Şimdi Ara

Dyatlov Geçidi Vakası Hakkında Düşünceniz Nedir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
1
Favori
531
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yıllar önce öğrenmiştim, yine aklıma takıldı. Cidden garip bir olay. Bilmeyenler için;

    Dyatlov Geçidi Vakası

    Dyatlov Geçidi Vakası, Rus dağcıların Ural dağları eteklerindeki sır dolu ölümü olayıdır. 2 Şubat 1959 yılında, Rus dağcı on arkadaş, Ural dağlarının eteklerinde bulunan ve bölgenin yerli kabilesi Mansiler tarafından “Ölüm Dağı” olarak adlandırılan bölgede bir gecede sır dolu bir şekilde ölmüşlerdir. Rus dağcılardan geriye ise, soğuktan kaskatı kesilmiş bedenleri, birinin koparılmış dili ve hiçbir darp izi olmamasına rağmen kırık kaburga kemikleri ve kafatası kırılmış bir dağcı kalmıştır. Olay yerine, ekibin lideri olan Alekseievich Dyatlov’un anısına “Dyatlov Geçidi” adı verilmiştir.

    Dyatlov Geçidi Vakası Hakkında Düşünceniz Nedir?


    Detaylar için bir ekşisözlük yazarının entry'sini paylaşıyoum;

    quote:

    1959 yılında ural dağlarında geçen tamamı ile gerçek ve son derece ürkütücü bir olay. sırrı hala çözülememiş. aşağıda bir siteden alıntı var, sabrederek okunmalı.

    "şimdiden uyarmak lazım, yazı biraz ürkütücü. korku filmlerinde işlenen "vahşi doğanın kucağında bilinmeyen varlıklarla mücadele eden gençler" temasının gerçek yaşamdaki bir örneğine tanık olacağız. bir grup kayakçı, ural dağları'nda geziye çıkarlar ancak esrarengiz bir dizi olay onları deliliğin sınırlarına ve ölüme sürükler. gerilim filmi konusu gibi duruyor değil mi? ama bir zamanlar rusya'yı çalkalayan ve sonradan unutulan bu olay gerçek.
    ıgor dyatlov, zinaida kolmogorova, lyudmila dubinina, alexander kolevatov, rustem slobodin, georgyi krivonischenko, yuri doroshenko, nicolas thibeaux-brignollel, alexander zolotarev. yolculuktan önce igor dyatlov, zinaida kolmogorova, lyudmila dubinina, alexander kolevatov, rustem slobodin, georgyi krivonischenko, yuri doroshenko, nicolas thibeaux-brignollel, alexander zolotarev. yolculuktan önce 27 ocak 1959 günü sovyet rusya'da dokuz genç kayakçı ural dağları'nın uçsuz bucaksız eteklerinde 2 haftalık bir tırmanış ve kayak gezisi için yola çıktılar. aslında 10 kişiydiler ancak bir tanesi sağlık problemleri yüzünden son anda geride kalınca yola 2 kadın 7 erkek çıktılar.

    yolculukları kuzey'deki en son yerleşim birimi olan vizhai'den otorten dağı'na kadardı. rotaları dağcılıkta en zor kategori olarak bilinen "kategori 3" sınıfındaydı ancak başta liderleri igor dyatlov olmak üzere takım kendilerinden çok emindi. her biri tırmanış ve uzun kayak gezisi tecrübeleri olan yetenekli sporculardı. 2 haftadan fazla bir süre dondurucu soğukla mücadele edecek olmaları ve tehlikeli rotaları gözlerini korkutmuyordu. takımın deneyimden kaynaklanan bir cesareti vardı ve hiç birisi kolay kolay korkuya kapılacak insanlar değillerdi.

    gezi planına göre grup vizhai kasabasına geri döndükten sonra dyatlov hemen bağlı oldukları spor klubüne telgraf çekecekti. 12 şubat günü kararlaştırıldığı gibi telgraf gelmediğinde kimse bir tepki vermedi. bu tür zorlu gezilerde gecikmeler neredeyse her zaman olurdu. birkaç gün sonra birşeylerin ters gitmiş olabileceği ihtimali düşünülmeye başlandı.

    sporcuların ailelerinin ısrarı üzerine enstitü bir kurtarma ekibi oluşturarak 20 şubat 1959'da arama çalışmalarına başladı. polisin ve ordunun da helikopterler ve uçaklarla katıldığı arama 6 gün sonra, grubun varış noktasından 10 km uzaklıktaki kholat-syakhl dağında ilk sonucunu verdi; bu aynı zamanda kurtarma ekibinin yaşadığı ilk şoktu.

    ekip kamp çadırını oldukça tahrip olmuş halde buldu. bir dizi ayak izi yakındaki ağaçlık alana gidiyor ancak 500 metre sonra karla örtülüyordu. ağaçlık alanda büyük bir çam ağacının altında bir kamp ateşinin kalıntılarıyla birlikte ilk iki ceset bulundu. cesetlerin üzerinde sadece iç çamaşırları vardı. daha sonra bulunan üç ceset ateş ve kamp arasındaydı ve durumlarına bakarak kampa geri dönmeye çalıştıkları düşünüldü. üç ceset arasında yaklaşık 150'şer metre mesafe vardı.

    bulunan cesetlerin incelenmesi sonucu sporcuların hipotermi, yani vücut ısısının aşırı düşmesi sonucu öldükleri saptandı. bir tanesinde kafatası zedelenmesine rastlandı ancak ölümcül değildi. diğerlerinde ise hiçbir tahribat yoktu.

    diğer 4 cesedin bulunması biraz uzun sürdü. araştırma ekibi 4 mayıs'ta ikinci şokunu yaşadı. bir nehir yatağında, 4 metre karın altında kalan cesetleri buldular. ilk iki cesede göre daha uzaktaydılar ve diğerlerinden bir farkları vardı. 3 tanesi şiddetli darbe sonucu ölmüşlerdi. bir tanesinde ölümcül derecede kafatası zedelenmesi vardı, ikisinin ise göğüs kafesleri parçalanmıştı. uzmanlar bu tür hasarları verebilecek bir gücün, bir araba kazasına eşdeğer olması gerektiğini söylediler. dikkate değer bir nokta ise cesetlerin hiçbirinde dıştan gelen yaralanma olmamasıydı, yüksek basınç sonucu ezilmiş gibiydiler. otopside kadınlardan birinin dilinin kayıp olduğu görüldü. araştırma kapsamında ilk keşifte bulunan günlükler ve amatör video kayıtları incelendiğinde (blair witch? cloverfield? rec? noroi?) ortaya çıkar ki, grup 31 ocak günü dağlık araziye varmış ve tırmanışa hazırlanmıştır. dönüş için yiyecek ve ekipmanları için ormanlık alanda bir stok çadırı kurduktan sonra 1 şubat'ta tırmanışlarına başlarlar. hesaplarına göre 1 günde tırmanışı bitirip ertesi gece kampı öteki tarafta kuracaklardır. ne var ki giderek sertleşen hava, kar fırtınaları ve azalan görüş mesafesi bir şekilde onları hedefleri olan otorten dağı yerine mansi dilinde "ölüm dağı" anlamına gelen kholat syakhl'a götürür. dağın ismi hariç buraya kadar yaşananlarda pek olağandışı bir durum yok. kampta bulunanlar buradan sonra ne yaşadıklarına dair bir ipucu vermiyor.

    her ne kadar cesetlerdeki hasarın insan gücüyle yapılmış olamayacağı söylense de rus polisi bir cinayet olasılığını düşünerek adli araştırmalara başlar. böylece zaten soru işaretleriyle dolu olan olaya bir yenisi eklenir: radyasyon. cesetlerin üzerlerindeki giysilerde radyoaktif kirlenme vardır.

    ural bölgesinde yaşayan mansi yerlilerinden şüphelenen polis geniş çaplı bir arazi taraması yaptığında çevrede hiç insan izine rastlayamaz. zaten kamp alanı etrafında sporculardan başkasına ait ayak izi yoktur.

    deliller detaylı incelenince birkaç ilginç nokta daha göze çarpar. kamp çadırı dışarıdan değil de içeriden yırtılmış gibidir. ormanlık alanda ateş yakan grup üyeleri çok yakında duran kuru dalları değil de nedense ıslak dalları kullanmışlardır.

    genç sporculara ne olduğu tam bir merak konusu olur. gazeteler olaya geniş yer verir. komplo teorileri üretilmekte geç kalınmaz.

    eldeki verileri gözden geçirince, yapılabilecek en kesin varsayım birşeyin grubun ödünü kopardığı. üzerlerine giysi giymeden çadırı yırtıp çıkarak ormanın içine koşmuşlar (tabii neden üzerlerinde giysileri olmadığı yine muamma). daha sonra ormanın girişinde durup ateş yakmışlar. aralarından ikisi (ölü ya da canlı) ateşin yanında kalırken üçü kampa geri dönmeye karar vermiş ancak yolda birer birer ölmüşler. dördü ise ya önceden ya sonradan ormanın içlerine ilerlemiş. bir varsayıma göre grubun düzensiz hareketi ve ateş yakarken çok yakındaki kuru dalları kullanmamalarından kör oldukları düşünülüyor. bu ilk bulunan cesetlerin birindeki kafatası zedelenmesini de açıklayabilir, zira
    kör birisinin ormanda koştururken ağaçlara çarpması gayet doğal.

    peki bu gözüpek sporcuları ölesiye(gerçekten ölesiye) korkutan şey neydi? ayı veya başka bir yabani hayvan olsaydı eğer yaralanmaları gerekirdi. etrafta da ayak izleri, mücadeleye dair izler olurdu. hem radyasyon?

    rus polisi ve kgb bu bilmeceyi çözemiyor (ya da halka öyle söyleniyor). mayıs 1959'da dosya kapanıyor. sporcuların hepsinin "bilinmeyen zorlayıcı bir güç" yüzünden öldükleri söyleniyor. olay dosyası resimleriyle birlikte gizli bir arşive yollanıyor. resimler ancak 1990'da ortaya çıkıyor - eksik olarak.

    1967'de, araştırmalar sırasında görev almış ve fotoğrafçılık yapmış olan gazeteci yazar yuri yarovoi olaydan esinlenerek "en yüksek derecede karmaşa" isimli bir roman yazıyor. ancak sovyet yönetiminin olayla ilgili bilgileri sır olarak sakladığı bir dönemde yazıldığı için pek çok detayı es geçtiği biliniyor. tanıdıkları ise yazarın romanın yayınlanmamış detaylı bir kopyası olduğunu söylüyorlar. yazar 1980'de hayatını kaybettikten sonra yazarın fotoğraflar, günlükler ve el yazılarından oluşan arşivi bulunamıyor.

    1990'da yazar anatoly guschin olayla ilgili bir araştırma yapıyor. rus yetkililerin ona tanıdığı ayrıcalıklar sayesinde bazı fotoğrafları ve önceden bilinmeyen detayları gün ışığına çıkarıyor. pek çok belgenin ortadan kaybolduğunu farkediyor. araştırmasıyla ilgili "sırların bedeli dokuz yaşam" isimli bir kitap yazıyor. kitapta sovyet yönetiminin gizli araştırmaları sonucu geliştirilen bir "gizli silah" teorisine ağırlık veriliyor.

    kitabın verdiği cesaretle 1959'da araştırmayı yürütmüş olan emekli polis subayı lev ivanov bir makale yazıyor. makalede araştırma timinin olaya hiçbir açıklama getiremediğini söylüyor. en önemli nokta ise, ivanov'un iddiasına göre gökyüzünde bazı "uçan küreler" görmüş oldukları. üstlerine bunu rapor ettikten sonra timin araştırmayı bırakması ve bulguları gizli tutması emri geliyor. ayrıca olayın olduğu tarihte grubun rotasından 50km güneyde olan bir yürüyüş grubu kuzeyde garip turuncu küreler gördükleri ve o çevrede şubat ve mart aylarında meteoroloji yetkilileri ve askerler dahil değişik kişilerden benzer raporlar geldiği biliniyor. araştırmalarda bu tanıklar gözardı edilmiş.

    grup lideri igor dyatlov'un adı geçide veriliyor. sovyet yönetimi olayla ilgili detayları tüm gücüyle gizliyor. ufolar mı, paranormal varlıklar mı, gizli ordu araştırmaları mı bilinmez ama ortada alışık olmadığımız birşeyler olduğu kesin.
    1959'da kholat syakhl'da o zavallı dokuz gence ne oldu sorusu hala yanıtsız."



    Olayın sıradan bir hipotermi vakası olamayacağı da belirtilmişti. Dileyen şu kaynaktan da okuyabilir;http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/dyatlov-gecidi-vakasi-240







  • Kholat diye bir oyun var bununla ilgili.

    https://store.steampowered.com/app/343710/Kholat/?l=turkish
  • Uydurmadan başka bişey olamaz. Olmeleride umrumda değil. Ne diye dağa çıkıyorsunuz siz geberip gitmişler iyi olmuş. Abartilan bir hikayeden başka bişey değil. Benim dusuncem ülkeyi güçlü göstermek için uydurulmuş bir hikaye

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Omisis046 kullanıcısına yanıt
    Oynamıştım 3 sene önce falan da çok beğenmemiştim.
  • Bu sitede cesetlerin bulunduğu olay yeri, otopsi sonuçları ve pek değinilmemiş bazı detaylar var. Misal ateş yaktıkları bölgede 5 metre yukarıdaki dalları kesmişler ama o dalları ateş yakmakta kullanmamışlar ve ağaçtaki dalların bıçakla kesildiği anlaşılıyor ancak cesetlerin üzerinde bıçak bulunamıyor. Dalları yakmak için değil de bir yeri gözetlemek için kestikleri düşünülüyor. Krivonischenko'nun ağzında kendi elinden, hatta yanlış anlamadıysam parmak ekleminden koparılmış dokular bulunmuş. Bunu uykuya dalmamak, ya da soğuktan his kaybı yaşayan elini canlandırmak için yaptığı düşünülüyor. Yuri Doroshenko'nun mesanesinde 150 cm3 idrar bulunuyor ancak bu hipotermiden ölme vakası için az bir miktar. Semyon Zolotaryov'un boynunda fotoğraf makinesi, elinde de bir not defteri ve bir kalem olduğu görülüyor, sanki bir şeyler yazmaya çalışıyormuş gibi. ah o not defterinde yazanları bilsek, belki bütün sırları içeren şey orada...

    Igor Dyatlov'un bir ayağında yün çorap birinde pamuklu çorap varmış. Pek çoğunun kıyafetinde bu tarz uyumsuzluklar mevcut. Bu durum, çoğunun donmamak için ölen arkadaşlarının kıyafetlerini aldığı anlaşılıyor.

    https://dyatlovpass.com/death




  • Şimdi uzaylı mevzunu eleyin çok şaçma olur.Bu kadar gelişmişlerse kanıt vs tarzı şeyler bırakmazlar.Kendi teorim Sovyetlerin bir şeyler denediği.Uyuşturucu olur,çeşitli kimyasallar karışımlar olur .Deney yapmışlardır sonra üstünü örtmüşlerdir.
  • şu kemik kırılma olayı çığ ile ilgili olamaz mı ? Yanlış hatırlamıyorsam o kemiği kırılanlar 3 4 metre derin bir kar altından çıkarılıyordu. Bu da bana çığ olup korkudan kaçarken dağılmalarını ve ateş yaksa bile çıplak çıktığında ateşin yetmemesi fikrini getirtiyor. Ya da sönünce ölmeleri falan. Ama bazı olaylar benimde aklımı karıştırıyor o dil gibi. Kavga olsa dicem olmaz, kar altında ölünce dişleri dilini koparmış desem ağzının içinde olurdu hatta dilini uzatmış olması lazımdı ki öyle bir şey garip bir durum. Birde radyasyon bulunmuştu vücutların da. Birde radyasyon var. O da galiba bi radyoaktif maddeler içeren madendir.
  • Çığ teorisi için;



    quote:

    Ancak bu teoride sıcak bakmayanların dayanak noktası, kamp yerinin çığ oluşumuna uygun olmamasıdır. Fakat bu değerlendirme doğru değildir. Çünkü kamp yerinde 15 derece eğim vardır ve 15 derece eğim çığ oluşumuna izin verir. Sadece katastrofik (yıkıcı) çığlar oluşmaz, küçük çığlar oluşur. Arama-kurtarma ekibi üyelerinden bazıları da, bölgede çok açık çığ izleri olduğunu söylemişlerdir.




    https://dogayakacis.com/2014/09/04/dyatlov-gecidi-faciasi-teoriler/

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu olay üzerine yıllar öncede düşünmüştüm.Burada kilit nokta hiç ayak izine rastlanmamıştır ibaresi. Bayağı kgbnin işi olay nedir bi tahminim yok ama hiç bi veriyi paylaşmayıp artı verileri ortadan kaldıran bi kgb var. Bu kadar olay var ama ayak izi yok demek direkt suçu itiraf etmektir bence.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-12E5A8814

    Çığ teorisi için;



    quote:

    Ancak bu teoride sıcak bakmayanların dayanak noktası, kamp yerinin çığ oluşumuna uygun olmamasıdır. Fakat bu değerlendirme doğru değildir. Çünkü kamp yerinde 15 derece eğim vardır ve 15 derece eğim çığ oluşumuna izin verir. Sadece katastrofik (yıkıcı) çığlar oluşmaz, küçük çığlar oluşur. Arama-kurtarma ekibi üyelerinden bazıları da, bölgede çok açık çığ izleri olduğunu söylemişlerdir.




    https://dogayakacis.com/2014/09/04/dyatlov-gecidi-faciasi-teoriler/
    Valla bana mantıklı geldi. Belki o gece bir olay olmuş ve onları korkutmuş, çığ gelince de o önceki olay etkisiyle de küçük de olsa hemen kaçmış olabilir.



    Ama böyle olursa hiç iyi olmaz yani o kadar büyük bi gizem ancak tek nedeni bir çığ. Tıpkı numarasını açıklamış bir illüzyonist gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • benim en çok inandığım varsayım ise ufak bir kar kayması ya da rüzgarın zihinlerini bulandırıcı infrasound oluşturması ihtimali. Ekip çığ düştüğünü zannederek ellerindeki bıçak ile çadırlarını iki farklı noktadan keserek kaçmaya çalıştılar. Kaynak

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.