Şimdi Ara

A101, BİM gibi yerler yüzünden herkes kanser olacak (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
162
Cevap
4
Favori
18.940
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
275 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ben de sürekli aynı şeyi söylüyorum. Bal çok pahalı kilosu 70 TL diyorum A101 de 10 TL diyor. Tamam kardeşim sen git 10 TL ye A101 den bal al. Ben yemeyeceğim. Gerek yok.

  • valla geçenlerde bu marketlerin birinden ekmek almaya girdim normal ekmek kalmamıştı ambalajlı olandan alayım dedim arkasını bi okudum full kimyasal dolu.

    adamlar ekmek görünümde deterjan üretmişler resmen. Al çamaşır suyu iç daha iyi. En azından çamaşır suyu direk öldürür öbürleri süründürür.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hindistana tayvan vs ülkelere bakılarak yine iyiyiz

  • Bimi bilmiyorum da a101 çok bozuk ve tarihi geçmiş ürüne rastladım. Özellikle süt yumurta ve tavukta

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İsmini unuttuğum bi su vardı 6lısı aşırı ucuzdu. Üstünde doğal kaynak suyu yazmıyordu ph falan yazıyodu ama aşırı ucuz muhtemelen filtre edilmiş çeşme suyuydu..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yutup da gıda dedektif var instegram üzerinden de bakabilirsiniz ürünlerde efsaaneee şekilde katkı maddeleri var. Dondurma mesela :) içinde süt dahi yok subuz ve 24 adet katkı madde :) lütfen takip edin görün derim.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Abartıyorsunuz bence.101,bimde çok kaliteli ürünlerde var.ki zaten sadece kendi ürünleri yok.arti bir çok ürününü yu firmalara yaptırıyorlar.mesela a101 de ki pastaları özsüt yapıyor.o eskiden di kalitesiz ürün.simdi gayet iyiler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Jeg Elsker Norge kullanıcısına yanıt
    Okurken içim sıkıştı. Gerçekler..

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • a101 ve bimden ziyade ülkedeki düşük gıda üretim standartları ve kurallarından kanser oluyorlar.

  • Bu firmaların birçoğu da nüfuzlu ve siyasî iktidarın da elinin altında olan firmalar. Ben bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum. Halkın ekonomik gücünün erimesi ve sadece belli yerlerden alışveriş yapabilmesi... Bu yerlerin de halkın çoğunu (fakirler) müşteri kitlesi olarak görmesi ve bu bağlamda satış yapması... Halk bunu görmez, göremez, çünkü sorgulama yeteneği yok, kör bir halk mahvolmaya, ezilmeye mahkûmdur. Arada bizim gibi eğitimli gençlerin de hayatı silikleşti, sadece bu aptallar yüzünden. Hayatları boyunca bir tane kitap okumamış, dişlerini fırçalamayan köylü takımı yüzünden.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tamamıyla boş bir konu he boş ise neden yazıyorum hiçbir alakası bilgisi olmayan insanlar diğerlerini yönlendirdiği için kısacası cahilliğini diğerlerine aktardığı için.


    Mesela bimdeki dost sütü örnek alalım, üreticisi ak gıda dır.


    Migrostan aldığın içim sütün üreticisi yine ak gıda dır.


    Ha bu ak gıda kim derseniz fransız lactalis in satın aldığı bir eski yerli şirkettir.


    Dolayısıyla biri doritos yerken diğeri star krak yemiş bilmem ne yemiş olmaz.


    Ha şunu eleştirirsin bu gıdaların içeriği leş gibi dersin, bugün gıda dedektifi ile ünlü olmuş algida dondurma muhabeti ki, leş gibi bir gıda kodeksi var ülkemizin.


    Cappy nin bir reklaı vardı atom içeceğin hem ambalajın hem de reklamın her yerinden bal fışkırıyor ama ürünün içinde yüzde 0.5 g bal var 0.5 ? yani yüzde 1 bile değil onun yarısı bal var içinde ama ürünün ünlü olma sebebi baldı.


    Bu arada cappy de coca cola ya bağlıdır. Bunları içen adamın çok sağlıklı, le cola içenin çok sağlıksız olduğunu söylemek saçmalığın daniskasıdır.





  • myfranco kullanıcısına yanıt

    birikime veya zenginliğe ihtiyaç var aksi takdirde gübre parası tohum parası bunlar ciddi para satış yapmadan dönmez.

  • xsamuray X kullanıcısına yanıt
    Utanılacak neyi var utanıyorsa gitmesin 3kuruş daha ucuz diye.toplasan en fazla taş patlasa 300 400 tl aylık bir kazancı olur oda sürekli alışveriş yaparsa

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Millet karnını doyurma derdinde, sağlığını düşünen çok az. Napsınlar para yok. Nerde ucuzsa ordan alınıyor

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Öncelikle Alıntı : https://seyler.eksisozluk.com/turkiyede-yerel-tohumun-yasaklanmasi-olayinin-asli-astari-nedir


    öncelikle, yerli tohum ve yerel tohum ne demek?

    yerel tohum denilen hiçbir şekilde genetiği ile oynanılmamış, sonraki yıllarda da ekimi sağlanabilen, çoğalabilen tohumlara deniliyor. hani zamanında köylüler ektikleri ürünlerin bir kısmını saklayıp seneye ekiyorlardı ya, o tohumlar yerel tohum işte.


    yerel tohumlara sertifika alabilmek için bu tohumların aynı anda, aynı sürede, aynı boyda çimlenmesi, büyümesi vs gerekiyor yani standardizasyon gerekiyor fakat bildiğim kadarıyla yerel tohumların yapısı gereği bu mümkün değil. yani o haberlerde gördüğünüz yok yerli ve milli tohum üretiyoruz dedikleri şey hibrit tohum oluyor çünkü yerel tohumun satışı yasak, tekrar yazıyorum yasak!


    peki yerli tohumla kastedilen ne?

    herhangi bir şeyi bu topraklarda üretiyorsan o yerli oluyor. yani bu "%100 doğal ve yerli tohum" diye sattıkları nane hibrit tohum, f1 tohumlar denilen genetiğine müdahale edilmiş kısır tohumlardır, 1 seferlik ürün verir. bunları ektiğinizde sonraki sene bırakın ürün almayı, o tarlayı kullanamıyorsunuz. 1 sene bekletmeniz gerekiyor. bu tohumları aldığınızda bunun gelişebilmesi için kimyasal gübresini de almanız gerekiyor, hastalıklara karşı kimyasal ilaçlarını da almanız gerekiyor. sonra sen bu kimyasallara bulanmış sebzeleri/meyveleri yiyip hasta oluyorsun. bil bakalım seni iyileştirmek için ilaçları kim satıyor?

    monsanto denilen ve yurt dışında çoğunlukla gdo'lu tohumlar üreten bir firma var, türkiye'de de mevcut bir şirket. bu aynı zamanda hem cargill'in tohumculuk bölümünü satın aldı hem de alman devi bayerle birleşti. peki bu ne demek? sana hem tohumu, hem tarımsal gübresini, hem tarım ilacını, hem de sen hastalandığında iyileşmen için ilacını satacak demek. şu yazıda detaylı bir şekilde bahsedilmiş:

    henry kissinger zamanında “petrolü kontrol edersen ulusları, tarımı kontrol edersen insanları kontrol edersin. ...tarım, tarım bakanlığı’nın ellerine bırakılmayacak kadar önemli” demişti. ve evet, ülkemizde de tohum ticareti tarım bakanlığından alınarak türkiye tohumcular birliğine devredilmiştir.

    ben bu konu nasıl gündem olmuyor, konuşulmuyor anlamıyorum. çok basit gibi geliyor fakat olası bir savaş durumunda aç kalacağımızın farkında mısınız? şu an kullanılan bütün tohumlar sertifikalı, hibrit tohumlar olduğu için bu sene ambarlara kaldırdığın tonlarca buğdayın olsa da bir sene sonra onları ekemiyorsun. sana ülke olarak ambargo uyguladıklarında tohumluk buğdayı nereden almayı düşünüyorsun? en temel gıda maddesi olduğu için buğdayı örnek verdim. aklınıza gelebilecek her şey hibrit şu an. domates, salatalık, arpa, buğday, mısır, kavun, karpuz, biber, nohut, mercimek... sebzeler de keza öyle. misal bu baharda ektiğim çileklerin 1 saksısını dışarıdan parayla aldım, diğeri de bir köyden getirildi. çilek normalde çok çabuk sürgün verip çevreye yayılabilen bir bitki. böylece bir sonraki sene daha çok çileğiniz olabiliyor. köyden gelen çilekler bir sürü sürgün verirken parayla aldığım çilekler hiçbir şekilde sürgün vermedi, kısır yani. büyük ihtimal seneye meyve vermeyecekler. bir kişiye de olsa anlatın bunları. insanların büyük bir çoğunluğunun bundan haberi bile yok. bir kişi bir kişidir, anlatın...


    hangi ülkeden neyi satın aldığımıza bakalım

    diyarbakır karpuzu: teksas

    çengelköy salatalığı: abd

    beypazarı havucu: israil

    urfa biberi: meksika

    ayaş domatesi: fransa

    lahana: almanya

    kabak: almanya

    bunların arasında hiç yerel tohum olmayan, yani %100 yabancı, yani hibrit olanlar: lahana, havuç, şeker pancarı.

    2017'de türkiye tohumcular derneği başkanı kamil yılmaz "türkiye'de 1990'da sertifikalı tohum üretimi miktarının 97 bin ton, 2016'da 958 bin ton" olduğunu açıklıyor. sertifikalı tohum dediği de hibrit, kısır tohum yani. işin özü 20 yıla yakın sürede ülkeye giren hibrit tohum 10 katına çıkmış.

    2018 yılı tohum ithalat ve ihracatına baktığımızda ise 151.691 milyon dolar tohum ihracatı yapılırken, 178.853 milyon dolar tohum ithalatı yapılmış. 2006'da yerel tohum satışı yasaklandığına göre burada alınan da satılan da hibrit tohum. elin adamı kendi ülkesindeki toprakları ve suyu kirletmeyip senin topraklarında hibrit tohumu üretip satıyor demek.

    2013'te suriye sınırındaki mayınların temizlenmesinden sonra kimse sorgulamadı o topraklara ne oldu diye? israil o topraklarda organik tarım mı yapılacak yoksa sonradan burayı hibrit tohumları yetiştirmek için mi kullanacak? ikinci olasılık daha kuvvetli nedense. bu tür şirketlerin ırak işgalinden sonra ırak'ın tohum bankasına el koyduğunu biliyor muydunuz? peki ya hindistan'a getirilen tohum yasası yüzünden 200.000 bin çiftçinin intihar ettiğini biliyor musunuz?

    2006'da yerel tohumların satışının yasaklanmasıyla ilgili 5553 sayılı kanun hükmü

    "satanlar, dağıtanlar, satışa ve dağıtıma arz edenler` veya şahsî ihtiyacından fazlasını ticarete konu olacak kadar elinde bulunduranlara onbin yeni türk lirası idarî para cezası verilir. fiilin tekrarı halinde beş yıl süreyle faaliyetten men edilir. bu tohumluklara bakanlık tarafından el konulur ve bu tohumlukların müsaderesine sulh ceza mahkemesince karar verilir. müsadere edilen tohumlukların imha edilmesine karar verildiği takdirde, imha işlemi masrafları bu fiilleri işleyenlere ait olmak üzere, bakanlık tarafından gerçekleştirilir".

    mesela ben bunu ne için olduğunu okumasam herhalde uyuşturucuyla ilgili bir kanun maddesi falan derdim ama bu bildiğiniz atadan dededen kalma tohumları satanlara uygulanacak cezalarla ilgili bir kanun maddesi. bak düşün adam hem ceza kesiyor hem de bu tohumları imha ediyor. imha edilen şey ne bir zehir ne de bir uyuşturucu.

    haberlerdeki dezenformasyon örneklerini yazayım, belki anlarsınız. bizi haberlerle kandırıyorlar. ayrıca açıp yerli ve yerel arasındaki farkı bilmeyen gazetecinin de gazeteciliğini bilmem ne yapayım.


    hibrit tohum başlıklarından örnekler

    -yerli tohum üretiminde rekor artış

    -yerli tohum çalışmaları başladı

    -yerli tohum için çok önemli bir adım

    -yerli tohum ile domateste yüksek verim

    -yerli tohum çiftçinin yüzünü güldürecek


    bütün bunlar harici

    - zeytin üretiminde 2 veya 3. olan ülkede zeytin fidesi üretimine desteğin neden kaldırıldığını,

    - 2018'den itibaren sertifikasız tohum kullanan çiftçiye neden destek verilmediğini,

    - şeker pancarına neden kota koyulduğunu,

    - elin adamı svalbard küresel tohum deposu gibi bir depo kurmuşken bizim yerel tohumlarımızı neden yasakladığımızı,

    - hayvan besiciliğinde stratejik önemi olan mısır ve soyayı neden yetiştirmediğimizi sorguluyorum.





  • Kaliteli markalı denen ürünlerde bir dünya katkı maddesi var.Adamlar limonsuz limonata yapıyor. 

  • quote:

    Orijinalden alıntı: 007css



    Bu belgeseli kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim arkadaşlar beslenme ile ilgili fikirleriniz değişecek. Faydalı olacağını düşünüyorum sizler için. Başka insanlara da ulaştırabilirseniz faydanız dokunmuş olur o insanlara.

    Yasaklanmış video ismi neydi


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Heee zaten Migros falan çok sağlıklı ahaahahah. Son zamanlarda gördüğüm en mal konu. Çok sağlıklı olmak istiyorsanız hiçbir paketlenmiş üründen yemeyeceksiniz. Bunda Bim, A101, Migros ayrımı yok. Hepsindekiler zararlı. Hatta Le cola zararlıysa Coca Cola daha zararlı. Paketlenmiş et zararlıysa her yerdeki zararlı.

  • Faıthful kullanıcısına yanıt

    That Sugar Film ismi. İşlerine gelmeyince yasaklarlar


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.