Bugünkü nihat gençin yazısından bir bölüm.Tamamı linkte.
Mesela ‘biat etmeyenler’ bugünden öfke ve sinir nöbetleriyle açığa çıkmaya başladılar.
Birinci Manisalı Lawrence.
Manisalı Lawrence’in romantik duygulu bir isyancı olduğunu kabul edelim, otuz yıllık arkadaşları tarafından satışa getirilmenin acılarını yaşıyor, yine de Yalçın Küçük hocamızın yorumlarına muhtacız, Manisalı Lawrence’den bir ‘Torlak Kemal’ çıkar mı, Apo’ya abdest aldırtan sözleri siyasi manevraları mı köklü sapkın inançları mı, izaha muhtaç.
Manisalı Lawrence susmayacak, kellesi vurulana ya da sürgüne gönderilene ya da yakınlarına ağır müeyyideler ve korkuyla sindirilene kadar Manisalı Lawrence kabile şefliğine isyanını sürdürecek, heyecanlı bir film olacağı kesin.
Biat etmeyeceklerin ikincisi Celali Selo, ki, tez zamanda başı vurulup çubuğa geçirilip sarayın kapısına getirilecek.
Biat etmeyeceklerden üçüncüsü, Düzmece Abdullah.
Düzmece Abdullah ‘sinsi’ olduğu için uzun bir süre daha yaşayabilir¸ ancak, Düzmece Abdullah’ın taraftarları onu bir çıkış’a yani ‘yanlış’a sürükleyecekleri ortada.
Yani Düzmece Abdullah’tan da bir hayır geleceğine kimse inanmıyor, ancak gölgeler karanlıklar içinde hayaletsi varlığını koruyacak.
Dördüncüsü, ki en tehlikelisi Bizans kardinalı Fetodriç.
Uzun yıllardır Haçlılar’ın Bizans kartalı Fetodriç’in yine gizli dinleme maceralarına gömüleceğiz.
Fetodriç’in saraya bir suikast timi olarak bir koruma polisi sokup sokmadığı halen gizemini taşıyor.
Olmazsa, sarayın lağım kanallarından sokulacak bulaşıcı zehir taşıyan farelerin saraya ne zaman sokulacağı haberleri gündemini koruyacak.
Olmadı, havadan güvercin ayağına takılan kameralarla saray gözlenecek, olmadı, sarayın üstünden ishal olmuş ve dışkısı radyasyonlu kuşların uçurulduğu haberiyle sarsılacağız.
Osmanlı çöküşünü Abdülhamit’e borçludur, ki Abdülhamit Balkan Savaşları’nı sarayından yönetmiştir, ancak o günlerde ‘iletişim’ teknolojisi gelişmemişti, saraydan bir ulak’ın ya da telgrafın Balkan dağlarına gitmesi haftalar alıyordu, şimdi öyle değil. Abdülhamit’in emirlerini hızla taşıyan bugünkü teknoloji olsaydı Osmanlı çökmezdi.
Şimdi 2.Abdülhamid'in görev süresi 1909 yılında bitmiştir. Birinci Balkan savaşı ise 1912 yılında başlamıştır. Yani 2. Abdülhamit balkan savaşlarında görev başında değildir. Yazarın bahsettiği savaş ise aslında 93 harbidir.