Erdoğan son umudu Biden ile tekrar görüşecek! | GÖRÜŞEMEDİ! (3. sayfa)

Biden muhalefetin son umudu değil miydi  

Başlığı düzeltin bence :))

OLUR DÜZELTELİM. BÖYLE OLSUN BAŞLIK...  

Reis be! Muhalefetin son umudu Biden'ı bile muhalefetin elinden almış  

AMERİKAN SEVERLER SONRA BİZE AMERİKANCI DEMİYORLAR MI AYAR OLUYORUM..

Hocam kime ne laf anlatıyorsun.Bunlar kendi kendilerine yalan bir tarih uydurmuşlar ona da körü körüne inanıyorlar.Bir gram olsun sorgulama yetenekleri yok.

12 adaların kaybı II.Abdülhamid'in ''bana darbe yapacaklar' korkusuyla donanmayı Haliçte çürütmesinden kaynaklanmıştır.Bu ve bunun takip ettiği sözde tarihçi ''II.Abdülhamid Dünya'da ilk denizaltıyı Türk donanmasına katan kişidir'' diye ortalıkta dolanır ama aynı II.Abdülhamid'in gösteri yüzüşünden sonra bu denizaltıyı Haliçte diğer gemilerin yanına çekerek çürümeye terk ettiğinden bahsetmezler bile...II.Abdülhamid döneminde ne gemilere bakım yapılmış ne de tatbikat yaptırılmıştır.Donanma öylece kaderine terk edilmiştir.

İtalyanlar bundan cesaret alarak Trablusgarp'a saldırmıştır.Çünkü biliyorlar Osmanlının elinde tek bir işe yarar gemi yok buraya destek gönderemez.Adamlar onun rahatlığıyla Trablusgarp'ı işgal ediyorlar.Osmanlı sadece kimlikleri gizli olan subayları bölgeye yabancı ülkelerin yolcu gemileriyle yerel direnişi örgütlemek maksadıyla yollayabiliyor.Düşünün donanma o derece aciz bir durumda.Balkan savaşları başlayınca da Yunanlılar tek tek bu savunmasız adaları işgale başlıyorlar.Osmanlı Yunan donanmasının karşısına donanma bile çıkaramıyor zira elde donanma yok.Bu nedenle denize düşen yılan misali İtalyanlara bu adalar geçici süreliğine bırakılıyor.Sırf bu adaları Yunanlılar işgal etmesin diye bunu yapıyorlar.I.Dünya Savaşı çıkıpta İtalyanlar İtilafların yanında yer alınca İngilizlerin Kıbrısta yaptığını yaparak bu adaları ilhak ettiklerini ilan ediyorlar.Osmanlı ise yine elde donanma olmadığı için bu oldu bittiye göz yummak zorunda kalıyor.

Kurtuluş Savaşı sona erip Lozanda görüşmeler yapılırken de yine donanmasızlığın acısını çekiyoruz.Zira elde var olan Osmanlı donanması o esnada Haliçte İtilaf işgali altında.Yani Lozana giden Türk heyeti donanmasız bir ülkenin temsilcileri.Bu nedenle bu adaların İtalyanlara bırakılması kabul ediliyor ancak yine bir diplomasi başarısı olarak bu adaları İtalyanların silahlandırması ve askerleştirilmesi yasaklanıyor.Yani İtalyanların adalar üzerindeki egemenlik haklarını donanmasız Türkiye sınırlayabiliyor.

II.Dünya savaşı esnasında da Mihver devletler Türkiye'yi yanlarında savaşa sokabilmek için bu adaları Türkiye'ye vermek istiyorlar.Ama İsmet İnönü bu oyuna gelmiyor.Adalar karşılığında ülkenin müttefiklere karşı savaşa gireceğini görebiliyor.Böyle bir savaş ise yeni kurulan Türkiye'nin yok olması anlamına gelirdi.İnönü bu aşamada tercihini Anadolunun güvenliğine yapmış,adalardan yüz çevirmiştir.İşin sonunda savaş bittiğinde İnönünün bu seçiminin doğru bir hamle olduğu çok net görülmüştür.

II.Dünya Savaşı sona erip Pariste İtalyanlarla barış görüşmeleri başlayınca müttefikler bu adaların önceki sahibi olan Türkiye'yi de görüşmelere davet etmişlerdir.Ancak Türkiye bu daveti de kabul etmemiştir.Bunun nedeni müttefikler içinde Sovyetlerin Türkiye'ye yönelik düşmanca tutumları etkili olmuştur.Sovyetler özellikle Stalin Türkiye'nin II.Dünya Savaşından sonra kurulan Dünya düzeninde yalnızlığa itilmesini,en ufak bir kazanca sahip olmasını bile istemiyordu.Zira Stalin Türkiye'yi II.Dünya Savaşına erken girmeyerek Nazi ordularını Rus topraklarına rahatlıkla yönelebilmelerini sağlamasından dolayı sorumlu tutuyordu.Ona göre Türkiye savaşa 1941-1942 yıllarında dahil olsaydı Nazi ordularının bir kısmı Türkiye'ye yönelecek,Rusların üzerindeki Alman baskısı hafifleyecekti.Ancak Türkiye savaşa girmediği gibi Almanlarla da iyi geçinerek Almanların tüm güçleriyle Ruslara yönelmelerine neden olmuştu.Stalin bunu affetmiyordu.Dahası Türkiye'nin savaş boyunca Sovyetlere karşı Türk asıllı Sovyetleri (Azerbaycanlıları,Kırımlıları vs) kışkırttığına inanıyordu.Bu nedenle Mart 1945'te Türk-Sovyet Saldırmazlık ve Dostluk anlaşmasını uzatmamıştı.Dahası Türkiye'den Çanakkalede askeri üsler ve D.Anadoluda kendi lehine olacak sınır değişiklikleri talep etmişti.Türkiye Sovyeyler karşısında tamamen yalnız bir durumdaydı.Yıl 1947 idi ve Türkiye henüz NATO içinde değildi.

İnönü Sovyetlerin ve Stalinin bu düşmanca tutumunu daha da kışkırtmamak için adalara mesafeli durmak zorunda kaldı.Zira adaları aldığı takdirde Stalinin neler yapacağını kestiremiyordu.Amerika ve İngiltere'de o yıllarda Türkiye'yi Sovyetler karşısında yalnız bırakmışlardı.Bu koşullar altında adalara talip olmak Türkiye'yi Sovyetler karşısında yıkıcı bir savaşa mecbur bırakabilirdi ki o günlerde Kızıl ordu Avrupa'nın yarısını işgal etmiş ve Balkanlarda da Türkiye ile komşu olmuş durumdaydılar.Olası bir savaşta Türkiye hem Batıda hem de Doğuda Kızıl ordu ile savaşmak zorunda kalacaktı ki bu savaş Amerika ve İngilterenin özellikle Amerikanın desteği olmadan kazanılamazdı.Adaları alalım derken Anadolunun elden çıkarma tehlikesi vardı.Türkiye özellikle 1945-1952 yılları arasında yani NATO'ya girinceye kadar Sovyetleri kışkırtmamaya çalışmıştır.Zira Stalin bu dönemde Türkiye'nin bir açık vermesini bekliyordu.

Tüm bunları bilmeyenler ise gelip ''İnönü'ye 1947'de adaları teklif ettiler ama o reddetti'' diyorlar...Bunların üstün stratejilerini de son on yıldır işte Suriye'de görüyoruz.Amerika bunlara ''Suriye'de Esad'a düşman olun,Esad'ı devirin yerine kendi adamlarınızı geçirin''dediler bunlarda ''yeniden Osmanlı oluyoruz'' diyerek balıklama iç savaşa atladılar sonuç ortada...

Dahası 1947'de adalar Yunanistana devredilirken Lozandaki hükümler aynen korunuyor.Yunanlıların bu adaları silahlandırması ve askerleştirilmesi yasaklanıyor.Yani Yunanistanın adalar üzerindeki egemenlik haklarını Türkiye sınırlamayı başarabiliyor.Bugün ise sözde kainat liderliği Yunanistana Lozandaki bu hükümleri uygulatmak konusunda bile aciz kaldıklarını görüyoruz.Yunanlılar dilediklerince Lozan anlaşmasının adalar üzerindeki hükümlerini çiğniyor bunlardan ses çıkmıyor,Lozan ve Paris anlaşmalarıyla kendilerine bırakılmayan ve Türk karasuları içindeki ada/adacıkları dahi işgal ediyor ama bunlardan yine bir ses çıkmıyor.Sonra gelip burada İnönü'ye saldırıyorlar...

İyi ki II.Dünya Savaşında bu zihniyet Türkiye'yi yönetmiyormuş...

Kardeş tarihi kitaplardan okumanı tavsiye ederim, saçma sapan internet yazılarından değil. Ne çok seviyorsunuz saçma şeylere inanmayı. O günün şartlarını bilmeden, düşünmeden çıkarım yapmak ne kolay. Ona kalırsa kaç milyon metrekare Osmanlı toprağını kaybeden kimdi? Savaş dehaları mı?

Madem yuzme bilmiyordun niye ciktin agaca ? Milyon dolar para harcayipta adam gibi futbol oynamiyan ortegaya ne demeli ? Ustelik ben padisahlari uyardim yapmayin etmeyin beni dinleyin dedim dinlemediler !

Peki Biden'nın budan haberi varmı   Gerçi siz amerikayı seversiniz, özellikle pensilvanya taraflarını değil mi  

Kesinlikle yok. Yahu sen 12 adayı falan bırak AKP döneminde Yunan'ın işgal ettiği adaların sorumlusu da CHP ve İsmet Paşa mı? Şimdi sen diyeceksin ki, olur mu öyle şey. Hepsi CHP'nin uydurması. Yeminle doğru. Akit gazetesinde bile haberi çıktı (Yunanistan'ın işgalini protesto eden bir grubun haberini yaptı) Yorumlar zaten görülmeye değerdi. Hiç bilmeyen, Akit'te okuyunca gerçek olduğuna kanaat getirenlerin yorumlarını...

Yazdıklarını okudum. İzninle birkaç şeyi de ben ekleyeyim. Nazileri Amerika değil SSCB yeniyor. Amerika'nın aslında İkinci Dünya Savaşında çok da büyük bir başarısı yok. Mesela Japon anakarasına inen bir tane müttefik askeri yok. Japonlar kendi anakarasında savaşa hazırlanırken atom bombası yüzünden teslim oluyor. Birkaç yabancı tarihçiden Soğuk Savaş dönemi için de şunu duydum: "Amerika olmasa (Daha doğrusu nükleer silahları olmasa) Kızıl Ordu birkaç ay içinde tüm Avrupa'yı işgal edecek güçte" Bunları bilmeyen adamlar tabi ki yok Boraltan Köprüsünde Azerileri verdin, şunu yaptın bunu yaptın diye sallayacak.

Boraltan köprüsü olayınıda yanlış anlatıyorlar.Sovyetler Türkiye'den sivil Azerbaycanlıların teslimini istemiyor Kızıl orduda asker olup savaş esnasında cepheyi terk eden ve Türkiye'ye sığınan Azerbaycan asıllı Kızıl ordu askerlerini istiyor.Yani Sovyetler kendi askerlerinin teslimini talep ediyorlar.Türkiye'de mecburen bu sığınmacı askerleri teslim ediyor.Ancak Sovyetler teslim aldıkları bu askerleri hemen sınırda kurşuna dizince İsmet İnönü Türkiye'de teslim edilmeyi bekleyen Azerbaycan kökenli Kızıl ordu askerlerinin Sovyetlere teslimini 'can güvenlikleri olmadığı' gerekçesiyle durduruyor.Stalin Türkiye'nin üzerine gelse de Amerika ve İngiltere Sovyetlerin savaş sonrasında teslim olan esir askerlerini böyle katlettiğini görünce Türkiye'ye arka çıkıyorlar ve geri kalan Azerbaycan kökenli askerlerin Sovyetlere olan iadesi durduruluyor.Stalinde daha fazla üstelemiyor.Sovyetler o dönem yalnızca Türkiye'den aldığı askerlerini değil kendisine teslim edilen esir kızıl ordu askerlerini de infaz ediyor.Bu olunca Amerikalılar ve İngilizlerde ele geçirdikleri esir Kızıl ordu askerlerini Sovyetlere iade etmiyorlar.Savaş esnasında Almanlara esir olan veya başka ülkelere sığınan Kızıl ordu mensupları ancak Stalin öldükten sonra Rusya'ya geri dönebiliyorlar.Stalin yaşadığı süre boyunca savaştan kaçan,Almanlara teslim olan Kızıl ordu mensuplarının savaştan sonra ülkelerine dönmelerini yasaklamış,iade alabildiklerini ise 'vatan haini' oldukları gerekçesiyle infaz ettirmişti.

Ama bu gerçekler anlatılmadan ''İnönü Boraltan köprüsünde Azerbaycanlıları Sovyetlere teslim etti,onların katledilmelerine neden oldu'' yalanını söylemekten geri de durmuyorlar.Bunu diyen adamların bugün Çin'den Türkiye'ye sığınan Uygur Türklerine nasıl davrandıkları da ortada...

Etkili Habertwitter

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York'ta BBP Genel Başkanı Destici ile görüştü.”

https://twitter.com/etkilihaber/status/1440397470639427587

Onun yerine daha önemli bir görüşme yapmış. 

Bende müsaadenizle sizin yazınıza ekleme yapıyorum;

Amerika'nın Sovyetlere gönderdiği yardımlar;

400,000 jeeps and trucks jip ve kamyon

14,000 airplanes uçak

8,000 tractors traktör

13,000 tank

1.5 million blankets yorgan

15 million pairs of army boots askeri bot

107,000 tons of cotton pamuk

2.7 million tons of petroleum products (to fuel airplanes, trucks, and tanks) uçak ve tanklar için yakıt

4.5 million tons of food gıda

Bunlar haricinde cephane, patlayıcı, radar ve bakır alüminyum gibi madenler.

2016 parasıyla ederi 180 trilyon dolarmış yapılan yardımlar. Daha savaşa girmeden yaptıkları.

İngiltere'ye yaptıkları ayrı bir konu tabi.

Napolyon abimizin dediği gibi: para para para.

https://ru.usembassy.gov/world-war-ii-allies-u-s-lend-lease-to-the-soviet-union-1941-1945/

Mesela 1.Dünya Savaşında Almanlar Osmanlıya, Osmanlı Almanlara, Almanlar Bulgaristan'a, Bulgarlar Avusturya'ya... Yani tren gibi savaşa birlikte giren devletler birbirine yardım etmiş. Niye? Devletlerin amaçları büyük, hiçbir devlet kendi başına bu amaçları elde edecek güce sahip değil.

Amaç nedir anlamadım. SSCB Nazileri yenmiş deyince zoruna gitti de yardımlarınızı mı gözümüze sokuyorsun?

Soktum bile.

Ilk mesajında akp seçmeni falan yazmış sonra değiştirmiş. Asosyal canlı kendi kendine kurmuş.

Tarih yorumlamaktan aciz canlı meydanı boş bulmuş yazıyor.

Amaç nedir? Biraz açıklarsan beyninden ne geçiyor belki bilebiliriz. Gerçi psikolog muyum?