Şimdi Ara

BİYOLOJİ NOTLARIM (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
90
Cevap
55
Favori
5.583
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
25 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İŞİTME OLAYI

    Kulak kepçesi -> kulak yolu -> kulak zarı -> çekiç-örs-üzengi -> oval pencere -> perilenf sıvısı -> endolenf sıvısı -> korti organı -> işitme sinirlerinde impuls oluşumu -> talamus -> işitme merkezi

  • DİL

    Suda veya tükürükte çözünmüş besinlerin tadını almayı sağlayan kısımlar dilin üst yüzeyinde bulunur. Tat alma reseptörlerine tat tomurcuğu denir. Tat tomurcukları, dilin üzerini örten epitel dokuyla gömülü halde bulunur.

    Tat tomurcukları papilla denilen yapılarda kümelenmiştir.

    Bir maddenin tadının algılanmasında maddenin sıcaklığının, kokusunun ve görülmesinin de rolü vardır.

  • DERİ

    Epitel ve temel bağ doku olmak üzere iki farklı dokudan meydana gelir.

    -> EPİTEL DOKU: Vücudun dış ve iç yüzeyini örter.

    Hücreler arası boşluk yok denecek kadar azdır.

    Kan damarları ve sinirler bulunmadığından bağ dokudan difüzyon ile beslenir.

    -Duyu epiteli: Dış ortamdan gelen uyarıları alan özelleşmiş epiteller.

    -Bez epiteli: Salgı üretip salgılayan epitel dokudur. Endokrin, ekzokrin ve karma bez şeklinde bulunabilir.

    -Örtü epiteli: Vücudun dış ve içini örten epitel doku. Mekanik etki, besin emilimi ve sıcaktan ya da soğuktan koruma görevleri var

    -> TEMEL BAĞ DOKU: Diğer doku ve organların arasını doldurarak diğer dokuların beslenmesini sağlar ve mekanik destek olur.

    Bağ doku hücreleri; hücre ara maddesi ve liflerden oluşur.

    Kan damarı ve sinir hücreleri bakımından zengindir.

    Bağışıklıkta görev yapar.

    BAĞ DOKU HÜCRELERİ

    -Fibroblast: Bağ dokusunun liflerini üreten esas hücreler. Bağ dokusunun yenilenmesini ve kollajen ipliklerinin oluşmasını sağlarlar. Kemikleşme sırasında osteositlere dönüşürler.

    -Mast hücreleri: Heparin ve histamın salgılarlar. Heparin kanın damar içinde pıhtılaşmasını engeller. Histamin kılcal damarların geçirgenliğini arttırır.

    -Makrofaj hücreleri: Fagositoz yaparak bağışıklıkta görev alırlar.

    -Plazma hücreleri: Antikor üreterek bağışıklıkta görev alırlar.

    -Melanosit: Sitoplazmalarında melanin pigmenti bulundurduklarından bulundukları dokuya renk verir.

    BAĞ DOKU LİFLERİ

    -Kollajen lifler: Kollejen proteinlerinden oluşan basınca çekmeye ve gerilmeye dayanıklı ince lifler.

    -Elastik lifler: Elastin proteinlerinden oluşan uzama yetenekleri fazla olan lifler. Yüz, boyun derisi ve damarlarda bol miktarda bulunurlar.

    -Ağsı Lifler: Kollajen liflerine bağlanmış çok ince lifler. Dağınık olarak iç organları sararlar.

    YAĞ DOKUSU

    Fazla yağı depoladığından depo besin kaynağıdır.

    Hücreleri arasında kollajen ve ağsı lifler bol miktarda bulunur.

    ADEK vitaminlerini depolar.

    Organların etrafını sararak çalışmaları sırasında birbirlerinden ve dışarıdan gelecek mekanik etkiden korurlar.

    Deri altında bol miktarda bulunarak ısıyı ayarlar ve derinin kurumasını engeller.





  • İnsan derisi iki tabakadan oluşur.

    1) Üst Deri (Epidermis)

    Çok katlı epitelden oluşur.

    ->Korun Tabakası: Üzeri deri bezlerinin salgıları ve keratinleşmiş (ölü hücre) hücrelerin oluşturduğu özel katman ile kaplıdır.

    Deriyi dış etkilerden ve mikroorganizmalardan korur.

    Kan damarı ve sinirler yer almadığından beslenmesi alt kısımdaki hücreler tarafından gerçekleştirilir.

    -> Malpighi Tabakası: Canlı hücrelerden oluşur. Bu tabakada yer alan hücreler melanin pigmenti üretir.

    2) Alt Deri (Dermis)

    Elastik ve kollajen bağ doku liflerinden oluşur.

    Kan damarı, sinirler, kaslar, dokunma cisimcikleri, ter ve yağ bezleri, kıl kökleri ve lenf damarları bulunur.

    Bol miktarda reseptör içerir.

    Taşıdığı damarlar vücut ısısının ayarlanmasında ve üst derinin beslenmesinde görevlidir.

    Düz kaslar kılların hareketinde rol oynar.

  • DERİDE YER ALAN RESEPTÖRLER

    Serbest sinir uçları: Değme ve ağrı duyusu

    Merkel diskleri: Değme duyusu

    Meissner cisimciği: Dokunma duyusu

    Pacini cisimcikleri: Basınç duyusu

    Ruffini cisimciği: Sıcak duyusu

    Krause cisimciği: Soğuk duyusu

  • Osteositler lakün denilen boşluklarda bulunur.

    Kemiklerin dışında periost denilen kemik zarı vardır. Kemiğin enine büyümesini ve onarılmasını sağlar.

    KEMİK DOKU ÇEŞİTLERİ

    ->Sıkı (Sert) Kemik Doku: Uzun kemiklerin gövdesinde kısa yassı ve düzensiz şekilli kemiklerin dışında bulunur.

    Osteositlerin ortasından havers kanalları geçer. Bu kanallar da volkmann kanalları ile birbirine bağlanır. Bu kanallardan kan damarları ve sinirler geçer.

    ->Süngerimsi Kemik Doku: Uzun kemiklerin uç kısmında; kısa yassı ve düzensiz şekilli kemiklerin iç kısmında bulunur.

    Boşluklu yapıdadır. Bu boşluklar kırmızı kemik iliği ile doludur.

    KEMİK ÇEŞİTLERİ

    1)Uzun kemik: Baş kısmı ve gövde arasında epifiz plağı bulunur. Kemiğin büyümesini sağlar.

    Sıkı kemik dokunun ortasında sarı kemik iliği bulunur.

    2)Kısa kemik

    3)Yassı kemik

    4)Düzensiz şekilli kemik

    Not: Kırmızı kemik iliği, sıkı kemik doku, süngerimsi kemik doku ve periost tüm kemiklerde ortak olarak bulunan yapılardır.





  • KIKIRDAK DOKU

    Yapısında kan damarı bulunmadığından bağ dokudan difüzyon ile beslenir. Atık maddelerini de aynı şekilde uzaklaştırır.

    -> Hiyalin kıkırdak: Ara maddesinde kollajen lif içeren çok sayıda hücreden oluşmuş basınca dayanıklı

    Embriyo iskeleti, soluk borusu, burun, kemiklerin eklem başları, kaburga uçları.

    -> Elastik kıkırdak: Ara maddesinde elastik lifler bulunan esnek kıkırdak

    Kulak kepçesi, kulak yolu, östaki borusu, epiglotis.

    -> Fibröz kıkırdak: Ara maddesinde kollajen lif bulunan az sayıda hücreden oluşmuş basınç ve çekmeye karşı dayanıklı kıkırdak

    Omurlar arası disklerde ve köprücük kemiği gibi kemiklerin eklem bölgelerinde bulunur.

  • Eklem kapsülünün iç bölgesinde sinovial zar vardır. Bu zardan eklemin hareketi sırasında kemiklerin aşınmasını önleyen sinovial sıvı üretilir.

    KASILMA VE GEVŞEME SIRASINDA ORTAK GÖRÜLEN OLAYLAR

    A bandının boyu değişmez.

    Kasın kütlesi ve hacmi değişmez.

    Aktin ve miyozin ipliklerinin boyu değişmez.

    Solunum yapılır.

    ATP harcanır, CO2 ve ısı üretilir.

    Miyozin yeri değişmez ama aktinin yeri değişir.

  • KASIN ÇALIŞMASI SIRASINDA GÖRÜLEN OLAYLAR

    1-Kaslar beyinden gelen sinirlerle uyarılır

    2-Sarkolemmaya gelen sinir uçlarından nörotransmitter maddeler salgılanır.

    3-Bu kimyasal maddeler sarkolemmanın Na+ iyonlarına geçirgenliğini arttırır (DEPOLARİZASYON)

    4-Depolarizasyon, kas hücrelerindeki sarkoplazmik retikulumu etkileyerek Ca+2 iyonlarının aktin ve miyozin iplikleri üzerinde salınmasına yol açar.

    5-Ca+2 iyonları miyozin üzerindeki ATP sentaz enzimini aktif ederek ATP'nin hidrolizini başlatır. Bunun sonucunda ADP, P ve enerji elde edilir.

    6-Açığa çıkan enerji aktinlerin miyozin üzerinde kaymasını ve böylece kasın kasılmasını sağlar.

    7-Daha sonra Ca iyonları aktif taşıma ile sarkoplazmik retikuluma döner ve kas gevşemeye başlar. (Bu sırada aktif taşıma yapıldığından kasın gevşemesi sırasında da enerji harcanır.)

  • KAS ENERJİSİNİN SAĞLANMASI

    1) ATP İLE

    ATP -> ADP +P + Enerji

    ------------------------------

    2) KREATİN-P İLE

    ATP +Kreatin -> ADP + Kreatin Fosfat

    Kasın çalışması sırasında hazır ATP bitince kreatin fosfat kullanılır. Kreatin fosfat kreatine dönüştürülüp açığa çıkan ADP'lerden ATP üretilir. ATP hidroliz edilerek enerji elde edilir.

    Kreatin Fosfat + ADP -> ATP + Kreatin

    ATP -> ADP + P + Enerji

    -------------------------------

    3)GLİKOLİTİK YOL

    ATP ve Kreatin-P bittiğinde glikoz moleküllerinin glikoliz tepkimesi sonucu az da olsa kısa sürede ATP üretilir. Bu sürecin sonunda laktik asit açığa çıkar ve açığa çıkan laktik asit oksijenli solunumun mekanizmasını yavaşlatır.

    -------------------------------

    4) OKSİDATİF YOL

    Glikoz moleküllerinin oksijenli solunum ile parçalanması ile ATP üretilmesidir.

  • BİYOLOJİ NOTLARIM
    BİYOLOJİ NOTLARIM
  • Karbonhidrat, yağ ve protein gibi kompleks organik moleküllerin enzim ve su aracılığı ile monomerlerine ayrışmasına sindirim denir.

    Sindirim sistemi organları: Ağız, yutak, yemek borusu, mide, bağırsaklar ve anüs.

    Sindirime yardımcı organlar: Karaciğer, pankreas ve tükürük bezi.

    *Kulak altı, dil altı ve çene altı olarak üç çift tükürük bezi bulunur. Bu bez içinde mineral, mukus ve amilaz enzimi içerek tükürük sıvısı salgılar.

    SİNDİRİM SİSTEMİNİN YAPISI

    1) İç tabaka: Mukus salgılayan epitel dokudur.

    2) Orta tabaka: Düz kaslar bulunur.

    3) Dış tabaka: Bağ dokudur. Bağ dokunun üstünde periton zarı vardır ancak periton yemek borusunda bulunmaz.

  • BİYOLOJİ NOTLARIM

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • MİDE

    Fiziksel sindirim kaslar sayesinde, kimyasal sindirim mide öz suyu sayesinde yapılır.

    Midedeki tüm olayları vagus siniri ve mide tarafından salgılanan gastrin hormonu düzenler.

    Mide öz suyu içerisinde mukus, HCl ve pepsinojen bulunur.

    HCl: Pepsinojeni pepsin haline dönüştürür ve mide pH'sini düzenler. Mide pH'si yaklaşık olarak 2 civarındadır.

    --------------------------------

    İNCE BAĞIRSAK


    -> Duedonum (Onikiparmak bağırsağı)

    Sindirimin en yoğun olduğu bölümdür.

    Sekretin ve kolesistokinin hormonu salgılanır. Bu salgılar; mide, karaciğer, safra kesesi ve pankreası uyarır.

    Safra karaciğerden ve safra kesesinden koledok kanalına, pankreas enzimleri ise wirsung kanalı ile onikiparmak bağırsağına taşınır. Bu iki kanal da bağırsağa girmeden önce vater kabarcığı ile birleşip onikiparmak bağırsağına açılır.

    -Sekretin: Pankreası uyararak bazik özellikteki bikarbonat iyonlarının bağırsağa dökülmesini sağlar.

    Karaciğeri uyararak safra salgılamasını ve bu safranın safra kesesinde depolamasını sağlar. (Sekretin, bağırsaktaki sindirim için zemin hazırlar.)

    -Kolesistokinin: Safra kesesini ve pankreası uyarır. Safra kesesinin safra salgılamasını; pankreasın ise pankreas öz suyu salgılamasını sağlar.

    *Sekretin ve kolesistokinin hormonlarının kanda yükselmesi mide çalışmasını sağlayan gastrin hormonuna negatif feedback ile etki ederek durdurur bu sayede mide gereksiz yere çalışmamış olur.



    -> Jejenum ve İleum

    Sindirim ve emilimin yapıldığı yerdir.

    İç yüzeyi emilim yüzeyini arttıran villuslar ile kaplıdır.

    İç yüzeyindeki epitel dokudan bol miktarda sindirim enzimi salgılanır.

    Enterokinaz, dipeptidaz, tripeptidaz, aminopeptidaz -> Protein

    Sükraz, maltaz, laktaz, dekstrinaz -> Karbonhidrat

    Nükleotidaz -> Nükleotid

    ---------------------------------

    KALIN BAĞIRSAK

    İnce bağırsaktan farklı olarak villus ve sindirim enzimi üretimi yok, daha fazla mukus üretimi var.

    Fiziksel ve kimyasal sindirim gerçekleşmez.

    Vitamin, su ve mineral emilimi olur.

    B ve K vitamini sentezleyen mutualist bakteriler bulunur. Üretilen B ve K vitaminleri de emilir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Aslı Özan -- 14 Nisan 2021; 19:7:56 >




  • KARACİĞERİN GÖREVLERİ

    -Safra salgılamak ve safra kesesinde depolamak

    -Kanın damar dışında pıhtılaşmasında rol alan fibrinojen ve trombojen proteinlerini sentezlemek

    -Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparini sentezlemek

    -Kan şekerini düzenlemek

    -Protein ve karbonhidratların yağlara dönüşümünü sağlamak

    -Zehirli maddeleri zehirsiz hale getirmek (Amonyağı üre ya da ürik asite dönüştürmek, ilaçların zararlı etkilerini ve alkolü yok etmek, katalaz enzimi ile H2O2'yi su ve oksijene parçalamak)

    -Öncül A vitaminini A vitaminine dönüştürmek

    -ADEK vitaminlerini depolamak

    -Yaşlanmış alyuvarları parçalamak (kupfer hücreleri)

    -Kansızlık halinde alyuvar üretmek

    -Eritropoietin hormonu salgılamak

    -Vücut ısısını düzenlemek

  • SAFRA

    Yapısında enzim bulunmadığından kimyasal sindirimde görev almaz sadece yağların fiziksel sindiriminde görev alır.

    Yağlı maddelerin emilimini kolaylaştırır, ince bağırsağın bazikleşmesini sağlar.

    Dışkının kokuşmasını önleyerek içerdiği pigmentler ile dışkıya renk verir.

    Safra tuzu ve su azalırsa kolesterol çökelerek safra taşlarını oluşturur. Safra taşları ya da herhangi bir nedenle safra kanallarının tıkanması sonucu safra emilerek kana geçer. Deride sarı renk oluşur -> Sarılık hastalığı

    ---------------

    PANKREAS

    Pankreas öz suyu üreterek sindirime yardımcı olur.

    Pankreas öz suyu:

    Tripsinojen, kimotripsinojen, karboksipeptidaz -> Protein

    Amilaz -> Karbonhidrat

    Lipaz -> Yağ

    Nükleaz -> Nükleik asit




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Aslı Özan -- 14 Nisan 2021; 18:37:7 >
  • Mutasyonun kalıtsal olabilmesi için; üreme ya da üreme ana hücrelerinde meydana gelmesi gerekir. Vücut hücrelerinde meydana gelen bir mutasyon sadece kalıcı olabilir. Kalıtsal değildir.

    YAPAY SEÇİLİM: İstenilen özelliklere sahip bireylerin insanlar tarafından seçilmesi ve bu özelliklerin çoğaltılması amacı ile kendi aralarında çiftleştirilmesidir. Özellikle besin ve ticari değeri yüksek bitki ve hayvanlar üzerinde uygulanır. Günümüzde evcilleşmiş hayvan ve bitki türleri de yapay seçilim ile oluşturulmuştur.

  • SİMBİYOTİK YAŞAM

    En az iki farklı türün beslenme amacı ile bir araya gelerek oluşturdukları beslenme ilişkisidir.

    Av-avcı ilişki bir simbiyotik yaşam değildir. Çünkü simbiyotik yaşamda amaç bir canlıyı öldürmeden ondan faydalanmaktır yani simbiyotik ilişkiye devam eden canlıların yaşıyor olması gerekmektedir.

    MUTUALİZM (+,+)

    KOMMENSALİZM (+,0)

    PARAZİTİZM (+,-)

    AMENSALİZM (-,0)

    ---------------------------

    BİTKİ PARAZİTLERİ

    ->Yarı parazitler: Üzerinde yaşadıkları bitkinin ksilemlerine emeç yollayarak inorganik maddelerinden faydalanırlar. Klorofil pigmentine sahip olduklarından fotosentez yapabilirler. (ökse otu)

    -> Tam parazitler: Üzerinde yaşadıkları bitkinin ksilem ve floemine emeç yollayarak hem inorganik hem organik maddelerinden yararlanırlar. Klorofilleri olmadığından fotosentez yapamazlar. Çok fazla çoğaldıklarında bitkinin ölümüne neden olabilirler. (canavar otu)

    ---------------------------

    HAYVAN PARAZİTLERİ

    -> İç parazit: Hayvanların içinde yaşar. Kan ya da bağırsak içerisinde bulunur. Sindirim sistemleri gelişmemiştir. Üreme sistemleri iyi gelişmiştir. (Bağırsak solucanı, tenya, karaciğer kelebeği)

    -> Dış parazit: Vücudun dışına yerleşerek kan emerler. Sindirim sistemleri ve tutunma organları iyi gelişmiştir. (Bazı eklem bacaklılar)

    TEK HÜCRELİ PARAZİTLER: Amip, bakteri, plazmodyum, trypanosoma gibi canlılarda parazit olarak yaşayan tek hücreli canlılardır. Hastalıklara yol açarlar.

    Plazmodyumda sıtma hastalığına, trypanosoma ise uyku hastalığına neden olur.





  • Birincil (primer) süksesyon: Toprağın hiç oluşmadığı, canlı yaşamının bulunmadığı alanlarda görülür. Süksesyon sonucunda komünitede bir denge oluşur. Buna klimaks denir. Çevre şartlarında çok ciddi değişiklik olmadığı sürece klimaks devam eder.

    İkincil (sekonder) süksesyon: İnsan müdahalesi, aşırı otlatma ve yangın gibi nedenlerle toprak yapısı bozulmadan komünitenin bozulması ile görülür. Bu süksesyonda toprak yapısı bozulmadığından toprak oluşumu görülmeden diğer evreler aynı sıralama ile gerçekleşir. Klimaksın sağlanmasıyla süksesyon son bulur.

    NOT: Popülasyon aynı tür bireylerden oluşur.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Aslı Özan -- 14 Nisan 2021; 23:16:53 >
  • Kalp dıştan içe doğru üç ana tabakadan oluşur.

    1-Perikard: bağ dokudan oluşur iki katlı zardır bu zarlar arasında sıvı bulunur. bu sıvı kalbin rahat çalışmasını sağlar.

    2-Miyokard: kalp kası. kulakçıklarda ince karıncıklarda kalın. aorttan çıkan damarlar miyokard tabakasında kılcallara ayrılır. bu damarlar kalp kasını besler bunlara koroner damarlar denir.

    3-Endokard: tek katlı endotel ile bunu miyokarda bağlayan bağ dokudan oluşur

    kalbin çalışması sırasında aşınmayı önleyen kaygan yapı oluşturur ve kan damarı bulunmaz.

    -----------------------------------------------------------------------------------

    sağ kulakçık - sağ karıncık arasında triküspit

    sol kulakçık - sol karıncık arasında biküspit (mitral) kapakçık var

    kalbin karıncıklarına atardamarlar, kulakçıklarına toplardamarlar bağlıdır.

    atardamarların kalpten çıktığı yerlerde yarım ay kapakçıkları bulunur. bunlar kalpten çıkan kanın geri gelmesini engeller (aort ve akciğer atardamarında)

    -----------------------------------------------------------------------------------

    alt ve üst ana toplardamar -> kirli kanı sağ kulakçığa

    akciğer atardamarı -> kirli kanı sağ karıncıktan akciğere

    akciğer toplardamarı -> temiz kanı akciğerden kulakçığa

    aort atardamarı -> temiz kanı sol karıncıktan vücuda iletir.

    -----------------------------------------------------------------------------------

    kalp, miyokard tabakasının kasılıp gevşemesi ile çalışır

    her kalp atışı bir sistol ve bunu takip eden bir diastolden oluşur

    sinoatrial düğüm (s.a) -> atrio-ventriküler düğüm (a.v) -> his demetleri -> purkinje lifleri

    kalbin kirlenmiş olarak sağ kulakçığına gelen bir kanı, temizlenmiş bir halde aortla vücuda göndermesi bir kalp atışıdır.

    NOT: kalp odacıklarının beraberce gevşediği bir an vardır ancak beraberce kasıldıkları bir an yoktur.





  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.