Bir gün 75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve: - "Bunu doldurup yarın bana getirin" der... Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar: - "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış: - "Naaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş. İhtiyar yanıtlamış: - "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü."
Adamın biri nerde eğilmiş bi kadın görse arkadan dalarmış.Bu böyle sürüp gitmiş. Bir gün adam tam iş başındayken melekler onu yanına çagırmış bir daha yaparsan seni cehenneme göndeririz demişler. Adam tövbe etmiş bi süre. Bir gün adam otobüse binmiş önündeki kadın parayı düşürmüş almak için egilmiş ve adam dayanamamış. İş bitince puf diye cehenneme gitmiş. Kadın hamile kalmış ve çocukta aynı babası gibiymiş. Bir gün melekler onuda yanına çagırmış ve bir daha yaparsan seni de baban gibi cehenneme göndeririz demişler. Çocuk tövbe etmiş ama üç beş gün sonra dayanamamış ve puf diye cehenneme gitmiş. Çocuk bi bakmış cehennem buz gibi herkes donuyor. Zebanilerin yanına yaklaşmış demiş ki: -Ya cehennem dediğin yanar kazanlar kaynar burası neden böyle? zebani cevap vermiş: -*mına koyiim baban izin vermiyo ki eğilipte iki odun atalım!
Ana sınıfının genç bayan öğretmeni çocuklarla zeka geliştirici oyunlar oynamakta,onlara kafa yorulmasi gereken bilmeceler sormaktadir.Şöyle bir bilmece sorar: -Hadi bakalim,bana hanginiz bir deliğin içinde bir başka delik yapabilecek? 4 yaşındaki Dilara atlar hemen: "-Ben size bir deliğin içinde başka bir delik yapabilirim" Göster bakalim der genc bayan öğretmen Dilara eline aldığı izola bandı,diğer elindeki makasın delik olan tutulacak kısmının içine yerleştirir ve : -Bakın işte bir deligin içinde başka bir delik... Aferin der Ögretmen ve herkes Dilarayi alkışlar. -Oda bişey mi der sınıfın yaramazı Emre. İsterseniz ben size bir deligin içinde 4 delik yaparım. Şaşırır öğretmen ve sorar: -Nasıl yapacaksın!!! Basit,elinize bir flüt alın ve şeyinize sokun. İşte size 1 deliğin içinde 4 delik... Bayan öğretmen utancından kıpkırmızı olur ve tabi çok kızar Emre`ye : Terbiyesiz,nasıl böyle birşey söylersin,sende utanma yok mu hiç....dedikten sonra : -Hem flütte 4 tane değil 8 tane delik vardır . Emre biraz mahçup, bir haylide şaşırmış: -Öğretmenim , flütte 8 delik oldugunu biliyodum ama sizinkinin o kadar alabildiğini bilmiyodum.......
Nam-ı kemal bir aralar ün yapmış. Kimse kendisi ile laf yarışına giremiyormuş. Bunu yunanlı bir kadın duymuş ve ben onu mort ederim demiş. Neyse bu kadın Türkiye'ye gelmiş Nam-ı Kemal'le görüşmüş. Nam-ı Kemal'e demiş ki seninle laf yarışına girmeden önce seninle sex yapmak istiyorum demiş. Nam-ı Kemal de kabul etmiş. Başlamışlar işe kadın sormuş Yunanistan mı büyük Türkiye mi. Nam-ı Kemal Türkiye demiş. Kadın birdaha sormuş Nam-ı Kemal yine Türkiye demiş. Kadın hayır yunanistan daha büyük bak Türkiye'yi içine aldı. Nam-ı Kemal söyleyecek bir şey Türkiye'yi içine aldı. Nam-ı Kemal söyleyecek bir şey bulamazken *aşşaklarını görür. ve derki bak adalar dışarıda kaldı...
Adamın biri evinde çok güzel bir papağan besliyormuş... Adam her gün papağanını camın önüne bırakır işe öyle gidermiş. Papağan da akşama kadar yoldan geçenleri izler, söylediklerini dinlermiş. Bir gün gene papağan camın kenarında dururken aşağıda eylem yapan gençler " Tek Yol Devrim" diye bağırıyorlarmış.. Ertesi gün sağcı gençler eylem yaparken Papağan " Tek Yol Devrim" diye bağırmaya başlamış.. Sağcılar da evi taşlamışlar... yakıp yıkmışlar.. Adam eve dönünce çok şaşırmış ve olanları komşulardan öğrenmiş. Papağana aynı şeyi bir daha yapmamasını söylemiş. Bir sonraki gün solcular eylem yaparken papağan sağcılardan duyduğu "Milliyetçi Haraket Enngelenemez" sloganını söylemeye başlamış... Bu sefer solcular evi taşlamışlar.. Adam eve döndüğü zaman bu sefer dayanamamış, papağanı kümese atmış..
Kümeste..
Tavuklar: Ne oldu lan artiz?
Bütün gün öyle orda camda durup etrafa bakmayı biliyordun..
Papağan: S.ktirin lan ******lar...
Ben sizin gibi fuhuştan yatmıyorum..
Düşünce suçundan yatıyorum..:):)
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış.. - ''Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin'' demiş.. Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe.. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karışımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyecegi korsaya iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Memeleri yanğın yeri gibi yanmaya başlamış.. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha; - ''Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz'' demiş.. Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş... Ne var ki söz verdigi halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış.. - ''Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider bunu göze alamazsın, Hadi bakalım, çek arabanı''.. demiş. harem ağasına.. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.....
Alkoliğin biri gece rüyasında ak sakallı bir dede görür. O dede : -Dile benden ne dilersen, der. Adam da : -Git işine, der. Ak sakallı dede tekrarlar : -Dile benden ne dilersen. Adam yine tınlamaz. Ak sakallı dede : -Bak son kez soruyorum dile benden ne dilersen, der. Adam : -İşediğim zaman viski akmasını istiyorum, der. Ertesi gün adam tuvalete girdiğinde viski olarak işediğini görür. Akşam eve gidince karısına 2 bardak getirmesini ve bu akşam viski içeceklerini söyler. Velhasıl içerler. Ertesi gün yine aynı şekilde viskilerini içerler. 3.gün adam karısına 1 bardak getirmesini ve viski içeceğini söyler. Karısı: -Neden 1 bardak istedin, der. Adam : -Bu akşam sen şişeden takılacaksın, der
Diyarın birinde padişah eğlence olsun diye bir yarışma açmış. Buna göre kim padişahın atını güldürmeyi becerirse 1 çuval altın alacak... Her tarafa haberler salınmış, duyurular yapılmış. Yarışma zamanı gelince herkes deniyor ama kimse atı güldürmeyi beceremiyor tabi, bazısı yarım saat bazısı 2 saat uğraşıyor ama sonuc yok. Bizim Nam-ı Kemal'de yarışmaya katılmış. Sıra buna gelince, atın bulundugu odaya almışlar, 1 dakika sonra Nam-ı Kemal odadan çıkmış ve atı güldürdüğünü altınlarını almak istediğini söylemiş. Padişah ve görevliler şaşkınlık içinde tabi bir bakmışlar hakkaten at gülmek ne demek kahkahalar atıyor yerlere yatmış tepiniyor. Sonuçta altınları vermişler Nam-ı Kemal'e... Aradan günler geçmiş ama at hala gülüyor, bir türlü susturamamışlar. Son çare olarak Nam-ı Kemal'i bulup, nasıl güldürdüyse susturmasını istemişler. Nam-ı Kemal bir çuval daha altın verirlerse bunu yapacağını söylemiş. Kabul edilmiş isteği tabi ki. Neyse bizimkini atın olduğu odaya almışlar tekrar, yine girişi ile çıkışı bir anda olmuş. Bir bakmışlar at bu sefer ağlıyor, hem de hüngür hüngür. Tam altınlar verilirken, padişah : - Sana bu altınları veririm ama bir şartla, bu atı nasıl güldürdüğünü ve şimdide nasıl ağlattığını söyleyeceksin Nam-ı Kemal başlamış anlatmaya : - Valla hünkarım, ilk geldiğimde atın kulağına yaklaşıp 'benimki seninkinden büyüktür' dedim, gülmeye başladı.. - Ya şimdi ya şimdi nasıl ağlattın diye atılmış padişah merakla.. Nam-ı Kemal padişahın yanına yaklaşmış : - Şimdi de çıkarıp gösterdim
hoşş
2...ci Fıka kayatımda okuduğum en iyi fıkralardan biri.
3.te çok iii daha doğrusu hepsi süper..
hayatım da okuduğum en sağlam fıkralardan biri yawwwwwwwwwwwwww
Harbidende fıkralar super ozellikle papaganla ilgili olan
sonuncu
quote:
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış.. - ''Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin'' demiş.. Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe.. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karışımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyecegi korsaya iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Memeleri yanğın yeri gibi yanmaya başlamış.. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha; - ''Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz'' demiş.. Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş... Ne var ki söz verdigi halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış.. - ''Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider bunu göze alamazsın, Hadi bakalım, çek arabanı''.. demiş. harem ağasına.. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.....
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış.. - ''Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin'' demiş.. Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe.. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karışımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyecegi korsaya iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Memeleri yanğın yeri gibi yanmaya başlamış.. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha; - ''Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz'' demiş.. Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş... Ne var ki söz verdigi halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış.. - ''Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider bunu göze alamazsın, Hadi bakalım, çek arabanı''.. demiş. harem ağasına.. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.....
Nam-ı Kemal başlamış anlatmaya : - Valla hünkarım, ilk geldiğimde atın kulağına yaklaşıp 'benimki seninkinden büyüktür' dedim, gülmeye başladı.. - Ya şimdi ya şimdi nasıl ağlattın diye atılmış padişah merakla.. Nam-ı Kemal padişahın yanına yaklaşmış : - Şimdi de çıkarıp gösterdim