|
Siz beni farklı adreslere atarsanız ben de kestirip atarım. Çelişkiyi açıkça belirttim cevabınız yok sanırım. |
|
_____________________________
|

|
Siz beni farklı adreslere atarsanız ben de kestirip atarım. Çelişkiyi açıkça belirttim cevabınız yok sanırım. |
|
_____________________________
|
|
Aristo'ya göre zaman hareket eseri ortaya çıkmıştır o halde zaman hareketin ürünüdür. Bu görelelikte de böyle denilebilir. |
|
_____________________________
|
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
|
|
Aynı şeyi söylemiyor mu? uydurma derken metre, kilometre de uydurma isimler. Biri mesafeyi ölçüyor diğeri hareketi. |
|
_____________________________
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 27 Kasım 2022; 9:4:59 > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
|
|
Dediğiniz gibi bir sürü saçmalık var ama bu çelişki evrensel sınav üzerine kurulmuş bütün dinleri çökertiyor, facebookta koyu bir dindarla bu konu hakkında tartıştım ikinci mesajımda adam kaçtı çünkü çıkış yolu kalmadı ![]() |
|
_____________________________
|
|
Bu problemi aşmak için önce Tanrı'nın zamanın içinde mi dışında ezeli olduğunun belirtilmesi gerek. Eğer Tanrı zaman içinde ezeliyse ve problemin modal çöküşe yol açtığı gösterilemezse indeterminist özgür irade modeline dayanarak çözüm yaratılması oldukça güçtür. Tek yol özgür iradeyle determinizmin bağdaştığını savunmaktır. Bunun dışında problemin görünürde çelişkili olduğunu, gerçeklikte çelişki yaratmadığını göstermeye çalışan bir tür gizemciliğe dayalı yanıtlar verilebilir. Zaman dışında ezeli olan Tanrı'nın robotun gelecek -olan- eylemlerini ezelden biliyor olması, Tanrı'nın robotun eylemlerini önceden bildiği anlamına gelmez. Zaman dışında ezeli olan Tanrı, ne gelecekteki eylemlerimden önce, ne onlardan sonra, ne de onlarla eşzamanlı olarak var olduğu yahut bir şeyleri bildiği anlamına gelir. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0792EAEAE -- 6 Aralık 2022; 0:9:26 > |
|
_____________________________
|
|
Platinganın cini misin? Geri mi geldin? |
|
_____________________________
* Din toplumları paternalisttir, ahlakı gelisemez, rasyonelleşemez ve
bireyleşemez. sekülerleşme olmadan ahlak olmaz. * Her insanın içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük biraz daha artar. (Emil Michel Cioran) * Yearning for the past is usually just the lament of lost youth. |
Bu nasıl bir cümle |
|
_____________________________
|
|
Zamanın var olmayışı zaman dışı Tanrı tasavvuru için önem arz etmez. Aristoteles, zamanın değişimin(hareketin) ölçüsü veya niceliği olduğunu düşünmesinden dolayı zamanın var olmadığını iddia etmiyordu. Aristocu perspektiften zaman iki şimdi-noktası arasındaki toplam değişim miktarıdır. Hareket varsa zaman zorunlu olarak vardır. Hareketin yokluğu zamanın yokluğu anlamına gelir. Kilometre bir birimdir, fiziksel nitelik değil. Fiziksel nitelik olan şey uzunluktur, uzunluğun ölçümünden elde edilen sayısal değerin birimi metredir. Zamanın birimiyse saniyedir. Ayrıca Aristoteles'in zaman tasavvuru doğru ve kusursuz değildir. Zaman'ın daha kapsamlı ve doğru tasarımı için Heidegger ve Kant'ı takip etmek gerekir. |
|
_____________________________
|
|
Aristoya katılıyorum zaman, hareket ölçü biriminden başka bir şey değil. Sebepsiz eylem olur mu? İki kapılı bir odamız olsun, sağdaki kapı cennete soldaki cehenneme çıkıyor olsun. Özgür iradeye sahip iki ayrı varlık yaratalım, ikisi de birebir aynı olsun hiçbir farkı yok. Önce birinci varlığı iki kapılı odamıza koyalım, varlığımız seçimini yaptıktan sonra ikinci varlığı da oda içinde aynı konuma aynı açılarda bırakalım. Birinci varlık hangi kapıdan çıkmayı tercih ederse ikincisi de aynı kapıyı tercih edecek. Tercihlerimizin farklı olma sebebi farklı olmamız (farklı yaratılmamız) ve hayata farklı konumlarda başlamamız. Kuantumculara gelelim, cevap evet ise yani sebepsiz eylem olur diyorsanız bu sefer de cezalandıracak muhattap yok çünkü eylemin kaynağı yok. Her halükarda sınav konusu çelişiyor. |
|
_____________________________
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
|
|
Kesinlikle suç robotta olacaktır. Robotun banka soymasını zorlamadın, sadece biliyorsun. başka örnekler vereyim, 1 - her gün trafik kazaları oluyor, aşırı hızdan olan ölümlü bir sürü kaza var. peki o arabaya 180 kadran koyan üreticilerin hiç biri suçlu değilken, pedala basanlar suçlu. bu konuda ne dersin? 2 - Bıçak üretmek satmak serbest, ama bıçak ile ekmek yerine bir insan kesmeye kalkarsan, suçlu bıçak mı, üreten mi yoksa bu eylemi yapan kişi mi? 3 - Yol açık ama kırmızı ışık yanmış, geçip geçmemek senin kontrolünde, geçtin. suçlu kim? oraya kırmızı ışığı koyan mı, yolun açık olması mı? --//-- Şu anda bile özgür değilsin. hadi çalışmayayım de, telefon internet faturamı ödemeyecem de. kırmızı ışıkta geçerim de, diyebilirsin tabiki ama bedeli var. bunların hepsi "iradi" olarak senin kontrolünde. aynen bunun gibi, insan'ın iyilik yada kötülük yapması tamamen kendi kontrolünde. insanın iyilik ve kötülük yapabiliyor olması, aslında insanın sınırlarının gayet büyük olduğunun bir sonucudur. Tercih senin. Matrix'deki gibi "kırmızı" yada "mavi" hap : Tercih senin. Ama her tercihin bir bedeli, sonucu olacak bu kesin. özetle, din der ki: bu yaptıklarının iyi yada kötü bir bedeli var ve olacaktır. Başıboş zannetme kendini, özgür iradeni, kendini ve topluma faydalı olacak şekilde kullan yada en azından kimseye zarar verecek bir davranış içinde olma. aslında konu çok basit bence. |
|
_____________________________
|
|
İkinci yorumda nedenselliğe vurgu yaptım, birinci yorumumda nedensellik gerekmiyor yaratıcının yarattığı ürünün hangi sonuca çıkacağını bilmesi sınav iddiasını yalanlıyor çünkü yaratıcı her şeyi biliyor bu şu anlama gelir, kimin nerede ne zaman ne yapacağını tasarlayan yaratıcıdır, yani benim mantıksız (nedensiz) davranmamın bir anlamı yok! diğer konuya gelirsek ad hominem diyim yeter |
|
_____________________________
|
Üretici aynı zamanda sürücüyü de tasarlayan kişi ve bu kazanın nerede ne zaman yapılacağını biliyor < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ortadaki Adam -- 16 Aralık 2022; 23:46:7 > |
|
_____________________________
|
|
Nasıl nedensellik gerekmiyor? Bilmek eylemsel bir tavır yani zaman-mekan içinde gerçekleşiyor, bu da herşeyde olduğu gibi ilk olarak nedenselliğin getirisidir. Mutlak tanrı kavramı kalıplar içerisine sokulan bir izaha dahil değildir, yani nedenselliğinde - çelişkinin de yaratıcısı odur, bu yüzden buna tâbi olmak zorunda değildir. Bu mantıkla kendi yarattigi varlık üzerinden sinanamaz. Burada bilmediğimiz bir metafizik olgu var, tanrıyı mutlak addedersen bu metafizik olgu çalışır duruma gelir ve aynı şekilde mantık onermene tanrıyi mutlak kabul ederek başlarsan yapamayacağını söylediğin her şey başlangıç önermenle çelişir ve hatalı olur. Bu ontolojik bir tutumla değil derin bir metafizik düşünceyle saptanabilir bu yüzden bunu anlayamamani anlayabiliyorum. Herşey bir kenara sınavın kendisinin ve ötesinin metafiziki anlamda neyi ifade ettiği bile tam bilinmezken tartışılmasi gereksiz Öte yandan kader konusu zaten İslam alimlerinin çokça kafa yorduğu bir konu olduğu gercektir, ancak çoğu nedensellik üzere cevap verirken hataya düşmüşlerdir. Senin mantığına bağlı olarak Cebriyye nin kader görüşü sunulup mevzu bir kenera atılabilir ama benim kabülumun dışında < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
|
|
1: Hayatımızın hiçbir yerinde metafizik bulunmuyor 2: Gökten geldiği düşünülen kitapları metafiziğe göre değil yaşadığımız deneysel evrene göre yorumlayabiliriz yollayan kişi de bunun bilincinde olmalı 3: Bu kitaplar bulunduğumuz evrenin kurallarıyla çelişiyor, yani 2+2 ≠ 4 diyor. |
|
_____________________________
|