekli hesaplamayı memnuniyetle yapıyor.

    Print ettiğiniz kuponların ilki özel bir indirim kitapçığını almak için kullanılıyor. Dolayısıyla Woodbury’e vardığınızda önce “Information Office”e uğrayın ve bu kuponu göstererek içinde yine indirim kuponlarının olduğu kitapçığı da alın. Bu kitapçıktaki kuponların oranları genellikle düşük ama vaktiniz varsa bir kez bakmaya değer. Kuponları yazdırma işini unutup ya da erteleyip bunu Amerika’dayken yapmayı denerseniz bu kitapçığı almayı sağlayan o ilk kupon ekranda çıkmıyor.

    Kuponlar sık sık güncellendiğinden bunları basma işini seyahate çıkmadan bir iki gün önce yapmanızı tavsiye ederim. Kuponları bir makasla keserek bir zarfın içinde alfabetik sıraya göre saklamanız alışveriş sırasında size zaman kazandıracaktır.

    Bazı mağazalar özellikle Japonlar tarafından çok rağbet gördüğünden içeri girebilmek için önlerinde uzun kuyruklar olabiliyor çünkü içerideki müşteri adedi belli bir rakamı aştığında mağaza personeli kapıları kapatıyor. Bu nedenle Tory Burch, Burberry’s, Coach, Michael Kors, Juicy Couture uğramayı düşündüğünüz markalar arasındaysa, buraları sabahın erken saatlerinde ziyaret etmenizi öneririm. Benim favori sıralamam Tory Burch, Michael Kors, Burberry’s, Polo Ralph Lauren, Tommy Hilfiger, Nautica, Lacoste, Polo Ralph Lauren Kids, Timberland, Saks Fifth Avenue Off 5th, ve BCBG Max Azria. Woodbury’de öğle ve akşam yemeği yiyebileceğiniz bir “Food Court” ayrıca Applebee’s gibi restaurantlar da var.

    Tüm mağazaları tek bir günde gezmek neredeyse olanaksız gibi bir şey, bu nedenle gitmeden önce ihtiyaçlarınızı listeleyip outletin internet sitesinden indireceğiniz harita üzerinde bir gezinti güzergahı belirleyerek bir plan yapmanızı tavsiye ederim. Outletin düzenli açılış ve kapanış saatleri sabah 10:00 ile akşam 21:00, ancak bir çok haftasonu ve tatil günlerinde bu saatler sabahları daha erkene, akşamları ise daha geçe çekilebiliyor. Bu nedenle de gideceğiniz tarih öncesi ilgili internet sitesini kontrol etmeniz öneririm.

    Eğer sıkı bir “shopping”ciyseniz, outlette gezerken gün ilerledikçe aldıklarınızı taşımakta ve daha önemlisi onlara sahip olmakta zorlanacağınızdan elinizdekileri içine koyacağınız tekerlekli bir bavul çok yararlı olabilir. THY ve diğer birçok havayolu şirketi Amerika uçuşlarında kişi başı her biri 30’ar kiloyu aşmayacak iki bavul ve bir kabin bagajına izin vermektedir. Bavul ihtiyacınız varsa bunu Woodbury Common Premium Outlets’deki bavul satan mağazalardan birinden uygun bir fiyata yapmanız mümkün. Bavul alışverişinizi The Luggage Shop’ta öğleden önce veya öğle saatlerinde yaparsanız pazarlıkla oldukça karlı bir alışveriş yapabilirsiniz. Yeni bir bavul almaya ihtiyacınız yoksa, outlete giderken yanınızda kendi bavulunuzu götürmekte fayda var.

    Ulaşım için araba kiralamak veya otobüsü kullanmak mümkün. Araba kiralamak araba kirasının ve benzinin ucuz olduğu Amerika’da özellikle kalabalık aileler için çok daha ekonomik bir ulaşım metodu. Ayrıca bu şekilde aldıklarınızı tüm gün yanınızda taşımak zahmetinden de kurtulursunuz. Ancak araba kiralama şirketini iyi seçin çünkü bazı firmalar arabaların en geç akşam 20:00 gibi ofislerine teslim edilmesini istiyorlar ki bu da New York şehrine dönüşte saat 20:00 öncesi yoğun bir trafikle karşılaşacağınızı hesap ederseniz Woodbury’den en geç 18:00 gibi ayrılmanızı gerektirir. Arabayı 24 saatliğine kiralayıp ertesi sabah teslim ederseniz de otopark sorunuyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bunlara ek olarak arabada GPS olmasına özen gösterin çünkü New York’a giriş ve çıkış, bilmeyen için oldukça karışık olabilir.

    Bilmediğim yerde araba kullanmak benim için stresli, bu nedenle de otobüs benim için daha konforlu bir seçenek diyorsanız kişi başı $42’a 8. Cadde ve 42. Sokağın kesişiminde bulunan Port Authority Coach Station (Port Authority Otobüs Garı)’ndan Short Line/Coach USA ve Gray Line New York’u kullanarak Woodbury’e ulaşabilirsiniz. Sefer saatlerini bu firmaların web sitelerinden kontrol edebilirsiniz. Bu yolculuk trafik yoğunluğuna bağlı olarak 1-1,5 saat sürmektedir. Dönüş için sefer saatlerini indiğiniz duraktan kontrol etmeniz ve size uygun olan saatten en az 15 dakika önce durağa gitmeniz gereklidir çünkü uzunca bir sıra sizi bekliyor olacak. Otobüs firmaları son seferi kaçırmadığınız takdirde ne kadar kalabalık olursa olsun sizi geri döndürmeyi taahhüt etmektedirler.
    ncak tavsiyem mutlaka gideceğiniz yere yakın bir "PremiumOutlet" bulmanız. Öncelikle alışverişinize buradan başlamanızı öneririm. Çünkü buralar birer alışveriş kasabası ve "tax-free" ya da tax (vergi) neredeyse yok denecek kadar az. En kötüsünde bile yaklaşık 100-150 magaza var. Kıyafetten, gözlüğe, parfüme; valizden, mutfak eşyasına kadar herşeyi bulabileceğiniz, özellikle Designer Fashions magazaları ile bir günde bitiremeyeceğiniz yerler buralar. İnternetten "PremiumOutlet" adresine girip, VIP Clup üyeliğine başvurun. Gideceğiniz şehirdeki Outleti -sayfada eyalelere göre tasniflenmiştir- seçin. VIP Home linkinden VIP Clup Offers sayfasına gelin ve gideceğiniz center için "VIP Coupon Book Voucher" ile "Exclusive Online Coupons" dökümlerinizi alın. Bu kuponlar 30 gün geçerli. "VIP Coupon Book Voucher" dökümünü Premium Outlet Management Office'deki görevliye vererek, 5-10$ karşılığı satılan "VIP Coupon Book"unuzu bedavaya alın. Şimdi alışverişe hazırsınız... "Exclusive Online Coupons" dökümleriniz ile elinizdeki "VIP Coupon Book"unuzu girdiğiniz her mağazada karşılaştırın. Genellikle Exclusive Online Coupons dökümlerinizdeki indirimler, VIP Coupon Book'unuzdan daha fazladır. O zaman onları kullanmanız daha mantıklı. Bu indirimler bazen mağazadaki indirimlerin üstüne eklenir, bazen de üstünde yazdığı üzere varolan indirimle birleştirilemez. Eğer birleştirilemiyorsa, VIP Coupon Book'unuzdaki indirimi kullanın, o her zaman birleştiriliyor. Eğer kafanız karışırsa, mutlaka kasada sorun.

    Balık dışındaki deniz mahsullerini de sevenlerdenseniz, bu konuda da çok iyi restoranlar olduğunu söylemeliyim. İlk önerim, New Jersey'deki The Crab House. Nehrin kenarında, Manhattan manzaralı restoran bu konuda gerçekten çok başarılı. Ortaya söylediğimiz tüm atıştırmalıklar çok lezzetliydi gerçekten. Önlüğü boynunuza takıp, yengeç bacaklarını yemeğe başlayabilirsiniz. :)
    Bir arkadaş : DENİZ MAHSULLERİ LOKANTASINDA HALİBUT YE demişti ama mlsf gidemedim.

    Yol üstü inanılmaz restoran hediyelik eşya




    TIMES SQUARE:
    Mutlaka gitmenizi önereceğim diğer iki deniz mahsülleri restoranı ise Times Square civarında. Red Lobster ve Bubba Gump Shrimp. Red Lobster'da 25$ gibi çok makul bir fiyata, içinde istakoz da bulunan büyük bir deniz mahsülleri tabağı alabiliyorsunuz ve her şey çok lezzetli gerçekten. Bubba Gump ise Forrest Gump filmini izlediyseniz hatırlayacağınız, filmde geçen karidesçi. Duvarlarda filmde kullanılan orjinal kıyafetler sergilenen restoranda, Forest Gump’ı izleyebileceğiniz, sürekli bir TV yayını da var. Keyifli eğlenceli bir ortam gerçekten, yemekler de lezzetli. Bu arada, masanızda bulunan ‘run forest run’ tabelasını, altındaki ‘stop forest stop’ tabelasıyla değiştirmediğiniz sürece masanıza garson uğramıyor. Bilmenizde fayda var. :)

    Times Square'e gelmişken mutlaka tam meydanda bulunan ve o akşamın Brodway müzikallerinin biletlerini yarı fiyatına satan TKTS gişelerine de uğramadan dönmeyin derim. Gişe her gün saat 14:00-15:00 civarında açılıyor. 170$'lık bileti 70$'a alabiliyorsunuz. Ancak önünde ciddi uzun kuyruklar olabiliyor maalesef. Bir diğer TKTS gişesi de South Street Seaport'da bulunuyor. Buradaki gise saat 12:00 civarında açıldığından dolayı daha ön sıralardaki biletler bitmeden ve daha az sıra bekleyerek alabilirsiniz. Bu indirim gişelerinde sadece o akşam oynayacak olan müzikallerin biletleri yarı fiyatına satılıyor unutmayın. İleri tarihe buralardan indirimli biletler alamazsınız. Biz buradan Ricky Martin'in de oynadığı "Evita" müzikaline biletlerimizi almıştık. Sahne, dekor, ışıklandırma ve özellikle de Ricky Martin muhteşemdi gerçekten. Hangi müzikale gitsek acaba diye düşünenlere tavsiye ederim kesinlikle. İzlemedim ama yıllardır oynayan Mamma Mia, Chicago, Lion King müzikalleri de okuduğum bir çok yerde şiddetle tavsiye ediliyor.
    savas gemilerine falan merakliysan manhattan'da İNTREPİD var. bu inanilmaz buyuk bi ucak gemisi. ici tamamen muze, ustune milyon tane ucak helikopter bi de concorde ucakcik var:) bunu da kacirma derim... (http://www.intrepidmuseum.org/)
    Hell's Kitchen Flea Market, Cumartesi ve Pazar günleri saat 9.00-17.00 saatleri arasında 9-10.ave 39.cadde-Manhattan adresinde kurulan bir bit pazarıdır. Dünyaca ünlü -yaklaşık- 50 tasarımcının (Louis Vuitton, Prada vb) ikinci el kıyafetlerinden değerli-değersiz taşlarla süslü aksesuarlara, vintage mobilyalardan ikinci el bebek araç gereçlerine kadar bir çok şeyi bulabilirsiniz. Buraya gitmek isteyenlerin bilmesi gereken en önemli ayrıntı, erkenci olmaları gerektiğidir. Bu enteresan pazarı her hafta düzenli ziyaret eden müdavimleri, henüz öğlen olmadan günün en iyi ürünlerini satın alıyorlar. Hell's Kitchen Flea Market'i diğerlerinden ayıran bir özelliği de National Geographic tarafından dünyanın en iyi ilk on bit pazarı arasında gösterilmiş olmasıdır. Manhattan'da olanlar, A,C ve E trenlerinden birini alıp 34.cadde durağında inerek kolayca varabilirler.
    'wichcraft: Bu arkadaşların ise sandvicleri meşhur. Doyurucu, her öğün için uygun, taze hazırlanan sandvicler mevcut. Sağda solda şubelerine denk gelebilirsiniz ama önerim Bryant Park'tan bir şeyler alıp çimenlere yayılmanız yönünde olabilir.
    Lucy's Whey: Chelsea Market'ta yer alan bir peynirci. Sabah kahvaltısında bir yere oturup uzun uzun vakit geçirmek istemiyorsanız buradan grilled cheese sandwich almanızı öneririm. Peynirleri o kadar iyi ki dönüşte Türkiye'ye taşımak isteyeceğinize bahse bile girerim.
    Alışveriş için Bryant Park'tan 5th Avenue'ya çıkarsanız Central Park'a varana kadar olan mağazalar eminim sizi tatmin edecektir. 5th Av sonuna geldiğinizde sağınızda göreceğiniz FAO Schwarz ve meşhur Apple Store'a uğramayı ihmal etmeyin. Hatta Apple hastaları mutlaka Grand Central mağazasına da uğramalı.
    İlk olarak bir yiyecek cenneti olan Chelsea Market‘dan başlayalım. Eğer mutfakla biraz ilginiz varsa, kesinlikle gelmeniz gereken bir adres! Chelsea Market içerisinde her malzemeyi, baharatı, mutfak aletini bulabileceğiniz marketler, gurme sandviççiler, konsept mağazalar, pop-up workshop storelar var. Sonbaharda her gün ve diğer mevsimler tatil günleri tasarımcı ve sanatçıların açtığı pazar Artists & Fleas da burada oluyor (Artists&Fleas her mevsim hafta sonları Williamsburg’de de yer alıyor). Ne yiyeceğimize karar verebilmek için baştan sona 4 kez dolandık Chelsea Market’ı ve en sonunda bir gurme sandviççiden iki çeşit sandviç alıp bölüştük, tabii ki yine Amerikan standartlarında 4 kişiyi doyuracak boyuttalardı.
    BubbaGump Shrimp Co.'da "karides sepeti ve bud"
    - ROSS- samsonite'lar 60 usd .... LA veya LV da premium outlet ler var ama oradaki samsonite de bavullar pahali, kesinlikle ROSS' u öneririm, her yerde var.
    New York’a gitmeden önce dostumUN . Bana mutlaka git dediği bir yer oldu, o da 5 Napkin Burger.


    UPPER EAST SIDE:
    Önereceğim son hamburgerci ise Upper East Side'daki JG Mellon. O bölgelerde dolaşırken acıkırsanız kaçırmayın derim.
    Ancak ben tüm New York'ta en ucuz valizleri T.J.Maxx denilen outlet alışveriş merkezinde bulduğumu söylemeliyim. Eğer valiz almayı planlıyorsanız kesinlikle buraya bir uğramalısınız. Samsonite valizlerin kabin boyunu 50$ en büyük boyunu ise 90$ civarında bir fiyata alabilirsiniz. Bu valizlerin Türkiye'deki fiyatını bilince ihtiyacı olmasa bile alası geliyor insanın. :)
    Hooters'da "chicken wings ve corona MİNİ ŞORTLU KIZLAR SERVİS YAPIYOR !!!  ÇOOK ÜNLÜ
    Bir market daha var ki bahsetmeden geçmek olmaz. Wholefoods Market’i bizdeki 5M Migros büyüklüğünde düşünün ve satılan ürünlerinin bir çoğunun organik olduğunu düşünün. Etinden sütüne, sebzesinden, kahvesine herşey sertifikalı organik. Benim burada ilgili çeken yer ise et reyonu oldu. Citarella’ya göre çeşit daha bol. Özellikle “Steak” denilen ızgara dana eti ile o gün tanıştım. Malları vitrinde görünce insanın içi açılıyor, morali düzeliyor, içten içe protein patlaması yaşıyor.
    Benim gibi teknolojiji seviyorsanız, Madison Ave. (5.cd. köşe) sony wonder tech lab...mutlaka ziyaret edin.Özellikle çocuklar çok hoşlanacak....Ücretsiz, 4-5 katlı bir yer..Ben zevk aldım...Ayrıca sony center da var...https://www.sonywondertechlab.com/


    UPPER WEST SIDE:
    7.caddede bulunan Carnegie chesscake (carnegiedeli.com/cheesecake.php) mutlaka öneririm. Cheesecakeleri gerçekten güzel, porsiyon ise büyük.Ben 2 günde bitirdim.
    New York’a has bir lezzet olan Cheesecake ile kapatıyorum. Carnegie Deli 80 yıllık bir şarküteri/lokanta. İsterseniz koca bir sandviç yaptırıp, yolda yürürken yemek üzere alıp gidiyorsunuz, isterseniz de içeri girip masada oturup yiyorsunuz. Herhalde Özenç’e “New York’da 3 ay boyunca yedin içtin, en çok neyi sevdin?” diye sorsalar tereddütsüz “Carnegie’de yediğimiz çilekli cheesecake” diyecektir. Bu arada özellikle belirtmek isterim resimdeki çatal tatlı çatalı değil, 20 cm’lik yemek çatalıdır. Dilim pastanın boyu ve ağırlığı, bizdeki ölçülerle neredeyse 2 kişilik pastaya eşit. Lezzet muazzam, işin kötüsü bunu yedikten sonra Türkiye’de cheesecake beyenmez oldum.

    Buraya bir hamburger turu sonrasında tok karnına -sırf cheesecake yemek için- uğramıştık. Yan masadaki devasa amcanın yediği devasa sandviçe gözüm takıldı. İnterneten bulduğum bu resmi sizinle paylaşmak boynumun borcu. Gördüğüm şey aynen buydu! Carnegie Deli’ye tok kanına geldiğim için çoook pişmanım. New York’a özel lezzetler için altına çize çize önereceğim mekan burasıdır, Carnegie Deli! Ne yapın edin buraya uğrayın.

    Oyuncak alışverişi için Times Square’deki Toys R Us ideal gibi gözükmesine rağmen 5. Cadde ve 58. Sokağın kesişimindeki FAO Schwarz’a uğramadan kararınızı vermeyin derim. Rockefeller Center’daki Lego Store ise ihtiyacınız olan tüm lego parçalarını tek tek satmasının dışında bir şey vaat etmiyor.




    İndirim mağazaları:
    Century 21 (KESİN GİDİN ŞEHRİN İÇİNDE, REYONLAR BENDENLERE GÖRE AYRILMIŞ ÖZELLİKLE AYKKABI BÖLÜMÜ İNANILMAZ, ŞEHRİN DIŞINDAKİ WOODBURY GİTMEK GEREKSİZ GELDİ
    Lot-less
    Tj max
    Macy indirim bölümü
    Marshalls
    Jacks
    Urban outfitters
    TARGET


    Ek Notlar ve kaynaklar:

    İlker ün
    Atlantic city ede 2 gun ayır bir gece kal sahili ve taj mahal kumarhane ve oteli çok güzelmiş


    Arkadaş veya ailenizle Smith&Wollensky'i tercih ettiğinizde en az iki kişi için uygulanan fiks mönüden faydalandığınız taktirde ödeyeceğiniz hesabın daha düşük olacağını bilmenizde fayda var. (İki kişi için 69, dört kişi için 119 dolar)
    Kişisel siparişinizi verecek olursanız, sadece bir et tabağı için belirlenen fiyat 50-55 dolar olarak belirlenmiş.
    Ny daki müzelerin indirim günleri:
    iheartnymuseums.com.
    菠菜人电竞APP-菠菜人官网首页-电竞菠菜人APP下载首页
    http://iheartnymuseums.com.


    Bir arkadaşın konaklamayla ilgili yazısı:
    Konaklama NYC de gerçekten pahalı olmasına rağmen ben dileyenlere airbnb.com sitesini öneririm.Bu portalda güvenli olarak daha ucuza,özel oda,daire,paylaşımlı oda gibi seçeneklerle konaklama imkanı bulabilirler.2013 seyahatimde manhattan west 55.caddede 1 kişi ile paylaşımlı odada(diğer arkadaş da Kadıköy den müzisyen bir arkadaş denk geldi) gecelik airbnb ücreti dahi 40 dolara kaldım.Bu yaz ise TUrtle Bay Towers( east 46 st) 44 dolara kalacağım ki burası Türkiye konsolosluğuna 150-200 metre ve birleşmiş milletler binasına çok yakın.Ayrıca tüm daireyi 3 kişilik aile olarak kiraladık,3 kişi günlük 132 dolar

    kirkindansonragezgin.blogspot.com.tr
    ABD GEZİSİ İÇİN FAYDALI BİLGİLER VE İPUÇLARI
    http://kirkindansonragezgin.blogspot.com.tr/2011/12/abd-gezisi-icin-faydali-bilgiler-ve.html

    www.loplopculer.com (özellikle steak ve çin mahallesindeki yemek bilgileri için teşekkürler)
    Unuttuğum ve isminiz geçmesini istediğiniz veya kaldırılamsını isteğiniz yazınız varsa lütfen pm veya bilgisayarci@usa.com adresine mail atınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sahibitanıdık -- 5 Kasım 2014; 10:07:40 >
    _____________________________




  • Üstad yine döktürmüşssün. Çok faydalı teşekkür ederiz.
    _____________________________
  • Vakit bulur bulmaz bütün konuyu okuyacağım, bildiğiniz yabancı diller fazladır sanırım bu kadar ülkeyi gezdiğinize göre ister istemez katkısı olmuştur.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cowcow

    Üstad yine döktürmüşssün. Çok faydalı teşekkür ederiz.

    Rica ederim üstad hepimiz hepiniz için

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fds14

    Vakit bulur bulmaz bütün konuyu okuyacağım, bildiğiniz yabancı diller fazladır sanırım bu kadar ülkeyi gezdiğinize göre ister istemez katkısı olmuştur.

    Aksine fazla yabancı dilim yok

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bilgisayars


    quote:

    Orijinalden alıntı: fds14

    Vakit bulur bulmaz bütün konuyu okuyacağım, bildiğiniz yabancı diller fazladır sanırım bu kadar ülkeyi gezdiğinize göre ister istemez katkısı olmuştur.

    Aksine fazla yabancı dilim yok

    Zorluk çekmiyor musunuz bu kadar farklı yeri gezerken

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fds14


    quote:

    Orijinalden alıntı: bilgisayars


    quote:

    Orijinalden alıntı: fds14

    Vakit bulur bulmaz bütün konuyu okuyacağım, bildiğiniz yabancı diller fazladır sanırım bu kadar ülkeyi gezdiğinize göre ister istemez katkısı olmuştur.

    Aksine fazla yabancı dilim yok

    Zorluk çekmiyor musunuz bu kadar farklı yeri gezerken

    hayır bir şekilde anlaşıyoruz, yabancı dilde gelişiyor böylelikle
    _____________________________




  • Narita Havalimanına indiktikden sonra alt kattaki turist information yanında 3 günlük metro ve tren biletleri 1500 yen 'e satın alındı hemen dışarda Nex'in burosu var pasaport kontrolü sonrası tokyo istasyonuna kadar 3000 yen olan bilet 1500 yen'e alındı . Normal trenden 30 dakika hızlı ve lüks olan nex'ler 1 kere denemelidir içerdeki koltuk rahatkığı ver servis bir çok low cost havayolu firmasından iyi .

     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)


     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)


    2 aktarama sonucu meşhur ! Akihabara'ya gelindi eskiden çok ucuz olduğu söylenen elektronik eşya bölgesi fiyatlar % 8 tax ve %5 kredi kartı indirime rağmen internet fiyatlarından yüksek eğer bir ürün alacaksanız gitmeden önce sipariş verip otelinize getirtin . Buna rağmen her taraf çinliler tarafından işgal edilmiş ve savaşır gibi alışveriş yapılıyor !

    Akihabara'ya inince meşhur Akb 48 restorantında bir noodle yiyerek videolarını seyredin (japonya'da meşhur bir şarkıcı grubu aklınıza hemen silahlar gelmesin )

     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)


    Semtte bir pazarıda açılmış elbiseler ve anime oyuncaklar var fiyatlar pek öyle ucuz değil .

     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)


    Dünyanın en yüksek 2. binası olan Tokyo sky tree ziyaret edildi :



    Bileti önceden almayın 500 yen pahalı japonya değil mi herşey ters :) ilk bilet 2060 yen sizi 350 metre yüksekliğe çıkartıyor sonra 1030 yen daha verirseniz 100 metre daha çıkıp 450 metreye varıyorsunuz asansör ile dakikada 600 metre çıkmanın keyfi bir başka ama inanılmaz bir yoğunluk var çıkmak daha kolay inerken biraz zaman geçiyor .Metro ile rahatça geleblirsiniz 1 kere hat değiştirmek yeterli zaten skytree istasyonu var

    Daha sonra hayattaki gerçek dostlardan biri olan olan Hachiko'yu ziyaret ettim heykeli hemen Shibuya istayonun dışında .


    Ayrıca dünyanın en karışık geçitlerinden biri olan Shibuya crossing da burada üst katlarda bir kahveye çıkıp burayı seyredin .
    Jason Cochranyoutube
    Saturday afternoon at Shibuya Crossing, Tokyo
    http://www.youtube.com/watch?v=QXtOdSgf6Ic


     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)




    Daha sonra ayakta bir sushibar'a gittim fiyatlar genel olarak yüksek aykta sushileri yatıştırıp devam ediyorsunuz .

     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)


    Tokyo 37 milyon nüfus ile dünyanın en kalabalık şehiri ve bu şekilde konserve kutularında yaşanması süpriz değil tabii genelde 1 daire 2 odadan oluşuyor bu binada ne kadar daire olduğunu hesaplayabilirsiniz.

     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)


    Bu bina ise dikkatimi çekti zaten tasarım şirketininmiş yoksa bu boş alanları bırakırlarmıydı hele burada olsa o boşluklara avm'e bile dikerlerdi !

     GEZI REHBERI (TUM DUNYA GEZI YAZILARINIZ-SEYAHAT IPUCLARINIZ)



    Bu otelde kaldım metro ile merkezden 15 -20 dakika sürüryor memnun kaldım odalar büyük temizdi wifi sorunsuzdu

    Okura Nikko Hotels
    Okura Nikko Hotels - Book your Hotel Online - official website
    http://www.jalhotels.com/domestic/kanto/tamachi/index.html


    Ginza bölgesi tamamen bir küçük amerika olmuş o bilindik marklar ile kendimi 5. caddede zannettim .

    Dönüşte ise Keisei Narita Limited Express tercih ettim 95 dakikada Tokyodan Narita'ya geldi 1080 yen'e



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi modakartalı -- 26 Aralık 2015; 9:26:20 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alacatıotelleri

    40 TL'den başlayan fiyatlarla Abant Otelleri. Gezip göreceğiniz, tatil yapacağınız yerlerin arasında otellerimizin de olmasını dileriz.

    Biraz bilgi ve fotoğraf eklerseniz bence daha iyi olur.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • 
Sayfa: önceki 3637383940
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.