Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
188.748
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Yakın gelecekte Dünyadaki krizin derinleşeceğini zannetmiyorum.

    ABD dolar kontrolünü hiç kaybetmedi.

    Daha doğrusu ABD nin ekonomisini de, Dünya ekonomisini kontrol eden aktörler kontrol altında tutuyorlar.

    Tüm Dünyayı gerçek bir savaşın içine sokmak için, bilinçli olarak para kaynaklarını istedikleri gibi kullanıyorlar.

    Başarılı olacaklar mı?

    Ne yazık ki evet.

    Ancak Finansal sistemi yıkacak biri, tüm dengeleri değiştirecek.

    Kim ?

    Ben de bilmiyorum.


    Şimdi burada devreye girmekte yarar var.. ABDnin ve diğer kısmi Avrupa ülkelerinin trilyonlarca dolar borçları, uzakdoğu ülkelerinin ve arap sermayedarlarının da trilyonlarca dolar rezervi var.. Tabii ben de çoğu ekonomistten dinlediğimde ABD çökecek, borçlarını ödeyemeyecek, liderlik yükselen uzakdoğu piyasasına kayacak, Çin yeni ABD olucak gibi analizler okuyorum..

    Benim anladığım kadarıyla şu anda trilyonlarca paket açıklansa bile bu dünya rezerv parasına eklenen paradır ve üretime akmayacaktır.. E tabii bu da hiperenflasyon yaratacak ve uzun vadede doların değerinin düşmesine sebep olucaktır.. Bugün ABD'nin ve Avrupa ülkelerinin tüketim ekonomisi olduğunu görüyoruz.. Önümüzdeki bir kaç yıldan itibaren tüketen insanların 1950lerde olduğu gibi tekrar üretime dönüş yapacağını öngörüyorum.. Hiperenflasyon neye yarar? Elinde dolar bulunanların rezervlerinin erimesine, dolar borcu bulunanlarında bu dolarları zorlanmadan ödeyebilmesine...

    Burada şöyle bir düşünce ortaya çıkıyor.. ABD koskoca bir dolar imparatorluğu idi.. Dolar çökerse ABD de çöker.. Sanırım ekonomistler olaya sadece ekonomi penceresinden baktıkları için böyle analizler doğuyor.. E bunu zaman göstericek bize..

    Fakat Çinin, Hindistanın tekrar bisiklete binmeye talim etmedikleri sürece bir sorun ortaya çıkacaktır.. Bazı arkadaşlar kutupları doğru teşhis etmiş.. Doğu-Batı.. Fakat eklemek lazım.. Batı 10-0 önde başlıyor gibi bir durum var..

    Şunu tam bilmiyorum ama sanırım biz de batıyız galiba..

    quote:


    Zaten Dünya kaynaklarının % 80 ini sömüren, elinde tutan, kullanan devletler değil mi hala oraya buraya saldıran ?


    Farkındaysanız uzakdoğuya akan enerji koridorları ve ortadoğudaki petrol rezervlerinin olduğu coğrafya da batı ülkeleri var.. Savaş öyle bir durumda başlayacak ki, başlamadan sonucu ilan edilecek.. Böyle durumlarda genellikle savaş çıkmaz.. Şebinkarahisarspor'un Real Madridle maç yapacağını düşünebiliriz ama maç sonucu taraflar için ölümle sonuçlanmaz.. Öyle olsaydı Şebinkarahisarspor maça girmezdi.. Gireceklerini de zannetmiyorum..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 27 Aralık 2008; 11:39:41 >




  • Abd'nin çökeceğini söyleyenler büyük bir hayal alemindeler malesef ki. Neyse ilerleyen günlerde göreceğiz de , Çin Abd'nin yerini alsa dahi o aşırı nüfusuyla hiç bir şey yapamaz, gene Abd'deki refahı sağlayamazlar.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: hazardousmen

    Şimdi burada devreye girmekte yarar var.. ABDnin ve diğer kısmi Avrupa ülkelerinin trilyonlarca dolar borçları, uzakdoğu ülkelerinin ve arap sermayedarlarının da trilyonlarca dolar rezervi var.. Tabii ben de çoğu ekonomistten dinlediğimde ABD çökecek, borçlarını ödeyemeyecek, liderlik yükselen uzakdoğu piyasasına kayacak, Çin yeni ABD olucak gibi analizler okuyorum..

    Benim anladığım kadarıyla şu anda trilyonlarca paket açıklansa bile bu dünya rezerv parasına eklenen paradır ve üretime akmayacaktır.. E tabii bu da hiperenflasyon yaratacak ve uzun vadede doların değerinin düşmesine sebep olucaktır.. Bugün ABD'nin ve Avrupa ülkelerinin tüketim ekonomisi olduğunu görüyoruz.. Önümüzdeki bir kaç yıldan itibaren tüketen insanların 1950lerde olduğu gibi tekrar üretime dönüş yapacağını öngörüyorum.. Hiperenflasyon neye yarar? Elinde dolar bulunanların rezervlerinin erimesine, dolar borcu bulunanlarında bu dolarları zorlanmadan ödeyebilmesine...

    Burada şöyle bir düşünce ortaya çıkıyor.. ABD koskoca bir dolar imparatorluğu idi.. Dolar çökerse ABD de çöker.. Sanırım ekonomistler olaya sadece ekonomi penceresinden baktıkları için böyle analizler doğuyor.. E bunu zaman göstericek bize..

    Fakat Çinin, Hindistanın tekrar bisiklete binmeye talim etmedikleri sürece bir sorun ortaya çıkacaktır.. Bazı arkadaşlar kutupları doğru teşhis etmiş.. Doğu-Batı.. Fakat eklemek lazım.. Batı 10-0 önde başlıyor gibi bir durum var..

    Şunu tam bilmiyorum ama sanırım biz de batıyız galiba..

    quote:


    Zaten Dünya kaynaklarının % 80 ini sömüren, elinde tutan, kullanan devletler değil mi hala oraya buraya saldıran ?


    Farkındaysanız uzakdoğuya akan enerji koridorları ve ortadoğudaki petrol rezervlerinin olduğu coğrafya da batı ülkeleri var.. Savaş öyle bir durumda başlayacak ki, başlamadan sonucu ilan edilecek.. Böyle durumlarda genellikle savaş çıkmaz.. Şebinkarahisarspor'un Real Madridle maç yapacağını düşünebiliriz ama maç sonucu taraflar için ölümle sonuçlanmaz.. Öyle olsaydı Şebinkarahisarspor maça girmezdi.. Gireceklerini de zannetmiyorum..


    Hocam kısa vadede savaş olacağını zannetmiyorum.

    Arap sermayesi dediğiniz paralar şeyhlerin elinde. Şeyhler ise zaten Amerikan ajanları.

    Amerika çökmez.

    Dünya parasını elinde tutan aktörler çok iyi biliyorlar ki ABD çökerse; İran, Suriye ve bundan güç alan diğer Arap ülkeleri İsrail'i bir günde havaya uçurur.

    Ne İngiltere, Ne de İsrail ABD nin çökmesine izin vermezler.

    Bu arada Rusya dan niye kimse bahsetmiyor ?




  • quote:

    Bu arada Rusya dan niye kimse bahsetmiyor ?


    Doğrusu Rusya doğu-batı ekseninde doğacak bir kaynak çatışması üzerinde hangi safta yer alıcak onu kestiremiyorum fakat tarafsız da kalabilir, kendi petrol ve gaz rezervleri oldukça fazla olduğu için kaynak kıtlığı durumunda bu avantajını çok iyi kullanacaktır diye tahmin ediyorum..

    Yanlız bu Rusların başa bela her zaman sıcak denizlere inme politikası vardır.. 1000 yıllık tarih boyunca hiç değişmemiştir bu.. Direttikçe diretirler

    Şu sıralar da bizim coğrafyamızda sıklıkla petrol bulundu haberleri yükseliyor umarım dışarı bağımlılığımızı bir nebze olsun azaltacak, geçiş aşamasını rahatlatacak rezerv çıkar.. Umudumuzu buna ve yeni enerji kaynaklarının yayılması ve maliyetinin ucuzlamasına bağlamış durumdayız..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ogün®


    Bu arada Rusya dan niye kimse bahsetmiyor ?





    rusya mı dediniz , zaten tüm olyaların içindeki güç olacak. Bundan sonrası sadece hayali plan olarak görülebilir ama komplo teorilerininde dayandığı bazı şeyler vardır.Harekat yönü ve saldırılacak şehirler.


     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil


     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil


     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 29 Aralık 2008; 9:27:25 >




  • temel konu petrol ve savaş olunca aslında uzun süredir ertelenen ve olası sebepleri bilinen (ekonomik veya politik denilebilir ama sonuç aynı olur) doğu ve batının savaşı ve güzergahları üzerinebir tahmini paylaşmak isterim.Komplo teorileri olarak her şeyi kabullenmeyelim ama haritayıda kafanızın bir yerlerinde tututn. ''Tarih tekerrürden ibarettir'' çok anlamlı bir sözdür.

    okların renkleri bazen dışı yeşil içi kırmızı bunlar kuvvetlerin toplanıp birleşeceği ve müttefik güç anlamına geliyor.



     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil




  • ABD nin yerini kimsenin alamayacağı doğrudur ama artık eskisi gibi mutlak tek güç de olamayacak ve kaynakları kullanırken bu ülde de bedelini ödeyecektir. En azından daralan kayanaklar açısından olaya bakmak lazım. Dolar imparatorluğu çökmüştür yeniden dirilir mi zor bir soru?Mutlaka sahneden inmemek için direnecektir.Ama kaynakları sağlam ülkelerin bunları ucuza kullandıracağını da hiç sanmıyorum. Sadece kendilerini kollayacak bir alternatif güç arıyorlar o kadar.
    quote:

    Orjinalden alıntı: newmonarch

    Abd'nin çökeceğini söyleyenler büyük bir hayal alemindeler malesef ki. Neyse ilerleyen günlerde göreceğiz de , Çin Abd'nin yerini alsa dahi o aşırı nüfusuyla hiç bir şey yapamaz, gene Abd'deki refahı sağlayamazlar.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ogün®

    Tartışmada karşınızdakini küçümserken dikkat edin; "Ummadık taş baş yarar."

    Ooov, çok korktum. Lütfen o engin bilginizle bizim canımız yakmayın, acıyın bize!
  • ABD'nin çöküşünden kasıt şudur. Petrodolar döngüsü(ne olduğunu Wikipedia'dan öğreneilirsiniz) mutlaka bozulacak. Bozulunca ABD para basıp basıp ithalat yapamayacak, dolayısıyla bugünkü gücünü önemli oranda kaybedecek. Bunu engellemek için petrolü dolarla satmaktan vazgeçen ülkeleri engellemesi lazım. Bunu ya direkt saldırıp(bkz.Irak) ilhak ederek, ya da diplomasiyle yapabilir. Diplomasi fizik kurallarının ve matematiğin(bkz.enflasyon) önüne geçemeyeceği için bir şekilde giderek daha fazla ülkeye saldırmak zorunda. Daha fazla savaş daha da fazla doğal kaynağın tükenmesi demek. Tükenmesi toplu yıkımla sonuçlanacak ilk doğal kaynak da petrol olduğuna göre(bkz.www.aspo.com,www.iea.com), petrol üretimi krize girdiğinde ABD iyice zor durumda kalacak. Ama o aşamada zaten kahvehanelerde "ABD'nin hali ne olacak"ı değil, "yiyecek ekmek, yakacak yakıt, tedavi olacak hastane nereden buluruz"u konuşuyor olacak yurdum insanı.

    Tarihin tekerrürden ibaret olduğu ne yazık ki çok hoş bir tesellidir. Bunun böyle olmadığını tarih okuyanlar bilir. En bilinen gösterge nüfus grafiğidir. Tamamen asimetrik, parabolik ve hatta neredeyse asimptotik bir grafiğin sürekli kendini tekrar etmesi bütün doğa kanunlarına aykırıdır. bkz. Biyoloji 101.

    not:hazadousmen ve vezir ile tartışmaktayım. Diğerleri üzerlerine alınmasın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 30 Aralık 2008; 11:46:37 >




  • jeremy oppenheim ve arkadaşlarının bu haftaki newsweek sayısında güzel bir yzısı var. Temiz enerjiye geçiş ve bunun maliyeti üzerine. Oradan alıntı yaparak bir iki konuyu vurgulamak istiyorum.

    Bütün mesele karbon emisyonunu 2050 yılına kadar belirli yüzdede tutabilemk aksi takdirde dünya ısınarak bir felekate sürüklenecek ve toplu kıyımlar söz konusu savaş çıkması da bu zor koşullara dayanamayan kitlelerin refah içinde olanlara karşıtavır alması ile alakalı.

    Şöyle deniyor,
    Bugun gelişmiş ülkelerde ortalama bir vatandaş günde 27-63 kg sera gazı salımına neden olmaktaymış.Bu rakkamın 6 kg altına düşürülmesi gerekiyormuş. Eğer bugunkü karbon verimliliği ile yaşarsak bir tercih yapmak zorunda kalacakmışız. İşte ABD başta olmak üzere tüm sorun bu ısrarda yatmakta. Adamlar aynı refahı sürdürebilmek için sera gazı kısma işine temelde karşılar. Ama bazı adımlar atılıyor kyoto olsun diğerleri olsun belirli hedefler koyuluyor ama zorlayıcı ve kesin hedefler yok. Her ülke kensini yavaş yavaş değişime bırakırsa tren kaçmış olacak.Yine ''30 ile 1955 arasında 125 yıllık dönemde ADB deki işgücü 10 kat artmış .Bugun ise endüstriyel devremin boyutlarında bir temiz enerji devrimi gerçekleştirmemiz gerekiyor '' diyor yazarımız ve bunu için sadece 40 yıl kaldığını belirtiyorlar. Yani uzun lafın kısası ''temiz enerji devrimi için Endüstri devriminden tam 3 kat daha hızlı olmak zorundayız.''




  • yine analistler oturmuş hesaplamışlar 2010 ile 2030 yılları arasında küresel olarak 570 milyar dolar sermaye yatırımı gerekiyormuş .Çok gibi görünmüyor küresel finasn krizinde aktarılan kaynağı düşünürsek hele..Fakat belirtilen rakkamın sermaye harcaması olarak sadece yüzde 2 ve 4 arasında tekabül ettiği ifade edilmekte.

    bütün mesele benim de üzerinde durmaya çalıştığım verimlilik olayında düğümlendiğini uzmanların yazısında okuyunca ne derece isabetli bir yaklaşım olduğunu kendimce gördüm.Enerji verimliliği olayınca yapılacak tasarrufu küçümsememek gerekiyor.Tüm dünyada yapılacak bir seferberlik ile (başta G8 ülkeleri) bina taşıt ve aydınlatmada yapılacak tasarruflar ile dünyadaki enerji talebini GÜNDE 64 milyon varil azaltmak mümkündür diyor openheim .Bu rakkam ABD nin yıllık enerji tüketiminin 1,5 katına denk geliyor .Ciddi sayılar.

    13 yıl boyunca her sene 170 milyar dolarlık yatırım yapılması gerekmekte ve bu yatırım boyunca 2020 ye kadar enerji maliyetlerin düşeceği için 900 milyar dolarlık bir tasarruf yapılması mümkün.Yani bir taraftan yatırım yaparken bir taraftan kazanıyorsunuz.
    özetle ABD gibi bir enerji tüketimi yapan devin bile yenilenebilir enerji kaynaklarını kullnımını 2030 kadar 3 kat artırarak %8 den %23 e çıkarması mümkün.

    yazı çok güzel bence bir adwet newsweek (türkçe) alın ve tüm yazıyı merak edenler okusun.




  • quote:


    Burada şöyle bir düşünce ortaya çıkıyor.. ABD koskoca bir dolar imparatorluğu idi.. Dolar çökerse ABD de çöker.. Sanırım ekonomistler olaya sadece ekonomi penceresinden baktıkları için böyle analizler doğuyor.. E bunu zaman göstericek bize..


    Daha önce şöyle bir yazı yazmıştım.. Tabi 60lardan önce homojen bir toplum olan ABD nin göçmen kapaklarının açılmasıyla 60tan başlayan bir süreçle bugünlerde ABD vatandaşlarının ''dolar'' bağından başka bir bağı olmadığını belirtmek lazım.. ABD'den bir ülke olarak söz etmek yerine küçük ölçekli bir dünya mozaiği demek daha doğru olur.. ABD yönetimindekilerin bizim bahsettiğimiz enerji darboğazı ve yeni enerjiye geçiş yılları sürecinde ''kimlik politikası'' nı öne çıkaracağına ve ABDnin kimlik ekseninde bir hesaplaşmaya gideceğinden burada bahsetmemiştim.. Buna da değinmekte fayda var..

    http://www.hurriyet.com.tr/dunya/10668612.asp?gid=229

    quote:

    Rus profesör: ABD 2010'da bölünecek


    Bu Rus profesör bir bölünme yaşanacağını iddia ediyor ama ben o kadar kesin konuşamıyorum.. Ama muhakkak ki bir iç savaş çıkacaktır.. ''kimlik'' ekseninde bir iç savaş ile kontrollü yeniden yapılanma sağlanıcak ve ABDnin tekrar 60lı yıllar öncesine dönüşü sağlanıcaktır.. Fakat bu süreçte bölünür mü, parçalanır mı ne olur ben kestiremiyorum fakat işler çok karışık.. Tabii ki yönetim safındakiler karışıklığı kontrollü bir şekilde yöneterek bundan başarıyla çıkmak isteyeceklerdir, velakin zor bu işler..

    Aşağıya bir yazarımızın doğru analizlerini koyuyorum fakat yazarımız ya olayları bilerek yanlış yorumluyor ya da bilemeden yanlış yorumluyor.. Son yazılarına da baktığımda yavaş yavaş gerçeğe çok yaklaşıyor..

    http://yenisafak.com.tr/yazarlar/?t=19.12.2008&y=IbrahimKaragul

    quote:

    Peki bu ihtimale karşı ne tür önlemler alınıyor?

    Afganistan ve Irak'tan dönen binlerce asker iç güvenlik için görevlendiriliyor. Yani "iç tehdit"lere karşı hazırlanıyor. Kitle kontrolü ve sivil isyanlara karşı eğitiliyor. Bu hazırlıkla ilgili 2006 yılında yazdığım yazılar şaşkınlıkla karşılanmıştı.

    "FEMA (Federal Acil Yönetim Ajansı) yeniden yapılanıyor. Hem de nükleer saldırı, isyan ve iç savaşa göre. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim yasaları yeniden belirleniyor. Bankacılık işlemlerinden vatandaşlık yasalarına kadar ABD olağanüstü şartlar için hazırlık yapıyor" demiş ve "ABD neye hazırlanıyor" diye sormuştum.

    Amerikan tarihinde ilk kez ordu, iç güvenlik için konuşlandırılıyor. Askeri birimler 24 saat iç tehdide karşı görevlendiriliyor. Uygulama 1 Ekim'den itibaren başladı. Ülke içinde konuşlandırılacak ilk askeri birim, ABD Kuzey Komutanlığı'na (NorthCom) bağlı. Bu birlik neye karşı savaşacak? Nükleer saldırı, iç savaş ve toplumsal kaosa karşı. Kitleleri kontrol altına alacak. Çatışma sonrası için gerekli sorumlulukları yerine getirecek. Aylardır bunun tatbikatı yapılıyor…


    Milyonlarca kişilik toplama kamplarının da inşa edildiğini yazmıştı ama onu da ben hatırlatayım.. Bunların hepsi kontrollü bir yeniden yapılanma işaretleridir..

    Burada ufak bir paragraf açayım.. Dünyamız şu vaziyette ''arzın sınırlı'' olduğu bir dünyadan çıkıp ''talebin sınırlı '' olduğu bir dünyaya gitmektedir.. Eskiden hatırlarsak tüm dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ''tüketime aç pazarlar'' olarak algılanırdı.. Şimdi devir değişti.. Ama paradigmalarımız hala eskiye dayanıyor.. E tabi 100 yıllık bir değişimde de paradigmaları öyle hemen değiştirmek kolay değildir.. Yani eskisi gibi küresel trans-national markaların bizim ülkemize gelip yatırım yapıp bizlerin bol bol tüketim yapmasını körükleyeceğini düşünürsek yanılırız..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 30 Aralık 2008; 13:05:56 >




  • Şimdi gelelim bizim ülkemize.. Petrol konusunda en yetkili olarak gördüğüm IEA başekonomisti Fatih Birol'un tavsiyelerini koymakta yarar var.. Hastanın durumu vahim fakat vehametini gizlemeyi başarıyor, fakat tedavi seçeneklerini sunarken de çok iyi tavsiyelerde bulunuyor..

    quote:

    Türkiye ne yapmalı?
    Dr. Birol, Türkiye’ye ilişkin “fosil yakıt kaynakları fakir, jeopolitik olarak zor bir yerde ve gelişen bir ülke” saptamasını yaptıktan sonra önerilerini sıralıyor:
    - Arz güvenliği ciddiye alınmalı.
    - Taşıtlarda enerji verimliliği artırılmalı.
    - Petrol varlığı açısından yanlış resimler ortaya konmamalı.
    - Rusya’ya bağımlı olan doğalgaza alternatif olacak yakıt ve kaynak ülke çeşitliliğine gidilmeli. Burada söz konusu olan ülke Rusya olmasaydı da bu sözleri söylerdim ama değil, Rusya!
    - Nükleer enerji açısından teknoloji ve ülke seçimlerinde kaygılar giderilmeli.
    (Mersin Akkuyu Nükleer Santral ihalesine tek teklif Rus şirketi Atomstroyexport ve Inter Rao ile birlikte Turgay Ciner’in şirketi Park Enerji konsorsiyumundan geldi.)
    - Kopenhag’da, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (2012’de sona erecek Kyoto Protokolü’nün devamı niteliğinde) güvenilir iklim rejimini sağlayacak yol haritasını belirleyecek. Türkiye ayak diretmemeli.
    Petrolün varil fiyatının 2010’dan sonra yeniden 100 dolara çıkacağını söyleyen Birol, “Petrol pahalanacak” diyor.


    Dönem tasarruf,alternatif enerji, az tüketim devri..

    quote:

    Tüm dünyada yapılacak bir seferberlik ile (başta G8 ülkeleri) bina taşıt ve aydınlatmada yapılacak tasarruflar ile dünyadaki enerji talebini GÜNDE 64 milyon varil azaltmak mümkündür diyor openheim .Bu rakkam ABD nin yıllık enerji tüketiminin 1,5 katına denk geliyor .Ciddi sayılar.


    Bu nokta çok önemli.. Alternatif enerjili ürünler ve tasarruflu ürünler üretiminde kendi öz kaynaklarımızı kullanmalı ve bunları yaygınlaştırmak üzerine derhal bir milli politika oluşturulmalı fakat bizim biraz adam olmamız için sanırım bi şeyler lazım..

    quote:

    Ama o aşamada zaten kahvehanelerde "ABD'nin hali ne olacak"ı değil, "yiyecek ekmek, yakacak yakıt, tedavi olacak hastane nereden buluruz"u konuşuyor olacak yurdum insanı.


    Paradigmalar hala eskiye bağlı kalmış vaziyette.. Ben çevremdeki insanlara anneme babama bile bunları söylediğimde gülüp dalga geçiyorlar.. Acı bir durum bu.. Bu Anadolu coğrafyasında 50 yıllık tecrübelerin 20 yıllık yeni araştırmacı gençlere örnek olması gerekirken durum tam tersi vaziyette..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 30 Aralık 2008; 13:20:38 >




  • ben kişisel olarak enerji verimliliğinde hükümetin ucuz politikalar dışında belirli bir hedefe kitlenmiş hareketlerini görülemediğini belirtmek isterim. Yapılan açıklamalar ve hedefler hep sanki belirli bir zümre enerji pazarlayıcıların tekeline dönük adımlar gibi.

    Milli bir politika yok. Bir bakıyorsunuz rüzgar deniyor bütün kafalar o tarafa çevriliyor bir bakıyorsunuz jeotermal denior ve yine belirli firmaların dışında kimsenin katılamayacağı büyük ihaleler üstüne odaklanıyor. Nükleerde durum ise tam bir rezalet. tek bir firma dışında size bir teklif veren çıkmıyor .Nükleer teknolojisini bir kenara koyuyorum çünkü upper advance teknoloji transferi olmadan tek başımıza altından kalkmamız kısa vadede zor görünüyor. Ama iran yapıyor neden biz yapmayalım gibi düşünceye kapılanlar olursa ,o da teknoloji transferi demek daha doğru olur.uzun vadeye yayılmış ve belirli bir ülke politikası izlendiği için başarıya ulaşılmış.

    şimdi yeni bir dünya düzenine gidişin başlayacağı önümüzdeki günlerde 2010 ve sonrası için enerji açısından verimlilik ve bireysel enerji üretimi konusunda devletin teşviklerinin olması lazım.Kişisel veya köy bazında bağımsız enerji üretim politiları ve teşvikleri ile kısa sürede büyük adımlar atmak mümkün. Bir kere en azından enerjiyi taşıma maliyeti ve kayıplarının en aza indirilmesi ve ihtiyaç ile tüketimin aynı bölgede olması durumları büyük bir tasarruf yapılmasına neden olacaktır.

    aynen sinir ağları gibi adım adım birbirine bağlanacak üretim zincirleri benzer şekilde tüketim için elektroniğin yardımıyla yönlendirilerek arz ve talebin planlanmasında yerini alacaktır.Devasa barajlara veya dev türbinlere gerek yoktur. Bunlara harcanacak para bahsettiğim enerji sistemlerine harcanırsa geri dönüşü hem çok hızlı olacaktır hem de halkımız bir gelir kapısı elde edeceği için yatırımlar logoritmik olarak büyüyecektir. Şimdi yalıtım konusu deniyor ve cılız teşviklerden bahsediliyor. Halbuki apartman yöneticisi kayıp yüzdesi kadar ek vergiler ile cezalandırma yoluna gidilse talep otomatik olarak patlayacaktır.
    Apartmanlarımız toplu ısıtım sistemini bırakıp kombi gibi verimliliği düşeren sistemlere yönetilmektedir.Ne acıdır ki ciddi yakıt paraların büyük bir yüzdesi bu tür toplu su ısıtma sistemleri yerine bireysel sistemlere yöneliş kanalıyla olmaktadır.

    Kombi işi toptan yasaklanmalıdır.
    Evet yanlış okumadınız bu bir milli servetin hem sistem (kombi)alımı dolayısıyla kaybı hem de her gün yaktığınız yakıtın kaybı dolayısıyla çok verimsiz bir ısıtma yöntemidir.

    İstediğiniz kadar hermetik deyin kombi verimi deyin hepsi fasa fiso .Pazarlama ayaklarıdır. Dünya merkezi ısıtmanın nimetlerinden yararlanırken biz birimleri küçüklterek milyonlarca evde çok büyük israf yapmaktayız.Bunun için fazla para ödemekte hepsinden önemlisi dünya için gerekli bir kaynağı israf edilmesine, başta hükümet olarak neden olmaktayız.Çok tüketim yerine aynı enerjiyi daha az tüketerek üreten sistemlere yönelmeliyiz.

    İnsanlarımız konforu yakalayacağım diye yaptırmış olduğu sistemlerle bir odayı ısıtmayı bile beceremeyen konuma düşmüşlerdir.Komşusu ısıtacak üst kattaki keyif çatacak .Milleti aptal mı sanıyorlar, herkes kendince bir sistem geliştiriyor ve sobadan bile kötü ısınarak çok büyük paralar ödüyorlar.Nerde sosyal devlet politikaları . Yani erzurumdaki gaz satış fiyatı ile izmirdeki aynı olabilir mi? insanların alım gücü ve yakması zorunlu miktarlar düşünüldüğünde buna göre birim fiyatı planlaması ve teşvikleri yapılmalıdır.Bu gaz konusu Türkiye'nin en kötü yönetilen enerji işlerinden biridir.Bağımlılık hat safhada olmasına rağmen bir kesinti ve arızaya karşı bir milli politika mevcut değildir.

    Neyse bu konu çok canımı sıkan bir konu olduğu için kısaca değinmek istedim. Gelelim savaş senaryolarına,

    Başka ülkelşeri yazarak ve muhtemel safları belirlemek adına basit de olsa oklarla istila edilecek yerleri ve gidişatı vermek istedim.
    Özellkle istanbul ve trabzon işgali hakkında çok uzun yıllar öncesine dayanan bir komplo teorisi veya teorileri mevcut. İstanbul'u kavrayabiliyorum ama Trabzon ile alakalı kısımı kafamda oturtamıyorum.Ne işi olcak rusların veya İran'lı orduların Trabzon'da diye yıllardır kendimi oyalıyorum.Ancak son yıllarda olan bir sürü olaylar ve bu güzel şehrimizin adının sıkça anılması da derinlemesine düşünmekten kendimi alamıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 30 Aralık 2008; 16:34:28 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vezir


    Komşusu ısıtacak alt kattaki keyif çatacak .Millet aptal mı sanıyorlar,



    Hocam sanırım yanlışlık oldu. Alt kat, üst katı ısıtır. Öyle değil mi?

    Saygılar.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: nlty2000


    quote:

    Orjinalden alıntı: Ogün®

    Tartışmada karşınızdakini küçümserken dikkat edin; "Ummadık taş baş yarar."

    Ooov, çok korktum. Lütfen o engin bilginizle bizim canımız yakmayın, acıyın bize!




    Canınızı niye yakmak isteyeyim ?

    Atasözleri...

    Sakla samanı gelir zamanı mı ?

    Sakla sâmanı gelir zamanı mı ?

    Lise 1 Dilbilgisi kitabından başlamanızı tavsiye ederim.

    Engin bilgi birikiminizin biraz daha genişlemesinin zararı olmaz sanırım.

    Saygılar.




  • evet haklısın düzeltim aslında kendi yazımıokuyunca o kadar çok dilbilgisi ve yazı hatası yapmışım ki artık kusuruma bakmayın diyorum.Elimden geldiğince düzeltmeye çalıştım. Hep bu wireless klavye yüzünden oluyor.Ben tuşlara bassam da yine de atladığı oluyor.
    quote:

    Orjinalden alıntı: Ogün®


    quote:

    Orjinalden alıntı: vezir


    Komşusu ısıtacak alt kattaki keyif çatacak .Millet aptal mı sanıyorlar,



    Hocam sanırım yanlışlık oldu. Alt kat, üst katı ısıtır. Öyle değil mi?

    Saygılar.
  • şu sapka kalkmadımı ben mi yanlış hatırlıyorum. Aslında bana göre gerekliydi ya neyse .Söylenilen eklime ile yazılan arasında vurgu farkı oluyor. Eskiden ilkokulda Kâğıt diye öğrenmiş idik. Şimdi her yerde kağıt diye yazıyorlar. ilginç bir konu
    quote:

    Orjinalden alıntı: Ogün®


    quote:

    Orjinalden alıntı: nlty2000


    quote:

    Orjinalden alıntı: Ogün®

    Tartışmada karşınızdakini küçümserken dikkat edin; "Ummadık taş baş yarar."

    Ooov, çok korktum. Lütfen o engin bilginizle bizim canımız yakmayın, acıyın bize!




    Canınızı niye yakmak isteyeyim ?

    Atasözleri...

    Sakla samanı gelir zamanı mı ?

    Sakla sâmanı gelir zamanı mı ?

    Lise 1 Dilbilgisi kitabından başlamanızı tavsiye ederim.

    Engin bilgi birikiminizin biraz daha genişlemesinin zararı olmaz sanırım.

    Saygılar.




  • Abd'nin gücünü kaybetmesi ve yerini Rusya&Çin'e bırakması hem Dünya hemde Türkiye için çok kötü sonuçlar doğurur. Çin 2 milyarlık nüfusu ile eğer "süper güç" , "Herşeye gücü yeten" konuma gelirse, adamlar her yere saldırır. Nüfus çok fazla, e en güçlü devletde onlar...Bütün kaynakları tek tek alırlar. O kadar fazlalarki...

    Rusya ise bizim için sakat olur. Artık devir teknoloji devri, 20. yüzyılın başında yaşamıyoruz artık, atı alan üsküdarı geçti, savaşta artık çok daha farklı şeyler kullanılıyor, birde Abd'nin gösterdiği teknolojisi bence sahip olduğu kadarı değil. Google Earth mesela, adamlar eminim evin içini bile görebiliyordur bize sundukları bu ise. Oyunlarda bile UAV olsun vs. olsun herşeyler gözler önünde, yarın bir gün Amerikalılar şöyle bir şey ile karşımıza çıkarsa hiç şaşırmam:

     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil


    Şu anki teknoloji ilede böyle bir şey üretmek mümkün.




  • quote:

    Çin 2 milyarlık nüfusu ile eğer "süper güç" , "Herşeye gücü yeten" konuma gelirse, adamlar her yere saldırır. Nüfus çok fazla, e en güçlü devletde onlar...Bütün kaynakları tek tek alırlar. O kadar fazlalarki...


    newmonarch, elimdeki haritayı buraya yükleyebilsem gösterecektim ama yüklemeyi beceremedim.. Vezir bey benden daha iyi bilir, petrol ya tankerlerle karayolu ile taşınır, ya pipeline ile borularla taşınır ya da gemi yoluyla taşınır.. Çin ve Hindistan yani yükselen uzakdoğu pazarları ile ortadoğu petrol rezervleri arasında kalan enerji koridorundaki bölgelerde sakallı dede faaliyet gösteriyor bunu hatırlatayım.. ABD de ne tesadüf burada sakallı dedeyi arıyor.. Bulamadı bir türlü..

    Başka bir yerde de şimdi de korsanlar çıktı onu da hatırlatayım..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 30 Aralık 2008; 21:57:36 >




  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.