Şimdi Ara

Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi'nde sahte ricat uygulamıştır

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
13
Cevap
0
Favori
906
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • BUGÜN, ATATÜRK’ÜN MELHAME-İ KÜBRA YANİ ÇOK BÜYÜK VE KANLI SAVAŞ DEDİĞİ, TAM 22 GÜN 22 GECE SÜRMESİ SEBEBİYLE DÜNYA HARP TARİHİNİN EN UZUN MEYDAN MUHAREBESİ OLAN, SAVAŞTA ÖLEN TÜRK KOMUTANLARIN ÇOKLUĞUNDAN DOLAYI “SUBAY MUHAREBESİ” DE DENİLEN SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİNİN BAŞLADIĞI GÜNDÜR. (23 AĞUSTOS 1921)

    Kütahya- Eskişehir muharebeleri kaybedilmişti. Bölgeye Fevzi Çakmak Paşa ile gelen Kemal Paşa genç Türk Devleti’nin ordusunun yok olmasını engellemek için orduyu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekti. Bu sırada meclis de Kemal Paşa’ya muhalif olanlar ile sert tartışmalar da yaşanmış nihayetinde de Mustafa Kemal Paşa, Türk ordusunun başkomutanlığında 3 ay süre ile meclisin tüm yetkilerini uhdesine almayı başarmıştı. Hemen “Tekâlifi milliye Emirleri” yani “Millî Yükümlülükler Buyrukları”nı yayınladı. Bu emirler ile Kemal Paşa çamaşır, çorap, çarık, buğday, arpa da dahil olmak üzere Türk Halkı’ndan sonra devlet tarafından geri ödenmek üzere çeşitli besin maddeleri ve giyecekleri ordunun ikmali için istiyordu. 13 Ağustos’da harekete geçen Yunan işgal ordusu kuzey-güney hattında uzanan kuvvetlerinin çoğunu güneye kaydırarak 23 Ağustos’da Sakarya Nehri’nin doğusuna geçti ve Türk ordusunun güney hattına saldırdı. Asıl savaş da o gün başladı. 100 km genişliğindeki cephede çok sıkıntılı anlar yaşandı. Özellikle Polatlı, Haymana ve Çaldağı taraflarında Yunan ordusu çoğu zaman savunma hatlarımızı aştı. Kemal Paşa ise ordunun bir çember altına alınma tehlikesinin baş göstermesi ve meydan muharebesini daha elverişli bir alana taşımak amacıyla Türk ordusunu Ankara’nın 50 km güneyine kadar geri çekti, böylece bu sahte ricat gösterisi Yunan ordusunu da hareket üssünden uzaklaştırıyordu. Başkomutan Mustafa Kemal, dünya askerlik tarihine giren “Topyekûn Savaş” taktiği ile Türk ordusuna moral kazandıran şu sözleri meclisde, bu sırada ilan etti: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez. Onun için, küçük büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük büyük her birlik ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındakinin çekildiğini gören birlikler, ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzide sonuna kadar dayanmaya mecburdur.” Türk ordusu bu yüksek emre uyarak yeisini yok etti. Her iki taraf da cepheye egemen olan tepeleri ele geçirebilmek için 22 gün 22 gece birbiri ile amansızca savaştı. Yunan saldırı gücünün kırıldığını sezen Mustafa Kemal Paşa Türk ordusunun sağ kanadını harekete geçirerek Yunan ordusunun sol kanadını, elindeki önemli tepeleri bırakarak Sakarya’ya doğru çekilmek zorunda bıraktı. Bütün cephe boyunca saldırıyı sürdüren Türk ordusu 13 Eylül 1921’de Sakarya ırmağının doğusundan Yunan kuvvetlerini temizledi. Sakarya’nın batısına atılan Yunanlılar ancak burada tutunabildiler. Böylece Kemal Paşa Genç Türk Devleti’nin başkentini Yunan işgalinden kurtarmış oldu. Sakarya Meydan Savaşı’nın kazanılması üzerine TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya “gazi” ve “mareşal” unvanlarını verdi.







  • ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 9 Eylül 2018; 12:36:44 >
  • Mükemmel bir olay. Celal Şengör de "Dahi Diktatör" kitabında anlatmıştı. Hayran olmamak elde değil.
  • Bu savas olmadi diye forumda; hatta bu bolumde yazan fetullahcilari okudu bu gozler. Bir kismi hala buralarda ve olumune reisci oldular.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Atatürk zekiydi ama potansiyelinin tamamını göremedik . Açık uçlu bir adam .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Speedom -- 10 Eylül 2018; 16:40:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Askeri deha böyle bir şey işte

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: El Fuego

    Bu savas olmadi diye forumda; hatta bu bolumde yazan fetullahcilari okudu bu gozler. Bir kismi hala buralarda ve olumune reisci oldular.
    Bu savaş olmadı diyenlere üstad diyeni, hocam diyeni, onur konuğu olarak verdiği davette sağında oturtanı gördü bu gözler. Forumda yazan neymiş ?
  • General Kutuzov'un taktiğini aynı yaratıcılıkta uygulamış burda Atatürk .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    General Kutuzov'un taktiğini aynı yaratıcılıkta uygulamış burda Atatürk .
    Sahte ricat bir Türk taktiği olan hilal taktiğinin bir parçasıdır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Irishman

    General Kutuzov'un taktiğini aynı yaratıcılıkta uygulamış burda Atatürk .
    Atatürk Kutuzov'un taktiğini kullanmadı, Kutuzov eski bir Türk savaş geleneği olan ricat taktiğini kullandı. Türk komutanlar bu ricat taktiğini zaten yüzyıllardır uyguluyordu. Ayrıca Kutuzov ile Atatürk'ün düşmanın ikmal merkezine saldırı nedenleri farklıydı, Kutuzov Osmanlı ordusunu ikmalsiz bırakmak ve esir alıp anlaşma yapmaya zorlamak için saldırdı. Atatürk ise zaten ikmalsiz olan ve teçhizat açısından yetersiz olan ordusunun ihtiyacını karşılamak için saldırdı.

    Atatürk çok büyük bir risk alıp kumar oynadı kaybetseydi savaş biterdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: El Fuego

    Bu savas olmadi diye forumda; hatta bu bolumde yazan fetullahcilari okudu bu gozler. Bir kismi hala buralarda ve olumune reisci oldular.
    Savaş olmadı diyenlerin yanında savaşı küçültmeye çalışanlar var verilen kayıplara bakarak,48 bin civarında şehit ve gazi var diye biliyorum.Gidip bu harbi 1 Dünya Savaşı ile kaşılaştırıp kıyaslamaya yapıyorlar.O zaman bizde Suriye'deki pkk ve ışid bölgelerini almak için yapılan harekatı küçümseyip 2.Dünya Harbi ile kaşılaştıralım???Mantıklı mı?Veya Osmanlı dönemlerinde veya daha eski zamandaki muharebeler ile?


    Birde bu zaferi Atatürk'e mal etmemek için müthiş çabaya girenler var.Bunlardan biri Abdurrahman Dilipak denilen herif,
    Büyük taaruzda Atatürk yerine şuna benzer bişey yazıyor:"Yurdun dört bir yanından gelen komutanlar zafere götürdü.Atatürk bile diyemiyor.
    Fesli deli de Topla tüfekle değil imanla kazanıldı diyor.Zaten fesli düzenli olarak kendisi ile çelişen bir şahıs.Bir yerde Yunanların Anadoluyu işgale kalkışmalarını korkunç tehlike olarak yazıyor,başka yerde ise tehlikesiz bir hareket deyip,Anadoludaki Milli mucadeleyi de basite indirgiyor.


    Aslında bu heriflerin bütün derdi Atatürk,o yüzden yazdıkları hep çelişkili çarpıtma veya sürekli kendi yazdıkları çizdikleri ile çelişiyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ürüng ayıg toyon -- 18 Eylül 2018; 18:40:2 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.