Şimdi Ara

Bu paranın kaynağı nerden geliyor ??? (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
172
Cevap
6
Favori
5.345
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
14 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • çalıyoruz kardeşim
  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    Yazınız güzel ve usturuplu.. sistem eleştirileriniz çok yerinde, ancak klasik Türk insanı zaafları sizde de var.. yemeden içmeden ev ve araba borcuna giren insanlarda arıza var diyorsunuz, insanlar da merak ediyor karınca ve ağustos böceği hikayesi gibi hem yaşamı kaçırmadan hayatı yaşayıp, hem de ev ve araba sahibi nasıl olunabiliyor? diye.. insanlar kendini sorguluyor, sonra arkadaşın kendi ayaklarıyla bunu yapamadığı, aileden fabrikatör olduğu anlaşılıyor.. orta gelirli, sigarası olmayan, içkisi kırk yılda bir, evli çocuklu bir aile nasıl ev ve araba alır? tahminen sizde çocuk ta yoktur, olsada anne kayınvalide bakar, siz yine çoğununa bakan ailelerde arıza var dersiniz.. geçiniz...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: freemangroovy

    Yazınız güzel ve usturuplu.. sistem eleştirileriniz çok yerinde, ancak klasik Türk insanı zaafları sizde de var.. yemeden içmeden ev ve araba borcuna giren insanlarda arıza var diyorsunuz, insanlar da merak ediyor karınca ve ağustos böceği hikayesi gibi hem yaşamı kaçırmadan hayatı yaşayıp, hem de ev ve araba sahibi nasıl olunabiliyor? diye.. insanlar kendini sorguluyor, sonra arkadaşın kendi ayaklarıyla bunu yapamadığı, aileden fabrikatör olduğu anlaşılıyor.. orta gelirli, sigarası olmayan, içkisi kırk yılda bir, evli çocuklu bir aile nasıl ev ve araba alır? tahminen sizde çocuk ta yoktur, olsada anne kayınvalide bakar, siz yine çoğununa bakan ailelerde arıza var dersiniz.. geçiniz...

    Ev alana lafım yok. Araba alana da makul ölçülerde lafım yok.

    Ehem, ben yeni evliyim. Halim vaktim yerinde. Aile işinde çalışıyorum. Kendine has avantajları ve dezavantajları var. Şirketin araçlarına biniyorum. Dolayısı ile araba ihtiyacım yok. Otomobil tutkum babamdan geçme. Klasik araba merakım var. Babamda iki klasik araba var. Bakımlarını ve toplamalarını ben yapıyorum. Dediğiniz gibi çocuk yok. Çocuk planı da yok. Çocuğu benim yetiştiğim şartlarda yetiştirebilecek kaynağa tek başıma hakederek sahip olana kadar çocuk yapma planım da yok.

    Hiçbirşeyin eksikliğini yaşamadan büyüdüm. Bilgisayar istedik, alındı. Bir çocuğun teknik zekasını geliştirecek her türlü oyuncak istenince alınıyordu. Technic Lego, Model tren setleri falan... Embesil oyuncaklar istersek alabilmek için para biriktirmemiz gerekiyordu. (Teknik bir özelliği olmayan RC oyuncaklar gibi) Böyle şeylere harçlıktan para biriktirmek 6 ay veya daha çok sürüyordu. Bir edeple büyüdük özetle. Ancak zihinsel gelişimimize yardımcı olacak her türlü oyun, kurs, okul için sınırsız bir bütçe vardı. Bazen çocuk olarak tiksindiğim şeylerin kursunu alırken de bulmadım değil kendimi (bkz. tenis kursu). Bazen de derslerim kötü gittiği için sevdiğim kurslardan uzak kaldım (bkz. Binicilik).

    Bu derece zengin bir ilgi alanı ile çocuğu büyütmek bir servete mal oluyor. Babam ilk sıfır arabasını aldığında ben üniversite 1'e gidiyordum. Annem ilk sıfır arabasını aldığında üniversiteden mezun oluyordum. Evde hep araba vardı. Hatta iki tane vardı. Ama hiç sıfır alınmadı. Neden sıfır alınmadığını da anlıyorum şimdi. Sıfır alınmadı çünkü ben oldum. Hem çocuğu yetiştirmek, hem yatırım yapmak, hem de özgürce yaşamak mümkün değildi. Bizimkiler otomobilden ve dışarda yeme içmeden kesmişler. Ne yurtdışı gezilerinden kesmişler, ne bize dayadıkları kurslardan kesmişler. Neticede 4 yaşında ikinci el araba da yürüyor, sıfır araba da yürüyor. Babamdaki niş otomobil merakı otomobilleri iyice ekonomik yapıyor tabi. 92 yılında 89 model Alfa 75 aldık mesela. Tahmin edersiniz ki, dönemin sıfır orta sınıf otomobillerinden çok çok daha ucuza aldık.

    Otomobil bireylere ve ailelere özgürlük sunuyor. 60.000TL'ye otomobil alıp 5 yıllık geleceğini o otomobile bağlamak yerine, 20.000TL'ye gider ikinci el dandirik birşey alırsın, 1 yıl kemer sıkarak ödersin, sonrası özgürlüğün olur. Kemer sıkmaya niyetin yoksa rahat içinde 2 yılda ödersin. Bitti gitti. Bundan bahsediyorum. Araba almasınlar demiyorum. Ekonomik seçeneklere yönelmeye niye erindiklerini anlamıyorum.

    Ben 57-58 chevrolet'e de biniyorum. 3 yıl BMW Z4'e de bindim. Focus'a da bindim. Bugün bana 91 CRX versen ona da binerim. Erinmem. Gayet de keyifli bulurum. Çünkü otomobil bana özgürlük ve keyif için var. İşin prestijini bu kadar önemsemeyi eziklik olarak görüyorum. En basitinden eşimde Chevrolet Kalos var. Sık sık onun arabasına biniyorum. Benim sıklıkla kullandığım araç kiremit rengi tenteli 2010 model 1.8t Audi A3. Birine binince adam gibi hissedip, öbürüne binince eziklenmiyorum. Versen sürekli Kalos'a da binerim. Bundan bahsediyorum. O yüzden insanların rahatlarından kısıp 60.000TL'lik arabayı almalarını anlamıyorum. Gitsin 30.000TL'lik araba alsın, özgür olsun diyorum. 60.000TL'lik arabayı onu alınca özgür kalabilecek olan alsın.

    Gene ben, bana bir Porsche alsan rahat binemem. Orası çizildi, burası yamuldu çok dert ederim. Çünkü Porsche'u almak için bildiğin şirketteki dar finansal rahatlığımı sıfırlamam gerekir ve borcunu ödemem 3 yılımı alır. Ancak mevcut arabaya biri çarptı geçenlerde hiç canımı sıkmadım. Herkes hasar aldı mı dert etmeyeceği, koymayacağı arabaya binmeli. Boğazından kısıp 60.000'e araba alan adam, arabasına biri çarpınca feryat figan dökülmeyecek mi sokağa? Dökülecek. Haklı da, çünkü adam 5 yılını bağlamış o sokağın önündeki demir yığınına. Ama kaza bu adı üstünde. Çarpan kasten çarpmıyor ya. Aynı adam arabaya 20.000 vermiş olsa ve neredeyse hiç borca girmemiş olsa, "aman ne var canım, çoğu çoğu 1000TL değer kaybetti" der geçer. İşte 60.000TL'lik arabaya da "aman ne var canım, çoğu çoğu 4000TL değer kaybetti" diyebilecek biri binmeli ki özgür olasın. Sahip olduğun mal özgürlüğünü kısıtlamasın.

    Özetle, Piyasada 5000TL ile, 400.000TL arasında gündelik kullanıma uygun, niş olmayan otomobil var. Bence herkesin bu özgürlüğü olmalı. Sadece hangisi olacağını seçerken zorlamayanı seçmeli insan. Pazarlama pompalarına kanmamalı, "şuayip'de x varmış, ben neden y alayım?" dememeli.

    Aile işinde çalışmıyor olsam, çevremdeki dostlarıma bakarak söylüyorum, tahminen şu anda 3000TL civarında maaş alıyor olurdum, ki bu şu anda aile işinde çalışarak aldığım maaştan fazla. Hatun kişide de var bir 2500TL. Etti 5500TL. Hatun bana arabası ile geldi. Ne güzel, bonus. Ayda kira dahil 4000TL harcıyoruz (daha çocuk yok ulan!?). 10.000TL birikimim var. bir 10.000 kredi alır, ayda 1000TL olarak bir yılda öder, 20.000TL'ye bir araba alırım. Bitti gitti. Sonra o arabayı yıllar sonra elden 15'e çıkar, git 30'a araba al. Öyle öyle daha iyi arabalara binebilirim (tabi devlet baba vergi zammı yapmazsa).

    Benim parasal dünya ile bağım zayıf. Prestij için para asla harcamıyorum. Para harcarken sadece fiyat/performans ve fiyat/keyife bakarım. Şirketin finans işlerini yapıyorum; ama kendime gelince pek de milyoner hayatı yaşamıyorum. Kira + tüm faturalar 1500TL masrafım var. Gerisi dışarda gez-toz, ye iç eğlene gidiyor. Bol bol şehir dışı ve yurtdışı tatil yapıyorum. Paris'te keyifli bir Bistro'da yemeğe kişi başı 120TL verebilirim; ama Ankara'da feriştahı gelse, böyle bir hesap çıkaracak yere gitmem. İstanbul'da nebiderya boğaz manzarasına 100TL veririm o ayrı. Ama Bodrum'da "x mekanı bu ara çok hitmiş" diye bir lahmacuna kazık yemeyi kabul etsem, 10 TL'den fazla para vermem. Böyle yaşıyorum hayatı. O yüzden kendini araba için kasanları anlayamıyorum. Ben olsam binerim kedi farlı focusa, bitti gitti. Gayet kral aile arabası.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 16 Eylül 2014; 15:58:03 >




  • Hocam gayet güzel açıklamışşınız da, kapitalizmin ana sistem olduğu yaşamımızda kimseye "Aaa nasıl bu aracı alabilir?" ya da "Vay deli, gitmiş 700bin'lik ev almış" demek bana biraz tuhaf geliyor. Hatta bunu tartışmak bile abesle iştigal bana göre...

    İsteyen istediğini alır.

    İster borçla alır, ister birikmişi ile alır.

    Bunu sorgulamak da BENCE kimseye düşmemeli. İşletme okumuşsunuz zaten benden daha iyi bilirsiniz serbest piyasa ekonomisini. Post-keynesyen teoremlerini ya da modellerini de tartışmamak lazım.

    Bir çok makale ve köşe yazısında "fazlaca tüketim"den dert ediliyor. Evet ama bu tüketimi yapan kişiler toplumu oluşturan bireyler. Eğer pazarlama stratejilerine boyun eğmekte bir beis görmüyorlar ve borçlanarak ya da ellerindeki para ile satın alım işlemini yapıyorlarsa ve sonrasında "Yandım Allah" demeleri bana açıkcası komik geliyor.

    Görüşlerinizle aynı paralelde (bu lafı da kullandık ama neyse :) düşünüyorum. Ancak şu da var ki priority olarak kim neyi istiyorsa onu yapmalıdır bence. İnsanlar özgür olmalı. Yaptıklarının sorumluluklarını da bilerek...

    :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: astegon

    Hocam gayet güzel açıklamışşınız da, kapitalizmin ana sistem olduğu yaşamımızda kimseye "Aaa nasıl bu aracı alabilir?" ya da "Vay deli, gitmiş 700bin'lik ev almış" demek bana biraz tuhaf geliyor. Hatta bunu tartışmak bile abesle iştigal bana göre...

    İsteyen istediğini alır.

    İster borçla alır, ister birikmişi ile alır.

    Bunu sorgulamak da BENCE kimseye düşmemeli. İşletme okumuşsunuz zaten benden daha iyi bilirsiniz serbest piyasa ekonomisini. Post-keynesyen teoremlerini ya da modellerini de tartışmamak lazım.

    Bir çok makale ve köşe yazısında "fazlaca tüketim"den dert ediliyor. Evet ama bu tüketimi yapan kişiler toplumu oluşturan bireyler. Eğer pazarlama stratejilerine boyun eğmekte bir beis görmüyorlar ve borçlanarak ya da ellerindeki para ile satın alım işlemini yapıyorlarsa ve sonrasında "Yandım Allah" demeleri bana açıkcası komik geliyor.

    Görüşlerinizle aynı paralelde (bu lafı da kullandık ama neyse :) düşünüyorum. Ancak şu da var ki priority olarak kim neyi istiyorsa onu yapmalıdır bence. İnsanlar özgür olmalı. Yaptıklarının sorumluluklarını da bilerek...

    :)


    Kimsenin elinden özgürlüğünü alalım demiyorum, haşa! Tabii ki isteyen istediğini yapsın. Ekonomik büyüklüğü de bu çılgınlık sağlıyor bir nebze. Bu büyüklükten de hepimiz nemalanıyoruz. İşin o kısmı da var. Ama insanlardaki bu durum sağlıklı bir model değil. Benim söylediğim sadece bir tespit. İnsanlara müdehale etmeyi önermiyorum zaten. İnsanımızdaki harcama önem sırası sağlıklı değil. Kültüre önem veren mahiyette hiç değil. Bu gelecekte sadece ekonomide değil, çok farklı alanlarda sorun olur, eğitimli hödük tarlasına döneriz. Çocuklarımız eğitimli hödük olur. Hödükler memleketinde yaşarız gibi sorunsallar doğuruyor.




  • Hocam aynı düşüncedeyiz. Hayata yeni atılmış bir mühendisim. Küçüklükten beri arabalara olan tutkum yüzünden mühendislikten başka bir bölüm okumak istemedim. Tespitlerinizin hepsine katılıyorum, verdiğiniz bilgiler içinde teşekkür ediyorum.


    @Huseyin-ZST
  • Bankaların Kredi hacmi 1Trilyon'u aştıysa sorunun cevabı bellidir.Malum sitede Bankadan Emlak ilanları bölümü açıldı yakında Bankadan Otomotiv ilanları bölümü açılırsa şaşırmam.Yarını belli olmayan insanlar 5 10 20 sene taahhüt altına imza atıyor.Önceden borçlu kapıya gelmesin derken şimdi kredi borcunun üstüne kredi çekip tatile gidebiliyor.Toplumun onuru,ahlakı ve toplumsal değerleri kalmamış para ile takas edilmiş.''Kanka depo boş hafta sonu kızla buluşacağım'' (60 Bin TL değerinde araç sahibi). Üzülüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Feindesland -- 16 Eylül 2014; 16:41:32 >
  • Çoğu insan kredi çekiyor da alıyor. Mesela arkadaşım 2004 model bir BMW 3.18 aldı 40.000 TL'ya. Ama gel bir de ona sor. 2 yıldır 1400 TL aylık borç ödüyor ama sadece haftasonları azıcık kullanabiliyor. Bu gerçekten saçma bir olay. Asla yapmam :) Ama bir de şöyleleri var, adam alıyor arabayı 50.000 TL'ya ama gezip tozuyorda. Ben bunları anlayamıyorum nasıl yapıyorlar :D Şu dünyada bir bize kalmadı babadan birşey, herkesi kalmış...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 19]GaLaTaSaRaY[05

    Bende Izmir'de yeni cla, cls ve c180 bollugunu gorunce ayni soruyu soruyorum kendime.

    E bir oyun konsoluna bir aylık maaş bağlıyorsun ama?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    Şurada dursun akşam okurum. Bu saatte işten sonra hiç çekilmiyor bu yazılar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sicakyuz


    quote:

    Orijinalden alıntı: 19]GaLaTaSaRaY[05

    Bende Izmir'de yeni cla, cls ve c180 bollugunu gorunce ayni soruyu soruyorum kendime.

    E bir oyun konsoluna bir aylık maaş bağlıyorsun ama?



    oyun konsoluna 1 aylık maaş tabi yatırılır. çok değil 3 ayda kendini amorti eder o Nasıl mı ?

    Ben oyun konsollarını bıraktığımda ( sene 2011) bir baktım aylık harcamalarım kat kat arttı. Özsüt'e gidip 1 bardak çaya 3 lira , bir nargileye 15 lira, bir kahveye 10 lira, lanet olası steak house a bile 15 lira verir oldum. oysa asosyal evimde ''heavy rain'' ya da ''resident evil '' oynarken hiç para harcamıyor, inanılmaz keyifler alıyorum ve bir demlik çay ve 1 paket sigara ile muhteşem zamanlar geçiriyordum. Unutma ki tasarruflu bir hayat geçirmek isityorsan oyun konsolları birebir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: erkmenson


    quote:

    Orijinalden alıntı: sicakyuz


    quote:

    Orijinalden alıntı: 19]GaLaTaSaRaY[05

    Bende Izmir'de yeni cla, cls ve c180 bollugunu gorunce ayni soruyu soruyorum kendime.

    E bir oyun konsoluna bir aylık maaş bağlıyorsun ama?



    oyun konsoluna 1 aylık maaş tabi yatırılır. çok değil 3 ayda kendini amorti eder o Nasıl mı ?

    Ben oyun konsollarını bıraktığımda ( sene 2011) bir baktım aylık harcamalarım kat kat arttı. Özsüt'e gidip 1 bardak çaya 3 lira , bir nargileye 15 lira, bir kahveye 10 lira, lanet olası steak house a bile 15 lira verir oldum. oysa asosyal evimde ''heavy rain'' ya da ''resident evil '' oynarken hiç para harcamıyor, inanılmaz keyifler alıyorum ve bir demlik çay ve 1 paket sigara ile muhteşem zamanlar geçiriyordum. Unutma ki tasarruflu bir hayat geçirmek isityorsan oyun konsolları birebir

    Dediklerinin yapıp konsol alma, sahaftan 10 tane kitap al 25 liraya. 1500 kağıt da cebinde kalsın.

    Gördünggg müüüü?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Febr -- 16 Eylül 2014; 17:12:59 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 1- Ülkede kobilerin muhtemelen tamamı vergi kaçırıyor. Yani sözde işadamlarının çoğu halk jargonuna göre "hırsız" kategorsinde. Kelli felli A.Ş. lerde bile çalışanı asgari ücret veya yarım maaştan göstererek sgk dan kaçıran çok firma var, vergi dönemlerinde bunlar harıl harıl vilanço,gelir tablosu makyajlar ve ödenecek verfiyi min.da tutar.
    2- Bu firmalarda birkaç bin tl maaş ile çalışan ara yöneticilerden çoğu alım satımlarda iş yaptıkları firmalardan komsiyon alıyor. Yani yönetici kadrolarda da bu "hırsızlık" yoğun.
    3- Birçok esnaf yaptığı yemeğin içinde en adi bozuk,pis malzemeyi kullanıyor, Fiş vb kesmiyor, 1 tl ye aldığı cep.tel aparatını 30 tl.ye satıyor, 2000 tl.ye kiraladıı dükkanı 1000 tl.den gösterip stopajdan kaçırıyor, kaçak elektrik kullanıyor, düşük fatura,çift fatura,naylon fatura tarzı yöntemlerle vergiden kaçırmaya çalışıyor yani esnafta "hırsız" kategorisine girer
    4- Nakliyeci 10 numara yağ kullanrak,trafik kurallarını hiçe sayarak,kaçak mazot alarak, taksici yolu uzatarak,kçük lastik kullanrak,taksimetreyle oynayarak, kamyoncu taşıdığı dökme malzemeden (kömür-buğday vb) yolun yarısında birkaç yüz kilo göz hakkı alarak, nakliye firması şöförü depodan 40-50 lt mazot çalarak (satıyor sağda solda), doktor gereksiz ilaç yazarak, ameliyat yaparak, avukat gereksiz dava açarak,yasal boşlukları kullanarak, öğretmen özel ders verip vergisini vermeyerek, memur dalga geçerek boş oturarak yine bu "hırsız" kategorisine giriyor.
    5- İnşaatçı kaçak kat çıkarak, rüşvetle haksız imar alıp rant sağlayarak, malzemeden çalarak "hırsız" kategorisine giriyor
    5- Sade halk, devletin arazisinden çalarak, hazine arazisine gecekondu yaparak, orman yakıp sahalarında tarım icra ederek, milletin sahilini işgal ederek, arsasını çaktırmdan genişleterek yine bu "hırsız" kategorsine giriyor.

    Kısacası tüm birim ve bireyleriyle bu ülke mevcut kanunlar karşısında halk jargonuna göre öyle yada böyle büyük yada küçük "hırsızlık" yapıyor. İşin komik tarafı halk bu tarz konulara "hırsızlık" diyor ama hemen hemen herkesin içinde yer aldıı bir düzen bu, yani yasallaşmış ve artık resmi olarak "hırsızlık" görülmüyor.
    Bu doğrultuda devlet şirketlerin çaldığını biliyor ses çıkarmıyor, patronlar çalışanların çaldığını biliyor ses çıkarmıyor, develt halkın çaldığını biliyor oy/siyasi kaygılarla ses çıkarmıyor, kaçak inşaatlara, kaçak elktriğe göz yumuyor.

    Toprak ve İnşaat Rantı: 80 lerden bu yana sayısız insanın boktan arsasına, gecekondusuna, denizk kenarı tarlasına rant kuşu kondu. 100 mt arsa üstü gecekondosuna sına 5-10 daire aldı tonla insan. Sahil kentlerinde özellikle onlarca hatta yüzlerce dairesi olan binlerce insan oluştu. Benim bir evsahiim vardı antalya tam 37 dairesi vardı, adamın tarla zamanla s.içinde kalıyor ve kat karşılığı topluyor daireleri. Köylü vatandaş vermiş bir emlakçıyla avukata 37 dr.nin kirasını yiyiyordu yaylasında. Olan tabi altında kırmızı bir bmw is,güç yok fink atıyordu. Bİr sonraki evsahibimde binin üstünda daire vardı hoş onu tanımadım avukatı bakıyordu işlemlere.

    Kaçakçılık: Güney,güney doğu ve doğu anadolu da onbinlerce insanı zengin etti bu mazot,içki sigara kaçakçılığı. Birde terör örgütü menşaili uyuşturucu kaçakçılığından zengin olanlar var ki onların çoğu da şu an müteahit adı altında faaliyet gösteriyor para aklıyor.
    Bu kaçakcılık öyle menem birşey ki enseyi karartıp yapan adam direk süper ligde. Yanı başında kuzey ırak ta 1 paket sigara 1 usd bizde aynı sigara 4,5 usd. Johnie walker whisky orada 12-14 usd (1 lt.lik) burada 50 usd. Yani sınırın iki yakası arasında %400-500 tl fark var ki parkende fiyatlar arasında. toptanda bu fark daha da yüksektir. Mazot desen marj daha uçuk Iranda 25 cent/lt Irak'ta 35 cent/lt Suriye 75 cent/lt Tr.de 2.3 usd/lt. %700-1000 arası marj var. Sırf mazot kaçakcılığı için kamyon alan binlerce insan var, yükü sınır dışına nerdeyse bedava taşıyor ki dönüte mazot kaçırsın. Devlet başa çıkamayınca bunlara 500 lt mi ne hak verdi am kim dinler. Kaçakçılıktan ancak karnını doyuran onbinlerce insan varsa ultra zengin olan binlercede insan var.
    Öyle lanet bir para ki bu, hemen araba,ev,işyeri (genelde bar-restoran,gece klübü,otel,inşaat firması vb) yatırımına döner bir yandan yatırım yaparlar,lüks yaşarlar bir yandan kaçağa devam ederler.

    Defineceilik: 1940 lar ile 1990 lar arası tarlasında,bağında, dağda,tasda define bulan çok insan oldu. Hemen hemen her köyün kasabanın bir define zengini vardır bu ülkede. Şu an dev holding olmuş benim bile tanıdığım birkaç tane var.

    Sonuç olarak öyle yada böyle rahmetli Özal "sağolsun" -benim memurum işini bilir" hayat stilini aşılayarak halka herkesi bir şekilde iş bilir yaptı. Tr. büyük bir ülke 75 milyon nüfus var en az 1-2 milyon kalbur üstü imkanlara sahip insan var demektir bu. Değirmenin suyu nereden geliyor ayrı konu ama bir şekilde çark böyle dönüyor.
    O yüzden pek tabiki alnın teriyle,hakkıyla kazanan belli bir zümre varsa ondan çok daha fazla alangirli işlerle, yasa dışı yollarla çarkını çeviren çok daha büyük bir zümre var. O yüzden bu ülkede lüks arabalar, lük konutlar vb bu gidişle asla eksik olmaz. Bazen el değiştirir (iflas,devletin enselemesi, 2.neslin har vurup harman savurup tüketmesi vb nedenlerle)

    Ama çok örneğini gördüm haram kazanç öyle yada böyle yar olmuyor ya kişinin kendinden yada çoluğu çocuğundan çıkıyor, takdir-i ilahi bir şekilde gecikerek de olsa vuku buluyor.

    Allah hepimizi helalinden,alın teriyle kazananlardan yapsın. O yüzden kimin neyi var neyi yok çok önemli değil. En büyük zenginlik özgürlük ve sağlık bunlara sahipsen ev de arabada alırsın bir şekilde. Kalbin durduğunda nefesin kesildiğinde arkandan dökülen birkaç göz yaşı o kadar kara toprakların altına hiç birşey gitmiyor.
    Firavunlar da ne kadar kıymet ziynet eşyası varsa mumyalanıp onlarla gömülmüşler, tekrar hayata gelince kaldıkları yerden başlayacaklar diye.
    Aradan bin küsür yıl geçmiş şimdi Mısır-Kahire Devlet Müzesinde sergileniyorlar ve o hazineleri hiçbir işe yaramıyor. ibretliktir bence anlayana...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kaygerya

    Yorumlara baktim da ulkenin buyuk bir bolumunun para kazanmayi bilmedigini dusunuyorum. Once izlemimi aktarayim sonra aciklama kismina gececegim

    Pekcok insan sskli bir ise girip calismak uzerine yillarca calistiriliyor. Kitapta yazanlari hafizasina almasi ve uygulamasi isteniyor. Universite bitir gir bir ise calis diye sartlandiriliyor. Bu insandaki girisimciligi yaraticiligi olduruyor ve para kazanmayi bir ise girip calismak olan milyonlarca insan yaratiyor.

    Babadan kalma evler mevzusuna gelince, goruyorum ki bazi insanlarin babasinin 2 3 evi vs si var. Iyi de kenarda 2 3 ev var iken onlarin gelirleri var iken siz bu 3 evi 6 yapamiyorsaniz yani babanizin aldigi kadar evi alamiyorsaniz sizde bir sorun vardir. Donup kendinizi analiz etmelisiniz. Ya babaniz kadar calismiyorsunuzdur ya da babaniz kadar zeki degilsinizdir. Eskiden ev almak da zordu ustelik simdi daha kolay. Biraz biriktirin pesinat yapin kiraciyi koyun kendi kendine odesin.

    Simdi aciklama kismina geleyim.
    2 cesit gelir modeli vardir. Aktif gelir modeli yani sizin basinda durup ciddi mesai ve emek harcayarak kazandiginiz para modeli vardir. Bir de pasif gelir modeli vardir. Bu da cok fazla mesai harcamadan , aldiginiz evin kirasi olur veya yonettiginiz bir isletmenin geliri olur bunlar da pasif gelir modelidir.

    adam smith 100 kusur yil once wealth of nations kitabinda ki herkese tavsiye ederim
    refah= gelir - harcamalar
    Formulu ile kisinin refahini hesaplamistir.
    yani goruluyor ki once duze cikmak ve refahi 0 dan buyuk bir sayi haline getirecek reformlari kendinize uygulamaniz lazim. Kredi karti vs kazandiginizdan fazla harcamamalisiniz. Harciyorsaniz bilinki kendi haketmediginiz veya kendinize ait olmayan bir hayati yasiyorsunuz demektir.

    sonra adam smithin formulunu biraz degistirdim ve su sekilde uygulamaya koydum.

    0= gelir - harcamalar- yatirim(pasif gelir modeline)

    Bu denklemde goruldugu uzere refahinizdan kalan para ile yatirim yapilabildigidir. 1 sene sonunda elinizde kalan 3 5 bin tl ile ev araba is vs kuramayacaginizi ben de biliyorum. Ama bu para ile dolar euro altin tahvil bono vs degerlendirebilirsiniz. Artisa gecen birkac hisse satin alabilirsiniz.

    Dananin kuyrugu sonraki sene kopuyor.

    0= gelir+yatirim gelirleri - harcamalar - daha buyuk yatirim.

    Ertesi sene
    0= Gelir + daha cok yatirim geliri - harcamalar - daha cok yatirim.

    iste bu denklem sonunda 5 sene sonunda istediginiz herseyi alabilir yapabilir konuma geliyorsunuz. Onemli olan , aktif gelir modeli ile kazandiginiz bir kisim parayi pasif gelir modeline surekli donusturmek sureti ile emek harcamadan kazandiginiz bir para ortaya cikiyor.

    Bir sure sonra gercekten tahmin edemeyeceginiz gelir seviyelerine ulasmak mumkun. Ben bunun en canli ornegi olarak kendimi verebilirim :)

    Edit: burada pasif gelir modelinde bahsettigim sey yanlis anlasilmasin birikim degildir. Burada yapilan yatirimdir. Yani size para getirecek bir ortaklik, isletme, komisyon kari getirecek bir yapidir. Burada para biriktirme yontemi degil gelir elde etme yonteminden bahsediyorum.


    meslek nedir




  • quote:

    Orijinalden alıntı: stefansalvatore

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kaygerya

    Yorumlara baktim da ulkenin buyuk bir bolumunun para kazanmayi bilmedigini dusunuyorum. Once izlemimi aktarayim sonra aciklama kismina gececegim

    Pekcok insan sskli bir ise girip calismak uzerine yillarca calistiriliyor. Kitapta yazanlari hafizasina almasi ve uygulamasi isteniyor. Universite bitir gir bir ise calis diye sartlandiriliyor. Bu insandaki girisimciligi yaraticiligi olduruyor ve para kazanmayi bir ise girip calismak olan milyonlarca insan yaratiyor.

    Babadan kalma evler mevzusuna gelince, goruyorum ki bazi insanlarin babasinin 2 3 evi vs si var. Iyi de kenarda 2 3 ev var iken onlarin gelirleri var iken siz bu 3 evi 6 yapamiyorsaniz yani babanizin aldigi kadar evi alamiyorsaniz sizde bir sorun vardir. Donup kendinizi analiz etmelisiniz. Ya babaniz kadar calismiyorsunuzdur ya da babaniz kadar zeki degilsinizdir. Eskiden ev almak da zordu ustelik simdi daha kolay. Biraz biriktirin pesinat yapin kiraciyi koyun kendi kendine odesin.

    Simdi aciklama kismina geleyim.
    2 cesit gelir modeli vardir. Aktif gelir modeli yani sizin basinda durup ciddi mesai ve emek harcayarak kazandiginiz para modeli vardir. Bir de pasif gelir modeli vardir. Bu da cok fazla mesai harcamadan , aldiginiz evin kirasi olur veya yonettiginiz bir isletmenin geliri olur bunlar da pasif gelir modelidir.

    adam smith 100 kusur yil once wealth of nations kitabinda ki herkese tavsiye ederim
    refah= gelir - harcamalar
    Formulu ile kisinin refahini hesaplamistir.
    yani goruluyor ki once duze cikmak ve refahi 0 dan buyuk bir sayi haline getirecek reformlari kendinize uygulamaniz lazim. Kredi karti vs kazandiginizdan fazla harcamamalisiniz. Harciyorsaniz bilinki kendi haketmediginiz veya kendinize ait olmayan bir hayati yasiyorsunuz demektir.

    sonra adam smithin formulunu biraz degistirdim ve su sekilde uygulamaya koydum.

    0= gelir - harcamalar- yatirim(pasif gelir modeline)

    Bu denklemde goruldugu uzere refahinizdan kalan para ile yatirim yapilabildigidir. 1 sene sonunda elinizde kalan 3 5 bin tl ile ev araba is vs kuramayacaginizi ben de biliyorum. Ama bu para ile dolar euro altin tahvil bono vs degerlendirebilirsiniz. Artisa gecen birkac hisse satin alabilirsiniz.

    Dananin kuyrugu sonraki sene kopuyor.

    0= gelir+yatirim gelirleri - harcamalar - daha buyuk yatirim.

    Ertesi sene
    0= Gelir + daha cok yatirim geliri - harcamalar - daha cok yatirim.

    iste bu denklem sonunda 5 sene sonunda istediginiz herseyi alabilir yapabilir konuma geliyorsunuz. Onemli olan , aktif gelir modeli ile kazandiginiz bir kisim parayi pasif gelir modeline surekli donusturmek sureti ile emek harcamadan kazandiginiz bir para ortaya cikiyor.

    Bir sure sonra gercekten tahmin edemeyeceginiz gelir seviyelerine ulasmak mumkun. Ben bunun en canli ornegi olarak kendimi verebilirim :)

    Edit: burada pasif gelir modelinde bahsettigim sey yanlis anlasilmasin birikim degildir. Burada yapilan yatirimdir. Yani size para getirecek bir ortaklik, isletme, komisyon kari getirecek bir yapidir. Burada para biriktirme yontemi degil gelir elde etme yonteminden bahsediyorum.


    meslek nedir

    Bilgisayar muhendisiyim. Formuller kafa karisikligina yol acsin istemem :)

    Formullere bakarsaniz, denklem 0 a esitlenmektedir.

    Formulun 0 a esitlenmesi demek burada birikimin 0 tl olmasi demek. Yani aslinda adam smithin teorisine gore refahi 0'lamak demek. Yani birikime ihtiyaciniz da yok. Yatirim yapmaya ihtiyaciniz var. Ve giderlerinizi azaltmaya.

    Giderleri azaltmak icin kendinizi tanimaniz gerekir. Ayda kac dakika telefonla konustugunuzu bilirseniz ona gore bir paket ile veya evdeki ampulleri tasarruflular ile degistirerek, kalorifer peteklerine termostatli vana takarak , kullandiginiz ve tukettiginiz besinlerin miktarini ve markalarini analiz ederek, ve marketlerdeki ucuzluklarini takip ederek, 2000 tl aylik maas ile hayat standartlarinizdan hic odun vermeden yilda 5000 tl kara gecebilirsiniz. Butun ettiginiz masraflar kendisini 6 ayda amorti edecektir. Kisi once kendini tanimalidir. Teshis dogru koyulursa tedavi sonuc verir.

    misal her gun 1 lt kola iciyorsaniz marketten her gun 2 liraya almak yerine aylik 30 tane alin tanesi 1.30 a geliyor. Gunde 70 kurus kar ederseniz sadece gunluk kola tuketiminizden yillik 300 tl kar ediyorsunuz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sile

    quote:

    Orijinalden alıntı: AvantiLazio

    quote:

    Orijinalden alıntı: sile

    Memleket son model cipten bmwden mersodan geçilmiyor ne hikmet içindede kapalılar sakallilar var Allah sonumuzu hayır etsin birileri bizi opup duruyor ben 20 senede aldım arabamı

    güzel kafa

    yok yok fikirlerimden vaz geçtim onlara miras kalmıştır,sayısal lotodan,toto dan yılbaşı ikramiyesinden yada gömü bulup ondan almıştır ben yanlış kafadayım

    ne yani götünü başını açanlar binince alın teri sakallılar binince çalıp çırparak mı kazanmış oluyor,gelin o zaman gidelim etilerde,tarabyada bakalım arabaların içine ne tipler varmış böyle bi saçmalık olabilir mi insanların tipine göre mi yorumluyoruz

    muhafazakar insanlar zengin olamaz mı ya da son model arabaya binemez mi,parası olan herkes biner içinde ihram da giyer,bikini de çalan çırpan da hesabını verir




  • Millet 10 yıl sonra alacağı maaşla araba, ev alıyor talep artıyor, doğal olarak fiyatlar ve vergiler de artıyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: peugeot206WRC

    1. Asgari ücretle 20-30 bin liralık araba yalan, forum efsanesi. Hiç bir banka sadece asgari ücret geliri olan adama kredi vermiyor. Peşin parasıyla aldıysa demek ki zaten parası varmış.
    2. Şu anda kredi verenlerin ve satış yapanların gözdesi maaşlı çalışanlar. Eğer 3-4 bin üzeri maaşınız varsa fark etmişsinizdir sürekli bankalardan kredi verelim mesajları geliyor. Bunun da nedeni artık borcunuzu ödemezseniz ve maaşlı çalışansanız, maaşınıza elektronik haciz geliyor. Yani ölseniz bitseniz, aynı vergi gibi, daha maaşınızı almadan bir bölümüne haciz yoluyla el konuluyor. Böylece ticaret yapandan daha garanti müşteri oluyorsunuz banka gözünde. Uzun vadeli kredilerle ortalama geliri olan bir insan ortalama bir araç alabiliyor.
    3. Lüks araçları hepsi değil ama bir bölümü şirket sahiplerine ya da üst düzey yöneticilere bedava veriliyor. Şöyle ki, örneğin 50 araçlık bir filoya ihtiyacı olan bir şirketiniz var. Filo kiralama şirketleri 50 araçlık anlaşma karşılığı, anlaşma süresince size bedava örneğin 5.20d tahsis ediyorlar.
    4. Araç fiyatları bu ülkede çok yüksek ama aslında kişi başına düşen araç sayısı da çok az. Yani hala ciddi bir araç talebi var ve firmalar vergileri de bahane ederek ekonomi için tercih edilen araçları ekonomiklikten çıkaracak kadar fahiş fiyatlarla satıyorlar. Bizim memlekette bunun en iyi örneği dizel/otomatik araçlar. Bazı markalarda 20 bin liraya kadar çıkıyor benzinli dizel farkı ama hala insanlar ekonomik diye tercih ediyorlar insanımız da biraz enteresan. Neyse bu durum da şişiriyor fiyatları ancak ihtiyaç olduğu sürece fiyatlar artsa da satışlar devam edecektir.
    5. Ben yıllardır bu krediler ne zaman patlayacak diye bekliyorum ama hala patlamadı. Gerçi ekonomiyi idare etmek için satacak bir şey de kalmadı son büyük satış milli piyango oldu onu da sattılar bakalım ne olacak sonumuz.

    Size kesinlikle katiliyorum bu mevzu araba da degil...
    adamin iphone 5s inin taksidi bitmemis iphone 6 almanin planlarini yapiyor ( deu hastane personeli) devlet telefonda taksidi yasakladi hadi bakalim krediyle arabayi yasaklasin ne oluyor ? bu kredi sistemi elbet bi gun patlayacak ozaman
    sokakta 0 km kac tane arac gorcez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • tamam kardeş tamam şaka yapıyorduk hemen anladın o arabalar aslında sana şaka olsun diye dağıtıldı yoksa herkes o arabalara binemez....Yada söyle söyleyeyim kalbin kırılmasın diye kimse sana söylemiyordu ama bir tek sen fakirsin istesek hepimiz bugatti ye bineriz....

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ağzıniza sağlık. @rasap74 @Kaygerya

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.