Şimdi Ara

FATİH GEMİLERİ KARADAN YÜRÜTMEMİŞ. (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
332
Cevap
7
Favori
46.681
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • o bayanın



















    kaşları kara saçları sarı
  • tarihi geri alsak...
    ilginç bir durum.. düşündürücü...bunu öğrenmenin bir yolu varr....saadettin teksoya haber verelimm....zart diye gelsinn..zort die çözsünn..
  • evet karadan yürütülmemiş tünel kazılıp yerin altından geçirilmiş.
  • 1) Gemilerin karadan yürütülmediğini artık neredeyse herkes kabul ediyormuş ve bu bir masalmış.

    2) Kaynaklarda gemilerin iki gecede yürütüldüğünden söz ediliyormuş.

    3) Gemilerin geçirileceği alan yokuş, tümsek ve çukurlarla dolu ve sık bir ormanlık alanmış. Dolayısıyla sadece ağaçların kesilmesi bir ay alırmış.

    4) Eğer gemiler Kasımpaşa’dan indirilmiş olsaymış, Bizanslılar daha yoldayken gemilerin gelişini görürmüş.

    5) Bu gemiler Haliç’in ormanlık bölgesinde kalan Okmeydanı’nda yapılmış ve yapımına 7-8 ay öncesinden başlanmıştır. Bu iddiaya dayanak olarak da iki ‘kaynak’ zikrediliyor: Evliya Çelebi ile Müneccimbaşı.

    Sırasıyla cevaplandıralım:

    1) Acaba sözü edilen ‘herkes’ nasıl bir şeydir? Bilim adamları mıdır bunlar, yoksa iddia sahipleri gibi düşünen birtakım tarih meraklıları veya ‘kaynaklar’ mı? Belli değil. Mesela Fatih devri üzerine uzmanlığı tartışılmayan Halil İnalcık hoca mı? Aksine, hoca tam tersini savunuyor. Hammer mi? Hayır. Babinger mi? Ne münasebet! İlber Ortaylı mı? İddialara gülüp geçiyor. Kim öyleyse bu ‘herkes’? Kendi kitaplarını okuyup ikna olan ‘fanları’ mı?

    Masal, öyle mi? Kuşatmayı yaşamış şahitlerin anlattıkları da mı kâr etmiyor? Nicolo Barbaro Bizans’ın içinden anlatıyor yetmiyor, Tursun Beğ dışından anlatıyor olmuyor, ilk tarihçilerimizden Neşrî anlatıyor, kâfi görülmüyor, Âşıkpaşazade yetmiş pare gemi ‘kurudan’, yani karadan yelken açtı diyor, kaale alınmıyor, Venedikli Zorzi Dolfin de atıyor anlaşılan. Yani bütün bu fethi ya yaşamış ya da en yakınlarından dinlemiş olanlar birleşmiş ve bir masal uydurmuşlar bize. Ne mecburiyetleri vardı peki? Birbiriyle ilgisiz şahitlerin aynı olay üzerinde ittifak etmiş olmaları gemilerin karadan yürütüldüğüne en büyük kanıttır ve o ‘herkes’ her kimlerse hiçbir kıymet ifade etmez.

    2) Gemilerin bir veya iki gecede yürütüldüğünü iddia edenler Bizanslılardır, Osmanlılar değil. Bunu iyice anlamak lazım. Bizim kaynaklarda gün verilmez. Peki Bizanslılar neden bir gecede diyor? Onlar ilk gemileri ancak sabahleyin görebildi de ondan. Oysa bu konuda bir kitap da yazmış bulunan Feridun Emecen’in de belirttiği gibi (İstanbul’un Fethi Olayı ve Meseleleri), hazırlıklar en az iki hafta öncesinden başlamış olmalıdır. Belki de daha önceden, yani Rumeli Hisarı’nın yapımıyla eşzamanlı olarak. Dolayısıyla bir gecede bu kadar gemi geçebilemez, gemi başına 11 dk düşüyor vs. demek Bizanslıların hayretiyle Osmanlıları yargılamak olur ki, adaletli olmaz.

    3) Bu alanın temizlenmesi bir iki günde yapılmadığına göre neden olmasın? Sonra ağaç kesilmesi neden bir ay sürsün ki? Orası hiçbir zaman bir orman arazisi değildi. Belki yer yer ağaçlar vardı Tophane sırtlarında, nitekim Fındıklı isminin buradaki fındık ağaçlarından geldiği söylenir. Yani öyle dev ve sık ağaçlıklar mevcut değildi. Şunu da belirtmek yerinde olur ki, o zamanlar Tophane semtinde bulunan Karabaş deresi yatağının kullanılmış olması da ihtimal dahilindedir. Bir iki kaynak bu noktaya değinmektedir. Bu durumda dere yatağı genişletilip düzeltilerek gemilerin geçmesine uygun bir hale getirilmiş olabilir.

    4) Görseler ne yapabileceklerdi Bizanslılar? Hiç düşündünüz mü? Osmanlı ordugâhı Okmeydanı’ndan Kasımpaşa sahillerine kadar uzanıyordu. Yani Bizans ve Venedik gemileri buralara çıkamıyordu ki! Neden? Osmanlı topçuları onları keklik gibi avlarlardı da ondan. Bu yüzden bugünkü Galata Köprüsü ile Eyüp Köprüsü arasına sıkışıp kalmıştı Bizans donanması. Görseler de ellerinden bir şey gelmezdi yani. Nitekim gelmedi de. Fatih zincirin önüne bir filo göndererek Bizans gemilerini meşgul etti bir süre. Bu arada Galata’nın üzerinde bir tepeye yerleştirdiği havan toplarına aşırtma atışlar yaptırarak bu gemilerin Haliç’e indirilmiş Osmanlı gemilerine hücumunu engelledi. Böylece Bizans donanması Haliç’in ağzında çakılı vaziyette kaldı kuşatma boyunca. Ve seyretti muhteşem operasyonu. Bir tek işe yaradı bu gemiler: İstanbul düşünce mağluplarını Avrupa’ya kaçırmaya.

    5) Gemilerin Okmeydanı ormanlarında yapılıp Haliç’e indirildiği iddiasına denizciler ne der bilmem. Ama bildiğim kadarıyla, suya indirilip sınanmadan bir gemi yola çıkamaz, çıksa da az sonra batabilir. Böyle saçmalık olmaz. Bu gemiler daha önce muhakkak denenmiş olmalıydı. Karada gemi yap, denize indirir indirmez yüzsün, üstelik savaşsın. Olacak şey mi bu? Bu yaş tahtaya basmayacak kadar akıllı ve tecrübeliydi Osmanlı denizcileri.

    Yalnız dikkat edin, fethe şahit olmuş hiç kimseyi kaynak gösteremiyorlar. Onları, başka bakımlardan ciddiye dahi almadıkları Evliya Çelebi’ye dört elle sarılmış görmek gülümsetiyor beni yalnızca. Evliya Çelebi fetihten yaklaşık 230 yıl sonra öldü, Müneccimbaşı ise yaklaşık 250 yıl sonra. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin: Gemilerin karadan yürütüldüğünü söyleyen onlarca şahit varken bu ne kadar abes bir zorlamadır? Şahitlere inanmayacaksınız ve sırf Fatih böyle muhteşem bir operasyonu başaramazdı demek için olaydan 200 küsur yıl sonra yaşamış insanların söylediklerine mal bulmuş mağribi gibi saldıracaksınız. Ve bunu ‘aykırı tarihçilik’ olarak ciddiye almamızı isteyeceksiniz. Kaldı ki, bu iddia Sadrazam Mahmud Paşa’nın menkıbelerinin anlatıldığı meşhur bir halk kitabına dayanır. Yani dayandıkları kaynak, en başından hurafe diye bir kenara ittikleri evliya menakıbnamesidir. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak diye buna derler herhalde.

    Daha 72 parça geminin asıl görevinin Haliç üzerine köprü kurmak olduğunu yazacaktım. Bu gemilerin sayısının ve boyutlarının bile Haliç’in en dar yerini kaplayacak şekilde santimi santimine belirlendiğini ve yan yana geldiklerinde yaklaşık 350 metrelik en dar yerlerinden biri olan Defterhane iskelesiyle Kumbarahane arasında bir köprü oluşturduklarını söylemekle yetineyim. Bu dahi 21 yaşındaki ‘çocuk’un harikalarındandır."




  • TARTISMAYA GEREK YOK ŞİMDİ ZATEN BOGAZLAR GİDİYO YAKINDA İSTANBUL'DA GİDER O ZMAN NASIL KAYBETTİK DİYE TARTISIRIZ..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vires

    1) Gemilerin karadan yürütülmediğini artık neredeyse herkes kabul ediyormuş ve bu bir masalmış.

    2) Kaynaklarda gemilerin iki gecede yürütüldüğünden söz ediliyormuş.

    3) Gemilerin geçirileceği alan yokuş, tümsek ve çukurlarla dolu ve sık bir ormanlık alanmış. Dolayısıyla sadece ağaçların kesilmesi bir ay alırmış.

    4) Eğer gemiler Kasımpaşa’dan indirilmiş olsaymış, Bizanslılar daha yoldayken gemilerin gelişini görürmüş.

    5) Bu gemiler Haliç’in ormanlık bölgesinde kalan Okmeydanı’nda yapılmış ve yapımına 7-8 ay öncesinden başlanmıştır. Bu iddiaya dayanak olarak da iki ‘kaynak’ zikrediliyor: Evliya Çelebi ile Müneccimbaşı.

    Sırasıyla cevaplandıralım:

    1) Acaba sözü edilen ‘herkes’ nasıl bir şeydir? Bilim adamları mıdır bunlar, yoksa iddia sahipleri gibi düşünen birtakım tarih meraklıları veya ‘kaynaklar’ mı? Belli değil. Mesela Fatih devri üzerine uzmanlığı tartışılmayan Halil İnalcık hoca mı? Aksine, hoca tam tersini savunuyor. Hammer mi? Hayır. Babinger mi? Ne münasebet! İlber Ortaylı mı? İddialara gülüp geçiyor. Kim öyleyse bu ‘herkes’? Kendi kitaplarını okuyup ikna olan ‘fanları’ mı?

    Masal, öyle mi? Kuşatmayı yaşamış şahitlerin anlattıkları da mı kâr etmiyor? Nicolo Barbaro Bizans’ın içinden anlatıyor yetmiyor, Tursun Beğ dışından anlatıyor olmuyor, ilk tarihçilerimizden Neşrî anlatıyor, kâfi görülmüyor, Âşıkpaşazade yetmiş pare gemi ‘kurudan’, yani karadan yelken açtı diyor, kaale alınmıyor, Venedikli Zorzi Dolfin de atıyor anlaşılan. Yani bütün bu fethi ya yaşamış ya da en yakınlarından dinlemiş olanlar birleşmiş ve bir masal uydurmuşlar bize. Ne mecburiyetleri vardı peki? Birbiriyle ilgisiz şahitlerin aynı olay üzerinde ittifak etmiş olmaları gemilerin karadan yürütüldüğüne en büyük kanıttır ve o ‘herkes’ her kimlerse hiçbir kıymet ifade etmez.

    2) Gemilerin bir veya iki gecede yürütüldüğünü iddia edenler Bizanslılardır, Osmanlılar değil. Bunu iyice anlamak lazım. Bizim kaynaklarda gün verilmez. Peki Bizanslılar neden bir gecede diyor? Onlar ilk gemileri ancak sabahleyin görebildi de ondan. Oysa bu konuda bir kitap da yazmış bulunan Feridun Emecen’in de belirttiği gibi (İstanbul’un Fethi Olayı ve Meseleleri), hazırlıklar en az iki hafta öncesinden başlamış olmalıdır. Belki de daha önceden, yani Rumeli Hisarı’nın yapımıyla eşzamanlı olarak. Dolayısıyla bir gecede bu kadar gemi geçebilemez, gemi başına 11 dk düşüyor vs. demek Bizanslıların hayretiyle Osmanlıları yargılamak olur ki, adaletli olmaz.

    3) Bu alanın temizlenmesi bir iki günde yapılmadığına göre neden olmasın? Sonra ağaç kesilmesi neden bir ay sürsün ki? Orası hiçbir zaman bir orman arazisi değildi. Belki yer yer ağaçlar vardı Tophane sırtlarında, nitekim Fındıklı isminin buradaki fındık ağaçlarından geldiği söylenir. Yani öyle dev ve sık ağaçlıklar mevcut değildi. Şunu da belirtmek yerinde olur ki, o zamanlar Tophane semtinde bulunan Karabaş deresi yatağının kullanılmış olması da ihtimal dahilindedir. Bir iki kaynak bu noktaya değinmektedir. Bu durumda dere yatağı genişletilip düzeltilerek gemilerin geçmesine uygun bir hale getirilmiş olabilir.

    4) Görseler ne yapabileceklerdi Bizanslılar? Hiç düşündünüz mü? Osmanlı ordugâhı Okmeydanı’ndan Kasımpaşa sahillerine kadar uzanıyordu. Yani Bizans ve Venedik gemileri buralara çıkamıyordu ki! Neden? Osmanlı topçuları onları keklik gibi avlarlardı da ondan. Bu yüzden bugünkü Galata Köprüsü ile Eyüp Köprüsü arasına sıkışıp kalmıştı Bizans donanması. Görseler de ellerinden bir şey gelmezdi yani. Nitekim gelmedi de. Fatih zincirin önüne bir filo göndererek Bizans gemilerini meşgul etti bir süre. Bu arada Galata’nın üzerinde bir tepeye yerleştirdiği havan toplarına aşırtma atışlar yaptırarak bu gemilerin Haliç’e indirilmiş Osmanlı gemilerine hücumunu engelledi. Böylece Bizans donanması Haliç’in ağzında çakılı vaziyette kaldı kuşatma boyunca. Ve seyretti muhteşem operasyonu. Bir tek işe yaradı bu gemiler: İstanbul düşünce mağluplarını Avrupa’ya kaçırmaya.

    5) Gemilerin Okmeydanı ormanlarında yapılıp Haliç’e indirildiği iddiasına denizciler ne der bilmem. Ama bildiğim kadarıyla, suya indirilip sınanmadan bir gemi yola çıkamaz, çıksa da az sonra batabilir. Böyle saçmalık olmaz. Bu gemiler daha önce muhakkak denenmiş olmalıydı. Karada gemi yap, denize indirir indirmez yüzsün, üstelik savaşsın. Olacak şey mi bu? Bu yaş tahtaya basmayacak kadar akıllı ve tecrübeliydi Osmanlı denizcileri.

    Yalnız dikkat edin, fethe şahit olmuş hiç kimseyi kaynak gösteremiyorlar. Onları, başka bakımlardan ciddiye dahi almadıkları Evliya Çelebi’ye dört elle sarılmış görmek gülümsetiyor beni yalnızca. Evliya Çelebi fetihten yaklaşık 230 yıl sonra öldü, Müneccimbaşı ise yaklaşık 250 yıl sonra. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin: Gemilerin karadan yürütüldüğünü söyleyen onlarca şahit varken bu ne kadar abes bir zorlamadır? Şahitlere inanmayacaksınız ve sırf Fatih böyle muhteşem bir operasyonu başaramazdı demek için olaydan 200 küsur yıl sonra yaşamış insanların söylediklerine mal bulmuş mağribi gibi saldıracaksınız. Ve bunu ‘aykırı tarihçilik’ olarak ciddiye almamızı isteyeceksiniz. Kaldı ki, bu iddia Sadrazam Mahmud Paşa’nın menkıbelerinin anlatıldığı meşhur bir halk kitabına dayanır. Yani dayandıkları kaynak, en başından hurafe diye bir kenara ittikleri evliya menakıbnamesidir. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak diye buna derler herhalde.

    Daha 72 parça geminin asıl görevinin Haliç üzerine köprü kurmak olduğunu yazacaktım. Bu gemilerin sayısının ve boyutlarının bile Haliç’in en dar yerini kaplayacak şekilde santimi santimine belirlendiğini ve yan yana geldiklerinde yaklaşık 350 metrelik en dar yerlerinden biri olan Defterhane iskelesiyle Kumbarahane arasında bir köprü oluşturduklarını söylemekle yetineyim. Bu dahi 21 yaşındaki ‘çocuk’un harikalarındandır."

    aman hocam onlar delillere inanmaz onlar bir anda belirip tam istediklerini söyleyen gizemli bayanlara inanırlar geç dalganı ne kaynak koyuyon




  • BU KAYNAĞI BEN 1. SAYFADA VERDİM.

    BU LAFLARI SÖYLEMEDEN ÖNCE OKU.

    BURADA DETAYLARI TARTIŞIYORUZ.

    BİZANSLI DA DEĞİLİM NEDEN AKSİNİ İDDİA EDEYİM

    RECEP İVEDİK NE DERDİ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi spacetech. -- 28 Eylül 2008; 23:41:51 >
  • amerikalılar geçirmiş gemileri deselerdi hemen inanırlardı ama demi hocam. bi de amerikalılar bunun güzel bi filmini yapardı burdakilerde mest olurdu
  • Bakın şimdi saygıdeğer Dh üyeleri, bilenler bilmeyenler,


     FATİH GEMİLERİ KARADAN YÜRÜTMEMİŞ.



    Yukarıdaki haritada da görebileceğiniz gibi, zincirler nerede?Bizans sınırları içerisinde.Zincirin arkasında ne var?Bizans gemileri var.
    Bizans gemileri kimler?Osmanlı'nıın düşmanları.

    ''BİRAZ BEYİN FIRTINASI YAPALIM''

    Bizans gemilerinin önünde, kardeş kardeş kafam kadar zincirleri kesmek mümkün mü?

    Değiştirme : Resim çok sıkışık duruyordu, onu düzenledim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doğukann -- 28 Eylül 2008; 23:49:06 >
  • arkadaşım noktalı yerlere ne yazacağız..
  • RESİM ÇOK İYİ.

    TEŞEKKÜRLER.


    NE DİR BU İŞİN SIRRI ANLAMADIM YAAA



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi spacetech. -- 28 Eylül 2008; 23:51:46 >
  • zamane gençlik filmlerde ne görürse anca ona inanıyor.

    bunun filmini çekmedik ya ondan inanası gelmiyor garibin...
  • çocukken de böyleydi

    [simage]img244.imageshack.us/my.php?image=fatihsultanmehmetty0.jpg[/simage]



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Arthur Dent -- 28 Eylül 2008; 23:55:44 >
  • Gemilerin nasıl taşındığına gelince, gerçi herkes biliyordur ama yine de söylemek istedim.
    Silindir şeklindeki keresteleri diziyorlar, gemileri de onun üstünden kaydırıyorlar.Yani keresteler yuvarlanırken gemi hareket ediyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Snaqe


    quote:

    Orjinalden alıntı: Erdem2602

    Yürütmemeli.

    Uçan memeli

    Kaçan memeli
  • Arkadaşlar söz veriyorum ilk fethedeceğimiz yerde size devredeceğim koltuğu siz nasılsa aşmışsınız ışın kılıcıyla bile zincir kesersiniz.

    Tövbe Yarabbim....
  • ark. gemi diyince aklınıza çok büyük gemiler geliyor bence
    osmanlı gemileri o zamanki birçok geminin 3/1 i büyüklüğündeydi ve bu bir avantajdı çok hızlı hareket edebiliyorlardı boyut ve ağırlık olarak küçüktü gemiler
    o yüzden karadan geçirmek daha kolaydı

    zincir denizin üstüde durmuyordu eritselermiş fln demişsiniz zincir suyun içindeydi kesmek yada eritmek mümkün deildir zaten bizanslılar sürekli kontrol ediyorlardı zinciri en ufak sabotaj girişiminde bizans gemileri zincirin oraya gelip saldırıyorlar ve düşmanları püskürtüyorlardı bizans gemilerindeki toplar osmanlılara oranla daha uzun menzilli olduğu için zincirden geçmek imkansızdı osmanlı için

    şimdi zincirden geçmek imkansız
    ee sizde karadan geçmedi diyorsunuz
    o zaman ya ışınlandılar yada uzay gemilerine bağlayıp zincirin üstünden atladı gemiler :)

    bütün dünya tarihçileri osmanlıların gemileri karadan yürüttüklerini kabul etmektedir kabul etmeyenlerde elle tutulur bir kanıt sunamamıştır nasıl geçildiğine dair




  • quote:

    Orjinalden alıntı: knotaqram34

    Biraz İlber Ortaylı Ve Mustafa Armağan okuyun.
    Gercektende su ana kadar tarihte gerceklesen olayların hepsinin yalan ve palavradan ibaret olduguna güzlerinizle şahit olun.
    Abdülaziz öldürüldü. İntihat etmedi,
    Vahdettin vatan haini değildir.Hazineyi soyup kacmamıstır.
    Aslında sivas kongresi mandacılıgı savunuyordu.
    Atatürk 23 nisanı cocuklara emanet etmemiştir.Ve 23 nisanla alakası da yoktur.
    İsmet İnönü'nün yolsuzluklarına nasıl göz yumulup göz ardı edildi.
    GÖZÜNÜZÜ ACIN. DÜNYADA GECMİŞİNİ BİZİM KADAR KOLPALAYAN BASKA BİR ÜLKE DAHA YOKTUR.

    onların yazdığının doğru olduğu ne malum ?




  • Artık Türkler kendi zaferlerinin doğrumu yanlışmı olduklarını araştırıyor (ne hale geldik.. bi yabancı bilim adamı bu milleti böylemi şüpheye sokar?.. tıpkı bi deli kuyuya taş atmış 40 akıllı çıkaramamış..)

    Karadan götürmesi kesinlikle doğru

    Haliçteki zincirler bizansın kurulduğundan beri vardı.
    Bizans'n en büyük gelirlerden biride orasıydı

    her ticaret gemiden vergi kesiyordu.(hiç bi nakliye gemisi ne vergi vericem kopartım geçim diyemiyormuydu?)

    İşte ona göre sağlam yaptılar


    Zaten Fatihin planı Gemileri bizansa gözüktürmeden sokmak
    zincirin oraya gelene kadar askerler görürdü

    orası haliçin askeri kapısı..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: RPM_8000

    zinciri çeken bizans başına adam dikmemiştir değil mi? kesersiniz çok iyi kesiyorsunuz...

    istanbulu fatih feth etmemişmişdir, istanbulda yok hatta türkiye, bende yokum forum silinsin...

  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.