Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Bildirim
..basına sansür.... (2. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
quote:
Orjinalden alıntı: Deep Impact
quote:
Orjinalden alıntı: kimnenasıl
Üzülerek hatırlatmak zorundayım ki konu AKP ve bir grup basın değildir.
İktidarların basınla ilişkileri ve sansür uygulamalarıdır.
Bu ayırımı bilmeyen paylaşımcılar konuyu dağıtıp güncel siyasete çekip, diğer üyelerin katkılarını engelleyerek, kendilerini istemeden de olsa şikayet edilmelerine yol açmasınlar. Daha sonra da ben bir şey yapmadım ki diyerek, sızlanmasınlar.Tabii konuyu kapattırma gibi bir amaçları yoksa...
Tekrarla ; neden sansür uygulanır,sansür için gerekçeler nedir? Çoğunluğa hükmeden iktidarların bu davranışları meşru mudur? vs...
eğer konu "boykot" değil de dediğiniz gibi "sansür" ise bunu örneklendirebilir misiniz ? yoksa ben mi yanlış anlamışım ?
hayır bu sadece ve sadece boykottur sansur falan yok ortada...
ustelık dedıklerının noktasına kadar katılıyorum.. ozellıkle yapılan yalan yanlıs haberler hususunda ve okurları kandırmları konusunda
-
quote:
Orjinalden alıntı: Deep Impact
quote:
Orjinalden alıntı: kimnenasıl
Basına sansür uygulanmalı mı.?
İktidarlar basına neden sansür uygular.Sansür iktidarların ülkeyi yönetim süresini nereye kadar öteleyebilir? Basın nereye kadar özgür olabilir. Bazı medya organlarının haber kirliliği nasıl engellenebilir?
Vatandaş, olan bitenden haberdar olmasa da olur mu.İfade özgürlüğü veya bilgilenme hakkı olmadan demokrasiden söz edilebilir mi? Demokrasilerde muhalif basın olmalı mı?
Tek sesli medya ortamında iktidarlar, ülkeyi daha iyi yönetemezler mi?
ORTADA SANSÜR FALAN YOK ...
boykot farklıdır sansür farklıdır ... sözü edilen konu sansür değil boykottur.
başbakanın dediği yalan ve iftira yazan gazeteleri almayın şeklindedir ki bence de çok güzel bir yöntemdir. medya organları her türlü yalan ve iftirayı yazacak ve biz hala o gazeteleri alacaksak bu normall bir durum olmasa gerek.
medya her zaman doğruları vermek zorundadır. kendi çıkarları çerçevesinde iftira ve yalan yazamazlar. iftira ve yalan yazan gazetelerin okurunu aldatmış olurlar ... aldanan okurun da o gazeteyi boykot etmesi en doğal hakkı olsa gerek ...
Fena enseledi gavur Alman o gasteleri sakın alma’n
Yıllar önce.
Gene böyle bi dönem...
Bedii Faik doğruları yazıyor.
Hükümet kızıyor.
E-mail yok o zamanlar...
Telgraf geliyor gazeteye...
Hükümetçiler göndermiş:
"Senden nefret ediyoruz,
yazdıklarını okumuyoruz,
gazeteni de bundan sonra
sadece tuvalette kullanacağız!"
Bedii Faik ertesi gün şunu yazıyor:
"Aman aynen devam edin;
bu sayede gün gelir,
kıçınız başınızdan akıllı olur!"
*
Durum üç aşağı beş yukarı, budur.
*
Velev ki, istediğin oldu...
Ahali gazete okumayacak...
Elektrik faturası ne olacak peki?
Doğalgaz faturası?
En cahili bile okuyor...
Orada bangır bangır yazan gerçekleri nasıl sansür edeceksin?
*
Etiket okur bizim millet, mesela...
Milyon kere enflasyon düştü de.
Çarşıda pazarda öyle mi yazıyor?
Tekzip ediyor.
*
Veya, işçi-memur-emekli.
Gazete okumasa bile...
Veriyorsun maaş bordrosunu...
Yedi sülaleye okuyor!
*
Özetle.
Bence Başbakan’ın bizim grubu hizaya sokması yetmez... Faturaları, etiketleri, bordroları da Sabah Gazetesi’ne hazırlatmalı...
Misal, alıyorsun elektrik faturasını, Mehmet Barlas’ın gülümseyen fotoğrafı; "Hadi gene iyisin" yazmış.
-
Tekelleşmiş basını ben de istemiyorum.
Bakın hangi kanal veya dizi popülerlik kazanırsa kim rakip görünürse o yeniliyor. Bünyeye katılıyor.
Büyük marketleri düşünün. Kendine rakip çıktığı an öteki market zincirini satın alıyor. İşinizi iyi yapıp büyüseniz bile birileri sizi yiyor.
Şu son zamanlardaki basın - T. Erdoğan ilişkililerine gelirsek
Bu basın değil miydi ikdidar partisi ilk seçime hazırlanırken onu anketlerde birinci gösterip halkı ona yönelten, gazetelerinde dergilerine bunu basan Tvlerinde yayınlayan. Akparti neydi nereden nereye geldi basın olamdan sesini duyurmak mümkün müydü. Stv vs. muhaliflik yaparken bu ılımlı partiye Kanal D anketlerde birinci parti gösteriyordu. Ne çabuk unuttuk. Ortak çıkarlarına ne oldu da dişişiyor Doğan grubu ve Akp. Doğan grubu birçok devlet adamından ve iktidardan daha güçlü. Demokrasi zırvalamalarına bakmayın, anketlerle koyunları mera partisine yönlendiren kendileri. Fakat çobanın emri farklı olsa gerek. Hiç haz almadığım bir akrep; bir yılan. Yılan akrebi yesin de ikisi de ölüversin..
Basına sansür meselesine gelince bizim bazı gazetecilerimiz ne yapacağını bilir. Hangi haberi ne zaman göstereceğini çok iyi bilir. Üç kuruşluk demokrasi zırvalığı yaparken 1 kuruşunu halka iyilik olsun diye hiybe etmez. Basın özgürlüğüymüş falan feşman. Bunlar içi boş kelimeler. İçini isteyen istediği gibi doldurur. Anma törenlerinde andıkları eski gazetecilerin tırnağı olamazlar. Bir de o yoldan gittiklerini söylerler.
Kılavuzları (liderleri)Karga , yolları malum b**...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BARIŞA ÖZLEM -- 20 Eylül 2008; 10:09:17 >
-
@Brooklyn, dh yönetiminin Yılmaz Özdil'e karşı gıcığı var. Sırf Özdil yüzünden konu açtım diye iki kez uyarı aldım! Açtığım konulara hakaretvari yorumlar yapılmamasına rağmen... -
Yeniden....
Maalesef bazı üyeler konuyu AKP ve Aydın Doğan a getirmektedirler ..... konu:
quote:
kimnenasıl
Basına sansür uygulanmalı mı.?
İktidarlar basına neden sansür uygular.Sansür iktidarların ülkeyi yönetim süresini nereye kadar öteleyebilir? Basın nereye kadar özgür olabilir. Bazı medya organlarının haber kirliliği nasıl engellenebilir?
Vatandaş, olan bitenden haberdar olmasa da olur mu.İfade özgürlüğü veya bilgilenme hakkı olmadan demokrasiden söz edilebilir mi? Demokrasilerde muhalif basın olmalı mı?
Tek sesli medya ortamında iktidarlar, ülkeyi daha iyi yönetemezler mi?
Daha nasıl açık yazayım?
İsteyen paylaşımcılar izin alabilirlerse Başbakan ve Aydın Doğan ilintili konuları Lütfen açsınlar. Konuyu orada tartışalım.
Sansür ve benzeri yaklaşımlar( boykotta sansür içinde değerlendirilmelidir) iktidarların demokrasi anlayışını yansıtan en önemli konulardan biridir.Vatandaş Mehmet ağanın kahvehanede "bu gazeteyi niye okuyon len" efelenmesine benzemez. Evime almadığım bir gazeteyi komşuma gidip "bunu niye alıyorsun" diyemezken ülkeyi yönetenler hiç diyemez.Dersen çatışma çıkma veya güç kullanıyorsan boyun eğdirme ihtimali de çok yüksektir. Bunu Hitler,Mussolini ve Franko ( basın odaları ve birliği kanunu ile )denedi. Muhalif basını susturarak, kontrol altındaki yandaş basını yarattı ama başaramadı.
Gazeteleri, iktidarlar ve yandaşları uygun görüyor diye insanlar almazlar.Yoksa tek tip tornadan çıkan gazeteyi gidip alırsın kendini biat ederek güdületirsin. Yalan ve yanlış haber sadece iktidarların muhalif saydığı gazetelerde değil yandaş medyalarda da gırladır.
Konuya tekrar dönersek, insanoğlunun merak etme ve paylaşma dürtüsü çok yüksektir. Basında bu duyguyu yansıtan en önemli kurumların başında gelir.İnsan hakları beyannamesinde basın özgürlüğü önemli bir yer tutar.Basın özgürlüğü denilince ülkemizdeki durum pek iç açıcı değildir.Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün yayımladığı Basın Özgürlüğü Sıralaması'nda 101. sıradadır. Medya ,yardımlaşma, ticaret üçgenlerinin kurulduğu ülkemizde tekelleşen medya patronlarının piyasa anlayışına göre davrandıklarını kabul etmekle birlikte, ortaya bu ilişkilerden nemalanacak siyasetçi tipini de çıkarmaktadır.Fakat bu ilişkilerde, işler kötüye gittiğinde ilk önlem olarak basını susturma girişimleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
İletişim özgürlüğü, demokrasilerin vazgeçilmez bir kavramıdır.Sansür ise, bu özgürlüğü kısıtlayan önemli bir karşı anlayıştır.İktidar olanlar genellikle kendilerinden olmayan basına ve bu basın özgürlüğü kavramına aykırı davranmışlardır.Basın özgürlüğü içi boş bir kavram değildir.Bu yaklaşım insanı inançsızlığa ve güvensizliğe kadar götürür ki bu istenmeyen bir durumdur.Faşist ve otokratik rejimlere has bir öykünmedir.Çağdaş hukuk devletlerinde bu kabul edilemez bir olgudur.Basında özgür olmanın yanında sorumlu olmayı bilmelidir.
Bunu aşmanın tek yolu sansür uygulamaları değil kamuoyunun Doğal mekanizmaları olmalıdır.Basın Konseyi, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türk Basın Birliği, Gazeteciler Meclisi, Türkiye Gazeteciler Sendikası karmaşası da düzenlenmelidir.
Sonuçta basın özgürlüğünden dolayı oluşan bazı sakıncalar yine basın özgürlüğü ile giderilmelidir.Yoksa yasadışı gayri ahlaki yaptırımlarla veya yönlendirmelerle özgür iletişim kavramları, bize çok uzak kalacaklardır.
-
Arkadaşlar burdaki asıl sorun RTE nın her zaman yaptığı iş. Düşünmeden konuşma.
Bu olaylardan sonra ben RTE Başakan sıfatına sığdıramıyorum. Kendisi başkalarına şerefsiz , meshepsiz derken iyi
en ufak bir eleştirde - Ben bu ülkenin başbakanıyım , - Başbakanla nasıl konuşulur gibi öğütler vermeye kalkıyor.
Ben demokratik ülkelerde ki hiç bir başbakandan böyle ültümatom görmedim. Herkes başbakanını eleştirebiliyor.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mchll -- 20 Eylül 2008; 11:00:00 > -
@kimnenasıl başarabilecekmisin başaramayacakmısın konuyu istediğin yerde tutmayı ilgiyle izliyorum 
-
quote:
Orjinalden alıntı: kimnenasıl
Daha nasıl açık yazayım?
İsteyen paylaşımcılar izin alabilirlerse Başbakan ve Aydın Doğan ilintili konuları Lütfen açsınlar. Konuyu orada tartışalım.
Sansür ve benzeri yaklaşımlar( boykotta sansür içinde değerlendirilmelidir) iktidarların demokrasi anlayışını yansıtan en önemli konulardan biridir.
sansür farklı boykot farklıdır kimnenasıl ...
başbakan boykottan bahsetmektedir, sansür ile alakası yok. söz de şu " yalan ve iftira yazan gazeteleri almayın "
bu durumda herkesin bu söze destek olması ve gazetelerin de yalnızca doğruları yazmasına sebep olunması gerekirken siz de tabii doğal muhalefet olarak karşı çıkıyorsunuz ...
gazeteler sürmanşetten iftira atacaklar, attıkları iftiralar için karşı tarafa söz hakkı vermeyecekler, iftiraları ortaya çıkınca da ne özür dileyecek ne de utanacaklar ... sanırım böyle bir basın istemezsiniz ... böyle bir basın istemiyorsanız iftira atanlara da bir yaptımınız olmalıdır. o da iftira atan gazeteleri almamaktır.
-
quote:
Orjinalden alıntı: mchll
Arkadaşlar burdaki asıl sorun RTE nın her zaman yaptığı iş. Düşünmeden konuşma.
Bu olaylardan sonra ben RTE Başakan sıfatına sığdıramıyorum. Kendisi başkalarına şerefsiz , meshepsiz derken iyi
en ufak bir eleştirde - Ben bu ülkenin başbakanıyım , - Başbakanla nasıl konuşulur gibi öğütler vermeye kalkıyor.
Ben demokratik ülkelerde ki hiç bir başbakandan böyle ültümatom görmedim. Herkes başbakanını eleştirebiliyor.
Tayip kendisini ülkenin kralı sanıyor, ve ülkeyi monarşi ile yönetmeye çalısıyor.
"Ben ne dersem o benim dediğim doğrudur dediğim dediktir. Ben yanlıs yapmam her yaptığım doğrudur. Bunun yanında inançlarım tartısılmaz herkes benim gibi inanıcak benim gibi yaşayacaktır."
Bu zatın felsefesi tam olarak budur.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Brooklyn -- 20 Eylül 2008; 12:57:12 >
-
Her ne olursa olsun insanların haber alma özgürlüğü kesinlikle kısıtlanmamalı,bu bağlamda haber gerçekse sansüre kesinlikle karşıyım.Ama birde şöyle düşünün bugün büyük büyük gazetelerin büyük büyük köşe yazarları kendi fikirlerini kendi yorumlarını herşeyin üstünde görüyorlar.(İstisnaları tenzih ederim) Olaylara olmadık yorumlar yazıp,kitleleri yanlış bilgilendirebiliyorlar.Bu ve bunun benzeri olaylarda uyarı yapılabilir belki,(Sansüre hala karşıyım) yada ne bileyim nasıl bizim bir kaç gün forumda yazmamız engelleniyorsa onlarada bu tip caydırıcı cezalar getirilebilir belki.Fakat bir medya grubu hedefini direk bölücülük olarak açıklamış ve yayınlarını bu platformda sürdürüyorsa(Walet,Özgür gündem vs.)Kesinlikle sansür konmalı hemde en sertinden.Yada geçen seneki Danimarka'da yaşanan karikatür krizi gibi halkın değerleriyle alay eden gazetelerede uygulanması lazım,zira burdada haber değil yorum faciası yaşanmıştır.Umarım bu son yazdığım yaptırım birgün forumumuz içinde geçerlilik kazanır..
-
@Deep Impact, neyin doğru neyin yanlış olacağına vatandaş karar verebilir buna siyasilerin karar vermesi çok yanlıştır. -
ilk başta kişi ve kurum ismi zikredilmesinin yanlış olmadığını düşünüyordum şimdi öyle düşünmüyorum.ilk mesajımda kendimde isim vererek yazdım ama 2 tarafıda tutmadığım için objektif bir yazı olmuştu.
kimnenasıl bu konuda haklı
onun sorularına şöyle cevap vereyim
iktidarlar basına boykot,sansür,karalama gibi kampanyalar yürütemezler çünkü günümüzde belirli siyasi grupların iktidar olması için ya da seçim kazanması için onu destekleyen bir medya olması gerektiğini biliyoruz.
Eğer iktidar partisi basına boykot,sansür vs ne dersek diyelim bunu yapmaya kalkarsa sadece iktidar yanlısı basınla iletişim halinde olmaktan başka çaremiz kalmayacak.
Demokrasilerin vazgeçilmezi eleştiri ve denetlemedir.Bunu belirtilen unsurları halka ulaştırıcak olan yine basındır.Bunların sansürü demek monarşi demektir.
Başka bir izahıda yoktur
-
quote:
Orjinalden alıntı: metalok
@Deep Impact, neyin doğru neyin yanlış olacağına vatandaş karar verebilir buna siyasilerin karar vermesi çok yanlıştır.
gazetelerin yalan haber yapmasını mazur görüyorsunuz yani ... gazeteler istedikleri iftiraları manşetten atacak, halk da bilgi kaynağı olarak gazeteyi alacak, yalan bilgiyi öğrenecek ve de karar verecek ...
ve de diyecek ki;
bu gazete yalan manşet atmış ...
bu durumda vatandaşın yalan bilgi veren bilgi kaynağını boykot etmesi en doğal hakkı değil midir ? ki gazeteye bir yaptırımı olsun ... -
@ deepımpact,
Konu ile ilgili açılımlarınız varsa paylaşın. Yoksa müdahil olmayın. Açtığım ilk mesajda başbakan, akp veya Boykot kelimesi geçmemektedir. Konuyu sabote etmeyin. Anti demokratik bir uygulamayı savunacağım diye
anlayışınızı tartışmaya açmayın.
Dediğim gibi AKP ve yandaş medya konulu başlık aç tartışalım.Lütfen. -
Beyler siyaset konuşulmasın ne demek acaba içinizde anlıyabilen varmı???
Arkadaş parti kavgası yapacaksanız açın kendinize bir konu istediğiniz kadar tartışın demiş daha niye kirletiyorsunuzki konuyu,hem zikrettiğiniz isimlerin birbirinden ne farkı var.Al birini vur ötekine... -
quote:
Orjinalden alıntı: Brooklyn
Hangi iftira ? Sen kimi kandırıyorsun ?
Deniz Feneri derneği tamamen Akp yandası olan bünyesinde açık seçik Akplileri bulunduran,bünyesindekilerinin tamamının Akp ile aynı yerden geldiği bir kurulustur. Deniz feneri derneğinin pislikleri ortaya çıkınca konunun irdelenmesi ve Akplilerin isimlerinin ortaya saçıldığını gören Tayyip bey olayı kapatmak için herşeye saldırıyor.Hatta bişey bulamyınca Doğan grubu kaçak kağıt kullıyor diye açıklama yapıyor. Sanamı kaldı deniz fenerinin savasını sürdürmek? Sana kaldı tabi Tayyip biliyorsunki sonunda seçimlerde verdiği kömürlerin kaynağı çıkacak ortaya kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyorsun.
sevmesen de o TC devletinin başbakanı ... dolayısı ile saygıda kusur etmemek, hakaret etmemek gerekir ki seviyesizliğiniz ortaya çıkmasın ...
konu deniz fenerini savunmak değil, konu deniz feneri davasına başbakanın ismini bulaştıran, istediği verilmediği için başbakana iftira atan doğan medyası ..
istedikleri neler ?
hilton arazisine rezidans yapmak
cnn türk e karasal yayın hakkı
kağıt kaçakçılığının sümenaltı edilmesi vs ...
bunlar olmayınca tabii sürmanşetten başbakana iftira, yalan atmak ...
eğer attıkları iftiralar gerçek olsaydı ve de ispatlayabilselerdi başbakan bugün sokağa çıkamazdı ...
-
Peki başbakanın boykot çağrısı yapması şu anki durum için doğrumu?
Peki yalan haber sadece iktidar yanlısı kişiler için mi yapılıyor?
Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.Burda bunları tartışmak doğru olmaz daha fazla açmıycam ama istersen pmden devam edebilirsin. -
quote:
Orjinalden alıntı: kimnenasıl
@ deepımpact,
Konu ile ilgili açılımlarınız varsa paylaşın. Yoksa müdahil olmayın. Açtığım ilk mesajda başbakan, akp veya Boykot kelimesi geçmemektedir. Konuyu sabote etmeyin. Anti demokratik bir uygulamayı savunacağım diye
anlayışınızı tartışmaya açmayın.
Dediğim gibi AKP ve yandaş medya konulu başlık aç tartışalım.Lütfen.
açtığınız konu gündemden bağımsız mı diyorsunuz ? hükümetle alakası yok mu diyorsunuz ?
eğer bunları diyorsanız;
ben de sansüre sonuna kadar karşıyım. vatandaşın doğru bilgye ulaşması en doğal hakkı. hiçbir itirazım olmaz bu konuda ... ama boykot ile sansürün farklı olduğunu düşünüyorum ...
ayrıca brooklyn e de "
Tayip kendisini ülkenin kralı sanıyor" sözlerinden dolayı mesaj yazarsanız sevinirim ... konu ytayyip değil diye ..
-
quote:
Orjinalden alıntı: Deep Impact
sevmesen de o TC devletinin başbakanı ... dolayısı ile saygıda kusur etmemek, hakaret etmemek gerekir ki seviyesizliğiniz ortaya çıkmasın ...
konu deniz fenerini savunmak değil, konu deniz feneri davasına başbakanın ismini bulaştıran, istediği verilmediği için başbakana iftira atan doğan medyası ..
istedikleri neler ?
hilton arazisine rezidans yapmak
cnn türk e karasal yayın hakkı
kağıt kaçakçılığının sümenaltı edilmesi vs ...
bunlar olmayınca tabii sürmanşetten başbakana iftira, yalan atmak ...
eğer attıkları iftiralar gerçek olsaydı ve de ispatlayabilselerdi başbakan bugün sokağa çıkamazdı ...
Demekki doğanın bu zamana kadar sesinin çıkmamasının sebebi kanuni olarak elde edemeyeceklerini almış olması.Bu durumda yine ortada haksızlık var.
Doğan grubunu sevmem; ama başbakan bu gösterdiği tepkiyi nedense çalık grubuna göstermiyor...Onlar çok mu doğru sence?
Boykot mevzusunun aslında bir kelimeden ibaret olmadığını Devrim Öncesi İran muhafazakar gazetelere yapılan baskıları inceleyek görebilirsiniz.Boykot boykot diye öttü humeyni; ama halk gazeteyi almaya devam edince zorla kapattı.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wristcutter -- 20 Eylül 2008; 13:11:19 >
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
