Şimdi Ara

|||--En seviLen Şarkı sözLeri & ÇeviriLer--||| (25. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
713
Cevap
0
Favori
358.007
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2324252627
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    P.O.D - Alive

    Everyday is a new day
    Hergün yeni bir gün

    I'm thankful for every breath I take
    Aldığım her nefes için minnettarım

    I won't take it for granted
    Bunu görmezden gelmeyeceğim

    So I learn from my mistakes
    Hatalırımdan da ders alacağım

    It's beyond my control, sometimes it's best to let go
    Benim kontrolüm dışında, bazen en iyisi oluruna bırakmak

    Whatever happens in this lifetime
    Ömrüm boyunca her ne olursa

    So I trust in love
    Aşka güveniyorum

    You have given me peace of mind
    Bana bir parça akıl verdin

    nakarat:

    [ I feel so alive for the very first time
    Çok canlıymış gibi hissediyorum ilk defa

    I can't deny you
    İnkar edemem

    I feel so alive
    Çok canlı hissediyorum

    I feel so alive for the very first time
    Çok canlıymış gibi hissediyorum ilk defa

    And I think I can fly
    Ve uçabileceğimi düşünüyorum ]

    Sunshine upon my face
    Güneş ışığı yüzümde

    A new song for me to sing
    Söylemem için yeni bir şarkı

    Tell the world how I feel inside
    İçimde neler hissettiğimi dünyaya söylüyor

    Even though it might cost me everything
    Her şeyime mal olmasına rağmen

    Now that I know this, so beyond, I can't hold this
    Şimdi bunu biliyorum, ötesinde, bunu taşıyamam

    I can never turn my back away
    Asla sırtımı dnemem

    Now that I've seen you
    Ve seni gördüğümde

    I can never look away
    Asla gözümü alamıyorum

    nakarat

    Now that I know you (I could never turn my back away)
    Şimdi seni biliyorum(asla sırtımı dönemem)

    Now that I see you (I could never look away)
    Şimdi seni görüyorum (Senden gözümü alamıyorum)

    Now that I know you (I could never turn my back away)
    Şimdi seni biliyorum(asla sırtımı dönemem)

    Now that I see you (I believe no matter what they say)
    Şimdi seni görüyorum (Ne derlerse desinler inanıyorum)




    Alıntıları Göster
    Tarkan - In Your Eyes

    Did you know
    biliyor muydun
    That I would be all right
    bunun tamamen doğru olduğunu
    If I had you by my side
    eğer yanımda olsaydın
    Do you know
    biliyor musun
    If I got you in my life
    eğer sen hayatımda olsaydın
    In you I would confide
    içinde kendimi sana teslim ederdim

    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler

    Cause it's in your eyes
    çünkü o senin gözlerinde
    And I feel like I've been waiting
    A thousand nights for you, for you
    ve ben senin için binlerce gece beliyormuşum gibi hissederim
    Baby you can't hide and I know you feel the same
    bebeğim saklayamazsın senin de aynısını hissettiğini biliyorum

    It's in your eyes, it's in your eyes, in your eyes
    o senin gözlerinde,o senin gözlerinde,senin gözlerinde

    Gonna gonna get u I don't care, I don't care whatever
    seni alacağım,önemsemiyorum,ne olursa olsun önemsemiyorum
    Baby you're the one that I want, that I want forever
    bebeğim sen istediğim tek kişisin,sonsuza kadar

    Did you think
    düşündün mü
    That it would come to this, I'd give in
    eğer o bu duruma gelseydi,ben teslim olurdum
    To everything that you desire
    arzuladığın herşeye
    Cause I know that we were meant to be
    çünkü ben ne demek olduğumuzu biliyorum
    It's destiny
    bu alınyazısı
    Only with you I feel alive
    sadece senle senle kendimi canlı hissediyorum

    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Cause it's in your eyes
    çünkü o senin gözlerinde
    And I feel like I've been waiting
    A thousand nights for you, for you
    ve ben senin için binlerce gece beliyormuşum gibi hissederim
    It's in your eyes, it's in your eyes, in your eyes
    o senin gözlerinde,o senin gözlerinde,senin gözlerinde

    Gonna gonna get u I don't care, I don't care whatever
    seni alacağım,önemsemiyorum,ne olursa olsun önemsemiyorum
    Baby you're the one that I want, that I want forever
    bebeğim sen istediğim tek kişisin,sonsuza kadar
    When you look at me I can see we were meant together
    bana baktığında beraber ne olduğumuzu görebiliyorum
    Gotta gotta get you cause I konw that it's now or never
    seni almak zorundayım çünkü ya şimdi ya hiç seni alabileceğimi biliyorum


  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Tarkan - In Your Eyes

    Did you know
    biliyor muydun
    That I would be all right
    bunun tamamen doğru olduğunu
    If I had you by my side
    eğer yanımda olsaydın
    Do you know
    biliyor musun
    If I got you in my life
    eğer sen hayatımda olsaydın
    In you I would confide
    içinde kendimi sana teslim ederdim

    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler

    Cause it's in your eyes
    çünkü o senin gözlerinde
    And I feel like I've been waiting
    A thousand nights for you, for you
    ve ben senin için binlerce gece beliyormuşum gibi hissederim
    Baby you can't hide and I know you feel the same
    bebeğim saklayamazsın senin de aynısını hissettiğini biliyorum

    It's in your eyes, it's in your eyes, in your eyes
    o senin gözlerinde,o senin gözlerinde,senin gözlerinde

    Gonna gonna get u I don't care, I don't care whatever
    seni alacağım,önemsemiyorum,ne olursa olsun önemsemiyorum
    Baby you're the one that I want, that I want forever
    bebeğim sen istediğim tek kişisin,sonsuza kadar

    Did you think
    düşündün mü
    That it would come to this, I'd give in
    eğer o bu duruma gelseydi,ben teslim olurdum
    To everything that you desire
    arzuladığın herşeye
    Cause I know that we were meant to be
    çünkü ben ne demek olduğumuzu biliyorum
    It's destiny
    bu alınyazısı
    Only with you I feel alive
    sadece senle senle kendimi canlı hissediyorum

    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Something about your love
    aşkınla ilgili birşeyler
    Cause it's in your eyes
    çünkü o senin gözlerinde
    And I feel like I've been waiting
    A thousand nights for you, for you
    ve ben senin için binlerce gece beliyormuşum gibi hissederim
    It's in your eyes, it's in your eyes, in your eyes
    o senin gözlerinde,o senin gözlerinde,senin gözlerinde

    Gonna gonna get u I don't care, I don't care whatever
    seni alacağım,önemsemiyorum,ne olursa olsun önemsemiyorum
    Baby you're the one that I want, that I want forever
    bebeğim sen istediğim tek kişisin,sonsuza kadar
    When you look at me I can see we were meant together
    bana baktığında beraber ne olduğumuzu görebiliyorum
    Gotta gotta get you cause I konw that it's now or never
    seni almak zorundayım çünkü ya şimdi ya hiç seni alabileceğimi biliyorum




    Alıntıları Göster
    Seal - Kiss From A Rose
    Seal - Bir Gülden Öpücük

    there used to be a greying tower alone on the sea.
    Orası denizde ağarlaşan bir kule olmak için kullanırdı.

    you became the light on the dark side of me.
    Karanlık tarafımda ışık oluyorsun.

    love remained a drug that's the high and not the pill.
    Aşk, hap olmayan bayat bir ilaçta kaldı.

    but did you know,
    Ama biliyor muydun?

    that when it snows,
    Kar yağdığında,

    my eyes become large and,
    Gözlerim geniş ve,

    the light that you shine can be seen.
    Parladığın ışık görünür oluyor.

    baby,
    Bebek,

    i compare you to a kiss from a rose on the grave.
    Seni mezardaki bir gülden öpücüğe benzetiyorum.

    ooh,
    Oh,

    the more i get of you,
    Senden alabildiğimin daha fazlası,

    the stranger it feels, yeah.
    Hissetiğinin daha güçlüsü, evet.

    and now that your rose is is in bloom.
    Ve şimdi gülün en güzel döneminde.

    a light hits the gloom on the grave.
    Bir ışık, mezardaki çiçeğe çarpıyor.

    there is so much a man can tell you,
    Bir adamın sana anlattığının fazlası var.

    so much he can say.
    Söyleyebildiğinin fazlası.

    there's so much inside.
    İçeride fazlası var.

    you remain,
    Kalıyorsun,

    my power, my pleasure, my pain, baby
    Gücüm, zevkim, ızdırabım, bebek

    to me you're like a growing addiction that i can't deny.. yeah.
    Bence, inkar edemediğim bir alışkanlık gibisin... Evet.

    won't you tell me is that healthy, baby?
    Bunun sağlıklı olup olmadığını bana anlatmayacak mısın, bebek?

    but did you know,
    Ama biliyor muydun?

    that when it snows,
    Kar yağdığında,

    my eyes become large and the light that you shine can be seen.
    Gözlerim geniş ve parladığın ışık görünür oluyor.

    baby,
    Bebek,

    i compare you to a kiss from a rose on the grave.
    Seni mezardaki gülden bir öpücüğe benzetiyorum.

    oh, the more i get of you
    Oh, senden alabildiğimin daha fazlası

    stranger it feels, yeah
    Hissettiğinin daha güçlüsü, evet

    now that your rose is in bloom.
    Şimdi senin gülün çiçekte.

    a light hits the gloom on the grey,
    Bir ışık, gri çiçeğe çarpıyor.

    i've been kissed by a rose on the grave,
    Mezardaki bir gül tarafından öpüldüm.

    and if i should fall, at all
    Ve eğer düşmeliysem, her şekilde

    there is so much a man can tell you,
    Bir adamın sana anlatabildiğinden daha fazlası var.

    so much he can say.
    Onun söyleyebildiğinden daha fazlası.

    there's so much inside.
    İçeride daha fazla var.

    you remain
    Kalıyorsun

    my power, my pleasure, my pain.
    Gücüm, zevkim, ızdırabım.

    to me you're like a growing addiction that i can't deny, yeah
    Bence sen inkar edemediğim gelişen bir alışkanlığa benziyorsun, evet

    won't you tell me is that healthy, baby.
    Bunun sağlıklı olup olmadığını bana anlatmayacak mısın, bebek?

    but did you know,
    Ama biliyor muydun?

    that when it snows,
    Kar yağdığında,

    my eyes become large and the light that you shine can be seen.
    Gözlerim geniş ve parladığım ışık görünür oluyor.

    i compare you to a kiss from a rose on the grave.
    Seni mezardaki bir gülden bir öpücüğe benzetiyorum.

    oh, the more i get of you
    Oh, senden alabildiğimin daha fazlası.

    the stranger it feels, yeah
    Hissettiğinin daha güçlüsü, evet

    stranger it feels.
    Hissettiğinin daha güçlüsü

    now that your rose is in bloom,
    Şimdi senin gülün çiçekte,

    a light hits the gloom on the grave.
    Bir ışık mezardaki çiçeğe çarpıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-C1E9C52E6

    Seal - Kiss From A Rose
    Seal - Bir Gülden Öpücük

    there used to be a greying tower alone on the sea.
    Orası denizde ağarlaşan bir kule olmak için kullanırdı.

    you became the light on the dark side of me.
    Karanlık tarafımda ışık oluyorsun.

    love remained a drug that's the high and not the pill.
    Aşk, hap olmayan bayat bir ilaçta kaldı.

    but did you know,
    Ama biliyor muydun?

    that when it snows,
    Kar yağdığında,

    my eyes become large and,
    Gözlerim geniş ve,

    the light that you shine can be seen.
    Parladığın ışık görünür oluyor.

    baby,
    Bebek,

    i compare you to a kiss from a rose on the grave.
    Seni mezardaki bir gülden öpücüğe benzetiyorum.

    ooh,
    Oh,

    the more i get of you,
    Senden alabildiğimin daha fazlası,

    the stranger it feels, yeah.
    Hissetiğinin daha güçlüsü, evet.

    and now that your rose is is in bloom.
    Ve şimdi gülün en güzel döneminde.

    a light hits the gloom on the grave.
    Bir ışık, mezardaki çiçeğe çarpıyor.

    there is so much a man can tell you,
    Bir adamın sana anlattığının fazlası var.

    so much he can say.
    Söyleyebildiğinin fazlası.

    there's so much inside.
    İçeride fazlası var.

    you remain,
    Kalıyorsun,

    my power, my pleasure, my pain, baby
    Gücüm, zevkim, ızdırabım, bebek

    to me you're like a growing addiction that i can't deny.. yeah.
    Bence, inkar edemediğim bir alışkanlık gibisin... Evet.

    won't you tell me is that healthy, baby?
    Bunun sağlıklı olup olmadığını bana anlatmayacak mısın, bebek?

    but did you know,
    Ama biliyor muydun?

    that when it snows,
    Kar yağdığında,

    my eyes become large and the light that you shine can be seen.
    Gözlerim geniş ve parladığın ışık görünür oluyor.

    baby,
    Bebek,

    i compare you to a kiss from a rose on the grave.
    Seni mezardaki gülden bir öpücüğe benzetiyorum.

    oh, the more i get of you
    Oh, senden alabildiğimin daha fazlası

    stranger it feels, yeah
    Hissettiğinin daha güçlüsü, evet

    now that your rose is in bloom.
    Şimdi senin gülün çiçekte.

    a light hits the gloom on the grey,
    Bir ışık, gri çiçeğe çarpıyor.

    i've been kissed by a rose on the grave,
    Mezardaki bir gül tarafından öpüldüm.

    and if i should fall, at all
    Ve eğer düşmeliysem, her şekilde

    there is so much a man can tell you,
    Bir adamın sana anlatabildiğinden daha fazlası var.

    so much he can say.
    Onun söyleyebildiğinden daha fazlası.

    there's so much inside.
    İçeride daha fazla var.

    you remain
    Kalıyorsun

    my power, my pleasure, my pain.
    Gücüm, zevkim, ızdırabım.

    to me you're like a growing addiction that i can't deny, yeah
    Bence sen inkar edemediğim gelişen bir alışkanlığa benziyorsun, evet

    won't you tell me is that healthy, baby.
    Bunun sağlıklı olup olmadığını bana anlatmayacak mısın, bebek?

    but did you know,
    Ama biliyor muydun?

    that when it snows,
    Kar yağdığında,

    my eyes become large and the light that you shine can be seen.
    Gözlerim geniş ve parladığım ışık görünür oluyor.

    i compare you to a kiss from a rose on the grave.
    Seni mezardaki bir gülden bir öpücüğe benzetiyorum.

    oh, the more i get of you
    Oh, senden alabildiğimin daha fazlası.

    the stranger it feels, yeah
    Hissettiğinin daha güçlüsü, evet

    stranger it feels.
    Hissettiğinin daha güçlüsü

    now that your rose is in bloom,
    Şimdi senin gülün çiçekte,

    a light hits the gloom on the grave.
    Bir ışık mezardaki çiçeğe çarpıyor.


    Alıntıları Göster
    Madonna - Fever


    You give me fever-sen benim ateşimi yükseltiyorsun
    Never know how much I love you-seni ne kadar çok sevdiğimi bilemezsin
    Never know how much I care-seni ne kadar umursadığımı bilemezsin
    When you put your arms around me-kolarınla beni sardığın zaman
    I get a fever that's so hard to bear-ateşim yükseliyor ve katlanmakta zorlanıyorum
    Listen to me baby, hear every word I say-bebeğim beni dinle,her kelimemi duy
    No one can love you the way I do-seni benim kadar kimse sevemez
    'Cause they don't know how to love you my way-çünkü benim nasıl sevdiğimi bilmiyorlar

    Chorus:
    You give me fever, when you kiss me-beni öptüğünde ateşimi yükseltiyorsun
    Fever when you hold me tight-beni sıkıca sardığında ateşleniyorum
    Fever in the morning-ateşleniyorum sabahları
    Fever all through the night-ateşleniyorum geceye doğru...

    Sun lights up the daytime-güneş gündüzleri aydınlatır
    Moon lights up the night-ay geceleri aydınlatır
    My eyes light up when you call my name-sen beni arayınca gözlerim parlar
    'Cause I know you're gonna treat me right-çünkü senin bana doğru davranacağını bilirim

    Bless my soul I love you, take this heart away-benim ruhum seni seviyor,bu kalbi dışarı çıkar
    Take these arms I'll never use-asla kullanamayacağım bu kolları al
    And just believe in what my lips have to say-ve dudaklarımın ne söylediğine sadece inan.

    (chorus)
    Everybody's got the fever-herkesin ateşi vardır.
    That is something you should know-bu bilmen gereken birşey
    Fever isn't such a new scene-ateş yeni bir sahne değildir
    Fever started long ago-ateşim uzun zaman önce başladı

    You give me fever, fever-ateşimi yükseltiyorsun.ateşimi
    You give me, you give me feverateşimi yükseltiyorsun

    (chorus)
    Romeo loved Juliet-Romeo Juliet'i sevdi.
    Juliet, she felt the same-Juliet aynısını hisseti
    When he put his arms around her-o onu kollarıyla sardığında
    He said Julie baby, you're my flame-o julie'ye "bebeğim" dedi,"sen benim ateşimsin"
    He gave her fever-o onun ateşini yükeltti

    Sun lights up the daytime-güneş gündüzleri aydınlatır
    Moon lights up the night-ay geceleri aydınlatır
    My eyes light up when you call my name-sen beni arayınca gözlerim parlar
    'Cause I know you're gonna treat me right-çünkü senin bana doğru davranacağını bilirim

    (chorus)
    Fever, with his kisses-onun öpücükleriyle
    Fever when he holds me tight-beni sıkıca sardığında ateşim yükseliyor
    Everybody's got the fever-herkesin ateşi vardır.
    That is something you should know-bu bilmen gereken birşey
    Fever isn't such a new scene-ateş yeni bir sahne değildir
    Fever started long ago-ateşim uzun zaman önce başladı

    Captain Smith and Pocahontas-Kaptan Smith ve Pocahontas
    Had a very mad affair-çılgınca bir ilişkileri vardı.
    When her daddy tried to kill him-babası onu öldürmeyi denediğinde
    She said, daddy oh don't you dare-o "babacığım anlamıyor musun
    He gives me fever-"o benim ateşimi çıkarıyor"dedi.
    With his kisses-"öpücükleriyle"
    Fever when he holds me tight-"beni sıkıca sardığında ateşim yükseliyor"
    Fever, I'm his Misses-"ben onun kadınıyım"
    Daddy, won't you treat him right"-"babacığım sen ona doğru davranmıyorsun"

    Fever, when you kiss them-ateşi yükselir onları öptüğünde
    Fever, if you live and learn-ateşi yükselir,yaşar ve öğrenirsen
    Fever, 'til you sizzle-kızarana kadar ateşin yükselir
    What a lovely way to burn -ne yalnızca bir yol kızarmak için...

  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Madonna - Fever


    You give me fever-sen benim ateşimi yükseltiyorsun
    Never know how much I love you-seni ne kadar çok sevdiğimi bilemezsin
    Never know how much I care-seni ne kadar umursadığımı bilemezsin
    When you put your arms around me-kolarınla beni sardığın zaman
    I get a fever that's so hard to bear-ateşim yükseliyor ve katlanmakta zorlanıyorum
    Listen to me baby, hear every word I say-bebeğim beni dinle,her kelimemi duy
    No one can love you the way I do-seni benim kadar kimse sevemez
    'Cause they don't know how to love you my way-çünkü benim nasıl sevdiğimi bilmiyorlar

    Chorus:
    You give me fever, when you kiss me-beni öptüğünde ateşimi yükseltiyorsun
    Fever when you hold me tight-beni sıkıca sardığında ateşleniyorum
    Fever in the morning-ateşleniyorum sabahları
    Fever all through the night-ateşleniyorum geceye doğru...

    Sun lights up the daytime-güneş gündüzleri aydınlatır
    Moon lights up the night-ay geceleri aydınlatır
    My eyes light up when you call my name-sen beni arayınca gözlerim parlar
    'Cause I know you're gonna treat me right-çünkü senin bana doğru davranacağını bilirim

    Bless my soul I love you, take this heart away-benim ruhum seni seviyor,bu kalbi dışarı çıkar
    Take these arms I'll never use-asla kullanamayacağım bu kolları al
    And just believe in what my lips have to say-ve dudaklarımın ne söylediğine sadece inan.

    (chorus)
    Everybody's got the fever-herkesin ateşi vardır.
    That is something you should know-bu bilmen gereken birşey
    Fever isn't such a new scene-ateş yeni bir sahne değildir
    Fever started long ago-ateşim uzun zaman önce başladı

    You give me fever, fever-ateşimi yükseltiyorsun.ateşimi
    You give me, you give me feverateşimi yükseltiyorsun

    (chorus)
    Romeo loved Juliet-Romeo Juliet'i sevdi.
    Juliet, she felt the same-Juliet aynısını hisseti
    When he put his arms around her-o onu kollarıyla sardığında
    He said Julie baby, you're my flame-o julie'ye "bebeğim" dedi,"sen benim ateşimsin"
    He gave her fever-o onun ateşini yükeltti

    Sun lights up the daytime-güneş gündüzleri aydınlatır
    Moon lights up the night-ay geceleri aydınlatır
    My eyes light up when you call my name-sen beni arayınca gözlerim parlar
    'Cause I know you're gonna treat me right-çünkü senin bana doğru davranacağını bilirim

    (chorus)
    Fever, with his kisses-onun öpücükleriyle
    Fever when he holds me tight-beni sıkıca sardığında ateşim yükseliyor
    Everybody's got the fever-herkesin ateşi vardır.
    That is something you should know-bu bilmen gereken birşey
    Fever isn't such a new scene-ateş yeni bir sahne değildir
    Fever started long ago-ateşim uzun zaman önce başladı

    Captain Smith and Pocahontas-Kaptan Smith ve Pocahontas
    Had a very mad affair-çılgınca bir ilişkileri vardı.
    When her daddy tried to kill him-babası onu öldürmeyi denediğinde
    She said, daddy oh don't you dare-o "babacığım anlamıyor musun
    He gives me fever-"o benim ateşimi çıkarıyor"dedi.
    With his kisses-"öpücükleriyle"
    Fever when he holds me tight-"beni sıkıca sardığında ateşim yükseliyor"
    Fever, I'm his Misses-"ben onun kadınıyım"
    Daddy, won't you treat him right"-"babacığım sen ona doğru davranmıyorsun"

    Fever, when you kiss them-ateşi yükselir onları öptüğünde
    Fever, if you live and learn-ateşi yükselir,yaşar ve öğrenirsen
    Fever, 'til you sizzle-kızarana kadar ateşin yükselir
    What a lovely way to burn -ne yalnızca bir yol kızarmak için...



    Alıntıları Göster
    Kiss - Psycho Circus
    (Kiss - Psikopat Sirki)

    yeahhhhhhhhhhhhh!!!!!!!!
    Evet!!!!!!!!!

    hello
    Merhaba

    here i am!
    Burdayım!

    here we are,we are one
    Burdayız, biz biriz.

    i've been waiting for this night to come
    Gelmek için bu geceyi bekliyordum

    get up!
    Uyan!

    now it's time for me to take my place
    Şimdi benim için yerimi almanın zamanı

    the make-up runnin' down my face
    Yüzümden aşağıya inen makyaj

    we're exiled from the human race.
    İnsan yarışından sürgün ediliyoruz.

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    i say welcome to the show.
    Gösteriye hoşgeldiniz diyorum

    i've been waiting here to be your guide
    Rehberiniz olmak için burda bekliyordum

    so come
    Bu yüzden gelin

    reveal the secrets that you keep inside
    İçinizde koruduğunuz sırları ortaya çıkartın

    step up!
    Adım at!

    no one leaves 'til the night is done
    Gece bittene kadar hiçbir şey ayrılamaz

    the amplifier starts to hum
    Amplifikatör vızıldamaya başlıyor

    the carnival has just begun.
    Karnaval başladı.

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    yeah i say welcome to the show
    Evet, gösteriye hoşgeldiniz diyorum

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    the show.
    Gösteri.

    i, i've been waiting here to be your guide
    Ben, sizin rehberiniz olmak için burada bekliyordum

    some come
    Biraz gelin

    reveal the secrets that you keep inside
    İçinizde koruduğunuz sırları açığa vurun

    step up!
    Adım at!

    no one leaves 'til the night is done
    Gece bitene kadar hiçbir şey ayrılmaz

    the amplifier starts to hum
    Amflikatör vızıldamaya başlıyor

    the carinval has just begun.
    Karnaval başladı.

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    and i say welcome to the show
    Ve gösteriye hoşgeldiniz diyorum

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    and i say welcome to the show.
    Ve gösteriye hoşgeldiniz diyorum.





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-C1E9C52E6 -- 14 Mayıs 2006; 18:24:17 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Nirvana - All Apogolies

    What else should I be
    Daha ne olmalıyım

    All apologies
    Tüm özürlerim

    What else could I say
    Daha ne diyebilirdim

    Everyone is gay
    Herkes homodur

    What else could I write
    Daha ne yazabilirim ki

    I don't have the right
    Dogruyu bilmiyorum

    What else should I be
    Daha ne olmalıyım

    All apologies
    Tüm özürlerim

    In the sun
    Güneste

    In the sun I feel as one
    Guneste tek hissediyorum

    In the sun
    Güneste

    In the sun
    Güneste

    I'm married
    Evliyim

    Buried
    Gömülüyüm

    I wish I was like you
    Keşke sizin gibi olsaydım

    Easily amused
    kolayca eglenebilen

    find my nest of salt
    benm tuz yuvamı bul

    everything is my fault
    hepsi benm sucumdu

    I'll take all the blame
    tüm sucu üstleniyorum

    aqua seafoam shame
    sulu denizköpüğü utancı

    sunburn with freezeburn
    gunes yanıgı yanında donma yanıgı

    choking on the ashes of her enemy
    onun dusmanının kullerine tukurmekte

    In the sun
    Güneste

    In the sun I feel as one
    Guneste tek hissediyorum

    In the sun
    Güneste

    In the sun
    Güneste

    I'm married
    Evliyim

    Buried
    Gömülüyüm

    Yeah yeah yeah yeah
    Evet evet evet evet

    All in all is all we are (x20)
    Tamamı ve her sey bizim oldugumuzun hepsi (x20)




    Alıntıları Göster
    Pussycat Dolls - Losen Up My Buttons


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi geveşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    Typical
    Hardly the type I fall for
    I'm liking the physical
    Don't leave me asking for more
    I'm a sexy mama (Mama)
    Who knows just how to get what I want and (Want and)
    What I want to do is spring this on you (On you)
    Back up all of the things that I told you (Told you)

    tipik
    abayı yakmadığım bir karakter
    ben fizikten hoşlanıyorum
    daha fazla kouşmama izin verme
    ben seksiyim anneceiğim(anneciğim)
    kim bilir istediğim şeyi nasıl elde ettiğimi ve
    yapmak istediğim şeyin bun sana pat diye söylemek olduğunu
    bğtğn söylediğim şeylere sahip çıkarım


    You been saying all the right things all along
    But I can't seem to get you over here to help take this off
    Baby, can't you see?
    How these clothes are fitting on me
    And the heat coming from this beat
    I'm about to blow
    I don't think you know

    baştan beri bütün doğru şeyleri sen söyledin
    fakat
    bebeğim,göremiyormusun?
    bu kıyafetlerin üzerimde nasılda uygun duruğunu
    ve bu sıcaklık bu tempodan geldiğini
    patlamak üzereyim
    bildiğini düşünmüyorum

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    You say you're a big boy
    But I can't agree
    'Cause the love you said you had
    Ain't been put on me
    I wonder
    If I'm just too much for you
    Wonder
    If my kiss don't make you just
    Wonder
    What I got next for you
    What you want to do? (Do)

    koca bir erkek olduğunu söylüyorsun
    fakat ben katılamayacağım
    çünküsahip olduğunu söylediğin aşk
    beni yakmadı
    merak ediyorum
    eğer ben senin için fazlaysam
    merak ediyorum
    eğer öpücüğüm seni meraklandırmıyorsaı
    senini içn başka neyim olcak
    sen ne yapmak istersin

    Take a chance to recognize that this could be yours
    I can see, just like most guys that your game don't please
    Baby, can't you see?
    How these clothes are fitting on me
    And the heat coming from this beat
    I'm about to blow
    I don't think you know

    farket bu senin olabilir şansını dene
    butün erkeklerin olduğu gibi bu senin oyunun görebiliyorum yapma lütfen
    bebeğim,göremiyormusun?
    bu kıyafetlerin üzerimde nasılda uygun duruğunu
    ve bu sıcaklık bu tempodan geldiğini
    patlamak üzereyim
    bildiğini düşünmüyorum

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    Come on baby, loosen up my buttons babe
    Loosen up my buttons babe
    Baby, won't you loosen up my buttons babe?
    Loosen up my buttons babe

    hadi bebeğim,düğmelerimi gevşet bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim
    bebeğim,düğmelerimi gevşetmeyecekmisin bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim

    I'm a make you loosen up my buttons babe
    Loosen up my buttons babe
    Why don't you loosen up my buttons babe
    Loosen up my buttons babe

    düğmelerimi sana gevşetiririm bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim
    neden düğmelerimi gevşetmiyorsun bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Pussycat Dolls - Losen Up My Buttons


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi geveşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    Typical
    Hardly the type I fall for
    I'm liking the physical
    Don't leave me asking for more
    I'm a sexy mama (Mama)
    Who knows just how to get what I want and (Want and)
    What I want to do is spring this on you (On you)
    Back up all of the things that I told you (Told you)

    tipik
    abayı yakmadığım bir karakter
    ben fizikten hoşlanıyorum
    daha fazla kouşmama izin verme
    ben seksiyim anneceiğim(anneciğim)
    kim bilir istediğim şeyi nasıl elde ettiğimi ve
    yapmak istediğim şeyin bun sana pat diye söylemek olduğunu
    bğtğn söylediğim şeylere sahip çıkarım


    You been saying all the right things all along
    But I can't seem to get you over here to help take this off
    Baby, can't you see?
    How these clothes are fitting on me
    And the heat coming from this beat
    I'm about to blow
    I don't think you know

    baştan beri bütün doğru şeyleri sen söyledin
    fakat
    bebeğim,göremiyormusun?
    bu kıyafetlerin üzerimde nasılda uygun duruğunu
    ve bu sıcaklık bu tempodan geldiğini
    patlamak üzereyim
    bildiğini düşünmüyorum

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    You say you're a big boy
    But I can't agree
    'Cause the love you said you had
    Ain't been put on me
    I wonder
    If I'm just too much for you
    Wonder
    If my kiss don't make you just
    Wonder
    What I got next for you
    What you want to do? (Do)

    koca bir erkek olduğunu söylüyorsun
    fakat ben katılamayacağım
    çünküsahip olduğunu söylediğin aşk
    beni yakmadı
    merak ediyorum
    eğer ben senin için fazlaysam
    merak ediyorum
    eğer öpücüğüm seni meraklandırmıyorsaı
    senini içn başka neyim olcak
    sen ne yapmak istersin

    Take a chance to recognize that this could be yours
    I can see, just like most guys that your game don't please
    Baby, can't you see?
    How these clothes are fitting on me
    And the heat coming from this beat
    I'm about to blow
    I don't think you know

    farket bu senin olabilir şansını dene
    butün erkeklerin olduğu gibi bu senin oyunun görebiliyorum yapma lütfen
    bebeğim,göremiyormusun?
    bu kıyafetlerin üzerimde nasılda uygun duruğunu
    ve bu sıcaklık bu tempodan geldiğini
    patlamak üzereyim
    bildiğini düşünmüyorum

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    Come on baby, loosen up my buttons babe
    Loosen up my buttons babe
    Baby, won't you loosen up my buttons babe?
    Loosen up my buttons babe

    hadi bebeğim,düğmelerimi gevşet bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim
    bebeğim,düğmelerimi gevşetmeyecekmisin bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim

    I'm a make you loosen up my buttons babe
    Loosen up my buttons babe
    Why don't you loosen up my buttons babe
    Loosen up my buttons babe

    düğmelerimi sana gevşetiririm bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim
    neden düğmelerimi gevşetmiyorsun bebeğim
    düğmelerimi gevşet bebeğim


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)


    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)

    I'm telling you loosen up my buttons baby (Uh huh)
    But you keep fronting (Uh)
    Saying what you going to do to me (Uh huh)
    But I ain't seen nothing (Uh)

    sana düğmelerimi gevşet bebeğim diyorum(uh huh)
    ama sen önü yapmaya devam ediyorsun(uh)
    söylediğin şeylerin bana yapacağın şeyler olduğu söylüyorsun(uh huh)
    fakat ben hiç birşey görmedim (uh)




    Alıntıları Göster
    Biri Placebo-Where Is My Mind şarkısını Türkçe'ye çevirebilir mi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Roxette -- 15 Mayıs 2006; 19:06:51 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-C1E9C52E6

    Kiss - Psycho Circus
    (Kiss - Psikopat Sirki)

    yeahhhhhhhhhhhhh!!!!!!!!
    Evet!!!!!!!!!

    hello
    Merhaba

    here i am!
    Burdayım!

    here we are,we are one
    Burdayız, biz biriz.

    i've been waiting for this night to come
    Gelmek için bu geceyi bekliyordum

    get up!
    Uyan!

    now it's time for me to take my place
    Şimdi benim için yerimi almanın zamanı

    the make-up runnin' down my face
    Yüzümden aşağıya inen makyaj

    we're exiled from the human race.
    İnsan yarışından sürgün ediliyoruz.

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    i say welcome to the show.
    Gösteriye hoşgeldiniz diyorum

    i've been waiting here to be your guide
    Rehberiniz olmak için burda bekliyordum

    so come
    Bu yüzden gelin

    reveal the secrets that you keep inside
    İçinizde koruduğunuz sırları ortaya çıkartın

    step up!
    Adım at!

    no one leaves 'til the night is done
    Gece bittene kadar hiçbir şey ayrılamaz

    the amplifier starts to hum
    Amplifikatör vızıldamaya başlıyor

    the carnival has just begun.
    Karnaval başladı.

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    yeah i say welcome to the show
    Evet, gösteriye hoşgeldiniz diyorum

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    the show.
    Gösteri.

    i, i've been waiting here to be your guide
    Ben, sizin rehberiniz olmak için burada bekliyordum

    some come
    Biraz gelin

    reveal the secrets that you keep inside
    İçinizde koruduğunuz sırları açığa vurun

    step up!
    Adım at!

    no one leaves 'til the night is done
    Gece bitene kadar hiçbir şey ayrılmaz

    the amplifier starts to hum
    Amflikatör vızıldamaya başlıyor

    the carinval has just begun.
    Karnaval başladı.

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    you're in the psy
    Ruhun içindesin

    you're in the psycho circus
    Psikopat sirkindesin

    and i say welcome to the show
    Ve gösteriye hoşgeldiniz diyorum

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    welcome to the show
    Gösteriye hoşgeldiniz

    and i say welcome to the show.
    Ve gösteriye hoşgeldiniz diyorum.




    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: in_metal

    Kiss - Psycho Circus
    (Kiss - Psikopat Sirki)

    we're exiled from the human race.İnsan yarışından sürgün ediliyoruz.





    çeviriyi sen mi yaptın bilmiyorum ama the human race derken insan ırkı daha anlamlı olur bence
  • quote:

    Orijinalden alıntı: akidibol

    quote:

    Orjinalden alıntı: in_metal

    Kiss - Psycho Circus
    (Kiss - Psikopat Sirki)

    we're exiled from the human race.İnsan yarışından sürgün ediliyoruz.





    çeviriyi sen mi yaptın bilmiyorum ama the human race derken insan ırkı daha anlamlı olur bence

    Alıntıları Göster
    Shakira - Hips Don't Lie


    Ladies up in here tonight
    Bayanlar bu akşam burada ayaktalar
    No fighting, no fighting
    Dövüş yok, dövüş yok
    We got the refugees up in here
    Buradan mültecileri kaldırıyoruz
    No fighting, no fighting
    Dövüş yok, dövüş yok
    Shakira, Shakira

    I never really knew that she could dance like this
    Onun böyle dans edebildiğini hiç bilmiyordum
    She makes a man wants to speak Spanish
    Bir adamı İspanyolca konuşturmaya çalışıyor
    Como se llama, bonita, mi casa, su casa
    Shakira, Shakira

    Oh baby when you talk like that
    Oh bebek, öyle konuştuğunda
    You make a woman go mad
    Bir kadının çılgına döndürüyorsun
    So be wise and
    Yani akıllı ol ve
    Keep on reading the signs of my body
    Vücudumun işaretlerini okumaya devam et

    And I won't deny
    Ve inkar etmeyeceğim
    You know my hips don't lie
    Kalçamın yanılmayacağını biliyorsun
    And I'm starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    All the attraction, the tension
    Bütün cazibe, gerilim
    Don't you see baby, this is perfection
    Görmüyor musun bebek, bu mükemmellik

    Hey Girl, I can see your body moving
    Hey kız, bedeninin hareket ettiğini görüyorum
    And it's driving me crazy
    Ve bu beni çılgına çeviriyor
    And I didn't have the slightest idea
    Ve saygısızca fikirlere sahip değildim
    Until I saw you dancing
    Senin dans ettiğini görene kadar

    And when you walk up on the dance floor
    Ve dans pistine yürüdüğün zaman
    Nobody cannot ignore the way you move your body, girl
    Hiç kimse bedenini hareket ettirme şeklini görmezlikten gelemez
    And everything so unexpected - the way you right and left it
    Ve her şey çok beklenmedik-onu sağa ve sola oynatma şeklin
    So you can keep on taking it
    Yani onu yapmaya devam et

    I never really knew that she could dance like this
    Onun böyle dans edebildiğini hiç bilmiyordum
    She makes a man wants to speak Spanish
    Bir adamı İspanyolca konuşturmaya çalışıyor
    Como se llama, bonita, mi casa, su casa
    Shakira, Shakira

    Oh baby when you talk like that
    Oh bebek, öyle konuştuğunda
    You make a woman go mad
    Bir kadının çılgına döndürüyorsun
    So be wise and
    Yani akıllı ol ve
    Keep on reading the signs of my body
    Vücudumun işaretlerini okumaya devam et

    And I'm on tonight
    Ve ben bu akşamdayım
    You know my hips don't lie
    Kalçalarımın yanılmayacağını biliyorsun
    And I am starting to feel you boy
    Ve seni hissetmeye başladım çocuk
    Come on lets go, real slow
    Hadi gidelim yavaşça
    Don't you see baby asi es perfecto
    Görüyor musun bebek popom muhteşem

    Oh,i wont deny my hips don't lie
    Oh,kalçamın yanılmayacağını inkar etmiyorum
    And I'm starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    All the attraction, the tension
    Bütün cazibe, gerilim
    Don't you see baby, this is perfection
    Görmüyor musun bebek, bu mükemmellik
    Shakira, Shakira

    Oh boy, I can see your body moving
    Oh çocuk, vücudunun hareket ettiğini görebiliyorum
    Half animal, half man
    Yarım hayvan, yarım insan
    I don't, don't really know what I'm doing
    ben, ben ne yaptığımı gerçekten bilmiyorum
    But you seem to have a plan
    Ama bir planın var gibi duruyorsun
    My will and self restraint
    Benim isteğim ve kendime hakim olmam
    Have come to fail now, fail now
    Başaramayacağım şimdi, başaramayacağım şimdi
    See, I am doing what I can, but I can't so you know
    Gör, yapabildiğimi yapıyorum, ama fazlasını değil biliyorsun
    That's a bit too hard to explain
    Bunu açıklamak biraz fazla zor

    Baila en la calle de noche
    Baila en la calle de día

    Baila en la calle de noche
    Baila en la calle de día

    I never really knew that she could dance like this
    Onun böyle dans edebildiğini hiç bilmiyordum
    She makes a man wants to speak Spanish
    Bir adamı İspanyolca konuşturmaya çalışıyor
    Como se llama, bonita, mi casa, su casa
    Shakira, Shakira

    Oh baby when you talk like that
    Oh bebek, öyle konuştuğunda
    You make a woman go mad
    Bir kadının çılgına döndürüyorsun
    So be wise and
    Yani akıllı ol ve
    Keep on reading the signs of my body
    Vücudumun işaretlerini okumaya devam et

    Senorita, feel the conga, let me see you move like you come from Colombia
    Senyorita, cangayı hisset, seni Kolombiya'dan gelmişsin gibi hareket ettiğini görmeme izin ver
    Mira en Barranquilla se baila así, say it!
    Mira en Barranquilla se baila así

    Yeah
    She's so sexy every man's fantasy a refugee like me back with the Fugees from a 3rd world country
    O çok seksi,benim gibi bir üçüncü dünya ülkesi olan Fugees'den gelen bir mültecini olan bütün erkeklerin fantazisi
    I go back like when 'pac carried crates for Humpty Humpty
    Humpty Humpty için gelen kırık dökük bir arabaya bavul taşıyormuş gibi olduğum günlere döneyim
    I need a whole club dizzy
    Bütün klübün baş döndürücü olmasına ihtiyacım var
    Why the CIA wanna watch us?
    Neden CIA bizi izlemek istiyor?
    Colombians and Haitians
    Kolombiyalıları ve Haitinlileri
    I ain't guilty, it's a musical transaction
    Ben suçlu değilim, bu bir müzikal olay
    No more do we snatch ropes
    Daha fazla yapmak yok bizdizginleri ele aldık
    Refugees run the seas 'cause we own our own boats
    Mülteciler denizlere koşuyor çünkü biz kendi botlarımıza kendimiz sahip olduk

    I won't deny, my hips don't lie
    Kalçamın yanılmayacağını inkar etmiyorum
    And I'm starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    Come on let's go, real slow
    Hadi gidelim yavaşça
    Baby, like this is perfecto
    Bebek, mükemmel gibi

    Oh, you know I won't deny and my hips don't lie
    Oh, kalçamın yanılmayacağını inkar etmediğimi biliyorsun
    And I am starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    The attraction, the tension
    Bütün cazibe, gerilim
    Baby, this is perfection
    Bebek, bu mükemmellik

    No fighting
    Dövüş yok, dövüş yok
    No fighting
    Dövüş yok, dövüş yok


  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Shakira - Hips Don't Lie


    Ladies up in here tonight
    Bayanlar bu akşam burada ayaktalar
    No fighting, no fighting
    Dövüş yok, dövüş yok
    We got the refugees up in here
    Buradan mültecileri kaldırıyoruz
    No fighting, no fighting
    Dövüş yok, dövüş yok
    Shakira, Shakira

    I never really knew that she could dance like this
    Onun böyle dans edebildiğini hiç bilmiyordum
    She makes a man wants to speak Spanish
    Bir adamı İspanyolca konuşturmaya çalışıyor
    Como se llama, bonita, mi casa, su casa
    Shakira, Shakira

    Oh baby when you talk like that
    Oh bebek, öyle konuştuğunda
    You make a woman go mad
    Bir kadının çılgına döndürüyorsun
    So be wise and
    Yani akıllı ol ve
    Keep on reading the signs of my body
    Vücudumun işaretlerini okumaya devam et

    And I won't deny
    Ve inkar etmeyeceğim
    You know my hips don't lie
    Kalçamın yanılmayacağını biliyorsun
    And I'm starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    All the attraction, the tension
    Bütün cazibe, gerilim
    Don't you see baby, this is perfection
    Görmüyor musun bebek, bu mükemmellik

    Hey Girl, I can see your body moving
    Hey kız, bedeninin hareket ettiğini görüyorum
    And it's driving me crazy
    Ve bu beni çılgına çeviriyor
    And I didn't have the slightest idea
    Ve saygısızca fikirlere sahip değildim
    Until I saw you dancing
    Senin dans ettiğini görene kadar

    And when you walk up on the dance floor
    Ve dans pistine yürüdüğün zaman
    Nobody cannot ignore the way you move your body, girl
    Hiç kimse bedenini hareket ettirme şeklini görmezlikten gelemez
    And everything so unexpected - the way you right and left it
    Ve her şey çok beklenmedik-onu sağa ve sola oynatma şeklin
    So you can keep on taking it
    Yani onu yapmaya devam et

    I never really knew that she could dance like this
    Onun böyle dans edebildiğini hiç bilmiyordum
    She makes a man wants to speak Spanish
    Bir adamı İspanyolca konuşturmaya çalışıyor
    Como se llama, bonita, mi casa, su casa
    Shakira, Shakira

    Oh baby when you talk like that
    Oh bebek, öyle konuştuğunda
    You make a woman go mad
    Bir kadının çılgına döndürüyorsun
    So be wise and
    Yani akıllı ol ve
    Keep on reading the signs of my body
    Vücudumun işaretlerini okumaya devam et

    And I'm on tonight
    Ve ben bu akşamdayım
    You know my hips don't lie
    Kalçalarımın yanılmayacağını biliyorsun
    And I am starting to feel you boy
    Ve seni hissetmeye başladım çocuk
    Come on lets go, real slow
    Hadi gidelim yavaşça
    Don't you see baby asi es perfecto
    Görüyor musun bebek popom muhteşem

    Oh,i wont deny my hips don't lie
    Oh,kalçamın yanılmayacağını inkar etmiyorum
    And I'm starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    All the attraction, the tension
    Bütün cazibe, gerilim
    Don't you see baby, this is perfection
    Görmüyor musun bebek, bu mükemmellik
    Shakira, Shakira

    Oh boy, I can see your body moving
    Oh çocuk, vücudunun hareket ettiğini görebiliyorum
    Half animal, half man
    Yarım hayvan, yarım insan
    I don't, don't really know what I'm doing
    ben, ben ne yaptığımı gerçekten bilmiyorum
    But you seem to have a plan
    Ama bir planın var gibi duruyorsun
    My will and self restraint
    Benim isteğim ve kendime hakim olmam
    Have come to fail now, fail now
    Başaramayacağım şimdi, başaramayacağım şimdi
    See, I am doing what I can, but I can't so you know
    Gör, yapabildiğimi yapıyorum, ama fazlasını değil biliyorsun
    That's a bit too hard to explain
    Bunu açıklamak biraz fazla zor

    Baila en la calle de noche
    Baila en la calle de día

    Baila en la calle de noche
    Baila en la calle de día

    I never really knew that she could dance like this
    Onun böyle dans edebildiğini hiç bilmiyordum
    She makes a man wants to speak Spanish
    Bir adamı İspanyolca konuşturmaya çalışıyor
    Como se llama, bonita, mi casa, su casa
    Shakira, Shakira

    Oh baby when you talk like that
    Oh bebek, öyle konuştuğunda
    You make a woman go mad
    Bir kadının çılgına döndürüyorsun
    So be wise and
    Yani akıllı ol ve
    Keep on reading the signs of my body
    Vücudumun işaretlerini okumaya devam et

    Senorita, feel the conga, let me see you move like you come from Colombia
    Senyorita, cangayı hisset, seni Kolombiya'dan gelmişsin gibi hareket ettiğini görmeme izin ver
    Mira en Barranquilla se baila así, say it!
    Mira en Barranquilla se baila así

    Yeah
    She's so sexy every man's fantasy a refugee like me back with the Fugees from a 3rd world country
    O çok seksi,benim gibi bir üçüncü dünya ülkesi olan Fugees'den gelen bir mültecini olan bütün erkeklerin fantazisi
    I go back like when 'pac carried crates for Humpty Humpty
    Humpty Humpty için gelen kırık dökük bir arabaya bavul taşıyormuş gibi olduğum günlere döneyim
    I need a whole club dizzy
    Bütün klübün baş döndürücü olmasına ihtiyacım var
    Why the CIA wanna watch us?
    Neden CIA bizi izlemek istiyor?
    Colombians and Haitians
    Kolombiyalıları ve Haitinlileri
    I ain't guilty, it's a musical transaction
    Ben suçlu değilim, bu bir müzikal olay
    No more do we snatch ropes
    Daha fazla yapmak yok bizdizginleri ele aldık
    Refugees run the seas 'cause we own our own boats
    Mülteciler denizlere koşuyor çünkü biz kendi botlarımıza kendimiz sahip olduk

    I won't deny, my hips don't lie
    Kalçamın yanılmayacağını inkar etmiyorum
    And I'm starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    Come on let's go, real slow
    Hadi gidelim yavaşça
    Baby, like this is perfecto
    Bebek, mükemmel gibi

    Oh, you know I won't deny and my hips don't lie
    Oh, kalçamın yanılmayacağını inkar etmediğimi biliyorsun
    And I am starting to feel it's right
    Ve onu doğru hissetmeye başlıyorum
    The attraction, the tension
    Bütün cazibe, gerilim
    Baby, this is perfection
    Bebek, bu mükemmellik

    No fighting
    Dövüş yok, dövüş yok
    No fighting
    Dövüş yok, dövüş yok




    Alıntıları Göster
    Children of Bodom - In Your Face
    Children of Bodom (Bodom Çocukları) - Suratında

    conflict, terror, hear the noise
    Çarpışma, terör, gürültüyü duy.

    you're in the edge of a nerve-racking force
    Sinirden acı verme gücünün ucundasınız.

    oh my god, here's a fight
    Aman Tanrım, burada bir savaş var.

    never siege, never riot, must defy
    Asla kuşatma, asla ayaklanma, karşı gelmemelisin

    when you look at me, what do you see
    Bana baktığında ne görüyorsun

    another trophy like a fuckin dead beat
    Kahrolası ölü bir devriye bölgesi gibi bir başka ödül

    close your eyes, take a step inside
    Gözlerini kapat, içeriye adım at

    guess what i took your life/step back uncover your eyes
    Hayatından ne aldığımı tahmin et/geri adım at, gözlerini aç

    insanity and normality (is/its) not what you call reality
    Delilik ve normallik (dir/onun) aradığın gerçeklik değildir

    what you will, always want
    Ne yapacaksan, her zaman iste

    it was the day that you should die
    Ölmen gereken gündü

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying fuck!
    Uçan bir s...kiş vermiyorum

    i'll never wait for the pain of death
    Ölümün ızdırabını asla beklemeyeceğim

    with a bullet in my gun dont fuck over my shit
    Silahımdaki bir kurşun ile tüm b...kumu s...kme

    can you hold my crazy as i go
    Gittiğim gibi deliliğime dokunabiliyor musun?

    so fuck hypocrisy and fuck you too
    Bu yüzden ikiyüzlülüğü s..k ve kendini de s...k

    incoming!
    Geliyor!

    say one, more word
    Bir tane söyle, daha fazla sözcük

    i double-dare you, bring it on!
    Sana iki kez meydan okuyorum, hadi bakalım!

    its my world, you're in it
    Benim dünyam, onun içindesin

    it'll take you down in a minute
    Seni bir dakikada aşağıya indireceğim

    you can alter your look
    Bakışlarını değiştirebilirsin

    and diversify your rage
    Ve öfkeni çeşitlendir

    but the truth seems like a fist mark in your face
    Fakat güvenmek, yüzündeki yumruk izi gibi görünüyor

    when you look at me, what do you see
    Bana baktığında, ne görüyorsun

    another trophy like a fuckin dead beat
    Kahrolası ölü bir devriye bölgesi gibi bir başka ödül

    close your eyes, take a step inside
    Gözlerini kapat, içeriye adım at

    guess what i took your life/step back uncover your eyes
    Hayatından ne aldığımı tahmin et/geri adım at, gözlerini aç

    insanity and normality (is/its) not what you call reality
    Delilik ve normallik (dir/onun) aradığın gerçeklik değildir

    what you will, always want
    Ne yapacaksın, her zaman iste

    it was the day that you should die
    Ölmen gereken gündü

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s..kiş vermiyorum

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying fuck!
    Uçan bir s...kiş vermiyorum

    incoming!
    Geliyor!

    when you look at me, what do you see
    Bana baktığında, ne görüyorsun?

    another trophy like a fuckin a dead beat
    Kahrolası ölü bir devriye bölgesi gibi başka bir ödül

    close your eyes, take a step inside
    Gözlerini kapat, içeriye bir adım at

    guess what i took your life/step back uncover your eyes
    Hayatından ne aldığımı tahmin et/geri adım at, gözlerini kapat

    insanity and normality is/its not what you call reality
    Delilik ve normallik (dir/onun) aradığın gerçeklik değildir

    what you will, always want
    Ne arayacaksın, her zaman iste

    it was the day that you should die
    Ölmen gereken gündü

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s..kiş vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying fuck!
    Uçan bir s...kiş vermiyorum

    incoming!
    Geliyor!





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-C1E9C52E6 -- 18 Mayıs 2006; 17:52:23 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-C1E9C52E6

    Children of Bodom - In Your Face
    Children of Bodom (Bodom Çocukları) - Suratında

    conflict, terror, hear the noise
    Çarpışma, terör, gürültüyü duy.

    you're in the edge of a nerve-racking force
    Sinirden acı verme gücünün ucundasınız.

    oh my god, here's a fight
    Aman Tanrım, burada bir savaş var.

    never siege, never riot, must defy
    Asla kuşatma, asla ayaklanma, karşı gelmemelisin

    when you look at me, what do you see
    Bana baktığında ne görüyorsun

    another trophy like a fuckin dead beat
    Kahrolası ölü bir devriye bölgesi gibi bir başka ödül

    close your eyes, take a step inside
    Gözlerini kapat, içeriye adım at

    guess what i took your life/step back uncover your eyes
    Hayatından ne aldığımı tahmin et/geri adım at, gözlerini aç

    insanity and normality (is/its) not what you call reality
    Delilik ve normallik (dir/onun) aradığın gerçeklik değildir

    what you will, always want
    Ne yapacaksan, her zaman iste

    it was the day that you should die
    Ölmen gereken gündü

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying fuck!
    Uçan bir s...kiş vermiyorum

    i'll never wait for the pain of death
    Ölümün ızdırabını asla beklemeyeceğim

    with a bullet in my gun dont fuck over my shit
    Silahımdaki bir kurşun ile tüm b...kumu s...kme

    can you hold my crazy as i go
    Gittiğim gibi deliliğime dokunabiliyor musun?

    so fuck hypocrisy and fuck you too
    Bu yüzden ikiyüzlülüğü s..k ve kendini de s...k

    incoming!
    Geliyor!

    say one, more word
    Bir tane söyle, daha fazla sözcük

    i double-dare you, bring it on!
    Sana iki kez meydan okuyorum, hadi bakalım!

    its my world, you're in it
    Benim dünyam, onun içindesin

    it'll take you down in a minute
    Seni bir dakikada aşağıya indireceğim

    you can alter your look
    Bakışlarını değiştirebilirsin

    and diversify your rage
    Ve öfkeni çeşitlendir

    but the truth seems like a fist mark in your face
    Fakat güvenmek, yüzündeki yumruk izi gibi görünüyor

    when you look at me, what do you see
    Bana baktığında, ne görüyorsun

    another trophy like a fuckin dead beat
    Kahrolası ölü bir devriye bölgesi gibi bir başka ödül

    close your eyes, take a step inside
    Gözlerini kapat, içeriye adım at

    guess what i took your life/step back uncover your eyes
    Hayatından ne aldığımı tahmin et/geri adım at, gözlerini aç

    insanity and normality (is/its) not what you call reality
    Delilik ve normallik (dir/onun) aradığın gerçeklik değildir

    what you will, always want
    Ne yapacaksın, her zaman iste

    it was the day that you should die
    Ölmen gereken gündü

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s..kiş vermiyorum

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying fuck!
    Uçan bir s...kiş vermiyorum

    incoming!
    Geliyor!

    when you look at me, what do you see
    Bana baktığında, ne görüyorsun?

    another trophy like a fuckin a dead beat
    Kahrolası ölü bir devriye bölgesi gibi başka bir ödül

    close your eyes, take a step inside
    Gözlerini kapat, içeriye bir adım at

    guess what i took your life/step back uncover your eyes
    Hayatından ne aldığımı tahmin et/geri adım at, gözlerini kapat

    insanity and normality is/its not what you call reality
    Delilik ve normallik (dir/onun) aradığın gerçeklik değildir

    what you will, always want
    Ne arayacaksın, her zaman iste

    it was the day that you should die
    Ölmen gereken gündü

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s...kiş vermiyorum

    i dont give a flying fuck motherfucker
    Uçan bir annes...kici s..kiş vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying
    Bir uçan vermiyorum

    i dont give a flying fuck!
    Uçan bir s...kiş vermiyorum

    incoming!
    Geliyor!




    Alıntıları Göster
    Ha hepsini yaptınız da sanki bana inat kimse yazdığımı yapmamış
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Roxette

    Ha hepsini yaptınız da sanki bana inat kimse yazdığımı yapmamış

    Alıntıları Göster
    Sam Cooke - Wonderful World

    Don't know much about history,-tarih hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much biology.-biyoloji hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    Don't know much about a science book,-fen kitabı hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much about the french I took.-gördüğüm fransızca hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    But I do know that I love you,-fakat şunu biliyorum seni seviyorum
    and I know that if you love me, too,-ve senin de beni sevdiğini bilsem
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu

    Don't know much about geography,-coğrafya hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much trigonometry.-trigonometri hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    Don't know much about algebra,-cebir hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know what s slide rule is for.-hesap cetvelinin ne işe yaradığını bilmiyorum
    But I know that one and one is two,-fakat şunu biliyorum bir bir daha iki eder
    and if this one could be with you,-ve bu seninle birlikte olursa
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu

    I don't claim to be an 'A' student,-birinci öğrenci olduğumu iddia etmiyorum
    but I'm tryin' to be.-fakat deniyorum
    For maybe by being an 'A'-student, baby,-belki birinci öğrenci olarak bebeğim,
    I can win your love for me.-ve senin sevgini kazanabilirim.

    Don't know much about history,-tarih hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much biology.-biyoloji hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    Don't know much about a science book,-fen kitabı hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much about the french I took.-gördüğüm fransızca hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    But I do know that I love you,-fakat şunu biliyorum seni seviyorum
    and I know that if you love me, too,-ve senin de beni sevdiğini bilsem
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu

    History-tarih
    Biology-biyoloji
    Science book-fen kitabı
    French I took.-gördüğüm fransızca
    But I do know that I love you,-fakat şunu biliyorum seni seviyorum
    and I know that if you love me, too,-ve senin de beni sevdiğini bilsem
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu



  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Sam Cooke - Wonderful World

    Don't know much about history,-tarih hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much biology.-biyoloji hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    Don't know much about a science book,-fen kitabı hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much about the french I took.-gördüğüm fransızca hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    But I do know that I love you,-fakat şunu biliyorum seni seviyorum
    and I know that if you love me, too,-ve senin de beni sevdiğini bilsem
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu

    Don't know much about geography,-coğrafya hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much trigonometry.-trigonometri hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    Don't know much about algebra,-cebir hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know what s slide rule is for.-hesap cetvelinin ne işe yaradığını bilmiyorum
    But I know that one and one is two,-fakat şunu biliyorum bir bir daha iki eder
    and if this one could be with you,-ve bu seninle birlikte olursa
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu

    I don't claim to be an 'A' student,-birinci öğrenci olduğumu iddia etmiyorum
    but I'm tryin' to be.-fakat deniyorum
    For maybe by being an 'A'-student, baby,-belki birinci öğrenci olarak bebeğim,
    I can win your love for me.-ve senin sevgini kazanabilirim.

    Don't know much about history,-tarih hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much biology.-biyoloji hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    Don't know much about a science book,-fen kitabı hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    don't know much about the french I took.-gördüğüm fransızca hakkında çok fazla şey bilmiyorum
    But I do know that I love you,-fakat şunu biliyorum seni seviyorum
    and I know that if you love me, too,-ve senin de beni sevdiğini bilsem
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu

    History-tarih
    Biology-biyoloji
    Science book-fen kitabı
    French I took.-gördüğüm fransızca
    But I do know that I love you,-fakat şunu biliyorum seni seviyorum
    and I know that if you love me, too,-ve senin de beni sevdiğini bilsem
    what a wonderful world this would be.-ne şahane bir dünya olurdu





    Alıntıları Göster
    Vaya Con Dios - Nah Neh Nah

    I got on the phone and called the girls, said-telefonu aldım ve kızlara
    Meet me down at Curly Pearls, for a-benimle Curly Pearls'ta buluşmalarını söyledim,
    Ney, Nah Neh Nah
    In my high-heeled shoes and fancy fads-yüksek topuklu ayakkabılarım ve süslü kıyafetlerim içinde
    I ran down the stairs hailed me a cab, going-merdivenlerden aşağı koştum ve taksi beni engelledi,giderken
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Nah Neh Nah

    When I pushed the door, I saw Eleanor-kapıyı iteklediğimde Eleanor'u gördüm
    And Mary-Lou swinging on the floor, going-ve Mary-Lou zeminde dans ediyordu,giderken
    Ney, Nah Neh Nah
    Sue came in, in a silk sarong-Sue içeri girdi,ipek kıyafetiyle
    She walzed across as they played that song,-vals yapıyordu şarkıyı söylerken,
    going-giderken...
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Nah Neh Nah

    Annie was a littlie late-Annie biraz gecikti
    She had to get out of a date, with a-bir buluşmadan çıkmış,şununla-
    Ney, Nah Neh Nah
    Curly fixed another drinkCurly başka bir içecek karıştırdı
    As the piano man began to sing, that song-pianist şarkı söylemeye başladığında,şu şarkıyı
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Nah Neh Nah

    It was already half past three-şimdiden saat 3 buçuk olmuştu
    But the night was young and so were we,-fakat gece yeni başlıyordu,bu yüzden biz
    dancing-dans ediyorduk
    Ney, Nah Neh Nah
    Oh Lord, did we have a ball-Lord'um bir topumuz olacak mı?
    Still singing, walking down that hall, that-hala söyleyerek holden aşağı indik,şu şarkıyı
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Ney, Nah Neh Nah
    Nah Neh Nah...


  • quote:

    Orijinalden alıntı: Roxette

    Biri Placebo-Where Is My Mind şarkısını Türkçe'ye çevirebilir mi?

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Roxette

    Biri Placebo-Where Is My Mind şarkısını Türkçe'ye çevirebilir mi?


    Tamam kardeş...

    Placebo - Where Is My Mind
    Placebo - Aklım Nerede?

    With your feet in the air , and your head on the ground
    Havadaki ayaklarınla, ve yerdeki başınla

    Try this trick and spin it! Yeahh!
    Bu hileyi dene ve döndür! Evet!

    Your head will collapse, but there's nothing in it
    Başın çökecek, fakat içinde birşey yok.

    And you'll ask yourself?
    Ve kendine soracak mısın?

    chorus:
    nakarat:

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Way out, in the water see it swimmin´
    Garip, suda onun yüzdüğünü gör

    I was swimmin´ in the Carribean
    Caribbean'da yüzüyordum

    Animals were hiding behind the rocks.
    Hayvanlar kayaların arkasına saklanıyordu

    Except the little fish
    Küçük balık dışında

    But they told me,he swears
    Fakat onlar bana yemin ettiğini anlattılar

    Tryin' to talk to me,to me to me
    Bana konuşmaya çalışıyor, bana bana

    chorus:
    nakarat:

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Way out, in the water see it swimmin´?
    Garip, suda onun yüzdüğünü görüyor musun?

    With your feet in the air, and your head on the ground
    Havadaki ayaklarınla, ve yerdeki başınla

    Try this trick and spin it! Yeahh!
    Bu hileyi dene ve döndür! Evet!

    Your head will collapse if there's nothing in it
    İçinde birşey yoksa başın çökecek.

    And you'll ask yourself
    Ve kendine soracaksın

    chorus:
    nakarat:

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Way out, in the water see it swimmin´
    Garip, suda onun yüzdüğünü gör





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-C1E9C52E6 -- 18 Mayıs 2006; 18:09:17 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-C1E9C52E6

    quote:

    Orjinalden alıntı: Roxette

    Biri Placebo-Where Is My Mind şarkısını Türkçe'ye çevirebilir mi?


    Tamam kardeş...

    Placebo - Where Is My Mind
    Placebo - Aklım Nerede?

    With your feet in the air , and your head on the ground
    Havadaki ayaklarınla, ve yerdeki başınla

    Try this trick and spin it! Yeahh!
    Bu hileyi dene ve döndür! Evet!

    Your head will collapse, but there's nothing in it
    Başın çökecek, fakat içinde birşey yok.

    And you'll ask yourself?
    Ve kendine soracak mısın?

    chorus:
    nakarat:

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Way out, in the water see it swimmin´
    Garip, suda onun yüzdüğünü gör

    I was swimmin´ in the Carribean
    Caribbean'da yüzüyordum

    Animals were hiding behind the rocks.
    Hayvanlar kayaların arkasına saklanıyordu

    Except the little fish
    Küçük balık dışında

    But they told me,he swears
    Fakat onlar bana yemin ettiğini anlattılar

    Tryin' to talk to me,to me to me
    Bana konuşmaya çalışıyor, bana bana

    chorus:
    nakarat:

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Way out, in the water see it swimmin´?
    Garip, suda onun yüzdüğünü görüyor musun?

    With your feet in the air, and your head on the ground
    Havadaki ayaklarınla, ve yerdeki başınla

    Try this trick and spin it! Yeahh!
    Bu hileyi dene ve döndür! Evet!

    Your head will collapse if there's nothing in it
    İçinde birşey yoksa başın çökecek.

    And you'll ask yourself
    Ve kendine soracaksın

    chorus:
    nakarat:

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Where is my mind?
    Aklım nerede?

    Way out, in the water see it swimmin´
    Garip, suda onun yüzdüğünü gör




    Alıntıları Göster
    Çok sağol in_metal
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilgi

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: ilgi

    lütfen acaba bu şarkıyı çevirebilecek olan var mı ?



    >> How's A Man Supposed To Change?
    >> Bir Adam Değişmeye Nasıl İnandırılır?

    Yo, check it out
    Yo, onu kontrol et.

    First verse, drop it
    İlk şiir, bırak onu.

    Lord knows I'm gonna make it.
    Lord onu yapacağımı biliyor.

    To brighter days I'm on my way.
    Günleri canlandırmak için yolumdayım.

    I dreamed before and saw the way that I was misbehaving.
    Önce rüya gördüm ve kötü davrandığım yolu gördüm.

    Now I'm standing face to face.
    Şimdi yüz yüze oturuyorum.

    To my reflection I can't see it.
    Yansımam için onu göremiyorum.

    My vision's blinded by the pain.
    Görme gücüm, bir acı tarafından körleştirildi.

    ('Cause that's how I feel)
    (Nasıl hissettiğimin nedeni)

    My mirror's broken.
    Aynam kırıldı.

    I've been cursed with seven years of bad luck.
    7 yıllık kötü şans ile lanetlendim.

    Will the sorrow ever change.
    Acım hiç değişecek mi?


    (nakarat)So now my soul's in debt.
    (nakarat)Şimdi ruhum borçta.

    I must regret.
    Pişman olmalıyım

    I die and live another lonely day.
    Ölüyorum ve başla bir yalnız günü yaşıyorum.

    Tell me how a man's supposed to change.
    Bana bir adamın nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    So now my souls in debt.
    Şimdi ruhum borçta.

    I must regret.
    Pişman olmalıyım.

    I die and live another lonely day.
    Ölüyorum ve bir başka yalnız günü yaşıyorum.

    Tell me how a man's supposed to change.
    Bana bir adamın nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    How's a man supposed to change?
    Bir adam nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    Tell me
    Anlat bana

    My fear is growing old unhappy.
    Korkum yaşlı mutsuzluğu yetiştiriyor.

    Without my loved ones next to me.
    Yanımdaki sevilen şeylerim olmadan.

    Ink on my skin has nearly faded.
    Kalbimdeki mürekkep neredeyse soldu.

    Incarcerated for my sins.
    Derim için hapsedilmiş.

    To my reflection I can't see it.
    Yansımam için onu göremiyorum.

    My vision's blinded by the pain. (by the pain y'all)
    Görüş gücüm bir acı tarafından körleştirildi (hepinizin acısı tarafından)

    My mirror's broken.
    Aynam kırıldı.

    I've been cursed with seven years of bad luck.
    7 yıllık kötü şans ile lanetlendim.

    Will the sorrow ever change.
    Acım hiç değişecek mi?

    That's right, by the pain
    Mantıklı, bir acı tarafından.

    (nakarat)So now my soul's in debt.
    (nakarat)Şimdi ruhum borçta.

    I must regret.
    Pişman olmalıyım.

    I die and live another lonely day.
    Ölüyorum ve bir başka günü yaşıyorum.

    Tell me how a man's supposed to change.
    Bana bir adamın nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    Blue, sing
    Üzüntülü, şarkı söyle.

    How a man's supposed to change
    Bir adam nasıl değişmeye inandırılır?

    How am I supposed to change
    Nasıl değişmeye inandırılırım?

    Blue
    Üzüntülü

    How's a man supposed to change y'all?
    Bir adam hepinizi değiştirmek için nasıl inandırılır?

    Tell me how a man's supposed to change
    Bana bir adamın nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    Tell me how a man's supposed to change
    Bana bir adamın nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    Tell me how a man's supposed to change
    Bana bir adamın nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    So now my soul's in debt.
    Şimdi ruhum borçta.

    I must regret.
    Pişman olmalıyım.

    I die and live another lonely day.
    Ölüyorum ve bir başka yalnız günü yaşıyorum.

    Tel me how a man's supposed to change
    Bana bir adamın nasıl değişmeye inandırıldığını anlat.

    So now my soul's in debt.
    Şimdi ruhum borçta.

    I must regret.
    Pişman olmalıyım

    I die and live another lonely day
    Ölüyorum ve bir başka yalnız günü yaşıyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ilgi

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: ilgi


    in metal çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook saol teşekkürler

    tekrar teşekkürleeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer....
    çok mutlu oldum........


    Birşey değil rica ederim

    Ya cidden beğendin mi biraz abuksabuk çeviri oldu da...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-C1E9C52E6

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Placebo - Pure Morning

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend with weed is better,-malı olan arkadaş daha iyidir
    A friend with breast and all the rest,-göğsü olan arkadaş ve bütün kalanlar
    A friend who's dressed in leather-deri giyinmiş arkadaştır.,

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who'll tease is better,-alay edişi daha iyi olan arkadaş
    Our thoughts compressed,-düşüncelerimiz sıkıştı
    Which makes us blessed,-bizi kutsanmıl yapan
    And makes for stormy weather,-ve fırtınalı hava yaratır

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    My Japanese is better,-benim japonum daha iyidir.
    And when she's pressed she will undress,-baskı altında kalınca soyunur
    And then she's boxing clever,-ve ardından zekice kutulanır

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who bleeds is better,-daha iyi kanayan arkadaş
    My friend confessed she passed the test,-testi geçen arkadaşımdır
    And we will never sever,--ve asla ayrılmayız

    Day's dawning, skins crawling-gün doğuyor,tenler sürtünüyor
    Day's dawning, skins crawling-gün doğuyor,tenler sürtünüyor
    Day's dawning, skins crawling-gün doğuyor,tenler sürtünüyor
    Pure morning-saf sabah
    Pure morning-saf sabah
    Pure morning-saf sabah

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who'll tease is better,-alay edişi daha iyi olan arkadaş
    Our thoughts compressed,-düşüncelerimiz sıkıştı
    Which makes us blessed,-bizi kutsanmıl yapan
    And makes for stormy weather,-ve fırtınalı hava yaratır


    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who bleeds is better,-daha iyi kanayan arkadaş
    My friend confessed she passed the test,-testi geçen arkadaşımdır
    And we will never sever,--ve asla ayrılmayız

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who bleeds is better,-daha iyi kanayan arkadaş
    My friend confessed she passed the test,-testi geçen arkadaşımdır
    And we will never sever,--ve aslka ayrılmayız

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    My Japanese is better,-benim japonum daha iyidir.
    And when she's pressed she will undress,-baskı altında kalınca soyunur
    And then she's boxing clever,-ve ardından zekice kutulanır

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend with weed is better,-malı olan arkadaş daha iyidir
    A friend with breast and all the rest,-göğsü olan arkadaş ve bütün kalanlar
    A friend who's dressed in leather-deri giyinmiş arkadaştır



  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Placebo - Pure Morning

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend with weed is better,-malı olan arkadaş daha iyidir
    A friend with breast and all the rest,-göğsü olan arkadaş ve bütün kalanlar
    A friend who's dressed in leather-deri giyinmiş arkadaştır.,

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who'll tease is better,-alay edişi daha iyi olan arkadaş
    Our thoughts compressed,-düşüncelerimiz sıkıştı
    Which makes us blessed,-bizi kutsanmıl yapan
    And makes for stormy weather,-ve fırtınalı hava yaratır

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    My Japanese is better,-benim japonum daha iyidir.
    And when she's pressed she will undress,-baskı altında kalınca soyunur
    And then she's boxing clever,-ve ardından zekice kutulanır

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who bleeds is better,-daha iyi kanayan arkadaş
    My friend confessed she passed the test,-testi geçen arkadaşımdır
    And we will never sever,--ve asla ayrılmayız

    Day's dawning, skins crawling-gün doğuyor,tenler sürtünüyor
    Day's dawning, skins crawling-gün doğuyor,tenler sürtünüyor
    Day's dawning, skins crawling-gün doğuyor,tenler sürtünüyor
    Pure morning-saf sabah
    Pure morning-saf sabah
    Pure morning-saf sabah

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who'll tease is better,-alay edişi daha iyi olan arkadaş
    Our thoughts compressed,-düşüncelerimiz sıkıştı
    Which makes us blessed,-bizi kutsanmıl yapan
    And makes for stormy weather,-ve fırtınalı hava yaratır


    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who bleeds is better,-daha iyi kanayan arkadaş
    My friend confessed she passed the test,-testi geçen arkadaşımdır
    And we will never sever,--ve asla ayrılmayız

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend who bleeds is better,-daha iyi kanayan arkadaş
    My friend confessed she passed the test,-testi geçen arkadaşımdır
    And we will never sever,--ve aslka ayrılmayız

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    My Japanese is better,-benim japonum daha iyidir.
    And when she's pressed she will undress,-baskı altında kalınca soyunur
    And then she's boxing clever,-ve ardından zekice kutulanır

    A friend in need's a friend indeed,-sana ihtiyaç duyan insan zaten arkadaşın olmuştur
    A friend with weed is better,-malı olan arkadaş daha iyidir
    A friend with breast and all the rest,-göğsü olan arkadaş ve bütün kalanlar
    A friend who's dressed in leather-deri giyinmiş arkadaştır





    Alıntıları Göster
    Dark Tranqulity - Lethe


    yok eden (dağıtan, eriten) sıvından ver içmek için bana
    ve boş ve güçlü unutkanlığın tatlı merhemini ve lütfunu ödünç ver bana;


    yakın tut beni. (içten-samimi sarıl bana)
    gökyüzünden (cennetlerden) hızla ayrılırken,
    gece boyunca hızla ayrılırken
    çöz (açığa çıkar) yıldızları.
    sen, kılıcım ve ipim (darağacım) olduğun için
    (sen) benim lethe'msin.

    kobalt akımlarında
    yanan anıları delmek, parçalamak için
    kalbime saldırdın sen.
    beni tekrar öldürmek için
    pençe gibi parmaklarınla
    acının keskin bıçak darbeleri içinde
    damarlarımı temizle.

    çal beni, al (işgal et) beni ve yükle (suçla) beni yine!
    yandığım ve (soğuktan) titrediğim için
    (...'nın her hareketiyle) her hareketinle yak beni.

    böylece temizlendim bir projektörle.
    boş ve güçlü unutkanlığın tatlı merhemi ve lütfuyla
    öpülmüş (okşanmış)
    yeniden işlenmiş ve yenilenmiş görünüyorum.

    lethe,
    benim tek arkadaşım ve rehberim!
    yakın tut beni (içten-samimi sarıl bana).
    senin parmaklarınla boğulurken,
    senin aşkınla boğulurken
    nefret ettiğim yaşam sen olduğun için
    (sen) benim lethe'msin.

    gözlerimdeki alevlerle ve üstümdeki okyanusla
    tutkulu özlemlerde (iç geçirme) sürükle ben!
    ve bana (...'sız) sensiz yaşayabileceğim bir hayat bağışla


  • quote:

    Orijinalden alıntı: ftdeniz

    Dark Tranqulity - Lethe


    yok eden (dağıtan, eriten) sıvından ver içmek için bana
    ve boş ve güçlü unutkanlığın tatlı merhemini ve lütfunu ödünç ver bana;


    yakın tut beni. (içten-samimi sarıl bana)
    gökyüzünden (cennetlerden) hızla ayrılırken,
    gece boyunca hızla ayrılırken
    çöz (açığa çıkar) yıldızları.
    sen, kılıcım ve ipim (darağacım) olduğun için
    (sen) benim lethe'msin.

    kobalt akımlarında
    yanan anıları delmek, parçalamak için
    kalbime saldırdın sen.
    beni tekrar öldürmek için
    pençe gibi parmaklarınla
    acının keskin bıçak darbeleri içinde
    damarlarımı temizle.

    çal beni, al (işgal et) beni ve yükle (suçla) beni yine!
    yandığım ve (soğuktan) titrediğim için
    (...'nın her hareketiyle) her hareketinle yak beni.

    böylece temizlendim bir projektörle.
    boş ve güçlü unutkanlığın tatlı merhemi ve lütfuyla
    öpülmüş (okşanmış)
    yeniden işlenmiş ve yenilenmiş görünüyorum.

    lethe,
    benim tek arkadaşım ve rehberim!
    yakın tut beni (içten-samimi sarıl bana).
    senin parmaklarınla boğulurken,
    senin aşkınla boğulurken
    nefret ettiğim yaşam sen olduğun için
    (sen) benim lethe'msin.

    gözlerimdeki alevlerle ve üstümdeki okyanusla
    tutkulu özlemlerde (iç geçirme) sürükle ben!
    ve bana (...'sız) sensiz yaşayabileceğim bir hayat bağışla




    Alıntıları Göster
    Michael Jackson - Break Of Dawn


    Elimi tut, vücudunun benimkine dokunuşunu hisset
    Sen ve ben, bütün yollarıyla aşk yaptık diğer geceler boyunca
    Hatırlıyorum sen ve ben yürüyorduk parkta geceleri
    Öpücükler ve dokunuşlar, daha fazlası değil, esmesine, dokunmasına ve gitmesine izin ver
    beni daha fazla sev, asla beni aşkımızın evinde yalnız bırakma
    İnsanlar konuşur, insanlar bizim aşkımızın sadece oyun olduğunu söylerler
    şeker sen yalnızca aşk yap, güneş batana kadar

    Güneşin parlamasını istemiyorum, Aşk yapmak istiyorum
    bu sihir senin gözlerinde ve benim kalbimde
    Ne yapacağımı bilmiyorum, seni sevmekten vazgeçemiyorum,
    Bırakamayacağım güneş batana kadar aşk yapmayı

    Elimi tut,teri hisset, Evet sen bana sahipsin
    Yiv açmama izin ver(?),rahatlamama izin ver, Seni dolaştırmama izin ver
    Hayali bir şey var daha önce hiç olmayan
    Hiç daha önce bilmediğin yerler hakkında rüya görmeyi istedin mi?
    Güneşin Batışı, gökyüzünde güneş yok
    Güneşin Batışı, Onu gözlerinde görebiliyorum
    Güneşin Batışı, Güzelim Sen anladın
    seni seviyorum, ben senin adamınım bunu göstermeme izin ver
    Güneşin Batışı

    Güneşin parlamasını istemiyorum, Aşk yapmak istiyorum
    bu sihir senin gözlerinde ve benim kalbimde
    Ne yapacağımı bilmiyorum, seni sevmekten vazgeçemiyorum,
    Bırakamayacağım güneş batana kadar aşk yapmayı

    Durma, güneş doğdu Hadi kalk dışarı çık
    Bu bir gün, yepyeni bir gün, birlikte dışarı çıkalım oynayalım
    Parkın aşağılarına yürümemize izin ver, gece olana kadar aşk yapalım
    Hareket edebiliyor musun? Rahatlayabiliyor musun? Güneşin Batışına kadar
    ve sen biliyorsun ki bu doğru, oh

    Güneşin parlamasını istemiyorum, Aşk yapmak istiyorum
    bu sihir senin gözlerinde ve benim kalbimde
    Ne yapacağımı bilmiyorum, seni sevmekten vazgeçemiyorum,
    Bırakamayacağım Güneş Batana kadar aşk yapmayı


  • quote:

    Orijinalden alıntı: Isabella

    Teoman-Papatya

    Bizi tanıyan herkes bilir senle ben eskiden beri
    Hiç derdimiz olmadan büyümüştük yanyana
    Hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra
    Kısacık kestirip saçlarını içtin ilk sigaranı

    Ooo papatya
    Yüzümün haline bak
    Seninle kim kalacak
    Işıklar kapanınca benden çok uzakta

    Ooo papatya
    Son bir defa bana bak
    Seninle kim kalacak
    Işıklar kapanınca buradan çok uzakta

    Zaman mı değişti yoksa ben mi
    Geride kaldı o günler
    Aklım belli karışmış yüzümde gölgeler
    Senin için saklayıp sana getirip anlattığım herşey
    Artık çok boş geliyor yalan tüm kelimeler

    Ooo papatya

    Şimdi o günlere dönüp seni düşündüğüm anlarda
    Hala üstümde kokun
    Sesin kulaklarımda

    Ooo papatya

    Alıntıları Göster
    Duman - En Güzel Günüm Gecem
    Kafadan attım salladım
    Türkülerden de çaldım
    Sahnelere çıkıp içtim oynadım
    Ben gönülden inandım

    Şarkını seç gel benimle
    Beraber bağıralım
    Dalganı geç sen benimle

    Elini verdin sıkmadım
    Boynundan sarıldım
    Tekme tokat öne geçtin bıkmadın
    Sen gönülden inandın

    Şarkını seç gel benimle
    Beraber bağıralım
    Dalganı geç sen benimle

    En güzel günüm gecem sizinle
    Bu nasıl sevgidir böyle
    En güzel günüm bu gece
    Çalarım söylerim keyfe
  • 
Sayfa: önceki 2324252627
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.