Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (64. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
190.306
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 6263646566
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Eee, deprem oldu mu, olduruldu mu şimdi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jay jay justified

    Eee, deprem oldu mu, olduruldu mu şimdi?


    yok böyle bir şey .eğer yapılabilse konveksiyel savaşa ne gerek var .Mesela amerika irana ikide bir diş gösteriyor ve deprem kuşagında , yapıverir bir sanal dalga ,al sana çözüm . Mümkün değil bilesiniz. Ama eğer power işi çözülürse teteiklemek için bir kırık fayın ağırlığını ve momentumunu düşünürseniz dünyada bu kadar güç ancak magmada var . Hiçbir nükleer patlama buna eşdeğer olamaz.

    Ancak bilimin son noktası düşünülürse eğer yerçekimini kontrol eden bir fizik dehası çıkarsa o zaman her şey mümkün olur . zaten dünyanın sorunları da biter .Keşke böyle birşeyi yapabileseler. Nerde ....




  • quote:


    yok böyle bir şey .eğer yapılabilse konveksiyel savaşa ne gerek var .Mesela amerika irana ikide bir diş gösteriyor ve deprem kuşagında , yapıverir bir sanal dalga ,al sana çözüm . Mümkün değil bilesiniz. Ama eğer power işi çözülürse teteiklemek için bir kırık fayın ağırlığını ve momentumunu düşünürseniz dünyada bu kadar güç ancak magmada var . Hiçbir nükleer patlama buna eşdeğer olamaz.

    Ancak bilimin son noktası düşünülürse eğer yerçekimini kontrol eden bir fizik dehası çıkarsa o zaman her şey mümkün olur . zaten dünyanın sorunları da biter .Keşke böyle birşeyi yapabileseler. Nerde ....


    Benim bildiğim kadarıyla bu silah deprem yaratmak için değil de, deprem kuşağında bulunan ve tetiklenmesi an meselesi olan faya son iteklemeyi yaparak deprem etkisi yaratmak, yani sıfırdan deprem kuşağında olsa bile bir deprem yaratmak mümkün değil... Bu bugünkü koşullarda bana pek uzak gelmiyor açıkçası..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    quote:


    yok böyle bir şey .eğer yapılabilse konveksiyel savaşa ne gerek var .Mesela amerika irana ikide bir diş gösteriyor ve deprem kuşagında , yapıverir bir sanal dalga ,al sana çözüm . Mümkün değil bilesiniz. Ama eğer power işi çözülürse teteiklemek için bir kırık fayın ağırlığını ve momentumunu düşünürseniz dünyada bu kadar güç ancak magmada var . Hiçbir nükleer patlama buna eşdeğer olamaz.

    Ancak bilimin son noktası düşünülürse eğer yerçekimini kontrol eden bir fizik dehası çıkarsa o zaman her şey mümkün olur . zaten dünyanın sorunları da biter .Keşke böyle birşeyi yapabileseler. Nerde ....


    Benim bildiğim kadarıyla bu silah deprem yaratmak için değil de, deprem kuşağında bulunan ve tetiklenmesi an meselesi olan faya son iteklemeyi yaparak deprem etkisi yaratmak, yani sıfırdan deprem kuşağında olsa bile bir deprem yaratmak mümkün değil... Bu bugünkü koşullarda bana pek uzak gelmiyor açıkçası..

    üstadım ,
    bir kıtanın hareket ettirilmesi demek güç demektir. kımıldatmak bile söz konusu olsa bir momentum yaratılması gereklidir. Ben hepimizin temel fizik kurallarını bildiğini düşünüyorum. ama yine okuyan herkesin algılayabilmesi için newtonun kurallarını hatırlatmak isterim.

    buna göre bir iş yapılabilmesi için İŞ olabilmesi gereklidir bunun için bir cismin veya kütlenin ivmelenebilmesi için olmazsa olmazdır. Buradan sonra basit fromülde bakacağımız şey F kuvvetinin ne kadar olduğunu bulmaktır ki burada bir kırık fayının hareket edebilmesi için gereken kuvvettin ne kadar büyük bir sayı olabileceğini algılamak gereklidir. Buraya kadar tamam ise sorun bu F kuvvetinin uzun zamanda da olsa nasıl biriktirilebileceği ile ilgili olmaktadır.

    denelebilirki çok azar ama devamlı bir rezonans ivmesiyle bu yapılabilir mi .Teoride evet yapılabilir çünkü bir patlama ile anında bir ivme kuvvet elde edilebilirken siz bunu zamana yayayrak da elde edebilirsiniz zaman formülde yer almamaktadır. işte kritik nokta burasıdır bir cismi hareket ettirebilmek için zamanı kısa tutarsanız GÜÇ yani power elde edersiniz beygir gücü , kwh gibi kavramlarda zaman saniye ,dakika , saat olarak büyük kavramın içindedir. Bu otomotiv forumumuzun en temel ve karıştırılan kavramıdır ama hep tork ve diğer kavramlar ile birbirne karıştırılmaktadır.

    şimdi HP çok karıştırıldığı için daha kolay algılanan ve problemimizn bir parçası olan ses veya radyo dalgaları konusuna döneyim.

    İşte kwh dediğimizde bu bir güç ifadesidir çünkü birim zamanda yapılan işi ifade eder ve bir cismi hareket etmeniz için illaki olmazsa olmazdır.

    şimdi daha da focus olursak , KWh aslında KW x h = kilowatt x saat demektir.

    işte bizim hareket için ihtiyacımız olan şey bu iki birimin çarpılmasıdır.

    öyleyse farzedelimki dünyanın en büyük radyo vericisi ile bir dalga ürettik ve bu dalganın frekansı ile ilişkisi toplam KW sayısını değiştirmeyecektir. eğer elinizde bir verici var ise bu 10.000 kw gibi anormal bir değer bile olsa üreteceğiniz dalga ve frekansı için gereken toplam enerji KW veya watt veya megawatt olarak aynıdır.

    sonuç olarak harcayacağımız güçten daha büyük bir güç üretmemiz bilim çerçevesinde imkansızdır.Sorun zamanı nasıl kullanacağınız ile bitmektedir. Sz bu gücü bir patlama ile anında yaratır ve harcayabilir veya zamana yayıp azar azar ve periodik olarak verebilirsiniz ama GÜÇ asla değişmez.

    şimdi dünyadaki en büyük elktromanyetik güç üreteçleri olan tokamaklar ile devasa enerji harcanarak (tüm zürihi aylarca aydınlatacak güç) bir ataomun alt partikülleri hızlandırılmakta ve bu sadece saniyenin çok küçük bir kesrinde sönümlenmektedir. çünkü atomun parçlanması için gereken GÜÇ anormal büyüktür.

    aynı şekilde bir kıtanın bir mm bile kımıldatılması için gereken gücü ben hesaplamkta zorlanırım ama kıtanın bu bölgesinin kalınlığını uzunluk ve enini metre insinen birbiriyle çarparsanız buna toprak ve kaya yopunluğu olrak mesela 3-4 gibi bir değer ile çarparsanız kg cinsinden on üstü kaç sayısını bulabileceğinizi hesaplayınız . işte gereken güç için zamanı mesela 1 yıl olarak alsanız bile gereken F kuvveti için dünyadaki hiçbir veriinin bu gücü üretemeyeceği veya tüketemeyeyeceğini anlamış oluruz. Sanırım konu daha net olarak anlaşılmıştır.




  • evet konuyu daha sayısal gerçekler ile ortaya koymak gerekir ise son haiti depremi 32 megaton TNT eşdeğeri ve karşılığı olarak 134.4 PJ enerji ortaya çıkarmıştır .Bu güç için bir tetiklemenin ne kadar kuvvet veya güç olarak gerektiğini bilemiyorum ama magnitude olarak richter ölçeğinde bir öncü deprem yarıtılabilir ama bunun için gerekenler tabloda verilmiş konveksiyonel silahlah ile bu iş çok zor radyo dalgaları ile imkansız olduğunu yukarıda daha detaylıca anlatmaya çalışmıştım.

    yine richter tabllusuna bakarsak 4 siddetinde bir öncü deprem için küçük bir atom bombası atmak gerekiyor . bunun altındaki kuvettlerde depremler her an zaten olmaktadır yani özel çabaya gerek yok beklemek yeterlidir.

    http://en.wikipedia.org/wiki/Richter_magnitude_scale

    http://en.wikipedia.org/wiki/1_E6_J#106



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 14 Şubat 2010; 17:18:37 >




  • Bugün size güzel haberlerim var.

    Bu petrol:
    İngiltere Peak Oil Çalışma Grubu'nun 2010 raporu çıktı. Rapora göre 2015'ten sonra tepetaklağız.
    http://peakoiltaskforce.net/download-the-report/2010-peak-oil-report/

    "Petrol keşfi masrafı hızlıca artıyor." Dikkat edin çıkarılması değil, keşif masrafı artıyor.
    http://www.reuters.com/article/idUSTRE61A28X20100211
    Grafik:
    http://graphics.thomsonreuters.com/0210/OIL_EXPC0210.gif

    Bu da ekonomi:
    "G-7'nin çökmesini engellemek için çok geç."
    http://www.zerohedge.com/article/albert-edwards-500-net-liabilities-gdp-it-too-late-prevent-collapse-g-7-greece-irrelevant-we
    Aslında bu bir haber değil, yorum. Burada %500'lük net liabilitiesden söz ediliyor. Net liabilities sözlükte toplam borç olarak geçiyor ama emeklilik ve sağlık sigorta ödemeleri buna dahil. Türkçe kaynaklarda toplam kamu borç stoğu ifadesine bunlar dahil ediliyor mu bilmiyorum. Farkı bilen varsa beri gelsin.

    Konuya dönersek, Türkiye'nin iç ve dış borç stoğu 2001'deki devalüasyonla çılgın rakamlara ulaşmıştı. 2002'de -AKP'nin gelmesinden sonra ne tesadüf hahaha- borç/GSYİH oranları düzelmeye başladı. 2009 sonunda ne oldu bilmiyorum ama dış kamu borcu/GSYİH %50'lerde, iç kamu borcu/GSYİH de %30'larda olması lazım. Yani şu anda tamaman iflas etmiş olan Yunanistan'dan, peşi sıra iflas edecek olan İspanya, Portekiz, Norveç vb. AB ülkelerinden daha iyi durumda. Ancak şöyle bir durum var. Türkiye şimdiden %10'dan fazla küçülmüş durumda yani borç ödeme kabiliyeti azalıyor. Nakite çevirecek varlıkları da özelleştirme sayesinde hızla azalıyor.https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/rankorder/2211rank.html?countryName=Turkey&countryCode=tu&regionCode=me&rank=24#tu adresinde iç borç stoğu sıralamasındaki,https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/rankorder/2186rank.html?countryName=Turkey&countryCode=tu&regionCode=me&rank=49#tu adresinde kamu borcu/GSYİH sıralamasındaki yerimize bakalım. Evet AB'den daha iyi durumdayız ama hala rekor faiz oranlarına sahibiz ve TL 2001'den beri neredeyse hiç değer kaybetmedi. 2001'deki gibi bir devalüasyon olursa -ki olacaktır, bana gerçek dışı geliyor bu tablo- bu oranlar katlanarak artabilir. Bu iki(rekor küçülmeyi de sayarsanız üç) nedenden dolayı durumumuzun daha iyi olduğunu sanmıyorum. Şu anda iflas eden devletlerin beyhude çırpınışlarını seyrediyoruz. Aynı filmi kendi topraklarımızda görmek için bence son bir iki yılımız kaldı. Uzatmalardayız. 2003'te çıkan yasayla artık belediyeler de dışarıdan borçlanabiliyor. İstanbul Belediyesi çoktan iflas sürecine girdi. Önümüzdeki günlerde belediye ve özel idarelerin yetkisini artıran düzenlemeler devam edecek. Yani hükümet yapılması gerekenin tam tersini yapıp iflas sürecini hızlandırıyor. Bu, önüne duvar çıkan sürücünün fren yerine gaza basmasına benziyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 15 Şubat 2010; 13:30:03 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nlty2000

    Bugün size güzel haberlerim var.

    Bu petrol:
    İngiltere Peak Oil Çalışma Grubu'nun 2010 raporu çıktı. Rapora göre 2015'ten sonra tepetaklağız.
    http://peakoiltaskforce.net/download-the-report/2010-peak-oil-report/




    Bu rapor "mainstream media"da yer buldu.
    The Wall Street Journal gazetesi bu raporu 11 Şubat'ta "The Next Crisis: Prepare for Peak Oil" başlığıyla haber yaptı (Sanırım sadece Avrupa baskısında, ABD'deki vakvakları ürkütmek istemiyorlar daha )

    İşte haber ve değerlendirmesi (Türkçeye çevirmeye zamanım yok, kusura bakmayın arkadaşlar, google translate bir nebze yardımcı olabilir)

    http://online.wsj.com/article/SB10001424052748704140104575057260398292350.html

    ***************



    The Wall Street Journal today has an article about the work of Britain's Industry Taskforce on Peak Oil and Energy Security that goes well beyond summarizing what the task force said in its report. The article starts out:

    The Next Crisis: Prepare for Peak Oil

    As Europe's leaders gather in Brussels today, they have only one crisis in mind: the debts that threaten the stability of the European Union. They are unlikely to be in any mood to listen to warnings about a different crisis that is looming and that could cause massive disruption.

    A shortage of oil could be a real problem for the world within a fairly short period of time. It was unfortunate for the group which chose to point this out yesterday that they should have chosen to do so on the day the Organization of Petroleum Exporting Countries, or OPEC, reported that the effects of the financial downturn had led to a slight downgrade in its forecast for oil consumption this year.

    The article says that the concerns raised by the report of the task force are well-founded:

    But the work of the Industry Taskforce on Peak Oil and Energy Security shouldn't be disparagingly dismissed. Its arguments are well founded and lead it to the conclusion that, while the global downturn may have delayed it by a couple of years, peak oil—the point at which global production reaches its maximum—is no more than five years away. Governments and corporations need to use the intervening years to speed up the development of and move toward other energy sources and increased energy efficiency.

    The WSJ article also points out how much modern economies depend on oil, and that a likely mismatch between supply and demand is ahead:

    The latest report from the Taskforce points out how much modern economies depend on oil, whether for transport, heating or even fertilizer. Demand may have peaked in the developed world but any shrinkage there, is likely to be more than outweighed by the developing countries, with their rapidly expanding appetite for energy to fuel industry needs and consumer aspirations. The International Energy Agency, in its World Energy Outlook report last year, estimated global oil demand, currently running at just over 85 million barrels a day, could reach 105 million barrels a day by 2030. The Taskforce, assimilating various opinions, believes 92 million barrels a day will be the most that global supplies will be able to generate, "unless some unforeseen giant, and easily accessible, finds are reported very soon."

    It may be that the oil companies are keeping some giant secrets from us but that seems unlikely. So what lies ahead is a mismatch between supply and demand. According to Chris Skrebowski, of the Peak Oil Consulting firm, mid-2015 is when the crunch hits. "This is when capacity starts to be overwhelmed by depletion and lack of new capacity additions."

    The article points out that prices have been volatile, and are likely to continue to be volatile, but high prices won't necessarily solve the problem. They can destablize economies:

    But a higher oil price brings with it dangerous knock-on effects for oil-dependent economies with little in the way of their own oil resources. Europe has reason to be concerned. According to Philip Dilley, the chairman of Arup, the consulting engineers: "We must plan for a world in which oil prices are likely to be both higher and more volatile and where oil prices have the potential to destabilize economic, political and social activity."

    The article concludes by pointing out the need for alternatives, not only because of the supply issue, but because of the question of energy security. Climate may also be an issue, although e-mails have recently cast an unflattering light on the climate change debate. The closing words of the article are:

    But whatever the risk to the climate, scarce and expensive oil would be a threat to established economies.

    We need alternatives.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nlty2000

    ...

    Şu anda iflas eden devletlerin beyhude çırpınışlarını seyrediyoruz. Aynı filmi kendi topraklarımızda görmek için bence son bir iki yılımız kaldı. Uzatmalardayız. 2003'te çıkan yasayla artık belediyeler de dışarıdan borçlanabiliyor. İstanbul Belediyesi çoktan iflas sürecine girdi. Önümüzdeki günlerde belediye ve özel idarelerin yetkisini artıran düzenlemeler devam edecek. Yani hükümet yapılması gerekenin tam tersini yapıp iflas sürecini hızlandırıyor. Bu, önüne duvar çıkan sürücünün fren yerine gaza basmasına benziyor.


    Çökecek ilk 20 ülke arasında 11. sıradayız

    Credit Suisse: THIS Is the Real List Of Countries Verging On A Sovereign Crisis

    1=Iceland: Overall Risk Score 46.0
    2=Greece: Overall Risk Score 42.3
    3=Hungary: Overall Risk Score 38.1
    4=Portugal: Overall Risk Score 36.7
    5=Spain: Overall Risk Score 36.4
    6=Latvia: Overall Risk Score 36.0
    7=Ireland: Overall Risk Score 35.4
    8=Ukraine: Overall Risk Score 34.0
    9=Romania: Overall Risk Score 33.5
    10=Lithuania: Overall Risk Score 33.3
    11=Turkey: Overall Risk Score 32.3
    12=Bulgaria: Overall Risk Score 32.1
    13=Egypt: Overall Risk Score 30.7
    14=India: Overall Risk Score 30.0
    15=Italy: Overall Risk Score 29.9
    16=USA: Overall Risk Score 29.5
    17=Estonia: Overall Risk Score 28.4
    18=Poland: Overall Risk Score 26.7
    19=Kazakhstan: Overall Risk Score 26.6
    20=Indonesia: Overall Risk Score 26.5




  • Ohh, bu listeye göre İtalya'nın da önündeyiz, ne güzel. Siz Deniz Gökçe, Asaf Savaş Akat okumaya devam edin uyuyan güzeller. Kredi çekip banka kölesi olmaya devam edin. Organize suç örgütlerine hayatınızı emanet etmeye devam edin. Size ne desek az. Evinize doğalgaz, arabanıza benzin koyamadığınızda, musluğunuzdan su akmadığında, çöpünüz toplanmadığında, parasıyla tedavi olamadığınızda, ekmek için bütün gün sıra beklemek zorunda kaldığınızda aklınız başınıza gelecek mi acaba?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 15 Şubat 2010; 16:03:14 >
  • Abartmıyorum, burada yazılanları bizden başka okuyan 10 kişi varsa vardır. nlty2000 hocam, boşuna dövünüyorsun sanırım :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jay jay justified

    Abartmıyorum, burada yazılanları bizden başka okuyan 10 kişi varsa vardır. nlty2000 hocam, boşuna dövünüyorsun sanırım :)

    Valla ben şişman gazetelerin köşe yazarlarına boyuna bir şeyler yazıyorum. Okuyorlar mı bilmiyorum çünkü yanıt bile gelmiyor. Tabi onların da işi yalan söyleyip milleti sakinleştirmek bir yerde, çok şey beklememek lazım. Başka ne yapalım, el ilanları mı dağıtalım?
  • Sanırım değişen bir şey yok. Yani başlarına bir musibet gelmeden, hiçbiri iflah olmaz bu insanların. Hep böyle olmadı mı şimdiye dek? Ya da yumurta deliğe dayanınca diyelim. Hepsi aynı kapıya çıkıyor...

    Şu ana kadar forumda sadece burada yazılanları okuyup "kafayı yemiş lan bunlar" dememiş birileri varsa, gelsin mesaj atsın buraya. Üye değilse de üye olsun, haber versin. Çok merak ediyorum.
  • quote:


    üstadım ,
    bir kıtanın hareket ettirilmesi demek güç demektir. kımıldatmak bile söz konusu olsa bir momentum yaratılması gereklidir. Ben hepimizin temel fizik kurallarını bildiğini düşünüyorum. ama yine okuyan herkesin algılayabilmesi için newtonun kurallarını hatırlatmak isterim.


    Açıklama için teşekkürler, zaten bu konuda bildiklerim sınırlı, üstelik üstüne fizik bilgisi de eklemek gerekiyor, hem de çok iyi fizik bilgisi, o yüzden bildiğimi üstelemiyorum, sadece olaya septik yaklaşıyorum..

    Ama bildiğini söyleyenlerin bilgilerini okuyarak bunları sınamak ve doğruya ulaşmayı tercih ediyorum, gerçi bu konuda bilgiler sınırlı olduğu için doğruya ulaşmak epey mi epey zor... Okumaktan zarar gelmez..

    Bu konuda bir diyaloğu ekleyeyim başka bir siteden alıntılayarak..


    -Bu silahlar bu prensiplere göre yapilmaya calisilan cihazlardir. En büyük sorunu >yönlendirilebilme< dir. Kisa sureli yuksek enerji ihtiyaci da ayri bir problemdir.


    -En buyuk sorun "soğutma"dır,onun icin "soğutma suyu"nun neredeyse sonsuz ve bedava oldugu denizlerdeki gemiler ideal bir platform olurlar.


    -Özellikle burada su bilimsel veriyi vermek te faydali olur. SU yun bir özelligi Kendine uygulanan Elektromagnetik Dalga yi 10 misli guclendirmesidir. Sebebi bilinmemektedir.


    -Superluminalite vardir yani Genel Izafiyet teorisi gecerlidir ama "özel hal" dir genel degildir.

    Bir yerde cok guclu EM alan yaratilarak orada bulunan kimyasal bombalarin "inert" hale getirilebilecegi denenmistir Maxwell'de,simdi sorun cok guclu manyetik alanlardaki nukleer silahlarin ne sekilde davranacaklarini tespit edebilmeye kalmistir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 16 Şubat 2010; 0:14:14 >




  • quote:

    Şu ana kadar forumda sadece burada yazılanları okuyup "kafayı yemiş lan bunlar" dememiş birileri varsa, gelsin mesaj atsın buraya. Üye değilse de üye olsun, haber versin. Çok merak ediyorum.


    O gün geldiğinde ( anlarsınız siz o günü) bu foruma yazanların sayısı epey artıcaktır, bence 2 sene önce ''kafayı yemiş lan bunlar'' olabilir ama şu an sanırım '' lan ya haklılarsa'' kısmına geçmiştir..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jay jay justified

    Sanırım değişen bir şey yok. Yani başlarına bir musibet gelmeden, hiçbiri iflah olmaz bu insanların. Hep böyle olmadı mı şimdiye dek? Ya da yumurta deliğe dayanınca diyelim. Hepsi aynı kapıya çıkıyor...

    Şu ana kadar forumda sadece burada yazılanları okuyup "kafayı yemiş lan bunlar" dememiş birileri varsa, gelsin mesaj atsın buraya. Üye değilse de üye olsun, haber versin. Çok merak ediyorum.


    uzun süredir forumu okuyorum ancak ilk defa mesaj yazıyorum. sizlerin aktardığı bilgiler ufkumu bayağı genişletti, tüm yazanlara teşekkür ederim. bizi bekleyen riskleri ve tehlikeleri sizlerin sayesinde farkedebilmek çok güzel, ama maalesef bu forumu önerdiğim ve bilgi verdiğim arkadaşlarım akrabalarım tanıdıklarım benim için kafayı yemiş tavrı göstermeselerde sıradan hollywood film senaryosu gibi algılayıp başımıza gelmeyecek yada bizden çok sonraki nesillerin başına gelecekmiş düşüncesi ile ciddiye bile almadılar. hatta eşim bile abarttığımı düşünüyor.
    şu günlerde elime tesadüfen geçen ve hoşuma giden bir kitabı okuyorum, bahsi geçen konuları farklı şekilde ele alarak teknolojinin geldiği noktada bireyi toplumu ekonomik sosyal hayatı sorguluyor. yazarı ''lütfi bergen'' kitabın adı ''az gelişmişlik üstünlüktür'', biraz dini kısımları olsa da bazı tespitleri gayet hoşuma gitti.




  • bende burdayım.
  • Elinize sağlık arkadaşlar. İnsanın içi rahatlıyor bir nebze de olsa.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    quote:


    üstadım ,
    bir kıtanın hareket ettirilmesi demek güç demektir. kımıldatmak bile söz konusu olsa bir momentum yaratılması gereklidir. Ben hepimizin temel fizik kurallarını bildiğini düşünüyorum. ama yine okuyan herkesin algılayabilmesi için newtonun kurallarını hatırlatmak isterim.


    Açıklama için teşekkürler, zaten bu konuda bildiklerim sınırlı, üstelik üstüne fizik bilgisi de eklemek gerekiyor, hem de çok iyi fizik bilgisi, o yüzden bildiğimi üstelemiyorum, sadece olaya septik yaklaşıyorum..

    Ama bildiğini söyleyenlerin bilgilerini okuyarak bunları sınamak ve doğruya ulaşmayı tercih ediyorum, gerçi bu konuda bilgiler sınırlı olduğu için doğruya ulaşmak epey mi epey zor... Okumaktan zarar gelmez..

    Bu konuda bir diyaloğu ekleyeyim başka bir siteden alıntılayarak..


    -Bu silahlar bu prensiplere göre yapilmaya calisilan cihazlardir. En büyük sorunu >yönlendirilebilme< dir. Kisa sureli yuksek enerji ihtiyaci da ayri bir problemdir.


    -En buyuk sorun "soğutma"dır,onun icin "soğutma suyu"nun neredeyse sonsuz ve bedava oldugu denizlerdeki gemiler ideal bir platform olurlar.


    -Özellikle burada su bilimsel veriyi vermek te faydali olur. SU yun bir özelligi Kendine uygulanan Elektromagnetik Dalga yi 10 misli guclendirmesidir. Sebebi bilinmemektedir.


    -Superluminalite vardir yani Genel Izafiyet teorisi gecerlidir ama "özel hal" dir genel degildir.

    Bir yerde cok guclu EM alan yaratilarak orada bulunan kimyasal bombalarin "inert" hale getirilebilecegi denenmistir Maxwell'de,simdi sorun cok guclu manyetik alanlardaki nukleer silahlarin ne sekilde davranacaklarini tespit edebilmeye kalmistir.

    tesla nın deneylerini hatırlatıyor ,neyse elektromagnetizm ilginç konulardan biridir ama radyo dalgaları ile bir İŞ yapmak pek de olası görünmiyor.
    magnetizmanın ilginç yön altımızın magma ile donayılmış olmasından ve bunun demir madeni dahil dünyadaki manyetik alanları oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunu çözebilen evet kıtaları aynatabilir çünkü kıtaları taşıyan şey magmanın ta kendisidir.

    peak oil ve sonrasında dünya savaşından sonra MAGMA enerjisi artık kullnılması zorunlu hale gelcektir . Şu an için çalışmlar devam etmektedir yeni buluşlar ve delme teknolojisini ucuzlatacak (mekanik delme dışında ) yeni sitemler geliştirilirse dünyanın enerji problemi BİTECEKTİR.Herhalde yeni altın çağın başlangıcı da bu noktadan sonra başlayacaktır.

    geçen hafta yeni fizyona giren filme gittim. Bu forumu izleyenlere tavsiye ederm gitmelerini. Biraz konu dini öğelere bağlanmış ama esas herşeye sahip olan insanoğlunun , herşeyini kaybettikten sonra ne hale gelebilceğninin bir provası yapılmış.

    aklında kalan bir söz var '' şu an değer verip savaştığımız şeyleri eskiden çöpe atardık diye'' gerçekten nlty 2000 arkadaşımızın işaret ettiği noktalara gelmemizin ne kadar yakın olduğunun bir göstergesi bu senaryo.

    http://www.intersinema.com/tanrinin-kitabi-filmi/




  • quote:

    uzun süredir forumu okuyorum ancak ilk defa mesaj yazıyorum. sizlerin aktardığı bilgiler ufkumu bayağı genişletti, tüm yazanlara teşekkür ederim. bizi bekleyen riskleri ve tehlikeleri sizlerin sayesinde farkedebilmek çok güzel, ama maalesef bu forumu önerdiğim ve bilgi verdiğim arkadaşlarım akrabalarım tanıdıklarım benim için kafayı yemiş tavrı göstermeselerde sıradan hollywood film senaryosu gibi algılayıp başımıza gelmeyecek yada bizden çok sonraki nesillerin başına gelecekmiş düşüncesi ile ciddiye bile almadılar. hatta eşim bile abarttığımı düşünüyor.


    Olayların sıralamasını yapmakta neredeyse hiç birimiz zorlanmıyoruz, burada hepimiz tartışma süresince hemen hemen aynı neden sonuç kavramlarına ulaştık ama zaman konusunu tahmin etmek zor..

    Ben de çok kişiye söylediğimde bunlar 20-30 sene sonra olucak der, hep aynı tepkiyi alıyorum, hatta çoğu kişi şaşırmıyor, ''dediklerini ben de düşündüm ama bugün değil, çok çok sonra olur'' diyor, nedeni ise bence ''algılama durumları'' Dışarıya baktığınızda halet-i ruhiye olumlu seyrettiği sürece böyle düşünülür, ama adam akıllı düşünüldüğünde bu zaman kavramlarında belki 3-6 ay yanılırız, belki de 1 sene.. Yani 10 sene gibi bir yanılma olanaksızdır.. Ayrıca bu tip olaylar konjonktürel olarak nakış gibi işlenir, işlenir işlenir, en sonunda ise bir yerden patlatılıverir, hiç kimse ''hangi ara oldu bunlar'' diye adlandırmaz...

    Mesela bana göre diplomasinin son kapısı da kesinlikle Aralık ayında Kopenhag'da çökmüştür ve nükleerle 3. dünya savaşına doğru yaklaşmaktayız, oysa bugün değil 3. dünya savaşı yapılacağı gerçeğini, bir çok kişi petrol gerçeğini bile bilmemektedir... Dediğim gibi bir anda gerçekleşir her şey, olduktan sonra anlayıveririz..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir


    tesla nın deneylerini hatırlatıyor ,neyse elektromagnetizm ilginç konulardan biridir ama radyo dalgaları ile bir İŞ yapmak pek de olası görünmiyor.



    Buarada bir şeyi açıklığa kavuşturmak lazım.
    HAARP teknolojisi ile yapılan şey (depremi tetiklemek vs) radyo dalgaları ile karalar üzrinde İŞ yapmak değil. Bu yüzden radyo dalgaları ile kıta kütleleri nasıl harekete geçirilir, ne kadar enerji lazım gibi hesaplar da anlamsızdır. Gereken güç muazzamdır. Ama amçlanan bu değil.

    Radyo dalgaları, hiç bir zaman direk iş yapmak, ya da deprem oluşturmak için kullanılmıyor. Yapılan araştırma ve elde edilen bulgular basit. Büyük depremler ile iyonesferdeki elektron yoğunluğu arasında bir ilişki keşfedilmiş durumda. Deprem öncesinde bölge üstündeki iyonesfer bölgesinde ciddi değişiklikler oluyor. Mantığı şu şekilde kullanıyorlar. "Eğer iyonesferdeki elektron yoğunluğunu biz müdahale ederek değiştirisek bu değişiklik yeryüzünde bir depremi tetikler mi?". Bunun için öncelikle yeryüzünde uygun şartların olışması gerekiyor anladığım kadarıyla. Bu şartlara dışarıdan müdahale edilemiyor.

    Yani deprem bölgesi olmayan bir bölge üstündeki havayla oynanarak altındaki masif kaya blokları karpuzu yarar gibi kırılamıyor veya fay hattı, eğer yeterince enerji biriktirememiş ise üzerindeki iyonesferde ne yaparsanız yapın deprem oluşturmuyor.

    Radyo dalgalrı ile oynanan, değiştirilem şey kara kütleleri değil, atmosfer.




  • 
Sayfa: önceki 6263646566
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.