Gelecekte ne olacak? Yaşamımızın ilerleyen dönemlerinde bizi hangi sürprizler bekliyor dersiniz? Sizler için yerli ve yabancı kaynaklardan derledik. Bazıları belki saçma gelebilir fakat yazılanlar size uçuk kaçık gelirse aklınıza şu örneği getirin;
"Eskiden, çok değil 100 sene önce insanlara “Elinizde bir kutu olacak, o kutu ile dünyanın öbür ucundaki bir tanıdığınızla konuşabileceksiniz” denildiği zaman karşısındaki insana muhtemelen tepeden bakar ve onu alaya alırlardı. Fakat bu gerçekleşti mi gerçekleşti. Yani burada yazılan şeyler de olması son derece olası şeyler."
1) Akıllı Evler – Beynimizin İnternet Ağına Bağlanması Bir ev hayal edin. Evde çok fazla duvar yok, hemen hemen tamamen camdan. Aslında cam dediklerimiz cam değil, dijital ekran. Evdeki tüm aletler de kablosuz İnternet (WİFİ) ile birbirine bağlı. Evdeki tüm sistemler akıllı ve sizi tanıyor.
Hatta bunun da biraz daha ileri seviyesi, beyinlerimizin kablosuz İnternet ağına dahil olması ve “zihin gücü“müzle evdeki teknolojik aletleri istediğimiz gibi kumanda edebilmemiz. Sizce bu mümkün mü?
Hatta bazı bilim adamları, mühendisler daha da ileriye gidebiliyorlar. Mesela şu da bir öngörü;
Gelecekte oturma odanızın dört duvarı dijital ekranlarla kaplı olacak. Bir yeriniz ağrıdığında duvar kağıdınızın önüne geçip “robot doktora” muayene olabileceksiniz.
2) Gelecekte Ne Olacak? Zihin Gücü İle Kontrol Olacak! Bu kısım özellikle hanımlara gelsin. Öyle bir dünya düşünün ki; alışverişe gittiğinizde 3 boyutlu olarak vücut ölçüleriniz taranıyor ve uygun ölçülerdeki kıyafetler otomatik olarak seçiliyor. Size de deneyip değerlendirmesi ve beğendiğinizi seçmesi kalıyor 🙂
Beyler bayanlar, gelecekte ne olacak başka? Zihin gücümüz ile bir çok şeyi kontrol edebileceğiz. Matrix filmindeki gibi! Televizyonda açık olan kanalı zihin gücü ile değiştirebileceğiz, İnternet’te telepatik olarak dolaşabileceğiz, düşünerek karşımızdaki ile mesajlaşacağız. Bunu ilk maddede örneklemiştik. Bir de şöyle bir durum var;
Gelecekte İnternet ağının yerini kollektif beyin ağına bırakması bekleniyor. Duygularımız, düşüncelerimiz, hatıralarımız yeni İnternet ağında yer alacak. Yani günümüzdeki dijital İnternet’in yerini zihin ağı alacak.
Gençlerin bunu özellikle beğenmesi bekleniyor. Zira ilk buluşmalarının, ilk öpüşmelerinin, ilk danslarının duygularını bu şekilde paylaşacaklar. (Gerçi böyle bakınca fena da değilmiş ehehe)
Stephan Hawking’i bilirsiniz. Öyle bir teknoloji düşünün ki; o felç olduğunda bile düşünce gücüyle istediğini yapabilecekti. Bir nevi sanal gerçeklik!
3) Jetgiller Gerçek Oluyor: Uçan Arabalar & Kazalar Tarih Olacak! Sanırsam çocukken Jetgiller çizgi filminde vardı 🙂 O zamanlar hayal geliyordu fakat daha şimdiden şoförsüz veya uçabilen arabaların tasarlanmasına başlandı.
Bu suretle trafik kazalarının ve gereksiz yakıt israfının ciddi oranda azaltılmasıyla maddi israfın azaltılması hedefleniyor. (Ne cümle oldu öyle)
4) Yabancı Dil Öğrenemeyenler Yaşadı! Bu madde de yabancı dil öğrenimde sorun yaşayanlara gelsin. Lenslerin ne olduğunu herhalde bilirsiniz. Gelecekte öyle bir teknoloji gelişecek ki; kontak lensler karşımızdaki kişinin dediklerini o an tercüme edebilecek. Demem o ki filmlerdeki istihbarat gözlükleri gibi, karşılaştığınız insanların kim olduğunu size gösteren ve sizin için anında çeviri yapabilme yeteneğine sahip gözlükleri kullanmaya hazır olun.
5) Gelecekte Ne Olacak? İnsan Yapımı Güneş Gelecekte ne olacak sorusunun bir diğer cevabı da budur. Temiz, çevre dostu ve yenilenebilir enerji kaynağı üretmek için bir diğer proje de bu. Zira petrol başta, bir çok enerji kaynağı süratle tükeniyor.
Bu sebeple bilim adamlarının en büyük hedeflerinden birisi de, kontrollü bir şekilde enerji üretebileceğimiz bir termonükleer reaktör, daha sade bir ifadeyle mini bir Güneş üretmek istiyorlar.
1985 yılında bu kapsamda bir araya gelen 35 ülke ITER isimli büyük bir proje başlattı. 50 milyar dolar bütçeli bu devasa proje sonucunda Güneş’ten daha sıcak çekirdeğe sahip ilk deneysel termonükleer reaktör 2035 yılında çalışmaya başlayacak. Deney başarılı olur, sistem iyileştirilirse enerji sorunumuz önümüzdeki milyonlarca yıl için çözülebilir.
6) Sanal Gerçekliğin Hayatın Merkezine Oturması Geçtiğimiz dönemde filmler için 3 boyutlu gözlükler, sanal gerçeklik gözlükleri hayatımızda yer edinmeye başladı. Ama atladığımız nokta bu teknolojinin daha yeni yeni gelişmeye başladığı ve asıl etkilerinin daha görülmemiş olması.
İlk iki maddede belirttiklerimiz de bununla doğrudan alakalı!
*Eğitimin sanal gerçeklik yoluyla robotlar tarafından verildiğini düşünün! *Öğrencilerin sanal gerçeklikle uzayda yolculuk yapabildiğini, tarihi olayları eski çağlar yaşıyormuş gibi tarihi ve bilimi yaşayarak öğrenebildiğini düşünün. *Veya eşlerin, sevgililerin, arkadaşların dünyanın farklı iki ucunda iken birlikte dizi, film izlediğini düşünün.
7) Kablosuz Elektrik Kablosuz Elektrik - Gelecekte Ne Olacak Büyüleyici Değil Mi? Kablosuz Elektrik – Gelecekte Ne Olacak Ünlü bilim adamı Teslanın vasiyeti de diyebiliriz. Malumunuz epeyce bir süre kablosuz elektrik üzerinde çalışmıştı. Günümüzde de elektrik hatlarıyla şehirler arası iletim yapılırken hatırı sayılır bir enerji kaybı söz konusu. Hele hele bizim gibi enerjiye bağımlı ülkeler için de bu tarz şeyler hayati öneme sahip. Kablosuz elektrik sayesinde, maliyetlerde hatırı sayılır bir azalma olacak.
Peki bu mümkün mü? Karışık, okunması dahi zor olan bilimsel tabirlere girmeden ifade etmek gerekirse, çok farklı yöntemlerle bunun gelecekte yaygınlaşmasına mümkün gözüyle bakılıyor.
Gelecekte Ne Olacak? Bunlar Mümkün Mü? Okuyunca size saçma gelebilir; hatta bazılarınız “Bunlar benim kafamda dahi canlanmadı, nasıl olacak bunlar, gelecekte ne olacak ya?” tarzı serzenişlerde bulunabilir ama ilk paragrafta verdiğim televizyon örneğini hatırlamanızı isterim.
fantazilerin var. ironik olan cümleler de var. örneğin insanların kurallara %100 uyması durumunda trafikte meydana getirebileceği kaza oranını full elektronik sisteme göre ben daha düşük görüyorum. tabi bu elektorniği kötülediğim anlamına gelmez. bir misal daha verebilirim mesela gsm, gps veya ne diyelim glonass ve varsa benzeri sistemlerde metre bazında meydana gelebilen mesafe sapmaları var. buna neden olarak bir çok sebep gösterilebilir. geçenlerde misal spacex geri dönen roketi denizdeki gemi yerine geminin çok yakınında suya indirdi. bu da teknolojide mevcut sistemlerin daha iyisinin keşfi için araştırmalara vesile oluyor. herşey mükemmel değil. yazdıklarında mümkün olan da var olmayan da var. son sözüm robotlara hayır. ayrıca sevgili var ise zaten herkes onu yanında ister. sanalllık bu konuda işlememesi lazım. o teknolojiyi sanırım kimse de istemez. hal bu noktaya gelirse zaten ne sevgi kalmış ne de aşk denebilir. dipnot olarak otonom metrolara bizdeki marmaray' ı örnek verebiliriz. paris, roma, singapur barcelanoa vs.. aralarından sıyrılıp taşıma kapasitesinde dünya birincisi oldu. kumanda sisteminde ne kadar tedbir alınmış olursa olsun olağanüstü haller durumunda ne yapılacağını yolculardan bilen var mı? ben şahsen ikisini bir arada tercih etmel diyorum. iyi bir elektronikçi de aynı şekilde düşünür kanaatindeyim. yine bir örnek marmaray' dan sanırım üsküdar sirkeci istikametinde kalkıştan sonra ani bir hız kesme yapılıyor. ilk defa binen biri bu esnadaki vimelenmeyi farkettiğinde ne oldu diyebilir. bir süre sonra metro tekrar hızlandırılıyor. kısaca teknloji beraberinde risk de meydana getiriyor. bu da çıplak bir gerçek. şu da var dağda veya çayırlıkda hayvan otlatrken yıldırım da çarpıyor ama naber diyebilirsiniz. ha unutmadan dört duvarda da ekran olursa odayı ısıtma problemi kalmaz.
quote:
Orijinalden alıntı: The souls migration
fantazilerin var. ironik olan cümleler de var. örneğin insanların kurallara %100 uyması durumunda trafikte meydana getirebileceği kaza oranını full elektronik sisteme göre ben daha düşük görüyorum. tabi bu elektorniği kötülediğim anlamına gelmez. bir misal daha verebilirim mesela gsm, gps veya ne diyelim glonass ve varsa benzeri sistemlerde metre bazında meydana gelebilen mesafe sapmaları var. buna neden olarak bir çok sebep gösterilebilir. geçenlerde misal spacex geri dönen roketi denizdeki gemi yerine geminin çok yakınında suya indirdi. bu da teknolojide mevcut sistemlerin daha iyisinin keşfi için araştırmalara vesile oluyor. herşey mükemmel değil. yazdıklarında mümkün olan da var olmayan da var. son sözüm robotlara hayır. ayrıca sevgili var ise zaten herkes onu yanında ister. sanalllık bu konuda işlememesi lazım. o teknolojiyi sanırım kimse de istemez. hal bu noktaya gelirse zaten ne sevgi kalmış ne de aşk denebilir. dipnot olarak otonom metrolara bizdeki marmaray' ı örnek verebiliriz. paris, roma, singapur barcelanoa vs.. aralarından sıyrılıp taşıma kapasitesinde dünya birincisi oldu. kumanda sisteminde ne kadar tedbir alınmış olursa olsun olağanüstü haller durumunda ne yapılacağını yolculardan bilen var mı? ben şahsen ikisini bir arada tercih etmel diyorum. iyi bir elektronikçi de aynı şekilde düşünür kanaatindeyim. yine bir örnek marmaray' dan sanırım üsküdar sirkeci istikametinde kalkıştan sonra ani bir hız kesme yapılıyor. ilk defa binen biri bu esnadaki vimelenmeyi farkettiğinde ne oldu diyebilir. bir süre sonra metro tekrar hızlandırılıyor. kısaca teknloji beraberinde risk de meydana getiriyor. bu da çıplak bir gerçek. şu da var dağda veya çayırlıkda hayvan otlatrken yıldırım da çarpıyor ama naber diyebilirsiniz. ha unutmadan dört duvarda da ekran olursa odayı ısıtma problemi kalmaz.
wow açıkçası helal olsun hocam üşenmeden yazmışsın son derece haklısın, açıkçası bende derledğiğim yerlerin yalancısıyım