Şimdi Ara

Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım (4. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
320
Cevap
14
Favori
45.198
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: birman


    quote:

    Orijinalden alıntı: Devil01

    Demek ki ilk iPod ve iPhone'u da bu adamlar keşfetmiş
    Rahibin üzerindeki cihaz ilkel bi iPod veya iPhone'a benziyor.

    Bir Yahudi Haham'ının kullandığı cihazın/aletin Hıristiyan Rahip'te ne işi var demiş bi arkadaş.
    (Gerçek hayattan bahsediyorum)
    Her yeni kurulan din, kendisinden önceki dinlerin özelliklerini taşır.
    Böylece daha çok insana ulaşıp daha hızlı yayılabilir.
    Ayrıca kutsal sayılan kitabın içinde "şüphe duyulması halinde" uyulacak kural ve edilecek duaların bir listesi de vardır. Her insan şüphe eder ve şüpheyi dinden çıkmakla tehdit ederek bastırırlar.
    Kimisi körü-körüne inanır, kimisi de inansa bile şüphelerini bastırmak için ararştırır.
    %100 Müslüman veya %100 Hıristiyan biri bile "bence" emin olmak için hem kendi inandığı dini hem de diğer dinleri ve inanışları (Budizm gibi...) araştırmalıdır.
    Çünkü "yine bence" YARATICI ile insanın arasında aracı olmasının bir manâsı yok.
    O bizi zaten akıllı yarattı, kullanma kılavuzuna ya da birinin bizi yönetmesine ihtiyaç olduğunu sananlar körü-körüne inananlardır. Ki körü-körüne inanmak, anlamını bilmeden dua etmek dinsizlikten daha kötüdür.


    bravo dostum çok güzel yazmışsın.benim araştırmalarım ve birikimim dolayısıyla diyebilirim ki hristiyanlık dini safsatadır.dünyanın ilk kadim dinleri tanrıçalara taparken ve de bayanları el üstünde tutarken(antik çağ ve millattan önceki uygarlıkların hemen hemen hepsinde bir tane kadın imparatoriçe vardır)hristiyanlık dini 1300'lü yıllardan sonra cadı avı başlatıp tüm hasta ve kekeme kadınları cadı diyerek yakmıştır.papa dünya düz diyor galileo ise dünya yuvarlaktır anasını satıyım dedi diye galileoyu kaç kere engizisyon da yargıladıklarını tanrı bilir.hristiyanlık aleminin din karşıtı diye kaç tane kitap yaktığını ve adam yaktığını tanrı bilir.hala bu yobaz düşünceler devam ediyor hristiyanlıkta.onlara göre hala kadınlar ademe yasak elmayı sundu diye bir numaralı suçlu.hristiyanlık dini zaten hindu,paganizm,mısır dini ra ve daha birçok dinin karışımıdır.ben isaya şüpheyle bakıyorum ta ki tepemde belirip baba sen bana inanmıyor musun diyene kadar.isa figürü mısır dininden çalınıp getirilmiştir.12 havari döneminde ise isa figürü tanrı papa ve de kutsal ruh olarak değiştirilmiştir.Allahaşkına böyle bir din kaynağı güvenilir olabilir mi??

    arkadaşım demişsin ki yahudi din adamının kullandığı alet pekala hristiyanların dini lideri papa da olabilir.olsun olmasın demiyoruz ama ephod denen aleti nette araştırdığın zaman fazlaca kaynağa ulaşamazsın.peki sormak lazım neden bu alet bu kadar gizli ve de neden tam olarak bir açıklama yapılamıyor.kaldı ki bu EPHOD denen aletin direkt olarak şeytan yani baphometle papanın arasında bir bağlantı kurduğu söyleniyor.kaynak var yani..

    papa madem eski yahudi din adamlarının kullandığı bu cihazı kullanıyor neden ikinci dünya savaşında papa çıkıp da yahudileri katletmenize izin vermeyiz demedi veya vatikan meydanında çıkıp soykırımla ilgili konuşma yapmadı.bir avuç alman nazi generali papaya ricada bulundu ama papa o sırada adolf hitleri bir davet sırasında kutsamakla meşguldü.yani bildiklerimizin hiçbiri gerçek değil.gerçekleri onlar yazıyor gerçekte olan doğrunun üzerini kapatarak.

    NOTHİNG İS TRUE EVERYTHİNG İS PERMİTTED diyorum ve de nokta koyuyorum

    gencay kardeşim kitap olarak cihangir gener 'in yazdığı ezoteirk batıni doktrinler tarihini öneririm.aklıma gelirse eklemeler yaparım.



    "ephod sacred linen garment worn by the high priests of Israel. It was in two parts—one covering the back, one the front of the body to the hips—and was fastened at the shoulders by two clasps of onyx on which were engraved the 12 tribal names, six on each. The vestment was held in at the waist by a twined linen girdle of gold, blue, purple, and scarlet; on the ephod was the breastplate with the Urim and Thummim , hung by golden chains and rings. The priest was adorned in this fashion to symbolize the presence of God with his people. The ephod was somehow used for divination. It is mentioned in numerous passages in the Bible. "


    kraven incilde geçmesi birçokları için kanıt olabilir ama benim için değil.

    bende sana şu linke bakmanı öneriririm.

    http://s6.zetaboards.com/Free_Thinkers/topic/8663837/1/

    bir de buna bakalımhttp://www.youtube.com/watch?v=hXJCMN6E9ZY




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devil01

    Demek ki ilk iPod ve iPhone'u da bu adamlar keşfetmiş
    Rahibin üzerindeki cihaz ilkel bi iPod veya iPhone'a benziyor.

    Bir Yahudi Haham'ının kullandığı cihazın/aletin Hıristiyan Rahip'te ne işi var demiş bi arkadaş.
    (Gerçek hayattan bahsediyorum)
    Her yeni kurulan din, kendisinden önceki dinlerin özelliklerini taşır.
    Böylece daha çok insana ulaşıp daha hızlı yayılabilir.
    Ayrıca kutsal sayılan kitabın içinde "şüphe duyulması halinde" uyulacak kural ve edilecek duaların bir listesi de vardır. Her insan şüphe eder ve şüpheyi dinden çıkmakla tehdit ederek bastırırlar.
    Kimisi körü-körüne inanır, kimisi de inansa bile şüphelerini bastırmak için ararştırır.
    %100 Müslüman veya %100 Hıristiyan biri bile "bence" emin olmak için hem kendi inandığı dini hem de diğer dinleri ve inanışları (Budizm gibi...) araştırmalıdır.
    Çünkü "yine bence" YARATICI ile insanın arasında aracı olmasının bir manâsı yok.
    O bizi zaten akıllı yarattı, kullanma kılavuzuna ya da birinin bizi yönetmesine ihtiyaç olduğunu sananlar körü-körüne inananlardır. Ki körü-körüne inanmak, anlamını bilmeden dua etmek dinsizlikten daha kötüdür.


    Yanlız şöyle birşey var. Allah'ın kendiside beni araştırın, kesinlikle emin olana kadar araştırın, kalbinizle bana tam olarak inanmak istedikten sonra inanın diyor. Yani körü körüne inanmamızı o da istemiyor. Ve İslam inancına göre Allah ile bizim aramızda bir aracı yoktur. Hatta Hz. Muhammet bile kendisinden birşeyler istendiğinde ben kimim ki O ile sizin aranıza gireceğim diyor. Bildiğimiz gibi dinimizde aracılara yer yoktur. Bu yüzden hacılardan hocalardan türbelerden vs. medet ummak günah sayılır çünkü Allah'tan istenecek yardım sadece Allah'tan istenmelidir, araya birilerini sokamayız zaten gerekte yok diyor dinimiz. Bu olay hristiyan inancında vardır. Onlar sıradan kulların Allah ile direk olarak konuşamayacak veya O'ndan direk olarak birşey isteyemeyecek kadar aciz kul olduklarını düşündükleri için araya papaz, papa gibi kişileri koyup onlardan yardım isterler. Yani düşününce de saçma zaten. Ben size şah damarınızdan daha yakınım diyen Allah ile konuşmak ondan birşey istemek için neden bir aracı kullanalım ki ?
    Hatta bu yüzden şefaat mevzu büyük tartışmalara neden olur. Bir kısım şefaatı peygamberden isterim diyor. Diğer kısım ise şefaatı yanlızca Allah'tan istersin, Allah'ın izni ile peygamber sana şefaat eder, diğer şekilde peygamberi tanrılaştırmış oluyorsun ki bu da şirktir diyor.





    Bu arada Lucy'i rahim bölgesinden bıçakladık ama onu o şekilde düşünmemek gerekir bana göre. Çünkü oyunda en başından beri herkesi o bölgeden bıçaklıyoruz, bu şekilde animasyonu yapılmış. Yani Lucy'e özgü bir durum değil bu.

    Zaten son trophynin adı A Knife To The HEART
    Bu animasyon da oyunun ayıbıdır zaten.

    birman teşekkürler arkadaşım çok sağol.
    Mu kitabını aldım 2.sini de okuduktan sonra buna geçerim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jack Rabbit Slims -- 26 Aralık 2010; 12:41:22 >




  • GencayA dostum inşallah okurken hoşça vakit geçirirsin.eminim ki bu tip konularda kitap okumak senin de hoşuna gidiyordur

    çünkü ben seviyorum bu tarz alışılmadık konularda kitaplar okumayı.eğer sizlerin de bana kitap önerileriniz olursa dikkate alırım.hele ac serisi ile yakından alakadar olan kitaplar
  • O zaman son Trophy'e dayanarak diyebiliriz ki;
    Juno, Lucy'nin ölümünün TWCB* yararına olacağını düşündü ve öldürttü. (Yani Lucy, Subject16'in kastettiği "Eve"in altsoylarından biriydi.)
    ya da
    Juno, Lucy'nin ölümünün insanlar yararına olacağını düşündü ve Desmond'ın gerçek "Eve"i bulacağını planlayarak bunu yaptırdı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.
    ...
    ----------

    AC:II'deki The Truth ile ilgili küçük teorim;
    O videodaki Subject16'in -aynı zamanda bizim atamız olan- atası Abel. Eve "watch out!" diye bağırdığı zaman arkamızdan gelen Cain idi.


    Hmm.. bana biraz mantıksız gibi geldi be ortak? Havva oğluyla mı kaçacak?
    Hem ayrıca, üzülerek bu teorini çürütmeliyim çünkü ACII'deki Truth'lardan birinde Hâbil ve Kâbil'in (Abel ve Cain) Elma için kavga edişini gösteriyordu unutma ;)


    quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.

    ...
    - Fakat oyunun ana görevlerini bitirdiğimizde geçen Credits ekranında arka fonda konuşan iki adam duyuyoruz (3-5 cümle en fazla) ve bu seslerden biri de AC:I'den tanıdığımız Warren Vidic'e benziyor. Hatta Ezio'ya geri döndüğümüzde farkedeceksiniz ki oyunu durduğumuzda yine Animus menüsü ortaya çıkıyor. Üstelik Animus 2.0, yani bizdeki -Assassinlerdeki- Animus. Yani Abstergo, Desmond'ı kaçırmış olabilir. Muhtemelen AC:III'ün ilk bölümlerinde Abstergo'dan kaçacağız.

    - Ya da "I am alive." diyen Subject16 onu oradan kurtarmış olabilir. Zira elmanın yerini o da biliyordu.

    - Ya da duyduğumuz o sesler Bleeding Effect'ten kaynaklanıyor olup Subject16'in kafayı sıyırmadan önce duyduğu sesler olabilir.

    Diyalog:

    - "****, he's gone into shock. Put him back in the machine. It's the only way to fix this."
    +"But the animus did this to him."
    + "Am I the expert or not, Do it!"
    - "No."


    Denek16 ve Bleeding Effect teorilerin daha mantıklı geliyor bana. Ayrıca şöyle bir bilgi var bende, biraz araştır istersen:
    Brotherhood'da bahsedilen bir Denek daha var. Hamile bir kadın.. ve Animus bebeğin mi yoksa annenin mi yoksa babanın mı hatıralarını ortaya çıkarıyor bilinmiyor...

    Üçü de fena. Hatta belki Abstergo iki Denek'in bebek yapmasını sağlayarak ellerinde olan Animus'un düşük teknolojisini idare etmeye çalışıyor olabilirler, ne dersin bu işe?

    quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.

    Hatta biraz uçuk bir teori olacak ama, AC:III'te gideceğimiz yer EDEN olabilir.



    Genel kanı bu yönde, ben de aynı kehaneti yapmıştım...

    Bunların dışında "Lucy ve 'Kefen' , William M." konularında sana katılıyorum. (Bknz: Desmond Miles/William M.) Ancak Desmond'un Arap -büyük ihtimalle Afgan- kökenli olduğunu düşünürsek biraz canımı sıkıyor bu Avrupa kökenli William ismi. O zaman da Avrupa kökenli Ezio geliyor aklıma...

    Ayrıca Denek16'nın Lucy'yle irtibat kurması yerine Desmond'la kurması daha mantıklı.

    Şu teoriden %100 emin olmasak da, eğer 16 Lucy'yle irtibat kurmadıysa bu sefer de Lucy'nin "düşman"
    oluşunu nereden anlacak diye düşünüyorum... Çok karmaşık mevzular bunlar.

    FAKAT O DA NE!?!
    "Kefen" şu an Templarların elinde, yoksa AC3'teki İLK görevimiz onu çalmak mı olacak.. ve "Kefen" in psikolojik ve fiziksel etkilerini hissetmek oyuncu olarak?


    Half-Life2 de de vardı bu olay, sevilen kızın hayatını kurtarmak için aslanların inine girmek :D Hollywood klişesi oldu artık ¬_¬

    quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.

    Animus 3.0??

    Fazla ayrıntıya girmiş olabilirim, ancak credits ekranında, konuşan kişilerden biri şu cümleyi sarfediyor:
    "Put him BACK in the machine."
    "Onu makineye geri koyun."
    Ne yani? Daha önce de mi makinedeydik?
    Yoksa AC:I AC:II ve AC:B Desmond'ın altsoylarından birinin, Animus aracılığıyla Desmond'ın anılarını mı görmesiydi?


    "Bence Animus'a ihtiyacımız olmayacak" demiştim önceden. Fakat aklıma şu geldi; Desmond Elma'yı ellediğinde Juno elegeçirmişti kendisini ve zamandan hızlı hareket ederek Lucy'yi ışık hızında yaralamıştık. Belki bu sadece Tapınak'ta olacak bi durumdu ama, kim riski göze alıp Tapınağın dışında da Desmond'un eline Elma'yı verir ki? Bu sefer ışık hızında hepsini doğrayabilir değil mi? Animus 3.0 VEYA 2.5, Desmond'un hiç hareket etmemesini sağlayacak biçimde tasarlanmış olabilir, şimdiden şok olmaya dikkat edin derim ;)

    ---


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Yanlız şöyle birşey var. Allah'ın kendiside beni araştırın, kesinlikle emin olana kadar araştırın, kalbinizle bana tam olarak inanmak istedikten sonra inanın diyor. Yani körü körüne inanmamızı o da istemiyor. Ve İslam inancına göre Allah ile bizim aramızda bir aracı yoktur. Hatta Hz. Muhammet bile kendisinden birşeyler istendiğinde ben kimim ki O ile sizin aranıza gireceğim diyor. Bildiğimiz gibi dinimizde aracılara yer yoktur. Bu yüzden hacılardan hocalardan türbelerden vs. medet ummak günah sayılır çünkü Allah'tan istenecek yardım sadece Allah'tan istenmelidir, araya birilerini sokamayız zaten gerekte yok diyor dinimiz. Bu olay hristiyan inancında vardır. Onlar sıradan kulların Allah ile direk olarak konuşamayacak veya O'ndan direk olarak birşey isteyemeyecek kadar aciz kul olduklarını düşündükleri için araya papaz, papa gibi kişileri koyup onlardan yardım isterler. Yani düşününce de saçma zaten. Ben size şah damarınızdan daha yakınım diyen Allah ile konuşmak ondan birşey istemek için neden bir aracı kullanalım ki ?
    Hatta bu yüzden şefaat mevzu büyük tartışmalara neden olur. Bir kısım şefaatı peygamberden isterim diyor. Diğer kısım ise şefaatı yanlızca Allah'tan istersin, Allah'ın izni ile peygamber sana şefaat eder, diğer şekilde peygamberi tanrılaştırmış oluyorsun ki bu da şirktir diyor.



    Bu adam gerçek bir Bozkır Atlısı... Kardeşimsin Kraven

    ---

    Project Legacy devam etmekte...
    1501 yılında Ezio'nun Kardeşliği'ne katılmış olan Francesco, kendine özel bir Assassin timi yapmıştı. Aralarında 7 ayrı dili mükemmelce kullanan en iyi okçu olan Berberi kökenli Cipriano Enu ve zehir ustası güzel hatun Tessa Varzi'nin bulunduğu ve en sağlam özellikli olanları vardı. Francesco bu tim için seçtiği kişileri ilettiğinde Ezio bile Francesco'yu kutlamış ve kendinin de aynı kişileri seçeceğini söylemiştir.

    Bu tim İtalya genelinde görevlere çıktılar; Camerino, Romanya ve Venedik gibi şehirlerde Borgia krallığına büyük darbeler vurdular. Ama en son görevleri olan Fransız Templar Charles de la Motte'un suikastı idi. Görevin başarısı hakkında kesin bir bilgi yok, de la Motte'un bütün adamlarının öldürüldüğü biliniyor ancak, Cesare'nin yardımıyla Roma'da bir han baskını sırasında kullandıkları ateşli oklar ve tüfekler nedeniyle.. ne yazık ki bütün timin öldürülmüş olduğu kesin bir bilgi olarak elimizde.

    !!!SPOILER!!!

    Bu konuda bildiğimiz son şey, üzülerek söylemeliyim ki Tessa'nın yanarak öldüğü (Son anda çığlığını duyan Francesco kızı kurtarmakta çok geç kalmıştı elini uzatmaya çalıştığı hâlde) ve Enu'nun ensesinden tüfekle vurulduğu bilgisi. Francesco hafif yaralı ancak çok yorgundu, duyduğu son şeyin değişik bir ses olduğunu hatırlıyor Animus sayesinde Project Legacy'de. BU OLAYLARIN SONRASINDA Francesco birçok görevde ve şehirde Ezio'nun emirlerini yerine getirmişti; Borgia Haini Fiora Cavazza (Multiplayer'daki Courtesan) ile Cesare'nin Özel askerleri Rocco Tiepolo, Cahin, Caha ve Baltasar de Silva'nın (Diğer Multiplayer karakterleri) suikastlarında bulundu. (II Carnefice ve Lanz gibi diğerleri Ezio tarafından öldürülmüştür)

    1503 yılları sırasında ise Giovanni Borgia'yı Assassin Birliği'ne teslim etmiş, 1510 yılında ise Niccolò di Pitigliano'nun suikastını gerçekleştirmişti. Hatırlarsınız; Niccolò "Shroud" ile yarasını kapatarak hayatını geri kazanmış, fakat ona üstünlük sağlamaya çalışarak bir hata yapmış, yüce "Kefen" tarafında vücudu içeriden dışarı- neyse detayları bilmeye gerek yok :D

    "Kefen" bu şekilde Assassin Birliği'nin eline geçmiş, Francesco Vecellio Efsanesi ise burada bitmiştir... Selam olsun sana Perotto'nun öğrencisi!

    !!!SPOILER!!!

    "He who increaseth knowledge, increaseth sorrow"
    (Bilgiyi yücelten, kederi de yüceltir)

    ---

    "Kefen" in, (başka bir deyişle Turin'in Kefeni'nin) nasıl el değiştirdiğinin son adımı, garip bir sistem açığı sayesinde Erudito tarafından bize "Yılbaşı Hediyesi" olarak gösterilmekte. Böylelikle TAM OLARAK bu Eden Parçası'na ne olduğunu anlıyoruz:


    -İlk gösterilen şey (ACII:B'un anısına) Ölen Brütüs'ün yeniden canlandırılmaya çalışmasıyla gözlerimizin önünde getiriliyor... Bir an için gözünü açabilen Brütüs daha fazla bir şey yapamadan geri ölmüştür, kederle fark ederiz: Brütüs iki kere ölmüştür!

    -Templar Geoffroy de Charny'nin ellerinden Fransa'da ele geçirilen "Kefen" Domenico Auditore tarafından teyit edildikten sonra Monteriggioni'deki Auditore Villası'nın temeline gömülmüştür.

    -1454 yılında Monteriggioni'nin altındaki Assassin Sanctuary'nin daha da altında saklanılmış olan Eden Parçası, onu bulan Mario Auditore tarafından kardeşi Giovanni'ye verilmişti. (Bu uğurda Mario sol gözünden olmuştu hatırlarsınız)

    -Rinaldo Vitturi, 1498 yılında Agnadello köyünde "Kefen" in korumalığını üstlenen bir Assassindi... Yeni doğmuş bebeği ölmek üzere olan çaresiz Perotto Calderon, yakın dostu olan Rinaldo'yu yaralamış ve Eden Parçası'nı elegeçirmiştir.
    (Birlik "Kefen" in kullanımı ve Gerçekliğin manipüle edilmesini yasaklamış olduğu için, kimse Eden Parçalarını kendi talepleri için kullanamazdı. Bu, Birlik Öğreti'lerine karşı bir hareket olmuştu, ardından diğer Assassinlere ve Birliğe zarar vermesi gibi olaylar da eklenince Perotto Calderon'un kalemi kırılmıştı)
    Perotto'nun ölümüyle birlikte, "Kefen" Agnadello'daki yerine geri koyuldu...

    -Project Legacy'nin İLK görevi olan Agnadello Muharebesi (14 Mayıs 1509) sırasında Eden Parçası, Niccolò di Pitigliano'nun ellerine geçmiştir.

    -1510, Assassin Francesco Vecellio, Niccolò di Pitigliano'yu öldürmesi ve "Kefen" i alması için gönderildi.

    -Francesco tarafından Birlik'e emanet verilen Eden Parçası, daha sonra nasıl olduğu bilinmeyen bir biçimde bir Monteriggioni sakini tarafından, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir Noel gecesi, büyük miktarda paralar karşılığında Templarlar'ın eline geçti...

    "Happy Christmas" Erudito, iyi halt yedin bize bunu göstererek... Bütün keyfim kaçtı şimdi ¬_¬

    "He who increaseth knowledge, increaseth sorrow"
    (Bilgiyi yücelten, kederi de yüceltir... BİR KEZ DAHA!)


    FAKAT, şöyle bir durum oldu şimdi;
    Sanki BÜTÜN Project Legacy, sadece ve sadece "Kefen" için yapılmış gibi gözüküyor. Çünkü herşey onun çevresinde geçiyor (Multiplayer karakterlerinin öldürülmesi dışında). Gerek Perotto, gerek Giovanni, gerek Francesco olsun, bütün olaylar ilk görevden sonr göreve kadar "Kefen" in içine girdiği hayatlarla ilgili...


    ---

    Gitmeden son bir gol daha atayım Kardeşlerim...



     Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım


     Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım


     Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım

     Assassin's Creed ''The Truth'' ile ilgili fikirlerimizi tartışalım


    UTANMADAN İDDİA EDİYORUM!
    BATTAL GAZİ ve BATTAL GAZİ JR
    ...
    ASSASSİNDİR! O_O



    Şimdi ne yapacaksınız bakalım.
    Ne de olsa:
    ليس هناك ما هو صحيح ، كل شيء مسموح به,
    Nothing is True, Everything is Permitted
    Hiçbir şey doğru değil, her şeye izin vardır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FrozenTheCommando -- 31 Aralık 2010; 0:32:23 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.

    Animus 3.0??

    Fazla ayrıntıya girmiş olabilirim, ancak credits ekranında, konuşan kişilerden biri şu cümleyi sarfediyor:
    "Put him BACK in the machine."
    "Onu makineye geri koyun."
    Ne yani? Daha önce de mi makinedeydik?
    Yoksa AC:I AC:II ve AC:B Desmond'ın altsoylarından birinin, Animus aracılığıyla Desmond'ın anılarını mı görmesiydi?


    Bunu okuyunca tüylerim diken diken oldu tipim değişti başım ağrıdı ya Mantıklı aslında


    Bu arada acayip heyecanlandım :D DH de en çok görmek istediğim konuydu herkese çok teşekkürler




  • quote:

    Orijinalden alıntı: öktem!


    quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.

    Animus 3.0??

    Fazla ayrıntıya girmiş olabilirim, ancak credits ekranında, konuşan kişilerden biri şu cümleyi sarfediyor:
    "Put him BACK in the machine."
    "Onu makineye geri koyun."
    Ne yani? Daha önce de mi makinedeydik?
    Yoksa AC:I AC:II ve AC:B Desmond'ın altsoylarından birinin, Animus aracılığıyla Desmond'ın anılarını mı görmesiydi?


    Bunu okuyunca tüylerim diken diken oldu tipim değişti başım ağrıdı ya Mantıklı aslında


    Bu arada acayip heyecanlandım :D DH de en çok görmek istediğim konuydu herkese çok teşekkürler

    Ben bu kısmı anlayamadım. Apple'ı almak için animusten çıktık ve Roma'ya geldik işte, Apple'ı aldıktan sonra da onu makineye geri koyun dediler yanlış olan kısım nerede?

    Bu arada ben bu Project Legacy'yi hiç sevmedim ya, hem karışık hem de ilk elden takip edemiyorum çok birşey olmasa bari.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GencayA


    quote:

    Orijinalden alıntı: öktem!


    quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.

    Animus 3.0??

    Fazla ayrıntıya girmiş olabilirim, ancak credits ekranında, konuşan kişilerden biri şu cümleyi sarfediyor:
    "Put him BACK in the machine."
    "Onu makineye geri koyun."
    Ne yani? Daha önce de mi makinedeydik?
    Yoksa AC:I AC:II ve AC:B Desmond'ın altsoylarından birinin, Animus aracılığıyla Desmond'ın anılarını mı görmesiydi?


    Bunu okuyunca tüylerim diken diken oldu tipim değişti başım ağrıdı ya Mantıklı aslında


    Bu arada acayip heyecanlandım :D DH de en çok görmek istediğim konuydu herkese çok teşekkürler

    Ben bu kısmı anlayamadım. Apple'ı almak için animusten çıktık ve Roma'ya geldik işte, Apple'ı aldıktan sonra da onu makineye geri koyun dediler yanlış olan kısım nerede?

    Bu arada ben bu Project Legacy'yi hiç sevmedim ya, hem karışık hem de ilk elden takip edemiyorum çok birşey olmasa bari.


    Bende sevmedim ya. Oyun ne kadar açık kalırsa o kadar ap geliyo, bitirmek içinde çok ap lazım, sıkıyo bi süre sonra. Oynamaya gerek yok ne olduğunu öğrensek yeter bence. Çokta önemli şeyler yoktur heralde




  • Beyler, beyler... Tarihlere bakın oynarken :D

    Ancak şöyle birşley var, AC:PL'den öğrenebileceğiniz herşeyi anlattım ben
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GencayA


    quote:

    Orijinalden alıntı: öktem!


    quote:

    Orijinalden alıntı: Faber.

    Animus 3.0??

    Fazla ayrıntıya girmiş olabilirim, ancak credits ekranında, konuşan kişilerden biri şu cümleyi sarfediyor:
    "Put him BACK in the machine."
    "Onu makineye geri koyun."
    Ne yani? Daha önce de mi makinedeydik?
    Yoksa AC:I AC:II ve AC:B Desmond'ın altsoylarından birinin, Animus aracılığıyla Desmond'ın anılarını mı görmesiydi?


    Bunu okuyunca tüylerim diken diken oldu tipim değişti başım ağrıdı ya Mantıklı aslında


    Bu arada acayip heyecanlandım :D DH de en çok görmek istediğim konuydu herkese çok teşekkürler

    Ben bu kısmı anlayamadım. Apple'ı almak için animusten çıktık ve Roma'ya geldik işte, Apple'ı aldıktan sonra da onu makineye geri koyun dediler yanlış olan kısım nerede?

    Bu arada ben bu Project Legacy'yi hiç sevmedim ya, hem karışık hem de ilk elden takip edemiyorum çok birşey olmasa bari.


    Biz PoE'i bulup oyunun sonunu getirdiğimizde 4 kişide Animus'tan çok çok uzaktaydı. Ayrıca Shaun ve adını hatırlamadığım programcı kız (siyah saçlı olan) Desmond ile o şekilde konuşamaz yani emir verecek şekilde ve birbiriyle de o şekilde konuşacak değiller ve Shaun'un sesi de değildi, İngiliz aksanıyla konuşuyor. Yani teori büyük ihtimalle doğru.

    Veya ben ortaya başka bir teori atıyorum, Desmond'u yakaladılar. Hiç fark ettiniz mi, templar görmedik oyun boyunca gerçek hayattayken. Sürekli yaklaşıyorlar, acele etmeliyiz, geliyorlar tarzı konuştuk ve oyun sanırım toplamda 1.5 gün sürdü (oyun içi zamanla) Öğlen vakti yola koyulduk, akşam mekana gelip animus'a girdik. Sabaha doğru ise PoE'yi bulduk. (arada 1-2 saatlik yolculuk var Roma'ya.) Yani bu kadar kısa sürüyor aslında maceraları ve bence templar lar yakaladı Desmond'u ve konuşanlar onlardan biri. Büyük ihtimalle de farklı ve kilit noktada olan bir PoE'yi bulmak istiyorlar bu sefer.




  • birman
    ilk sayfadaki ilk uzun yorumunu okuduuğumda oyunla ilgili olarak hristiyan ilahiyatıyla teorilerin birleşim oldugunu anladım AC oyununun.. anlattıklarından cıkardığım :matrix filmi kadar olmasada hani o filmdede dunyadaki pekçok dinden esinlenip gelecekle ilgili teorileri filme aktarmışlardı.. AC dede sanırım hristyanlık ve insanlık yada gerçeklik hakkında daha küçük bir varsayımlar cercevesinde hristiyanlık ile bilinen ama tanrının arabaları gibi aykırı yorumları bir araya getirip bir senztez ve karmaşa yaratıyor ve xfiles gibide belirsizlikler içinde bırakıyor oyuncuyu..
    deilmi?
    bu arada oyunu hiç oynamadımsadece bu başlıktaki yorumları okudum ve okuyorum hala:)
  • ya bidefa mehdi yani kurtarıcı dedikleri inanç şekli yahudilikte oldugu gibi hristiyanlıktada var.. yahudiler eğer o iöçindeki 10 emir yani tansısal mesajların oldugu kutsal sandığı-sanırım kayıp hala- mehdinin yani kurtarıcının cıkaracağını düşünüyorlarsa yada inanıyorlarsa , o zaman o sandığın bulunması oyunda gerçekleşirse , o zaman dunyanın sonuna gelip kıyametinde geldiğini AC oyununa yansıtmaları gerekir. dantenin ilahi komedyası deilki bu AC dedikleri oyun. hadi o bir kitaptı ve cok ama cok AC kadar düşünsel anlamda büyük bir yorum yada olasılık imkanları vermiyordu.kitapta cehennem şöyle katları şunlar içindekiler bunlardır deniliyordu.AC daha çok matrix filmine yakın bir şey..daha geniş..dantes inferno oyunundan..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devil01

    Demek ki ilk iPod ve iPhone'u da bu adamlar keşfetmiş
    Rahibin üzerindeki cihaz ilkel bi iPod veya iPhone'a benziyor.

    Bir Yahudi Haham'ının kullandığı cihazın/aletin Hıristiyan Rahip'te ne işi var demiş bi arkadaş.
    (Gerçek hayattan bahsediyorum)
    Her yeni kurulan din, kendisinden önceki dinlerin özelliklerini taşır.
    Böylece daha çok insana ulaşıp daha hızlı yayılabilir.
    Ayrıca kutsal sayılan kitabın içinde "şüphe duyulması halinde" uyulacak kural ve edilecek duaların bir listesi de vardır. Her insan şüphe eder ve şüpheyi dinden çıkmakla tehdit ederek bastırırlar.
    Kimisi körü-körüne inanır, kimisi de inansa bile şüphelerini bastırmak için ararştırır.
    %100 Müslüman veya %100 Hıristiyan biri bile "bence" emin olmak için hem kendi inandığı dini hem de diğer dinleri ve inanışları (Budizm gibi...) araştırmalıdır.
    Çünkü "yine bence" YARATICI ile insanın arasında aracı olmasının bir manâsı yok.
    O bizi zaten akıllı yarattı, kullanma kılavuzuna ya da birinin bizi yönetmesine ihtiyaç olduğunu sananlar körü-körüne inananlardır. Ki körü-körüne inanmak, anlamını bilmeden dua etmek dinsizlikten daha kötüdür.


    Yanlız şöyle birşey var. Allah'ın kendiside beni araştırın, kesinlikle emin olana kadar araştırın, kalbinizle bana tam olarak inanmak istedikten sonra inanın diyor. Yani körü körüne inanmamızı o da istemiyor. Ve İslam inancına göre Allah ile bizim aramızda bir aracı yoktur. Hatta Hz. Muhammet bile kendisinden birşeyler istendiğinde ben kimim ki O ile sizin aranıza gireceğim diyor. Bildiğimiz gibi dinimizde aracılara yer yoktur. Bu yüzden hacılardan hocalardan türbelerden vs. medet ummak günah sayılır çünkü Allah'tan istenecek yardım sadece Allah'tan istenmelidir, araya birilerini sokamayız zaten gerekte yok diyor dinimiz. Bu olay hristiyan inancında vardır. Onlar sıradan kulların Allah ile direk olarak konuşamayacak veya O'ndan direk olarak birşey isteyemeyecek kadar aciz kul olduklarını düşündükleri için araya papaz, papa gibi kişileri koyup onlardan yardım isterler. Yani düşününce de saçma zaten. Ben size şah damarınızdan daha yakınım diyen Allah ile konuşmak ondan birşey istemek için neden bir aracı kullanalım ki ?
    Hatta bu yüzden şefaat mevzu büyük tartışmalara neden olur. Bir kısım şefaatı peygamberden isterim diyor. Diğer kısım ise şefaatı yanlızca Allah'tan istersin, Allah'ın izni ile peygamber sana şefaat eder, diğer şekilde peygamberi tanrılaştırmış oluyorsun ki bu da şirktir diyor.





    Bu arada Lucy'i rahim bölgesinden bıçakladık ama onu o şekilde düşünmemek gerekir bana göre. Çünkü oyunda en başından beri herkesi o bölgeden bıçaklıyoruz, bu şekilde animasyonu yapılmış. Yani Lucy'e özgü bir durum değil bu.

    dostum hristiyanlıkta katolik rahiplerin kilisede günah cıkartan insanların günahlarının bağışlanması olayında; hriistiyanlık dini yada hristiyanlara göre rahip orda günahları affedemez. günahları ancak tanrı affeder inancı vardır. yani rahip aracı değil.. hristiyanlara göre günah cıkarma olayında eğer rahip günah cıkarmıyorsa,cıkaramıyorsa tanrı affediyorsa o zaman gunah işleyenin o kapalı olan bölümde ne işi var? sorusu ortaya cıkar.. bu soruya hristiyanlar şöyle yanıt veriolar: günah cıkartan kişi , işlediği günahın ağırlığından dolayı çok pişman olup, kendi inancında tanrının evi olan kiliseye gelip burda rahibten psikolojik olarak yardım talep ediyormuşş.. yani ben bi hata yapsam ve sana gelsem sen yardım etmesmisin musluman kardeşin olarak bana? mantığıyla hristiyanlıktan itiraf-günah cıkarma olayı böyle psikolojik bir olaymış. günahı ise sadece tanrı affedermiş, rahip deil.
    hristiyanlık ise yahudiliğin hemen arkasından geldiği için yahudilerin yaşadaığı bölgeceden vede kendi içlerinden isa peygamber cıkıyor. ve eski yahudiliğin kutsal kitabı olan -tora- yani bugunkü tevratı yeniden yorumluyor . burdan cıkan sonuc şu : yahudiler isaya inanmasalar bile, hristiyanlar, yahudilerin şu anki inandıkları tevratı tanrının mesajları olarak kabul edip, ancak isanında bunları yeniden yorumlamasıyla eski tevratın gecerliliğini yitirdiğini ve yeni yorumlanan tevratının adının incil olduguna ve hristaiyanlığında yahudilikten daha büyük bir din olduğuna inanıolar.




  • oyun 1454te geçiyorsa tarihsel sapmaları çok fazla demektir.. osmanlının yukseliş zamanı avrupanın en zavallı oldugu dönemler neredeyse.. yani ben oyunun ilk karelerine baktığımda AC resmen medeniyet beşiği gibi bir yerdi yaw:)) yani o zamanlarda oyle bir medeniyetin olması tarihsel olarak büyük yanlış:)) e o yanlışıda tutup her kafadan cıkan yorumlarla ilerletmeye calışırlarsa en sonunda bu kadar atmasyonun sonu, ezionun uzaylılar tarafından bir şekilde ele geçirilip sonrada tüm insanlığa medeniyeti getiren kişi olmasıdır.. birde hristitanlık dininide içine alınca teorilerin yorumların ardı arkası kesilmez ve sonucta oynayan insanlarında yani biz oyuncularından aklında -tutarlı- olabilecek hiç bişey kalmaz.. eğer tutarlşı olacak bir şeyler olursa, zaten o zamanda hristiyanlık dininde o tutarlı görüş şimdiye kadar dillendirilirdi.boşboş her cümleden birşey çıkarmaya çalışmamak bu oyunda -bence- en iyisi.
    oynayın bitirin. ama anlamaya calışınca,ardından çok tutarlı bilgilere ulaşağınızı düşünmüyorum..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: birmezun


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devil01

    Demek ki ilk iPod ve iPhone'u da bu adamlar keşfetmiş
    Rahibin üzerindeki cihaz ilkel bi iPod veya iPhone'a benziyor.

    Bir Yahudi Haham'ının kullandığı cihazın/aletin Hıristiyan Rahip'te ne işi var demiş bi arkadaş.
    (Gerçek hayattan bahsediyorum)
    Her yeni kurulan din, kendisinden önceki dinlerin özelliklerini taşır.
    Böylece daha çok insana ulaşıp daha hızlı yayılabilir.
    Ayrıca kutsal sayılan kitabın içinde "şüphe duyulması halinde" uyulacak kural ve edilecek duaların bir listesi de vardır. Her insan şüphe eder ve şüpheyi dinden çıkmakla tehdit ederek bastırırlar.
    Kimisi körü-körüne inanır, kimisi de inansa bile şüphelerini bastırmak için ararştırır.
    %100 Müslüman veya %100 Hıristiyan biri bile "bence" emin olmak için hem kendi inandığı dini hem de diğer dinleri ve inanışları (Budizm gibi...) araştırmalıdır.
    Çünkü "yine bence" YARATICI ile insanın arasında aracı olmasının bir manâsı yok.
    O bizi zaten akıllı yarattı, kullanma kılavuzuna ya da birinin bizi yönetmesine ihtiyaç olduğunu sananlar körü-körüne inananlardır. Ki körü-körüne inanmak, anlamını bilmeden dua etmek dinsizlikten daha kötüdür.


    Yanlız şöyle birşey var. Allah'ın kendiside beni araştırın, kesinlikle emin olana kadar araştırın, kalbinizle bana tam olarak inanmak istedikten sonra inanın diyor. Yani körü körüne inanmamızı o da istemiyor. Ve İslam inancına göre Allah ile bizim aramızda bir aracı yoktur. Hatta Hz. Muhammet bile kendisinden birşeyler istendiğinde ben kimim ki O ile sizin aranıza gireceğim diyor. Bildiğimiz gibi dinimizde aracılara yer yoktur. Bu yüzden hacılardan hocalardan türbelerden vs. medet ummak günah sayılır çünkü Allah'tan istenecek yardım sadece Allah'tan istenmelidir, araya birilerini sokamayız zaten gerekte yok diyor dinimiz. Bu olay hristiyan inancında vardır. Onlar sıradan kulların Allah ile direk olarak konuşamayacak veya O'ndan direk olarak birşey isteyemeyecek kadar aciz kul olduklarını düşündükleri için araya papaz, papa gibi kişileri koyup onlardan yardım isterler. Yani düşününce de saçma zaten. Ben size şah damarınızdan daha yakınım diyen Allah ile konuşmak ondan birşey istemek için neden bir aracı kullanalım ki ?
    Hatta bu yüzden şefaat mevzu büyük tartışmalara neden olur. Bir kısım şefaatı peygamberden isterim diyor. Diğer kısım ise şefaatı yanlızca Allah'tan istersin, Allah'ın izni ile peygamber sana şefaat eder, diğer şekilde peygamberi tanrılaştırmış oluyorsun ki bu da şirktir diyor.





    Bu arada Lucy'i rahim bölgesinden bıçakladık ama onu o şekilde düşünmemek gerekir bana göre. Çünkü oyunda en başından beri herkesi o bölgeden bıçaklıyoruz, bu şekilde animasyonu yapılmış. Yani Lucy'e özgü bir durum değil bu.

    dostum hristiyanlıkta katolik rahiplerin kilisede günah cıkartan insanların günahlarının bağışlanması olayında; hriistiyanlık dini yada hristiyanlara göre rahip orda günahları affedemez. günahları ancak tanrı affeder inancı vardır. yani rahip aracı değil.. hristiyanlara göre günah cıkarma olayında eğer rahip günah cıkarmıyorsa,cıkaramıyorsa tanrı affediyorsa o zaman gunah işleyenin o kapalı olan bölümde ne işi var? sorusu ortaya cıkar.. bu soruya hristiyanlar şöyle yanıt veriolar: günah cıkartan kişi , işlediği günahın ağırlığından dolayı çok pişman olup, kendi inancında tanrının evi olan kiliseye gelip burda rahibten psikolojik olarak yardım talep ediyormuşş.. yani ben bi hata yapsam ve sana gelsem sen yardım etmesmisin musluman kardeşin olarak bana? mantığıyla hristiyanlıktan itiraf-günah cıkarma olayı böyle psikolojik bir olaymış. günahı ise sadece tanrı affedermiş, rahip deil.
    hristiyanlık ise yahudiliğin hemen arkasından geldiği için yahudilerin yaşadaığı bölgeceden vede kendi içlerinden isa peygamber cıkıyor. ve eski yahudiliğin kutsal kitabı olan -tora- yani bugunkü tevratı yeniden yorumluyor . burdan cıkan sonuc şu : yahudiler isaya inanmasalar bile, hristiyanlar, yahudilerin şu anki inandıkları tevratı tanrının mesajları olarak kabul edip, ancak isanında bunları yeniden yorumlamasıyla eski tevratın gecerliliğini yitirdiğini ve yeni yorumlanan tevratının adının incil olduguna ve hristaiyanlığında yahudilikten daha büyük bir din olduğuna inanıolar.


    Mantık hatası var. Günah çıkarmayı papazlar yapar onlara göre. İşlem sonunda günahlarını affediyorum evladım der zaten. Eğer papazın affedemeyeceği kadar büyük bir günah varsa örneğin cinayet, tecavüz vs. o zaman seni Allah'a havale ediyorum der. Müslüman olarak bana gelsen ben seni teselli ederim, günahlarını affetmem. Ayrıca günah çıkarma ayinleri de yapılmazdı o halde. Ve aracı vardır bu dinde çünkü papa vardır. Papanın amacı zaten odur hristiyanlar için çünkü sıradan hristiyanlar Allah ile birebir temas kuramayacak kadar acizdirler(onların inancına göre, ama dua ediyorlar değil mi? )
    Bu arada hangi İncil'den bahsediyoruz ? 9 tane İncil var, hangisi Tevrat'ın devamı yani ?




  • kraven
    bende onceden sanıyordumki papaslar kilisede günah cıkarıolar..oysa turkiyedeki hristiyanların sitesinde sadece tanrının gunahları affedeceğine papasın ise affetmediğini yazıolardı. yani papas hristiyanlara göre ;psikolojik olarak suç işleyipte kirlenen insanın ruhunu , kilisede affetmeyip sadece o kişinin sucunu itiraf etmesi karşısında , o kişiye senin için tanrıya dua edeceğim demek istiyormuş...
    ayrıca papa onlarda aracı değil.. dinler tarihi okursan ki bence okumuşsun. papa ve vatikanın tanrının 3 farklı şeklinden 1 tanesini yani kutsal ruh denetiminde oldugunu ve bu yuzdende papa ve kardinallerin aldığı kararlarında kutsal ruhtan (oda tanrının 3 farklı şeklinden biri oldugu için)yani tanrıdan geldiğine inanıyorlarmış. bu kutsal ruh ayrıca kiliselerde özel olarak ayrılan bölümdede bulunyormuş.
    yani yinede böyle bir bilgi aklında olsun demeye getirdim:)bi hristiyan bulup sormak lazım işin aslını.. yoksa ordan burdan görmek yada duymakla işin aslı örenilmio..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: birmezun

    kraven
    bende onceden sanıyordumki papaslar kilisede günah cıkarıolar..oysa turkiyedeki hristiyanların sitesinde sadece tanrının gunahları affedeceğine papasın ise affetmediğini yazıolardı. yani papas hristiyanlara göre ;psikolojik olarak suç işleyipte kirlenen insanın ruhunu , kilisede affetmeyip sadece o kişinin sucunu itiraf etmesi karşısında , o kişiye senin için tanrıya dua edeceğim demek istiyormuş...
    ayrıca papa onlarda aracı değil.. dinler tarihi okursan ki bence okumuşsun. papa ve vatikanın tanrının 3 farklı şeklinden 1 tanesini yani kutsal ruh denetiminde oldugunu ve bu yuzdende papa ve kardinallerin aldığı kararlarında kutsal ruhtan (oda tanrının 3 farklı şeklinden biri oldugu için)yani tanrıdan geldiğine inanıyorlarmış. bu kutsal ruh ayrıca kiliselerde özel olarak ayrılan bölümdede bulunyormuş.
    yani yinede böyle bir bilgi aklında olsun demeye getirdim:)bi hristiyan bulup sormak lazım işin aslını.. yoksa ordan burdan görmek yada duymakla işin aslı örenilmio..


    Buradaki işi bilmiyorum. Protestan çünkü buradakilerin çoğu, farklı olabilir. Protestanlarun bir çoğu papayı da tanımıyor aynı şekilde Benim dediklerim ise bizzat katolik arkadaşlarımdan öğrendiklerim. Hollandalı İsveçli Portekizli arkadaşlardan öğrendiklerim bunlar. Ayrıca asıl amacı ise şimdiki durum kesinlikle farklı o konuda hemfikiriz zaten. Namaz kılan veya oruç tutan 1 hristiyan tanıdım şimdiye kadar. Neyse fazla din işine girmeyelim konu sakata gelmesin.

    Ayrıca oyun hikaye derinliği bakımından en sağlam oyunlardan birisi ve birçok soru mevcutki insanlar teori üretiyor. Ve oyunda medeniyet beşiği falan olarak gösterildiği yok. Zira Fransızlar kendilerinden başkasına medeni imajını vermekten nefret ederler. Ve oyun Rönasans döneminde geçiyor. O şaşa, ihtişamın kaynağı orası zaten, gayette doğal.




  • olay anlaşılmıştır süper yorumdu tşkrler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: birmezun

    birman
    ilk sayfadaki ilk uzun yorumunu okuduuğumda oyunla ilgili olarak hristiyan ilahiyatıyla teorilerin birleşim oldugunu anladım AC oyununun.. anlattıklarından cıkardığım :matrix filmi kadar olmasada hani o filmdede dunyadaki pekçok dinden esinlenip gelecekle ilgili teorileri filme aktarmışlardı.. AC dede sanırım hristyanlık ve insanlık yada gerçeklik hakkında daha küçük bir varsayımlar cercevesinde hristiyanlık ile bilinen ama tanrının arabaları gibi aykırı yorumları bir araya getirip bir senztez ve karmaşa yaratıyor ve xfiles gibide belirsizlikler içinde bırakıyor oyuncuyu..
    deilmi?
    bu arada oyunu hiç oynamadımsadece bu başlıktaki yorumları okudum ve okuyorum hala:)


    matrix bile hafif kalır bunun yanında.öncelikle yazımı okuduğun için sabrına hayranım teşekkür ederim.ben o yazıyı kafamdaki bilgi doğruktusunda yazdım.tanrıların arabasını hem okudum hem de belgesel olarak seyrettim.erich von daniken bazı konularda güzel bilgiler vermesine rağmen bazı konularda da uçuşa geçmiş.yani insan belli bir yaşa gelince inzivaya çekilmesi gerekiyor.erich abi haklıysa zaten gelecek gösterecektir.21 aralık 2012 de köln klisesi dom zu köln'ün üstüne uzaylı bir ırk inecek diyor hadi bakalım

    yaa bu oyun için ne söylenebilir ki.diğer oyunlara hiç benzemez öyle hadi adam vuralım yok black opsmuş castronun dublörünü öldürelim keselim gibi bir oyun hiç değil.alıp oynamalısın inan bana ufkun genişler.tabi sadece oyunla ufuk genişlemez ayrıca bir ilgin olması lazım bu konulara.

    hristiyanlık dini evrim geçirmiş bir dindir.tıpkı yaşayan organizmalar gibi.birden çok incil kitabı var.kimilerine göre en doğrusu barnabas kimine göre yuhanna.barnabas incilinde isa normal bir insanken ve meryem isanın eşiyken(yanılıyorsam düzeltin) diğer bir incilde isa süpermen meryem ise sıradan bir kadın gibi.yani oyundan birşeyler kapıp kapamayacağınız birazda sizin algınızla ilgili.bence hem oyun hemde hristiyanlık dini tartışmaya açık konulardır.ben aslında 12 havarilerden tutunda hristiyanlıkla ilgili çoğu şeyin zırva olduğuna inanıyorum.eski bir medeniyetin kullandığı zodyak burcu yani 12 burç sistemini hristolar çalmış buraya geçirmiş.eski mısırda bir tanrı olan horus(jesus)'un aslında gerçek isa olduğuna yani aslında isa diye bir insan evladının hiç varolmadığıda söylenir.

    beni kimse yanlış anlamasın ben hristiyanlık düşmanı bir insan değilim.hele köktendinci bir müslüman da değilim ama hristiyanlık budur.oyun da budur oyna kudur diyorum .bir de scientology diye birşey var din bu abisi.bu adamlar durmadan sirius gezegenine tapıyorlar.nerden biliyorum bir belgeselden.nereyi açsam bu sirius çıkıyor bu gezegende birşeyler var dedirtiyor insana.

    son söz olaraak

    NOTHİNG İS TRUE WİKİLEAKS İS PERMİTTED



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi birman -- 3 Ocak 2011; 17:59:54 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: birman


    hristiyanlık dini evrim geçirmiş bir dindir.tıpkı yaşayan organizmalar gibi.birden çok incil kitabı var.kimilerine göre en doğrusu barnabas kimine göre yuhanna.barnabas incilinde isa normal bir insanken ve meryem isanın eşiyken(yanılıyorsam düzeltin) diğer bir incilde isa süpermen meryem ise sıradan bir kadın gibi.yani oyundan birşeyler kapıp kapamayacağınız birazda sizin algınızla ilgili.bence hem oyun hemde hristiyanlık dini tartışmaya açık konulardır.ben aslında 12 havarilerden tutunda hristiyanlıkla ilgili çoğu şeyin zırva olduğuna inanıyorum.eski bir medeniyetin kullandığı zodyak burcu yani 12 burç sistemini hristolar çalmış buraya geçirmiş.eski mısırda bir tanrı olan horus(jesus)'un aslında gerçek isa olduğuna yani aslında isa diye bir insan evladının hiç varolmadığıda söylenir.

    beni kimse yanlış anlamasın ben hristiyanlık düşmanı bir insan değilim.hele köktendinci bir müslüman da değilim ama hristiyanlık budur.oyun da budur oyna kudur diyorum .bir de scientology diye birşey var din bu abisi.bu adamlar durmadan sirius gezegenine tapıyorlar.nerden biliyorum bir belgeselden.nereyi açsam bu sirius çıkıyor bu gezegende birşeyler var dedirtiyor insana.




    Hocam öncelikle verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.Hristyanlıktan bahsedince aklıma Muazzez İlmiye Çığ'ın 'İbrahim Peygamber' kitabı aklıma geldi.Kitapta Hz İsa'ya aslında hiçbir zaman kitap indirilmediğini,öldükten sonra havarileri tarafından uydurulduğunu anlatıyor.Epey kafamı karıştırdı bu mesele.Malum bizim dinimizde kitapları inkar etmek,dinden çıkmak demek.Bu konu hakkında düşüncelerini paylaşırsan sevinirim.




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.