< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
EVLİLİK ÜZERİNE SOHBETLER (739. sayfa)

-
-
Arkadaşın bahsettiği belli etmeme aslında dozunda karşılıklı olarak belli etme. Yani ne kadar değer görüyorsan ne kadar sevgi görüyorsan o kadar. Ne yazıkki biz erkekler sevdiğimiz zaman herşeyimizi veriyoruz. Belki de Mecnun'un dağı delmesi, Ferhat'ın çölü aşmasından anlatılmak istenen budur. Ancak yanlış olan da budur bence. Sevginin dozu kaçınca kız tarafı ne yazıkki o erkeğin bu mücadelesini yanlış anlıyor. Erkeğin tek seçeneğinin o kız olduğunu ve başkası olamayacağını düşünüp, erkeği basit, aciz ve çaresiz görüyor. Daha sonra ilk fırsatta tercihini değiştiriyor. Oysa ki o seven erkek belki de hayatındaki tüm potansiyel kızlara sırtını dönmüş, bir tek sevdiğine yönelmiştir. Kızların çözemediği nokta budur.
Bir de rekabet olayı var tabi. 2 kız bir erkek için mücadele ediyorsa, kızlardan birinin o uğraştığı erkek seçenekleri olmasa da seçeekleri arasına giriyor. Çünkü başka bir hemcinsi tarafından tercih edilen biri var ortada. Nişanlı ve evli erkeklerin bazı kadınlara çekici gelmesi de bu yüzdendir.
Mesela burda benim gibi 35 yaş ve üstü arkadaşlarımıza kızlar neden evlenmedin diye bir soruyu ilk tanıştığında sorarlar. Erkeğin verdiği cevap genelde tatmin edici değildir. Başka bir şey var bunun arkasında diye didiklerler. Sen tercih etmedim yada evlilik için kendime uygun eş bulamadım dersin, onlar kesin bir sıkıntın var o yüzden kızlar seni tercih etmiyorlar diye içlerinden söylenirler. Ve hiçbir zaman bu içlerindeki düşünceyi dışarı vurup söylemezler.
-
Kardeş bak sana tepkim değil aslında bu beni kendi çevremde tanıyan bilir beni zaten hayatımı öncelikle şunı diyeyim ben her gün sevilmiyorm öyle bi hayatm yok.
Bak tamam yeri geldi bende sevgilime hediye aldım., şehir dışına gittim eğlendim sabahlara kadar derdini dinledim kadına değer veririm ben ama yeri geldımı hayır demeyi bilecen ben bunı bildiğim için yalnızım aslında bak 20 lı yaşlarda çok evlenmek istedim babasız büyüdm ben dedim ailem olsun çocuğum olsun, o dönem hem ailem yanaşmadı hemde çoğu karşıms çıkan memurmusun diye sordu küçük şehirdeydim, peygamber hapislerinden bahseden müslümanım diyen adamlar memur değilim diye kız vermedi.
Dedim öylemi aldım çantamı terkettim şehri kirada kaldım, öğretmenevi'nde kaldım ama dönmedim işe girdi şu an halen özel sektördeyim saolsun ailem sayesinde bi ev aldık kendime uygun küçük bi ev, aldım elime bi kağıt bekarlıpın avantajlarını yazdım dedim ne yapabilirim. PlayStation 4 aldım oyun keyfi yaptım, canım sıkıldı gece 2 gbı bi arkadaşı aradım Bolu'ya gittik, yazın Alanya'da tatile gittik arkadaşlarla eğlendik, tindera girdim kızla tanıştım bi şeyler içtik beraber olduk, şehir dışından bi kızla tanıştım 1 hafta bende kaldı, film izliyorm oyun oynuyorum
Bekarmıyım o zaman onun avantajlaronı sonuna kadar kullanırım en güzeli de kanepede uyuya kalmak, 38 yaşındayım 7 bine yakın maaşım var bi. Evim var 20 bin borcum var ve çok şükür mutluyum kim ne halde v bilemessin evli olup benim yerimde olmak için dünyaları verecek adamlar var ama ben evlenmek için dünyalsro vermem işte fark burda.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Kendisine inanmayın
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Var kral ama bu durum karşı tarafa nasıl sorulur
Düşünüyorum da çok kötü bir durum
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
allah kurtarsın
-
Severek evlenenler ne durum da
hala seviyor musunuz eşinizi
İçinizde kelebekler uçuşuyor mu
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Oha be çok büyük adamsın be abim.
Angarali ve kızları evden kovuyor adamın dibi be.
Kesin sakallı ve kel bir tipsin.
Egona kurban olurum senin
Milletin yanından ortamından kovduğu adamlar burada erkeklik dersi veriyor ya yazık bize...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
utkuhan_erkan ekle burda boş konuşma :))
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
2 sene sonra o istek kalmamistir.Çoğu erkek baska kadin bulamam diye devam ediyor işte:D
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
evliliğin dalga geçilecek bir konu olduğunu düşünmüyorum. ben 16 yıllık evliyim. hiç bir zamanda pişman olmadım. dönem dönem tartışmalarımız oluyor ama fazla büyümeden konu tatlıya bağlanıyor. her ilişkide ufak tefek tartışma olur, bunlar normaldir.
evliliğin temeli sevgi ve aşk değildir. Evliliğin temeli karşılıklı saygı ve fedakarlığa dayalıdır. bu iki duygu olunca sevgi ve aşk kavramı da oluşuyor. bireyler ne kadar açık sözlü, fedakar ve saygılı olursa evlilik o kadar uzun ömürlü olur.
-
öncelikle cevap için teşekkürler
yok yanlış anladınız dalga geçmedim
uslubum biraz alaycı olmuş size de hak verdim
bir müddet sonra bıkma usanma oluyor mu
gerçi kuşak farkı da var 80liler birbirine daha anlayışlı
90 kuşağı ve sonrası ne durumda acaba merak ettim
-
günümüzde boşanma ve aldatma haberlerini gören herkes böyle ironiler yazabilir.
kuşak farkı, yetişme tarzı, karakter bunların hepsi etken. Ben 76 doğumluyum, eşim 80.
özgürlüğüne düşkün, kimseye taviz vermek istemeyenler sıkılabilir. Evlilik fedakarlık ister. eskisi gibi kahveye ve arkadaş ortamına devam edilemez. bireyler bir biri ile zaman geçirmeye alışmalı. birlikte gezip,eğlenmeli. Çocuk olduğunda özellikle 2-3 yaşına gelene kadar çiftler çok yorulur, bu yorgunluk yıpratıcı olur. sabır azalır, öfke patlamaları yaşanır. bu yüzden bireyler her duyguyu paylaşmalı. yorgunluk, çocuk bakımı. Bebek olduğunda uykusuz geceler. sevgi ve ilgi azalması(dönemsel). farklı farklı dönemler yaşanır.
-
Bana evlilik çok zor geliyo ya çevremde bakıyorum kendi cinslerime mesela adam tripli, pimpirikli şimdi düşünüyorum bi kadın bunla evlense ömür boyu o tipi o pimpiriği çekecek gece horlamak bile yaşam kalitesini çok düşüren bi olay.
Mesela ben günde 3 kez yıkanan bi kullandığım havluyu bidaha kullanmayan bi adamım evlenecem diyelim ya kadın neden benim bu özelliğime neden katlansınkikatlansınki, ama bakıyorrum çevreme ya çok deşmeyecen çok düşünmeyecek abi bunun düşünmemesimi olur, evlenecem sabah akşam her saat beraberiz üniv öğrenci evi değilki anlaşamadık ayrılalım diyelim.
Ve böyle düşünen çok nadir kişilerdenim bi kızla tanışıyorum çevrem yada kız bi ay içinde nişanı yap diyiyo ve bu herkese normal geliyo yaşım isterse 50 olsun aga tam olarak kafama yatmayan biriyle evlenemem bilmiyorum bence herkes çok basit çok kolay görüyo bu işleri.
Bi insanın kendine ait kötü bi özelliğini ben yada benimkini neden başkası çeksinki
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Ama kaçırdığınız bir nokta var. Kimse Mükemmel değildir. Herkesin kusurları, yanlışları, toplum tarafından kabul görmeyecek doğruları olabilir. Bu durumda sizin karşınızdakine tahammül durumunuz değerlendirilir. Karşınızdaki kişi için, tam tersi kirli bir insan varsa sizin tahammülünüz olmaz o kişiyle. O da muhtemelen üşendiğinden sizin günde 3 kez kıyafet ve havlu değişiminize tahammül edemeyecektir.
Bunun gibi birçok örnek verilebilir. Benin kıstasım HUY dur. Huyu güzelse diğer özellikler düzeltilebilir. Veya kendi doğrularıma evriltebilirim. Öbür türlü çoğu şeyi mükemmel olup huyu kötü biriyle ömür geçmez. Huyu güzel olanın esnekliği geniş olur. Kolay kolay size hayır diyemez. Ama dayatmalar sağlayıp kendisini üzmemeniz gerekiyor.
Eşlerin serbest takılma konusunda da, eşlerin kendilerine has özel hobileri olabilir. Hatta hobinizi imkan dahilinde eşinizle paylaşıp beraber yapabilirsiniz. (Mesela sabah yürüyüşü veya bisiklet sürmek gibi.) Ancak bazı hobiler veya toplantılar vardır ki bunlara eş olarak katılamazsınız. Mesela kadınlar kendi aralarında oturup 5 çayı dedikleri durum. Veya yeni gelinin evine gitmek gibi. Aynı şekilde erkeklerinde halı saha, kahve tarzında aktiviteleri olabilir. Erkek erkeğe sınırlar çerçevesinde piknik vs gidilebilir. Bunlar insanların kendi iç güdülerini sağlamak ve deşarj olamalarını sağlamak için gereklidir. Sürekli eşle olmak bir süre sonra sıkıcılık doğurur. Aktiviteler sınırlandığından hayat sınırlanmış gibi gelir.
Yukarıda bahsettiğimin dışında mesela erkek erkeğe tatil düşenenler olabilir. Ama herşeyin karşılıklı olduğunu unutmamalıdırlar. Aksi takdirde kadın için de kız kıza tatil değerlendirilebilir. Bu da takdir edersiniz ki sınırları açmak anlamına geldiğinden artık sınırsızlığa doğru giden bir kapı aralanabilir. Bu da karşılıklı şüpheleri ve ayrılığı doğurabilir. İlla uzaklara gitmek değildir sınırları aşmak. Eşine telefonunu paylaşmamak özel hayat diyip gizlemek te aynısını doğurur. Çünkü internette sınır yoktur. Herşeye herkese anında ulaşılabilir.
-
Evlenmeyin oğlum manyakmısınız siz.Kızlar önce sizi kandırıyor sonra evlenince ne b*k yediğinizi anlıyorsun.Evlilik kız için özgürlük erkek için pranga.Akşam arkadaşınla takılmak istersin en uysal kadın bile bir süre sonra dert yanar net söyliyim.Varsa farklı düşünen prangayı çoktan yemiştir kendine yalan söylüyordur...
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Benimde uzun zamandır düşündüğüm bir konu beni isteyen bir kız var Türk asıllı Amerika vatandaşı benimle evlenip yanına almak istiyor.Uzun zamandır düşünüyorum karar veremedim.Kıza karşı en ufak duygu beslemiyorum.Mantık evliliği yapsam pişman olurmuyum Türkiyede iyi kötü bir işim kurulu bi düzenim var.Tam bi umutsuz vakayım
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
-
Benim anlamadığım konu şu ben bekarım çok para harcıyorum doğru, borcunda var neyse yiyip içiyorum, ailem dünyanın lafını ediyo her gün tartışıyorm resmen.
Bi akrabam bi evlilik yaptı boşandı, altın, avukat parası o bu nafaka derken boşandı, eski iş yerinden 100 bine yakın tazminat aldı, boşanalı bi yıl olmadan başka biriyle evleniyo:) tazminat nerdeyse bitti az bi para değil, ben diyorumki oda dünyanın parasını harcadı verilen cevap şu o hiç değilse yuva kurmaya çalışıyo zina yapmıyo fln diyorumki sonıçta dolu parası gitti benim kadar neden göze batmıyo diyorım anlatamıyorum.
Çok değişik bi örf ve kültür var düğünde 10 trilyon da hsrcasan hapiste yatsan herkes normal karşılıyp sen yiyip içince laf oluyo bunun sebebi ne mantığı ben anlamadım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
uzaktan bi akrabam var, yani akrabalık derecemiz uzaktan ama ailecek yakınızdır. bu arkadaş düğününde beni nikah şahidi yapmıştı.
gelinin babası kanser hastasıydı, evlendikten 1 ~ 1 buçuk sene sonra kızın babası vefat etti. kıza babasından bir ev parası miras kaldı ve son haber aldığımda kız parayı benim arkadaşa vermişti ve arkadaş da ev arıyodu o para ile. yıl 2018 idi o zamanlar. sonradan çok görüşmedim bunlarla (zaten ayrı şehirlerdeyiz)
bugün duydum ki boşanacaklarmış. annem bu gelinle telefonda görüşmüş (gelin benim annemle gelip giderdi yani baya muhabbetleri vardı) kız baya dert yanmış telefonda. bize söylenen şey bu kızın kaçıp gittiği şeklindeydi. oysa kızla konuşunca tam tersi şeyler duyduk. kız da babası gibi kanser olmuş. bizim akrabalar da sanırım torun sahibi olamayacaz ayağına paniğe kapılmış olmalılar ki, kıza yüklenmeye başlamışlar başka bahanelerle (namaz kılmıyosun vs diyerek baya dışlamışlar) arkadaşın annesi bu kızı zaten en baştan beri istemiyodu başı açık ayağına. sonra benim arkadaşın da aklını çelmişler. benim arkadaş artık kıza hastanede eşlik etmemeye başlamış, kızın kendi annesi taa 10 saat ötedeki memleketinden kalkıp gelip kızına refakatçilik yapıyomuş hastanede, ama burda aynı şehirde olan kocası (yani benim bu arkadaş) kızın yanına hiç gitmiyomuş hastaneye. normalde benim arkadaş bu kızı kendi bulup getirmişti ben bu kızla evlenecem diye. kendi annesini de ikna etmişti bu kızı gelinin olarak kabul edeceksin diye, şimdi arkadaş kendi getirdiği kıza kendi sırt çevirmiş.
kız kendisi hakkında "kaçtı gitti" diye dedikodu çıkartıldığını duyunca o kadar öfkelenmiş ki, anneme söylediğine göre hastaneden çıkar çıkmaz köye gidip kahvehanede oturacakmış, evet normalde köyde kahvede sadece erkekler oturur ama kız gidip oturacakmış ve ordaki köylülere tek tek anlatacakmış bana bunları yaptılar diye.
dahası, bu kız babasından miras kalan bir ev değerindeki parayı benim arkadaşa vermiş, bizimkiler de ev satın almak yerine doğrudan köydeki kendi arsalarına müstakil ev yapmışlar. yapılan ev kızın üzerine değil tabii ki. ev yapılırken Türkiye'de emlak krizi vardı ve ayrıca dolar kuru şuankinin kat kat gerisindeydi, ev yapım maliyetleri oldukça düşük idi (şimdiye kıyasla). kıza korkma senin paranı geri verecez demişler ama bizimkileri tanırım, parasal konuşarda olağan üstü çakaldırlar. yani aslında paranı geri verecez dedikleri şu: kıza babasından miras kalan bir ev değerindeki parayı 4-5 sene sonra Türk Lirası üzerinden ölmüş değeri ile geri vermek istiyolar. kız o parayla şu anda kendisine ev falan alamayacak tabii ki. halbuki kız en baştan bizimkilere hiç güvenmeseydi, o parayla kendisine gayet güzel bi ev almış olurdu 4 sene önce. o parayla yapılan müstakil evi de bizimkiler kendilerine almış oldular tabi şu anda.
şimdi diyeceksiniz ki sen olayı tek taraflı dinlemişsin, evet tek taraflı dinledim ve kesin bi yargım yok ancak bizim akrabaları da tanırım. çok çakal insanlardır. parasal konularda yanlarına yaklaşılmaması gereken türden insanlardırlar (ülkemizde yaygın bi hastlaık olan borç alıp geri vermeme olayı bunlarda da var) bunların babaları bizim köyün imamı idi, adam kendi imamlık yapmakta olduğu camiye uğramıyodu, adam ömür boyu gidip kendi kurduğu işlerde çalıştı, aynı anda 3-4 işle uğraşıyodu, pazarda tezgah bile açıyodu her hafta, imamlık ise sadece kağıt üzerindeydi (bankamatik memurluğu) Cuma namazı dışında camide hiç ezan okunmuyodu, namaz vakitlerinde caminin kapısı kapalı oluyodu. bu adamın emekliliği geldi, adam emekli olmayacam dedi, köylü öfkeden bu herifin evini ateşe verdi geceleyin, son anda yanmaktan kurtuldular. bu olayın üzerine herif anında emekliliğini verdi korkudan. bu herif imamlık dışı işlerden o kadar para kazanmıştı ki, çocukları üniversite kazandıklarında onlarda gidecekleri şehirden birer ev satın alıp hediye ediyodu direk. yani, bu gelinleri ile olup bitenlerde kim haklıdır bilmem ama, bizim akrabaları tanıdığım için kızın haklı olmasını muhtemel görüyorum.
bizim arkadaşın annesi de çok cadalozdur, annesi kızın başı açık diye kızı istememişti ve kız sırf evlenebilmek için başını örtmüştü. din üzerinden haram para kazanarak hayatlarını elde etmiş olan bu insanlar, söz konusu başka birisi olunca bi anda en büyük dindar-dikdatör kesiliyolar. kızın söylediğine göre bu kaynanası kıza çok çektirmiş ve çok küfretmiş. kız kendisine küfür / hakaret edilen bütün konuşmaları ve sms'leri kaydedip hepsini mahkemeye sunulacak şekilde derlemiş.
kızın kanser hastalığı da öyle erken teşhis falan değil yani kemoterapi aşamasına gelmiş. boşanamadan vefat edecek olursa parayı hepten kaptırmış olacaklar. bakalım nolacak.
bizim arkadaşa gelince, büyük ihtimalle bizimkine başka kız buldular ve kuvvetle muhtemel köyden bi kız buldular. annesinin hayaliydi çünkü aynı köyden evlendirmek.
annesi olacak bu kadınla ben de sorun yaşamıştım. akrabayız-samimiyiz ayağına bana hiç sormadan benim adıma gidip kendi tanıdıklarının kzıları ile irtibata geçiyodu, en son bana geliyodu elinde fotoğrafla bak bu kızla görüştüm senin için hadi şimdi sıra sende sen görüşeceksin diye. iki kere yaptı, ikisinde de fotoğrafa bile bakmadan ve kızın kimin nesi olduğunu bile dinlemeden anında reddettim, ve benim talebim olmadan başkalarıyla benim adıma görüşme yapmalarının doğru olmadığını söyledim. bu cahil kırsal insanı beni sırf henüz evlenmedim diye hayatında kız görmemiş zavallı zannediyolar. sanırım bunların kafa yapılarına göre ben kız aranıp bulamayan biriyim, ve onların sözüm ona "buldukları" kıza çölde su bulmuş gibi balıklama dalacam (sanıyolar) benle hiçbirşey konuşmadan benim adıma herkesle irtibata geçmek nedir yav. bu nasıl bi ilkelliktir, nasıl bi cahilliktir. düşün bu karının gelini olacaksın sen. annem en baştan diyodu bu gelin kızın işi çok zor, bu kaynana ile çok çeker bu kız diye. hakkaten de söylediği yere varmış gibi..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 22 Ağustos 2022; 17:40:49 >
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X