Gerçek Kehribar Tesbih Nerden anlaşılır, Nerden alınır? (4. sayfa)

bbelli44 · 2014-08-04T13:48:56.0000000+03:00

Çoğu tesbih koleksyonu yapan yeni arkadaşımız var. Ve tesbihler arasında en çok ilgi çekende doğal olarak kehribar tesbihi. Ancak diğer tesbih türlerine kıyas , dolandırıcılık ve sahte taş gibi şeyler en çok kehribarda olur. Bu yazıdada kehribar tesbih gerçek olup olmadığını nasıl anlarız aldıktan sonra ne yapmalıyız vs. konuşacağız... Ilk olarak sunu söyleyeyim, benim GERCEK dediğim malzeme ESKI veya OSMANLI olarak bilinen kehribardır, kısaca YENI malzeme olup ucuz olan tesbihler benim gözümde gercek degildir, ancak bu demek degil ki o malzeme kotu, hayır kesinlikle öyle degil, bütçesi digerlerine göre az olan veya tesbih tutkusu daha az olanlar icin kesinlikle tavsiye edeceğim bir malzemedir. Benim elimdeki tesbihlerin bir kacıda bu malzemeden yapilmistir ve bazı OSMANLI malzemelerden daha kaliteli ve güzel gözükmektedir. Eğer kehribar tesbih alcaksanız Büyük şehirlerdeki avm tarzı veya tesbihi arka planda bulunduran küçük çaplı dükkanlar gibi yerlerden almamayı deneyin. En çok sahte üretim oralarda olur. Orjinal malzeme vardir ancak dedigim gibi cogu zaman yeni malzeme verirler. Bir gün yolunuz düşerse has tesbih ustaları olan şehirlerden alın, bu bölgelerdeki bütün tesbihçiler kaliteli ve gerçek kehribar satıyor demiyorum ama bulmanız daha kolay ve daha ucuz diyorum. Ve bu yazıyı bir tane osmanli kehribar diye düşünüp 200tl verip bir tesbih aldıktan sonra okuyorsanız üzgünüm ama o tesbihin gerçek olma ihtimalleri çok düşük. Ancak bir kaç tane tesbihçiye götürüp sorabilirsiniz gerçek mi değil mi diye Ancak dedigim gibi, gercek kehribar bir tesbihi 200tl ye bulmanız çok zor. Bide yeni kehribar diye bir şey çıkarmışlar, ancak gerçekten kaliteli hem görünüm hem renk alma hem yaydığı koku açısından "Osmanlı" kehribarı ile birebir aynı olanı bile var. Açıkçası bu malzemelerin nasıl üretildiği ile ilgili pek bir bilgim yok ama renk almadır koku yaymadır kül çekmedir bu tarz bir çok özellik artık yeni malzemelerde de var. Bu yüzden bir tesbih dükkanınıa girdiğinizde ilk olarak eski yapı kehribar tesbihiniz var mı diye sorun. Yoksa dediğim gibi size yeni kehribar bir tesbih verirler. Şimdi bu eski yapı kehribarları bulmak gerçekten çok zordur. Eski kehribar her geçen gün değerleniyor sağlam bir eski yapı zaten aslında kendini belli eder. Hafif bir çam kokusu var derler ya o kokuyu plastik kokusuyla karıştıran var. Damla kehribarlarda evet bu koku yoğun bir çam kokusudur. Ancak "Osmanlı" kehribarı diye isim verdiğimiz eski malzeme tesbihlerde daha değişik bir koku vardır bu koku malzemenin içindeki "Fenol" kimyasalından gelmektedir. Elinizle hızlı hızlı ovuşturup (ipi koparmayacak şekilde) hafif bi "hoh" larsanız o koku çıkar. Tesbihi elinize aldığınızda hafif olcaktır. Hammaddesi zımparaya sürüldüğünde sarı bir toz çıkması lazım. Eğer kehribar tesbih alcaksanız önce hakiki bir eski kehribar tesbih görmeniz lazımki aradaki farkı anlayabilesiniz. Kehribar tesbihlerin fiyatları; Eskiden burada belirli bir fiyat aralığı vardı ancak artık malum doların yükselmesi ile fiyatlarda iyi arttı. Dolar ne alaka derseniz: Belirli tanınmış tesbih ustaları işçilik fiyatını dolar olarak belirler. Birde eski malzemeler bazen yurt dışından bulunduğu için doların artışı biz tesbih severleri etkiliyor. Ben Malatyalıyım ve Malatya'da gerçek eski kehribar satan 1-2 yer var. Ancak artık bu yerlerde bile malzeme orjinal olmasına rağmen hak ettiğinden fazla para isteniyor güzel bir tesbih için. Aldınız ve ne yapacaksınız? Bu tesbihler öyle iki ayda renk de almıyor an az 2 yıl tanımanız lazım. Ama ben dayanamam diyorsanız verin bi fırına ekmeğin arasına atsın ekmek pişerken buda pişsin kızarsın. ( ciddiyim, çatlama riski var o yüzden ben bu riski alamam :) ) Ya da günün belirli saatlerinde iyi güneş alan bir yerde dursun. Renk alma süreci hızlanır. Yinede çok fazla kalmasın yine çatlama riski var. Ama en güzel rengi çektikçe elinizden aldığı ısı, nem ve ter verir. Ancak bu tesbihler çok hafif ve kırılgandır o yüzden eğer tesbih yeni yapılmamışsa yani eski malzeme olmakla birlikte birde eski bir tesbihse çok fazla çekmeyin taneleri zarar görür (birbirini yer). Hatta küçük bir bilge vereyim. Bizim o renk alma dedgimiz sey aslinda oksitlenme denen kimyasal bir olaydir. Yani aslinda siz o tesbihi ceksenizde cekmesenizde o tesbih renk alacaktir. Ancak o daha canli daha guzel cam gibi ve parlak gorunumu veren elinizde cektiginizde o aldigi nem vs. dir... Şimdi bu konuyu yazalı uzun bir süre geçmiş. Bu yüzden bu konuyu okuduğunuzda kafanızda sadece genel bi bilgi oluşsun. Her insanın bütçesi farklıdır herkesin elinde bitane eski malzeme tesbih olacak diye bir şey yok. Bütçeniz kısıtlı değilse eski bir tesbihi rahatlıkla alabilirsiniz. Ancak bütçe sorunu yaşıyorsanız eski malzeme ile aynı özellikleri barındıran kaliteli bir yeni malzeme bile alabilirsiniz. Geçmişteki bazı görüşlerime şuan katılmıyorum onlarıda düzelttim yinede siz sorularınızla ilgili daha net bir cevap istiyorsanız yorum veya pm atın seve seve yardımcı olurum. Buraya yorumlara yazdığımın benzeri olacak şekilde, biraz daha detaylı olarak bizim Osmanlı kehribarı dediğimiz Bakalitin ve Faturanin tarihini anlatacağım. 1907 de Belçika asıllı Amerikalı bilimadamı Leo Baekland tarafından New Yorka keşfedilen, Bakalit malzemesinin adı anlayacağınız üzere Leo tarafından koyulmuştur. Bu malzeme Isı iletkenliği düşük ve Elektrik iletkenliği olmadığı için o günün diğer yapay hammaddelerinden daha ön plana çıkmıştır. Bakalitin zamanında, Mutfak ürünleri, takı toka, sigara tutacakları, şemsiye sapı, çocuk oyuncakları, küçük biblolar gibi bir çok ürünün yapımında kullanılmıştır. Leo Baekland’ın bu keşfindeki amacı yapım masrafı yüksek olan ve Iac böcekleri ile yapıldığından üretimi kısıtlı olan (Türkçe karşılığını bulamadığım) “shellac” malzemesine alternatif bulmaktı. 1907 yılında başarılı bir şekilde “Bakalit” icad eden bilimadamı, 1909 yılında bu ürünün patentini almıştır. 1910 yılına kadar Amerika içinde devamlı Bakalit satışı yapabilen. Bakalit 1910 yılında denizler arası anlaşma yaparak bu ürünün başka ülkelerdede üretilmesini sağlamıştır. 1927 yılında, ilk patentinin süresi dolması ile birlikte bir çok firma daha ucuza bu ürünün benzerini yapmaya başlamıştır ve bu yüzden 1927 yılında Bakalit üretimi durmuştur. Onun yerine, yine günümüzde tesbih malzemesi olarak çok bilinen “Katalin” ile devam etmiştir. Kimyasal formülde değişiklikler ile birlikte Bakalitin Yeşil, Kırmızı, Sarı ve Turuncu tonlarına 15 renk daha eklemişlerdir. Bu sayede Katalin ile bilardo topları, poker çipleri ve birçok üründe yapılmaya başlamıştır. Şimdi işte burada çok ince bir detay daha eklemek istiyorum. Bakalite çok benzeyen ancak bakalitten daha değerli olan Faturan malzemeside bu dönemlerde İkinci Dünya savaşının başlaması (1940lar) ile üretimden kalkmıştır. Bizim günümüzde asıl kehribar olarak nitelendirdiğimiz malzeme budur. Yapısında net olarak ne olduğu bilinmeyen Faturan 18. ile 19. yüzyıl arasında bir kimyager tarafından bulunmuştur. Söylentilere/Araştırmalara göre bu Orta Doğulu kimyager yaptığı Damla Kehribar tesbihlerin malzeme artıkları ile Mastika, Frankincense ve Turpentine gibi başka malzemeleri karıştırarak Faturanı keşfetmiştir. Ne yazık ki bu malzeme tesadüf üzerine bulunduğu için formülü çok önce kaybolmuştur. Yunanistan, Athensde bulunan Yunan Tarihi Müzesinde bulunan bir Faturan tesbihin 1821 yılında yapıldığı keşfedilmiştir. Günümüzde bilinen en yaşlı Faturan malzemeli tesbih budur. Faturan denen ve kimse tarafından sahiplenilmemiş bu malzeme 1900’lü yıllarda Alman bir firma tarafından alınmıştır. Ve Faturan adıyla kaliteli sentetik reçine yapmaya başlamışlardır. Nasıl ayırt ediliyor bilmiyorum ama patent sonrası Alman firmasının yaptığı bu Faturanda değerli olmasına rağmen günümüzde en değerli Faturan patent öncesi üretilmiş Faturandır. Aynı yıllarda Faturan denen bu malzeme Bakalit ile birlikte Türkiyede görülmeye başlamıştır. En başta çekmece ve dolap kulpu olarak gelen Bakalit daha sonrasında yavaş yavaş tesbih yapımındada kullanılmıştır. Faturan malzemesi genelde kırmızı ve sarının tonları şeklinde üretilmiştir. Faturan ve Bakalitin renk değişmesine sebep olan “oksitlenme” denen kimyasal olay ile bizim bildiğimiz “vişne çürüğü” rengi kehribar tesbihler ortaya çıkmıştır. Hatta bu tesbihleri “tıraşlarsanız” ortaya gerçek renkleri çıkacaktır. Birde Gerçek Dogada Bulunan Damla Kehribari Vardir Şimdi gelelim Kehribara, yani gerçek doğadan çıkan kehribara, damla kehribar çok değerlidir ancak bu damla kehribarında çok çeşidi vardır. Çok ucuza bulabileceğiniz Baltık Kehribarı vardır Polonya ile isviçre arasındaki Baltık denizinde bir gün kendiniz giderseniz bile kolaylıka bulabileceğiniz olan bu tür en genç kehribarlardan biridir ve 20-22 milyon arası yaşı vardır. Birde Dominik Kehribarı vardır, adındanda anlayacağınız üzere Dominik bölgelerinde bulunmaktadır. Bu türün içinde fosil bulma ihtimalinizde daha yüksektir aklınızda bulunsun :). Dominikte bulunduğu bölgeye göre yaşı 25 ila 40 milyon yıl arasında değişmektedir. Ve benim hastası olduğum yakında İnşallah siparişini vereceğim “ Mavi Kehribar ” da bu bölgede bulunmaktadır. Bu kehribarın özelliği ise işendikten sonra güneş ışığı altında Masmavi iken ultraviyole ışık altında normal bir kehribar gibi olmasıdır. Bunun dışında Meksika, Ukrayna, ve Amerikada bulunan kehribarlarda vardır ancak bunların detayını bilmiyorum daha doğrusu ezberimde değil. Ama bunlarda yukarıda yazdığım Kehribarlar ile çok benzerdir. Küçük bir bilgi daha gerçek kehribar olarak nitelendirdiğiniz bu kehribarın Yeşil,Mavi,Turuncu, sarı ve Kırmızı renkleri doğada bulunmaktadır. Bir küçük bilgi daha, dış kaynaklar, Türkiyede bulunan Oltu taşınada Amber olarak sınıflandırmışlardır. Black Amber diye geçer ve bütün kaynaklar sadece Türkiyede bulunduğunu kabul eder :). Not: Bilgi yaşta değil baştadır. Şunuda eklemek istiyorum, bende biliyorum aslında Ateş Kehribarı diye bir şey olmadığını veya toz kehribarının sahte bir şey olduğunu veya sıkma kehribarın aslında plastik olduğunu vs. vs. biliyorum. Ama bizim tesbih kültürümüzde Ateş Kehribarıda var, toz kehribarda var. Ben bugün o yok bu yok şu yok derim, ertesi gün adam gider bir tesbihciye nasıl yok ya biz satıyoruz der, ben yalancı durumuna düşerim. O yüzden ben kültürümüzde ne var ise onuda bilimsellikten soyutlayarak var olduğunu varsayarak anlatmaya çalışıyorum. Daha fazla yazacağım zamanım olunca. Eski bir kitap arıyorum bu malzemeler ile ilgili detaylı bilgi veren. Bulursam İngilizceden çevirip buraya yazacağım. DAHA FAZLA SORUNUZ VARSA YORUMLARA YAZIN MEMNUNİYETLE CEVAP VERİRİM Kaynak: Wikipedia

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar

Editörün Seçtiği Fırsatlar

Daha Fazla

Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az

2 Misafir - 2 Masaüstü

5 sn

79
Cevap

6
Favori

88.963
Tıklama

Daha Fazla
İstatistik

Konu İstatistikleri Yükleniyor

Konuya Özel

0 oy

Öne Çıkar

Cevapla

Sayfa:

önceki 1 2 3 4

Giriş

Mesaj

farazicosmos

Yüzbaşı

429 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

farazicosmos

kullanıcısına yanıt

rise of fall R kullanıcısına yanıt

farazicosmos

kullanıcısına yanıt

Bakalit yani “Osmanlı Sıkma Kehirbar” Belçika asıllı Bakalit tarafından 1907 yılında keşfedilmiş 1909 yılında Bakalite tarafından patentlenmiş, ve tam net bilememekle birlikte, anladığım kadarıyla 1912 yılına kadar İLK BİLEŞKESİ basılmış. Sonradan zamanla bu değişerek katalin ve başka bir benzeri olan Galalith’i ortaya çıkarmıştır.

Bakalite yapısından ve fenolün verdiği kokusundan dolayı “sentetik kehribar” demişlerdir. Bu yüzden bizim tesbihlerde kullandığımız “kehribar” aslında bakalit.

Damla kehribar ile farkları var bu bakalitin. Gerek kokusu gerek çekim yumuşaklığı gerek renk değişimi, gerek fiyatı. Bakalit yapay olabilir ancak günümüzde eski bileşkesi tutturulamadığından dolayı değeri artan bir üründür. Ve plastiklerin en kalitelisidir. Hatta bir yerde okumuştum çok beğendiğim bir benzetmeydi, Bakalit plastiklerin elmasıdır :).

Şimdi gelelim Kehribara, yani gerçek doğadan çıkan kehribara, haklısınız damla kehribar çok değerlidir ancak bu damla kehribarında çok çeşidi vardır. Çok ucuza bulabileceğiniz Baltık Kehribarı vardır Polonya ile isviçre arasındaki Baltık denizinde bir gün kendiniz giderseniz bile kolaylıka bulabileceğiniz olan bu tür en genç kehribarlardan biridir ve 20-22 milyon arası yaşı vardır.

Birde Dominik Kehribarı vardır, adındanda anlayacağınız üzere Dominik bölgelerinde bulunmaktadır. Bu türün içinde fosil bulma ihtimalinizde daha yüksektir aklınızda bulunsun :). Dominikte bulunduğu bölgeye göre yaşı 25 ila 40 milyon yıl arasında değişmektedir.

Ve benim hastası olduğum yakında İnşallah siparişini vereceğim “Mavi Kehribar” da bu bölgede bulunmaktadır. Bu kehribarın özelliği ise işendikten sonra güneş ışığı altında Masmavi iken ultraviyole ışık altında normal bir kehribar gibi olmasıdır.

Bunun dışında Meksika, Ukrayna, ve Amerikada bulunan kehribarlarda vardır ancak bunların detayını bilmiyorum daha doğrusu ezberimde değil. Ama bunlarda yukarıda yazdığım Kehribarlar ile çok benzerdir.

Küçük bir bilgi daha sizin gerçek kehribar olarak nitelendirdiğiniz bu kehribarın Yeşil,Mavi,Turuncu, sarı ve Kırmızı renkleri doğada bulunmaktadır.

Bir küçük bilgi daha, dış kaynaklar, Türkiyede bulunan Oltu taşınada Amber olarak sınıflandırmışlardır. Black Amber diye geçer ve bütün kaynaklar sadece Türkiyede bulunduğunu kabul eder :).

Not: Bilgi yaşta değil baştadır.

< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >

SHADOW

Emekli Yönetici

3628 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

hode41 H kullanıcısına yanıt

HellRazor

Yarbay

3450 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

hode41 H kullanıcısına yanıt

HellRazor H kullanıcısına yanıt

bbelli44 B kullanıcısına yanıt

sur_

Teğmen

219 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

sur_

Teğmen

219 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Sayfa:

önceki 1 2 3 4

Ip işlemleri

Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara

KAPAT X

%40
Kazan

%2,8
Kazan

%5
Kazan

%6,8
Kazan

%1,6
Kazan

%3,2
Kazan

%5,5
Kazan

%1,2
Kazan

%5
Kazan

%3,2
Kazan

%6,4
Kazan

%2
Kazan

Alışveriş Yaptıkça Para Kazan Harekete Geç »