Şimdi Ara

Düşüncelerinizi nasıl geliştiriyorsunuz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
44
Cevap
1
Favori
914
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kendinizi, fikirlerinizi, hayata bakış açınızı nasıl geliştiriyorsunuz? Dh felsefe bölümü dışında nereden bilgiler ediniyorsunuz? Hangi kitaplar, yazarlar hayata olan bakış açınızı değiştirdi? (Kitabın veya yazarın gelişiminde size nasıl katkısı olduğunu kısaca açıklarsanız çok sevinirim) Kısaca kendinizi geliştirme biçiminizi öğrenmek istiyorum. Bu benim için bu bölümde ve bildiğim birkaç sitede takılmakla oluyor. Ayrıca tabi kitap okuyarak. Örnekler vereceğim şimdi umarım yararlı bir konu olur hepimiz için.

    Bilmeyeneniz varsa eğer Stumbleupon diye bir uygulama var. Sadece felsefe üzerine değil bir sürü konu üzerinden çok güzel makaleler var ve tabi ilgi alanınıza göre tavsiye ederim.

    Kitap olarakta Shantaram-Gregory David Roberts
    Bir felsefe kitabı değildir. Otobiyografi tarzıdır ama içinde bir sürü hayat felsefesi geçmektedir. Ne zaman sıkılsam altını çizdiğim yerleri okurum. 740 sayfa ama bittiğini anlayamayacağınız türden bir kitap tavsiye ediyorum. Okuduğunuzda hayata bakış açınızı çok az bile olsa değiştirecek ve inanıyorum ki geliştirecek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-586DEFFE5 -- 4 Ağustos 2017; 2:16:55 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • kız-kadın denen nesneyi mevzulardan çıkarıyorum. geri kalan şey bana en gerçekçi çözümü gösteriyor.
    bi baba ya da abi denen eril varlık kalıyor ve bana hayatı onlar anlatıyor.

    fiziksel olarak bunu başarabiliyorum. ancak zihinsel olarak bu dünyada yaşayıp da bunu başarmak çok güç.

    kadın-kız düşmanlığım yok ancak dünyaları çok duygusal. slobodan miloseviçin annesine bu çocuğu diri diri gömsen evladırı anlatamazsınız. veya en makulu bunu dünyaya getirme deseniz yine anlamıyo. memesini dayar sakat olsa bi ömür bakar. bu yüzden kadın-kız denen nesnenin bi şekilde fiziksel ve ruhsal öngörümden uzaklaşması gerekiyordu.

    öngörü yani temel oluştuktan sonra kadın-kız denen mevzuunun gerçekçi şekilde anlaşılması safahatına geçilmeli. ben bu safahatı tam olarak oturtamadım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    kız-kadın denen nesneyi mevzulardan çıkarıyorum. geri kalan şey bana en gerçekçi çözümü gösteriyor.
    bi baba ya da abi denen eril varlık kalıyor ve bana hayatı onlar anlatıyor.

    fiziksel olarak bunu başarabiliyorum. ancak zihinsel olarak bu dünyada yaşayıp da bunu başarmak çok güç.

    kadın-kız düşmanlığım yok ancak dünyaları çok duygusal. slobodan miloseviçin annesine bu çocuğu diri diri gömsen evladırı anlatamazsınız. veya en makulu bunu dünyaya getirme deseniz yine anlamıyo. memesini dayar sakat olsa bi ömür bakar. bu yüzden kadın-kız denen nesnenin bi şekilde fiziksel ve ruhsal öngörümden uzaklaşması gerekiyordu.

    öngörü yani temel oluştuktan sonra kadın-kız denen mevzuunun gerçekçi şekilde anlaşılması safahatına geçilmeli. ben bu safahatı tam olarak oturtamadım.



    @hado77, hocam bu işlere çok kafasını yormuş biri olarak söyleyebilirimki kadın-kız işleri göründüğünden defalarca ve defalarca zor. rasyonel bir şekilde ilerlemiyor, hiçbir bilime uymuyor, tarım öncesi devirde zaten karışık olan kadın dünyası tarım öncesi + medeniyet sonrası bir uzayda içinden çıkılmaz bir hal alıyor. hani einstein kadınları anlamıyorum diye bir söz etmişti önceleri "adam sen de! anlamayacak ne var ki kadınları" derdim kendi kendime ama kazın ayağı öyle değilmiş. hiç bulaşma bence; varsa kader olduğu kadar.
    saygılarımla




  • kitap okumayla pat diye upgrade olmaz. yeni öğrenilen kavramlar, düşünceler, ufuklar eskileriyle çarpışacak, yarışacak, senteze girecek ve yeni düşünceler ortaya çıkacak. bu çok uzun bir süreç ki geliştiğinizi anlamıyorsunuz.
  • Bir insan ben düşünce olarak geliştim diyorsa bilin ki gelişmemiştir, okudukça daha çok yetersiz olduğunuzu anlıyorsunuz. Parayla , güçle , hırsla normal insanlar bir yere kadar tatmin olur ancak bilgiye doyamazsınız. Demek istediğim tam olarak bir gelişme olmaz yavaş yavaş ve aşama aşama ilerler.
  • avcılarınavcısı kullanıcısına yanıt
    Ne demek istediğinizi anlamadım acaba ben mi yanlış açıkladım? Mesajınız çünkü "geliştiğinizi anlamıyorsunuz" bölümü dışında çok alakasız. Yazımda hemen kitap okuyalım gelişelim demedim. Hangi kitaplar sizin düşüncelerinizi gelişmenize yardımcı oldu diye sordum. Sizin mesajınıza göre açıklayayım durumu daha iyi anlayabilmeniz için:
    Yeni öğrendiğiniz kavramları, yeni düşünceleri hangi kaynak üzerinden ediniyorsunuz? Ben bunları kitap okuyarak veya bazı sitelerden edindiğimi belirttim. Umarım bu sefer daha açıklayıcı olmuştur sizin için.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-586DEFFE5 -- 5 Ağustos 2017; 2:5:58 >
  • Bu mesaja cevap vermeyi unutmuşum kusura bakmayın.

    Gelişmek diye bir kavram vardır. Geliştim deyince gelişmenin sona geldiğinden bahsetmek imkansızdır. Böyle bir şeyden söz etmedim zaten. Geçen seneye göre, geçen aya göre gelişiriz. Bu gelişim, gelişmek için ne yaptığımıza, ne kadar zaman ayırdığımıza ve yeteneklerimize göre değişir. 1 yıl önce yazdığımız mesajlara göre önde olmak zorundayız. Ama ne kadar önde? Ve nasıl daha fazla önde olabiliriz? Ne yaparak? Konumun asıl amacı da bu sorulara cevap bulmak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • genelde aklıma herhangi bir düşünce gelir ve kendi kendime düşündüğüm şeyi başka düşüncelerime bağlayıp bir sonuca uzandıran yeni bir düşünce oluşturup bu düşünceyi de yine başka bir düşünce ile bağdaştırarak ilerlerim.. mesela ' gelişmek ' ten söz etmişsiniz.. geliştirmeyi şimdi asıl düşüncem olarak ele alıyorum ve başlıyorum aklıma gelen başka düşünceler ile bağdaştırmaya..:



    "gelişmiş olmak düşüncesini bir uzay olarak ele almak gerek.. fikirleriniz ise orada süzülen bir partikül gibi . bu uzayda sadece görebildiğiniz mesafe, size bu uzayın hissettirdiği duygularınız ve düşünceleriniz kadar bulunduğunuz partikülün hacmini bilebilmek düşer.. 'gelişmiş olmaya' uzayın asıl hacmi demeliyiz mesela.. yani diyebiliriz ki uzayda partikülden bol bir şey yok ki hepsini bir yerde toplasak dahi bu hacim uzay dediğimiz gelişmiş olmak boşluğuna sığmasın. o zaman düşüncelerimiz kadar "gelişiyor" olabiliriz sadece.. malesef ki partikül olarak bulunduğumuz bu evrenler içindeki evrende hacmimizi ne kadar büyütmüş olursak olalım bir o kadar quark laşmış (her derin anlamda başka bir derin anlamlar aramaya başlamak) olacağımız gerçeği aslında "gelişiyor" olmamızı aksi yönde destleklemez mi ? aslında belkide en gelişmiş halimizin bu gelişimi ya da gelişiyor olamyışımızı fark etmiyor olduğumuz anda belirdiğini, fakat bunu fark ettiğimiz anda ise bir o kadar gelişmişlikteki hacmimizi daraltmış oluşumuzun paradoxudur bu durum.. sonuçta uzayı (gelişmişliği) tamamen hissetmek için 'aynı anda' her yerde (her düşünceyi düşünmüş olmak) olmuş olması gerekir bu partikülleşmemizin (düşüncelerimizin odağı)..madem ki düşüncelerimizi bir konuya odakladığımızda odak noktası haricindeki göremediğimiz her yön blur hale geliyor.. o zaman düşünen herkes aslında düşüncesinin odaklanabildiği kadar gelişememiş sayılmaz mı ?. bir partikülüz.. sadece orada süzülüp çarpışmayı bekliyoruz.. çarptığımız başka bir partiküle verebileceğimiz yön kadar düşünce değiştirebiliriz gelişmişlikte. o zaman gelişebileceğimizi kim söyleyebilir ? hangi düşünce geçmişteki ve gelecekteki her düşünceyi aynı anda bu uzayın her santiminde düşünebileceğini düşünebilir ? iyisimi düşünmeyin! partikül üretin ve salın gitsin.. belki bir gün partiküllerimiz birbirine aynı anda çarpar ve o şiddetle başka bir big bang oluşur mu dersiniz ? işte en eğlenceli bölüm.. yeni bir başlangıç he ? hep heyecan uyandırır aslında.. merak edip bilmek istemek bilince başka bir bilgi ile kavuşturup sonunda bilinen bilinmeyen her şeyi çarpıştırıp bir diğer başlangıcın big bang ine şahitlik etmek sadece.. eğlenmeyi bilirseniz partikülünüzün süzüleceği ve çarpışmalara şahitlik edeceği çok santimetre var bu uzayda.. "



    gibi bir bakış açısı / hikayeleme tarzı anlatımla olayı fantastikleştirerek kendimi delirtebiliyorum mesela xD en iyi gelişim düşünmektir bence. bildiğiniz her şeyi birbiriyle bağdaştırabilmek tir.. şunun kitabı bunun kitabı diye takılmayıp kendi düşüncelerinize kapılıp süzülebilmektir bu karanlıkta..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • eksiklerimi ve mantığıma yatmayan şeyleri tatmin edici bir cevap bulana kasar kafaya takarım, süreki düşünür ve araştırırım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-5966A6FE1 -- 5 Ağustos 2017; 6:52:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bir üstte anlattığım üzere bakarsanız "gelişim" deyimine sadece düşüncelerimizin zihnimizdeki boşlukta yer değiştirdiğini veya bütünleşip farklı bir düşünce oluşturduğunu görürsünüz.. gelişimin sınırı yoktur sadece düşüncelerimizi bilgilerimizle harmanlayıp ortaya çıkardığımız yeni ideolojiye yine bilgilerimiz ve düşüncelerimizle kendimize yeni bir bakış açısı getirmiş oluruz sadece.. bu duruma ister gelişim deyin ister fikir değişikliği aslında sadece henüz bilmediğimiz bir düşünceyi bu yeni bakış açımıza eklememişliğimizden kaynaklanan bir yanılsamadan başka bir sey değildir.. her gün fikirler değişebilir fakat bir sonraki gün aynı fikirde olunacağına ya da olunmayacağına garanti verilemez..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dusunce gelistirmekten kasit nedir ? "Developing ideas" anlaminda mi bu. Bir fikir ileri surerken nasil beslendigimiz mi sorgulaniyor ?



    Yoksa gelismekten kasit "daha iyiye gitmek" anlaminda mi. Bir konu halkindaki fikirlerin daha dogru, daha kapsamli hale gelmesi mi ?



    Benin icin formul sudur.

    1) Uzerine dusunmek. Eger uzerine dusunmuyorsan bir konunun, sifirsindir. Butun gun makyaj videosu izleyip de 4 senede bir oy verirken "Ulke hic iyi yonetilmiyor" dersen kendinle celisirsin.

    2) Uzerine dusunen insanlarin yaklasimlarini ogrenmek, fikir alisverisi yapmak. Devlet nasil olmalidir sorusunu Aristo da tartisir, kardeşler Kiraathanesindeki Mümtaz abi de tartisir. Kim konuya nasil yaklasiyor ogrenmek onemli.

    3) Baska insanlarin fikirlerini taklit etmemek. 1. ve 2. adimi dogru sentezlemek. Kendi fikirlerini uzerine dusunerek ve yorumlayarak olusturabilmek. Baskasinin fikirlerini klonlayarak dogru kabul edip savunmaya gecmek kendi aklina hakarettir cunku.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: L.Huron

    Ne demek istediğinizi anlamadım acaba ben mi yanlış açıkladım? Mesajınız çünkü "geliştiğinizi anlamıyorsunuz" bölümü dışında çok alakasız. Yazımda hemen kitap okuyalım gelişelim demedim. Hangi kitaplar sizin düşüncelerinizi gelişmenize yardımcı oldu diye sordum. Sizin mesajınıza göre açıklayayım durumu daha iyi anlayabilmeniz için:
    Yeni öğrendiğiniz kavramları, yeni düşünceleri hangi kaynak üzerinden ediniyorsunuz? Ben bunları kitap okuyarak veya bazı sitelerden edindiğimi belirttim. Umarım bu sefer daha açıklayıcı olmuştur sizin için.

    insan bilimleri diyebilirim kendi açımdan. bununla ilgili kitapları okuyorsunuz, özümsüyorsunuz. sonra ing. wikipediden makaleleri okuyup ilgili linklere tıklayarak daldan dala atlıyorsunuz. bi bakmışsınız ermişsiniz :D tabi not çok önemli. kitap üstünde not alıp yapışkanlı belirteç kullanmak, bilgisayarda makale okurken not defterine kaydetmek vs.. bunlar olmadan bilgi sizde durmuyor.
    ve herşeyden önemlisi; uygulama. yani bilgiyi gerçek hayatta kullanmak, yoksa bilgi yine eksik kalmış oluyor.




  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    kişiler üzerinden tartışan insanlardan koşarak uzaklaşmalı
  • avcılarınavcısı kullanıcısına yanıt
    Neden boyle dusunuyorsun biraz daha aciklar misin ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    hayatın yürümesi, üretim-tüketim dengesinin korunması için kitleler halinde "kol işçisine" ihtiyaç var. bunların ücreti ancak varoş bir çevrede yaşaması için ancak yeterlidir, ücretleri az olduğu için temel tüketim mallarından fazlasına geçemezler, geçemedikleri gibi "bilgiye veya kitaba ihtiyaç" duymazlar gerek de yoktur. özgüvenleri bilgisizliklerinin aksine "kitle" iletişim araçlarından sağlanan yarı-bilgisizliklerinden (birkaç husus daha var) tavan yapmıştır yani bilgileri damıtılmış değil dezenformasyon ve misenformasyona dayalıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi avcılarınavcısı -- 5 Ağustos 2017; 14:2:20 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Dusunce gelistirmekten kasit nedir ? "Developing ideas" anlaminda mi bu. Bir fikir ileri surerken nasil beslendigimiz mi sorgulaniyor ?



    Yoksa gelismekten kasit "daha iyiye gitmek" anlaminda mi. Bir konu halkindaki fikirlerin daha dogru, daha kapsamli hale gelmesi mi ?



    Benin icin formul sudur.

    1) Uzerine dusunmek. Eger uzerine dusunmuyorsan bir konunun, sifirsindir. Butun gun makyaj videosu izleyip de 4 senede bir oy verirken "Ulke hic iyi yonetilmiyor" dersen kendinle celisirsin.

    2) Uzerine dusunen insanlarin yaklasimlarini ogrenmek, fikir alisverisi yapmak. Devlet nasil olmalidir sorusunu Aristo da tartisir, kardeşler Kiraathanesindeki Mümtaz abi de tartisir. Kim konuya nasil yaklasiyor ogrenmek onemli.

    3) Baska insanlarin fikirlerini taklit etmemek. 1. ve 2. adimi dogru sentezlemek. Kendi fikirlerini uzerine dusunerek ve yorumlayarak olusturabilmek. Baskasinin fikirlerini klonlayarak dogru kabul edip savunmaya gecmek kendi aklina hakarettir cunku.





    Galiba kendimi yanlış ifade ettim ya da konu başlığını yanlış yazdım bilmiyorum. Benim merak ettiğim düşüncenizi geliştirirken edindiğiniz kaynaklardı aslında konuda bunu yazdım ama başlık tamamıyla başka yere çekti sanırım. Fakat yine de güzel mesajlar alıyorum o yüzden artık sorduğumu önemsemeyip sizlerin dedikleri üzerinden devam etmeye çalışıcam.

    Mephalay,

    Formülünüzü söylemeden önce sorduğunuz soruyu baya düşündüm güzel sormuşsunuz ve sanırım doğru bir cevabım yok gibi sorarken bunu hiç düşünmedim açıkçası. Lakin ben soruyu sorarken bir fikir üzerinde birikimlerimizi nasıl geliştirdiğimiz hangi kaynaklardan bu gelişimi elde ettiğimizi sordum. Bu soru aynı zamanda yeni bir fikir ileri sürdüğümüz ya da düşündüğümüz zaman da nasıl beslendiğimize dönüştürülebilir?

    Formülünüz hakkında soracağım sorular:
    Şimdi diyelim ki siz bir fikir üzerinde kitap-kitaplar ya da makaleler okudunuz. Belli bir fikriniz var artık ve bu fikir hakkında biri ile tartışıyorsunuz, muhabbet ediyorsunuz. Konuşmalarınız illa ki okuduğunuz yazarların yazdıkları ile uyuşacak ve belki bazen aynısı olucak. 1. ve 2. adımı ne kadar doğru yaparsanız yapın 3. adımınız hiçbir zaman saf olmayacak. Bunu başarabiliyor musunuz?
    Diğer sorum aynı zamanda konumda sorduğum sorum: 2. maddenizde olan "üzerine düşünen insanlar", "fikir alışverişinizi yaptığınız yazarlar?" kısmı. Hangi insanlar bunlar? Hangi kitaplar? Hangi konular üzerinde?
    Teşekkür ederim şimdiden.


    Yani sadece merak ettim, bir sürü şey üzerinde uzun uzun konuşuyoruz her gün bu bölümde. Hangi kaynakları ele alıyor DH-felsefe bölümü? Hangi yazarlar onları etkiledi, düşünce gelişimine yardım etti?




  • bazısı kafasının üstüne dumbel koyar ki bana göre kitap denen şey özü itibari ile budur.

    bazısı ise gri hücrelerine yatırım yapar ve ince işçilik adına kafasına yük yüklemek yerine kan damarlarını açma işine soyunur.

    bu konu şundan önemlidir. şimdi siz 100 tane A yazarının kitabını okuyun ancak görmeniz gereken şeyi bi türlü yakalayamayın ne olur?

    evrim de denebilir bi yaratılış var ve devamlı surette bu oluyor da denebilir.

    topraktan yarattı da denebilir, topraktan evrildik de denebilir.

    iki farklı görüş önemlidir biri diğerine rağmen bi yere varabilir denecek. ancak yazarın bu şekilde kurgulamadığı bi dünay varken siz ıstrarla iki ayrı görüş var ve iki farklı açısı mevcut derseniz okuduğunuz kitabın altında ezilmiş gibi olursunuz.

    zira gri hücrenize yapması istenen etki bakımından siz kitabı okudunuz ancak onu kafanıza taşıttınız ve bu dumbel etkisi yaptı.
    yazarın kitabını yazarı da aşan bi şekilde okumak yazarın istediği şey değildir. ufuk meselesi değil bu. siz o kitaptan bunu anlıyorum ve bu böyle anlaşılacak dediğiniz an çarpıtma meselesi olmakta.

    beyne hitap etmesi istenen şeyi kafaya taşıtmak bilginin kan damarına yaptığı bi basınç olacaktır. ve gelişmesi istenen şey dış bölgede gözükecektir.

    bana kalırsa bu kişi bi babanın evladını getirtip bi ustaya oğlumu eğit demesine benzer bi hale sebebiyet verir.

    toparlarsak kişinin kendisini eğitebilmesi adına yazarı anlaması, kişinin başkası tarafından eğitilmesi adına ise yazarı çarpıtması gibi iki ayrıksı okuyuş şekli vardır ve bunlardan kitabın verdiği kişisel eğitim kitabın yazarı ile aradaki anlaşı ile alakalıdır.




  • kütüphanemizin fotoğrafını rica etseydin daha anlaşılır olurdu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: L.Huron


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    Dusunce gelistirmekten kasit nedir ? "Developing ideas" anlaminda mi bu. Bir fikir ileri surerken nasil beslendigimiz mi sorgulaniyor ?



    Yoksa gelismekten kasit "daha iyiye gitmek" anlaminda mi. Bir konu halkindaki fikirlerin daha dogru, daha kapsamli hale gelmesi mi ?



    Benin icin formul sudur.

    1) Uzerine dusunmek. Eger uzerine dusunmuyorsan bir konunun, sifirsindir. Butun gun makyaj videosu izleyip de 4 senede bir oy verirken "Ulke hic iyi yonetilmiyor" dersen kendinle celisirsin.

    2) Uzerine dusunen insanlarin yaklasimlarini ogrenmek, fikir alisverisi yapmak. Devlet nasil olmalidir sorusunu Aristo da tartisir, kardeşler Kiraathanesindeki Mümtaz abi de tartisir. Kim konuya nasil yaklasiyor ogrenmek onemli.

    3) Baska insanlarin fikirlerini taklit etmemek. 1. ve 2. adimi dogru sentezlemek. Kendi fikirlerini uzerine dusunerek ve yorumlayarak olusturabilmek. Baskasinin fikirlerini klonlayarak dogru kabul edip savunmaya gecmek kendi aklina hakarettir cunku.





    Galiba kendimi yanlış ifade ettim ya da konu başlığını yanlış yazdım bilmiyorum. Benim merak ettiğim düşüncenizi geliştirirken edindiğiniz kaynaklardı aslında konuda bunu yazdım ama başlık tamamıyla başka yere çekti sanırım. Fakat yine de güzel mesajlar alıyorum o yüzden artık sorduğumu önemsemeyip sizlerin dedikleri üzerinden devam etmeye çalışıcam.

    Mephalay,

    Formülünüzü söylemeden önce sorduğunuz soruyu baya düşündüm güzel sormuşsunuz ve sanırım doğru bir cevabım yok gibi sorarken bunu hiç düşünmedim açıkçası. Lakin ben soruyu sorarken bir fikir üzerinde birikimlerimizi nasıl geliştirdiğimiz hangi kaynaklardan bu gelişimi elde ettiğimizi sordum. Bu soru aynı zamanda yeni bir fikir ileri sürdüğümüz ya da düşündüğümüz zaman da nasıl beslendiğimize dönüştürülebilir?

    Formülünüz hakkında soracağım sorular:
    Şimdi diyelim ki siz bir fikir üzerinde kitap-kitaplar ya da makaleler okudunuz. Belli bir fikriniz var artık ve bu fikir hakkında biri ile tartışıyorsunuz, muhabbet ediyorsunuz. Konuşmalarınız illa ki okuduğunuz yazarların yazdıkları ile uyuşacak ve belki bazen aynısı olucak. 1. ve 2. adımı ne kadar doğru yaparsanız yapın 3. adımınız hiçbir zaman saf olmayacak. Bunu başarabiliyor musunuz?
    Diğer sorum aynı zamanda konumda sorduğum sorum: 2. maddenizde olan "üzerine düşünen insanlar", "fikir alışverişinizi yaptığınız yazarlar?" kısmı. Hangi insanlar bunlar? Hangi kitaplar? Hangi konular üzerinde?
    Teşekkür ederim şimdiden.


    Yani sadece merak ettim, bir sürü şey üzerinde uzun uzun konuşuyoruz her gün bu bölümde. Hangi kaynakları ele alıyor DH-felsefe bölümü? Hangi yazarlar onları etkiledi, düşünce gelişimine yardım etti?

    Yok konu basligi yanlis degil ama ben okuyunca 2 farkli anlam algiladim, biraz takintiliyimdir boyle seylere, o yuzden sordum. Muhtemelen sordugun sey "nasil kendinizi gelistiriyorsunuz" minvalinde bir sey. Ama emin olmak istedim : )

    Siz yerine sen yaziyorum; senin bana "siz" demene ragmen , oyle daha samimi geliyor, sen de nasil rahat ediyorsan oyle hitap et, beni de yanlis anlama.

    Formülünüzü söylemeden önce sorduğunuz soruyu baya düşündüm güzel sormuşsunuz ve sanırım doğru bir cevabım yok gibi sorarken bunu hiç düşünmedim açıkçası. Lakin ben soruyu sorarken bir fikir üzerinde birikimlerimizi nasıl geliştirdiğimiz hangi kaynaklardan bu gelişimi elde ettiğimizi sordum. Bu soru aynı zamanda yeni bir fikir ileri sürdüğümüz ya da düşündüğümüz zaman da nasıl beslendiğimize dönüştürülebilir?

    - 1. durum; spesifik bir mevzuyu tartisirken kisinin alacagi pozisyon ile alakali biraz. Ornegin okullarda "istiklal marsi okunmali mi" konusunu tartisirken bu mevuzya yaklasimin "Turkiye'de yasayan ve istiklal marsinin herkesce bilinir bir sey oldugu on kabulunu yapan bir Turk" pozisyonu ile de tartisabilirsin; "Kucuk cocuklara periyodik olarak bir takim sozleri tekrarlatip ogrenmelerini ve kaniksamalarini bekleyen egitim sistemini elestiren bir insan" pozisyonu ile de tartisabilirsin. Yani ikirlerini organize etmeden once konuyu enine boyuna nasil tartiyorsunuz; ya da boyle bir sey hic yapiyor musunuz yoksa bodoslama ne hissediyorsaniz onu mu soyluyorsunuz ? ---> Insanlara bunun gibi bir sey sorup sormadigini merak ettim. Ancak dedigin dogru, fikirlerini organize ederken elbette bilgi birikimini nasil genislettigin ile ilinti olmaksizin bunu yapamazsin. Ama birisyle tartisirken ortaya koydugun fikirler aslinda makale yazmak gibidir. Organize degilse ve birbirini takip eden mantiksal bir akisi yoksa karsidakinin seni anlamamasi tesaduf olmaz. Konuyu duzgun baglamak, fikirlerini guzel aktarmak gerek. Ikna etmek icin degil, daha duzgun iletisim kurabilmek icin. Cunku ben hic tartisip da birini ikna edebildigimi hatirlamiyorum. Azinlikli olarak biraz ben ikna olurum, biraz o. Ortada bulusuruz ya da tartisma uretken olmaz cevap vermeyi keserim; ya da karsi taraf keser.

    Şimdi diyelim ki siz bir fikir üzerinde kitap-kitaplar ya da makaleler okudunuz. Belli bir fikriniz var artık ve bu fikir hakkında biri ile tartışıyorsunuz, muhabbet ediyorsunuz. Konuşmalarınız illa ki okuduğunuz yazarların yazdıkları ile uyuşacak ve belki bazen aynısı olucak. 1. ve 2. adımı ne kadar doğru yaparsanız yapın 3. adımınız hiçbir zaman saf olmayacak. Bunu başarabiliyor musunuz?


    Basardigimi dusunuyorum. Bazen kendi fikirlerimin benzerini baska yerlerde okuyorum. Bazen baskasini okuyunca yanlisliklarini farkedip duzeltiyorum. Aslinda buradaki elestirim, fikrinin eninde sonunda baskasi ile benzer olmamasi gerektigi degil de; kendi zihinsel suzgecinden gecirmeksizin birinin sozlerini "kesin dogrudur ya adam profesor sonucta" kafasi ile kabullenmek ve kendi fikrinmiscesine savunmak. Bunu cok goruyorum. Insanlar "dogru olanlar" ve "yanlis olanlar" diye ikiye ayrilmiyorlar. Herkesin fikirlerinin icinde dogrular da var yanlislar da var. Bunlari ayiklamak tartismaktan ve fikirleri paylasmaktan geciyor. Yani aslinda 1. adimi yapiyorsan, uzerine kafa yorup bir seyler ortaya cikariyorsan sorun yok. Ama bu surecte baskasinin fikirlerini copy+paste ediyorsan tembellik yapiyorsundur.

    Diğer sorum aynı zamanda konumda sorduğum sorum: 2. maddenizde olan "üzerine düşünen insanlar", "fikir alışverişinizi yaptığınız yazarlar?" kısmı. Hangi insanlar bunlar? Hangi kitaplar? Hangi konular üzerinde?

    Agirlikli olarak tanimadigim insanlar. Online ortamda farkettigim kimselerin fikirlerini okurum. Kisilerin bakis acisini yakalamaya calisirim. Merak ettigim bir konu olursa, "Acaba X bu konu hakkinda ne dusunuyor" diye arastiririm. Reddit'i cok kullaniyorum. Cok bilgili insanlar var. Onun disinda universiteden , liseden arkadaslarimla surekli tartisiriz kendi aramizda. Herkes muhendis, merakli insanlar. O yuzden surekli yeni bir seyler ogrendigim bana benzer kucuk bir arkadas cevrem var. Aralarinda Turk olmayanlar da var, o yuzden farkli bakis acilarina da tanik olabiliyorum. Bir de yaptigim is ile alakali yurt disindan tanidiklarim var, her yastan. Onlarla da surekli tartisip muhabbet ediyoruz. Oyle havadan sudan muhabbetler zaten bana sıkıcı geliyor, ama derin mevzulara girerse is cok keyif alip saatlerce konusabiliyorum. "Nerd" kategorisindeyim heralde bu konuda : ) Bu tarz ortamlarda bu ozellik isime yarasa da, boyle dansli ickili ortamlarda falan cok rahatsiz oluyorum, konular beni acmiyor pek eger dogru insanlar yoksa. Boyle de sosyal bir dezavantaji var. Kitap olarak genel bir sey soyleyemiycem ama alakasiz bir kitaptan aklima fikir gelirse gidip onu arastirip baska sonuclara ulasiyorum. Arif'in Manchester'a attigi golu ararken bambaska yerlere gelmek hesabi. Ornegin bu sabah "Einstein Bulmacalari" diye bir kitabi okuyodum guzel soru var mi diye bakmak icin. Gozume su carpti: ( SS atiyorum )

    Düşüncelerinizi nasıl geliştiriyorsunuz?

    Bu sorunun cevabinda da soyle bir sey yazmislar.

    Düşüncelerinizi nasıl geliştiriyorsunuz?

    Bu cevaptaki mevzuyu arastirip baska seylere ulastim. Sonra oradan da baska seylere. Yani mesele donup durup 1. maddedeki mevzuya geliyor. Ne kadar kafa yormak istiyorsun ? : ) Bulmaca kitabindan da bir suru sey ogrenebiliyor insan ya da aklina bir seyler gelebiliyor.

    DH Felsefe bolumunde uzun zamandir tanidigim insanlar var. Tanidigim derken, konustugum degil ama mesajlarini okudugum ve asagi yukari hangi konu hakkinda ne dusundugunu bildigim. Bir baslik oldugu zaman tahmin etmeye calisiyorum X bunu demistir, Y oradan cikip sunu savunmustur, Z kesin boyle demistir vs gibi. Kendi fikrime benzer bir sey soyleyen biri varsa ve ekleyecegim bir sey yok genelde yazmiyorum. Bazen de bir iddia o kadar sacma geliyor ki, bir seylerle birlestirip karsi arguman uretmeye zorlaniyorum. Hic cevap yazmiyorum.

    Konu olarak da benim en buyuk ilgi alanim Yazilim, matematik, fizik , kimya , biyoloji. Yazilim ile matematik alt yapim lisansunstu egitimden geliyor, en hakim oldugum alanlar bunlar. Matematik meraki olan insanlarda nedenini tam aciklayamadigim bir sekilde satranc ve felsefe meraki da oluyor. Ben hep boyle gordum. Muhtemelen bir seyler arasindaki iliskiyi cozme arzusundan. Fizik, kimya , biyoloji de sevdigim icin okuyup ogreniyorum. Fizik ve Kimya uzerine aslinda lisans seviyesinde egitimim yok. Biyoloji konusunda aldigim dersler var molekuler biyoloji, immunobiyoloji ve bitki islahı uzerine. Onlari da sirf meraktan almistim : ) Bu ilgi alanlariyla ugrasiyorum aslinda surekli bir sekilde konular donup dolasip birbirleri ile iliskilendirilebiliyor. Ornegin yapay zeka tartistigin bir konuda yapay zeka uzerinden islam ve ahlak tartisirken buluyorsun kendini. Ya da yapay zeka uzerinden felsefe yapip; yapay zekanin aslinda beyin ile asla ortusmeyecegi iddiasini tartisirken biyoloji ve kimyaya giriyorsun.

    Mesaj uzun oldu biraz kusura bakma.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mephalay -- 5 Ağustos 2017; 18:50:24 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Okumak, okumak.



    Okumak..



    ⚛️

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.