< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WuLKaS -- 6 Temmuz 2017; 23:30:13 > |
Bildirim
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WuLKaS -- 6 Temmuz 2017; 23:30:13 > |
Kıbrıs harekatı yüzünden dünyadan ambargo yedik ona rağmen şimdikinden daha güzel ve adil yönetildi ülke
|
Ve son olarak...
Çok açık bir örnek daha vereyim. Karnelere ve enerji kıtlıklarına karşı olan AKP’nin daha 2013 Ekim ayında Ankara’da Doğalgazı karneyle dağıttığı ortaya çıkmadı mı? ![]() Yalan diyenler için bizzat kaynağı Doğalgazı karneye bağlamak gibi uygulamalar ortada büyük bir savaş, kıtlık ya da buhran yokken nasıl oluyor da yıllarca karşı propagandasını yapan ve bu konuda çok hassas olan AKP iktidarı döneminde olabiliyor? Bu kadar yazı yeter. Umarım bir daha forumda bu konu hakkında bilip bilmeden yorum yapmazsınız. Yazılanların ve fotoğrafların tamamının kaynağı mevcuttur ve yazıların büyük çoğunluğu ile birlikte fotoğraflar çeşitli kaynaklardan alınmıştır. Az ingilizcesi olan insan bile zaten bu dönemlerde dünyanın halini yabancı kaynaklardan öğrenebilir.. |
Keşke tamamını okusaydınız da öyle karar verseydiniz.
O buğdayın ambarda yeşillenmesinin sebebini CHP ye sormak yerine Mendereslere ve destekçilerine sorunuz. Kaynakçanız olmadan da yorumlar yapıyorsunuz. Evet halk yaşananları unutmaz. Şu zamanda yaşanılanlar da zaten unutulmayacaktır.. |
Gelelim diğer konulara..
1970ler’deki kıtlığın 2 başka nedeni daha vardır. 1. neden Tarihte “ Yom Kippur “ savaşı olarak bilinen Ekim 1973’de başlayan Arap – İsrail savaşı petrol fiyatlarını 1 yıldan kısa bir sürede 4 kattan daha fazla arttırır. Bu savaş sırasında Petrol Üreten ve İhraç eden Arap ülkeleri İsrail’e destek veren ülkelere petrol satmayacağını ve petrol ihracatını kısacağını açıklar. Bu gelişmelere bağlı olarak Global Borsalarda çöküşler başlar. 2. neden 1973’te başlayan bu savaşın üzerine Ecevit hükümeti 1974’te Kıbrıs’a askeri harekat düzenler ve bu harekat sebebiyle büyük devletler ülkemize ekonomik ambargo koyar. Hem Arap – İsrail savaşları ile bir anda petrol fiyatlarının fırlaması, gelişmiş ülkelerdeki borsalarda başlayan krizler ve Kıbrıs Harekatı nedeniyle konulan ambargo ülke ekonomisinde çok büyük hasarlara yol açmıştır. İşin Türkiye’de bilinmeyen yanı, bu süreci sadece Türkiye değil, hem Avrupa hem de Amerika petrol ve temel madde kıtlıklarıyla yaşamıştır. İşte o döneme ait 1970ler’in dünyasından çok önemli belge niteliğinde fotoğraflar ![]() Yukarıdaki İngilizce kısımda, Washington’da bulunan bu Petrol istasyonunun 1973-1974’de yaşanan kriz sebebiyle terk edildiğini ve arada dini toplantılar gibi başka amaçlar için kullanıldığı yazılmaktadır. ![]() Yukarıdaki resim o yıllar Portland, Oreon’da çekilmiş. Sadece randevu ile petrol satışı yapıldığını duyurmakta. Aşağıdaki fotoğrafta ise, yine 1970ler’in o zorlu yıllarında elektrik kesintisi yüzünden devlet dairelerinde mumla çalışmak zorunda kalan İngiliz Memurlar ![]() Ve 1940lar’da Karne kullanan Avrupa, 1974 kriziyle birlikte tekrar Karne ile petrol dağıtmaya başlıyor ![]() ![]() Petrol üretim için en stratejik ürünlerin başında gelmektedir. Sadece arabada yakıt olarak değil, birçok ürünün hammadeyken işlenilmesinde de doğrudan ya da dolaylı olarak kullanılır. ABD ve İngiltere sıradan bir ülke değildir. Dünyanın her yerinden petrol alıp, işleyip yine dünyaya satan ülkelerdir. Görüldüğü gibi 1970ler’deki Petrol krizi onları bile mahvetmiştir. AKP, 1970ler’de bütün dünyanın yaşadığı bu kara tabloyu CHP’ye karşı hoyratça kullanmaktadır. O dönemlere ait bir yazı ve resimler içeren yabancı bir kaynak paylaşıyorum, İngilizcesi olanlar okuyabilir, olmayanlar için ise Sayfa 4'te bir cevabımda çevirisini yaptım. https://www.pdxmonthly.com/articles/2013/10/1/looking-back-on-the-1973-oil-crisis-october-2013?utm_campaign=DonanimHaber&utm_medium=referral&utm_source=DonanimHaber İnönülü yıllarda, büyük bir basiretle ülkeyi dünyanın en kanlı savaşından ve ekonomik krizinden ayakta kalarak çıkartan CHP, 1974 yılında da, bir yıl önce başlayan savaşa,onun akabinde başlayan krize ve Batı’nın ambargolarına aldırmayarak 1974 Kıbrıs Harekatı’nı düzenleyerek adada soydaşlarımızın can güvenliğini sağlamıştır. O dönem Ecevit’ini eleştiren Erdoğan ise, kendi iktidarı döneminde Kıbrıs’ı Annan planı dahilinde geri vermek için uğraşmış, Rumlar’ın Annan Planını reddetmesiyle Kıbrıs, elden çıkmaktan kurtulmuştur. Enerji konusunda herkesin bilmesi gereken husus şudur. Türkiye yapısal olarak ithal enerjiye bağımlı bir ülkedir. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de, enerjide dışa bağımlılık yüzde 69 civarındaydı, 2010’da bu oran yüzde 73’u gördü. Türkiye doğalgazda yüzde 98, petrolde ise yüzde 92 oranlarında dışa bağımlı. Bu tablodan çok net anlaşılacak durum şudur. 1970ler’deki gibi bölgemizde yaşanacak bir savaş ya da kaos %80’nin üzerinde yabancı kaynaklara bağımlı ülkemizi anında 1970ler’deki petrol, şeker, un, yağ kuyruklarına geri götürecektir. 1970ler’deki Global krizi CHP’ye yükleyip durmadan eleştiren AKP’nin benzer bir durumun tekrar yaşanabileceği koşullar için ciddi hiçbir alternatifi yoktur. Somut bir örnek vermek isterim. Bundan birkaç ay önce İran, teknik sorunlar yüzünden Türkiye’ye gaz göndermeyi durdurdu. Anında o hat üzerinden gaz alan yerlerimiz gazsız kalmadı mı? |
Adam Kıbrıs demiş, toprak aldık demiş abi sen hala diretiyorsun ya. Gerçi türbe kaçıran adamlara sempati besleyen birisin, ne diyebiliriz ki?
|
İhanet 2:
DP Hükümeti’nin Türkiye adına ABD Hükümeti ile 20 Ocak 1958 tarihinde imzaladığı “Tarım Ürünleri Anlaşması”nın belli başlı maddeleri şunlardır: Bu anlaşmaya göre Amerika Türkiye’ye şu ürünleri satacaktır: Buğday, yem, soya fasulyesi veya pamuk yağı, tereyağı, yağlı süttozu, peynir, yağsız süttozu…Türkiye bu ürünler için taşıma masrafları da dahil 46.8 milyon dolar ödeyecektir. Aynı anlaşmanın 2. maddesinin 1 (b) kısmında Türkiye 7 milyon doları Türkiye’deki iş hayatının geliştirilmesi amacıyla Türkiye’deki Amerikan firmaları ile bunların ajansları, teşekkülleri veya şubelerine, Amerikan zirai maddelerinin kullanılması ve tevziine yardım etmek amacıyla Amerikan firmalarıyla Türk firmalarına verilecektir. Anlaşmanın 104 (e) bölümünün son paragrafına göre Amerika’dan alınacak mallardan Türkiye’nin borçlanarak alacağı veya Türkiye’de bu krediden yararlanacak Amerikan yerli ve yabancı firmalarının ihracata yönelmelerine imkan yoktur. Haydar Tuçkanat’ın değerlendirmesiyle: “Amerika’nın mutad pazarlarına zarar vermeksizin Türkiye’deki Amerikan tarım fazlası ürünlerine olan ihtiyacı ve istekleri artıracak yatırımlara yönelmektir. Türkiye’de hiç pazarı olmayan ve Türk halkı tarafından kullanılmayan soya yağı ve bugün (o gün) Türkiye’de üretilen ayçiçeği yağı, pamuk ve zeytin yağlarıyla kolayca rekabet edebilmekte, süt tozu okullarda çocuklara zorla içirilerek alıştırılmakta, soya fasulyesi ekimi ise kasten baltalanmaktadır.” 20 Ocak 1958 tarihli anlaşma’nın sonunda aynı tarihli ve 1755 sayılı Amerikan Hükümeti’nin bir notası yayımlanmıştır. Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Fletcher Warren’den Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya gönderilen nota ABD’nin Türk tarımını bitirme projesinin en somut adımlarından biri olması bakımından çok dikkat çekicidir. İki maddelik bu Amerika notasında, Amerika Türkiye’den şu isteklerde bulunmuştur: “a) 1957 mahsulünden yumuşak buğday veya 1 Ağustos 1958 tarihine kadar diğer herhangi bir yumuşak buğdayı ihraç etmekten kaçınmayı, b) 1957 mahsulünden veya 1 Ağustos 1958 tarihine kadar sert buğday ihracatını asgari bir seviyede tutmayı ve bu devre zarfında vuku bulacak her sert buğday ihracatını Türkiye’nin kendi kaynaklarından finanse edilecek muadil miktardaki buğday mübaayatı ile telafi etmeyi taahhüt etmektedir. 1950’lerde Türk tarımını bitirme projesini başarıyla hayata geçiren ABD, projenin kalan parçalarını 1960’larda tamamlamaya devam etmiştir. Örneğin, 24 Şubat 1963 tarihli “Zirai Maddeler Ticaretinin Geliştirilmesi Hakkındaki 161 Milyon Dolarlık İkili Anlaşma” ile ilgili olarak ABD Türkiye’ye 24 Eylül 1963 tarihinde, 11513 sayılı resmi gazetede yayımlanan bir nota vermiştir. Tarım ürünleri anlaşmasının bir parçası olarak verilen notanın I. bölümünde ABD Türkiye’nin zeytinyağı ihracatını 1 Kasım 1962-31 Ekim 1963 tarihleri arasındaki 12 aylık dönemde 10.000 tonla sınırlamıştır. Eğer Türkiye’nin bu dönemdeki zeytinyağı ihracatı ABD’nin izin verdiği miktarı aşarsa Türkiye kendi dövizi ile ABD’den aynı miktarda nebati yağ satın alarak cezalandırılacaktır. Türkiye’nin böyle bir gücü olmadığı için ihtiyaçtan fazla zeytin yağı dışarıya satılmayacak, fiyatlar düşecek, zarar eden üretici hem fakirleşecek, hem de ürününü satamadığı için üretimden vazgeçip, zeytin ağaçlarını kesip kışlık odun olarak yakacak ve işçi olarak ya İstanbul’a ya da Almanya’ya gidecektir. Türkiye’nin zeytin yağı üretiminin artarak dışarıya satılması Amerikan nebati yağlarının satışını etkileyeceği için ABD kendi ticari çıkarlarını korumak için Türkiye’nin ticari çıkarlarını baltalamıştır. ABD, Türk tarımına ve ticaretine büyük bir darbe vurmuştur. ABD’in isteği sonunda 1963,1964 ve 1965 yıllarında Türkiye’nin nebati yağlar ve yağlı tohumlar ihracatı azaltılmış ve 6.400 tonu geçmemiştir. Yağlı tohumlar ihracatının zeytin yağı ihracatıyla birlikte yıllık 6400 tonla sınırlandırılması, pamuk ve ayçiçeği gibi yağlı tohum veren bitkilerin ekimini de etkilemiş ve Amerikan soya yağı Türkiye içinde ve dışında alıp başını yürümüştür. Yani Adnan Menderes zamanı atılan adımların sonucunun Türkiyedeki üretimi doğrudan etkilediliğini hepimiz görmüş olduk. İsteyen Anlaşmaları bizzat araştırabilir birçok belge ve kaynak internette hali hazırda mevcuttur. Yazı Karakter sınırına takıldığı için aşağıdan devam ediyorum.. |
AKP Hitler'in Propaganda Bakanı Gobels'i dibine kadar örnek alıyor.
''Yalan söyle. Ne kadar büyük olduğu önemli değil. Aynı yalanı defalarca söylersen mutlaka inanan çıkar'' |
Teşekkürler hocam tam da böyle bir yazı lazımdı bize özellikle aktroller için...
|
Arkadaşım yanı başındaki Yunanistan işgal edilmiş Almanlar sınırda bekliyor. Sen bunlara karşı bir ordu koymak zorundasın. O orduyu nasıl besleyeceksin? Yurtdışı ithalat diye bir şey yok çünkü devam eden bir savaş var. Gemi ticareti bitmiş. Yurtta kısıtlı ürettiğin şeylerin bir kısmını orduya ayırman gerekiyor. Bence senin yorumun garip.
|
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WuLKaS -- 6 Temmuz 2017; 15:54:50 > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WuLKaS -- 6 Temmuz 2017; 0:47:25 > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hümiyettin -- 4 Temmuz 2017; 21:13:16 > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gangsta5959 -- 4 Temmuz 2017; 22:17:48 > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|