Şimdi Ara

Era Zıplama Sorunu!!! (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
115
Cevap
1
Favori
29.004
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Benim kişisel görüşüm B sınıfı otoların süspansiyonları çok yumuşak seçiliyor.(Bizim Honda City'dede böyle)Bu yüzden de araç sürekli yolda salınım halinde eğer bu sorundan çok rahatsız olursanız amortisör ve yayları değiştiriniz.(Sert olanları ile)Yukarda bi arkadaş bahsetmiş Partner yanımdan geçti gitti diye kesinlikle doğrudur eniştem de bu aracın Citroên Berlingo versiyonu vardı.Bu aracın yol tutuşu gerçekten fevkalâde düzeyde iyi seviyede neden derseniz bu aracın süspansiyonları fabrika çıkışı sert seçilmiştir.(Yük taşıma amaçlı olduğundan)Bu yüzden de araç limitlerine kadar mükemmel seviyede yol tutuşu sunar ama limitlerini geçtiğiniz anda direk arka tekerlekleri yerden keser.Kısaca araçlarınızı limitlerinde kullanınız 1.5CRDİ motoruna güvenip uçmaya kalkmayınız.
  • taksici bir tanıdık era ya tempra amörtisörü taktık zıplatması bitti demişti
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dhakanuysal

    Era'yı Symbol almadan önce yaptığım 2 km lik test sürüşü haricinde kullanmadım. Ancak sorunu olanlara şöyle bir tavsiyede bulunabilirim;

    Eğer zıplatmadan kasıt, süspansiyon yumuşak kaldığı için yaylanma ise, çözümü gazlı amortisör ile giderilebilir. Eğer süspansiyon çok sert olduğu için hop hop hoplatmaya zıplatma deniyorsa, (ki ben test sürüşünde sertliği farkettim) üzerindeki amortisörler gazlı ise normalleri ile değiştirilir. Ayrıca sert lastikler varsa kesinlikle Michelin ile değiştirilmelidir. Daha daha ileri çözüm için yaylar yumuşatılır.

    Kararsız kalan arkadaşlara faydalı olur düşüncesi ile konu ile ilgisi olmamasına rağmen geçtiğim aşamaları anlatacağım.

    Ben Era'yı test sonrası beğenmeyerek Symbol 2010 1,5 dci almıştım. Symbol'de dikkatimi çeken en önemli nokta, arkaya oturanların kesinlikle şikayetçi olmadıkları.
    Mesela, sert süspansiyonlu araçlardan şikayet eden yaşlı tanıdıklarım var. Arkaya oturduklarında ön kadar konforlu bir şekilde yolculuk ettiklerini söylüyorlar.

    Üzerindeki lastiklerin fab.çıkışı Continental olmasının bence bunda büyük rolü vardır, çünkü yanakları yumuşacık, Michelin gibi. Ayrıca süspansiyon ne sert nede çok yumuşak, orta karar ayarlanmış. (Lastik havalarınız 32 nin üzerinde olmamalıdır.)

    Ben aracı 2010 başında almıştım, bende sonra bir akrabam i20 almak istedi. Test sürüşünü bana yaptırdı. i20 yi kullandıktan sonra beğenmeyerek birde i30 kullandım. i20 ile i30 arasında birçok yönden büyük fark tespit ettiğimden, i30 almasını önerdim. Ancak bayide araç olmadığından mecburen i20 aldı.

    Test ettiğim her iki araçta dizeldi. Farkları sıralıyorum.,
    i20 de gaza basınca araç düşünüyor, i30 anında tepki veriyordu.
    i20 de dışarıdan ve araç içinden motor sesi çok duyuluyor, i30 da içeriden duyulmadığı gibi dışarıdan az duyuluyordu.
    i20 de süspansiyon sert ve çok fazla yol sesi alıyor, i30 süspansiyonu konforlu ve yol sesi hiç yoktu.

    Bunun gibi farklara rağmen mecburen i20 alan akrabam, yaşlı annesini arkaya bindirdiğinde kadıncağız sert süspansiyon kaynaklı zıplamadan çok şikayetçi oluyor sadece önde oturabiliyordu. Aynı kişi Symbol'ün arka koltuğunda uzun süre hiç rahatsız olmadan seyahat edebiliyordu.

    Bu kadar fark varmı acaba diye merak ederek birgün de kendim Symbol'ün arkasına geçtim ve gördümki hakikaten önden farkı yok.

    Sonra 2.aracımı almak için Fluence'i test ettim ve Symbol ile konfor farkı göremedim. Bence konfor farkı olmadığı içinde aradaki 20.000 fiyat farkını Fluence'e vermek istemediğimden tesadüfen bir Toyota bayiine girip Verso'yu çok beğendim ve test edemeden aldım.

    Her türden çok araç kullanmış biri olarak, bu sınıfa mensup bir araçta tokluk, oturaklılık, uzun yol rahatlığı ve konforu nedir Verso'da görmüş oldum.


    Bence araç almak isteyenler tamamen beklentileri yönünde araçları teste tabi tutsunlar. Herkesin beklentisi değişik olduğundan, şikayet edilen araçtan aynısını kullanan bir başkası gayet memnun olabiliyor.


    Merhaba,

    Yazınızı okudum, ancak birkaç noktaya değinmeden geçemeyeceğim:

    İlk olarak, konfor kavramından ne algıladığınızı ve neyi anlatmak istediğinizi merak ettim. Neden mi, çünkü: "Sonra 2.aracımı almak için Fluence'i test ettim ve Symbol ile konfor farkı göremedim." demişsiniz. Buradan çıkarılacak 2 sonuç vardır; ilki ya siz arabalardan gerçekten hiç anlamıyorsunuz, ikincisi ise otomobilleri sadece 4 tekerlekli götürgeç olarak görüyorsunuz, ki her insan otomobilden anlayacak diye birşey yoktur ama anlamasa da bu iki araç arasındaki "derin" farkları herkes görebilir diye düşünüyorum..

    "Bence araç almak isteyenler tamamen beklentileri yönünde araçları teste tabi tutsunlar. Herkesin beklentisi değişik olduğundan, şikayet edilen araçtan aynısını kullanan bir başkası gayet memnun olabiliyor." sözlerinize katılıyorum ama fluence almaya giderken Verso alan bir kişi olarak ve "Her türden çok araç kullanmış biri olarak, bu sınıfa mensup bir araçta tokluk, oturaklılık, uzun yol rahatlığı ve konforu nedir Verso'da görmüş oldum." sözlerinden sonra araçlar ve sınıf farkları konusunda gerçekten bilgi sahibi olmadığınızı tam olarak anlamış oldum.

    Fluence C sınıfı yani "small family car" sınıfı bir araçken Verso "small MPV" sınıfı bir araçtır. Symbol ise daha da küçük bir sınıf olan B sınıfı bir araçtır.

    Konfor sizin için neyi temsil ediyor gerçekten anlayamadım. Genişlik mi (ki genişliğin g'si symbol de yoktur), kaliteli malzeme mi (döşeme/plastik kalitesi), donanım mı (elektrikli arka ön/camlar, kol dayama gibi aksesuarklar vb) vs... uzadıkça gider uzatmayayım, ama konfor bence hepsidir, sadece amortisör sertliği değil...

    Siz bu araçları nasıl mukayese edebiliyorsunuz diye sormayacağım, çünkü yukarıda yazdıklarım nasıl ve neden sorduğunuzu açıklıyor.

    Sadece şunu söylemek isterim, yorum yazarken lütfen biraz daha bilinçli yorum yazalım. Bilmiyor olabiliriz, o zaman da araştırıp öyle yorum yapalım. Bu foruma girip yorum yazabiliyorsanız internet kullanabiliyorsunuz demektir, o halde araştırma da yapabilirsiniz sonucuna rahatlıkla varılmaktadır.

    Konuyla ilgili yorumumu da tekrar dikkate sunuyorum:
    "Arkadaşlar sanırım araçtaki durumu yanlış algılıyor/değerlendiriyorsunuz. Eralardaki zıplama (veya aşırı yaylanma) sorununun sebebi süspansiyonların (özellile de arkaların) sert olmasından değil aşırı YUMUŞAK olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da arabanın gereksiz ve kontrolsüz şekilde yaylanmasına(hatta bazen zıplamasına) ve sonucunda da iyi yol tutmayıp savrulmasına neden olmaktadır. Birçok marka/model araç kullanmış biri olarak tecrübeye binaen söylüyorum, çoğu aracın stabil seyrettiği yollarda era aşırı yumuşak arka süspansiyonu sebebiyle stabilitesini kaymetmektedir ve aşırı fazla yaylanarak zıplama derecesinde içerideki yolcuyu yormakta/tedirgin etmekte, akabinde de savrulma problemine sebep olmaktadır. Bunu yaşayan bir çok arkadaşım da bulunmaktadır. Araç 50 km hızda bile ani bir direksiyon hamlesinde arkadan savrulmaktadır.

    Yukarıda da bazı arkadaşlar durumu çok iyi izah etmiş, hatta bir arkadaşımız "amortisör testinde sağlam amartisörün aşırı yumuşak yapısından dolayı aletlerin arka amortisörleri patlak olarak algılamasından" örnek vererek bahsetmişlerdir. Aracın arka kısmına daha stabil ve orta sertlikte bir amortisör takılmasıyla sorun bende büyük oranda çözümlenecektir. "

    Saygılar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: atlantistruva

    2008 Mayıs'ından beri Accent Era Select kullanıyorum. Kendi kendimizi kandırmaya gerek yok. Aracın arka süspansiyonları bağlı süspansiyon olduğu için araç anormal derece de hopluyor ama aracı bilen kişi nerde nasıl gideceğini zamanla kestirince sorun biraz daha azalıyor.

    Accent Era'yı almadan önce bu sorunları okumuştum ama arabanın cazibesine kapıldığım için göz ardı ettim.

    Fiyatına göre performansı da iyi. sınıfındaki araçların nerdeyse hiçbirinde 97 beygir yok. Yokuşlarda ilk zamanlarda çakılıyordum ama kayınçomoun keşfettiği yöntemle o da minimuma indi. Yokuşta çekmediği zaman gazı kökleyince baya düzeliyor.

    Malzeme kalitesi de bazı noktalarda çok kötü.

    Usta bir şoför değilim ama tüm bunlara rağmen Era'mla mutluyum. Tek sıkıntım garanti nedeniyle şu ana kadar tüp taktıramamak oldu.


    bence tüp taktırmamakla hata etmişsiniz,
    bende 2010 da erabamı aldığımda tüpsüz almıştım baktık benzine para yetmiyor gittim BRC taktırdım, kaç kezde servise gittim kimse garanti ile ilgili hiç bir şeyi sorun etmediler. hatta sormadılar bile




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dhakanuysal


    quote:

    Orijinalden alıntı: baris43544354


    quote:

    Orijinalden alıntı: dhakanuysal

    Era'yı Symbol almadan önce yaptığım 2 km lik test sürüşü haricinde kullanmadım. Ancak sorunu olanlara şöyle bir tavsiyede bulunabilirim;

    Eğer zıplatmadan kasıt, süspansiyon yumuşak kaldığı için yaylanma ise, çözümü gazlı amortisör ile giderilebilir. Eğer süspansiyon çok sert olduğu için hop hop hoplatmaya zıplatma deniyorsa, (ki ben test sürüşünde sertliği farkettim) üzerindeki amortisörler gazlı ise normalleri ile değiştirilir. Ayrıca sert lastikler varsa kesinlikle Michelin ile değiştirilmelidir. Daha daha ileri çözüm için yaylar yumuşatılır.

    Kararsız kalan arkadaşlara faydalı olur düşüncesi ile konu ile ilgisi olmamasına rağmen geçtiğim aşamaları anlatacağım.

    Ben Era'yı test sonrası beğenmeyerek Symbol 2010 1,5 dci almıştım. Symbol'de dikkatimi çeken en önemli nokta, arkaya oturanların kesinlikle şikayetçi olmadıkları.
    Mesela, sert süspansiyonlu araçlardan şikayet eden yaşlı tanıdıklarım var. Arkaya oturduklarında ön kadar konforlu bir şekilde yolculuk ettiklerini söylüyorlar.

    Üzerindeki lastiklerin fab.çıkışı Continental olmasının bence bunda büyük rolü vardır, çünkü yanakları yumuşacık, Michelin gibi. Ayrıca süspansiyon ne sert nede çok yumuşak, orta karar ayarlanmış. (Lastik havalarınız 32 nin üzerinde olmamalıdır.)

    Ben aracı 2010 başında almıştım, bende sonra bir akrabam i20 almak istedi. Test sürüşünü bana yaptırdı. i20 yi kullandıktan sonra beğenmeyerek birde i30 kullandım. i20 ile i30 arasında birçok yönden büyük fark tespit ettiğimden, i30 almasını önerdim. Ancak bayide araç olmadığından mecburen i20 aldı.

    Test ettiğim her iki araçta dizeldi. Farkları sıralıyorum.,
    i20 de gaza basınca araç düşünüyor, i30 anında tepki veriyordu.
    i20 de dışarıdan ve araç içinden motor sesi çok duyuluyor, i30 da içeriden duyulmadığı gibi dışarıdan az duyuluyordu.
    i20 de süspansiyon sert ve çok fazla yol sesi alıyor, i30 süspansiyonu konforlu ve yol sesi hiç yoktu.

    Bunun gibi farklara rağmen mecburen i20 alan akrabam, yaşlı annesini arkaya bindirdiğinde kadıncağız sert süspansiyon kaynaklı zıplamadan çok şikayetçi oluyor sadece önde oturabiliyordu. Aynı kişi Symbol'ün arka koltuğunda uzun süre hiç rahatsız olmadan seyahat edebiliyordu.

    Bu kadar fark varmı acaba diye merak ederek birgün de kendim Symbol'ün arkasına geçtim ve gördümki hakikaten önden farkı yok.

    Sonra 2.aracımı almak için Fluence'i test ettim ve Symbol ile konfor farkı göremedim. Bence konfor farkı olmadığı içinde aradaki 20.000 fiyat farkını Fluence'e vermek istemediğimden tesadüfen bir Toyota bayiine girip Verso'yu çok beğendim ve test edemeden aldım.

    Her türden çok araç kullanmış biri olarak, bu sınıfa mensup bir araçta tokluk, oturaklılık, uzun yol rahatlığı ve konforu nedir Verso'da görmüş oldum.


    Bence araç almak isteyenler tamamen beklentileri yönünde araçları teste tabi tutsunlar. Herkesin beklentisi değişik olduğundan, şikayet edilen araçtan aynısını kullanan bir başkası gayet memnun olabiliyor.


    Merhaba,

    Yazınızı okudum, ancak birkaç noktaya değinmeden geçemeyeceğim:

    İlk olarak, konfor kavramından ne algıladığınızı ve neyi anlatmak istediğinizi merak ettim. Neden mi, çünkü: "Sonra 2.aracımı almak için Fluence'i test ettim ve Symbol ile konfor farkı göremedim." demişsiniz. Buradan çıkarılacak 2 sonuç vardır; ilki ya siz arabalardan gerçekten hiç anlamıyorsunuz, ikincisi ise otomobilleri sadece 4 tekerlekli götürgeç olarak görüyorsunuz, ki her insan otomobilden anlayacak diye birşey yoktur ama anlamasa da bu iki araç arasındaki "derin" farkları herkes görebilir diye düşünüyorum..

    "Bence araç almak isteyenler tamamen beklentileri yönünde araçları teste tabi tutsunlar. Herkesin beklentisi değişik olduğundan, şikayet edilen araçtan aynısını kullanan bir başkası gayet memnun olabiliyor." sözlerinize katılıyorum ama fluence almaya giderken Verso alan bir kişi olarak ve "Her türden çok araç kullanmış biri olarak, bu sınıfa mensup bir araçta tokluk, oturaklılık, uzun yol rahatlığı ve konforu nedir Verso'da görmüş oldum." sözlerinden sonra araçlar ve sınıf farkları konusunda gerçekten bilgi sahibi olmadığınızı tam olarak anlamış oldum.

    Fluence C sınıfı yani "small family car" sınıfı bir araçken Verso "small MPV" sınıfı bir araçtır. Symbol ise daha da küçük bir sınıf olan B sınıfı bir araçtır.

    Konfor sizin için neyi temsil ediyor gerçekten anlayamadım. Genişlik mi (ki genişliğin g'si symbol de yoktur), kaliteli malzeme mi (döşeme/plastik kalitesi), donanım mı (elektrikli arka ön/camlar, kol dayama gibi aksesuarklar vb) vs... uzadıkça gider uzatmayayım, ama konfor bence hepsidir, sadece amortisör sertliği değil...

    Siz bu araçları nasıl mukayese edebiliyorsunuz diye sormayacağım, çünkü yukarıda yazdıklarım nasıl ve neden sorduğunuzu açıklıyor.

    Sadece şunu söylemek isterim, yorum yazarken lütfen biraz daha bilinçli yorum yazalım. Bilmiyor olabiliriz, o zaman da araştırıp öyle yorum yapalım. Bu foruma girip yorum yazabiliyorsanız internet kullanabiliyorsunuz demektir, o halde araştırma da yapabilirsiniz sonucuna rahatlıkla varılmaktadır.

    Konuyla ilgili yorumumu da tekrar dikkate sunuyorum:
    "Arkadaşlar sanırım araçtaki durumu yanlış algılıyor/değerlendiriyorsunuz. Eralardaki zıplama (veya aşırı yaylanma) sorununun sebebi süspansiyonların (özellile de arkaların) sert olmasından değil aşırı YUMUŞAK olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da arabanın gereksiz ve kontrolsüz şekilde yaylanmasına(hatta bazen zıplamasına) ve sonucunda da iyi yol tutmayıp savrulmasına neden olmaktadır. Birçok marka/model araç kullanmış biri olarak tecrübeye binaen söylüyorum, çoğu aracın stabil seyrettiği yollarda era aşırı yumuşak arka süspansiyonu sebebiyle stabilitesini kaymetmektedir ve aşırı fazla yaylanarak zıplama derecesinde içerideki yolcuyu yormakta/tedirgin etmekte, akabinde de savrulma problemine sebep olmaktadır. Bunu yaşayan bir çok arkadaşım da bulunmaktadır. Araç 50 km hızda bile ani bir direksiyon hamlesinde arkadan savrulmaktadır.

    Yukarıda da bazı arkadaşlar durumu çok iyi izah etmiş, hatta bir arkadaşımız "amortisör testinde sağlam amartisörün aşırı yumuşak yapısından dolayı aletlerin arka amortisörleri patlak olarak algılamasından" örnek vererek bahsetmişlerdir. Aracın arka kısmına daha stabil ve orta sertlikte bir amortisör takılmasıyla sorun bende büyük oranda çözümlenecektir. "

    Saygılar.





    Bahsettiğim konfor "yol, yani sürüş konforu" dur.

    Sizin bahsettiğiniz detaylar donanım ve aksesuara girer. Ben her türlü aracı kullanmış biriyim. Bunun içinde en lüksünden ticarisine kadar hepsi mevcut. Bir aracın konforlu olup olmadığının birinci göstergesi yol, yani sürüş konforudur. Mercedes gibi araçlar ünlerini yolcularına sağladıkları sürüş konforu ile yapmışlardır. Konforu konfor yapan donanımları değil sürüş konforlarıdır. Sonuçta lüx sınıfta yer alan benzer donanımlar bugün alt sınıf araçlarda dahi bulunabiliyor. Fakat donanım veya aksesuarlarının çokluğu onları lüx yapmıyor.

    Symbol'ü belki siz sıradan bir araç gibi görebilirsiniz ancak üzerindeki yumuşak yanaklı Continental lastiklerinde etkisiyle gerçekten yumuşak yolculuk yapılan, içindekileri hırpalamayan bir araç.

    Fluence'in iç hacmi tabiki Symbol'e göre daha geniş. Ancak sürüş yani yol konforu, yani yolda giderken yüzeydeki etkileri yolculara nasıl hissettirdiği, benim tespitime göre aynı.

    Örneğin;
    Vw Touran içine bindiğinizde size görüntü olarak neredeyse Passat konforu yaşatacakmış hissi verir.İlk bakışta kalabalık donanımın verdiği görüntü öyle gösterir. Yolculuk ettiğinizde ise öyle olmadığını görürsünüz. Hele birde arka koltukta oturuyorsanız sürekli zıplayarak yolculuk edersiniz. Aracın cam otomatikleri digital kliması v.s. aksesuar yada donanımı maalesef yolculuğunuzun konforuna etki etmez, sarsıntının verdiği yorgunluğu gidermez. İşte konfordan kastım budur. Elimden geldiğince detaylı anlatmaya çalıştım. Lütfen yazıda ne söylemek istediğimi tekrar okuyunuz.

    Yine anlamadıysanız, hakaret vari bir yazı yazmadan önce şunu yapın;

    Hiçbir aksesuarı olmayan 30 yaşında sıradan bir Mercedes ile kalın mıcırlı bir yolda bir müddet seyahat edin. Birde her türlü donanımı bulunan full aksesuarlı C sınıfı bir araç ile seyahat edin.

    İndiğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlamış olacaksınız. Yine anlamamakta ısrar ederseniz, bünyenize danışın o mutlaka farkı görmüş olacaktır.

    edit: imla



    Öncelikle şunu belirtmek isterim ki hakaret vari bir yazı yazdığımı hiç düşünmüyorum, lakin böyle olsaydı sonuna "saygılar" yazmazdım.

    "Ben her türlü aracı kullanmış biriyim. Bunun içinde en lüksünden ticarisine kadar hepsi mevcut." demişsiniz. Benim veya başka insanların bu konuda sizden tecrübeli olmadığını nereden biliyorsunuz? Bence bu konuda fazla iddialı olmayın, çünkü çevrenizde sizden çook daha ilerde olan insanlar var bu konuda. Kendimden bahsetmiyorum bile..

    Sizin bahsettiğiniz ve aracın yolda gidişini yolcuya hissettiren konfor unsuru "amortisör" unsurudur ve konfor kavramının temel unsurları arasındadır. Ancak siz buna fazla takılmışsınız ve gözünüz başka hiçbir şey görmüyor, ki arabadan iyi anlayan bilmem kaç tane araba kullanmış bir kişi bu kadar dar kapsamlı düşünemez, düşünürse de sizin pozisonunuza düşer.

    "Yine anlamamakta ısrar ederseniz, bünyenize danışın o mutlaka farkı görmüş olacaktır." demişsiniz. Bence benim bünyemi olaya karıştırmayın haddiniz değil, yaş tahtaya basarsınız-bu bir. İkincisi ise, her bünye illaki sizin gibi amortisöre "takık" olmak zorunda değil, kişinin konfor anlayışı illaki sizinle aynı olacak değil. Kişinin omurgası hassastır amortisöre daha çok önem verebilir, ancak kişi sıcaktan nefret eder ve "terleyip bunalmaktansa sarsılmayı tercih ederim" diyebilir...

    Son olarak, kendinizin konuyu ne kadar dar kapsamlı ele aldığınızı ve ne kadar "sığ" bir bakış açısına sahip olduğunuzu yine kendiniz ele veriyorsunuz. "Bahsettiğim konfor "yol, yani sürüş konforu" dur. " demiş ve ardından da "Sizin bahsettiğiniz detaylar donanım ve aksesuara girer." demişsiniz. Yazacak kelime bulamıyorum...

    Bence siz "konfor" kavramını ve bu kavramın neleri kapsadığını bir araştırın ve ondan sonra yorum yapın. Buraya girip yorum yazabildiğinize göre internetten araştırma da yapabilirsiniz diye tahmin ediyorum.
    Hangi zihniyet araç genişliğini konfor unsuru olarak almaz, hangi zihniyet klima-hidrolik direksiyon-kol dayama-elektirikli cam-kaliteli malzeme (bilmediğiniz için buna açıklık getireyim, malzeme kalitesi düşük olduğunda araçtan sert plastik sebebiyle tıkırtı seleri gelir ve araçtakiler rahatsız olur v.b.)-ses yalıtımı unsularını nasıl konfor unsuru olarak ele almaz anlayabilmiş değilim. Bunları konfor unsuru almayıp sadece amortisör unsunuru almış olmanız otomobillerden hiç ama hiç anlamadığınızı ispatlar nitelikte zaten, ne kadar çok araç kullanırsanız kullanın fark etmez, bakışınız yanlış ve eksik olduğu için bu değişmeyecektir.
    Bu arada değinmekte fayda var; sunroof, deri döşeme, koltuk ısıtma-soğutma gibi donanımlar da konfor unsurlarına girer, ama temel unsurlar değildir..

    Ben size sis farı-esp-yol bilgisayarı-bluetooth-içerden açılan depo kapağı alaşımlı jant v.s. demiyorum ki, donanım unsurarı olanlar bunlardır ve bunların benzerleridir. Daha donanım unsuru ile konfor unsuru arasındaki farkı, hatta araç sınıfları arasındaki farkı bilmiyorsunuz..
    Siz bi araştırın lütfen...

    Şimdi siz şunu mu demek istiyorsunuz: İçinde klima-elektrikli cam-ses yalıtımı-hidrolik direksiyon v.s. olmayan ama amortisörü konfora yönelik bir daracık araç olsun konfor budur bundan ibarettir mi demek istiyorsunuz?
    Yani içerde sıcaktan kavrulurken manuel camları açmaya çalışan, ses yalıtımı olmadığından başı gürültüden şişen ve aynı zamanda hidrolik direksiyon olmadığından kolları direksiyon çevirmekten kas yapmış daracık araçtaki kişi aracının amortisörleri konfora yönelik olduğundna konforlu seyahat ediyor diyorsunuz öylemi??? Daha sayarım ama o kadar yazmaya gerek yok sanırım. Anlayan anladı zaten...

    Sizi de "anlamaya" davet ediyorum, umarım anlarsınız.

    Saygılar.

    edit:imla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi baris43544354 -- 5 Eylül 2011; 10:48:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dhakanuysal

    Sizi arabalardan ne kadar iyi anladığınızı şimdi anlamış bulunuyorum...

    1- Bahsettiğim "Yol ve sürüş konforu" nu, süspansiyondan ibaret, süspansiyonuda amortisör ve türevi malzemeden ibaret görmeniz zaten yüksek bilginizi gösteriyor.
    2- Ayrıca, konfor kavramının içini öyle güzel dodurmuşsunuzki; Benim donanım olarak bahsettiğim özellikleri ısrarla konfor olarak kabul ettiğinize göre, 1965 model bir Bentley veya RollsR. sahipleri size göre konforsuz araçlara sahipler. Çünkü hid.direksiyon, otomatik cam gibi özellikler o yıllarda birçok araçta yoktu. Ancak zenginler yinede bu konforsuz araçlara çuvalla para döküyorlardı. Bilselerdi saydığınız tüm özelliklerin çıkmasını bekler öyle araç alırlar ve paralarıda ziyan olmazdı.

    Demekki ben şunu anlayamamışım. Eski ve özellikleri kısıtlı araçlar konforsuz, yeni ve geniş donanımlı araçlar konforlu sınıfına girerlermiş. Ayrıca araç sınıflarınıda bilmediğimden, çevremdeki kimseyide benim kadar çok çeşitli araç kullanmadığını ve bilgisi olmadığını kabul ettiğimden, bana iyi bir ders vermiş oldunuz ve birden gözüm açılıverdı.

    Tüm zahmetli anlatımlarınız için teşekkür ediyor, bir daha yazışmamayı diliyorum.


    Hayretle okuyorum..
    1- Yani yazacak kelime bulamıyorum bu madde için, çünkü "yol ve sürüş konforunu" süspansiyondan ibaret gören sizsiniz, bir de karşıma geçmiş bunu bana yüklüyorsunuz. Kendi savunduğunuz fikirleri yanlış çıkınca başkasına yükleme özeliğinizi de forum olarak görmüş olduk.

    Ben yazışma başladığından beri yol ve sürüş konforunun sadece amortisör-süspansiyon-ve türevleri-v.s. den (yani süspansiyon sisteminden) ibaret olmadığını ısrarla savunurken, bunun diğer unsurlarının bulunduğunu ve bunların neler olduğunu izah etmeye çalışırken, siz karşıma geçmiş kendi yanlış savınızı bana nasıl yüklemeye kalkarsınız?

    Sizin kendi yazdıklarınızdan haberiniz yokmu? Siz benim yazdıklarını okudunuz mu, okudunuz da anladınız mı? Yoksa okuma-anlama kısmında sıkıntı mı var?

    Pes diyorum, artık bu 1. maddede yazdıklarınızdan sonra sizde iyi niyet arayamayacağım..

    Ayrıca şunu da açıklarsanız iyi olacak çünkü "süspansiyonuda amortisör ve türevi malzemeden ibaret görmeniz " yazmışsınız, burayı bi açıklayıverin yüksek bilginiz ve anlamayışınızla. Süspansiyon nedir? türevleri nelerdir? Bu bir sistemse zaten türevleri yazarak bunu belirtmiş olmuyormusunuz?

    Bir insannın kendi kendisiyle nasıl ve ne kadar yüksek bir derecede çelişebileceğini bizlere kanıtlamış oldunuz..

    Not: Süspansiyon bir sistemdir, sadece amortisörden ibaret değildir (bağımsız, yarı bağımsız, bağımlı-denge çubuklu vs çeşitleri de vardır), bunu otomobilden biraz anlayan herkes bilir, bunu irdelemeye ve üzerine gitmeye gerek bile yokken sizin bu yazdığınız konuyu başka yere çekip tuhaflaşmaktan başka birşey değildir..

    2- "konfor kavramının içini öyle güzel dodurmuşsunuzki" yazmışsınız. İşte burada kendi kendinizi tanımlamış ve konuya ne kadar sığ baktığınızı kanıtlamışsınız. Konfor kavramı tabiki içi doldurulacak bir kavramdır. Sizin yaptığınız gibi sadece tek bir unsura bağlanabilecek bir kavram değildir.

    1965 yılındaki çoğu aracın yumuşacık-konfora yönelik süspansiyon sistemlerinden ve geniş olmalarından başka araca konfor katacak herhangi bir unsur yoktuki, evet aynen öyleydi. Ama şunu da belirtmekte fayda var, 1965 model bir Bentley veya RollsR'da benim savunduğum hangi konfor unsurlarının bulunduğunu da bir araştırın bence. Gördüklerinize şaşırıp kalacaksınız. Şöyle ki:

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-klasik-araclar-klasik-otomobiller-rolls-royce-1965-rolls-royce-silver-cloud-111-efsane-32119770/detay/

    Mesela yukardaki linkte bulunan satılık araçta 4 cam otomatik ve hidrolik diraksiyon var. Bak sen şu işe!

    http://www.vast.com/detail/cars/ob-N7sTu5m7i7S5yLm2u7BBDbZ7e2uzkQaHtIgTHZEGSRvLDw==/?pl=0&csearch=0&v_ref=aHR0cDovL3d3dy52YXN0LmNvbS9jYXJzL3VzZWQtZm9yLXNhbGUtQmVudGxleS5TMw%3D%3D&v_user=dmFzdF92Mw%3D%3D

    Birde bu var tabi, klima-elektrikli cam-hidrolik direksiyon standartmış, oldumu şimdi!

    İnsan kendi verdiği örnekle nasılda mahçup duruma düşermiş, işte böyle, sizin yaptığınız gibi...

    Bu arada çok sağolun çünkü benim savunduğum fikirler için de mükemmel bir örnek vermiş oldunuz. Zengin insanlar o dönemde kısıtlı olarak konfor yaşayabiliyorlardı. O dönemin koşulları o idi ve onlar da ancak o dönemin en pahalısı olarak o dönemim koşullarından üretilen ve en pahalı olan ama bir okadar da günümüz koşullarına göre "eksik ve yetersiz" konfor sunan o araçları alabiliyorlardı. Örneklerde daha doğrusu sizin vermiş olduğunuz örneklerde olduğu gibi çok az araçta günümüz konfor unsurlarının bir kısmı vardı.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Otomobil#Otomobillerin_teknolojik_geli.C5.9Fim_kronolojisi

    Burayı da bir okuyun da birşeyler öğrenin bence. Hangi unsur ne zaman kullanılmaya başlanmış v.s. hepsi mevcut, okuyun öğrenin sonra yazın. Yoksa böyle kötü duruma düşürürsünüz kend kendinizi...

    Böylece yanlış fikirlerinizi benim için iyi ancak sizin açınızdan da berbat bir örnek vererek kendi kendinizi kendi elinizle kuyuya atmış bulunmaktasınız. Burada benim lehime örnek vererek yine ne kadar tuhaf ve eksik düşündüğünüzü ispatladınız, tebrikler.

    "Tüm zahmetli anlatımlarınız için teşekkür ediyor, bir daha yazışmamayı diliyorum. " demişsiniz. Estağfurullah hiç zahmet olmadı. Karşımdaki kişilere birşeyler öğretebildiysem, en ufak birşey katabildiysem ne mutlu bana..

    Saygılar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: dhakanuysal


    quote:

    Orijinalden alıntı: baris43544354


    quote:

    Orijinalden alıntı: dhakanuysal

    Sizi arabalardan ne kadar iyi anladığınızı şimdi anlamış bulunuyorum...

    1- Bahsettiğim "Yol ve sürüş konforu" nu, süspansiyondan ibaret, süspansiyonuda amortisör ve türevi malzemeden ibaret görmeniz zaten yüksek bilginizi gösteriyor.
    2- Ayrıca, konfor kavramının içini öyle güzel dodurmuşsunuzki; Benim donanım olarak bahsettiğim özellikleri ısrarla konfor olarak kabul ettiğinize göre, 1965 model bir Bentley veya RollsR. sahipleri size göre konforsuz araçlara sahipler. Çünkü hid.direksiyon, otomatik cam gibi özellikler o yıllarda birçok araçta yoktu. Ancak zenginler yinede bu konforsuz araçlara çuvalla para döküyorlardı. Bilselerdi saydığınız tüm özelliklerin çıkmasını bekler öyle araç alırlar ve paralarıda ziyan olmazdı.

    Demekki ben şunu anlayamamışım. Eski ve özellikleri kısıtlı araçlar konforsuz, yeni ve geniş donanımlı araçlar konforlu sınıfına girerlermiş. Ayrıca araç sınıflarınıda bilmediğimden, çevremdeki kimseyide benim kadar çok çeşitli araç kullanmadığını ve bilgisi olmadığını kabul ettiğimden, bana iyi bir ders vermiş oldunuz ve birden gözüm açılıverdı.

    Tüm zahmetli anlatımlarınız için teşekkür ediyor, bir daha yazışmamayı diliyorum.


    Hayretle okuyorum..
    1- Yani yazacak kelime bulamıyorum bu madde için, çünkü "yol ve sürüş konforunu" süspansiyondan ibaret gören sizsiniz, bir de karşıma geçmiş bunu bana yüklüyorsunuz. Kendi savunduğunuz fikirleri yanlış çıkınca başkasına yükleme özeliğinizi de forum olarak görmüş olduk.

    Ben yazışma başladığından beri yol ve sürüş konforunun sadece amortisör-süspansiyon-ve türevleri-v.s. den (yani süspansiyon sisteminden) ibaret olmadığını ısrarla savunurken, bunun diğer unsurlarının bulunduğunu ve bunların neler olduğunu izah etmeye çalışırken, siz karşıma geçmiş kendi yanlış savınızı bana nasıl yüklemeye kalkarsınız?

    Sizin kendi yazdıklarınızdan haberiniz yokmu? Siz benim yazdıklarını okudunuz mu, okudunuz da anladınız mı? Yoksa okuma-anlama kısmında sıkıntı mı var?

    Pes diyorum, artık bu 1. maddede yazdıklarınızdan sonra sizde iyi niyet arayamayacağım..

    Ayrıca şunu da açıklarsanız iyi olacak çünkü "süspansiyonuda amortisör ve türevi malzemeden ibaret görmeniz " yazmışsınız, burayı bi açıklayıverin yüksek bilginiz ve anlamayışınızla. Süspansiyon nedir? türevleri nelerdir? Bu bir sistemse zaten türevleri yazarak bunu belirtmiş olmuyormusunuz?

    Bir insannın kendi kendisiyle nasıl ve ne kadar yüksek bir derecede çelişebileceğini bizlere kanıtlamış oldunuz..

    Not: Süspansiyon bir sistemdir, sadece amortisörden ibaret değildir (bağımsız, yarı bağımsız, bağımlı-denge çubuklu vs çeşitleri de vardır), bunu otomobilden biraz anlayan herkes bilir, bunu irdelemeye ve üzerine gitmeye gerek bile yokken sizin bu yazdığınız konuyu başka yere çekip tuhaflaşmaktan başka birşey değildir..

    2- "konfor kavramının içini öyle güzel dodurmuşsunuzki" yazmışsınız. İşte burada kendi kendinizi tanımlamış ve konuya ne kadar sığ baktığınızı kanıtlamışsınız. Konfor kavramı tabiki içi doldurulacak bir kavramdır. Sizin yaptığınız gibi sadece tek bir unsura bağlanabilecek bir kavram değildir.

    1965 yılındaki çoğu aracın yumuşacık-konfora yönelik süspansiyon sistemlerinden ve geniş olmalarından başka araca konfor katacak herhangi bir unsur yoktuki, evet aynen öyleydi. Ama şunu da belirtmekte fayda var, 1965 model bir Bentley veya RollsR'da benim savunduğum hangi konfor unsurlarının bulunduğunu da bir araştırın bence. Gördüklerinize şaşırıp kalacaksınız. Şöyle ki:

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-klasik-araclar-klasik-otomobiller-rolls-royce-1965-rolls-royce-silver-cloud-111-efsane-32119770/detay/

    Mesela yukardaki linkte bulunan satılık araçta 4 cam otomatik ve hidrolik diraksiyon var. Bak sen şu işe!

    http://www.vast.com/detail/cars/ob-N7sTu5m7i7S5yLm2u7BBDbZ7e2uzkQaHtIgTHZEGSRvLDw==/?pl=0&csearch=0&v_ref=aHR0cDovL3d3dy52YXN0LmNvbS9jYXJzL3VzZWQtZm9yLXNhbGUtQmVudGxleS5TMw%3D%3D&v_user=dmFzdF92Mw%3D%3D

    Birde bu var tabi, klima-elektrikli cam-hidrolik direksiyon standartmış, oldumu şimdi!

    İnsan kendi verdiği örnekle nasılda mahçup duruma düşermiş, işte böyle, sizin yaptığınız gibi...

    Bu arada çok sağolun çünkü benim savunduğum fikirler için de mükemmel bir örnek vermiş oldunuz. Zengin insanlar o dönemde kısıtlı olarak konfor yaşayabiliyorlardı. O dönemin koşulları o idi ve onlar da ancak o dönemin en pahalısı olarak o dönemim koşullarından üretilen ve en pahalı olan ama bir okadar da günümüz koşullarına göre "eksik ve yetersiz" konfor sunan o araçları alabiliyorlardı. Örneklerde daha doğrusu sizin vermiş olduğunuz örneklerde olduğu gibi çok az araçta günümüz konfor unsurlarının bir kısmı vardı.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Otomobil#Otomobillerin_teknolojik_geli.C5.9Fim_kronolojisi

    Burayı da bir okuyun da birşeyler öğrenin bence. Hangi unsur ne zaman kullanılmaya başlanmış v.s. hepsi mevcut, okuyun öğrenin sonra yazın. Yoksa böyle kötü duruma düşürürsünüz kend kendinizi...

    Böylece yanlış fikirlerinizi benim için iyi ancak sizin açınızdan da berbat bir örnek vererek kendi kendinizi kendi elinizle kuyuya atmış bulunmaktasınız. Burada benim lehime örnek vererek yine ne kadar tuhaf ve eksik düşündüğünüzü ispatladınız, tebrikler.

    "Tüm zahmetli anlatımlarınız için teşekkür ediyor, bir daha yazışmamayı diliyorum. " demişsiniz. Estağfurullah hiç zahmet olmadı. Karşımdaki kişilere birşeyler öğretebildiysem, en ufak birşey katabildiysem ne mutlu bana..

    Saygılar.



    Ben bu foruma samimiyetle fikirlerimi yazdım. Siz çıkıp benim arabalardan anlamadığıma dair hakaret olarak algılanabilecek düzeyde bir yazı ile cevap verdiniz.

    Bu forumlar tecrübe ve fikir paylaşımı amaçlıdır. İnsanların birileri üzerinden egolarını tatmin edecekleri mecralar değildir. Lütfen benim yazı yazmadığımı, sizinde okumadığınızı düşünerek bu yersiz yazılara bir son verelim.

    Ben bu tarz yazışmalara muhatap olacak yaşı geçeli epeyce oldu. Artık bu konuda kesinlikle sizden cevap almak istemiyorum. Lütfen bundan sonra bana yönelik yazı yazmayınız.

    Ricalarımı dikkate alacağınızı düşünerek şimdiden teşekkür ediyorum.



    Sanırım biraz fazla gerildi ortam, inanın bu seviyeye gelmesini ben de istemezdim. Hakaret etme veya ego tatmin etme amaçlı yazmadım, öyle algıladıysanız özür dilerim, saygısızlık etmek istemem.

    İyi forumlar dilerim.

    Saygılar.




  • Eramı alırken clio 2 mi takasa bırakmıştım.Evet arka süspansiyonu zıplatmıyor olabilir ama onun dışında era karşısında tek bir artısı yoktur.Era kesinlikle daha konforlu bir araçtır. 2006 model eramın yerine 2011 symbol verseler dönüpte bakmam dahi.Symbol denilen araba halen 98 yılında ilk kez üretilen clio 2 baz alınarak- 13 yıldır aynı şekilde- üretiliyor ama biz arabalardan değil otomobillerden bahsedelim istiyorum. symbol konforunu fluence konforuna benzetme kısmına ise yanıt veremiyorum.
  • ben era 1,4 mode 2011 benzinli kullanıcısıyım yazılanları okudum hangi marka ve segmentın üstünlüğü veya bu problemlerın kullanıcı hatası vs vs vs bunun tartışmasının tekrar açılmasını istemiyorum bu hoplama ve zıplama beni rahatsız ediyor firma yetkilileri ve servisler çözümleyemiyor arkadaşlarımdan tek ricam bu sorunu çözen varsa yardımcı olursa sevinirim şimdiden teşekkürler
  • Yazılanların yarısını okudum fakat sanırım bende aynı sorunları yaşadım. 2009 Mayıs'da yeni makyajlı eralar çıktığı vakit almıştık. Sürekli zıplıyordu araba hatta viraja sert girince arkayı savuruyordu. Servise götürünce amortisörde sorun olabilir diye baktılar ama sorun çıkmadı. Uzun yola gidecekken lastik havalarını kontrol ettirelim dedik ve sorunu orda anladık aracın lastiklerine 40bar hava basmışlar. Çok saçma 40bar'ı görünce neden zıpladığını anladım. 32'e düşürünce sorun ortadan kalktı ve ideal bir araba oldu servisi arayıp söyledim niye millete böyle veriyorsunuz birisi kaza yapsa ne olacak diye verdikleri cevapda aracın uzun süre aynı yerde beklemesiydi madem bekletiyorsun satacakken indirsene.


    Bu sorunu yaşayan arkadaşların çoğu lastik havalarını 32bara indirirlerse sorunları ortadan kalkacak sanırım ayrıca 2006 modellerde arka süspansiyon sorunu vardı ve toplamışlardı hepsini 2006 modellere dikkat.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Saint. -- 15 Eylül 2011; 1:15:38 >




  • Tek mesajlık hesaplarla verilen bilgiler doğru değil. Hyundaide hiç bir zaman öyle bir toplatma olayı gerçekleşmedi.Amortisör konusuyla ilgili servis bülteninde amortisörlerin çok arıza yaptığı, amortisörlerin iç yapılarında değişikliğe gidildiği, teflon banta geçildiği teknik bilgileri var.Bu şekilde garantiden değişim sayısı düşürülmüş.Buna rağmen garantiden değişim talepleri gelince assan, servislerden amortisörleri bundan sonra çift değil tek halinde değiştirmelerini talep etmişti.Şikayetiniz olmadan, hakkınızı aramadan hiç bir zaman hyundai-assanda geri çağırma söz konusu olmaz.

    Bu bahsettiğim amortisör geliştirmesinin zıplamayla uzaktan yakından alakası yok, o dönemde ısrarımla 4 amortisörümü yeni kodlularla değiştirmiştim hiç bir ciddi fark oluşmamıştı.Bu başlıkta bahsedilen olay lastik hava basıncı gibi basit bir sorun değil. Bu sorun ancak fabrikada halledilebilir; helezon,salıncak ve amortisör hesaplarıyla ilgili bir şey. Zira başka şekilde halledilebilse şimdiye kadar çoktan halledilirdi.




  • Sanırım yeni gelenlere hoşgeldin böyle deniliyor.

    Aynı sorun bendede vardı ve sorun lastik havalarındaydı geçmiş modellerde ekstra bir sorun olabilir ben aldığım araç hakkında söyledim. Ayrıca toplama olayı sorun çıkaran araçlarda gerçekleşti. Bunu ben değil hyundai servisi söylüyor.
  • Hala "aynı sorun" diyorsunuz. Başlığı dikkatli okursanız burada lastik hava basınçlarından çok farklı bir şeyden bahsediliyor. Ayrıca Hyundai-Asssan hiç bir modelini, hiç bir tarihte toplatmadı.

    Bahsettiğimiz "amortisörlerin salınımları yeterince sönümlememesi, aracın adeta helezon üstünde gitmesi" sorunu 2006 dan 2012 ye kadar tüm modellerde var ve hala çözülmüş değil.hyundaiclub adında başka bir forumda bu sorunla ilgili sayfalarca bilgiye ve çözüm çabalarına ulaşabilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi the engine -- 15 Eylül 2011; 21:53:40 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: the engine

    Hala "aynı sorun" diyorsunuz. Başlığı dikkatli okursanız burada lastik hava basınçlarından çok farklı bir şeyden bahsediliyor. Ayrıca Hyundai-Asssan hiç bir modelini, hiç bir tarihte toplatmadı.

    Bahsettiğimiz "amortisörlerin salınımları yeterince sönümlememesi, aracın adeta helezon üstünde gitmesi" sorunu 2006 dan 2012 ye kadar tüm modellerde var ve hala çözülmüş değil.hyundaiclub adında başka bir forumda bu sorunla ilgili sayfalarca bilgiye ve çözüm çabalarına ulaşabilirsiniz.


    haklısınız lastiklerimin önleri 28 arkaları 30 basınçlı olduğu halde rüzgarlı havalarda viyadüklerden aşırı rüzgar esintisi olan boğazlardan tırların yanından geçerken araba bir sağa sonra sola gidip geliyor arkada oturanlarda devamlı hopluyor




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Saint.

    Yazılanların yarısını okudum fakat sanırım bende aynı sorunları yaşadım. 2009 Mayıs'da yeni makyajlı eralar çıktığı vakit almıştık. Sürekli zıplıyordu araba hatta viraja sert girince arkayı savuruyordu. Servise götürünce amortisörde sorun olabilir diye baktılar ama sorun çıkmadı. Uzun yola gidecekken lastik havalarını kontrol ettirelim dedik ve sorunu orda anladık aracın lastiklerine 40bar hava basmışlar. Çok saçma 40bar'ı görünce neden zıpladığını anladım. 32'e düşürünce sorun ortadan kalktı ve ideal bir araba oldu servisi arayıp söyledim niye millete böyle veriyorsunuz birisi kaza yapsa ne olacak diye verdikleri cevapda aracın uzun süre aynı yerde beklemesiydi madem bekletiyorsun satacakken indirsene.


    Bu sorunu yaşayan arkadaşların çoğu lastik havalarını 32bara indirirlerse sorunları ortadan kalkacak sanırım ayrıca 2006 modellerde arka süspansiyon sorunu vardı ve toplamışlardı hepsini 2006 modellere dikkat.


    iyi güzelde sen nasıl şöförsün demezler mi adam ....... lastik hava basınçlarını her hafta kontrol etmeliydin hele uzun yola çıkacağın zaman iki kez kontrol etmelisin. yağına suyuna hergün bakmasanda haftada bir kez kaputu kaldırıp bakmalısın. arabayı sıfır bile alsan en azından lastiklerin hava basıncına iyice bakman lazım, zaten tecrübeli bir söför hava basıncı fazla ise anında bilir.
    zaten şimdiki araç kullananlar şöför değiller onlar sadece sürücü, araçlarının ne yağına ne suyuna bakmayı bilirler, lastikleri patlasa başına dikilir sadece düşünürler .. ama bir çoğu hiç birşey yapamazlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: atılan


    quote:

    Orijinalden alıntı: the engine

    Hala "aynı sorun" diyorsunuz. Başlığı dikkatli okursanız burada lastik hava basınçlarından çok farklı bir şeyden bahsediliyor. Ayrıca Hyundai-Asssan hiç bir modelini, hiç bir tarihte toplatmadı.

    Bahsettiğimiz "amortisörlerin salınımları yeterince sönümlememesi, aracın adeta helezon üstünde gitmesi" sorunu 2006 dan 2012 ye kadar tüm modellerde var ve hala çözülmüş değil.hyundaiclub adında başka bir forumda bu sorunla ilgili sayfalarca bilgiye ve çözüm çabalarına ulaşabilirsiniz.


    haklısınız lastiklerimin önleri 28 arkaları 30 basınçlı olduğu halde rüzgarlı havalarda viyadüklerden aşırı rüzgar esintisi olan boğazlardan tırların yanından geçerken araba bir sağa sonra sola gidip geliyor arkada oturanlarda devamlı hopluyor


    sayın atıla @
    kaç yıllık sürücüsünüz, merak ettim doğrusu, (benim tahminim 1-3 yıl hatta daha az)

    elbette rüzgarlı havalar araç yolda gezer bu sadece hyundaiye ait bir özellik değil tüm araçlar yan rüzgarlardan etkilenir.. tecrübe ve zaman her şeyi çözer




  • yaşım 52 emekli polis memuruyum rahmetli dedem at arabacısı idi babam ve amcalarımda şöförlük sanatından epeyce ekmek yediler ve bu ekmek parası ile büyüdüm ehliyetsiz olmak üzere 35 yıla yakın taşıt kullanıyorum istanbul emniyet müdürünün de makam şöförlüğünü yaptım kullandığım ve sahip olduğum araç marka ve sayılarını sana yazmak isterdim plakaları ile ama gerek duymuyorum kullandığın tavrı hiç beyenmedim senin seviyene düşmemek için bu konuyu burada noktalıyorum allah yolunu açık etsin
  • sayın atılan benim uslubumu veya tavrımı beğenir yada beğenmezsiniz ama altımızdaki araçlarda BMW yada mercedes değil onlar bile olsa her araçta olduğu gibi tüm araçlar yandan rüzgar yediğinde yüksek süratlerde mutlaka etkilenir, bu bir fizik kuralıdır. bırakın araçları insanlar bile çok sert rüzgarlarda etkileniyorlar. benim yaşımda 53 yıllarca araç üzerinde ömrüm geçti bir çok marka ve model araç büyüklü küçüklü kullandım maksadım polemik yaratmak değil ama sizin yukarda yazdıklarınızı ancak tecrübesiz yeni bir sürücü ancak yazardı. eğer gerçekten tecrübesi olan bir söför olsaydı böyle yazmazdı. sonra şunuda söyleyeyim hyundailer ortalam 1200 kg. civarındadır ve ön lastik basınçları yaklaşık 30-32 arkalar ise 32-34 olmalıdır bu yük durumuna göre değişir. seviye meselesine gelince bu forumda herkes birilerinin yazdığını eleştirir ve mesaj yazan kişilerde bu tür eleştirilere açık olmak zorundadırlar eğerki eleştirilere tahammülü yoksa kişilerin forumda ne işleri var




  • Arkadaşlar bende 1 ay önce kadar sıfır era aldım ondada zıplama sorunu vardı bir arkadaş burda teker havalarından bahsetmişti 46-47 hava vardı lastiklerde diye bende kontrol ediyim dedim gerçekten 46 hava vardı bütün lastiklerde nasıl araba teslim ediyorlarsa artık araba zıp zııp zıplıyordu akbaktan almıştım gittim müdürlerine şikayet ettim artı hyundai assanı da aradım bu bayiniz aracı böyle teslim ediyor sonrada sattığınız araçlara millet çok fazla zıplıyor diye bahane buluyorlar dedim gerek yerlere iletilecek dedikleriniz dendi sonuç zıplama olayı büyük ölçüde azaldı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Serkan2060

    Arkadaşlar bende 1 ay önce kadar sıfır era aldım ondada zıplama sorunu vardı bir arkadaş burda teker havalarından bahsetmişti 46-47 hava vardı lastiklerde diye bende kontrol ediyim dedim gerçekten 46 hava vardı bütün lastiklerde nasıl araba teslim ediyorlarsa artık araba zıp zııp zıplıyordu akbaktan almıştım gittim müdürlerine şikayet ettim artı hyundai assanı da aradım bu bayiniz aracı böyle teslim ediyor sonrada sattığınız araçlara millet çok fazla zıplıyor diye bahane buluyorlar dedim gerek yerlere iletilecek dedikleriniz dendi sonuç zıplama olayı büyük ölçüde azaldı

    araçları hemen hemen tüm marka araçlarda ve bayilerde öyle teslim ediyorlar aslında bu bir bilgi yetersizliğinden kaynaklanıyor,
    araçlar fabrikadan tırlara yüklenirken lastik havaları özellikle fazla basılıyor ki tırların üzerinde fazla aıplamasınlar, ve bayilerin vitrinlerinde de dimdik görünsünler,
    ama bayi bu araçları satarken maalesef genel kontrollerde lastik havalarını düzeltmiyorlar. öylece müşeriye veriyorlar ve alan şahısta eğerki acemi ise aracı alınca bu eksiklikleri bilmediğinden başlıyor şikayete.

    inanın kaç tane sıfır araç almışsam her aldığımda bayiler ile kesin münakaşa etmişimdir, kimisi paspaslarını vermek istemez kimisi jant kapaklarını vermez hatta renoda "0" brodway aldığımda çakmaklığı sökmüşlerdi paspasları ve jant kapaklarını ayrıca satmaya çalışmışlardı. daha kötüleride var mesela sıfır diye aldığınız araç kazalı bile çıkabilir tırdan düşmüş yada fabrikada her hangi bir yere sürtünmüş olabilir. bunuda eğer alırken fark etmez iseniz satarken kesin alan kişi fark edecektir bu kezde siz daha zor durumlara düşersiniz.




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.