Şimdi Ara

Ayşe Arman'ın satırları....

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
709
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • öncelikle lütfen sadece "birşeyler yazmış olayım"ya da "muhalefet edeyim yoksa yarılırım" mantığıyla yazmayalım..

    Ya da bu tür konulara çok uzak olduğumuz halde içindeymişiz gibi davranarak satırlar yazmayalım..


    -ki en önemliside daha yazılanları okumadan tepeden 3-5 satır okur okumaz "tamam ya bu propoganda yapıyor" diye düşünüerek cahilce mesajlar atmayın..


    Geçenlerde yayınlanan Ayşe Arman'ın yazısına cevaben...


    Konuyu bilmeyenler lütfen konuyla alakasız mesajlar atmayalım ve konuyu kirletmeyelim..

    ***************************************

    Başörtüsünün ruh iklimi
    Bence insan içinde yaşadığı ortamla barışık olmalı.
    Giydiği giysi buna dahil.

    Nefes aldığı iklim buna dahil.

    Aile buna dahil.

    İşyeri buna dahil.

    Ülke buna dahil.

    İçinde yaşadığınız ortamın ruh iklimi ile barışık değilseniz, orada bulunmak size işkence haline gelir ve bu yüzünüze yansır.

    "Giyinmek güzeldir" diye "başörtüsü"ne ait bir reklam afişi vardı.

    Başörtüsünün, yüzü daha bir ortaya çıkardığı ve ona bir masumiyet yüklediğini düşünürüm. Tabii bu da bir izlenim.

    Mesela, 80 yaşında bir ninenin, namaz tülbendi ile çekilmiş fotoğrafına bakın. O yüzde önce kırışıklıkları değil, muhtemelen duru ve nurani bir yansımayı göreceksiniz.

    Ayşe Arman'ın, Hürriyet'te çıkan 10 ayrı başörtülü fotoğrafına baktım, hafif gülümseyenler hariç tümünde garip bir donukluk, bir iticilik gördüm.

    Sanki Ayşe Arman bu değildi gibi geldi bana.

    Sonra "Neden?" diye düşündüm ve başörtüsünün ruh ikliminden uzak bir kalp aleminin yansıması olabileceği noktasına geldim.

    Arman'ın yazılarına yansıyan tesettür giyim içindeki ruh hali, başörtüsünün ruh ikliminden uzaklığı değil, hatta bir tür savaş halini yansıtmaktaydı. Küçük gülümsemelerin yer aldığı fotoğraflar hariç.

    Ben, onun tesettür giyim içinde bu ruh halini yaşamasını yadırgamam ama onun, böyle bir ruh halini tüm başörtülülerin neden yaşamadığı izlenimi veren tavrını yadırgarım.

    Yani kendisinden yola çıkarak, tüm başörtülülerin adeta işkence içinde yaşadığı izlenimi uyandırmasını yadırgarım.

    Kuşkusuz giyim kuşamla değer yargılarının, kültürün önemli iç içeliği var.

    Ayşe Arman, beden teşhirini önemseyen bir ruh iklimine sahip.

    Bir ara, kendisinin, kocasından başka bir erkek tarafından bile arzulanmasından mutluluk duyduğunu yazmıştı.

    Bu duygunun bedensel bir karşılığı olmalı ve kendileri, herhalde bu dürtünün eseri olarak, kısa süre önce, "kapak kızı" rolüyle gündem oluşturdu.

    Bütün bunlar, bir ruh durumunun yansıması.

    Bu ruh durumu ile gerçekten tesettür zor iş.

    Tam da bu noktada, tesettür içindeki bayanların da, kendine özgü bir ruh iklimi içinde bulunduklarını kabul etmek gerekiyor.

    Yaratan'la ilişkileri insan için olmazsa olmaz kabul eden, bu çerçevede Yaratan'ın buyruklarını önemseyen, din ile ilişkiyi bu anlamda bir ilişki olarak gören bir insanın, kendi hayat tarzını bu ilişkiler çerçevesinde belirlemesi gayet tabiidir ve dünyada farklı din mensubu milyarlarca insan, böyle yapmaktadır. İslam'ın bir "mahremiyet" çerçevesi vardır. Bu, kadına da erkeğe de belli ölçüler sunmaktadır.

    Ben aslında, "din"den değil sadece "insanlık"tan yola çıkılsa da, her insanın, ucu giyim-kuşama da ulaşan bir mahremiyet alanı bulunduğunu düşünürüm.

    Hatta "Kocamdan başka bir erkeğin beni arzulamasından mutlu olurum" diyen Ayşe Arman'ın bile "bundan ötesi mahrem" diyeceği bir mahremiyet alanı vardır. Arman'ın "Başörtüsü işkencesi"ne ilişkin yazılarını keyifle okuyan ultra laik çevrelerimizin bile, kademe kademe mahremiyet alanları bulunduğuna eminim.

    Başörtülü kadının ruh iklimi diyorum. Orada Yaratan'ın hoşnutluğu ile buluşmak, acaba nasıl bir ruhi haz veriyor?

    Bunu düşünmeden, hele o hazzı tatmadan yapılan yorumların bir anlamı olur mu?

    Tersinden bakalım:

    Giysileri atmak, mutlak anlamda bir huzur mudur?

    Giysilerini atan kadınların bile neden bir sınırı vardır?

    Tesettürü bir hayat çerçevesi olarak gören bir kadına giysilerini çıkarttırdığınızda da, Ayşe Arman'dan çok daha büyük işkence yaşayacağını söyleyebilirim. Başörtüsünü çıkarttırmak için üniversite kapılarında kurulan "ikna odaları"nın, neden "işkence odaları" haline geldiğini anlamak lazım.

    Ben, Ayşe Arman'ın, başörtüsünü çıkarmak zorunda kaldığı için her gece seher vaktinde uyanıp gözyaşı içinde Rabbi ile konuşan genç kızın duygularını bir kere olsun yaşamasını isterdim.

    Reina önünde başörtülü bir genç kız!!!

    O kadar absürt bir fotoğraf ki bu... Başörtü dünyasından o kadar uzak eylem ki...

    Kaç başörtülü genç kızın Reina'ya girme derdi oldu ki bu ülkede?

    Bir kaymakam eşi biliyorum, kocasının, kendisinin başörtülü olmasından dolayı çektiği acı yüzünden, saçları ağarmıştı bir gecede...

    Kaç subay ordudan atıldı eşlerinin başörtüsü yüzünden.

    Ve kaç genç kızın eğitim hayatı katledildi...

    Reina'da kutsansaydı başörtülü bir genç kız, Türkiye'de başörtüsünün hiçbir baskı görmediğinin göstergesi olacaktı...

    Ayşe Arman'a kötü niyet yüklemek istemiyorum ama bu yaklaşımın, Türkiye gerçeğinden ne kadar uzak olduğunu bilmesini isterim.

    Yazıyı şöyle bitireyim:

    -Dilerim Arman, başörtüsünün ruh iklimi içinde bir kere daha dener tesettürü... (Ahmet Taşgetiren)

    **************************************************************



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi seyhat -- 17 Temmuz 2009; 12:52:26 >



    _____________________________
    Kafana göre değil,kanunlara göre yaşayacak ve yaşatacaksın.
    Burası babanın çiftliği değil.




  • Ya bu kadın ne yapmaya çalışıyor anlayamıyorum.Sen başörtüsünle REİNA ya gitmeyi deneyeceğine okul zamanı git bakayım bir üniversitenin kapısınada içeri gireceğim de sokuyorlar mı seni içeri.Bu işi sıradan günlük bir mesele gibi görüyorlar ya çok komik bir duruma düşüyorlar
    _____________________________
    Zulme tapmak adli tepmek hakka hiç aldırmamak; Kendi âsûdeyse, dünyâ yansa, baş kaldırmamak;
    Ahdi nakzetmek yalan sözden tehâşî etmemek; Kuvvetin meddâhı olmak aczi hiç söyletmemek;
    Mübtezel birçok merâsim: İnhinâlar, yatmalar, Şaklabanlıklar, riyâlar, muttasıl aldatmalar;
    Fırka, milliyyet, lisan nâmıyla dâim aynlık; En samîmî kimseler beyninde en ciddî açık;
    Enseden arslan kesilmek cebheden yaltak kedi... Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi!
  • Konu derin anlam içerdiği düşünülen safsatalarla o kadar dolu ve saptırılmış ki kendi kendini sabote ediyor yazı. Ne yani yazıda belirtilen tezlerin hepsi Ayşe Arman'a türban yakışmadığı veya türban takma zihniyetini eleştirmek içinmiydi...

    Türbanla ilgili daha çok tartışılması gereken şeyler var, şahıs üzerinden türban baharatı eklenerek kamuoyu oluşturmak ve her ne kadar üstte arkadaşın garip bir önyargıyla kişilerin yorumlarını kısıtlama amacı olsa da "çaktırmadan propaganda yapmak" çok gereksiz.

    Türban bence hiç bir zaman çözülemeyecek bir sorun.
    Devletin dini olamayacağı için tarafsız olmak zorundadır.Sadece türban değil diğer dinleri çağrıştıracak herhangi bir giysiye de karşıdır.Bu tarafsız olma çabası içerisinde din düşmanı gibi gösterilen devlet veya laiklik kavramları ile kendilerince dini özgürce yaşamak isteyen toplum asla bir ortak nokta bulamayacaktır.
    _____________________________




  • Türbanlıların sosyal baskıya mağruz kaldıkları sanmıyorum. Sadece üniversiteye girememe sorunları var. Diğer türlü bir sorun olduğunu sanmıyorum. Hatta tacizci herifler türbanlıları taciz etmez ama türbansızları ederler. Otobüste türbanlılara yer verirler hem de yaşına bakılmaksızın. Türban konusu ülkemizde çok büyük bir sorun değil. Ancak üniversitelerde serbest olmasından yanayım.
    _____________________________
    Üç yıl yatılı olarak okumuş olduğun lisenin kapısının önünde sigara içen yetişkin bir adam olarak kendilerini sokağa fırlatan öğrencilere hayretle bakıyorsun. Bunlar çocuk yahu, diye düşünüyorsun içinden. Oysa lise dediğinde, kendini hep sabah soğuk suyla tıraş olurken anımsıyorsun. Erkekliğe adım attığın yıllar olduğu için kendini hep büyük düşünmüşsün. Oysa düşlerinin dehlizlerinde umutsuzca çıkış aradığın o bina bile ne kadar küçükmüş.
  • valla ben bu konudaki tepkisini beğendim ki zaten sevdiğim bir yazardır kendisi. türban takanların sosyal ortamlarda baskı altında kalmadıklarını anlatıyor.

    bu konudaki ilk yazısında fatih'in bir sokağında gezerken bir resmi var kendisinin, arkaşıyla beraber. o resimde ayşe arman normal bir şekilde (türban yok, diz üstü etek) gezerken arkasında ki erkeklerin bakışlarını görürseniz kimin sosyal baskı altında kaldıklarını görürsünüz.
    _____________________________
  • bence her seferince orduya duyulan güven anketleri yanlış yorumlanıyor..
    ordu deyince bir bütün olarak mehmetçik diye düşünüyor halk..
    yoksa üst düzey komutanların halktan kopuk haleriyle bunu hakettikleri kanaatinde degilim,vardır illaki beğenen ama hepsi o kadar.
    _____________________________
  • Kendisini tanımam ama Türkiye'deki inkar edilen bir gerçeğe ayna tuttu.Başörtüsüyle taksimde gezerken hiç kimseden tepki almaması kimsenin umrunda bile olmaması ve dinci bir mahallede mini etekle gezerken saldırıya uğraması koşarak arabaya binip gitmesi mahalle baskısını ortaya çıkarmıştır.
    _____________________________
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: 3iks

    Türban bence hiç bir zaman çözülemeyecek bir sorun.


    Ülkeyi babasının malı sayanlar olduğu sürece katılıyorum bu görüşüne, ama elbet herkes anlayacak. Demokrasinin sadece kendilerine, sadece kemikleşmiş düşünmeden hayran olan, düşünmeden önder edinen kitleler dahi anlayacak. Tabii bir ihtimal daha var ki anlamasalar bile bağıra çağıra olanları izlemeleri. Gençler bu olaylara doğru açıdan bakabildikten sonra kemik kafalar kafalarını duvarlara vursalar bile engel olamayacaklar mantıklı olanın gerçekleşmesine. Bence kafalarınızı biraz yumuşatın ki duvarlara vururken çatlatmayın...
    _____________________________
  • Sizin için Doğru olan şeyler başkaları için yanlış olabilir.

    Herkesin görüşleri farklılık gösterebilir, bu doğanın kanunudur.

    Forumda Siyaset,din vs vs konular açmak konuşmak yasaktır.
    Doğrudan siyaset din içermesede bu yöne yönelicek konudur.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    _____________________________
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.