Şimdi Ara

EDEBİYAT NOTLARI YANIYOOR DOLUŞUN

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
67
Cevap
81
Favori
6.245
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
31 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bir teşekkürünüz duanız yeterlidir, helal hoş olsunm. Hepinize başarılar... Devamını getirmeye çalışıcam 😊😊

    Notları PDF haline getiren @bekotor arkadaşımıza teşekkür ederim.
    yadi.sk
    Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı.pdf — Yandex.Disk
    https://yadi.sk/i/H7e7W8G73K8kfD


    EDIT: Gün gün yeni konular eklenecek

    TANZİMAT EDEBİYATI

    1. Osmanlı Devleti batıda gerçekleşen rönesans ve reform hareketlerine ayak uyduramamış ve sosyal ve siyasi alanda büyük gerilemeler yaşamıştır. 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Parkında okunan Tanzimat Fermanı ile yeni bir dönem başlamıştır. 1860 yılında ise Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasıyla edebiyatımızdaki ilk kırılma noktası olan Tanzimat Edebiyatı başlamıştır.

    2. Tanzimat edebiyatının ilk dönemlerinde fransızca romanlardan çeviriler yapılmış daha sonra yerli romanlar yazılmıştır. Fakat bu yerli romanlar teknik bakımdan başarılı olamamışlardır. Dil konusunda belli bir görüş yoktur. Kimi tanzimatçılar halkın anlaması için sade bir dil kullanırken kimileri de sanatı ön plana çıkarıp süslü ve ağır bir dil kullanmaya devam etmişlerdir. Tanzimatın birinci döneminde romanlar romantizm akımının etkisinde yazılırken ikinci döneminde reailizm akımı etkili olmuştur.

    3. Tanzimat dönemi romanları teknik bakımdan zayıf olmakla birlikte uzun betimlemelere ve tesadüflere fazlasıyla yer vermiştir. Yazar romanın romanın akışını durdurarak okuyucuya bilgiler vermiş, hep iyi insanlar kazanıp kötüler cezalandırılmıştır. Daha çok yanlış batılılaşma, kölelik, cariyelik gibi günlük yaşamdan ve tarihten esinlenilen konular romanlarda işlenmiştir.

    4. Türk tiyatrosu karagöz, orta oyunu ve meddah gibi halk tiyatrosundan ibaretken tanzimat döneminde batılı tarzda modern tiyatro hayatımıza girmiştir. Batı etkisinde olan tanzimatçılar Şekspir, Victor Hugo, Moliere gibi önemli tiyatro yazarlarından etkilenmişlerdir. Modern tiyatro olarak yazılan ilk eser Şinasi'nin Şair Evlenmesi adlı eseridir. Sahnelenen ilk tiyatro ise Namık Kemal'in Vatan Yahut Silistre adlı tiyatro eseridir.

    5. Tanzimat döneminin şiirlerinde ise divan geleneği devaö etmiştir. Dil süslü ve ağırdır fakat dilini hafifleten tanzimatçılar da vardır. Divan gibi aruz ölçüsü kullanılmış ara sıra hece ölçüsü ile denemeler yapılmıştır. Divandan farklı olarak halk, adalet, eşitlik, medeniyet, hürriyet gibi daha işlenmemiş kavramlar şiirin konusuna dahil edilmiştir. Tanzimat dönemi şiirlerinde romantizm etkisi görülmektedir.

    6. Tanzimat döneminin önemli sanatçıları Hersekli Arif Hikmet Bey'in evinde her hafta toplanırlardı. Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi gibi isimlerin katıldığı bu toplantılara Encümeni Şuara denilmektedir.

    7. Tanzimat dönemi iki döneme ayrılmaktadır. Birinci dönemde sanatın toplum için yapılması savunulmuş, dilin sadeleşmesi istenmiştir. Divan edebiyatına karşı çıkılmış hece ölçüsü ve halk edebiyatı savunulmuştur. Fakat bunlar hep düşüncede kalmış ufak denemeler dışında ne dil sadeleşmiştir ne de divan etkisinden çıkılabilmiştir. Romantizm akımının etkisinde eserler yazılmış daha çok sosyal konular işlenmiştir. Şiirde divandaki gibi parça/beyit güzelliği yerine şiirin tamamının güzel olması istenmiştir yani konu birliğine, bütün güzelliğine önem verilmiştir. Şiirin konusu genişletilmiş vatan, millet, hürriyet gibi kavramlar ana tema olmuştur. Yapıtlarda estetiğe değil konuya yani içeriğe daha çok önem vermişlerdir çünkü onların amacı halkı bilinçlendirmektir. Birinci dönem tanzimatçılar için edebiyat düşüncelerini yayma aracıydı. Bu dönemde noktalama işaretleri ilk defa kullanılmış, makale, roman, öykü, eleştiri, deneme, tiyatro gibi ilk kez edebi türlerde eserler yazılmıştır. Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Şemsettin Sami, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa bu dönemin yazarlarıdır.

    8. Türk edebiyatında pek çok yeniliğin öncüsü ŞİNASİ'dir. Tarcüman-ı Ahval ismindeki ilk özel gazeteyi çıkarmış daha sonra Tasvir-i Efkar gazetisini çıkarmıştır. Türk edebiyatının ilk makalesini ve ilk tiyatro eserini yazmıştır. Ayrıca noktalama işaretlerini de ilk o kullanmıştır. Eserlerini halkın kolayca anlayabileceği bir dil ile yazmıştır. Ayrıca Lafonten'den fabl çevirileri yapmıştır.

    9. Namık Kemal vatan şairi olarak tanınmış osmanlıcılık akımını savunmuştur. Eserlerinde vatan, millet, hürriyet konularını işlemiştir. Sanat toplum içindir görüşüne bağlı kalmış edebiyatı düşüncelerini halka yayacak bir araç olarak kullanmıştır. İlk edebi roman olan İntibah ve ilk tarihi roman olan Cezmi adlı eserleri yazmıştır. Vatan Yahut Silistre adlı tiyatro ile üne kavuşmuştur. Tiyatro onun için faydalı bir eğlencedir. Ayrıca Ziya Paşa'ya karşı yazdığı Tahribi Harabat adlı eseri ile edebiyatımıza eleştiri türünü getirmiştir.

    10. Terci-i Bent ve Terkib- Bent şairi olarak tanınan tanzimatçı Ziya Paşa'dır. Eserlerinde özgürlüğü ve meşruiyeti savunmuştur. Türk edebiyatının kendi geleneklerine sahip çıkmasını istemiş ve dilin halkın anlayacağı şekilde olmasını savunmuştur. Fakat kendisi ağır ve süslü bir dil kullanmaya devam etmiştir. Şiirlerinde divan etkisini sürdürmesine rağmen hak, eşitlik, özgürlük gibi konular işlemiştir. Genellikle toplumdaki bozuklukları ve "yeni insanın" nasıl olması gerektiğini anlatmıştır.

    11. Türk edebiyatında ilk yerli romanı yazan isim olan Şemsettin Sami dil alanında yaptığı çalışmalar ile ünlenmiştir. İlk sözlük ile ilk ansiklopediyi edebatımıza kazandırmıştır. Ayrıca Robinson Crusoe ve Sefiller gibi dünyaca ünlü eserleri Türkçe'ye çevirmiştir. Kutadgu Bilig ve Orhun Abidelerini de okuyarak çevirisini yapmıştır. Şemsettin Sami'ye göre Türkçe'nin daha önce bir sözlüğü yapılmadığı için arapça ve farsçaya muhtaç hale geldiğini söylemiştir.

    12. Edebiyatın her türünde eserler veren ve bu yüzden yazı makinesi olarak ünlenen tanzimat sanatçısı Ahmet Mithat Efendidir. Matematik, kimya, fizik, felsefe gibi konularda bile yazılar yazmıştır. 200'e yakın eseri olan Ahmet Mithat Efendi aynı zamanda Letaifi Rivayet adlı eseri ile öykü türünün ilk örneğini ortaya koymuştur. Eserleri sade bir dille yazarken hiçbir üslup kaygısı taşımamıştır. Yani güzel olsum kötü olsun eserlerinin dili umrumda değildir. Ahmet Mithat Efendi'nin en önemli özelliği ise amacı halkı eğitmek olduğu için eserlerinde sık sık akışı kesmiş ve okuyuca bilgi ya da öğütler vermiştir. Her eeserinde bir kıssadan hisse çıkararak okuyuca ibret dersi vermek istemiştir.

    13. Tanzimatın birinci döneminin son önemli edebiyatçıcı ise Türkçülük akımının önderlerinden biri olan Ahmet Vefik Paşa'dır. Türk dili ve tarihi ile ilgili tıpkı Şemsettin Sami gibi çalışmalar yapmıştır. Türk tarihinin Osmanlılardan başlamadığını savunmuş ve Şecere-i Türki adlı eseri Türkçe'ye çevirmiştir. Tarih alanında çalışmalar yapmış ve tiyatroya özel ilgi göstermiştir. Halkı tiyatroya alıştırmıya çalışmış ve bursada bir tiyatro binası açmıştır. Moliere'den tiyatro oyunları çevirmiş ve oynatmıştır. Ahmet Vefik Paşa edebiyat dünyasında Moliere'de yaptığı çeviriler ile ünlenmiştir.

    14. Tanzimatın ikinci dönemi ise sanatçılar siyasi baskılardan ve dönemin ağır koşullarından dolayı anlayış değiştirmişler ve toplum için sanat yerine sanat için sanat yapmaya başlamışlardır. Bu dönemde sanatçılar toplum sorunlarından uzak kalmışlar ve dillerini iyice ağırlaştırıp anlamayı güçleştirmişlerdir. Divan edebiyatı yine eleştirilmiş fakat divan etkisinden kurtulamamışlardır. Birinci dönemde etkilendikleri realizm yerine romantizm akımından etkilenmişler yanlış batılılaşma, kölelik, cariyelik gibi konuları işlemeye devam etmişlerdir. Ayrıca şiirde konuyu iyice genişletmişler ve her şeyin şiirin konusu olabileceğini savunmuşlardır. Recaizade Mahmud Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Samipaşazadr Sezai, Nabizade Nazım ve Muallim Naci tanzimatın ikinci döneminin önemli edebiyatçılarındandır.

    15. Türk edebiyatında ilk realist roman olan Araba Sevdası'nı yazan Recaizade Mahmut Ekrem sanatta içerik yerine güzellik ilkesine bağlı kalmış ve sanat için sanat yapmıştır. Özellikle oğlu Nijat'ın ölümünden sonra iyice karamsar şiirler yazmış ve ölüm konusu üzerinde durmuştur. Batı edebiyatını savunarak batı edebiyatını yaymak amacıyla kurallar içeren eserler ve makaleler yazmıştır. Ayrıca RME, Muallim Naci ile girdiği tartışma sonucunda Servet-i Fünun hareketinin doğmasına vesile olmuş bu nedenle servetçiler tarafından Üstat Ekrem olarak anılmıştır.

    16. Şairlerin en büyüğü anlamına gelen Şairi Azam olarak anılan Abdülhak Hamit Tarhan taşkınlık, yücelik ve tezatlık içeren şiirleri ile tanınmıştır. Şiirde biçimle ilgili asıl değişiklikleri o yapmış ve divan edebiyatının süregelen tüm kurallarını yıkmıştır. Şiirin yanı sıra tiyatrolar da yazmıştır fakat yazdığı tiyatrolar oynanmak için değil okunmak içindir. Sahra adlı şiiri ile Türk edebiyatındaki ilk pastoral şiiri yazmıştır.

    17. Bir paşa ile bir cariyenin aşkını anlatan Sergüzeşt adlı eseri ile tanınan Samipaşazadr Sezai romantizmden gerçekliğe yani realizme geçişin örneklerini vermiştir. Namık Kemal ve Abdülhak Hamit Tarhan'ın etkisinde kalmıştır. Ayrıca Alphonse Daudet'den esinlenerek batılı anlamda ilk gerçekçi öyküleri yazmıştır.

    18. Kendisinden önce yazılan tüm romanlar İstanbul'u anlatırken Nabizade Nazım bunu yıkarak İstanbul dışında geçen ilk köy romanı olan Karabibik'i yazarak edebiyat tarihine geçmiştir. Realizm ve Naturalizm akımlarından etkilenmiş bu doğrultuda eserler vermiştir.

    19. Tanzimat dönemi yeniliği ve batı edebiyatını savunmasına rağmen eski edebiyatı savunan ve eski edebiyat savunucularının lideri konumunda olan kişi Muallim Naci'dir. Gitgide azalan divan edebiyatı geleneğini yeniden canlandırmış fakat batı edebiyatını tamamen reddetmek yerine özellikle öğrendiği fransızcanın etkisiyle eski ve batı edebiyatını birarada ustaca kullanmıştır. Eleştiri türünde fazlaca eser veren Muallim Naci, Abdülhak Hamit ve RME'ye çok ağır eleştirilerde bulunarak tartışmalara girmiştir.

    İntibah - Namık Kemal
    Cezmi - Namık Kemal
    Celaleddin Harzemşah - N. Kemal
    Vatan Yahut Silistre - Namık Kemal
    Akif Bey - Namık Kemal
    Zavallı Çocuk - Namık Kemal
    Gülnihal - Namık Kemal
    Tahribi Harabat - Namık Kemal
    İrfan Paşaya Mektup - Namık Kemal
    Renan Müdafaanamesi - N. Kemal
    Kanije Muhasarası - Namık Kemal
    Lisanı Osmani Hakkında Bazı Mülahazalar Şamildir - N. Kemal

    Şair Evlenmesi - Şinasi
    Tercümanı Ahval Mukkadimesi - Şinasi
    Müntehabatı Eşar - Şinasi
    Durubı Emsali Osmaniye - Şinasi
    Tercümei Manzume - Şinasi

    Harabat - Ziya Paşa
    Zafername - Ziya Paşa
    Eşarı Ziya - Ziya Paşa
    Külliyatı Ziya - Ziya Paşa
    Defteri Amal - Ziya Paşa
    Şiir ve İnşa - Ziya Paşa
    Veraset Mektupları - Ziya Paşa
    Engizisyon Tarihi - Ziya Paşa
    Endülüs Tarihi - Ziya Paşa

    Talat ve Fitnat - Şemsettin Sami
    Kamusi Türki - Şemsettin Sami
    Kamusil Alam - Şemsettin Sami
    Besa Yahut Ahde Vefa - Ş.Sami
    Gave - Şemsettin Sami
    Seydi Yahya - Şemsettin Sami

    Felatun ile Rakım - Ahmet Mithat
    Hasan Mellah - Ahmet Mithat
    Hüseyin Fellah - Ahmet Mithat
    Pariste Bir Türk - Ahmet Mithat
    Henüz 17 Yaşında - Ahmet Mithat
    Dürdane Hanım - Ahmet Mithat
    Esrarı Cinayet - Ahmet Mithat
    Müşahedat - Ahmet Mithat
    Letaifi Rivayet - Ahmet Mithat
    Eyvah - Açıkbak - Ahmet Mithat
    Çerkes Özdenler - Ahmet Mithat
    Avrupa'da Bir Cevelan - Ahmet Mithat

    Don Civani - Ahmet Vefik
    Dudu Kuşları - Ahmet Vefik
    İnfiali Aşk - Ahmet Vefik
    Kocalar Mektebi - Ahmet Vefik
    Kadınlar Mektebi - Ahmet Vefik
    Adamcıl - Ahmet Vefik
    Tartuffe - Ahmet Vefik
    Zor Nikahı - Ahmet Vefik
    Zoraki Tabip - Ahmet Vefik
    Dekbazlık - Ahmet Vefik
    Yorgaki Dandini - Ahmet Vefik
    Secerei Türki - Ahmet Vefik

    Araba Sevdası - Recaizade Ekrem
    Nijat Ekrem - Recaizade Ekrem
    Nağmei Seher - Recaizade Ekrem
    Pejmürde - Recaizade Ekrem
    Yadigarı Şebap - Recaizade Ekrem
    Afife Anjelik - Recaizade Ekrem
    Çok Bilen Çok Yanılır - R.M.Ekrem
    Muhsin Bey - Recaizade Ekrem
    Şemsa - Recaizade Mahmut Ekrem
    Zemzeme - Recaizade Ekrem
    Takdiri Elhan - Recaizade Ekrem

    Sahra - A.Hamit Tarhan
    Makber - A.Hamit Tarhan
    Bunlar O'dur - A.Hamit Tarhan
    Bir Sefilenin Hasbihali - A.H.Tarhan
    Garam - A.Hamit Tarhan
    İlhamı Vatan - A.Hamit Tarhan
    Macerayı Aşk - A.Hamit Tarhan
    Duhteri Hindu - A.Hamit Tarhan
    Sabru Sebat - A.Hamit Tarhan
    Tarık-Zeynep-Finten - A.H.Tarhan
    İlhan-Turan-Hakan - A.H.Tarhan
    Sardanapal - A.Hamit Tarhan

    Sergüzeşt - Samipaşazade Sezai
    Küçük Şeyler - Samipaşa. Sezai
    İclal - Şamipaşazade Sezai
    Şir - Samipaşazade Sezai

    Karabibik - Nabizade Nazım
    Zehra - Nabizade Nazım

    Ateşpare - Muallim Naci
    Şerare - Muallim Naci
    Sümbüle - Muallim Naci
    Füruzan - Muallim Naci
    Ömer'in Çocukluğu - Muallim Naci
    Lügatı Naci - Muallim Naci

    BAŞTAN SONA YAZIN BUNU. ESERLERİ 5-10 KERE YAZIN Kİ EZBER OLMUŞ OLSUN :))



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 15 Haziran 2017; 11:28:17 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • SERVETİ FÜNUN EDEBİYATI - EDEBİYATI CEDİDE

    1. 1896 yılında divan edebiyatı gibi eski edebiyata karşı çıkıp yeni bir edebiyat oluşturmaya çalışan genç edebiyatçılar Recaizade Mahmut Ekrem liderliğinde Serveti Fünun topluluğunu kurmuşlardır. Fenlerin zenginliği anlamına gelen Serveti Fünun dergisinde yazmaya başladıkları için bu ismi almışlardır. Ayrıca eskiye karşı yeniyi savundukları için Edebiyatı Cedide yani yeni edebiyat ismiyle de anılmışlardır.

    2. Serveti Fünun döneminde ağır bir siyasi baskı vardı. Bu baskı yüzünden yazarlar içine kapanmış ve toplumsal sorunları işleyememişlerdir. Eserlerinde genellikle bireysel konuları, aşkı, karamsarlığı, doğayı ve melankoliyi işlemişlerdir. Bütün olaylar İstanbul'da geçmiş ve zengin, elit kesim anlatılmıştır. Bu yüzden serveti fünun dönemine yüksek zümre, salon edebiyatı denilmiştir.

    3. Serveti fünun dönemi tıpkı tanzimatın ikinci dönemi gibi sanat sanat içindir görüşünü savunmuştur. Toplumsal konular yerine bireysel konular işlenmiştir. Fransız edebiyatı örnek alınmış Türk edebiyatının batılılaşmasını sağlamışlardır. Toplumun anlamayacağı çok ağır bir dil kullanılmış, arapça ve farsça kelimeler çok sık kullanılmıştır. Şiirlerde tıpkı eleştirdikleri divan gibi aruz ölçüsü kullanmışlardır fakat divandan farklı olarak beyit güzelliğine değil tüm şiirin yani bütün güzelliğine önem vermişlerdir.

    4. Serveti Fünun döneminde romanlarda reailizm ve natüralizm akımının etkisinde kalınmıştır. Şiirde ise parnasizm ve sembolizm hakim olmuştur. Şiirlerde cümleler dize sonunda tamamlamamışlardır. Cümleyi yarıda kesip sonraki dizeyle devam etmişlerdir ayrıca şiirler düz yazıya yakın bir hale getirilmiştir. Şiirlerde sone, triyole, terza-rima gibi nazım biçimleri kullanılmıştır. Serveti Fünunculara göre uyak göz için değil kulak içindir. Yani şiirler dinlenmek için yazılır.

    5. Serveti Fünun dergisi Hüseyin Cahit Yalçın'ın yazdığı edebiyat ve hukuk adlı makalesi ile kapatılmış ve topluluk dağılmıştır. Böylece edebiyatı cedide dönemi kapanmıştır. Bu dönemde Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın gibi önemli isimler yer almıştır. Ayrıca Süleyman Nazif, Hüseyin Suat Yalçın, Hüseyin Siret Özsever, Celal Sahir Erozan, Safveti Ziya, Faik Ali Ozansoy ve Ali Ekrem Bolayır'da bu dönemin diğer temsilcileridir.

    6. Serveti Fünun edebiyatının en etkili ve en iyi şairi Tevfik Fikret'tir. Sanat yaşamına önce eski edebiyat olan divan ile başlamış daha sonra batı edebiyatına geçiş yapmıştır. Lisede hocası olan RME'den fazlasıyla etkilenmiştir. Şiirde parnasizm akımının en önemli temsilcisi olmuştur. Aruz ölçüsünü kullanmış ve Türkçeye başarılı bir şekilde uyarlamıştır. Şiirde beyit-dize güzelliğini kırarak bütün güzelliğine önem vermiş ve şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır. Manzum hikayelerde yazan Tevfik Fikret ağır ve süslü bir dil kullanmış sone, terza-rima ve triyole gibi batı edebiyatının nazım biçimlerini kullanmıştır. Tevfik Fikret sanat yaşamını iki döneme ayırır. Birinci dönemde sadece bireysel konuları işlemiş ve sanat için sanat yapmıştır. İkinci döneminde ise toplumsal konulara girmiş, gerçekçi şiirler yazmış ve toplum için sanat yapmıştır. Çocuklara çok önem verdiği için çocuklar için hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır.

    7. Serveti Fünun döneminin bir diğer önemli şairi ise Cenap Şahabettin'dir. Sonuna kadar sanat için sanatı savunmuş, kimsenin anlamayacağı ağır ve süslü bir dil kullanmıştır. Kullanılmayan arapça ve farsça kelimeleri bulup şiirlerinde kullanmıştır. Bu yüzden dili eski divan şairlerinden bile daha ağırdır. Genellikle aşk ve doğayı konu olarak kullanmış şiirlerinde ahenge çok önem verdiği için sadece aruz ölçüsünü kullanmıştır. Nazım biçimi olarak da serbest müstezarı tercih eden Cenap Şahabettin parnasizm ve sembolizm akımlarından etkilenmiştir. Hece ölçüsünün bir şiir ölçüsü olamayacağını savunmuş heceye parmak hesabı diyerek alay etmiştir.

    8. Serveti Fünun döneminin roman ve öylü alanında en önemli ismi de Halit Ziya Uşaklıgil'dir. Mai ve Siyah adlı eseri ile edebiyatımızın batı anlamda ilk romanını yazmıştır. Hatta bu romanda geçen Ahmet Celil karakteri ise serveti fünun sanatçısını temsil eder. Halit Ziya yapıtlarında alışılmışın dışında bir cümle düzeni kullanmıştır. Ağır bir dil kullanmış fakat son eserlerinde ağır dilini daha anlaşılır bir hale getirmiştir. Çok ağır bir dille yazdığı eski eserlerini de yine kendisi sadeleştirerek yeniden yayımlamıştır. omanlarında sadece İstanbul'un elit ve aydın kesimini anlatırken öykülerinde anadolunun köy ve kasabalarını anlatarak istanbul dışına çıkmıştır. Realizm akımının edebiyatımızdaki en önemli temsilcisi olan Halit Ziya mensur şiirin de ilk örneklerini veren isim olmuştur. Ayrıca eserlerinde yeni yeni isimler ve tamlamalar kullandığı için dekadan (yeni sözcükler uyduran), alafranga (batı özentisi) olarak nitelendirilmiş ve dili bozmakla suçlanmıştır.

    9. Serveti Fünun dergisinde yayımlanan Eylül romanı ile tanınan Mehmet Rauf birçok roman, öykü ve kadın dergisi yazmış fakat yoksul bir şekilde vefat etmiştir. Eserlerinde realizm akımından etkilenmiş ve aşk teması üzerinde durmuştur. Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olan Eylül ile sanatının zirvesine çıkmıştır. Diğer yazarlara göre daha sade ve anlaşılır falat özensiz bir dil kullanmıştır. Eserlerinde romantik duyguları, hayalleri ve kaygısız zenginleri anlatmış ve yaptığı ruhsal betimlemeler ile ön plana çıkmıştır.

    10. Cinayet romanları çevirerek edebiyat hayatına başlayan Hüseyin Cahit Yalçın, Serveti Fünun dergisinde çeşitli yazılar yazmış ve yeni edebiyatı savunan makaleler yayımlamıştır. Ahmet Mithat Efendi'den etkilenmiş ve eserlerinde onun etkisi fazlasıyla görülmüştür. Öykülerinde İstanbul'da yaşayan rum ve ermeni gibi seçkin azınlıkları anlatmıştır. Dili ise oldukça sade ve anlaşılır olmakla birlikte özentilikten ve süsten uzaktır. Yazdığı edebiyat ve hukuk makalesi ile derginin kapatılmasına neden olmuş ve yeni edebiyatı savunduğu diğer yazılarını kavgalarım adlı eserinde toplayıp yayımlamıştır. İstanbul'un işgalinden sonra ingilizler tarafından Malta'ya sürülmüştür.

    11. Bu dönemin diğer yazarlarından biri olan Süleyman Nazif, Namık Kemal'in etkisinde kalmış, toplumu ve özgürlüğü savunmuştur. Süslü ve ağır bir dil kullanmış, osmanlıcanın ve aruz ölçüsünün şiiri zengileştirdiğini savunmuştur. Gazetede yazdığı istanbulun işgaline tepki gösterdiği yazıları yüzünden maltaya sürgün edilmiştir.

    12. Tıbbiyede eğitim gören Hüseyin Suat Yalçın bütün ömrünü hekimlik yaparak geçirmiştir. Cenap Şahabettin'in yönlendirmesi ile Serveti Fünuna katılmıştır. Gavei Zalim takma adını kullanarak sosyal ve siyasi hicivler yazmıştır.

    13. Abdülhamit döneminde sürgüne gönderilen daha sonra avrupaya kaçan jön Türklerden birisi olan Hüseyin Siret Özsever, Tevfik Fikret'in etkisinde kalmış ve ağır bir dille şiirler yazmıştır. Daha sonra dilini sadeleştirmiş ve Ömer Senin takma adıyla şiirler yazmıştır.

    14. Abdülhak Hamit Tarhan'ı taklit eden Faik Ali Ozansoy Türk edebiyatında ikinci Hamit olarak tanınmıştır. Önceleri bireysel konuları işlemiş fakat birinci dünya savaşından sonra toplumsal konuları işlemiştir.

    15. Serveti Fünun döneminde heve ölçüsünü ilk kullananlardan biri olan Ali Ekrem Bolayır ise toplumsal konuları ele alan şiirler yazmış ve Türk-Yunan savaşını anlattığı Vasiyet adlı şiiri ile ünlenmiştir.

    Rübabı Şikeste - Tevfik Fikret
    Rübabın Cevabı - Tevfik Fikret
    Haluk'un Defteri - Tevfik Fikret
    Tarihi Kadim - Tevfik Fikret
    Sis - Tevfik Fikret
    Şermin - Tevfik Fikret

    Tamat - Cenap Şahanettin
    Yakazatı Leyliye - C.Şahabettin
    Elhanı Şita - Cenap Şahanettin
    Hac Yolunda - Cenap Şahabettin
    Avrupa Mektupları - C.Şahabettin
    Suriye Mektupları - C.Şahabettin
    Tiryaki Sözleri - Cenap Şahabettin
    Yalan - Cenap Şahabettin
    Körebe - Cenap Şahabettin
    Nesri Harp - Cenap Şahabettin
    Nesri Sulh - Cenap Şahabettin
    Evrakı Eyyam - Cenap Şahabettin

    Mai ve Siyah - Halit Ziya Uşaklıgil
    Aşkı Memnu - Halit Ziya Uşaklıgil
    Kırık Hayatlar - Halit Ziya Uşaklıgil
    Bir Ölünün Defteri - H.Z.Uşaklıgil
    Nemide - Halit Ziya Uşaklıgil
    Sefile - Halit Ziya Uşaklıgil
    Ferdi ve Şürekası - H.Ziya Uşaklıgil
    İzmir Hikayeleri - H.Ziya Uşaklıgil
    Kadın Pençesi - Halit Ziya Uşaklıgil
    Solgun Demet - Halit Ziya Uşaklıgil
    Kırk Yıl - Halit Ziya Uşaklıgil
    Saray ve Ötesi - Halit Ziya Uşaklıgil
    Mezardan Sesler - H.Ziya Uşaklıgil
    Kabus, Füruzan, Fare - H.Z.Uşaklıgil

    Eylül - Mehmet Rauf
    Ferdayı Garam - Mehmet Rauf
    Genç Kız Kalbi - Mehmet Rauf
    Karanfil ve Yasemin - Mehmet Rauf
    Son Yıldız - Mehmet Rauf
    Aşıkane - Mehmet Rauf
    İntizar - Mehmet Rauf
    Son Emel - Mehmet Rauf
    Bir Aşkın Tarihi - Mehmet Rauf
    Üç Hikaye - Mehmet Rauf
    Pençe, Cidal, Sansar - Mehmet Rauf
    Siyah İnciler - Mehmet Rauf

    Nadide - Hüseyin Cahit Yalçın
    Hayal İçinde - Hüseyin Cahit Yalçın
    Hayatı Muhayyel - H.Cahit Yalçın
    Niçin Aldatırlarmış - H.Cahit Yalçın
    Malta Adasında - H.Cahit Yalçın
    Meşrutiyet Hatıraları - H.Cahit Yalçın
    Kavgalarım - Hüseyin Cahit Yalçın

    Gizli Figanlar - Süleyman Nazif
    Firakı Irak - Süleyman Nazif
    Batarya ile Ateş - Süleyman Nazif
    Malta Geceleri - Süleyman Nazif

    Lanei Melal - Hüseyin Suat Yalçın
    Gave Destanı - Hüseyin Suat Yalçın

    Leyali Girizan - H.Siret Özsever
    Bağbozumu - H.Siret Özsever
    Kıvılcımlı Gül - H.Siret Özsever

    Beyaz Gölgeler - Celal Sahir Erozan
    Siyah Kitap - Celal Sahir Erozan

    Kadın Ruhu - Safveti Ziya
    Salon Köşelerinde - Safveti Ziya
    Silinmiş Çehreler - Saveti Ziya

    Fani Teselliler - Faik Ali Ozansoy
    Payitahtın Kapısında - F.A.Ozansoy
    Nedim ve Lale Devri - F.A.Ozansoy

    Vasiyet - Ali Ekrem Bolayır
    Zilali İlham - Ali Ekrem Bolayır
    Vicdan Alevleri - Ali Ekrem Bolayır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 9 Nisan 2017; 13:25:59 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Teşekkürler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • devamını getir uyumadan okurum buraları sağol
  • Teşekkürler
  • doping hafıza 1 saatte hepsini ezberletti verdim - ni
  • Eline sağlık kardeşim 👍

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Eserlerin türü de yazsaydın keşke

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Saydo34 kullanıcısına yanıt
    Aga teşekkürünüz yeter dedim peçeteyle istek şarkı yağıyor. Yukarıda da biri devamını getir diye emir buyurmuş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rez

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • richierich59 kullanıcısına yanıt
    Buyur canım benim fecri ati 😀😀

    FECRİ ATİ DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

    1. 1901 yılında Serveti Fünun dergisi kapatılmış ve topluluk dağılmıştır. Bu dağılmadan sonra Türk edebiyatında bir boşluk oluşmuştur. Bu boşluğu gidermek amacıyla Ahmet Haşim, Refik Halit Karay, Şahabettin Süleyman, Ali Canip Yöntem, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Fuat Köprülü gibi isimler bir araya gelerek Fecri Ati topluluğunu oluşturmuşlardır.

    2. Fecri Ati anlam olarak Geleceğin Aydınlığı demektir. Ayrıca bu isimler Fecri Ati topluluğunu kurarlarken ilk kez bir bildiri yayınlarayarak sanat anlayışlarını ortaya koymuşlardır. Bu nedenle bildiri yayınlayan ilk topluluk Fecri Ati topluluğu olmuştur.

    3. Fecri Aticilere göre sanat şahsi ve muhteremdir diyerek amaçlarının sadece sanata ve edebiyata hizmet etmek olduğunu açıklamışlardır. Serveti Fünun edebiyatını yeteri kadar batılı olmamakla eleştirmişler ve sanatçılar arasında birlik ve dayanışmayı sağlayamadıkları için suçlamışlardır. Fakat bütün eleştirilerine rağmen Serveti Fünun edebiyatının üzerine çıkamamışlar devamı olmaktan öteye gidememişlerdir. Köklü bir değişiklik ve sanat anlayışlarında birlik-bütünlük olmadığı için kısa sürede dağılmışlardır.

    4. Fecri Ati topluluğu sanatçıları tamamen batı edebiyatını benimsemiş ve özellikle Fransız edebiyatını örnek almışlardır. Milletin sanata ve bilime ihtiyacı olduğunu düşündükleri için edebiyata büyük önem vermişlerdir. Serveti Fünun edebiyatı eleştirilmesine rağmen biçim ve dil olarak ondan ayrılamamış ve süslü, ağır bir dil kullanmışlardır.

    5. Fecri Ati topluluğun en önemli ve en tanınmış sanatçısı Ahmet Haşim'dir. Türk edebiyatında sadece akşamları dışarı çıktışı için akşam şairi olarak tanınmıştır. Fazlasıyla bunalımlı ve kişilik sorunları olan Ahmet Haşim özellikle çok sevdiği annesinin kaybındna sonra parise gitmiş orada kendini daha da yalnız hissetmiştir. Ruhsal bunalımlarını işlediği şiirleri biçim olarak daha önce karşılaşılmamış şekillerde olduğu için büyük tartışmalara neden olmuştur. Ahmet Haşim yazdığı bir makalede şiir bir hikaye değil sessiz bir şarkısıdr diyerek şiir hakkındaki görüşlerini belirtmiştir.

    6. Çok çok ağır bir dil kullananan Ahmet Haşim bu yönüyle fazlasıyla eleştirilmiş ve onu ölçü ve Türkçe bilmemekle suçlamışlardır. Türk edebiyatında sembolizmin en önemli temsilcisi olmuş ve sanat için sanat görüşüne bağlı kalmıştır. Akşam, şafak, mehtap, gece, durgun deniz, sonbahar, kuğular, yıldızlar onun şiirlerinin ana temaları olmuştur. Ahmet Haşim hece ölçüsünü eleştirmiş ona köylü ölçüaü diyerek reddetmiştir. Bu yüzden hayatı boyunca bütün şiirlerini aruz ölçüsü ile yazmıştır. Şiirlerinde süslü, sanatlı ve anlaşılmaz bir dil kullanan Ahmet Haşim, düzyazılarında ise daha anlaşılır fakat alaycı bir dil kullanmıştır.

    7. Fecri Ati topluluğunun Ahmet Haşim'den sonra gelen diğer üyeleri ise Adalar, Kamer ve Zühre şairi olarak tanınan Tahsin Nahit, yazdığı başarılı roman ve öykülerle dönemin Halit Ziya'sı olarak adlandırılan Cemil Süleyman Alyanakoğlu, destansı ve epik şiirleriyle tanınan ayrıca Galatasarylı futbolcu olarak Fenerbahçe'ye ilk gölü atan Emin Bület Serdaroğlu ile Müfik Ratip ve Şahabettin Süleyman da yer almaktadır.

    Piyale - Ahmet Haşim
    Göl Saatleri - Ahmet Haşim
    Gurabahanei Laklakhan - A.Haşim
    Biz Göre - Ahmet Haşim
    Franfurt Seyahatnamesi - A.Haşim
    Merdiven - Ahmet Haşim
    O Belde - Ahmet Haşim
    Şiir Hk. Bazı Mülahazalar - A.Haşim

    İntizam - C. Süleyman Alyanakoğlu
    Siyah Gözler - C.S.Alyanakoğlu
    Kadın Ruhu - C.S.Alyanakoğlu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 14 Nisan 2017; 19:45:4 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 4 BAĞIMSIZ EDEBİYATÇI

    1. Türk edebiyatının iki farklı döneminde 4 yazar o dönemin topluluğu içine dahil olmak yerine bağımsız kalmayı tercih etmişlerdir.

    2. Hüseyin Rahmi Gürpınar ile Ahmet Rasim, Serveti Fünun döneminde olmalarına rağmen bu topluluğa katılmamışlardır.

    3. Mehmet Akif Ersoy ile Yahya Kemal Beyatlı ise Milli Edebiyat döneminde var olmalarına rağmen herhangi bir topluluğun içinde yer almayıp bağımsız kalmayı tercih etmişlerdir.

    4. Eserlerinde İstanbul'un mahallelerini ve mahallelerin yaşam tarzını en gerçekçi şekilde anlatmasıyla tanınan bağımsız sanatçı Hüseyin Rahmi Gürpınar'dır. Bu yönüyle sokağı edebiyata getiren sanatçı olarak kabul edilmiştir. Eserlerini herkesin kolayca anlayabileceği sade bir dil ile yazmıştır. Türk edebiyatında natüralizmin temsilcisi olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, tıpkı Ahmet Mithat Efendi gibi anlatımı yani akışı keserek okuyucuya duygu ve düşüncelerini aktarmıştır. Taklit ve şivelere önem vermiş, toplumsal yergiler yapmıştır. Eserlerinde tanzimattan cumhuriyete kadar toplumsal değişimin tüm evrelerini anlatmıştır. Toplumsal ve ekonomik sorunları, kadın-erkek eşitsizliği ve dini sorunlar eserlerinin konusu olmuştur. Dar sokakları, ahşap evleri, konakları, yalıları ve çarşılarıyla hep İstanbul'u işlemiştir.

    5. Serveti Fünun döneminin bir diğer bağımsız ismi de Ahmet Rasim'dir. Serveti Fünun topluluğuna katılmak yerine bağımsız kalmayı tercih etmiştir. Leyla Feride takma adını kullanarak Muallim Naci etkisinde şiirler yazmıştır. Kendi döneminin bütün siyasi ve edebi tartışmalardan uzak kalarak dışarıdan gözlem yapmış ve gerçekçi eserler ortaya koymuştur. Kendi özgü ironik üslubu ile romantik aşk hikayelerini ve basit aile ilişkilerini anlatmıştır. Eserlerinde istanbulun günlük yaşamına ilişkin her şeyi betimlemiştir. Roman ve öykülerinde ağır bir dil kullanmıştır. Ayrıca Ahmet Rasim alfabe, dil bilgisi, matematik, tarih gibi okul kitapları da yazmıştır. Alaturka ile de ilgisi olduğundan altmışa yakın şarkı bestelemiştir. Günlük konuşma dilini ve insnaların şivelerini ustaca kullanmış ve her zaman en acı olayları bile iyimserlikle, gülümseyerek anlatarak pozitif bir yaklaşım sergilemiştir.

    6. İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy ise milli edebiyat döneminde bağımsız kalmayı ve herhangi bir topluluğa dahil olmamayı tercih etmiştir. İstiklal Marşını yazmış ve kendisine ödül olarak verilen parayı orduya bağışlamıştır. Aruz ölçüsünü Türkçeye büyük bir ustalıkla uygulamış ve Türk aruzu haline getirmiştir. Bütün şiirlerini aruz ölçüsü ile yazmış ve manzum öyküler yazarak şiiri düzyazıya yaklaştırmıştır. Ahlaki, dini ve didaktik şiirler yazarak temel eseri olan Safahat'ı oluşturmuştur.

    7. Selanikte yaşadığı yıllarda şiir yazmaya başlayan Yahya Kemal Beyatlı ise Milli Edebiyat döneminin diğer bağımsız ismidir. Tevfik Fikret ve Cenap Şahanettin ile tanıştıktan sonra Agah Kemal takma adını kullanarak Serveti Fünunu destekleyen şiirler yazmıştır. Fakat daha sonra latin ve yunan şiirleri ile tanışarak şiir anlayışını tamamen değiştirmiştir. Parise gittikten sonra Nev-Yunanilik ile tanışarak bu akımda şiirler yazmıştır. Türk edebiyatının parnasizmdeki en önemli temsilcisi olan Yahya Kemal hayattayken hiçbir kitap yayınlamadığı için esersiz şair olarak adlandırılmıştır. OK şiiri haricinde bütün şiirlerinde sadece aruz ölçüsünü kullarak Mehmet Akif gibi aruz ölçüsünü Türk aruzu haline getirmiştir. Aşk ve İstanbul şairi olarak tanınmış ve bu konularda şiirler yazmıştır. Osmanlıya, boğaza, İstanbula ve Türk tarihine hayran olan Yahya Kemal, Tevfik Fikret'in İstanbul'a olan kızgınlığı ve nefretini anlattığı Sis adlı eserine karşılık Siste Söyleniş adlı eseri yazarak karşılık vermiş ve İstanbul severlere umut vermiştir.

    Şık - Hüseyin Rahmi Gürpınar
    Şıpsevdi - Hüseyin Rahmi Gürpınar
    Mürebbiye - H.Rahmi Gürpınar
    Gulyabani - H.Rahmi Gürpınar
    Metres - H.Rahmi Gürpınar
    Kuyruklu Yıldız Altına Bir İzdivaç - H.Rahmi Gürpınar
    Kesik Baş - H.Rahmi Gürpınar
    İffet - Hüseyin Rahmi Gürpınar
    Nimetşinas - H.Rahmi Gürpınar
    Sevda Peşinde - H.Rahmi Gürpınar
    Hakka Sığındık - H.Rahmi Gürpınar
    Cehennemlik - H.Rahmi Gürpınar
    Kadınlar Vaizi - H.Rahmi Gürpınar
    Gönül Ticareti - H.Rahmi Gürpınar
    Tünelden İlk Çıkış - H.R.Gürpınar
    Hazan Bülbülü - H.Rahmi Gürpınar
    Kadın Erkekleşince - H.R.Gürpınar
    Tokuşan Kafalar - H.R.Gürpınar
    Gülbahar Hanım - H.R.Gürpınar

    Şehir Mektupları - Ahmet Rasim
    Eşkali Zaman - Ahmet Rasim
    Gülüp Ağladıklarım - Ahmet Rasim
    Ciddü Mizah - Ahmet Rasim
    Muharir Bu Ya - Ahmet Rasim
    İlk Sevgi - Ahmet Rasim
    Güzel Eleni - Ahmet Rasim
    Meyli Dil - Ahmet Rasim
    Gecelerim - Ahmet Rasim
    Falaka - Ahmet Rasim

    Safahat - Mehmet Akif Ersoy
    Hakkın Sesleri - Mehmet Akif Ersoy
    Süleymaniye Kürsüsünde - M.Akif Ersoy
    Fatih Kürsüsünde - M.Akif Ersoy
    Hatıralar, Asım, Gölgeler - M.Akif Ersoy
    Seyfi Baba - Mehmet Akif Ersoy
    Mahalle Kahvesi - M.Akif Ersoy

    Kendi Gök Kubbemiz - Yahya Kemal
    Eski Şiirin Rüzgarıyla - Yahya Kemal
    Rubailer ve Hayyam - Yahya Kemal
    Edebiyata Dair - Yahya Kemal
    Aziz İstanbul - Yahya Kemal
    Eğil Dağlar - Yahya Kemal
    Çocukluğum - Yahya Kemal
    Gençliğim - Yahya Kemal
    Sicilya Kızları - Yahya Kemal
    Biblos Kadınları - Yahya Kemal
    Ok - Yahya Kemal
    Siste Söyleniş - Yahya Kemal



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 15 Nisan 2017; 14:53:34 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • ÖNEMLİ NOT

    1) CENAP ŞAHABETTİN
    2) AHMET HAŞİM
    3) MEHMET AKİF ERSOY
    4) YAHYA KEMAL

    ARUZ ÖLÇÜSÜNÜ TÜRKÇEYE UYARLAYAN VE BÜTÜN ŞİİRLERİNİ ARUZ ÖLÇÜSÜ İLE YAZAN EDEBİYATÇILARIMIZDIR.

    YAHYA KEMAL SADECE "OK" ADLI ŞİİRİNİ HECE ÖLÇÜSÜ İLE YAZMIŞ GERİ KALAN TÜM ŞİİRLERİNDE ARUZ ÖLÇÜSÜNÜ KULLANMIŞTIR.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 15 Nisan 2017; 14:57:50 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Cumartesi sınavdan sonra okurum.Pazar sınava girerim 55 net.Kafa rahat.

  • MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

    1. 1911 yılında Selanik'te Genç Kalemler adında bir dergi kuruldu. Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp tarafından kurulan bu dergi aynı zamanda Yeni Lisan hareketini başlatmıştır. Bu hareket Türkçenin sadeleştirilmesini bir dava/görev haline getirmiş, ulusal bir dil ve edebiyatın oluşmasını isteyerek Milli Edebiyat Dönemini başlatmışlardır.

    2. Ömer Seydettin tarafından yazılan Yeni Lisan adlı bir makale genç kalemler dergisinde yayımlandı. Bu makale milli edebiyat dönemininin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Ona göre dil sadeleştirilerek yabancı dillerin etkisinden arındırılmalı ve yazı dili konuşma dili yaklaştırılmaşıdır. İşte bu hedef doğrultusunda milli edebiyat döneminde dilde sadeleşme, halk edebiyatı şiir biçimlerindne yararlanma, hece ölçüsünü kullanma ile yerli ve milli konuları işleme temel ilkeler olarak belirlenmiştir.

    3. Ayrıca ülkenin içinde bulunduğu savaş hali ve zor koşullardan dolayı Türkçülük fikri benimsenmiştir. Hece ölçüsü ile milli duyguları uyandıran şiirler yazmışlar Anadolu'yu konu edinmişlerdir. Yazı dili olarak İstanbul türkçesi kabul edilmiştir. Türkçe, yabancı dillerin etkisinden kurtarılmaya çalışılmış, arapça ve farsça tamlamaların kullanılmasına karşı çıkılmıştır. Süslü ve sanatlı bir dil kullanmamışlardır. Eserlerde yerli ve milli konular ele alınmış, Anadolu hayatı anlatılmıştır. Halk edebiyatının şiir biçimleri kullanılmış, Türk edebiyatının gerçek şiirinin halk şiiri ve milli ölçüsünün hece ölçüsü olduğu savunulmuştur.

    4. Genç kalemler dergisinde yazdığı yeni lisan adlı makale ile milli edebiyat dönemini başlatan kişi Ömer Seyfettin'dir. Ömer Seyfettin aynı zamanda çağdaş Türk öykücülüğünün de kurucusu olmuş ve Moupassant tarzı olay öyküleri ile tanınmıştır. Günlük konuşma dilini kullanmış, dilin sadeleşmesini savunmuş ve arapça ile farsça tamlamalardan uzak durmuştur. Yeni Mecmua isimli dergide yazdığı öyküleri ile iyice meşhur olmuştur.

    5. Milli edebiyat döneminde etkin olan Türkçülük akımının en önemli ve sembol ismi olan milli edebiyatçı Ziya Gökalp'tir. Türkçülük akımını sistemli bir hale getirerek yapıtlarında işlemiştir. Milli edebiyat dönemini düşünce yönüyle etkileyen isim olan Ziya Gökalp aynı zamanda turancılık idealinin de savunuculuğunu yapmıştır. Edebiyatı bu görüşlerini yaymak için bir araç olarak kullanmıştır. Eserlerinde asıl amaç sanat olmayıp halkın anlayacağı şekilde sade ve anlaşılır bir dil kullanmıştır. Şiirlerini hece ölçüsü ve halk şiiri biçimleriyle yazmıştır.

    6. Daha önce valilik yaptığı için sanatla yakınlaşan Mehmet Emin Yurdakul, vali olarak gittiği yerlerin insanını, kültürünü, dertlerini tanıma fırsatı bulmuş ve bu durum onun sanatçı kişiliğine yansımıştır. Şiirleriyle halkın sorunları dile getirmeyi amaçlamış bu yüzden sade ve anlaşılır bir dil kullanmıştır. Ben bir Türküm dinim cinsim uludur sözünü söyleyerek bir döneme damga vurmuş olan Mehmet Emin Yurdakul dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üç, beş, altı, sekiz dizeden oluşan şiirler yazmıştır. Ayrıca şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış fakat dizeleri uzun olduğu için şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır.

    7. Mehmet Fuat Köprülü ise tarih ve edebiyat alanında çalışmalar yapmış ünlü bir araştırmacıdır. Önceleri Fecri Ati topluluğunu desteklemiş ve milli edebiyata karşı tavır almıştır fakat Ziya Gökalp ile tanıştıktan sonra bu düşüncesini bırakmış Milli Edebiyat topluluğuna dahil olmuştur. Türk tarihinin ilk dönemlerine kadar araştırmalar yapmış ve ilk Türk topluluklarının tarih ve edebiyatlarını incelemiştir.

    8. Edebiyat hayatına fransız edebiyatına ve nev-yunanilik adı verilen yunan edebiyatına ilgi duyarak başlayan Milli Edebiyat dönemi yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'dur. Yakup Kadri'nin ilk eserlerinde mistik bir hava varken sanat için sanat yapmıştır. Fecri Ati topluluğuna katılmış ve burada da sanat için sanat yapmaya ve bireysel konular işlemeye devam etmiştir. Fecri Ati dağıldıktan sonra ise Milli Edebiyat akımını benimsemiş özellikle de ülkenin içinde bulunduğu ortam ve birinci dünya savaşı onu toplum için sanat yapmaya itmiştir. Bireysellikten çıkıp toplum için sanat yapmaya başlayan Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eserilerinde güçlü bir gözlem ve realizm etkileri görülmektedir. Konu olarak genellikle tanzimala başlayam ve cumhuriyetle devam eden toplumsal değişimleri, problemleri ve aydın-halk çatışmasını işlemiştir. Romanlarının yanı sıra çok başarılı mensur şiirler ve anı türünde eserler de yazmıştır.

    9. Kurtuluş Savaşının kadın kahramanlarından Halide Edip Adıvar yazın yaşamına ingiliz edebiyatının etkisiyle yazdığı aşk ve kadın psikolojisini işlediği romanları ile başlamıştır. Bu tarzda yazdığı romanlarında genellikle batılı bir anlayışı benimsemiş, idealist, güçlü ve kültürlü kadınları ana karakter yapmıştır. Halide Edip daha sonra Türkçülük fikrinden etkilenmiş Milli Edebiyat akımının en tanınmış romancılarından biri haline gelmiştir. Sultanahmet Mitingi gibi yaptığı mitingler ve yazıları ile halkı coşturmuş ve Kurtuluş Savaşında önemli bir rol almıştır. Milli mücadele döneminde romanlarının konusu değişmiş ve ulusal duyguları ön plana çıkaran, Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'yu ve gözlemlerini anlatmıştır.

    10. Çalıkuşu romanı ile tanınmaya başlayan Reşat Nuri Güntekin de Halide Edip gibi eserlerinde idealist, aydın Türk kadınlarına yer vermiştir. Pek çok eseri sinema ve televizyon filmi olarak uyarlanmıştır. Eserlerinde yanlış batılılaşmayı, bozulan insani ilişkilleri, toplumun değilen ahlak yapısını anlatmıştır. Anadolunun yerli hayatını ve insanlarını çok başarılı bir şekilde anlatmıştır. Romanlarında gözlem yeteneğini ön plana çıkmış ve realizmi yansıtmıştır. Uzun yıllar Anadolu'yu gezdiği için için Anadolu'nun sosyal ve kültürel yaşamını iyi tanımış ve gözlemler yaparak eserlerine yansıtmıştır.

    11. Refik Halit Karay ise çeşitli gazete ve dergilerde yazılar ve fıkralar yazarak edebiyat hayatına başlamıştır. İlk yazılarında günlük hayatı konu edinmiş ve gülünç olayları anlatmıştır. Bazı yazılarında Kirpi takma adını kullanarak siyasi mizah yazıları yazmıştır. Bu yazılarından dolayı hayatının büyük çoğunluğunu sürgünde geçirmiştir. Bir süre Fecri Ati topluluğunda bulunmuş daha sonra Milli Edebiyat akımına dahil olmuştur. Refik Halit Karay Türk edebiyatında Anadolu'nun sesini ve ruhunu eserlerinde yansıtarak bu alanın öncüsü olmuştur. Hikayelerinde Anadolu'yu anlatarak Türk hikayeciliğinin sınırlarını İstanbul dışına çıkaran kişi olmuştur. Kendi sıkıntılarını da anlattığı eserlerinde Anadolu'nun geçmişini ve bugününü karşılaştırarak eserlerine birer belge niteliği kazandırmıştır. Akıcı, sade ve güzel bir Türkçe kullanan Refik Halit Karay aynı zamanda mizah ve hiciv yazılarında da ustalaşmıştır.

    12. Aruzla yazdığı lirik şiirleri Fecri Ati üyeleri tarafından takdirle karşılanan fakat daha sonra Ömer Seyfettin ile birlikte Genç Kalemler dergisini çıkararak Milli Edebiyat dönemini başlatan isim de Ali Canip Yöntem olmuştur. Dilini sadeleştirmiş ve Yeni Lisan hareketini sonuna kadar savunmuştur. Bu yüzden Cenap Şahanettin ile ciddi tartışmalara girmiştir.

    13. Batı felsefesini Türkiye'de tanıtan ve dersler veren milli edebiyatçı Rıza Tevfik Bölükbaşı'dır. Bu nedenle kendisine Feylozof Rıza lakabı takılmıştır. Halk şiiri tarzında yazmış ve aşık ve tekle edebiyatından yararlanmıştır.

    14. Şükufe Nihal Başar tıpkı Halide Edip gibi milli mücadelenin kahramanlarından biri olmuş fayih mitinginde yaptığı konuşma ile herkesi etkilemiştir. Milli Edebiyat akımında yer almış ve hece ölçüsü ile kadını esas alan şiirler yazmıştır.

    15. Halide Nusret Zorlutuna da Kurtuluş Savaşı'nın etkisiyle Milli Edebiyat akımına dahil olmuştur. O da kadını ön plana çıkaran şiirlerinin yanı sıra hikaye, roman ve denemeler yazmıştır.

    16. Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Mehmet Fuat Köprülü, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay, Ali Canip Yöntem, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Şükufe Nihal Başar, Halide Nusret Zorlutuna, Hamdullah Suphi Tanrıöver Milli Edebiyat döneminin yazarlarıdır.

    17. Ayrıca Milli Edebiyat döneminde iki farklı şiir akımı da görülmüştür. Şairler, Nayiler ve Nev-Yunanilik adı verilen akımlara ilgi duymuş ve bu doğrultuda şiirler yazmışlardır.

    18. Nayiler adı verilen şiir akımında genç şairler ulusal edebiyatın oluşmasında geçmişi ön plana çıkarmışlardır. Nayilere göre Mevlana, Yunus Emre gibi isimlerin yazdığı içten, coşkulu ve gizemli hava yaşatılmaya devam etmelidir. Bu topluluk geçmişi örnek alarak geçmişin tarzını geleceğe taşımak istemişler fakat kısa sürede dağılmışlardır.

    19. Yahya Kemal Beyatlı ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi isimlerin de bir dönem benimsediği Nev-Yunanilik akımında ise Türk edebiyatı tamamen batılaşmalı ve eski Yunan edebiyatınının örnek alınması amaçlanmıştır. Bu akım da başarılı olamamış sonuna kadar devam ettiren tek isim Salih Zeki Aktay olmuştur.

    İlk Düşen Ak - Ömer Seyfettin
    Yüksek Ökçeler - Ömer Seyfettin
    Bomba - Ömer Seyfettin
    Gizli Mabet - Ömer Seyfettin
    Bahar ve Kelebekler - Ö.Seyfettin
    Beyaz Lale - Ömer Seyfettin
    Diyet - Ömer Seyfettin
    Kaşağı - Ömer Seyfettin
    Yalnız Efe - Ömer Seyfettin
    Nadan - Ömer Seyfettin
    Efruz Bey - Ömer Seyfettin
    Başını Vermeyen Şehit - Ö.Seyfettin
    Pembe İncili Kaftan - Ö.Seyfettin

    Kızıl Elma - Ziya Gökalp
    Yeni Hayat - Ziya Gökalp
    Altın Işık - Ziya Gökalp
    Malta Mektupları - Ziya Gökalp
    Türkçülüğün Esasları - Ziya Gökalp

    Cenge Giderken - M.Emin Yurdakul
    Türkçe Şiirler - M.Emin Yurdakul
    Tan Sesleri - M.Emin Yurdakul
    Turana Doğru - M.Emin Yurdakul
    Ey Türk Uyan - M.Emin Yurdakul
    Türk Sazı - Mehmet Emin Yurdakul

    Kiralık Konak - Yakup Kadri
    Nur Baba - Yakup Kadri
    Hep O Şarkı - Yakup Kadri
    Bir Sürgün - Yakup Kadri
    Hüküm Gecesi - Yakup Kadri
    Sodom ve Gomore - Yakup Kadri
    Yaban - Yakup Kadri
    Ankara - Yakup Kadri
    Panorama - Yakup Kadri
    Bir Serencam - Yakup Kadri
    Erenlerin Bağrından - Yakup Kadri
    Okun Ucundan - Yakup Kadri
    Vatan Yolunda - Yakup Kadri
    Zoraki Diplomat - Yakup Kadri
    Anamın Kitabı - Yakup Kadri

    Sinekli Bakkal - Halide Edip
    Tatarcık - Halide Edip
    Ateşten Gömlek - Halide Edip
    Vurun Kahpeye - Halide Edip
    Handan - Halide Edip
    Seviyye Talip - Halide Edip
    Kalp Ağrısı - Halide Edip
    Yeni Turan - Halide Edip
    Yolpalas Cinayeti - Halide Edip
    Çaresaz - Halide Edip Adıvar
    Harap Mabetler - Halide Edip
    Dağa Çıkan Kurt - Halide Edip
    Kenan Çobanları - Halide Edip
    Maske ve Ruh - Halide Edip
    Türkün Ateşle İmtihanı - Halide Edip
    Mor Salkımlı Ev - Halide Edip

    Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin
    Dudaktan Kalbe - Reşat Nuri
    Gizli El - Reşat Nuri Güntekin
    Acımak - Reşat Nuri Güntekin
    Eski Hastalık - Reşat Nuri Güntekin
    Yaprak Dökümü - Reşat Nuri
    Akşam Güneşi - Reşat Nuri
    Miskinler Tekkesi - Reşat Nuri
    Bir Kadın Düşmanı - Reşat Nuri
    Yeşil Gece - Reşat Nuri Güntekin
    Tanrı Misafiri - Reşat Nuri Güntekin
    Sönmüş Yıldızlar - Reşat Nuri
    Boyunduruk - Reşat Nuri Güntekin
    Hançer - Reşat Nuri Güntekin
    Anadolu Notları - Reşat Nuri

    Memleket Hikayeleri - Refik Halit
    Gurbet Hikayeleri - Refik Halit
    Sürgün - Refik Halit Karay
    Nilgün - Refik Halit Karay
    Çete - Refik Halit Karay
    Bugünün Saraylısı - Refik Halit
    Kadınlar Tekkesi - Refik Halit Karay
    İsanbul'un İç Yüzü - Refik Halit
    Yezidin Kızı - Refik Halit Karay
    Kirpinin Dedikleri - Refik Halit
    Aldanma İnanma Kanma - R.Halit
    Minelbap İlelmihrap - Refik Halit
    İlk Adım - Refik Halit Karay

    Geçtiğim Yol - Ali Canip Yöntem
    Epope - Ali Canip Yöntem

    Haristan ve Gülistan - A.Hikmet Müftüoğlu
    Çağlayanlar - A.Hikmet Müftüoğlu
    Gönül Hanım - A.Hikmet Müftüoğlu

    Serabı Ömrüm - R.Tevfik Bölükbaşı

    Yıldızlar ve Gölgeler - Şükufe Nihal
    Hazan Rüzgarları - Şükufe Nihal
    Renksiz Istırap - Şükufe Nihal
    Yakut Kayalar - Şükufe Nihal
    Domaniç Dağlarının Yolcusu - Ş.Nihal
    Tevekkülün Cezası - Şükufe Nihal

    Geceden Taşan Dertler - Halide Nusret
    Yayla Türküsü - Halide Nusret
    Yurdumun Dört Bucağı - Halide Nusret
    Küller - Halide Nusret Zorlutuna
    Sisli Geceler - Halide Nusret
    Beyaz Selvi - Halide Nusret
    Aydınlık Kapı - Halide Nusret

    Dağ Yolu - Hamdullah Suphi
    Günebakan - Hamdullah Suphi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 19 Nisan 2017; 18:26:32 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • faydalı konu eline sağlık

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • TANZİMAT - SERVETİ FÜNUN - FECRİ ATİ - MİLİ EDEBİYAT ve BAĞIMSIZLAR DÖNEMİ ESERLERİ

    1) İntibah, Cezmi, Celaleddin Harzemşah, Vatan Yahut Silistre, Akif Bey, Zavallı Çocuk, Gülnihal, Tahribi Harabat, İrfan Paşaya Mektup, Renan Müdafaanamesi, Kanije Muhasarası, Lisanı Osmani Hakkında Bazı Mülahazalar Şamildir adlı eserler NAMIK KEMAL’in eserleridir.

    2) Şair Evlenmesi, Tercümanı Ahval Mukkadimesi, Müntehabatı Eşar, Durubı Emsali Osmaniye, Tercümei Manzume adlı eserler ŞİNASİ’nin eserleridir.

    3) Harabat, Zafername, Eşarı Ziya, Külliyatı Ziya, Defteri Amal, Şiir ve İnşa, Veraset Mektupları, Engizisyon Tarihi, Endülüs Tarihi adlı eserler ZİYA PAŞA’nın eserleridir.

    4) Talat ve Fitnat, Kamusi Türki, Kamusil Alam, Besa Yahut Ahde Vefa, Gave, Seydi Yahya adı eserler ŞEMSETTİN SAMİ’nin eserleridir.

    5) Felatun ile Rakım, Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Pariste Bir Türk, Henüz 17 Yaşında, Dürdane Hanım, Esrarı Cinayet, Müşahedat, Letaifi Rivayet, Eyvah - Açıkbaş, Çerkes Özdenler, Avrupa'da Bir Cevelan adlı eserler AHMET MİTHAT EFENDİ’nin eserleridir.

    6) Don Civani, Dudu Kuşları, İnfiali Aşk, Kocalar Mektebi , Kadınlar Mektebi, Adamcıl, Tartuffe, Zor Nikahı, Zoraki Tabip, Dekbazlık, Yorgaki Dandini, Secerei Türki adlı eserler AHMET VEFİK PAŞA’nın eserleridir.

    7) Araba Sevdası, Nijat Ekrem, Nağmei Seher, Pejmürde, Yadigarı Şebap, Afife Anjelik, Çok Bilen Çok Yanılır, Muhsin Bey, Şemsa, Zemzeme, Takdiri Elhan adlı eserler RECAİZADE MAHMUT EKREM’in eserleridir.

    8) Sahra, Makber, Bunlar O’dur, Bir Sefilenin Hasbihali, Garam, İlhamı Vatan, Macerayı Aşk, Duhteri Hindu, Sabru Sebat, Tarık, Zeynep, Finten, İlhan, Turan, Hakan, Sardanapal adlı eserler ABDÜLHAK HAMİT TARHAN’ın eserleridir.

    9) Sergüzeşt, Küçük Şeyler, İclal, Şir adlı eserler SAMİPAŞAZADE SEZAİ’ye ait eserlerdir.

    10) Karabibik ve Zehra adlı eserler NABİZADE NAZIM’a ait eserlerdir.

    11) Ateşpare, Şerare, Sümbüle, Füruzan, Ömer’in Çocukluğu, Lügatı Naci adlı eserler MUAALİM NACİ’ye ait eserlerdir.

    12) Rübabı Şikeste, Rübabın Cevabı, Haluk’un Defteri, Tarihi Kadim, Sis, Şermin adlı eserler TEVFİK FİKRET’in eserleridir.

    13) Tamat, Yakazatı Leyliye, Elhanı Şita, Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları, Tiryaki Sözleri, Yalan, Körebe, Nesri Harp, Nesri Sulh, Evrakı Eyyam adlı eserler CENAP ŞAHABETTİN’e ait eserlerdir.

    14) Mai Ve Siyah, Aşkı Memnu, Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri, Nemide, Sefile, Ferdi Ve Şürekası, İzmir Hikayeleri, Kadın Pençesi, Solgun Demet, Kırk Yıl, Saray Ve Ötesi, Mezardan Sesler, Kabus, Füruzan, Fare adlı eserler HALİT ZİYA UŞAKLIGİL’in eserleridir.

    15) Eylül, Ferdayı Garam, Genç Kız Kalbi, Karanfil Ve Yasemin, Son Yıldız, Aşıkane, İntizar, Son Emel, Bir Aşkın Tarihi, Üç Hikaye, Pençe, Cidal, Sansar, Siyah İnciler adlı eserler MEHMET RAUF’un eserleridir.

    16) Nadide, Hayal İçinde, Hayatı Muhayyel, Niçin Aldatırlarmış, Malta Adasında, Meşrutiyet Hatıraları, Kavgalarım adlı eserler HÜSEYİN CAHİT YALÇIN’a ait eserlerdir.

    17 Gizli Figanlar, Firakı Irak, Batarya İle Ateş, Malta Geceleri adlı eserler SÜLEYMAN NAZİF’e ait eserlerdir.

    18) Lanei Melal Ve Gave Destanı adlı eserler HÜSEYİN SUAT YALÇIN’a ait eserlerdir.

    19) Leyali Girizan, Bağbozumu, Kıvılcımlı Gül adlı eserler HÜSEYİN SİRET ÖZSEVER’e ait eserlerdir.

    20) Beyaz Gölgeler ve Siyah Kitap adlı eserler CELAL SAHİR EROZAN’a ait eserlerdir.

    21) Kadın Ruhu, Salon Köşelerinde, Silinmiş Çehreler adlı eserler SAFVETİ ZİYA’ya ait eserlerdir.

    22) Fani Teselliler, Payitahtın Kapısında, Nedim ve Lale Devri adlı eserler FAİK ALİ OZANSOY’a ait eserlerdir.

    23) Vasiyet, Zilali İlham ve Vicdan Alevleri adlı eserler ALİ EKREM BOLAYIR’a ait eserlerdir.

    24) Piyale, Göl Saatleri, Gurabahanei Laklakhan, Bize Göre, Frankfurt Seyahatnamesi, Merdiven, O Belde, Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar adlı eserler AHMET HAŞİM’E ait eserlerdir.

    25) İntizam, Siyah Gözler, Kadın Ruhu adlı eserler CEMİL SÜLEYMAN ALYANAAKOĞLU’na ait eserlerdir.

    26) İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale, Diyet, Kaşağı, Yalnız Efe, Nadan, Efruz Bey, Başını Vermeyen Şehit, Pembe İncili Kaftan adlı eserler ÖMER SEYFETTİN’in eserleridir.

    27) Kızıl Elma, Yeni Hayat, Altın Işık, Malta Mektupları, Türkçülüğün Esasları adlı eserler ZİYA GÖKALP’e ait eserlerdir.

    28) Cenge Giderken, Türkçe Şiirler, Tan Sesleri, Turana Doğru, Ey Türk Uyan, Türk Sazı adlı eserler MEHMET EMİN YURDAKUL’a ait eserlerdir.

    29) Kiralık Konak, Nur Baba, Hep O Şarkı, Bir Sürgün, Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Ankara, Panorama, Bir Serencam, Erenlerin Bağrından, Okun Ucundan, Vatan Yolunda, Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı adlı eserler YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU’una ait eserlerdir.

    30) Sinekli Bakkal, Tatarcık, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Handan, Seviyye Talip, Kalp Ağrısı, Yeni Turan, Yolpalas Cinayeti, Çaresaz, Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt, Kenan Çobanları, Maske ve Ruh, Türkün Ateşle İmtihanı, Mor Salkımlı Ev adlı eserler HALİDE EDİP ADIVAR’ın eserleridir.

    31) Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Gizli El, Acımak, Eski Hastalık, Yaprak Dökümü, Akşam Güneşi, Miskinler Tekkesi, Bir Kadın Düşmanı, Yeşil Gece, Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Boyunduruk, Hançer, Anadolu Notları adlı eserler REŞAT NURİ GÜNTEKİN’e ait eserlerdir.

    32) Memleket Hikayeleri, Gurbet Hikayeleri, Sürgün, Nilgün, Çete, Bugünün Saraylısı, Kadınlar Tekkesi, İstanbul’un İç Yüzü, Yezidin Kızı, Kirpinin Dedikleri, Aldanma İnanma Kanma, Minelbap İlelmihrap, İlk Adım adlı eserler REFİK HALİT KARAY’a ait eserlerdir.

    33) Geçtiğim Yol ve Epope adlı eserler ALİ CANİP YÖNTEM’e ait eserlerdir.

    34) Serabı Ömrüm RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI’na ait bir eserdir.

    35) Dağ Yolu ve Günebakan ise HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER’e ait eserlerdir.

    36) Haristan ve Gülistan, Çağlayanlar, Gönül Hanım adlı eserler AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU’na ait eserlerdir.

    37) Yıldızlar ve Gölgeler, Hazan Rüzgarları, Renksiz Istırap, Yakut Kayalar, Domaniç Dağlarının Yolcusu, Tevekkülün Cezası adlı eserler ŞÜKUFE NİHAL BAŞAR’a ait eserlerdir.

    38) Geceden Taşan Dertler, Yayla Türküsü, Yurdumun Dört Bucağı, Küller, Sisli Geceler, Beyaz Selvi, Aydınlık Kapı adlı eserler HALİDE NUSRET ZORLUTUNA’ya ait eserlerdir.

    39) Şık, Şıpsevdi, Mürebbiye, Gulyabani, Metres, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Kesik Baş, İffet, Nimetşinas, Sevda Peşinde, Hakka Sığındık, Cehennemlik, Kadınlar Vaizi, Gönül Ticareti, Tünelden İlk Çıkış, Hazan Bülbülü, Kadın Erkekleşince, Tokuşan Kafalar, Gülbahar Hanım adlı eserler HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR’a ait eserlerdir.

    40) Şehir Mektupları, Eşkali Zaman, Gülüp Ağladıklarım, Ciddü Mizah, Muharir Bu Ya, İlk Sevgi, Güzel Eleni, Meyli Dil, Gecelerim, Falaka adlı eserler AHMET RASİM’ ait eserlerdir.

    41) Safahat, Hakkın Sesleri, Süleymaniye Kürsüsünde, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım, Gölgeler, Seyfi Baba, Mahalle Kahvesi adlı eserler MEHMET AKİF ERSOY’a ait eserlerdir.

    42) Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rubailer ve Hayyam, Edebiyata Dair, Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Çocukluğum, Gençliğim, Sicilya Kızları, Biblos Kadınları, Ok, Siste Söyleniş adlı eserler YAHYA KEMAL’e ait eserlerdir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi A D M I R A L -- 20 Nisan 2017; 14:58:5 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Emeğe saygı iyi hoş da bunlar zaten kitapta olan şeyler(hatta daha ayrıntılı kitaplarda) niye millet buraya bakıp çalışıyor? en kötü ihtimalle internete yazın çıkar aynıları....
  • Cumhuriyet yok, çöp.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kötü yorum yapan trollere bakma adamsın devam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.