Şimdi Ara

Emine Bulut cinayeti üzerinden erkeklerin sosyal linç yemesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
49
Cevap
0
Favori
5.062
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
37 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sizce bu ne kadar sürecek? Bir caninin yaptığı insanlık dışı davranış yüzünden daha ne kadar hakaret/küfür yiyeceğiz? 3. Sınıf bir ortadoğu ülkesinde farklı fikirlerin saygı duyulmasını beklemiyorum zaten ama erkeklerde de hiç tepki yok. Herkes el pençe olmuş haklısınız ayağına susuyor. Kadını geçtim hayvandan hatta bitkilerden de daha aşağı varlıklarız onların gözünde. Basın da işi çok güzel yönetiyor, nasılsa kadına destek vermenin hiçbir eksisi yok. Ölen herhangi bir erkek kimsenin umrunda olmuyor. Ya bu gözler bu durumdan faydalanıp kız düşürmeye çalışan erkekler gördü. Bunların seviyesizliğini neden biz çekiyoruz? Bence biz erkeklerin "Tamam üzücü bir olay yaşandı ama bunu kendi çıkarlarınız uğruna başkalarını linç edecek bir araç olarak kullanamazsınız" demesi lazım. Sırf bu cinayeti işleyen şahıs ile aynı cinsiyetteniz diye kimse şerefimize laf söyleyemez. Şirin gözükeceğiz diye feminazilerin eline çok güzel malzeme veriyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Konu zanlının haklı ya da haksız olması değil. Ne olursa olsun kimsenin birilerini öldürme hakkı yoktur, bu tamam. Ama yine söylüyorum kadın cinayeti diye bir şey yoktur. Bu erkekleri baya bildiğin yok saymaktır. İnsan cinayeti demek tek doğrudur. Yukarıda ki arkadaşın dediği gibi iki tarafında tarihte yanlış yaptığı bir çok örnek var. Bizim toplumumuz unutmuştur belki Adana'da ki genci ama ben unutmadım. Bir iftira ile genç yaşta toprak olan o genç basına bu kadar yansıtılmadı, kimse hashtag açmadı. Emine Bulut cinayeti amacından çıkmıştır. Feminazilerin de eline büyük koz verilmiştir. Her geçen gün erkekler daha da eziliyor. Ataerkil toplum olduğumuz yalanına da inanmıyorum hatta kadınlara pozitif ayrımcılık (!) fazlası ile uygulanıyor diye düşünüyorum.
    Peki SEN kaç erkek eşleri, kız arkadaşları ve onların aileleri yüzünden psikolojik saldırıya uğradı, dolandırıldı, iftiraya maruz bırakıldı , intihara sürüklendi veya ONLARIN yalanları, aldatmaları yüzünden kaç erkek birbirlerini katletti haberin var mı? Duruma böyle SIĞ MI bakalım. Ölümlerin kadını erkeği olmaz!
    ya ne olacaktı.
    son iki yılda işlenen kadın cinayetlerinden haberin var mı.

    kaç kadın sokakta giyimi yüzünden saldırıya uğradı.

    ben olsam o fedai denen arkadaşınn , yaşıyorsa anasını babasını da içeri alırım.




    bunu konudan ayrı: ayrıca o nasıl bir isim. kim oğluna fedai diye isim koyar.
    Kadın cinayeti denmesinin sebebi kadınlara ayrıcalık tanınıp erkeklerin görmezden gelinmesi değil, kadın cinayetinin normal bir cinayetten farklı olarak toplumsal bir probleme dayanmasıdır. Kadın cinayeti olması için maktülün cinsiyetinin kadın olması tek başına yeterli değildir. Örneğin bir soygunda rehin alınan kadının öldürülmesi kadın cinayeti tanımına girmez.
  • bu olayların altını deştiğinde

    yargının bozukluğu
    ekonominin berbatlığı
    kültürün yozlaşması

    gibi pekçok şey ortaya çıkacaktır...O nedenle olay örtülmeli , bu konuların konuşulması yasaklanmalı ve olayın sadece psikopat erkeklerin kriminal vakası olarak gösterilip kadınların kazanılmış haklarının halel gelmesi engellenmelidir ( hükümet ve feministlerin ortak kazanımı)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 24 Ağustos 2019; 17:38:33 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • ekşi sözlük
    rus eşi tarafından aldatılan donanımhaber üyesi
    https://eksisozluk.com/rus-esi-tarafindan-aldatilan-donanimhaber-uyesi--5960082


    Emine Bulut cinayeti üzerinden erkeklerin sosyal linç yemesiEmine Bulut cinayeti üzerinden erkeklerin sosyal linç yemesiEmine Bulut cinayeti üzerinden erkeklerin sosyal linç yemesi

    11/11/2018 tarihinde durup dururken bu mesajları gönderdiğinde niyeti bozduğunu anlamıştım zaten. Sadece olacakları izlemekle yetindim.

    Yılbaşında şehir dışında olmamı fırsat bilip eşyalarla birlikte çocukları da aldı ve evden kaçtı. Evden kaçtı çünkü sık sık evime gelip çocuklara bakan annemi bile kaçmadan evvel evden kovmuştu. Yani planlı bir kaçıştı.

    Evden kaçtığı gün bir de karakola gidip beni şikayet etmiş "Tehdit etti" diye. Gece 23:30' da yataktan polisin telefon aramasıyla uyanıyorum. Polisin tavrı da ilginçtir: "Karınız şikayetçi olmuş ifade vermeye gelmeniz lazım" dedi.
    "Müsait olduğumda geleceğim" dediğimde polis memuru bana "Müsait olmayı beklemeden ilk fırsatta gelmeniz iyi olur" dedi ve kapattı. Ancak ben şikayet konusunu bilmediğim için o saatte apar topar kalktım ve şehrin bir ucundaki karakola gitmek üzere giyinmeye başladım.
    O sırada avukat tanıdığı aramak aklıma geldi. Durumu anlattım zaten süreci biliyordu avukat.
    "Ben bugün şehir dışından döndüm, ona hiç vurmadım zaten 5 gündür yüzünü görmedim darp raporu nasıl alabilir ki?" diye sorduğumda bana uzaklaştırma kararı çıkarmak için darp raporu gerekmediğini kadını koruma kanunu gereği beyanın yeterli olduğunu söyledi ve acele etmememi yarın ifade verebileceğimi ekledi.

    Ben de tekrar yatağa döndüm ama o gece gözüme uyku girmedi.
    Ertesi gün sabah işteyken bu kadın beni telefonla aradı ancak aleyhime olabilir düşüncesiyle cevaplamadım. 2-3 defa daha aradı açmadım.
    Ardından bana "Evde misin?", "Barışmak ister misin?" şeklinde smsler gönderdi.
    Durumu avukat arkadaşa anlattım: "O çağırsa bile sakın gitme, önce karakola git ifade ver sor bakalım uzaklaştırma kararı aldırmış mı. Uzaklaştırma kararı varsa o davet etse bile gidersen tutuklanırsın" dedi.
    Önce şehrin bir ucundaki karakola gidip ifade verdim. İfade verince hakkımda tehditten şikayetçi olduğunu öğrendim. Kadının şikayetine göre "Siz uyurken seni ve çocukları gazı açıp öldüreceğim" demişim. Bir insanın ne kadar alçalabileceğine bu iftiraları öğrenince tanık oldum.
    Uzaklaştırma kararı çıkmadığını öğrenince kadına sms gönderip buluşma teklifini kabul ettim.
    Pendik' te bir siteye kaçmıştı, sitenin kafeteryasında buluştuk.
    Kadın, çocuklar ve bu kadının çocuklara bakan annesi oradaydı.
    Hiç birşey olmamış gibi davranınca ben de hesap sormadım.

    Şimdi anlatacaklarımda beni eleştirebilirsiniz ama 5 gün uzak kalmanın etkisi mi bilemedim bu kadını kafeteryada ilk gördüğümde aşırı cinsel bir arzu hissettim. Ondan da aynı sinyalleri alınca çocukları annesiyle beraber sitede bıraktık ve kadını alıp evime götürdüm.
    Herşey karı-koca ilişkisinde olması gerektiği gibiydi cinsel birliktelik kurduk.
    Akşam tekrar kaçtığı siteye beraber gittik ve çocuklarla annesini de alıp eve getirdik.

    Bana kaçtığı sitedeki daireyi annesi için kiraladığını, benim olay günü onunla telefonla görüştüğümde "Eşyaları almışsın ama haberim yok ben de polisi aradım hırsızlık oldu diye birazdan gelip tutanak tutacaklar" demem üzerine kendini güvenceye almak için karakola gidip benim hakkımda şikayetçi olduğunu söyledi.
    O sırada bu yaşananların bana ders vermek için olduğunu düşündüm ve yaklaşık 2 hafta evimizde sorunsuz yaşadık.
    Aile Mahkemesine otomatik olarak giden uzaklaştırma evrakını da şikayetten vazgeçtiğine dair dilekçe vererek geri aldı uzaklaştırma kararı çıkmadı. Savcılık takipsizlik verdi.

    Ama kadın iki de bir benden boşanmak istediğini benimle olmadığını söyleyip durdu. Nedenini sorunca boşandıktan sonra ülkesine dönüp yaşamayı planladığını anlattı. Ben bu arzusunun zamanla yatışacağını düşündüm ve pek üzerinde durmadım. Hatta ona karşı sevecen davranışlarımı "Ne o evi terkedince akıllanmış görünüyorsun bana aşırı ilgi gösteriyorsun" diyerek hesabını sordu. Ben de ona "Evet akıllandım senden ayrılmak istemiyorum" dedim.
    Ama buna rağmen ısrarla boşanalım dedi.

    Onun istediği şekilde çocuklar ve annesini de alıp onu kaçtığı eve geri bıraktım. Ardından anlaşmalı boşanma davasını beraber açtık. Protokole göre üzerime kayıtlı tek mal varlığı olan arabamın %30' unu aldı ve her bir çocuk ile kendisi için 250' şer lira nafaka ödeyecektim.
    Aile Mahkemesi anlaşmalı boşanma kararını ilk duruşmada çıkardı.

    Gariplikler bundan sonra başladı: Resmi olarak boşandığı halde haftasonları (Haftasonları çalışmıyorum" yalnız evime gelip cinsel birliktelik kuruyordu. Neden böyle yapıyorsun dediğimde "Boşanana kadar helalimsin" şeklinde bana göre çok tehlikeli bir cevap verdi ve onu uyardım:
    "Bak ! Bu boşanma kararı henüz kesinleşmedi, o yüzden birşeyler yapacaksan kesinleşmeyi bekle yoksa suç olur" dedim.

    Ancak kadın sanki bunları umursamıyormuşcasına haftasonları gelmeye devam etti. Bir haftasonu annem görünce "Siz boşanmadınız mı neden bu eve gelip kalıyor" diye sordu. Ben de anlamadığımı söyleyince annem bana "Oğlum bu sana iftira atabilir, komşunun oğlundan karısı boşanmak için cinsel taciz iftirası atınca çocuk tek celse de boşanmaya razı oldu, dikkat et" dedi.
    Bunun üzerine "Anne evine gitme ben bunla aynı odada kalmam, sen de burada kal" dedim ve annem kalmaya başladı.
    Ancak buna rağmen kadın hiç bir şey olmamış gibi evime gelmeye devam etti.

    Baktım bunun kendi evine gitmeye niyeti yok, bir bahane ile kavga çıkardım ve onu otobanda çevirme yapan ekip aracının önünde indirdim, bir daha görüşmedim.
    Bundan sonra bu kadın ısrarla mesajlar gönderip "Ben neden hala nüfusta evli görünüyorum, boşanma kararını kesinleştir artık" diye ısrar etti. Boşanma kararının kesinleşmesi için her iki tarafın da dilekçe vermesi gerekiyordu.
    Bu ısrarlar üzerine kesinleşme için dilekçe verdim. Hatta kadın öyle merak edip soruyordu ki benim dilekçeyi, ona dilekçemin dosyaya girdiğine dair ekran görüntüsünü göndermemi bile istedi.

    Bu ısrarı şüphemi uyandırdı. Ne oldu da birden bire kesinleşmeyi takmayan evime gelen kadın kesinleşme için ısrar ediyordu.
    Ardından evde yedek aldığım bir kenarda unuttuğum harddiske bakmak aklıma geldi. Birşey bulacağım için değil eski fotoğraflara bakmak için baktım ve yıllar önce bu kadını duygusal ilişki yaşadığı (Benim tespit edebildiğim) erkekle yanyana samimi olmayan fotoğrafı uyandırdı beni:
    Çünkü bu kadın evden kaçmadan önce "Sen Alevisin, bizim nikah caiz mi? Aleviler Müslüman bile değiller" demişti.
    Fotoğraftaki erkeğin kolunda 30-35 cm lik Zülfikar dövmesi yıllar önce benim bittiğini zannettiğim ilişkinin halen devam ettiğini düşünmemi sağladı.

    Şüphelerimi tanıdık bir adli personele anlatınca bana "Bana tarikattan bahsetme ! Bunların ne kadar iğrenç olabileceklerini ben burada gördüm, ne olaylara şahit oldum. Sen her ne kadar karar kesinleşsin diye dilekçe vermiş isen de henüz kararı resmi olarak tebliğ almadığın için anlaşmalı boşanmaya itiraz edebilirsin. Bana anlattıklarını dilekçe halinde yaz ve beraber dilekçenin sonuç kısmını düzenleriz" dedi. Ben de 6 sayfalık istinaf dilekçesi ibraz ettim.

    Bu dilekçenin de usulen karşı tarafa tebliğ edilmesi gerekiyordu. Ancak kadının yeni adresi sistemde kayıtlı olmadığı için dilekçe en son adresi olan benim adresime tebliğe çıkarılmıştı.
    Bu arada ilginç olaylar kadının nasıl bir tezgah planladığını bana açıkça gösterdi:

    Bir gün bir erkek beni aradı. Kendisini kadının yeni başladığı işinde patronu olduğunu beyan edip "Eşinizle ilgili bir kaç soru sorabilir miyim?" dedi.
    Ben de refleks olarak "Biz onunla boşandık" dedim. Bana bu durumu bilmediğini söyledi ve ne zaman boşandığımızı sordu.
    Ardından art arda kadınla ilgili sormaya başladı. Ben bu durumu yadırgamadım çünkü paranın döndüğü yerde işe giren biri hakkında patronların buna benzer güvenlik soruşturmaları yaptığını biliyordum. Ama birkaç soru dikkatimi çekti, bunların işle ilgisi olamazdı:
    "Eşiniz orjinal Rus mu yoksa Türki Cumhuriyetlerinden mi?"
    "Eşiniz ne zaman Müslüman oldu?"
    Ben samimi bir şekilde tüm soruları cevapladım ancak bu iki soru şüphemi uyandırmıştı.

    Bundan hemen sonra ise daha ilginç bir olay yaşandı:
    Bir gün bu kadın çocuğu görüş için almaya geleceğini söyledi. Bütün gün müsait olduğu halde gece 23:00' de lüks bir Audi marka araçla kapıma geldi. Çocuğu arka koltuğa bindirdikten sonra yüzünü göremediğim şoförün yanına oturup uzaklaştı. Plakayı araştırdığımda genç ve evli bir iş adamına ait olduğunu öğrendim. Hatta herif facebook profiline bu arabayla çektiği selfi fotoğrafı da koymuştu plaka oradan bile okunabiliyordu.
    Araştırmalarım sonucu bu herifle 2018 yılı ekim ayında tanıştığına kanaat getirdim ve bu herif evli olduğu için ona metreslik yapıyordu. Yani evliliğimizde bu herifle ilişkisi başlamıştı. 7 yaşındaki çocuk bana kadının evine gelen bu adamdan bahsediyordu. Anlattığına göre bir sürü hediyeler almış hatta kendi annesiyle bu kadını tanıştırmıştı.

    Bu durumu tanıdık adli personele anlattım "Bana nispet mi yapıyor?" diye sorduğumda tanıdık bana "Hayır nispet değil, sen kesinleşsin diye dilekçe verdin ya o kendini boşanmış zannediyor o yüzden bu rahatlığı..." dedi.

    Bu yeni tespitlerimi 28 sayfalık delil dilekçesi halinde henüz üst mahkemeye gönderilmemiş boşanma dava dosyasına ekledim. Ardından Mahkemeye müracaat edip "Yabancı ülke pasaportlu" çocukların yurtdışına çıkışlarına tedbir konmasını talep ettim. Mahkeme ertesi gün çocuklar için yurtdışı yasağı kararı aldı ve Pasaport Şubeye bildirdi.
    Benim görüşüme göre bu kadın çocukları annesi ile birlikte ülkesine gönderecek kendisi burada rahatça metres hayatını devam ettirecekti. Çünkü kaçtığı tek göz odalı dairede bunu rahatça yapamıyordu.

    Ancak bu kadın hala benim karara itiraz ettiğimi bilmiyordu. Dosyanın karşı tarafın haberi olmadan üst mahkemeye gitmesi aleyhime olabileceğinden bir gün çocukları bu kadının annesine bırakırken itiraz dilekçemin bir örneğini ve yurtdışı yasağı kararını da verdim ve kadının okumasını istedim.

    Aradan 2 hafta geçtikten sonra bir öğleden sonra yemek sonrası ofisime döndüğümde büyük çocuğun beni yalnız beklediğini görünce şaşırdım. Kimin bıraktığını sorduğumda annesinin bıraktığını söyledi. Ofis yakınlarında olabilir diyerek annesini aradım ve görüşelim dedim. Henüz ofis binasından çıkmadığı için görüşmeyi kabul etti.
    Oturmayı teklif ettim "Hayır işe yetişmeliyim ne söyleyeceksen söyle" dedi. İtiraz dilekçem ve yurtdışı yasaklılık kararından haberi olduğu sinirli tavrından belliydi.
    Ayaküstü ona çocukların velayetlerini bana bırakması halinde istediği şekilde boşanabileceğimi söyledim. Bana "Senin tek derdin nafaka ödememek o yüzden velayeti istersin" dedi.
    Ben de ona 3 çocuğa o tek göz odalı dairede bakamayacağını üstelik asgari ücretle çalıştığını söyledim.
    "Artık asgari ücretten daha fazla kazanıyorum üstelik dublex ev tuttum yakında oraya taşınıyoruz" dedi ve gitti.
    Henüz işe gireli 1 ay olmamış biri nasıl bir terfi alır da asgari ücretten daha fazla kazanır aklım almadı.

    Bu olaydan yaklaşık bir ay kadar sonra çocukları bu kadının yeni adresinden görüş için aldığımda bana garip olayları anlatmaya başladılar:
    5 yaşındaki erkek çocuk "Annem Ahmet Amca ile üst katta uyuyor biz kardeşlerimle alt katta uyuyoruz, Ahmet Amca beni her gün öpüyor ama babam öpmüyor" dedi.
    4 yaşındaki erkek çocuk "Ben üst katta Ahmet Amca ile annem arasında uyuyorum, annem bana öğretti (Beni kasederek) bu Cemil, (Ahmet denilen şahsı kastederek) bu baba"

    Ben patronun metresliğini yaptığını düşünürken bu Ahmet denilen herif nerden türedi akıl sır erdiremedik.
    Bu kadın bende kalan çocukları almak için yine bir gece vakti geldi. Haber vermeden daire kapısında dikilmişti.
    4 yaşındaki çocuk annesi çağırınca gitti ama 5 yaşındaki çocuk tepki bile vermeden odasından çıkmadı. Annesi çağırdığı halde gitmeyince ben de "Annen bekliyor bak" diye çağırdım ama yine tepki vermedi.
    Kadın bu durumu görünce sadece 4 yaşındaki çocuğu alıp gitti. Pencereden bu saatte nasıl geldi diye bakınırken caddede bekleyen kadın ve çocuğun yanına bir otomobilin yanaştığını ve kadının arka koltuğa bindiğini izledim.
    Bu sırada annem apartmanın kapısından çıkıp hızlıca bu arabanın yanına gitti ve şoför kapısını açtı. Ben olay çıkabilir diye düşündüm ve acele bir şekilde aşağı indim.
    Arabanın yanına vardığımda annemin sakin bir şekilde direksiyondaki 40-45 yaşlarında zayıf bir erkekle konuştuğuna şahit oldum. Ahmet olarak kendini tanıtan bu şahsa annem "Utan mıyor musun evli ve çocuklu bir kadınla ilişki kurmaya?" diye sordu.
    Herif "Onlar boşanmışlar ben ilişki kurmuyorum ki..." dedi.
    Bu sırada gece vakti yaşanan bu rezaleti komşular görsün de şahit olsunlar düşüncesiyle bağırarak "Anne boşver, böyle kadınlar olmasa hangi evli erkek yuvasını dağıtır ki" dedi.
    Herif korktumu bilemedim ama dili çözülmüşcesine bize "Bu olay yüzünden patronumun evliliği de bozuldu zaten" dedi ve gitti.
    Annem bana "Neden bağırdın müdahale ettin, sen gelmeden adam bana teyze gel bir yere gidelim oturalım konuşalım demişti" dedi ben de kabul edip etmediğini sorunca annem kabul etmediğini söyledi.
    Sonra bu plakasını tespit ettiğim ve facebook profiline baktığım patronun facebook sayfasını ayrıntılı inceledim ve Ahmet denilen bu herifin bu patronun yanında çalışan "kuzenim" dediği şahıs olduğunu gördüm.

    Ardından Savcılığa tüm bu yaşananları "Patron önce karımı kaçırdı metres olarak kullandı, ben uyanınca elamanının dediğine göre evliliği bozulmaya başladı, bu kadından ortalık sakinleşinceye kadar kurtulmak için yanında çalışan Ahmet isimli şahsın evine gönderdi. Lazım oldukça bu şahsın evine gidip cinsel birliktelik kuruyorlar, küçük çocuklar da üst katta Ahmet Amca var zannediyor bana anlatıyorlar, bu kadının bu yolla kaç erkekle birlikte olduğu belirsiz. Çocuklar gelen her erkeği Ahmet Amca zannediyor, üstelik 4 yaşındaki çocuğun beyanlarından evinde kaldığı Ahmet isimli şahsı çocuklarına baba olarak öğretmeye çalıştığı anlaşılmaktadır, böylece kaldıkları sitede karı-koca çocuklu aile görünümü vermeye çalışıyorlar" diyerek beyan ettim. Savcılık fuhuştan soruşturma başlattı.

    Bu arada üst mahkeme tüm bu delilleri gördü ve boşanma davasını çekişmeli hale gelmesi ve delillerin mahkemece değerlendirilmesi için anlaşmalı boşanma kararını bozdu ve mahkemesine dosyası geri gönderdi.
    Savcılık soruşturması halen devam ediyor.
    Aile Mahkemesinde yeniden görülen davanın ilk duruşması henüz yapılmadı.
    Bu arada annesine gitmek istemeyen erkek çocuğun bende kalmasına karar verildi. Nafaka ile ilgili karar verilmediği için kadına nafaka ödemiyorum.

    Bu olayla ilgili bana "Mezhebin amma genişmiş" , "Sende peygamber sabrı varmış, ben olsam cinayet işlerdim" dediler. Hatta en güvendiğim arkadaşım "Beni bulaştırma" deyip şehir dışına taşındı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • ya ne olacaktı.
    son iki yılda işlenen kadın cinayetlerinden haberin var mı.

    kaç kadın sokakta giyimi yüzünden saldırıya uğradı.

    ben olsam o fedai denen arkadaşınn , yaşıyorsa anasını babasını da içeri alırım.




    bunu konudan ayrı: ayrıca o nasıl bir isim. kim oğluna fedai diye isim koyar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi buradan bir taytlı geçti -- 24 Ağustos 2019; 18:8:17 >
  • Yahu dün bir programda bayan spikerin iki lafından biri erkek terörü oldu..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kadın cinayeti diye bir şey yoktur, insan cinayeti vardır. Duyarlı olacaksak her konuya eşit bir şekilde duyarlı olalım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nerple

    Kadın cinayeti diye bir şey yoktur, insan cinayeti vardır. Duyarlı olacaksak her konuya eşit bir şekilde duyarlı olalım.
    vardır.

    bizim gibi ülkelerde daha çok vardır. (ataerkil)

    duyarlı olmak başka olayı genelleştirmek başka.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Peki SEN kaç erkek eşleri, kız arkadaşları ve onların aileleri yüzünden psikolojik saldırıya uğradı, dolandırıldı, iftiraya maruz bırakıldı , intihara sürüklendi veya ONLARIN yalanları, aldatmaları yüzünden kaç erkek birbirlerini katletti haberin var mı? Duruma böyle SIĞ MI bakalım. Ölümlerin kadını erkeği olmaz!

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • mehmehcik_71 kullanıcısına yanıt
    bunların hiçbiri karşındaki öldürme hakkını vermiyor.

    ayrıca bu fedai denen lavukta mahkemede erkekliğime hakaret etti , çocuğumu göstermdi gibi onlarca YALAN söyleyecek.
  • kocasından , sevgilisinden kaç kadın şiddet görüyor.
    sesini çıkarmaya kaç kadın var.
    örnekleri çevremde var.


    o yüzden boş yapmayın.
  • Konu zanlının haklı ya da haksız olması değil. Ne olursa olsun kimsenin birilerini öldürme hakkı yoktur, bu tamam. Ama yine söylüyorum kadın cinayeti diye bir şey yoktur. Bu erkekleri baya bildiğin yok saymaktır. İnsan cinayeti demek tek doğrudur. Yukarıda ki arkadaşın dediği gibi iki tarafında tarihte yanlış yaptığı bir çok örnek var. Bizim toplumumuz unutmuştur belki Adana'da ki genci ama ben unutmadım. Bir iftira ile genç yaşta toprak olan o genç basına bu kadar yansıtılmadı, kimse hashtag açmadı. Emine Bulut cinayeti amacından çıkmıştır. Feminazilerin de eline büyük koz verilmiştir. Her geçen gün erkekler daha da eziliyor. Ataerkil toplum olduğumuz yalanına da inanmıyorum hatta kadınlara pozitif ayrımcılık (!) fazlası ile uygulanıyor diye düşünüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kesinlikle öldürme hakkı da vermez , haklı da çıkaramaz! Genel olarak söyledim, E.B. mevzusu değil. Özellikle bu coğrafyadaki erkeklerin bam teli var, erkek gibi yetiştirilme mevzusu ,namus mevzusu vesaire. İş bir yerde çığrından çıkıyor. Ve insanlar da adaleti kendileri sağlamaya çalışıyorlar. Kadının veya erkeğin İNSAN GİBİ AYRILMAYI öğrenmesi gerekiyor. “Göstereceğim ben ona, hayatını zindan edeceğim, çocuğu göstermeyeceğim, altınları kaçıracağım” falan deyince erkekte böyle vahşice bir yola sapıyor maalesef. Cinayetlerde değil ancak genel konularda sadece erkekleri suçlamak akla mantığa sığmıyor.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Kadın cinayeti denmesinin sebebi kadınlara ayrıcalık tanınıp erkeklerin görmezden gelinmesi değil, kadın cinayetinin normal bir cinayetten farklı olarak toplumsal bir probleme dayanmasıdır. Kadın cinayeti olması için maktülün cinsiyetinin kadın olması tek başına yeterli değildir. Örneğin bir soygunda rehin alınan kadının öldürülmesi kadın cinayeti tanımına girmez.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-481916DD1 -- 24 Ağustos 2019; 19:43:51 >
  • Up

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kadın erkek eşitse neden erkekler öldürülünce adı cinayet oluyor da kadınlar öldürülünce adı kadın cinayeti olup ülke ayağa kalkıyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hiçbirine selam vermem hiçbirine bakmam hiçbiri ile uğraşmam hiçbir sosyal medya hesabımda yok. Kızları şımartan erkek evladıdır. kendinize sahip çıkın.
  • Emine bulut olayı vahşettir katliamdır cinayettir sebebi her ne olursa olsun kesin ve net.
    Ama konu açılmış madem,ülkede artan tek taraflı erkek terörü algısını ve ailevi sorunların temelini çok iyi ve hakkaniyetle özetleyen şu KADIN yazarla konuyu desteklemezsem olmaz.Yazıları sindirilerek mutlaka okunması gereken bir yazar.

    http://www.cocukaile.net/kategori/yazilar/selma-marasli/

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gel de bunu bizim basına anlat. "3 ü kadın 8 kişi hayatını kaybetti" tanıdık geldi mi? Hemen hemen ölüm olan bütün haberlede bu tarz ifadeler kullanılır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Genelleme yapmak çok saçma. Çevremde aldatılıp, her türlü şeyi yaşayıp, eşine bir tane vurmamış insanlar var. Sorunun temellerini hepimiz biliyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • neymiş efendim? kadın cinayeti.

    ben yanlış mı biliyorum yoksa, insan denen varlığın bir yarısı erkekse diğer yarısı kadın değil mi?

    olayın tek farkı orada bir çocuğun olaya şahit olması ve tabii ki çok acı.

    ama gerçeği değiştirmez. burada toplumun geneline hitap eden bir kadın erkek profili yok. bu insanların ikisi de sorunlu kişiler.

    aman efendim öldüremezmiş. ulan öldürmüş işte neyin dalgasındasınız? öldürmüş zaten öldürmüş...

    bunlar cinnet geçirerek yapılan şeyler. idam cezasını geri getirsen yine olur. çünkü adam öfkeyle kendini kaybederek yapıyor bunu. ve onun hayatı da orada bitiyor zaten.

    bu milyonda bir olan ve her zaman olacak olan bir durumdur. söz konusu kadın ve erkek sorunlu kişilerdir.

    ama asıl olayı büyüten bir medya kitlesi var ki bunlar erkek düşmanı kadınlar grubundan oluşmakta olup bu gibi olayları genelleştiriyorlar.




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.