Şimdi Ara

Felsefe ve Psikoloji Eşliğinde İnsan...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
0
Favori
610
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Son zamanlarda insanların felsefe değil de psikoloji yaptığını düşünmeye başladım. Yani aslında felsefeyi biz yönetmiyoruz, psikolojilerimiz yönetiyor gibime geliyor. İnsanın yaptığı her davranışın psikolojik bir açıklaması var. Yani biz aklımızı kullanarak belirli kanılara varıyor, bunlara göre hareket ediyor gibi görünüyoruz. Ama bence gerçek böyle değil. Gerçek aklın psikoloji bağımlısı olduğu...

    Basit bir örnek vereyim: Obsesif insanlarda genellikle düzen takıntısı vardır. Ve bu insanlar buna felsefe derler, kendi hayat felsefelerini oluşturmuş gibi görünürler. Oysa felsefe olarak görülen bu davranışlar bütünü birkaç obsesyonun ürünü olmaktan öteye gidememiştir.

    Yine bir örnek: Nikola Tesla...
    Orta seviyenin üzerinde obsesyonlara sahip bir insan olduğu söyleniyor. Başladığı bir şeyi bitirmek ve düzen takıntıları yüzünden, başladığı uzun bir eseri, istemediği halde okuyup bitirmek zorunda kalmış. Edison'un laboratuarındayken, herkesin klasik giyimlerine karşın, Tesla'nın olabildiğince düzgün ve takım elbise ile çalıştığı söyleniyor. Bu bir obsesyondur... Oysa Tesla'ya sorduğunuzda onun felsefesi olduğunu söyleyecektir.

    Sanat üzerinde bir örnek: Sanat sanat içindir veya sanat toplum içindir anlayışları sanat tarihi boyunca sürekli tartışılmıştır. Dönem dönem, belirli kabuller oluşturulmuş bu iki oluşum birbiri üzerine karşıt mutualist bir grafik çizmiştir. Oysa karşıt görüşteki bu insanlara baktığımızda, sanat sanat içindir diyenler genellikle sonuca değil sürece bakan insanlardır. Sanat toplum içindir diyenler ise yalnızca sonuca bakarlar. Dengeyi oluşturanlar bu iki aradadır.

    Sanırım uç noktadaki pozitivistler de bu yüzden uç noktadalar... Ve ben de gittikçe bu uç noktaya kayıyorum.

    Sizler ne düşünüyorsunuz?







  • Ben daha çok avatarındaki kim diye düşünüyorum

  • Ünlü bilim adamlarının, yetenekli mühendislerin, ünlü düşünürlerin birçoğunda obsesif kişilik özellikleri görüldüğünü de bilinen bir olgu olarak aktarayım. Bu konuda sanırım en anlaşılırlığı örnek vererek sağlayabilirim.

    Balzac: Küçüklüğünde annesinden gördüğü ilgisizlik ünlü yazar hakkında derin izler bırakmıştır. Vadideki Zambak adlı eserinde de bir bakıma kendini anlatmış gibidir. Yarattığı Felix karakteri aslında Balzac'tır... Ve bu karaktere bakarsak, yoğun biçimde sosyal anksiyete bozukluğu ile birlikte obsesif özellikler görüyoruz. Balzac da dolayısıyla felsefe ile ilgili bir insandı. Birçok kitabında siyeset felsefesi ile ilgili bilgiler vermişti. Baskıcı, mutlak düzene kimi zaman karşı çıkmış, kimi zaman (işine geldiğinden) desteklemişti. Ancak gerçek düşünceleri bazen yazdıklarından çok uzak, tamamlayıcı ve düzenleyici nitelikteli düşüncelerdi. Yani bütün bunlar Balzac'ın psikolojisi ile ilgiliydi.

    --
    El-Cezeri, Mikael Akerfeldt kendisi... Opeth'in gitaristi, ana vokalisti ve bestekarı. Sert öğelere karşın, duygusal, lirik bir anlatıma sahip şarkılar yapmakta uzman. Gerektiğinde ruh okşayan clean vocal, gerektiğinde ise nefret kusan brutal vocal yapabiliyor. Dinlemenizi öneririm. Neyse, konudan sapmayalım.




  • İnsanlarla konuşurken derinlere inildikçe birtakım obsesyonlarının olduğunu görürüz. Mesela bazılarımızın yerdeki çizgilere basmadan yürümek, ellerini sürekli yıkamak, aşırı titizlik göstermek, beynimizden atamadığımız düşünceleri mutlaka vardır. Bu ve buna benzer daha birçok durum kişiler için obsesyonlar oluşturabilir. Bize oldukça anlamsız ve gerekiz gelen bazı davranışlar bu obsesyonları gösteren bireyler için adeta yaşamın bir parçası haline gelmiştir ve kendileri ile bütünleşmiştir. Bazen bir konuda düşünürken veya bir eylemde bulunurken bile obsesyonlarımız o denli kendini gösterir ki sağlıklı kararlar veremeyiz.

    Bu konuda ben de bir örnek vermek istiyorum;

    Dersimize giren bir bayan öğretmenimiz vardı. Ciddi obsesyonlarının olduğunu söylerdi. Obsesyonu ise çamaşırlarını ütüleme idi. Evet, çamaşırları ütüleme obsesyonu. Ne kadar garip değil mi? Bir insanın çamaşırlarını ütülemeyi bir takıntı yapması bize çok anlamsız geliyor. Elbiselerimiz ütülü olsa ne olur olmasa ne olur? Ütülü olmasa da bazen giyeriz.

    Ama o ütülenmiş elbiselerin ne anlama geldiği konusunda şöyle düşünüyordu; Ona göre ütülenmiş bir elbise aynı zamanda düşüncelerin de derlenmesi, toplanması ve belirli bir kalıp çerçevesine sokulmasıydı. Yani elbisesi ütülü olduğu kendini çok daha iyi hissediyor ve düşüncelerini aktarırken daha derli toplu veriyordu. Elbiselerim ütüsüz olduğunda konuşamıyorum. Hatta öğlen aralarında onları ütülüyorum diyordu.

    Bize çok anlamsız gelen elbiseleri ütüleme, birbaşkası için bu şekilde yorumlanıyor. Evet, bu bir psikolojik rahatsızlıktır. Ama öyle bir şekilde yaşamı ile bütünleştirmiş ve kendi ile içselleştirmiş ki adeta bir felsefe haline getirmiş.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Relusion -- 24 Mart 2008; 22:44:26 >




  • Evet, bu bahsettiklerin zaten OKB (Obsesif Kompülsif Bozkluk) olarak geçiyor. Ancak bunun bir de bozukluk olmayıp da, kişilik özelliği olanı var. OKKÖ...

    Bozukluk rahatsızlığı olan kişiler belirli bir öğeye odaklanır. Örneğin el temizliği... Bu insanlar ellerini olabildiğince temiz tutmaya çalışır. Ancak bir süre sonra bu öyle bir hal alır ki, elleri temiz olmasına karşın saçında bitler uçuşan OKB sahibi insanlar görebiliriz.

    Kişilik özelliği ise geneldir, okb kadar rahatsız edici değildir. Yine de ben yararlı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Felsefik öğeler sence ne kadar bağdaştırılabilir psikoloji ile? Örneğin rasyonalist insanlar ile gözlemci insanları ele alalım. Bazı insanlar gerçekten bu iki sınıf arasında uç noktalardadır. Genelde filozoflar akılcılık ile gözlemcilik arasında bir yer seçer ancak en uç noktada olmazlar.




  • Bir insanın felsefe yapabilmesi için psikolojisini ele geçirmesi lazım , kendi psikolojisini kontrol etmek yerine onun kontrolüne girmiş bir insan felsefi düşünemez.
  • Okbden mustarip biri olarak; Okbnin kaybettirdiği en önemli şey zaman oluyor. Ama kazandırdıklarıda çok fazla. Genelde fazla mükemmelci insanlarda görülen bu rahatsızlık, insanları daha da mükemmelliyetçi yapıyor. Kimi durumlarda nefret, kimi durumlarda sevgi duyuyorum rahatsızlığıma
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Szopen

    Okbden mustarip biri olarak; Okbnin kaybettirdiği en önemli şey zaman oluyor. Ama kazandırdıklarıda çok fazla. Genelde fazla mükemmelci insanlarda görülen bu rahatsızlık, insanları daha da mükemmelliyetçi yapıyor. Kimi durumlarda nefret, kimi durumlarda sevgi duyuyorum rahatsızlığıma


    Ben okb sahibi bir insan değilim, ancak obsesif kompülsif kişilik özelliğim var. Sizi anlayabiliyorum biraz.
    Eskiden yararları olduğunu düşünürdüm. Ancak artık düşünmüyorum. Bu özellik yüzünden, günde 14 saat uyuyan bir insan haline gelmiştim. Ve inanması güç, tedavilerimden sonra birden eski hayatıma döndüm. Genelde 10-12 saat temel uykum olurdu. Ve gün içinde öğleden sonra da birkaç saat uyurdum. Bu dönüm noktasında gündüz uyuma alışkanlığım anında kesildi. Yedi saatlik bir uyku çok rahat yetiyor. Sabah erken kalktığımda rahatsızlık, uyuşukluk hissetmiyorum. Enerjim gayet yerinde...

    Zaten bu konuyu açma nedenim olan düşüncelerim de bu dönüm noktasından sonra bazı şeylerin farkın varmamla oluştu. Okkö zamanlarında uyguladığım her şeyin, kendi felsefem olduğunu iddia ederdim. Ve bunlar için yazdığım birçok notlarım, hatta neredeyse kitaplarım var. Ve hepsi boşa gitti...




  • Uzun zamandır forumun bu bölümünde açılan başlıkların tad vermediğini düşünüyordum. Fakat bu kez yazılan her satırı okurken kurulmuş her bir cümlenin doygun olduğunu görmek bana haz verdi. Konu güzel, başlık konuya uygun. Daha önce tartışılmamış olduğunu düşündüğüm bir konu. Yani farklı, aklıma hemen şu sözü çağrıştırdı;

    Düşünürsünüz düşünürsünüz, boşa gider. Düşünmediğinizi düşündüğünüz zaman, Fikir parlayıverir... (Ginny Lenz)

    Püf noktası bu işte; düşünmediğinizi düşündüğünüz zaman, fikir o zaman parlar...

    Bu konu ve konu içerisindeki sorular da böyle bence. Örnekler de çok can alıcı seçilmiş. Buraya kadar bahsi geçenler için öncelikle teşekkürler...

    Felsefe olayına ben baştan karşıyım. Felsefenin denilen kavram kişinin hayata kendi değerleri üzerinden bakışıdır. Yazıda da bahsedildiği gibi bu değerler çevre, ortam, alışkanlıklar ve bunlardan kazanılmış psişik değerler üzerine kuruludur. Bunların üstüne bilgi eksikliğini koyabiliriz. Elde edemediği bilginin varlığının inkâr edip gözle görmeden inanmama durumları gibi. Oysa yaşam algılardan ibarettir ve gözün de algılayamadığı şeyler yok saymak saçmalıktır. Bence kişinin yaşadığı hayattan çıkan sonuca göre bir yaşam tarzı oluşturması, kendince felsefesini bulması psişik etki-tepki'nin sonucudur...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: khanturks1

    Bir insanın felsefe yapabilmesi için psikolojisini ele geçirmesi lazım , kendi psikolojisini kontrol etmek yerine onun kontrolüne girmiş bir insan felsefi düşünemez.



    Bu mümkün mü sizce?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: M


    quote:

    Orjinalden alıntı: khanturks1

    Bir insanın felsefe yapabilmesi için psikolojisini ele geçirmesi lazım , kendi psikolojisini kontrol etmek yerine onun kontrolüne girmiş bir insan felsefi düşünemez.



    Bu mümkün mü sizce?


    Pek mümkün değil gibi görünüyor,sonuçta zayıf varlıklarız insan olarak.

    Zamanımızda insanlar çok fazla iletişim içindeler, birbirleri ile devamlı bir kontak hali söz konusu bence insanın psikolojisini ele geçirmesi için yalnız kalması yada diğer insanlar ile olan iletişimini en aza indirmesi lazım.

    Örn : Diyojen'in " gölge etme başka ihsan istemem " lafını hepimiz biliyoruz.Kendisi zamanında ve zamanımızda usta bir felsefeci olarak tanımlanır ben ise ne zaman bu lafı duysam yada okusam sinirlenmiş bir insan psikolojisinin felsefi beyni ile kavgasını hissederim.




  • Ben de böyle düşünüyorum. Bana insanın kendi psikolojisini kendisine köle etmesi imkansız görünüyor. Fiziksel bir dayatma söz konusu çünkü.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.