Şimdi Ara

Dukkanimin onune park etme. (Yasal opsiyonlar) (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (2 Mobil) - 2 Masaüstü2 Mobil
5 sn
331
Cevap
3
Favori
68.914
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: superegoid

    Biri diyor "dukkanimin önüne park ettirmem bekçi tuttum" öbürü diyor "esnaftan izin alsınlar"

    Bu çağda eskiyalık böyle oluyor demek ki...herkesin olan bir mala çöküp " burası benim" demek.

    Adam sokağa iki duba, üç çöp kovasi koyup devletin sokagini, "esnafim" ayağına kendi şahsi otoparkı yapıyor iyi mi?

    Bana ne ya esnafsan. Bana mı çalışıyorsun? Iş para kazanmaya gelince kendine ayrıcalıklar istiyorsun, vergi vermeye gelince bin dereden su getirip asgari ücretli kadar kazanıyorum diye beyan ediyorsun.

    Once gelirsen buyur koy. Orası bosken ben gelirsem ben koyarım. Dubanı da al git.

    Adam mal gelecek diyor ya. Daha ilk dakikadan yalan söyleyen bir esnaf.

    Mal gelmiş zaten. Karşımda.


    +1 milyon
  • Arkadasin biri demis ki avrupada esnaf onune park etmek yasak diye.
    Allah allah biz Belcikada dogduk ve 30 senedir burdayiz hatta kendi isyerimiz var ama kesinlikle dedigi gibi degil olay.
    Burda devletin yoluna park eden birini rahatsiz et ve cezasi nedir hemen anlarsin.

    Bu yaz ayni olay benimde basima geldi Istanbulda.
    Bizim eve 30m yakin olan bir esnafin onune park ettim.
    O anda 45 yaslarinda bir bayan cikti ve buraya park edemezsin dedi.
    Bende burasi devletin yoludur park ederim dedim ve gittim.
    Bayan arkamdan aynen boyle bagirdi..."Avrupada dogmus ama medeniyet gormemis"
    Bayan diye cevap vermedim.
    Bence kamu malina el koymaya calisan biri medeniyetin M harfini bile gormemis...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Esco54 -- 12 Ekim 2011; 15:45:01 >
  • Bazı mesajlar çok güzel gerçekten.

    Bazılarında ise garip bir mantık var, diğer arkadaşlar da buna değinmişler.

    Dükkanınız olabilir, malınız mülkünüz olabilir.
    Ama önündeki park yeri "halkın kullanımına açık"tır. Buna kimse birşey diyemez.

    Bizim oralardaki marketin bir tanesi "ben buraya işgaliye ödüyorum, müşterim park edecek, sen park edemezsin" diyor.
    Arkadaş, işgaliyeyi yola taşırdığın kasalar için ödüyorsun, otopark yapmak için değil. Tamam sen de kendince belki haklısın, gelen müşteri park yeri bulamadığı için kaçıyor olabilir ama neticede hukuki olarak böyle bir hakkın yok.

    Bir ara polis zabıta ile birlikte Kadıköy'de bir sürü esnafın (bar, telefoncu, berber, bakkal vb.) o önüne koyduğu kuka, saksı vs.'yi çekiciyle toplamaya kalktı, sonunda kavga çıktı, polis de "illallah" diyip hepsini bırakıp gitti. Sırf o tutulan yerleri açsan, oralar 50 araç daha alır herhalde.

    Şimdi ne yaptılar, Reks sinemasının oralarda artık sadece tek şerit yol var. Park edecek yer falan yok. Kaldırımlar da genişledi oooh, mis.
    Bunlara bu müstahaktı çünkü.

    Ömrümde böyle saçma şey görmedim.
    Ne zaman aşılacak onu da bilmiyorum...

    Ankara'da karşı apartmanda bir adam "buraya park edemezsin, benim yerim" diye bağırıp çağırmıştı.
    Sonunda "muhteşem savunması" bu idi;
    "Bu apartmanın otoparkı yok, ben nereye park edeceğim?"
    Olsaydı arkadaş, banane, başkası nasıl gelip park yeri arıyorsa, sen de arayacaksın. Kaldırım kenarı parsellenmiş park yeri değil.

    Berber, dürümcü, bakkal, restoran, çiçekçi, eczane, postane, sex shop,......... hepsi koysun o zaman önüne birer kuka.
    Eczaneler, çiçekçiler ve sex shop gibi bazı sektörler henüz keşfetmedi bu "dükkan önü" muhabbetini. Girmeyen diğer sektörler de bu olaya girer bu saçma salak mantığı kaparsa yandık, artık hiçbir yere park edemeyiz sokaklarda.

    superegoid'e katılıyorum, daha iyi özetlenemezdi herhalde.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gorkemuse

    quote:

    Orijinalden alıntı: evolvo

    quote:

    Orijinalden alıntı: gorkemuse

    Her bu tip konuyu okuduğumda hakkımı helal etmeyeceğime (bu ülkenin tüm insanlarına) bir kere daha emin oluyorum.

    ne açıdan?, anlayamadım...

    Ya en basitinden yolda yürürken birisinin omzuna çarpınca ya da ne bileyim trafikte birisinin önüne kırınca, otobüsten inip binerken ya da birisine sırf bakış attın diye dünya üzerindeki kaç tane ülkede bıçaklanma, yaralanma, dayak yeme, ölme riskin var???
    Babam polis biliyorsun o yüzden karakola gelen olayları 15 yıldır ben biliyorum. Dünya üzerindeki hangi insan evladı üst kattan halı çırptı diye komşusunu pompalı tüfekle öldürebilir ya da yine komşusu kendi yerine park etti diye aracını yakıp, adamı bıçaklayabilir?

    Ne meraklıymışınız ülkenizi kötülemeye be. Rusyaya gittim bi yan bak bakalım oradaki rus erkeklerine yada kızlara bak erkeğin yanındaki.. Ne oluyor.. Avrupada otopark yüzünden ne kavgalar yaşanıyor özellikle ingiltere.. Amerikadaki vergi ve ceza sisteminden de haberiniz yok tabi.. Varsa yoksa Dünyanın hangi ülkesinde bunlar var bıt bıt bıt bıt..

    Herkes adam gibi davranırsa kimse kimseye bişey yapamaz. Teksasda yaşamıyorsunuz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: superegoid

    Biri diyor "dukkanimin önüne park ettirmem bekçi tuttum" öbürü diyor "esnaftan izin alsınlar"

    Bu çağda eskiyalık böyle oluyor demek ki...herkesin olan bir mala çöküp " burası benim" demek.

    Adam sokağa iki duba, üç çöp kovasi koyup devletin sokagini, "esnafim" ayağına kendi şahsi otoparkı yapıyor iyi mi?

    Bana ne ya esnafsan. Bana mı çalışıyorsun? Iş para kazanmaya gelince kendine ayrıcalıklar istiyorsun, vergi vermeye gelince bin dereden su getirip asgari ücretli kadar kazanıyorum diye beyan ediyorsun.

    Once gelirsen buyur koy. Orası bosken ben gelirsem ben koyarım. Dubanı da al git.

    Adam mal gelecek diyor ya. Daha ilk dakikadan yalan söyleyen bir esnaf.

    Mal gelmiş zaten. Karşımda.


    +10000000000000000
  • ERkeğin yanındaki kıza hangi ülkede bakarsan bak ters tepki alırsın.. Gel kız arkadaşımı paylaşayım diyecek hali yok ya..
    Kaba etine bicagi yiyince ulkemiz cok guzel diye bagir o zaman. Hey Allah'ım ya bizim ülkemizi Avrupadakilerle kıyaslayıp bi de beğenmiyoruz ya bayılıyoruım..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gorkemuse -- 12 Ekim 2011; 17:28:12 >
  • Konu basligini degistirdim. Ben aslinda yeni bir "dukkanimin onune park ettirmem- yok ederim" tartismasi acmak istememistim.

    Ben benim yolumdan beni kovmaya kalkan her denyo ile tek tek tartismak yerine yasal opsiyonlarin kullanilmasi gerektigini dusunuyorum. Bu daha temelden bir cozum olacak.

    Bu problemi onlemek/gidermek gorevi olan her kademedeki, her memurun gorevini yapmamakla suca dahil oldugunu hatirlamasi gerekir. Oncelikle bu konunun uzerine muhakkak gidilmeli.

    Bir ornek vereyim, Hergun gectigim yolun uzerinde apartman altina acilmis bir lastikci var, adam dukkanin onunde yolun kenarinda lastik degistiriyor. Musteri yokkende lastikler, krikolar, kukalar yolun ortasinda. Mesela boyle bir yerde lastikciye calisma ruhsatini kim vermis? Bunu yapan benim zararima ortaktir.

    Artik "dukkanimin onune park ettirmem" olayi evrim gecirdi. Dukkanlarin onu acikca musterime aittir levhalariyla doldu, bunun sanayii olustu, park edip magandayi gorme sansimiz bile olmuyor, adam dukkaninda oturuyor. Bizim evden belediyeye kadar 500 tane boyle levha vardir. Bu levhalari sikayet olmadanda gormesi gereken zabita nerede ?

    Ben hemen simdi degil ama ya firsatim oldugunda yada yine canim sikilip mecbur kaldigimda siradaki ilk gorevliden itibaren, gorevi ihmal sikayetiyle baslamak istiyorum. Ayrica belediyeden mesela gecen bir yil icinde bu konuyla ilgili ne kadar cezai uygulama yapildigini resmi olarak sormak istiyorum. Bizim sokaktan 15 dakikada bir polis gecer bunlar bizim sokagin her tasini tek tek ezberlemistir. Pekiyi polisin hicmi konuyla ilgili sorumlulugu yoktur ?

    Bana, aileme veya arabama bir sehir eskiyasi tarafindan zarar verilirse bu arkadasla ilgili gereken (yasal) aksiyonu alirken, gorevini yapmayan her kademedeki memuruda, gorevi ihmal ve zararimin tazminiyle ilgili olarak mahkeme yoluna koymam gerekecek.

    Yukarida bir arkadas yazmis, sikayet edilince belediye mudahale etmis ama bir sure sonra hersey eskiye donmus. Bence bu olayin sonu degil, basidir. Bir daha sikayet etmek gerekir. Burada birakmak yazik, Bu is devam ettigi surece sikayet, bunu durdurmakla gorevli merciileride kapsama alarak devam etmelidir.

    Sehirlerimiz iyi planlanmamis, park problemi var, musamaha gosterelim deniyor. Asil sehir plansizsa, zorluklar varsa kurallara dahada sahip cikmak gerekir.

    Neyse yasal opsiyonlar nelerdir ? tecrubeler nelerdir ? Adamla kapismaya gucumuz var, iki dilekce yazmak neden bu kadar bizim kaabiliyetimiz disinda kaliyor ? bu konuyu acma sebebim aslinda buydu.
  • adanaliyik,

    dusuncelerinize katiliyorum.
  • İyide adamın dükkanının önünü yaniekmek teknesinin önünü kapatırrsan adamla arbede yaşanması doğal işin içine kesici delici alet girmedikten sonra.
  • Bizim evin karşisinda ve yaninda olmak üzere 3 tane derici var ve toplamda 10 arabalik yer zaptediyor.Sadece karşi binadaki 4 arabalik yer işgal ediyor sizce bu ne kadar mantikli,hani arkadaşlar mal indirip bindiriyorlar gözümüzle görmesek tirlarla mal taşiyorlar zannedicez.Mal almaya gelen en büyük araç transit falan bunun için 4 arabalik yere duba koyma hakkini nereden buluyor?savunulucak hiçbir tarafi yok bu işin.

    Herkesin eşit olduğu konuda bunu abartili şekilde yapan dükkan sahipleri bence kul hakki yiyorlar.
  • Arkadaşlar kusura bakmayın ama ülkedeki her sorunun sebebini polise ve hukuk düzenine bağlamak biraz sorumluluktan kaçma isteği gibi geliyor bana. Vatandaşımızda biz toplumsal olarak hiçbir şeye katkıda bulunmayalım, her şey kendiliğinden hallolsun gibi bir düşünce yanlış. Polisin ve hukuk sisteminin de görevini iyi bir şekilde yerine getirdiğini düşünmüyorum ama bu tarz toplumsal sorunların çözümünde esas görev vatandaşa düşüyor.

    Maalesef toplumsal sorunlara karşı örgütlü bir şekilde hakkımızı arama özürlü bir milletiz. Diyelim ki ben bir marketin önüne aracımı parkettim, dükkan sahibi de gelip benimle kavgaya tutuştu. Siz de yoldan geçerken tartışmanın sebebini anladınız. Hanginiz bana destek verirdiniz? Eminim ki pek çoğunuz olayı umursamadan yolunuza hiçbir haksızlığa tanık olmamış gibi devam edersiniz. "Boşver şimdi şahit falan yazarlar" lafını söyler pek çok kişi yanındakine.

    İstanbul'da, İstiklal Caddesi'nde adam karısının ağzını burnunu kırıyor, millet kenarda seyrediyor. Yine İstanbul'da taksici adam, kadın şöföre tekme tokatlarıyla dayak atıyor, vatandaş yine seyrediyor. Kusura bakmayın ama bu mantık ve yaklaşımla ancak toplumsal sorunların daha da artmasına fırsat verirsiniz.

    Polise, hukuk sitemine suç bulmadan önce bir kendinize sorun; Ben bugüne kadar bu sorunların aşılması için ne yaptım? Ya da örgütlü olarak ne yaptık?
  • arkadaşlar kanun kural var. dükkanların tapusu camekandan içeridir, dışarıyı, kaldırımı hatta caddeyi genelde kapsamaz. ama bide hoşgörü vardır dükkanın işi malı vardır kullanır, dükkan sahibide arabasını koyar hakkıdır. ama dükkanımın önünü kapama lafına gıcık olurum. esnaf kardeşime sorarım sakıncası varmı diye. ha sormak zorunda değilim belki ama nezaketen sorarım işim vr araba gelecek felan denirse selametle der başka yer bakarım. ama ters bi karşılık alırsam dükkanımın önü kapanıyor gibi bir yanıt mesela kıl olurum bırakırım arabayı. yiyosa bişey yapsın. tartışma kavga başlar, hoşgörü orda biter. saygılar...
  • quote:



    Orijinalden alıntı: Utku

    Arkadaşlar kusura bakmayın ama ülkedeki her sorunun sebebini polise ve hukuk düzenine bağlamak biraz sorumluluktan kaçma isteği gibi geliyor bana. Vatandaşımızda biz toplumsal olarak hiçbir şeye katkıda bulunmayalım, her şey kendiliğinden hallolsun gibi bir düşünce yanlış. Polisin ve hukuk sisteminin de görevini iyi bir şekilde yerine getirdiğini düşünmüyorum ama bu tarz toplumsal sorunların çözümünde esas görev vatandaşa düşüyor.

    Maalesef toplumsal sorunlara karşı örgütlü bir şekilde hakkımızı arama özürlü bir milletiz. Diyelim ki ben bir marketin önüne aracımı parkettim, dükkan sahibi de gelip benimle kavgaya tutuştu. Siz de yoldan geçerken tartışmanın sebebini anladınız. Hanginiz bana destek verirdiniz? Eminim ki pek çoğunuz olayı umursamadan yolunuza hiçbir haksızlığa tanık olmamış gibi devam edersiniz. "Boşver şimdi şahit falan yazarlar" lafını söyler pek çok kişi yanındakine.

    İstanbul'da, İstiklal Caddesi'nde adam karısının ağzını burnunu kırıyor, millet kenarda seyrediyor. Yine İstanbul'da taksici adam, kadın şöföre tekme tokatlarıyla dayak atıyor, vatandaş yine seyrediyor. Kusura bakmayın ama bu mantık ve yaklaşımla ancak toplumsal sorunların daha da artmasına fırsat verirsiniz.

    Polise, hukuk sitemine suç bulmadan önce bir kendinize sorun; Ben bugüne kadar bu sorunların aşılması için ne yaptım? Ya da örgütlü olarak ne yaptık?



    Evet Utku,

    Yaa simdi mahkemeyle filan kim ugrasacak lafindan nefret ediyorum. Kimse ustune alinmasin veya aslinda hepimiz ustumuze alinalim. Bu mahkeme bu hukuk sistemi aslinda bize cok bile, kullanmadiktan sonra.

    Benim mahkemeyle avukatla cok isim olur. Hic gocunmam sonuna kadar gider, sonuc alirim. Birazcik hak hukuk anlayisiyla hareket edince bir suru olayin daha mahkemeye gitmeden iki resmi yazismayla nasil kolay cozuldugune hayret edersiniz.

    Ama guzel yurdumun, gusel insani boyle yapmaz. Isten haksiz yere cikarilan iki universite diplomali vatandasim (bir arkadasim) uc kurus kidem ve ihbar tazminatini vermemek icin isveren tarafindan istifa etmis gibi gosterilir. Oda bile bile kagitlari imzalar ama bunu yaparken gariban personelciye "uc kurusa tamah ediyorsunuz" diye bagirip cagirmis, kendince karakter atmistir. Arkadasimdir, iki universite bitirmistir, cok severim ama benim gozumde ilkeldir, cehaletinden dolayi zayiftir, muhabbetiyle ruhumu zenginlestirsede ayni medeniyeti paylasmak istedigim insan tipinden biraz uzaktir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ahmeta60

    Degil esnafin onune hicbir muesesenin onune araba parkedilmez.

    Bu avrupadada boyledir Amerikadada boyledir Dunyanin heryerinde boyledir.



    Hiç de öyle değildir. Hatta dükkanların önü hususi park alanıdır, çeyrek doları toslayan parkeder.
  • Hesap gününe inanan bir kişinin,

    "Kamu malına tenezzül edenleri dini yalanlamış sayan" bir MAUN suresi yerli yerinde durduğu sürece, bu tip işlere kalkışması akıllara zarar bir durumdur.

    Kamuya ait ortak alanları işgal edenler, gasp edenler, kamunun kullanımına mani olanlar, kendilerini nasıl bir sonun beklediğinden emin olabiliyorlar mı acaba? Yoksa, Allah'ın vaadinin gerçekleşmeyeceğini mi düşünüyorlar?

    MAUN suresinin meali:
    Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...
    1 Gördün mü o, dini yalan sayanı?
    2 İşte odur yetimi itip kakan;
    3 Yoksulu doyurmayı özendirmez o.
    4 Vay haline o namaz kılanların/dua edenlerin ki,
    5 Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!
    6 Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.
    7 Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Utku

    Arkadaşlar kusura bakmayın ama ülkedeki her sorunun sebebini polise ve hukuk düzenine bağlamak biraz sorumluluktan kaçma isteği gibi geliyor bana. Vatandaşımızda biz toplumsal olarak hiçbir şeye katkıda bulunmayalım, her şey kendiliğinden hallolsun gibi bir düşünce yanlış. Polisin ve hukuk sisteminin de görevini iyi bir şekilde yerine getirdiğini düşünmüyorum ama bu tarz toplumsal sorunların çözümünde esas görev vatandaşa düşüyor.

    Maalesef toplumsal sorunlara karşı örgütlü bir şekilde hakkımızı arama özürlü bir milletiz. Diyelim ki ben bir marketin önüne aracımı parkettim, dükkan sahibi de gelip benimle kavgaya tutuştu. Siz de yoldan geçerken tartışmanın sebebini anladınız. Hanginiz bana destek verirdiniz? Eminim ki pek çoğunuz olayı umursamadan yolunuza hiçbir haksızlığa tanık olmamış gibi devam edersiniz. "Boşver şimdi şahit falan yazarlar" lafını söyler pek çok kişi yanındakine.

    İstanbul'da, İstiklal Caddesi'nde adam karısının ağzını burnunu kırıyor, millet kenarda seyrediyor. Yine İstanbul'da taksici adam, kadın şöföre tekme tokatlarıyla dayak atıyor, vatandaş yine seyrediyor. Kusura bakmayın ama bu mantık ve yaklaşımla ancak toplumsal sorunların daha da artmasına fırsat verirsiniz.

    Polise, hukuk sitemine suç bulmadan önce bir kendinize sorun; Ben bugüne kadar bu sorunların aşılması için ne yaptım? Ya da örgütlü olarak ne yaptık?





    dediğin çok doğru.

    sosyoloji de dişil ve eril toplum sınıflandırması var, olaylara müdahil olmaktan kaçınan, pasif davranan, hakkını aramaktan çekinen toplumlara dişil toplum deniyor, türkiyedeki halk da o toplumların örneklerinden biri...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ahmeta60

    Degil esnafin onune hicbir muesesenin onune araba parkedilmez.

    Bu avrupadada boyledir Amerikadada boyledir Dunyanin heryerinde boyledir.



    Evet zaten oradakiler arabayi katlayip cebine koyuyor.
  • denizli'de iş yeri önüne herhangi bir levha koyarak araç girişini engellemek yasak.

    ayrıca 2 saat park etmek 8 lira, sonraki her saat başına 5 lira artıyor.
  • devletin yolunu herkesin kullanmaya hakkı vardır. ev önü, dükkan önü diye hukuk dışı kavramları kabul etmek mümkün değil.
    adam zaten dükkan malzemesiyle kaldırımı, dubalarla da yolu işgal ediyor. hem de ömür boyu. sen 5 dakika aracını park edecek olsan, yok mal gelecek, yok mal gidecek, yok dükkanın önünü kapatıyorsun falan. ama ben senin yüzünden kaldırımda yürüyemiyorum. senin yüzünden bütün yayalar yolda. sırf sen 5 dakikalığına lütfedip parka müsade etmediğin için vatandaş aracını yolun orta yerine park ediyor. bütün trafik tıkanıyor.
    kısaca yol herkesindir.
    özetin özeti: asıl sorumlu, devletin ta kendisidir.
  • Parselinin önünün öncelikli kullanım hakkı sana aittir.

    Bu bu şekilde kabul edilir. Ancak ülkemizde ki sorun, her yerde park yasağı levhası olması ve konut önü kullanımına ait bilgi levhaları olmaması.

    Kimi bölgelerde "Resident parking only" yazar. Bu o bölgede kaldırım kenarına sadece ev sahipleri parkedebilir der. Misafir ve diğer taşıtlar park alanlarına yönlendirilir.
    Kimi yerlerde ise kaldırım kenarı sadece süreli parklanma lehvası vardır, bu alanlarda ev sahibi, dükkan sahibi aracını park alanına parkeder, kaldırım kenasına ise o bölgeye iş için ticaret için gelen parkeder kısıtlı süre için.
    Bunları devlet belirler. Bizde orman kanunları geçerli, kural insanların insitifine bırakılması

    ancak parsel önü öncelikli kullanım hakkı parsel sahibine aittir. Zaten sorun bu tabirde önü çok açık bir tabir. Siz bu tabire dayanarak kaldırımı kapatamazsınızi.
    Ben bu konuyu belediye ile tartışmıştım bir ara, şöyle cevap vermişlerdi,
    kapı önünde araç istemiyorsan ağaç dik, kaldırımı büyült vb. buna hakkın var, ama başkası parketmesin sadece bana ait, bunu deme hakkın yok demişlerdi.
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.