Şimdi Ara

felsefeyle ilgilenen için blog

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
0
Favori
801
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • merhaba arkadaşlar,

    ben açtım arada düzyazı, şiir kendi fikirlerimi paylaşacağım. felsefeyle ilgilenen varsa hem yazdıklarım üzerinden hem de ortak ilgi duyduğumuz filozof ya da dönem için sohbet edebiliriz.

    link:
    https://protonphilosophia.blogspot.com/



  • Platon ve Görecelik yazinizi okuyorum ..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1-Platona septik demişsin ancak platonun fenomenlerin neliği konusunda bir sorunu yoktur.Fenomenlere güvenmeyişlerimizin sebebi ontolojik konum itibariyledir onun açısından olumsal varlıklar gölgedir hatta platona karşı madde ve form teorisini geliştiren aristotelesin buna binaen teoriyi geliştirdiğini düşünmekteyim

    2-Dolayımlı olmayan sezginin saltıklığından söz edemeyiz.Platonun varlık hiyerarşisinde matematik ve diyalektiğin yeri çok büyük yani platon fideist de değildir
  • Platon'a septik dememin sebebi yarattığı Sokrates karakterinin her zaman tanımları yikmasidir ve hiçbir zaman hiçbir şeyin tanımını verememesidir. Bu bağlamda herhangi bir bilginin tesisi bu dünyada mümkün değildir, bu anlamda hakikat bu dünyada aranmamalidir. Sofistler ya da hakikatin bu dünyada olduğunu düşünenler tanım yapmaktan çekinmezler. Platon/Sokrates ise episteme için her zaman bir eksik kalacağını söyler. Bu anlamda Platon'a septik dedim ben. Phaedrus ve Phaidon diyalogunda bu daha açık görülebilir.



    Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Aciklayamadiysam biraz daha açmaya çalışırım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    1-Platona septik demişsin ancak platonun fenomenlerin neliği konusunda bir sorunu yoktur.Fenomenlere güvenmeyişlerimizin sebebi ontolojik konum itibariyledir onun açısından olumsal varlıklar gölgedir hatta platona karşı madde ve form teorisini geliştiren aristotelesin buna binaen teoriyi geliştirdiğini düşünmekteyim

    2-Dolayımlı olmayan sezginin saltıklığından söz edemeyiz.Platonun varlık hiyerarşisinde matematik ve diyalektiğin yeri çok büyük yani platon fideist de değildir
    Bilgi ve inancı çok keskin ayırmışım çünkü düşününce üçüncü bir olasılığın olması pek mümkün değil gibi geliyor. Tıpkı Kant'da hükümsüz bilinç olamayacağı gibi. Ancak bunun aksini düşünenler örneğin Descartes gibi filozoflar var tabi. Kısacası kendi penceremden Platon'a bir konuma oturttum ve eleştirin de sonuna kadar haklı olabilirsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: felsefesever

    Platon'a septik dememin sebebi yarattığı Sokrates karakterinin her zaman tanımları yikmasidir ve hiçbir zaman hiçbir şeyin tanımını verememesidir. Bu bağlamda herhangi bir bilginin tesisi bu dünyada mümkün değildir, bu anlamda hakikat bu dünyada aranmamalidir. Sofistler ya da hakikatin bu dünyada olduğunu düşünenler tanım yapmaktan çekinmezler. Platon/Sokrates ise episteme için her zaman bir eksik kalacağını söyler. Bu anlamda Platon'a septik dedim ben. Phaedrus ve Phaidon diyalogunda bu daha açık görülebilir.



    Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Aciklayamadiysam biraz daha açmaya çalışırım
    Ne demek

    1-Sokratesin tamamıyla kurgulanmış demek ne kadar isabetlidir bilmiyorum çünkü sokratesin zamanla yol haritasını değiştirdiğine tanık oluyoruz ve kimileri bu anlamda diyorlar ki platon sokrates etkisindeydi sonra ustalık seviyesine ulaştığında yontma işlemine başlamıştır ayrıca platonunda fikirlerini yaşadığı süreç boyunca değiştirmiş olduğunu biliyoruz

    2-Kendi septik tanımın vardır olabilir yanlış konuştun sen de denilemez.Ancak platonun septikliği ontolojiye kadardır.Yani tümelci olan ve bu anlamda nedensel bilgiyi reddetmemiş platondan sonraki dönemlerde bir takım adamlar örneğin hume nedensel bilgiden şüphe etmemiz gerektiğini söyler sonra bergson töz metafiziğini eleştirir vesaire filozoflarların genel olarak kurulum sürecinde negatif felsefelerini deklare ederken yıkıcı ve kimi olgulara karşı septik olabiliyor

    3-Episteme olarak fenomenlerin neliğine dair daima noksan kalma durumunu belirten yargı gene dünyadaki olgulara dayandığından numenal dünyanın ulaşılamazlığı tartışmaya açılmaktadır zaten kanttan hegele de geçiş bu şekilde olmuştur




  • quote:

    Orijinalden alıntı: felsefesever

    Bilgi ve inancı çok keskin ayırmışım çünkü düşününce üçüncü bir olasılığın olması pek mümkün değil gibi geliyor. Tıpkı Kant'da hükümsüz bilinç olamayacağı gibi. Ancak bunun aksini düşünenler örneğin Descartes gibi filozoflar var tabi. Kısacası kendi penceremden Platon'a bir konuma oturttum ve eleştirin de sonuna kadar haklı olabilirsin.

    Alıntıları Göster
    Doğru söylüyorsun aslında platonun inanç tanımı bizimkinden farklıymış.Modern dönemde epistemeolojik kabullerinin değiştiğini hesaba katmamışım




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    Ne demek

    1-Sokratesin tamamıyla kurgulanmış demek ne kadar isabetlidir bilmiyorum çünkü sokratesin zamanla yol haritasını değiştirdiğine tanık oluyoruz ve kimileri bu anlamda diyorlar ki platon sokrates etkisindeydi sonra ustalık seviyesine ulaştığında yontma işlemine başlamıştır ayrıca platonunda fikirlerini yaşadığı süreç boyunca değiştirmiş olduğunu biliyoruz

    2-Kendi septik tanımın vardır olabilir yanlış konuştun sen de denilemez.Ancak platonun septikliği ontolojiye kadardır.Yani tümelci olan ve bu anlamda nedensel bilgiyi reddetmemiş platondan sonraki dönemlerde bir takım adamlar örneğin hume nedensel bilgiden şüphe etmemiz gerektiğini söyler sonra bergson töz metafiziğini eleştirir vesaire filozoflarların genel olarak kurulum sürecinde negatif felsefelerini deklare ederken yıkıcı ve kimi olgulara karşı septik olabiliyor

    3-Episteme olarak fenomenlerin neliğine dair daima noksan kalma durumunu belirten yargı gene dünyadaki olgulara dayandığından numenal dünyanın ulaşılamazlığı tartışmaya açılmaktadır zaten kanttan hegele de geçiş bu şekilde olmuştur

    Alıntıları Göster
    Öncelikle felsefeyle bu kadar ilgili birini bulabilmek hakikaten keyif verici hocam. O yüzden yazdıkça yazasım gelebilir, şimdiden kusura bakma.

    1- Bana göre bizim tanıdığımız bildiğimiz Sokrates, Platon'dan ibaret. Yani ben Sokrates dediğimde, Platon'un Sokrates'ini kullanıyorum. Platon sürekli değişim halinde bir filozof. Birbirinden inanılmaz alakasız ya da bariz şekilde 'çelişen' diyalogları var. Ama asıl bu çelişkiler ve arap saçı durumları onu eşsiz kılıyor. Parmenides diyalogunda kendi teorisini içinden çıkılmaz bir hale sokmaktan çekinmiyor. O yüzden zaman zaman diyalogları ayrı ayrı konuşmalı, bazen de bütünüyle ele almalı.

    2- Kendinden önceki dönemi eleştirebilmek için bir anlığına septik karaktere bürünmek zorundasın. Descartes'de geçici septiklik rolünü oynuyor ancak sonunda bir hakikat metafiziği inşa ediyor. Bunun üstüne de doğayı kuruyor.

    Hocam, ben Platon'un nedensellik çamuruna battığından emin değilim. Aristoteles nedenselliğin babası olsa da Platon'da ben böyle bir şey gözlemlemedim. Bir referans verebilirsen bu konuda çok sevinirim.

    Septik derken şunu kastediyorum: epistemolojik anlamda herhangi bir bilginin tesis edilemez olduğu ya da herhangi bir tanımlamanın mümkün olmadığı durum. Bence bu Platon'da dibine kadar var. Platon'un hakikati basbaya ontik idealar ve (Phaidros diyalogunda) ruh bedene girmeden ya da yeryüzüne düşmeden önce Tanrı katına çıkıp idealara erişmeye çalışıyor ama bunu başaramıyor. Ancak bilmem kaç döngü sonrasında bu kata çıkmaya hak kazanıyor.

    İşin enteresan yanı: hakikatın yalnız temaşa ediliyor oluşu. Yani ortada bir akıl, logos ya da gerekçelendirme yok. Episteme tamamen sahanın dışına atılmış durumda. Olay sadece izlemek, bir anlamda aisthesis. Bu açıdan, zaten bu dünyada gerçek bir bilginin tesisi asla mümkün olamaz ve bu Platon'u hakiki septik yapıyor bana göre.

    3- Bunu pek anlayamadım hocam, biraz açabilirsen sevinirim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: felsefesever

    Öncelikle felsefeyle bu kadar ilgili birini bulabilmek hakikaten keyif verici hocam. O yüzden yazdıkça yazasım gelebilir, şimdiden kusura bakma.

    1- Bana göre bizim tanıdığımız bildiğimiz Sokrates, Platon'dan ibaret. Yani ben Sokrates dediğimde, Platon'un Sokrates'ini kullanıyorum. Platon sürekli değişim halinde bir filozof. Birbirinden inanılmaz alakasız ya da bariz şekilde 'çelişen' diyalogları var. Ama asıl bu çelişkiler ve arap saçı durumları onu eşsiz kılıyor. Parmenides diyalogunda kendi teorisini içinden çıkılmaz bir hale sokmaktan çekinmiyor. O yüzden zaman zaman diyalogları ayrı ayrı konuşmalı, bazen de bütünüyle ele almalı.

    2- Kendinden önceki dönemi eleştirebilmek için bir anlığına septik karaktere bürünmek zorundasın. Descartes'de geçici septiklik rolünü oynuyor ancak sonunda bir hakikat metafiziği inşa ediyor. Bunun üstüne de doğayı kuruyor.

    Hocam, ben Platon'un nedensellik çamuruna battığından emin değilim. Aristoteles nedenselliğin babası olsa da Platon'da ben böyle bir şey gözlemlemedim. Bir referans verebilirsen bu konuda çok sevinirim.

    Septik derken şunu kastediyorum: epistemolojik anlamda herhangi bir bilginin tesis edilemez olduğu ya da herhangi bir tanımlamanın mümkün olmadığı durum. Bence bu Platon'da dibine kadar var. Platon'un hakikati basbaya ontik idealar ve (Phaidros diyalogunda) ruh bedene girmeden ya da yeryüzüne düşmeden önce Tanrı katına çıkıp idealara erişmeye çalışıyor ama bunu başaramıyor. Ancak bilmem kaç döngü sonrasında bu kata çıkmaya hak kazanıyor.

    İşin enteresan yanı: hakikatın yalnız temaşa ediliyor oluşu. Yani ortada bir akıl, logos ya da gerekçelendirme yok. Episteme tamamen sahanın dışına atılmış durumda. Olay sadece izlemek, bir anlamda aisthesis. Bu açıdan, zaten bu dünyada gerçek bir bilginin tesisi asla mümkün olamaz ve bu Platon'u hakiki septik yapıyor bana göre.

    3- Bunu pek anlayamadım hocam, biraz açabilirsen sevinirim.

    Alıntıları Göster
    1-Ampirik açıdan nedensellik var yani tümel bilginin doğuşu kendilik özelliği taşıyan tikellerin zihince nizamlı hale getirilmesidir nitekim fenomenlere önem veren aristoteleste diyalektiğe çok önem vermemiş yalnızca bir çeşit soyutlama olduğunu söylemektedir yoksa gene aristoteleste olduğu şekliyle başlı başına töz olarak kabul edilmemiş arka planda kalmıştır

    2-Tesniye geleneği yani neoplatonculuğun temeli açıklanamayan aşkın varlıktan metafizik türetme çabasıdır.İyi ideasının entelektüel olarak açıklanamaması başka bir şey her türden göstergebilimi reddedip yöntem olarak dolayımlı olmayan sezgiyi benimsemek başka bir şey yani basamaklardan çıkarken az doğrudan çok doğruya gitmek hasebiyle soluk imgelemelerden çıkıp ideaların karakterini yansıtan matematikten yararlanabilirsin.Demek ki mutlakın soluk yansıması bizlere rehber olabilir.Ancak platon öte dünyacı olduğundan mevcut alemde bilgiye ulaşılmamasını anlayabilirim genede platonda esas olan idealar dünyası olduğundan bu ayrımı yapmak ne kadar uygundur bilmiyorum

    3-Tarihteki bilgi problemlerinin ulaştığı sonuç doğrultusunda metafiziğin numene imkan tanımasının olanaklılığı sonraki dönemlerde rasyonalistler misali devasa yapılardan ziyade daha mütevazi metafizik anlayışı benimsenmiştir




  • Çok ilginç geometri bilmezseniz buranın kapısından geçemezsiniz diyen platon söylediğin metinde matematiği falan kötülemiş acaba bu kitap sadece yüksek bilge kesime yazıldığı için mi böyle diyor ? Sıradan insanlar için yararlı olabilecek matematik havas söz konusu olduğunda zararlı hale gelebiliyor demek ki bilgim şimdiye kadar platonun rasyonal tarafa yakın olabileceği yöndeydi ancak şölende edindiğim bilgiyle şu anda edindiğim veri beraber alındığında şüphelenmem için yeterince sebep teşkil ediyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aschil

    Bu mesaj silindi.
    2-3 sene önce yazdığım yazıları paylaşmak için bir blog açtım alt tarafı. tıklama gereği duymaman isabet olmuş.
  • Descartes ve Leibniz hakkında yazıları ekledim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Descartes felsefenin ilkeleri ikinci bölümü ekledim okumak isteyenlere.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Benden tam destek
  • ''Leibnize göre isteme için öncelikle anlama yetisi gerekir''

    Burada ki isteme yargıda bulunma manasında zannedersem aksi takdirde çok da sağduyuya hitap etmeyen laflar etmiş demektir

    Hem yargıda bulunma modal mantıkla oldukça ilişkili bir kavram olduğu için bağlama da uygun olurdu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 15 Eylül 2018; 14:22:18 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion

    ''Leibnize göre isteme için öncelikle anlama yetisi gerekir''

    Burada ki isteme yargıda bulunma manasında zannedersem aksi takdirde çok da sağduyuya hitap etmeyen laflar etmiş demektir

    Hem yargıda bulunma modal mantıkla oldukça ilişkili bir kavram olduğu için bağlama da uygun olurdu
    kesinlikle yargıda bulunma.
  • kant'ın ikinci eleştirisini diyalektik bölümüne kadar olan kısmı yükledim ilgilenenlere.
  • kant'ın ikinci eleştirisinin diyalektik ve sonsöz kısmı da yüklendi.
  • son olarak kant'ta ahlak metafiziğinin temellendirilmesi'ni genel olarak inceleyip kısa bir eleştiri yazısı yazdım.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.