Şimdi Ara

BU ŞAKA DEĞİL! Gelecekten gelip Cern'i bozdular (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
125
Cevap
0
Favori
9.588
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kuşun gagasından ekmek parçası filan düşmüş. Bundan dolayı iptal olmuş diye duydum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ottoman_PoweR

    Kuşun gagasından ekmek parçası filan düşmüş. Bundan dolayı iptal olmuş diye duydum.


    Bence bilim adamı acıkmış, ekmek arası peynir yapmış yerken orayada kırık dökmüş bismillahsız herif
    Ben yaptım derse onu tutarlar mı orda?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mehmet.Fatih

    "Evrene Dünyadan çok uzak bir Galaksiye GÜneşin alanı kadar bir ayna yerleştirilrse dünyadan giden ışınlar yani "ŞU AN" Aynadan yansıyıp geri yaşanabilir"Einstein in bir teorisi de budur


    Güzel bi örnek olmuş, ışının aynaya yansıyıp geri gelmesi diyelimki 2 gün aldı, biz aynada 100 yıl öncesini göreceğiz, ama ışın için dünyadan çıkalı sadece 2 gün oldu...Olay bu işte, ışık hızında 2 gün seyahat edersen ve dünyaya geri dönersen 100 yıl sonrasına gitmiş oluyosun, geçmişe seyahat için ise ışık hızını da geçmek gerekli...
    Bu arada einstein nerden biliyomuş ışık hızındamı seyahat ediyomuş diyenler olmuş, einstein deli değil dostum, bol keseden sallamıyor, bilimsel verilerle ve matematikle ortaya bir teori koymuş. Hatta evrenin genişlediğini matematiksel olarak ilk o bulmuş, daha sonra bu olay ispatlandı...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CrimeIce

    Başarısızlıklarını örtmek için güzel br yalan.
  • Gelecekte zamanda yolculuk edilebilecek ama bu yolculuklar özel güvenlik önlemleri altında tutulacak. Günümüzde polis, asker vb. ögeler nasıl ihtiyaç için varsa gelecekte de zaman yolculuğu için ihtiyaç kapsamında güvenlik görevlileri oluşturulacak (hatta güçler ayrılığı gibi bir kavramla da güvenlik daha da artırılabilir). Ve zamanda yolculuk tarihe ışık tutmak amacıyla yapılacak. Örneğin, katliamların nasıl gerçekleştiği, kimin suçlu olduğu vb. bir sürü şey bilinecek ve yanlış ölümleri durdurmak, gelecekteki tükenen kaynakların tükenmemesi için geçmişte önlemler almak, dünyanın başlangıcının nasıl olduğunu anlamak için de çaba sarfedilecek.
    Mesela "dejavu"nun zamanda yolculuk ile ilgisi olduğunu düşünüyorum. Bende de dejavu denilen şey var ve bu konuda yapılan bilimsel açıklamalar bence hiç de tatmin etmiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fiend -- 8 Kasım 2009; 14:05:21 >




  • zamanda yolculuk varsa şu an bunu yazan benden başka birisi dahamı var geçmşişte şu an yazıyo şu an yazıyo bunu yazan binlerce ben olması lazım o zaman ha bu arada bence dinazorlar zaman makinesini yapmıştı



    quote:

    Orijinalden alıntı: West Blood

    Gelecekten geliyorum. Gelecekte çok önemli Amerikalı bilim adamları zaman makinesini icat etti ve geçmişe gelerek bu olayı durdurdu. Aslında bu olay gerçekte yaşandı ve çok büyük kayıplara mal oldu. Dünya üzerinden birçok ülke silindi. Özelliklede Avrupa. Bu olayın başı olan Cern deneyini durdurarak herşey eskisi gibi oldu. Ayrıca küresel ısınmadan kaynaklanan bir sorun yok günümüzde. Herşey bundan 50 yıl önceki gibi..

    2062 yılından sevgilerler West Blood..


    2062 yılına kadar the simpson, donanım haber devam ediyo dimi hala ajda pekkan kesin son insan



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Rorşak -- 8 Kasım 2009; 14:20:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ericartman1

    Cern deneyi noldu diye bir konuda da belirtmiştim bu olayı Olabilir.Fakat Gelecekte kotu bir olaya yol acıyorsa patladı demektir :S gelecektekiler kotu bir şey olucak diye gelmiş demekki patlamıs ama sıımdı patlamıcak burda cok kafam karısıo






  • Zamanda yolculuk gerçekleşirse din ve Tanrı kavramı çok hasar görür.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fiend

    Zamanda yolculuk gerçekleşirse din ve Tanrı kavramı çok hasar görür.


    Ne alaka?
  • zaten zaman içinde din ve tanrı kavramı zarar güreücektir bundan şüpeniz olmasın.

    Birde bana türkiye ye kaç yılında elektrik , ilk bilgisayar onuda geçtim ilk cep telefonu geldi biri bana bunun cevabını versin sonra tartışın bu deneyi
    ne demek istedigimi anlamamış olabilirsiniz bizim ugraştıgımız teknoloji aslında çocuk oyuncagı ve çok daha hızlı bir şekilde ilerlememiz bu deneyide gerçekleştirmemiz lazım yoksa insanlık kafındaki bunun gibi birçok soruyla delirir.

    devlet bunun için para harcıyor harcasın bizim devletimizdede böyle şeyler olsa kendinizle çok övünürsünüz ama . ama yok olmaz hala bir koltuk sevdası birde gemicik merakı . neyse

    zamanda yolculuk gerçekleştirilebilir. ama bu bilgilerle bu imkansızdır . 300.000 km hıza ulaşmak için yeni ve temiz bir enerji bulmak lazım diye düşünüyorum yada buna benzer birşey.

    yada boşverin siz şunu okuyun.

    bundan sonrası bayaa bi alıntı..

    Lya: ..Varolmak, zaman ve mesafeyle ilgili bir sınır tanımaz.Sadece varolursunuz.

    Prof.Hernandez: ‘Zamanda yolculuk yapabilir misiniz?’

    Lya: ‘Kesin olarak değil,’ belki biz de, uzayda mucizeler keşfedip, zamanda ilerleyebiliriz.Gemilerimizdeki bir derecelik basit bir ayarlama, sizin zaman bizimse devre dediğimiz sürecin akışını saptırmaya yeterlidir.Evren bu açıdan bizim için bile anlaşılmazdır.

    Not: Dünya dışı bir çok varlık, uzaydaki manyetik alanların ürünlerini toplayarak enerji olarak kullandıklarını belirtmişlerdir.Bu varlıkların şaşırtıcı özelliklerinden biri de pek azının, gemilerinde tüketilerek enerjiye dönüşen ve sevk idaresini sağlayan yakıtlar taşımamasıdır.Biz dünyalılar, daha yeni yeni, yakıt tüketmeden elde edilebilen enerji türleri olduğunu keşfetmeye başlıyoruz.Örneğin vakum enerjisi yada sıfır nokta enerjisi (zero point energy) ni anlamaya ve kullanmaya çalışıyoruz. Boşluk büyük bir enerji potansiyeli taşır.Ama bugün için bu her yerde varolan sonsuz potansiyeli aktif hale getirecek sistemlere sahip değiliz. Belki de Pirizmatik Kristaller vasıtasıyla bu sıfır nokta enerjisini kristal içinde odaklayıp yoğunlaştırıp kullanabiliriz.

    Dünya dışı varlıkların, insanlığın geleceğiyle ilgili olayları görebilme özellikleri, dünyanın her yanında, birbirlerinden habersiz kişiler tarafından, defalarca belirtilmiştir.Anlaşılıyor ki bazı olaylar zamanla ilgilidir ve zamanın bir noktasında bunları kaydetmek onlar açısından mümkündür.Ve bu dünya dışı varlıkların zamanda yolculuk yapabilme kabiliyetlerinden dolayı bizim geleceğimizdeki dünyamızla da yakın iletişimde olabilirler.Ve hatta bu varlıkların çoğu bizzat gelecekten bugüne gelmişte olabilirler.Zaten bunu teyit eden bu şekilde geldiklerini ifade eden bir çok UFO temas iddiası da vardır.Hatta Pleiades yıldız kümesinden geldiğini söyleyen uzaylıların Billy Meier’ i uzay araçlarına alarak dünyanın gelecek zamanına fiziki anlamda götürüp ordaki dünyanın karşılaştığı olayları bire bir izlettirmeleri buna bir örnektir.Tabi tüm bu spekülasyonlar deryasında bilimin aydınlık kumsallarından uzaklara doğru sürüklenip kaybolmakta doğru değildir.Ama geniş gönüllü olmanın gerekliliği de kaçınılmazdır.Yani fizik bölümünden yüksek lisans ve mastır yapan arkadaşların zaten böyle bu türde spekülatif iddiaları ne okumaya ne de gözden geçirmeye pek vakitlerinin olacağınıda sanmam. Ki kitapçı vitrinlerini süsleyen bu tarz eserleri gayri ciddi bulacaklardır.

    Dünya dışı kadın Lya, ZAMAN yerine ‘ dairesel devreler’ den söz ediyor.Bu her zaman bizim anladığımız şekildeki sabit zamanı ifade etmeyebilir.Onların zamana bakışlarının, biz dünyalılardan farklı olduğu görülüyor.

    Bu, dünya dışı varlıklar, insanın ilerlemesini, saat ya da takvim zamanı ile değil, ‘olay zamanı’ dedikleri bir ölçü ile değerlendiriyorlar.Dediklerine göre zamanda, olayların akışını, pek çok insan için değiştirebilecek kavşaklar vardır .Ve asıl önemli olanda bu kavşaklardır.

    Prof.Hernandez: Hangi hızla yolculuk yapıyorsunuz?

    Lya: Bu her geminin enerjisine bağlıdır.Benimki, sizin ölçülerinize göre saatte üçyüzbin kilometre, hatta daha fazla yol alabilir.

    Prof.Hernandez: ‘Bu çok fazla değil mi, ne dersiniz?’

    Lya: ‘Başka uygarlıklarda çok daha hızlı yolculuk yapanlar da vardır.’

    Prof.Hernandez: Son karşılaşmamızda bana, hala, vortex(girdap) prensibinin izlerine rastlanabilen yeryüzü bölümleri bulunduğundan bahsetmiştiniz.Bu nedir?

    Lya: Vortexin hareketindeki güç, siklonların, kasırgaların, tornadoların gücüne benzetilebilir.Ancak manyetik vortexin şiddeti, atmosferde meydana gelenlerinkine kıyasla çok fazladır ve başlangıç noktası, onlarınkinden karmaşıktır.Bir vortex, bir drenaj borusuna benzer şekilde doğar ve bu ilkel şekle göre adlandırılır.Denizlerdeki vortexler bize, bunların sadece havada değil, suda da meydana geleceğini gösteriyor.Bir vortex, toprakta ya da suda bulunan bazı minerallerin manyetik alanında doğar.Çok eskiden Atlantis dönemlerine kadar uzanan büyük felaketten hemen önceki uygarlıklar, bu kuvvetleri bir yerde toplayarak, yoğunluklarını arttırmak gibi bir sorumsuzluk yaptılar.On, yirmi , otuz kasırganın gücünü bir depoda sakladığınızı düşünün.İnsanoğlu o zamanlar bu güçle, büyük şeyler yapabileceğini keşfetti.Ama bunun tehlikelerini bir çeşit enerji biriktirmeye olan merakınız yüzünden fark etmediniz.Hala dünyanın bazı bölgelerinde, çevresindeki her şeyi yok etmeye yetecek kadar güç üretebilecek jeneratörler vardır.Böyle bir jeneratörde, tüm enerji sürekli bir emiciden geçirilir ve tekrar birleştirilir.Enerji, eğer orijinal alandan uzaklaştırılmazsa, katlanarak artar.Ayrıca görünüşte güvenli şekilde depolanmış enerji, belli bir miktarın üzerine çıkarsa, bu depodan çıkmak ister.En büyük enerjiler daima vortex ve piramit biçimindedirler.Piramit şeklinde bir vortexin içine yerleştirilmiş başka bir vortekse enerji depolamak kimin aklına gelebilir? Ancak bir rastlantı sonunda, girdap(vortex) enerjisini, ciddi bir tehlike olmadan saklayabilecek tek şeklin bu olduğunu buldular.

    Not: Lya profesöre İsviçre de bulunan Billy Meier ‘in pleiadesli guruplardan onların uzay araçlarına ait bir metal aldığını, bu, gemilerini yapmakta kullandıkları metalin insan hücre dokusuna benzer olan ancak kimyasal minerolojik bir yapısı olduğunu söylemiştir.Bu kendi kendini onaran bir metaldi.

    Lya: Bu, gri-mavi renkteki bir köpek balığının derisini andıran metalik yapılar gemilerimizin yapıldığı malzemedir; yani, mineral hücrelerdir. Bu yapı henüz olgunlaşmamıştır. Olgunlaştığında çok dirençli olur, her türlü evrensel derinliklere dayanabilir.( Bu, bir çeşit kendi kendini yenileyen onaran ‘Canlı Metal’ denebilecek bir yapı malzemesidir)

    Lya: Şu andaki bilgileriniz, daha uzayda yolunuzu bulmak için gerekli olan üst uzay(hyperspace) prensiplerini bile anlamaya yeterli değil.Bizim gemilerimiz bir manyetik alanla çevrilidir.Bu alan sayesinde uzayın farklı boyutları arasında geçiş yapabiliriz.

    Üst uzay sizin toplumunuz için hala büyük bir sırdır.Ancak üst uzaya hükmettiğinizde, bizim gemilerimizin hızının nedenlerini anlayabileceksiniz.

    Prof.Hernandez: Siz uzayda nasıl yolculuk yapıyorsunuz?

    Lya: ‘Evet...biz üst uzaya, kendi manyetik alanımıza ek olarak, evreni çevreleyen mineral gazlara çok benzeyen elementlerin enerjilerini kullanarak erişiriz. Bir çok kez de, enerji şebekeleri tarafından gönderilme yolunu seçeriz; bu şebekeler, enerji sürtünmesi yoluyla uzayda parçalanmamızı önlerler. Bizler üst uzaya eriştiğimizde, gemimizi besleyen enerji şebekelerinde, atalet yoluyla ilerleriz.Bazı başka dünyalardan gelen yabancı guruplar bazı gazların enerjilerinide kullanırlar.Bu galakside yaşayan bütün ırkların, üst uzayın sırrını bildikleri söylenemez.Bu düzeye erişmek kolay değildir.Eğer doğal enerji sistemleri kullanılmazsa uzay gemimize ait enerji alanının kuvvet çizgilerinde değişiklikler olabilir; bu da geminin içinde büyük felaketlere yol açabilir.

    Not: Billy Meier’e bilgi veren Pleiades yıldız gurubundan gelen uzaylılar kendi uzay gemilerinin bazılarında radyasyon sızıntısı olduğu için bu gemileri kullanım dışı bıraktıklarını söylemişti.Ayrıca bu gemiler zamanda yolculukta yapabiliyorlardı.Ve yolculuk yöntemleri de üst uzaya geçerek zamanda ve mekanda atlama yöntemine dayanıyordu.Bu verilere bakılırsa zaman makinesi ve üst uzay yolculuğu arasında paralel ilişkiler vardır.Ve bu araçlar bir çeşit radyoaktif enerji alanları üstünde yol alarak uzay/zamanın yapısını yönlendirerek hareket ediyorlar.

    Lya: Bir uzay yolculuğundan önce gemiyi, en uygun olarak hangi metalden yapmak gerektiğini saptarız.Bu elementler, evrenin reddetmeyeceği elementler olmalıdır.Gemilerimizi inşa etmek için hidrojen ve oksijeni katı halde kullanırız.

    Not: Başka dünya dışı varlıklar da, zaman ve mekan içinde beraberce varlığını sürdürebilen evrenler bulunduğu kavramını açıklamaya uğraştılar.Bu konuda biz hiç bir şey bilmiyoruz.Bu var olduğu söylenen diğer evrenlerde de, yıldız gurupları, takım yıldızları ve galaksiler bulunuyor.Bunların bazılarında zeki yaşam formları bulunuyor.Bunları dünya insanı olarak henüz bilmiyoruz.Bu kavramlar bizlere tümüyle yabancı.Geçtiğimiz 38 yıl boyunca, İspanya’da insanlarla temas kuran ve UMMO adını verdikleri gezegenden geldiklerini söyleyen dünya dışı varlıklar tarafından bu konu uzun uzun anlatılmaya çalışılmıştı.( Antonio Ribera’nın UMMO GEZEGENİNDEN UFO TEMASLARI kitabının 1. Cilt, sözlü raporun son bölümü.)

    Giderek daha iyi anlaşıldığı gibi, dünya dışı varlıklar, uzay yolculuklarını, bizim anladığımız zaman/mekan boyutlarında yapmıyor, başka boyuta geçiyorlar.Biz buna, daha iyi bir sözcük bulamadığımızdan ‘üstuzay’ (veya uzayüstü) adını veriyoruz.Bu sözcüğü, bizim dilimizdeki diğer bütün sözcüklere göre, o kavrama en çok yakalaşan sözcük olduğu için, kullandıklarını görüyoruz.

    Başka bir dünya dışı varlıklar gurubu da, uzayda bulunan, büyük manyetik enerji hatlarından söz etmişlerdi.Bu enerji hatları, muazzam enerji şebekeleri meydana getirerek dünya dışı varlıkların, ışık yılı mertebesindeki uzaklıkları, çok yüksek hızlarla geçebilmelerini sağlıyorlar.( KOLDAS GEZEGENİNDEN UFO TEMASLARI’na bakınız.)

    Peru’daki RAMA adlı bir gurupla temas kuran dünya dışı varlıklar da, yapılarda, metalik hidrojen ve oksijen kullandıklarını anlatmışlardı.

    Lya: Zaman ve yerçekimi birbirinden ayrılamaz.Bir şeyi ölçebiliyorsak, o şey bir ağırlığa sahipse, yerçekimi gücünü hesaplayabiliriz; o zamanda varolduğunu anlarız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dionysius -- 8 Kasım 2009; 17:12:56 >




  • Heroes çakması bunlar
  • ya einstein newton filan hikaye bize zamanda yolculuğu ne güzel anlattılar back to future da..Geçmişe giden olursa yanında bi fotoğraf götürsün öldürsün kendini silinirse resimden sıçtı demektir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cureshot88 -- 8 Kasım 2009; 17:28:12 >
  • bunları idda eden fizikçileri iyi okumak lazım eyer bunları idda ederken paralel evrenleri işin içine katmıyolarsa bilim adamlığı ile falan alakaları kalmamış demektir...

    tek bir zaman çizgisi üstünde olacam ve gelecekten birileri buraya gelecek ha , ulan ozaman ben düpedüz geçmişte yaşıyor olurum aslında herşey yaşanıp bitmiş bir yaşanmışlığı yaşıyor olurum ...

    bu durumda akla şu soru gelir bu adamların geldiği gelecek nasıl oluştu , şimdiki zaman diye bir tabir kalmaz kısacası



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi evohan -- 8 Kasım 2009; 21:00:59 >
  • @evohan
    Peki sence bunlar yasanmadı mı?
    Bizim bilincaltımız ne halta yarıyor bu dejavu da :?:
    Tam olarak derinlemesine bilmesemde (zaten kısa ve özü bile anlamaya yetiyor) dejavu icin ortada olan bir görüs:
    Aslında bizim bedeni olusumumuzdan öncesindeki zamanda olayın temeli---> Bize dünyada yasayacaklarımızın gösterilmesi, bunların hakkında konusulması, bunların aklımızdan cıkartılıp dikkat ceken noktalarının bilincaltımıza yerlesmesi, dünyada bedeni olarak maddeye büründügümüzde yasamamız, bunun sonunun bilinecek olması, sonuc olarak zaten her seyin gerceklestigi ortaya cıkıyor.

    Peki sorun nerde? Madem her sey biliniyor ve yasanıyor eeeeeeeeeee niye yasıyoruz :?: Biz dünyada niye varız? Söyle düsünün:
    Bir bilgisayar üzerindeki yazılıma bazı noktalar veriyorsunuz. Bu noktalar olayların akısına etki edebilen noktalar. Peki bu noktalar ve olay neyin nesi.
    Nokta: hayatımızda önemli olan bazı dıs etkenler
    olay=hayatımız (biz ve yaptıklarımız)
    Biz noktaları belirlemekle görevlendiriyoruz. Bilgisayara bunları giriyoruz. Ardından sistemi baslatıyoruz. Peki ne oluyor sizce :?: Olaylar yasanıyor ve hesaplanıyor. Peki hesaplanma süresi :?: Biz iste o sürenin icindeyiz. Bilgisayar güclü ve bir sürü olasılıgı ve hesaplamaları yapıyor. Bunları yapması asla 1 sn almıyor ve bu uzun hissedilir, hatta test dedigimiz kısmı olusturuyor. Cünkü testin icine girerse olay dısardan müdehaleyi de etkin kılıyor. (testten kastettigim ise direk olarak sistemsel deneme ve kontrol) Yaratan ise iste bizi test ediyor bu durumda ve Peygamberler (dinler) burda devreye giriyor. Eger aksaklıklar büyüyorsa (unutmayın arap toplumunun azgınlıgını falan) bir seylerin durdurulması ve sistemin bir nevi düzeltilmesi icin araya noktalar ekleniyor. Dinde bir nokta burda cünkü din hayatımızda etkilidir. Eh sonuca baglarsak:
    Hayat bir test ama uzun süreli. Aslında gelecekte gecmiste biliniyor ve dısardan rahatca gözleniyor. Biz sadece ayrıntılarıyla bogusuyor ve yapacaklarımızın sonucunda ne kadar değiştirebilecegimize bakıyoruz. Aslında bakan tabiki biz değiliz. Ama bizde deneyin bir parcasıysak ve yasıyorsak (ki burda yasamın temelide ortama katılıyor) bunda aktif bir gözlemciyizdir.

    Unutmayın belki ben ya da belki siz,
    Birbirimizin hayatına etki eden ve bu yaptıklarımız-yazdıklarımız ile testin sonucunda büyük etkilere sahip olan, sonucu güzele ve belki de tek bir kisiye (Allah dısında) ulastırmak icin konusan kisileriz. Bundan dolayı iyi irdelemek gerek bazen.

    Ayrıca farklı uzay cidden mantıklı. Bir noktada bizim sonsuzluk kavramını bilmiyor olusumuz. Cünkü evrenin sonsuz olması cok acayip bir olay. Evren en büyük parca peki devamı nerde. Evrenin dısı yok mu hep sonsuza kadar siyahlık gibi mi olucak yıldızlar yoksa. Peki yıldız cıkıyorsa karsımıza bu bir oyun motorunun yaptıgı gibi benzer seyleri kopyalamak ve secici halde yerlestirmek mi? UÇ noktayı ne zaman bulmayı planlıyoruz:?: Örnek;
    Bir demiri ısıtıyoruz ve belirli bir ısıdan sonra o demirin sadece ısın haline gelecegini inanıyoruz-biliyoruz. O dereceyi bilmezken ne kadar devam ederiz. Saatlerce ugrastık ve iyice ısındı ısındı ısındı. Sonra :?: Yine devam ettik hep aynı. Güzel tamam vazgecelim dedik. Tam vazgecelim dedigimizde demir 5674 dereceydi peki bu sınır neydi? 5675 desem :?: İnsan iste burda donabilir. Cidden düsünüldügünde o kadar ugrasıyoruz ve 1 derecelik daha devam edebilseydik demekki amacımıza ulasıcaktık. Tabi tek olay bunda değil. Hayatımızda kacırdıgımız olaylar (son anda taksiyi kacırmak gibi xD ) ya da kücük hesap hataları. Bunların derin noktalarına inmek mümkün mü? Tam ortası dedigimiz sey aslında tam manasıyla orta nokta mı? Yani atomlarına kadar indigimizde o muhtesem saheseri görebiliyor muyuz?

    Yukarda bahsettiklerimin bu konuyla alakası:
    Zaman ve mekan. Bunların efendiligi kolay seyler değildir ki bunu anında gerceklestirmek cok zorludur. Biz bile su an belki bu anında gerceklesmenin zorlugundan dolayı böyle bir durumdayız. Bunla ilgili olaraksa bu testin icindeki noktaları zamana müdehaleler ve testin sonucunun bilinmesiyle yapabilecek olmamızdır ki zaman yolculugu cok güzel bir sekilde kabul edilebilir olarak cıkıyor. Yeterki uc nokta özlemine tutusmayalım. Yoksa cidden hayal kırıklıgı kolay yasanır. Bazen fazla zorlamamak iyidir.

    2. bir nokta:
    Allah'ın olduramayacagı sey yoktur. Bu cidden önemli bir olay. Ben acıkcası bunu cidden önemsemekteyim. Zira bende böyle gücün olması inanılmaz bir olay olurdu. Bana sonsuz sayıda boyut yarat. Ya da bana dünyadaki en güzel söylenebilecek sözü yarat diyip ardından bundan daha güzelini yarat demek gibi bir olay cidden ucurup götürürdü. İste burda UÇ nokta devreye giriyor. Demekki sınır yok. Peki niye bana en güzelini yarat dedigimde yaratılıyor ve ardından daha güzeli dedigimde yine bir sey olusabiliyor :?:



    Bunların toplamıysa "ileri gidildigi zaman" cidden herkes icin bir sınır var mı? Bastan itibaren gelen bir sınır bu:?: Yani yaratandan yaratılana hersey icin bir sürec ve bunun sınırı.




  • St Batuhan @

    dejavu döngü vs. bunlar zaten asırılık felsefik konular ama bilimsel yaklaşımlar değil ben sadece fizikçilerin olayları buraya taşımasını anlamsız buldum

    nitche bir sonsuz döngüden bahseder mesela ...
    en basit örneği ile anlatmak gerekirse " benim bugun burda bu yazıyı yazmamın tek bir nedeni var çünki onu daha öncedende yazdım "

    ha işte bu gibi bir durumda zaman yolcluğu modelleyebilirsek bugun buraya gelecekten gelen insanlar olabilir belki ancak bu fiziksel açıdan çıkmaz lar kısır döngü , paradoks vs. doğruyor işte
  • İste o nedenle yazımın sonlarında belirttigim üzere oldurabiliyorsa en iyi diyip daha iyisini istemek ve yaratmak nasıl olucak. Hep daha iyisi olucak mı? UÇ nokta nedir? Ben aslında yukarda cevaptan cok kafamdaki soruları belirttim ve sorular net olsun diye örnekli olarak yazdım sonlarda. Özellikle paradokslara gitmesinin nedeni:
    http://ferdidemircan.wordpress.com/2009/10/31/felsefi-paradokslar-bu-isin-icinden-nasil-ciklilir/
    Bunu okumam ve iyice aklımın buralara kacmıs olması. Zaman kavramıda madem oluyor ve değişmez o zaman bu yaptıklarımız kısır bir döngü zaten. Yani gelecekten gelen biri benim bu yazdıklarımı engellemeye kalksa su an engelleyemediyse yine engelleyemeyecek. Hatta ben bu yazdıklarımdan mesela kavgaya neden olsam ve bunu ilerde değiştirmeye calısmak icin gecmise geri dönsem yine değiştirememis olucam ve yine kavga olucak. Hatta gelecekten gelen ben yüzünden olusan bir kısım bu noktaya getiricek ve ben gelmesem belki de kavga nedeni yazı yazılmıycaktı. Neyse bu gece bu kadar benden. Yarın ing. sınavım var artık writing partında bununla ilgili bisiler yazarım uygun konu olursa.




  • aynen öyle ...

    şöyle daha rahat bir örnekle açıklayalım...

    örneğin 1980 yılında gelecekten gelen adamlar olsun , 2012 den gelmiş olsunlar ve gerçekten dünyada 1980 iken onlar orda var olsun , bu durumda 1980 yaşanırken biz 1980 e şimdiki zaman dediğimizde o adamlar geçmiş diyecek tüm bunlar yaşandı ve bitti diyecek

    - peki bu durumda 1980 ve 2012 arasındaki zaman dilimi gerçek manada nezaman yaşanmış olabilir ? 1980 2012 arası dünya için hep geçmiş olaraka kalır ama geçmiş olması için en az bir kere yaşanıp bitmesi gerekmezmi ?

    yani demem oki birileri geçmişe gidecekse bu mutlaka alternatif bir gerçeklik yada zaman çizgisi yaratmalı başkaca paradoksdan çıkış yolu gözükmüyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi evohan -- 8 Kasım 2009; 22:35:24 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: St Batuhan

    İste o nedenle yazımın sonlarında belirttigim üzere oldurabiliyorsa en iyi diyip daha iyisini istemek ve yaratmak nasıl olucak. Hep daha iyisi olucak mı? UÇ nokta nedir? Ben aslında yukarda cevaptan cok kafamdaki soruları belirttim ve sorular net olsun diye örnekli olarak yazdım sonlarda. Özellikle paradokslara gitmesinin nedeni:
    http://ferdidemircan.wordpress.com/2009/10/31/felsefi-paradokslar-bu-isin-icinden-nasil-ciklilir/
    Bunu okumam ve iyice aklımın buralara kacmıs olması. Zaman kavramıda madem oluyor ve değişmez o zaman bu yaptıklarımız kısır bir döngü zaten. Yani gelecekten gelen biri benim bu yazdıklarımı engellemeye kalksa su an engelleyemediyse yine engelleyemeyecek. Hatta ben bu yazdıklarımdan mesela kavgaya neden olsam ve bunu ilerde değiştirmeye calısmak icin gecmise geri dönsem yine değiştirememis olucam ve yine kavga olucak. Hatta gelecekten gelen ben yüzünden olusan bir kısım bu noktaya getiricek ve ben gelmesem belki de kavga nedeni yazı yazılmıycaktı. Neyse bu gece bu kadar benden. Yarın ing. sınavım var artık writing partında bununla ilgili bisiler yazarım uygun konu olursa.


    ilk sayfada aynı mantığı açıklamaya çalıştım, aslında bu mantık kaderi de bi nevi açıklıyo gibi...

    Düşünün şimdi diyelimki 2020 yılında bi insan bizim geleceğimizden haberdar, ama yukardaki mantıkla hiç bir şekilde müdahale edemiyor, müdahale etmeye kalkarsa zaten olması gerektiği haline sokuyor olayları...yani geçmiş ve gelecek hepsi bir bütün şeklinde düşünürsek,
    hem seçim hakkımız var, hemde geleceğimiz belli...İşte bana kaderi açıkla diyenlere bir örnek, buyrun...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: St Batuhan

    İste o nedenle yazımın sonlarında belirttigim üzere oldurabiliyorsa en iyi diyip daha iyisini istemek ve yaratmak nasıl olucak. Hep daha iyisi olucak mı? UÇ nokta nedir? Ben aslında yukarda cevaptan cok kafamdaki soruları belirttim ve sorular net olsun diye örnekli olarak yazdım sonlarda. Özellikle paradokslara gitmesinin nedeni:
    http://ferdidemircan.wordpress.com/2009/10/31/felsefi-paradokslar-bu-isin-icinden-nasil-ciklilir/
    Bunu okumam ve iyice aklımın buralara kacmıs olması. Zaman kavramıda madem oluyor ve değişmez o zaman bu yaptıklarımız kısır bir döngü zaten. Yani gelecekten gelen biri benim bu yazdıklarımı engellemeye kalksa su an engelleyemediyse yine engelleyemeyecek. Hatta ben bu yazdıklarımdan mesela kavgaya neden olsam ve bunu ilerde değiştirmeye calısmak icin gecmise geri dönsem yine değiştirememis olucam ve yine kavga olucak. Hatta gelecekten gelen ben yüzünden olusan bir kısım bu noktaya getiricek ve ben gelmesem belki de kavga nedeni yazı yazılmıycaktı. Neyse bu gece bu kadar benden. Yarın ing. sınavım var artık writing partında bununla ilgili bisiler yazarım uygun konu olursa.


    ilk sayfada aynı mantığı açıklamaya çalıştım, aslında bu mantık kaderi de bi nevi açıklıyo gibi...

    Düşünün şimdi diyelimki 2020 yılında bi insan bizim geleceğimizden haberdar, ama yukardaki mantıkla hiç bir şekilde müdahale edemiyor, müdahale etmeye kalkarsa zaten olması gerektiği haline sokuyor olayları...yani geçmiş ve gelecek hepsi bir bütün şeklinde düşünürsek,
    hem seçim hakkımız var, hemde geleceğimiz belli...İşte bana kaderi açıkla diyenlere bir örnek, buyrun...


    zamanda geri gitme olayını kaderle bağdaştırmya çalışmak paradokstan başka bişey ihtiva etmiyor , kader yazgı bir kere yaşanır ve biter biten bişeye geri dönebilmek nekadar mantıklı , ayırca yukardada belirttiğim gibi sen bir yaşanmışlığa geri dönebiliyosan ve o yaşanmışlıkta zaten senin döndüğün haliyle yaşanmışsa aslında gerçek manada hiç bir zaan yaşanmamış olur

    eğer dönebiliyorsan yaşanmış bitmiş olamaz bir yerlerde kayıt devam ediyor demektir ve sen o kayda girdiğinde ise artık kaydın bambaşka bir kopyası oluşur yani kader dediğin şeyi çoğaltmış yada değiştirmiş olursun



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi evohan -- 8 Kasım 2009; 23:00:55 >




  • İnanmak ve bilmek farklı şeylerdir. Deneyin yapılması bazı kesimlerin işine gelmeyeceğinden dolayı ve bu kesimler çok güçlü olduklarından dolayı engelliyorlar.
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.