Şimdi Ara

deprem ülkesinde 20 30 katlı binalar yaptırmak. (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
55
Cevap
1
Favori
6.932
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • BF.Skinner kullanıcısına yanıt

    teyit etmek için sordum aslında ama sen bana cevap vermek yerine ithamda bulunmayı seçtin, çok akıllı biriymiş gibi ukalalık yaptın, bak sen yanlış düşünce içerisindesin, yüksek binalar yapıp yaşam kalitesini çöp etmek yerine nüfusu az tutmak daha iyidir... neden bunu kabul etmek istemiyorsun?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-9C4E635E7 -- 11 Kasım 2022; 22:34:44 >
  • Japon’lar yapmış.

    Önemli olan nasıl yaptığın. Adam gibi yaparsan 9 şiddetine de dayanır.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • loiloyse kullanıcısına yanıt

    Kolonları kirişleri çekip mi gönderdiler? Hayır. O yüzden bilemeyiz. Ben sanki duvarın ne olduğunu, kolon ve kirişin ne olduğunu bilmiyor muyum?


    Sen 7 şiddetinde depremde kötü zeminli yerde ol ben kayalık zeminde olayım gör bakalım farkı. İzmir depremini yaşadım. Kayalık zemindeki 70'lerin yapısı binalarda birşey yoktu. Yıkılan binalar 90'larda yapılan tarım arazisi bölgedeydi.

  • Vanished Man V kullanıcısına yanıt

    şiddet ve büyüklük kavramının arasındaki farkı öğrenin, ondan sonra konusalım bu konuları.

  • sensaura kullanıcısına yanıt

    itiraz gibi olmasın ama deprem, gelmeden önce haber vermiyor. teorik ya da pratik hesapla işi olmuyor. ben anlamaz deyip, vurup geçiyor. pratik takılıyor yani. 


    şaka bir yana bir kaç şey yazayım istedim senin bu teknik ve teorik yaklaşımına. bir tane video buldum düzce ile ilgili. videoyu izleyince, o bölgenin arazi yapısının bana çağrıştırdığı tek yer hadımköy'deki fabrika vs iş yerlerinin olduğu sanayi bölgesi oldu. hiç iç açıcı değil yani. böyle bir bölgede, her türlü olumsuz zemine uygun olacak şekilde inşaat yapılabilecek olsa bile buna neden ihtiyaç olsun ki?


    bir örnek de istanbul'da kadıköy'den vereyim. moda sahil tarafımıydı bilemedim. bir bina vardı. yani yüksekliği bir yana, sanki iki veya hadi olsun üç binayı birleştirmişsin de tek bir bina yapmışsın gibi. bu son iki büyük depremden sonra bu bahsettiğim bina sanırım çarpılmıştı. uzaktan bakınca çok net belli oluyordu. binayı iki tarafından tutup, ters yönde bükmüşsün gibi. şunu demek istiyorum: yıkılmayacak bir yapı yaparsın ama yapı deprem sonrası zemin açısından yer değiştirirse, eğime uğrarsa, çarpılırsa vb. orada oturmayı kim göze alır?


    düzce'deki yakın zamanda olan depreme bakınca, katlı binaların her arazi yapısına uygun düşmeyeceğini görmüş olmak lazım. o bölgeye bence 3 kat bile fazla. istenildiği kadar sağlam inşaat yapılsın..




    videoyu vermemişim..



    Prosedür Ajansyoutube
    Düzce Havadan Çekim
    https://www.youtube.com/watch?v=_a2jMNjOMss



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi haykoatmaca -- 29 Kasım 2022; 8:21:47 >




  • Zemin periyodunu hesapladık, statik hesaplarımız harika. Etrafına on sene içinde elli tane daha bina yapıldı ve zemin periyodu değişti. Ne olacak? Ayrıca harmonik hareketlerde kesinlik şüphelidir, harmonik hareketlerde rezonans frekansı her zaman phase-in, phase-out bir bölgeyi kapsar. Eni boyuna yakın konstrüksiyonların görece rijitliği evrenseldir ve periyodlar öngörülenin dışına çıkıldğında da çalışabilirler.


    Bu yüzden yüksek binalar gelişmiş ülkelerde çok iyi çalışılmış kısıtlı bir alanda toplanırlar. Manhattan gibi. İki adım uzağında en çok beş kat. O zemin periyotlarını (altı aksta deplasman ve rotasyon) çalışmak aritmetik bir hesap gibi kolay değil. Tuzla'da, Maltepe'dekiler gibi sipsivri yalnız kovboy yüksek yapılara güvenmiyorum.

  • Düzgün yapıldığı taktirde bir bina çökmez, en fazla ağır hasar alır ama yine de çökmez. Açıkçası ben tek katlı bina haricinde yüksek katlı (15 - 20 katlı) binaları tercih ederim. Bu tip yüksek binalar yıkıldığı taktirde yanındakilere hasar vereceği için binayı yapan kişinin malzemeden çalma veya eksik planlama yapacağını zannetmiyorum. Mesela şu an 30 katlı bir bina yıkılsa iktidara karşı ağır bir koz oluşur, iktidarda buna izin vermez.



    Mesela depremde yıkılacak olan binalar gecekondu olanlar falan ki bunların çoğu zaten yıkık ama diğer bina ile bitişik olduğu için birbirinden güç alıp yıkılmıyorlar. Beklenen depremde bizzat eskiden yaşadığım yer olan Okmeydanı tamamen enkaza döner, 60 yıllık binalar var ve bildiğin deniz kumu ile yapılmışlar. Duvarı kırınca içinden deniz kumu ile beraber deniz kabukları çıkıyor düşünün kaliteyi ve bu binalar aynı kalitedeki binalarla yapışık halde, bu yüzden durduk yerde yıkılmıyor 





  • Dayanıklı yapıldıktan sonra 100 katlı da olabilir, sorun kat sayısında değil ki...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bunu yazmıştım sanıyorum.Siz uygun tedbirleri alırsanız.9 şiddetine dayanıklı 50 kat gökdelen bile yapılır.


    Ama gerekenler


    1.Zemin etüdü.Zeminin durumuna göre kat çıkılır.Öyle yerler var ki 2 katlı yapıda bile çatlaklar çıkar kaliteli yapım olsa da.


    2.Şiddetin büyüklüğünün etkisini kıracak raylı sistem temelli atılmalı ki sönümlesin yani 7 şiddetli bir depremi üst katlara 3.5 4.0 şiddetinde olacak şekilde yansıtsın dağıtsın.


    Ama bunu yapacak pek mütaahit olacağını sanmam.Geberen gebersin derler.Zaten halkın haline bakarsanız balık hafızalı.Ölen ölür tekrardan çürük bina dikerler.Yanlış mıyım.Yoksa her şeye çare var.


    Japonlar depremden değil tsunamiden korkuyor.Ona da şuan okyanusa belli kilometrede dalga kıranlar yerleştirmeye başladılar.


    Türkiye'de 5 şiddetindeki depremde adam korkudan balkondan atlıyor.Öteki yerde adamlar istifini bozmuyor.İşte buna ne diyelim.





  • SPAWN-TheUndead kullanıcısına yanıt

    100 katlı bir gökdelen yaptın diyelim. ne kadar ömür biçersin?

  • Harukas 300 mt

    Yokohama Landmark Tower 300 mt

    Tokyo Metropolü Hükûmeti Binası 243 mt



    nasıl bi iq nasıl bi beyin fırtınası nasıl bir düşünce bina yüksekliği ile depremi karşılaştırmak.

  • bazılarımız hala anlamadı veya anlamamakta ısrar ediyor. bir de konuyu çarpıtıyor. nedendir bilinmez?


    yüksek katlı binalar için yapılan iyi bir tasarım, düşük katlı binalar için de yapılırsa ki aksini söyleyen biri olmadı bu konuda. bu vakit, yıkım ve hayatta kalma açısından çok katlı bir bina ile az katlı bir binayı, bir inşaat mühendisi yorumlasın. hangisi daha güvenli?


    titreşim aşağıdan yukarıya doğru iletileceğine göre, bir bina ne kadar yüksek olursa, serbest olan kısım yani binanın en yüksek yeri, çok daha fazla sallanacaktır. az katlı ve çok katlı binaların tasarımı, depreme dayanıklılık açısından aynı kalmak kaydıyla karşılaştırılırsa eğer, yüksek bir binanın alçak bir binaya kıyasla yıkılması ve ağır hasar görmesi ihtimali daha yüksektir.


    bu yazdığımda yanlış olan bir şey var ise inşaat mühendisinden doğrusunu beklerim. mühendis olmayan hiç yorum yapmasın.





  • haykoatmaca kullanıcısına yanıt

    90'larda yapılan japonya Yokohama Landmark Tower (70 küsur katlı) için ne kadar ömür biçilebiliyorsa.


    Yüksek katlı binalar yapılmasın demek farklı bir şey, az katlı binaya göre daha dezavantajları var demek farklı bir şey. Biz az katlı binalar daha kötü, gökdelenler daha iyi demiyoruz ki. Yahut aralarındaki avantaj ve dezavantajlara değinmiyoruz. Çünkü konudyu açan ve ilk yazıda savunulan çok katlı bina çöker netliğinin aslında her koşulda öyle olmadığını belirtiyoruz sadece.

    Yani çarptıran yahut farklı noktaya çeken biz değiliz.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SPAWN-TheUndead -- 30 Kasım 2022; 11:26:1 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İki ayaklı olup uçamayan, kavak ağacının hareketli haline benzeyen insan zaten yerçekimine muhalafet olarak doğmuş.


    Yalova'da 14-15 katlı binalar yapılırken de benzer şeyleri düşünüyorduk. O zamana kadar yıkılmış yüksek yapı görmemiştik. Bu binaları yapanlar büyük müteahitlerdi, kendi zamanı içinde şimdiki 35-30 katlı binaları algıladığımız gibi algılıyorduk. Tecrübeli mühendislerle çalışıyorlardı. Zaten böyle projeleri her mühdendis çizemezdi. Kötü olsalar zaten onuncu kattan sonra daha yapılırken kendi kedilerine yıkılırlardı. O binalar fena yıkıldılar, 'cascade' şeklinde. İçlerinden kurtulan olmadı. Çingene mahallesinde kayan arazide, birketlerle yapılan, iki katlı yığma binlar ise hasar gördüler ama içlerindekiler yaralanmadı bile.


    O zamanlar zemin periyodundan bahsedilmiyordu, şimdi zemin periyodundan bahsediliyor ama o periyotların değişken olduğundan bahsedilmiyor. Yani 25 sene önce yüksek katlı binalar için fiziksel olgular nasıl kelimelerle algılanmaya çalışıyordu ise bugün de 30 katlı binaların daha güvenli olduğu yazılırken benzeri yapılıyor. Şimdiye kadar yıkılmış 25-30 katlı bina görmedik (!) ama mühendsiliğe güveniyorum :)


    Yazanın kim olduğu pek önemli değil, bilim de, mühendislik de branş oldukları gibi aynı zamanda evrensel ve genel kültür dairesi içindedir. Bilime güvenirim ama mühendislik bilim değil -tıp ve mühendislik biraz tamircilik gibiler :)


    Yüksek binalar bir ego gösterisi olarak yapıldılar ve yapılıyorlar. İlerde ne olacaklarını kimse bilmiyor. Almanya, Fransa, İtalya gibi teknikçiliğin görece daha eski ve olgun diyebileceğim toplumları bu gösteriye pek girmediler. Fransa ve İtalya 70'lerdeki hatalarından geri döndüler, Almanya belki biraz da gevşek zemininin etkisiyle hiç bulaşmadı. Ama, yapılabilir. Bu binaların ilerde ne olacaklarını, nasıl yıkılacaklarını kimse bilmiyor. İkiz Kuleler'deki yangında insanlar tahliye bile edilemedi. İçindekiler canlı canlı, bağıra bağıra öldüler. Bunu hatırlayamayacak kadar genç olanlarımız şimdi inşaat mühendisi olabilecek yaşa geldiler. Bakalım, ne olacak.





  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.