16.11 civarı evden çıkıyorum bugün. fenerium´lardan alışveriş günü. bende 20 lira var‚ o da yemek parası evden gelene kadar. 3 kuruşun hesabını yapmak lazım istanbul´da. malum; gurbette öğrenciyiz.
maraton tribününün altındaki fenerium´un önünde buluşuyoruz arkadaşlarla. içeriye giriyoruz. arkadaşlar bir şeyler alıyorlar. ben de fotoğraf çekiyorum. içerisi çok sıcak. terliyorum‚ fotoğraf çekmeyi bırakıp dışarıya çıkıyorum. merdivenlere oturup bir sigara yakıyor ve çektiğim fotoğraflara bakmaya başlıyorum. tam o esnada ilkokul öğrencisi 7 - 8 çocuk toplanıyor önümde. bir tanesi içeri giriyor. 2 - 3 dakika sonra dışarıya çıkıp "top 20 liraymış. herkes verebildiği kadar para versin." diyor. pürdikkat izliyorum. hepsi cebinden paraları çıkartıyor. 7 - 8 lira civarı bir para topluyorlar. topu alamayacaklar. tam o sırada ufak tefek bir tanesi "takımımıza destek olmamız lazım‚ hepimiz eve gidip ailelerimizden para isteyelim." diyor.
o an doluyor gözlerim. çağırıyorum o ufaklığı‚ çıkarıp cebimdeki parayı veriyorum. diğer çocuklar da geliyor yanıma. "gidin‚ alın topu." diyorum. ilk başta kabul etmiyorlar. ben ısrar edince aralarından birisini yollayıp topu alıyorlar.
ufaklık topladıkları parayı avuçlarına doldurmuş‚ bana uzatıyor. almıyorum. "al abi bu parayı." diyor. "almayacağım." diyorum. ben parayı almayınca yanıma merdivenin üstüne döküyor tüm parayı. "alın bu parayı‚ yoksa burda bırakacağım." diyorum. zar zor alıyorlar. teşekkür edip yanımdan ayrılıyorlar.
4 - 5 metre uzaklaşıyorlar. bir tanesi dönüp "fenerbahçe düşmanlarını yeneceğiz dimi abi?" diyor. "yeneceğiz tabii." diyorum. uzaklaşıyorlar.
2 damla yaş akıyor gözlerimden arkalarından bakarken. üzüntüden değil ama.
mutluluktan.
çoğu insanın yıkılsın diye baktığı o ağacın köklerinin sağlamlığını görmenin mutluluğundan.
z.ö: vurun bakalım. yıkabilecek misiniz?
Duygulanmamak elde değil
güzel... taraflı değil tarafsız gözle bakmak isteyenler çarşının yazdığı gibi takım ismini çıkarıp kendi takımlarını yazsınlar. her takım için geçerli bunlar. her takımın minik taraftarları var.
işin acı tarafı bu olaylar gerçek ve bu takımlar küme düşerse bu çocuklara nasıl açıklama yapacagız onları da düşünelim... maalesef o zaman başımızı önümüze eğen kişileri hayat boyu affetmem. Ne diyoruz kişilerle kulüpleri karıştırmayalım. 104 yıllık kulüpten ne başkanlar ne oyuncular geldi geçti... Aslolan Fenerbahçe gerisi Teferruattır. Biz Fenerbahçeyi Aziz Yıldırım ve arkadaşlarından önce de seviyorduk onlardan sonra da seveceğiz...
Bi gidin be pazar pazar ağlatcanız bizi..
Bu olaylar olduğundan beri astım bayrağımı balkonuma görsün herkes BENİM RENGİM BELLİ SARI-LACİ
olayı doğrumudur yanlış mıdır tartışılır ama duygulandım ben de. benim de buna benzer anılarım var fenerbahçem hakkında..
Bide şunların üstüne 2007 ş.l gollerini izledim.Deivid o gol diye tabir edilen şeyinden sonra spiker "allaaaam ne güzel gol" diye bağırıyo ya orda koptum ben..
Bazıları gibi kupa taraftarı değiliz biz takım böyle tutulur helal olsun tüyler diken diken...
fenerbahcemle ve 7 den 77 ye taraftarıyla gurur duydum...
en büyük FENERBAHÇE
quote:
Tarih : 16.07.2011 Saat : 17.00 civarı
3 arkadaş kadıköyde geziyorlar. Ellerinde avuçlarında çok birşey yok. Gırgır şamata yapıyorlar. Bütün bunların arasında boğanın ordayken aralarından bir tanesi " abi biz nereye gidiyoruz? hadi fenerium a gidip yeni formalara bakalım" diyor. Yola koyuluyorlar. Yol engebeli. Yokuşu bayırı, kazısı çalışması derken stada yaklaştıklarında içlerini bir hüzün kaplıyor. Akıllarına " ulan bu seneki şampiyonlukta kursağımızda kaldı" diye garip kuşkulu cümleler geliyor ama birbirlerine çaktırmıyorlar. Bir tanesi diyor ki " abi bu audi niye kapalı? cumartesi günü çalışmıyorlar mı?". Birbirlerine bakıyorlar. Sorunun anlamsız olduğunu hepsi bakışlardan anlıyor ve ses etmeden devam ediyorlar. Fenerium un önündeler artık. Bir bakış atıyorlar ve içeri dalıyorlar. İçerinin muazzam görüntüsü ve kokusu eşliğinde mağazayı dolaşırken bir anda yeni sezon formalarının satışta olmadığını farkedip sanki aslında birşeyler almaya gelmiş gibi içeriyi dolaşmaya başlıyorlar. Parfümlere deodorantlara tişörtlere bakıyorlar ama akılları yeni sezon formalarda olduğu için hiçbir şeyi beğenmiyorlar. bardakların olduğu reyonda şaka ile karışık tasarım fikirlerini beyan ettikten sonra " abi biz burada dolaşırsak bunlardan birini " kırarız fikri ortaya atılıyor ve hızla uzaklaşıyorlar. Üç arkadaş yan yana mağazadan çıkıyorlar. bir süre yürüdükten sonra üçü de omzunun üstünden şöyle arkaya bir bakıyor ve " istanbul, sen mi büyüksün benmi? gösterecem olm sana!" diyip yollarına devam ediyorlar.
Ben de bir hikaye paylaşmak istedim.
quote:
Orijinalden alıntı: Piêr Dé Sans
quote:
Tarih : 16.07.2011 Saat : 17.00 civarı
3 arkadaş kadıköyde geziyorlar. Ellerinde avuçlarında çok birşey yok. Gırgır şamata yapıyorlar. Bütün bunların arasında boğanın ordayken aralarından bir tanesi " abi biz nereye gidiyoruz? hadi fenerium a gidip yeni formalara bakalım" diyor. Yola koyuluyorlar. Yol engebeli. Yokuşu bayırı, kazısı çalışması derken stada yaklaştıklarında içlerini bir hüzün kaplıyor. Akıllarına " ulan bu seneki şampiyonlukta kursağımızda kaldı" diye garip kuşkulu cümleler geliyor ama birbirlerine çaktırmıyorlar. Bir tanesi diyor ki " abi bu audi niye kapalı? cumartesi günü çalışmıyorlar mı?". Birbirlerine bakıyorlar. Sorunun anlamsız olduğunu hepsi bakışlardan anlıyor ve ses etmeden devam ediyorlar. Fenerium un önündeler artık. Bir bakış atıyorlar ve içeri dalıyorlar. İçerinin muazzam görüntüsü ve kokusu eşliğinde mağazayı dolaşırken bir anda yeni sezon formalarının satışta olmadığını farkedip sanki aslında birşeyler almaya gelmiş gibi içeriyi dolaşmaya başlıyorlar. Parfümlere deodorantlara tişörtlere bakıyorlar ama akılları yeni sezon formalarda olduğu için hiçbir şeyi beğenmiyorlar. bardakların olduğu reyonda şaka ile karışık tasarım fikirlerini beyan ettikten sonra " abi biz burada dolaşırsak bunlardan birini " kırarız fikri ortaya atılıyor ve hızla uzaklaşıyorlar. Üç arkadaş yan yana mağazadan çıkıyorlar. bir süre yürüdükten sonra üçü de omzunun üstünden şöyle arkaya bir bakıyor ve " istanbul, sen mi büyüksün benmi? gösterecem olm sana!" diyip yollarına devam ediyorlar.
Ben de bir hikaye paylaşmak istedim.
Çok etkileyiciymiş, ağlıyorum şuan.
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme