Şimdi Ara

Evrensel değil..

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
379
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhabalar.

    Din ve dinsizlik, Tanrı var mıdır yok mudur vb. çatışmaların kendimce yaptığım yorumları sizlerle paylaşmak için bu konuyu açmak istedim. Ve siz değerli forum vatandaşlarıyla güzel bir tartışma ortamı oluşturmak niyetindeyim. Fikirlerimin üstüne sizin eleştirinizi katarak kendimce daha üst seviyeye atılma peşindeyim.

    Velhasıl-i kelam; güzel ve çirkin olanın belli bir karşılığı yoktur çünkü buna karar verecek olan insandır. Birine güzel gelen şey bir başkasına güzel gelmeye bilir! Bu o insanın günümüze süre gelen tecrübeleriyle şekillenen olgudur. Bu sadece güzel veya çirkinlik için geçerli değil, estetiği olan her şey için geçerlidir; iyi veya kötü, doğru veya yanlış, gençlik veya yaşlılık vb. Dahada ileriye gitmek gerekirse zıttı olan her deyim için. Burada önemli olan insandır. Nede olsa herhangi bir insan evreni kendine göre şekillendirir. Sadece fiziki olarak düşünmek bu noktada eksik kalır bence, fiziki olgular dışında düşünce (hayaller) içinde geçerli. Örnek verecek olursak; Güneşli ve açık havaları sevdiğim kadar yağmurlu ve kapalı havalardan nefret ederim. Benim için Dünya devamlı olarak Güneşli ve açık olmalı ve bunu kendi iç dünyamda gerçekleştirebilirim. Sonuç olarak evreni isteğim üzere şekillendirmiş oldum.

    Demek istediğim asıl nokta şudur ki; insan, çevresini her zaman için kendine göre yorumlar ve yargılara varır. İnsanın tek referansı yine kendisidir, bu nedenle bazı konularda mantık aramak bence yanlış. Çünkü bu durumda insanın iç dünyasına taciz edilmiş olunur tabi kendisi izin vermedikçe. Bir dini kabul etmiş bir insan kabul etmemiş insan tarafından hor görülmemesi gerekir, tabi bu tam tersi durum içinde geçerlidir. Tanrının var olup olmaması insanlar tarafından belirlenin, kendi iç dünyasına bağlı olarak değişir. Yine sözde cevabı bulunmayan soruların cevabını yine kendi iç dünyasına göre cevaplar (olumlu veya olumsuz, her iki durumda bir cevap). Demek istediğim şudur ki, soruların tek bir cevabı yoktur. Her ne kadar benzerlik olsa da cevaplayan insan farklılık gösterdiği için farklıdır. Belli bir doğru veya yanlış yoktur, bireysellik vardır her bir konu için. Kara benim için her ne kadar ak olsa da senin için kara her zaman karadır ;)

    Ben Allah'ıma şükürler olsun ki müminim, Allah'ımı sevdiğim içindir. Hiç bir mezhep veya din topluluğuna bağlılığım yoktur çünkü benim inandığım onlar (insan) değil Allah'ın kendisidir. Şunu da açıklığa kavuşturmam gerekir ki o da Allah'ım bana peygamberlerine inanmamı istediğin için onlara da inancım tam. Benim için doğru olan budur ve bu konu hakkında benim doğrularıma hakaret etmediğiniz süre her türlü eleştiriye açığım dır. Bir mümin olarak ta en çok hoşuma giden şey ise bireyselliği olmasıdır. Şehadet cümlesinin ilk kelimesi eşhed-ü dur neşhed-u değildir, bunun anlamı ise ben şehadet ederim'dir biz değil, sonuç olarak mümin olmak tamamen bireye aittir topluluğa değil (her koyun kendi bacağından asılır).

    Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler.







  • Eğer evrensel değilse, kişiye göre göreceli bir kavramsa, gayrı Müslimler neden sonsuz Cehenneme gidiyor.
    Meselâ sen, sıcak havayı seviyorsun, buna saygı duyarım. Fakat ben soğuk havayı seviyorum. Sevilmesi gereken sıcak havaysa ben niye soğuk havayı sevdiğim için ebedi Cehenneme gideym.? Bize kuranda Apaçık şeyler yazıp, bizi göreceli kavramlar üzerinden niye yargılasın? Bence senin görüşünde, islam ile tutarsızlıklar var.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Öncelikle cevap için teşekkürler. Benim sıcak havayı sevmemle sizin soğuk havayı sevmeniz arasında benim için bir fark yok. Demek istediğim noktada tam bu, bir birey birey olmayan bir şeyi anlayamaz ki gel gelelim bireyler kendi aralarında anlaşmazlık yaşarken. Ben kesinkes benim dediklerim üzerinden yargılanacağız demedim, benim haddime de değil. İnsanın inandığı şey(ler) her ne kadar benzer olsa da işin içine insanın kendi yorumu girdiğinde farklılık gösterir. Ben a anlarken siz A anlayabilirsiniz ama asla sizin gibi A anlayamam. İslam'a gerçekten inanmak isteyen bir birey inanır, inanmak istemeyen ise inanmaz ve buna sonsuz saygı duyarım çünkü beni ilgilendirmez. Bu sadece din açısından değil herhangi bir olay içinde geçerli. Bu benim görüşlerim, kesinlikle dini yansıtmaz veya kimsenin adına konuşmuyorum.
  • 35_izmirli_35 3 kullanıcısına yanıt
    Sosyolojik olarak tabi ki bireysellik yoktur. Ama felsefe yürütmek gerekirse saatin geldiği vakit anne çocuğunu tanımayacak, o gün herkes kendinden sorumlu olacak. Bu bireyselliğin göstergesi değilmidir? Teşekkürler.
  • 35_izmirli_35 3 kullanıcısına yanıt
    Amenna. Fakat burada yanlış anlaşılmaya müsait bir durum var o da şudur ki; Cihad dediğimiz olay sadece savaş ve kan dökülmekten ibaret değildir bunun en büyük örneği Hz.Muhammed (s.a.v.) Mekke den Medineye giderken Medine halkı gayri müslüm olduğu halde barış içinde yaşamaları. Benim demek istediğim insan diğer bir insanın inancını yargılamaya hakkı yok, sizinde dediğiniz gibi hükmü veren yalnızca Allah'tır. Benim bireyselden kastım en azından İslam açısında yaratıcıya karşı olan bireyin takvası dır, bunu Hz. Muhammed in veda hutbesinde görebiliriz. Takva Allah'a olan inanç tır. Ve bu bireyselliğin bir başka göstergesidir. Fark ettiyseniz dinin evrenselliği hakkında bir şey demedim sadece bireyselliği olduğu içinde sevdiğimi söyledim. Evrensel değildir den kastım, zıtlığı olan kelimeler (iyi ve kötü, güzel ve çirkin vs.). Bir islam devleti nasıl olmalı? Bunun cevabını günümüz alimleri taraflı davranarak veriyorlar. Bunların dışında burası felsefe bölümü olduğunu sanıyorum ve bildiğim kadarı ile felsefede net bir cevap yoktur. Saygılarımlar




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.