Şimdi Ara

Atom Çekirdeğindeki Evren!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
25
Cevap
0
Favori
33.087
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Evren; gözle değil, mikroskopla dahi görülemeyecek cisimleri, bunların yanında büyüklüğü algılanamayacak kadar devasa yapıları dahi içinde bulunduran sürekli büyüyen, tahmini 13,7 milyar yıllık olan en, boy, yükseklik ve zaman gibi 4 boyutu dahi içinde bulunduran olgu; madde, karşı madde, karanlık madde ve karanlık enerjiden meydana gelmiş bir oluşum ve bu oluşum o kadar şey ihtiva etmesine rağmen kendi içinde o kadar düzenli bir yapıdadır ki insanı ciddi boyutlarda hayrete düşürebilir.

    Öncelikle yaşadığımız gezegen olan Dünya'mızın da içinde bulunduğu Güneş sistemimizi inceleyelim... Güneş ve onun çekim etkisi altında kalan 8 gezegen(Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün) ile onların bilinen 166 uydusu, beş cüce gezegen (Ceres, Plüton, Eris, Haumea, Makemake) ile onların bilinen 6 uydusu ve milyarlarca küçük veya farklı gökcisminden oluşur. Bu gökcisimleri kategorisine; asteroitler, asteroit kuşağı ve kuiper kuşağı nesneleri, kuyruklu yıldızlar, göktaşları ve gezegenler arası toz girer.

    Güneş sistemi; Güneş'i merkez olarak kabul ettiğimizde, 4 dünya benzeri iç gezegen, küçük, kaya ve metal içerikli asteroitlerden oluşan bir asteroit kuşağı, 4 gaz devi dış gezegen ve kuiper kuşağı denen buzsu cisimlerden oluşan ikinci bir kuşaktan ibarettir. Kuiper kuşağının ötesinde ise seyrek disk, gündurgun ve en son olarak da Güneş'in çekim etkisinde bulunan kuyruklu yıldızların bulunduğu sınırı pek belli olmayan oort bulutu bulunur.

     Atom Çekirdeğindeki Evren!

    Güneş'ten olan uzaklıklarına göre gezegenler sırasıyla merkür, venüs, dünya, mars, jüpiter, satürn, uranüs, ve neptün'dür. Bu sekiz gezegenin 6'sının çevresinde doğal uydular döner. ayrıca dış gezegenlerin her birinin toz ve diğer parçacıklardan oluşan halkaları vardır. Dünya dışındaki tüm gezegenler adlarını Yunan-Roma mitolojisi tanrılarından alır. Beş cüce gezegen ise; Kuiper kuşağında yer alan Plüton, Haumea ve Makemake; Asteroit kuşağındaki en büyük cisim olan Ceres ve seyrek diskte yer alan Eris'tir. Eris bilinen en büyük cüce gezegendir.

    İşte tüm ayrıntılarıyla Güneş Sisteminin kendi içinde belli başlı kuvvetlerle oluşmuş, Kepler Yasası vs. ile açıklanmış belli bir düzeni var ve bir çok gök cismini içerisinde barındırıyor.

    Biliyoruz ki güneş de bir yıldız; gökyüzüne bakıp da gördüğümüz milyonlarca yıldızdan sadece biri... Her bir yıldızın çevresinde de Güneş sistemine benzer olan oluşumlar var; yani o yıldızın etrafında dönen gezegenler, onların uyduları, asteroidler vs... bir de bu yıldızların milyarlarcasının, pulsarlarların, karadeliklerin, nebulaların,kuazarın, vs. daha bir çok gök cisminin; merkezinde bulunan birden çok karadelik veya çok büyük bir kuazar ile devasa bir çekim gücü oluşturarak bu milyarlarca gök cismini sürekli kendisine doğru çeken hatta onları belli bir yörüngede tutan galaksi(gökada) denilen bir başka gök cismi mevcut. Bizim içinde bulunduğumuz galaksinin ismi de Samanyolu...

     Atom Çekirdeğindeki Evren!

    Bu galaksi denilen gök cisimleri de birbirlerinden milyonlarca hatta milyarlarca ışık yılı uzaklıkta olmalarına rağmen birden çok galaksi de bir araya gelerek bir Galaksi Kümesini oluştururlar.(Samanyolu ve 24 irili ufaklı farklı galaksinin de içinde bulunduğu galaksi kümesine de yerel küme adı verilmektedir.)

    Galaksi kümeleri de bir araya gelerek devasa bir oluşum olan Süper Galaksi Kümesini oluştururlar.

     Atom Çekirdeğindeki Evren!

    Bu Süper Galaksi Kümeleri bile yapılan araştırmalara göre rastlantısal değil de, izdüşümsel şekilde kağıda çizildiğinde bir örümcek ağınının ana hatlarını oluşturmuş şekildedirler. Süper Galaksi Kümeleri de, örümcek ağına benziyorsa şayet; bu demek oluyor ki Büyük Patlamaya(Big Bang) sebep olan evrenin çekirdeği sayılabilecek bir parçacığın etrafında dönüyor olabilirler... Tabi bu çekirdek de, malesef ki gerçekte hem var hem de yok. Şöyle ki, bir balon düşünelim başlangıçta iki boyutu var yani düzlemsel, bunun orta noktasına bir çarpı işareti koyalım ve şişirmeye başlayalım, işte o şişirme anında balon sürekli genişliyor yani evren gibi ve balonun çarpı koyduğumuz yeri de merkez olsa bile evrenin aslında dışarısında kalıyor...

    Görüldüğü üzere mükemmel bir düzene sahip olan bir evren var ve de sürekli genişlediği biliniyor. o zaman da insanın aklına şu soru geliyor; evrenin dışında ne var?.. Hala daha cevaplanamayan bu soruda değişik şekillerde yorumlanabilir tabi ki. Ancak 3 boyutlu evren o kadar garip ki, ışık hızında giden bir uzay aracında içinde, x doğrultusunda sürekli aynı yönde hareket etsek uzun bir süre sonra olsa dahi yine de başladığımız noktaya geri döneriz. Bu da bize aslında evrenin dışına çıkmak yerine aynı noktada etrafında tıpkı dünyanın çevresini turlarmış gibi daire şeklinde döndüğümüzü kanıtlar. Yani evrende bir küre ama dışına çıkılamayacak kadar derin... doğal olarak da insanoğlunun dışını göremeyeceği kadar sonsuz diyebiliriz.

    Laf lafı açar misali, konu da konuyu açıyor ya neyse; ''madem bu evren bir küre, o zaman bunun dışındaki şey ne?..'' Yoksa karanlık madde mi var? Henüz kesinleşmese de büyük ihtimal öyle; varsayılan diğer evrenlerle, evrenimizi birbirinden uzak tutan karanlık madde... Ya da yıldızlararası toz bulutu misali bir evrenler arası toz bulutu olabilir, kimbilir...

    Evrenin bir dışı olduğuna göre, başka evrenler neden olmasın? Bu konu için de, 21. yüzyılın bilim adamı, yaşayan efsane Profesör Stephen Hawking'in çalışmalarından bir cevap bulunabilir.
    - Stephen Hawking'in çalışmalarını bazı kimseler bilim kurgu olarak algılasa da, en iyi bilim zaten kurgulanmış olan değil midir zaten?-

    M Teorisi’ne göre, evren 2 boyutlu bran'larla kaplı. Bu branlar için üç boyut, bran’ların frizbi plakları gibi, içinde oradan oraya uçtukları ve hiç birbirlerine çarpmayacakları büyüklükte bir hiper uzay. Üç boyutlu kütlecikler hiç fark edilmeden dört boyutlu bir uzaya, dört boyutlu kütlecikler, beş boyutlu bir uzaya vb. giriyorlar. S. Hawking, bu noktada kendi kendine şu soruyu sormuş: ''Üstünde yaşadığımız Dünya nasıl yorumlanmalı?'' Yanıtını ise şöyle vermiş: ''Bizim gözlemleyebildiğimiz evren, belki de hiper uzayda süzülen üç boyutlu bir bran’dan öte bir şey değil ve evrenimiz bu uzayın içinde yalnız değil. Çünkü, sürekli yeni evrenler, yeni bran’lar doğuyor. Matruşkalar misali içiçe...

    Fizikçiler, bu olaylara kuantum fluktuasyonu adı veriyorlar. Hawking, böyle bir kuvant oluşumunu, kaynayan sudaki hava kabarcığı oluşumuna benzetiyor. Bu kabarcıklardan bazıları patlıyor, bazıları da içinde bulunduğumuz evren gibi esneyerek genişliyor.
    Bilim adamı, sürekli bir üst boyuta geçen branlar’la ilgili, insanın başını döndüren bu varsayımı biraz daha somutlaştırabilmek için, hologram örneğini veriyor: Hologramlarda, doğru açıdan bakıldığında, iki boyutlu bir yüzeyde, üç boyutlu bir nesnenin görüntüsü fark ediliyor. Başka bir deyişle, daha yüksek boyuttaki bilgiler, daha düşük boyuttaki bir oluşumun içine kodlanıyor. Öyleyse, üç boyutlu dünyamızda gerçekleşen her şey, aslında daha yüksek boyutlu bir dünya tarafından üretilmiş olabilir mi? Ya da bir paralel dünyanın sadece yansıması olabilir miyiz?
    Hawking’e göre bu soruların yanıtı; Evet!

     Atom Çekirdeğindeki Evren!



    Stephen Hawking başka bir yazısında da karadeliklerden solucan delikleri ile akdeliklere çıkılabileceğini yazmıştı. Bir nevi zaman makinesi... evrenler arası geçiş olayı; yani paralel evrenler var. Bizim yaşadığımız evrenimize alfa dersek bu bir küre şeklinde ne idüğü belirsiz bir şey içerisinde (belki de üç boyutlu bir bran içerisinde) alfa benzeri bir sürü başka evrenler olabileceği için karadelikler ve akdeliklerden evrenlerarası geçişte hiç mantıksız olmasa gerek.

    Peki evrenin haritası çıkartılabilir mi? konuyla alakalı olarak bir hikaye var, paylaşayım aklıma gelmişken biraz daha heyecan katalım olaya...
    Bir kozmoloji profesörü evrenin haritasını çıkarmaya çalışmış ve en sonunda başarmış. bu başarısını en yakın arkadaşı olan kimya profesörüne söylemeye gittiğinde, profesörün duvarında asılı duran bir haritayı gördüğünde çok şaşırarak sormuş.
    - ne? nasıl yani? sen nasıl oluyor da evrenin haritasını çıkartabiliyorsun?
    kimya profesörünün de cevabı gayet etkileyici;
    - o evrenin haritası değil ki, atomaltı parçacıklarının elektron mikroskobundaki fotoğrafı...

    Evet, ilginçtir ki evrenin haritası, atomaltı parçacıklarından daha küçük taneciklerin mikroskop altında görüntüsü ile aşırı bir benzerlik içerisindedir. Görüldüğü üzere aslında evren ne kadar büyük olsa dahi; bir atomaltı parçacık kadar da küçük olabilir!.. Tıpkı matruşkalar gibi sürekli içiçe geçmiş bir düzen... atomaltı, çekirdek, atom, vb. ...peki ya neyin atomu?

    Hazır benzerlikten konu açılmışken, bir nöron ile evren arasındaki benzerlik...

    Acaba herkesin aklında nöron sayısı kadar evren mi var? insan beyninin bilgi alma kapasitesi bu yüzden mi uçsuz bucaksız?..

    Yazıma burada son verirken, aradığımız sorulara cevap verelim derken Lost dizisi mantığı misali daha çok soru oluşturup sizi de farklı şeyler hakkında düşünmeye zorladığım için kusura bakmayın, evren böyle sofistike bir yapı işte, içinde olup onu algılayamamak; tıpkı insanın içinde bulunan ruh gibi; O var ama nasıl bir şey olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz...

    Alıntıdır..


    Benimde düşüncem aslında bu yönde, yani küçüğün küçüğü, büyüğün büyüğü olmadığı sonsuza kadar gittiği şeklinde. Biraz garip kaçıcak ama, yukarlara bakmak yerine elimizdeki atom altı parçacıklarına yoğunlaşsak sizce de daha mantıklı değil mi?

    ve şu videoyu izlemenizi öneririm düşündüğüm şeyi video olarak bi klip eşliğinde anlatmışlar =)

    http://www.youtube.com/watch?v=LVLRDBFyrTk&feature=related



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi stabwound -- 21 Ocak 2011; 22:13:00 >







  • Zaten her iki yöndede çalışmalar devam ediyor. Bir taraftan evreni araştırarak diğer taraftan atomaltı parçacıkları araştırarak tüm çalışmalar devam ediyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Zaten her iki yöndede çalışmalar devam ediyor. Bir taraftan evreni araştırarak diğer taraftan atomaltı parçacıkları araştırarak tüm çalışmalar devam ediyor.


    Şuan mantığıma en yatkın olan şey bu konuda ve videoda geçen olay. atom altı parçacıklar incelenerek bu sonuca daha çabuk varılabileceğini düşünüyorum tabi kolay olmadığını da biliyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: stabwound


    quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Zaten her iki yöndede çalışmalar devam ediyor. Bir taraftan evreni araştırarak diğer taraftan atomaltı parçacıkları araştırarak tüm çalışmalar devam ediyor.


    Şuan mantığıma en yatkın olan şey bu konuda ve videoda geçen olay. atom altı parçacıklar incelenerek bu sonuca daha çabuk varılabileceğini düşünüyorum tabi kolay olmadığını da biliyorum.



    Her iki yol da birbirinden farklı şekilde ilerler. Büyük patlamanın benzerini oluşturmak için büyük hadron çarpıştırıcılarında atom kullanılıyor zaten, fakat bu yine de tam olarak bütün sırları açığa çıkarmaz. Evren 'in kendisinin de gözlenmesi ve Karanlık Madde - Karanlık Enerji ve Kara Delik gibi adında kara leke olan bu bilinmeyenlerin cevaplanması gerekir.




  • büyük olanı bilmem ama küçük olanla ilgili olarak bir sınır olabileceğini biliyorum. planck sabiti denen sayıdan en küçük mesafe olan planck boyutu ve ışığın bu mesafeyi aldığı süre olan planck zamanı, teorilerle uyumlu en küçük alt birim olma özelliğini koruyor. bu sayının özellikle sağlam temellere sahip olması evrensel bir sabit olması ve atomu oluşturan elektronların enerji düzeyleri için tamsayı katlarını vermesi gösterilebilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    büyük olanı bilmem ama küçük olanla ilgili olarak bir sınır olabileceğini biliyorum. planck sabiti denen sayıdan en küçük mesafe olan planck boyutu ve ışığın bu mesafeyi aldığı süre olan planck zamanı, teorilerle uyumlu en küçük alt birim olma özelliğini koruyor. bu sayının özellikle sağlam temellere sahip olması evrensel bir sabit olması ve atomu oluşturan elektronların enerji düzeyleri için tamsayı katlarını vermesi gösterilebilir.


    hesaplamalardan ve matematiksel terimlerden anlamadığım için planck'ı araştırmama rağmen tam olarak kavrayamadım aslında ama sınır olabileceği mi düşünülüyor yoksa ispatlanan bir şey mi?

    Aslında bu konuyu açarken siz ikinizin düşüncesini merak ediyordum şansıma da siz cevap yazdınız, bilim kültür kategorisinde en bilgili mantıklı konuşan bi sizi farkettim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi stabwound -- 10 Ocak 2011; 13:14:36 >




  • matematiksel olarak ispatlandı ancak o kadar küçük bir birimi temsil ediyor ki deneysel olarak ispatlamak imkansız. şöyle ki bir planck uzunluğu 10 üzeri -33 cm dir. bir planck zamanı ise 10 üzeri -43 saniye.
    kuantum atom modelinde elektronların çekirdek etrafında farklı enerji seviyelerinde bulunduğu keşfedildi. ancak daha ilginç olan şey bu enerji seviyelerinin planck sabiti denen sayının tamsayı katları şeklinde bulunuyor oluşuydu. yani enerji seviyeleri resmen kuantizeydi yani kesikliydi. planck sabitini bulan max planck olsa da bunun evrensel bir sabit olduğunu ve elektron enerji seviyelerini keşfeden yine einstein olmuştur.



    quote:

    Orijinalden alıntı: stabwound

    hesaplamalardan ve matematiksel terimlerden anlamadığım için planck'ı araştırmama rağmen tam olarak kavrayamadım aslında ama sınır olabileceği mi düşünülüyor yoksa ispatlanan bir şey mi?

    Aslında bu konuyu açarken siz ikinizin düşüncesini merak ediyordum şansıma da siz cevap yazdınız, bilim kültür kategorisinde en bilgili mantıklı konuşan bi sizi farkettim.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Cahilliğimi bağışlayın pek anlamadım ama her atomun içinde bir evren mi var?
  • stabwound, konuya vermiş olduğun linkdeki videoyu izledim. iyi yanları olmakla birlikte hoş olmayan bazı yanları da var. müziğe karşı değilim ama kimi videodaki tarzda müzikleri çok sever kimi de sabır gösteremez ve "bu gürültü de ne böyle" diyerek videoyu izlemeden kapatır. ama esas önemli olan ise videoda sonlara doğru bir noktada, video gösterimi tersine gösterilmeye başlanıyor. videonun durduğu ve gerisin geriye oynatılmaya başlandığı noktaya dikkat ediniz. bence o an katliam anıdır. yani bu videonun bütün güzelliklerini alıp götürüyor. niye peki? çünkü o anda simsiyah ekranda sayısını sayamadığım adetde beyaz noktacıklar var. halbuki senin de yazında bahsetmiş olduğun bing bang'e hiç atıfta bulunulmamış videoda. yani bilindik üzere nasıl olmalıydı diyenler olabilir. simsiyah bir ekran ve anlık bir patlama ile bu konuda da bahsedilen balonun genişlemesi örneklemesiyle başlangıcı olan ve sürekli genişleyen bir evren var ortada. velhasıl bu videoyu gözüm pek tutmadı. atomaltı parçacıkları ve evreni incelemek konusunda: "büyük olanı bilmem ama küçük olanla ilgili olarak bir sınır olabileceğini biliyorum. " cümle de ilgimi çekti. speedy_ küçük olanla ilgili bir sınır olabileceğini biliyorum derken o da big bang' i sanki görmezcden geliyor gibi geldi bana. sınır olabileceği değil aslında sınırı var. bunun adı da big bang olmalı değil mi? tabi araştırılmasın etmesin manasına gelmez bu dediğim aksine araştırılacak gidilebildiği yere kadar ki varılacak son belli big bang. sıfır hacim ve sonsuz yoğunlukta birşey patlıyor dediğimizde, bundan da ötesini hep merak ederiz, edeceğiz de. bundan ötesi farklı bir boyutdur. farklı bir boyut çünkü sadece evreni içine almakla kalmıyor zaman kavramını da içine alıyor. o halde farklı boyutda yer alabilmek için zamana ve mekana bağımlı olmamak gerekir. insan ise zamana ve mekana bağımlıdır. diğer boyuta kendi imkanları ile geçmesi yani tabiri caizse ölümsüzlüğü imkansızdır. bu da yaratılışın gerçek olduğunu ispatlar. big bang'in bu videoda bahsedilmeyişinin sebebi olarak da aklıma gelen sadece big bang' i sevmeyenlerin, hatta düşünmek bile istemeyenlerin de olduğudur. evrenin genişlemesi konusu da atomaltı parçacıkların incelenmesi kadar önemlidir. çünkü elde veri olmadan alt detaya inmek nasıl mümkün olsun ki. mesela evrenin genişlemesi konusunda einstein kendi itirafıyla büyük bir kariyer hatası yapmıştır. kendisi genişliyor derken, etrafındaki bir kesim evrenin genişlemeyip aksine sabit kaldığı konusunda bir tutum sergilemiştir. einstein ise bu konuda baskın çıkmayı yeğlememiş sonraları ise bu hatasını kendi hayatının en büyük kariyer hatası olduğunu söylemiştir. zaten bilimdeki ilerlemeler karşısında da aksini savunacak bir durum kalmamıştır. örneğin galaksilerin birbirinden giderek uzaklaştığı konusunda ispat vardır ve nobel ödüllüdür. (uzaklaşmayla birlikte galaksilerden gelen ışık demeti kırmızı görünür..) velhasıl küçük olanla ilgili olarak nasıl bir sınır var ise büyük olanla ilgili olarak da bir sınır olmalı. nereye kadar genişleme devam eder bu da araştırılması gereken bir konu olmalı bence de..




  • @speakerphone2010:
    video'da 3:10 civarındaki görüntü birden çok big-bang olduğunu gösteriyor, anladığım kadarıyla oradaki büyük beyaz kürelerin her birisi bir big-bang ile oluşmuş ayrı birer evrene ait,
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    matematiksel olarak ispatlandı ancak o kadar küçük bir birimi temsil ediyor ki deneysel olarak ispatlamak imkansız. şöyle ki bir planck uzunluğu 10 üzeri -33 cm dir. bir planck zamanı ise 10 üzeri -43 saniye.
    kuantum atom modelinde elektronların çekirdek etrafında farklı enerji seviyelerinde bulunduğu keşfedildi. ancak daha ilginç olan şey bu enerji seviyelerinin planck sabiti denen sayının tamsayı katları şeklinde bulunuyor oluşuydu. yani enerji seviyeleri resmen kuantizeydi yani kesikliydi. planck sabitini bulan max planck olsa da bunun evrensel bir sabit olduğunu ve elektron enerji seviyelerini keşfeden yine einstein olmuştur.



    quote:

    Orijinalden alıntı: stabwound

    hesaplamalardan ve matematiksel terimlerden anlamadığım için planck'ı araştırmama rağmen tam olarak kavrayamadım aslında ama sınır olabileceği mi düşünülüyor yoksa ispatlanan bir şey mi?

    Aslında bu konuyu açarken siz ikinizin düşüncesini merak ediyordum şansıma da siz cevap yazdınız, bilim kültür kategorisinde en bilgili mantıklı konuşan bi sizi farkettim.



    elektronların belli enerji seviyelerini olduğunu ilk ortaya atan bohr dur.http://tr.wikipedia.org/wiki/Bohr_modeli Ayrıca einstein plank sabitini kullanarak fotoelektrik olayını açıkladı.http://tr.wikipedia.org/wiki/Fotoelektrik_etki



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi insan. -- 19 Mayıs 2011; 19:33:01 >




  • bohr ve einstein o yıllarda birlikte çalışıyorlardı. enerji seviyelerinin planck sabitinin katları şeklinde bulunduğunu keşfeden einsteindır ancak atomun elektronların oluşturduğu kabuklu modelini oluşturan bohr olmuştur. einstein o yıllarda max planck da dahil birçok bilim adamına ilham kaynağı olmuş ve çalışmalarında tıkandıkları noktaları aydınlatmıştır.


    quote:

    Orijinalden alıntı: BrutaL41

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    matematiksel olarak ispatlandı ancak o kadar küçük bir birimi temsil ediyor ki deneysel olarak ispatlamak imkansız. şöyle ki bir planck uzunluğu 10 üzeri -33 cm dir. bir planck zamanı ise 10 üzeri -43 saniye.
    kuantum atom modelinde elektronların çekirdek etrafında farklı enerji seviyelerinde bulunduğu keşfedildi. ancak daha ilginç olan şey bu enerji seviyelerinin planck sabiti denen sayının tamsayı katları şeklinde bulunuyor oluşuydu. yani enerji seviyeleri resmen kuantizeydi yani kesikliydi. planck sabitini bulan max planck olsa da bunun evrensel bir sabit olduğunu ve elektron enerji seviyelerini keşfeden yine einstein olmuştur.



    quote:

    Orijinalden alıntı: stabwound

    hesaplamalardan ve matematiksel terimlerden anlamadığım için planck'ı araştırmama rağmen tam olarak kavrayamadım aslında ama sınır olabileceği mi düşünülüyor yoksa ispatlanan bir şey mi?

    Aslında bu konuyu açarken siz ikinizin düşüncesini merak ediyordum şansıma da siz cevap yazdınız, bilim kültür kategorisinde en bilgili mantıklı konuşan bi sizi farkettim.



    elektronların belli enerji seviyelerini olduğunu ilk ortaya atan bohr dur.http://tr.wikipedia.org/wiki/Bohr_modeli Ayrıca einstein plank sabitini kullanarak fotoelektrik olayını açıkladı.http://tr.wikipedia.org/wiki/Fotoelektrik_etki




  • kuantum kuramına göre anlamlı en küçük birim planck sabitidir. bundan daha küçük ölçüler modelde anlamsız.
    big bang olayında da maddenin planck boyutlarında olduğu noktaya kadar bilinebiliyor. yani big bang denen olay kuramda planck boyutlarında başlıyor daha sonra müthiş bir hızda genişliyor.

    quote:

    Orijinalden alıntı: speakerphone2010
    speedy_ küçük olanla ilgili bir sınır olabileceğini biliyorum derken o da big bang' i sanki görmezcden geliyor gibi geldi bana. sınır olabileceği değil aslında sınırı var. bunun adı da big bang olmalı değil mi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    kuantum kuramına göre anlamlı en küçük birim planck sabitidir. bundan daha küçük ölçüler modelde anlamsız.
    big bang olayında da maddenin planck boyutlarında olduğu noktaya kadar bilinebiliyor. yani big bang denen olay kuramda planck boyutlarında başlıyor daha sonra müthiş bir hızda genişliyor.

    quote:

    Orijinalden alıntı: speakerphone2010
    speedy_ küçük olanla ilgili bir sınır olabileceğini biliyorum derken o da big bang' i sanki görmezcden geliyor gibi geldi bana. sınır olabileceği değil aslında sınırı var. bunun adı da big bang olmalı değil mi?



    Nat geodaki bilinen evren kuşağında aynı konu işlenmişti atomu ne kadar keşfedersek evrenide okadar keifedebiliriz diye.Plank boyutu içinde hangi evrenlerin olmadığı ne malum denmesi gerekmiyormu peki bu konuda:)

    Birde yukarıdaki yazıda solucan deliğini kesin bir dille ortaya koymuşlar ama bu yönde sadece teori var.evet boyut farklılıkları olabilir ama birbiri arasında bir bağlantı düşünemiyorum.Modelleme çok sıradan bu şekilde sanki olagan gibi duruyor ama kareyi kağıt içinde küpe çevirrken sadece yansımasını aktarabiliyoruz bu bize sadece görüntü veriyor yada yanılgı.Eğer bir boyut farklılığı var ise o aptan dışarı çıkmak gerekiyor ama o kaptan nasıl çıkılır orasını bilemem bildiğim bana göre solucan deiğinin olabilite ihtimalinin bu modelleme ile çok düşük olduğu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LE10 -- 19 Mayıs 2011; 22:59:45 >




  • Videoda bing bang merkezi evrenin dışında kaldı demiş. Balon örnek verilmiş. Ama evren küre şeklinde gelişiyor da diyor. O zaman merkez dışarda niye kalsın. Ya da ben yanlış anladım.
  • Atomu gözlemlemek için kullanılan mikroskop ışığı kullanmakta ama ışığın dalga boyu atomdan proton ve elektronlardan daha küçük olduğundan şuan izlemek sanırım imkansız diye biliyorum sadece matematiksel hesaplamlarla varlığını biliyoruz.

    Daha bilemdiğimiz ama okdar çok şey var ki bazılarını sadece isbat edebiliyoruz.bildiğim kadarıyla ağaımızı kaldırabilmek için bir uyarı demekti gönderiyoruz snirlerle hiç bir dirence maruz kalmadan nöronlar arcılığıla gidiyor ilik gibi eklem boşluklarında snaps denen bir hücreyle boyut değştirererk bir enerji dalgasına dönüşüyor aynı Teslanın düşündüğü gibi kimyasal başkalaşım geçiriryor.hiç oluşmayan bir olmayan bir şey yani yokluk bir düşünceyle bir enerji demetine döşüyor aynı big bag gibi değilmi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LE10 -- 19 Mayıs 2011; 23:50:18 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bohr ve einstein o yıllarda birlikte çalışıyorlardı. enerji seviyelerinin planck sabitinin katları şeklinde bulunduğunu keşfeden einsteindır ancak atomun elektronların oluşturduğu kabuklu modelini oluşturan bohr olmuştur. einstein o yıllarda max planck da dahil birçok bilim adamına ilham kaynağı olmuş ve çalışmalarında tıkandıkları noktaları aydınlatmıştır.


    quote:

    Orijinalden alıntı: BrutaL41

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    matematiksel olarak ispatlandı ancak o kadar küçük bir birimi temsil ediyor ki deneysel olarak ispatlamak imkansız. şöyle ki bir planck uzunluğu 10 üzeri -33 cm dir. bir planck zamanı ise 10 üzeri -43 saniye.
    kuantum atom modelinde elektronların çekirdek etrafında farklı enerji seviyelerinde bulunduğu keşfedildi. ancak daha ilginç olan şey bu enerji seviyelerinin planck sabiti denen sayının tamsayı katları şeklinde bulunuyor oluşuydu. yani enerji seviyeleri resmen kuantizeydi yani kesikliydi. planck sabitini bulan max planck olsa da bunun evrensel bir sabit olduğunu ve elektron enerji seviyelerini keşfeden yine einstein olmuştur.



    quote:

    Orijinalden alıntı: stabwound

    hesaplamalardan ve matematiksel terimlerden anlamadığım için planck'ı araştırmama rağmen tam olarak kavrayamadım aslında ama sınır olabileceği mi düşünülüyor yoksa ispatlanan bir şey mi?

    Aslında bu konuyu açarken siz ikinizin düşüncesini merak ediyordum şansıma da siz cevap yazdınız, bilim kültür kategorisinde en bilgili mantıklı konuşan bi sizi farkettim.



    elektronların belli enerji seviyelerini olduğunu ilk ortaya atan bohr dur.http://tr.wikipedia.org/wiki/Bohr_modeli Ayrıca einstein plank sabitini kullanarak fotoelektrik olayını açıkladı.http://tr.wikipedia.org/wiki/Fotoelektrik_etki



    yanlış anlama ama kaynak gösterebilir misin?




  • okuduğum kitapların birinde yazıyodu ama hangisinde ve neresinde hatırlamıyorum. yine de %100 eminim diyemem ama öyle bişey yazdıysam kesin biyerde okumuşumdur. planck sabitinin max planck tarafından bulunuşunu ancak bu sabitin gerçekten ne işe yaradığı ve hangi alanlarla ilişkili olduğunu einsteinın keşfettiğini ve meslektaşlarına yol gösterdiğini yazıyordu. bohr da bunlardan biriydi.

    quote:

    Orijinalden alıntı: BrutaL41

    yanlış anlama ama kaynak gösterebilir misin?

  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    okuduğum kitapların birinde yazıyodu ama hangisinde ve neresinde hatırlamıyorum. yine de %100 eminim diyemem ama öyle bişey yazdıysam kesin biyerde okumuşumdur. planck sabitinin max planck tarafından bulunuşunu ancak bu sabitin gerçekten ne işe yaradığı ve hangi alanlarla ilişkili olduğunu einsteinın keşfettiğini ve meslektaşlarına yol gösterdiğini yazıyordu. bohr da bunlardan biriydi.

    quote:

    Orijinalden alıntı: BrutaL41

    yanlış anlama ama kaynak gösterebilir misin?




    enerjinin kesikli oluşunu söylemiş olabilir ama bende elektronlar için bu kuramın bohr un geliştirdiğini biliyorum.

    edit:
    şöyle bi yazı var

     Atom Çekirdeğindeki Evren!


    kaynak :http://hotfile.com/dl/118350854/e95d991/Dalga-parack.pdf.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi insan. -- 20 Mayıs 2011; 0:31:51 >




  • bohr un atomlarla ilgili ve halen de okul kitaplarında okutulan bir kuramı var zaten. kendisi de oradan tanınıyor. ancak elektronun enerji sıçrayışlarının kuantize olduğu ve planck sabitinin tam sayı katları şeklinde gerçekleştiğini einstein keşfetmiştir diyorum. bohr zaten kendi modelinin de ayrıntılı bir açıklamasını yapma gereği duymazdı. o modelin görsel güzelliğine kilitlenmiştir. gerçi modelini sadece hidrojen atomu için açıklayabilmiştir.

    quote:

    Orijinalden alıntı: BrutaL41

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    okuduğum kitapların birinde yazıyodu ama hangisinde ve neresinde hatırlamıyorum. yine de %100 eminim diyemem ama öyle bişey yazdıysam kesin biyerde okumuşumdur. planck sabitinin max planck tarafından bulunuşunu ancak bu sabitin gerçekten ne işe yaradığı ve hangi alanlarla ilişkili olduğunu einsteinın keşfettiğini ve meslektaşlarına yol gösterdiğini yazıyordu. bohr da bunlardan biriydi.

    quote:

    Orijinalden alıntı: BrutaL41

    yanlış anlama ama kaynak gösterebilir misin?




    enerjinin kesikli oluşunu söylemiş olabilir ama bende elektronlar için bu kuramın bohr un geliştirdiğini biliyorum.

    edit:
    şöyle bi yazı var

     Atom Çekirdeğindeki Evren!


    kaynak :http://hotfile.com/dl/118350854/e95d991/Dalga-parack.pdf.html




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.