Şimdi Ara

2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Final | Türkiye - ABD (183. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.683
Cevap
0
Favori
80.381
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 181182183184185
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Basın Açıklaması
    15.09.2010 23:59

    Türkiye Basketbol Federasyonu'nun medyadaki bazı yayın organlarında yer alan haberlerle ilgili basın açıklamasıdır.

    Dün ve bugün bazı yayın organlarında, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası sırasında Dans Ekipleri’nin Türk Milli Takımı’nın bazı müsabakalarında sahne almaması ile ilgili olarak FIBA’nın Federasyonumuza maddi yaptırım uyguladığı yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır.

    Federasyonumuz, A Milli Takımımızın Ankara’da oynadığı beş eleme grubu müsabakasından yalnızca ikisinde dans ekiplerinin performans sergilememesi yönünde karar almıştır.

    Gruptaki sıralamanın büyük ölçüde belirleneceği ve takımımızın elde edeceği başarılı sonuçların sıçrama noktası olmaları açısından hayati önem taşıyan Rusya ve Yunanistan müsabakalarında; seyirci konsantrasyonunun bozulmaması ve taraftarlarımızın takımımıza verdikleri önemli desteğin sekteye uğramaması adına Federasyonumuz, FIBA’ya bilgi vermek kaydıyla, dans ve gösteri ekiplerinin söz konusu müsabakalarda sahne almamasını sağlamıştır.

    Milli Takımımızın elde ettiği fevkalade başarılarda ve alınan derecede büyük pay sahibi olan seyircilerimizin, sporcularımızın motivasyonunu ve konsantrasyonunu bir kat daha artırırken aynı zamanda rakip takımlar üzerinde baskı yaratan tezahüratlarının kesintisiz olarak sürdürülebilmesi adına Federasyonumuz her iki maçta bu yönde bir inisiyatif kullanmıştır. Nitekim her iki müsabakada seyircilerimizin büyük desteği ile elde edilen başarılı sonuçlar da son derece memnuniyet verici ve alınan kararı doğrular niteliktedir.

    İstanbul’daki final turu müsabakalarında ise hem TBF böyle bir uygulamaya gerek görmemiş, hem de FIBA’nın saha içi eğlence akış programına sadık kalınmasına özen gösterilmiştir.

    Ayrıca, iddiaların aksine, konuyla ilgili olarak FIBA tarafından Federasyonumuza intikal ettirilen herhangi bir ceza veya yaptırım bulunmamaktadır.

    Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.






  • Aptal herifler sadece kendilerini kandırabilirler.Böyle de komik duruma düşerler
  • Açıklamaları hatalarından daha büyük bir rezillik. Bari hiç birşey yazma, herkes biliyor neyin ne olduğunu.
  • Yazıklar olsun. Sizin iğrenç zihniyetinizi örtmek için yapacağınız abuk sabuk açıklamaya da, size de...
  • ceza gelmeside ayrı bir aptallık.Yani dansçı kızlar cıkmadı diye ceza veriyorlar fiba suçlu demiyosunuz,bizim zihniyeti suçluyorsunuz.
  • Puanlama çok saçma olmuş.(2009 sıralamasına göre konuşuyorum)sanırım mağlubiyet-galibiyet sayılarına bakılıyor ancak biz o yıl -29 puan almışız.İtalya ise 300 puanla yerli yerinde duruyor.Fransa da biraz altlarda.
  • açıklama da kısaca şöyle diyolar: "yahu tamam adam istemedi ama 28milyon da çok iyi bi rakam". hem m.çar hem de mıvarım..

    yeni türkiye'ye hoşgeldik..
  • Mert resimler güzelmiş yerin de güzelmiş.. galiba en yukardaki koltuktaydın :) salon hakikaten acaip büyük, çıplak gözle görünce daha iyi anlaşılıyor..
  • quote:


    Dünya Basketbol Şampiyonası'nda ikinci olan A Milli Basketbol Takımı oyuncuları ile teknik kadroya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 28,5 milyon TL prim verilmesi işleminin, Anayasa'nın eşitlik ilkesiyle yasal gerçeklere aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açıldı.

    Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural tarafından, Ankara 15. İdare Mahkemesinde açılan davanın dilekçesinde, Basketbol Milli Takımının başarısına karşılık, Başbakan Erdoğan'ın toplam 28,5 milyon TL'nin, Başbakanlık Örtülü Ödeneğinden ödenmesini sağladığı, bu tutarın çek olarak sporculara ve teknik kadroya ödendiği anımsatıldı.

    Yapılan bu ödemenin, Anayasanın “eşitlik” başta olmak üzere temel ilkelerine aykırılık yanında, toplumsal vicdanda da ciddi sorgulama ve tartışmalara neden olduğu savunulan dilekçede, 5018 sayılı “Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun” 24. maddesinde, “Örtülü Ödenek” kapsamına giren harcamaların ne amaçla ve nasıl yapılacağının belirtildiği aktarılarak, “Bu yasal hüküm içeriğinde de görüleceği üzere uluslararası spor karşılaşmalarında ilk 3 dereceye giren sporculara ödeme yapılacağı hüküm altına alınmamıştır” ifadesi kullanıldı.

    Dilekçede, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün “Spor Hizmet ve Faaliyetlerinde Üstün Başarı Gösterenlerin Ödüllendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliği” uyarınca Basketbol Milli Takım sporcuları ve teknik kadronun “Cumhuriyet altını” ile ödüllendirildiği belirtildi.

    Prim verilmesi işleminin, “hukuk devletine ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılık taşıdığı” ileri sürülen dilekçede, “Davalı Başbakanlığın dava konusu kararının, yasalarımıza aykırılığı yanında idari işlemin unsurları, yani yetki, sebep, konu ve maksat yönünden de hukuka aykırı olduğu ortadadır. Bu nedenle de idari işlemin iptali ve yürütülmesinin durdurulması talebiyle idari yargıda dava açılması hukuksal bir zorunluluktur” görüşü savunuldu.

    Dilekçede, Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından 14 Eylülde, Türkiye'de yapılan Dünya Basketbol Şampiyonasında ikinci olan basketbolcular ile teknik kadroya “Örtülü Ödenekten” 28,5 Milyon TL verilmesine ilişkin işlemin Anayasa'nın eşitlik ilkesi ile yasal gerçeklere aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmesinin durdurulması ile iptaline karar verilmesi talep edildi.


    Hürriyet




  • Ayar oluyorum bu zihniyete , alacak tabi adam prim de para da ödül de başarılı çünki.Her türlü başarı ödüllendirilmeli arkadaş malesef bizim millet aşırı kıskanç olduğundan her defasında aynı muhabbetler dönüyor.Eşitlikmiş sen Milli takım oyuncusuyla eşit misin arkadaş?Ben senle aynı parayı kazanabiliyor muyum?Eşitlik diye ağlıyor muyum?Kıskançlık desene sen şuna.

    Şu cümleleri kuranlar var yahu çıldırmamak elde değil "Sen onca sene oku doktor,öğretmen,avukat ol adam iki top atsın milyon dolarları götürsün" , "Sen akşama kadar fabrikada çalış 1000tl maaş al adam iki gol atsın ayda 100,000tl alsın adalet mi bu" Hakikaten insanı çıldırtan kıskançlıklar sözkonusu.

    Sanki milyon dolarlık doktorlar,avukatlar,öğretmenler yokmuş gibi.Sanki ilkokul mezunu hiç bir vasfı olmayan milyon dolarlık adamlar yokmuş gibi ve en önemlisi onun yaptığı işi yapabilen 100binlerce insan varken , sövdüğü insanın yaptığını yapabilenlerin bir elin parmaklarını geçmediğini anlamak çok zormuş gibi.




  • NBA'de 6 senede 120 milyon $ alanlar var. (Ek olarak sponsor ve reklam gelirleri de vardır.)
    Bizimkiler 1,5 milyon TL alacak kişi başı. Yaklaşık 1 milyon $ sayılır.
    Şampiyona kendi evimizde ve biz bu şampiyonada final oynamışız.

    Hangisi daha çok hakediyor?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vaypcnet

    Ayar oluyorum bu zihniyete , alacak tabi adam prim de para da ödül de başarılı çünki.Her türlü başarı ödüllendirilmeli arkadaş malesef bizim millet aşırı kıskanç olduğundan her defasında aynı muhabbetler dönüyor.Eşitlikmiş sen Milli takım oyuncusuyla eşit misin arkadaş?Ben senle aynı parayı kazanabiliyor muyum?Eşitlik diye ağlıyor muyum?Kıskançlık desene sen şuna.

    Şu cümleleri kuranlar var yahu çıldırmamak elde değil "Sen onca sene oku doktor,öğretmen,avukat ol adam iki top atsın milyon dolarları götürsün" , "Sen akşama kadar fabrikada çalış 1000tl maaş al adam iki gol atsın ayda 100,000tl alsın adalet mi bu" Hakikaten insanı çıldırtan kıskançlıklar sözkonusu.

    Sanki milyon dolarlık doktorlar,avukatlar,öğretmenler yokmuş gibi.Sanki ilkokul mezunu hiç bir vasfı olmayan milyon dolarlık adamlar yokmuş gibi ve en önemlisi onun yaptığı işi yapabilen 100binlerce insan varken , sövdüğü insanın yaptığını yapabilenlerin bir elin parmaklarını geçmediğini anlamak çok zormuş gibi.


    hido, sen misin?

    sosyo-ekonomik seviyeni, yaşını, ne iş yaptığını vs bilmiyorum ama ya bu ülkede yaşamıyorsun ya da ense baya bi kalın galiba.. öncelikle herkesin bu konuda konuşmaya hakkı var çünkü bu ödüller bizden kesilen vergilerle o oyunculara veriliyor.. futbol federasyonu gibi özerk bir yapı içinde olup kendi gelirleriyle bu ödüller verilse eyvallah ama öyle değil.. diğer bir sorun da, ortada bir ödül yönetmeliği var ve bu yönetmeliğe göre oyunculara cumhuriyet altını üzerinden ödülleri verildi.. ekstradan 28 milyon tl vermenin mantığı nedir? her türlü başarı ödüllendirilmeli, ama usulüne göre..

    çok talihsiz laflar var.. "sen Milli takım oyuncusuyla eşit misin arkadaş?" evet, eşitim, niye eşit olmayım.. benden yada bir başkasından üstün olmalarını gerektiren bir sebep mi var? insanlar kazandıkları oranında mı eşitlik kazanıyor toplum içinde?

    seni çıldırttığını söylediğin laflar hayatın gerçekleri.. ve inan bana bu laflar seni çıldırtıyorsa bırak feleğin çemberinden geçmeyi, yanından bile geçmemişin belli ki.. hayat hakikaten adaletsiz.. Allah vergisi yeteneğe sahip insanlar bu yeteneği kullanarak kendilerinden kat be kat efor sarfeden kişilerden kat be kat fazla para kazanıyor.. evet bu adaletsizlik.. emin ol hiç bir futbolcu (yada yüksek para kazanan sporcu) yaptığı işe oranla milyon dolarlar seviyelerinde para kazanmayı haketmiyor ama yıllar geçtikçe artan ilgi ve büyüyen bu sektör sayesinde bu paraları kazanmaya başladılar.. bundan 20-30 sene önce bu paranın 10'da 1'ini kazanan oyuncu yoktu nerdeyse.. senelerce kafa çürütüp, emek verip, gençliğinden türlü ödünler verip iş arama stresine düştün mü bilmiyorum (pek de sanmıyorum) ama bu duyguyu yaşarsan ne demek istediğimi biraz anlarsın.. milyon dolarlık öğretmenler nerdeymiş ya merak ettim bu arada




  • Kafadan yazayım benim ekonomik durumumdan en az iki misli iyi durumda olduğunu sana garanti ediyorum.

    Bunun enseyle , ekonomik durumla alakası yok bu alenen kıskançlıkla ilgili.Salt bahsi geçen ödülden bahsetmiyorum yıllardır süregelen muhabbetten bahsediyorum.Başarılara verilen ödüllerden takımların verdiği ücretlere kadar sallayan sallayana.Sen Milli takım oyuncusuyla eşit değilsin olmana da imkan ihtimal yok!Eşit olsan milli olurdun bu 2+2=4 gibi bişey.Senin gibi milyonlarca insan var ama Semih Erden veya ne bileyim Sabri Sarıoğlu gibi 5 tane sayamazsın.

    Sporcular haksız kazanıyorsa kazandırma arkadaş zorla mı izletiyorlar sana o maçları?Zorla mı aldırıyorlar sana o dergileri,gazeteleri?Zorla mı spor figürleri seni etkiliyor?Gitme o maça , konuşma o oyunu , ilgi gösterme kazanamasınlar.Bu kadar basit.Adalet var veya yok bir Semih Erden olabilmek için senin hayat boyu biriktirdiklerini feda edip heba olmuş binlerce insan ne olucak?Onların hesabını kim veriyor?

    Üstüne basarak vurgulamak istiyorum senin gibi milyonlarca var ama Semih Erden şu an bir tane zorlasan üç tane ya çıkar ya çıkmaz.Kıskançlığın alemi yok senin söylediklerin mantıklı olsaydı fabrika işçisiyle fabrika müdürü aynı şartlarda çalışmak zorunda kalırdı.Herkesin ayarı farklı sen benden çok çalışıyorsan , çok okuyorsan , çok şanslıysan vs. vs. benden fazla kazanırsın,kazanmalısın bu çok basit bir kural.Eğer zoruna gidiyorsa sporcuların kazandığı paralar adres belli sen de ol sen de kazan tabi yapabiliyorsan!!

    Dershane sahiplerine bakıver anlarsın neredeler.

    Not:Eşitlik kavramını anayasal eşitlik veya insani,ahlaki eşitlik olarak algılamaya çalışıp cevap verme , atıyorum otobüse bindiğinde yer vermen gereken insan Semih Erden değil yaşlı teyze veya ne bileyim araçla seyir halindeyken sen anayoldaysan tali yoldan gelen Hidayet'e yol vermeyeceksin tabiikide.Başka şeylerden bahsediyoruz.




  • Milli Takım formalarını taksici yıkadı

    Kısıtlı bütçeye sahip olan Güney Amerika temsilcisi, formalarını bir taksicinin eşine gönderdi. Taksici de her akşam aldığı kirli formaları, her sabah tertemiz yıkanmış olarak yetkililere teslim etti.


    DÜNYA Basketbol Şampiyonası, ilginç, heyecanlı ve belki de bir o kadar komik anılarla geride kaldı.
    Evet çok iyi bir ev sahipliği gerçekleştirdik. Ama zaman zaman yolunda gitmeyen işler de yok değildi. O aksaklıklarla uğraşma görevi de misafir takımlar için mihmandarlık yapan gönüllülere düştü.
    Dilerseniz şimdi biz geriye yaslanalım ve o ilginç anları hep birlikte okuyalım...
    Şampiyonanın ilk günü C Grubu’nda Rusya ile Porto Riko oynayacaktır. Turnuvanın kurallarına göre, ev sahibi görünen takımlar beyaz, misafir takımlar ise kırmızı forma ile mücadele edecektir.
    Maç günü Porto Riko takımında büyük bir panik başlar. Sadece beyaz forma ile gelmişler, kırmızı formalarını ülkelerinde unutmuşlardır. Aksilik bununla da sınırlı kalmaz; formalarında FIBA arması yoktur. Ve beyaz forma üzerindeki reklam da FIBA’ya bildirdikleri reklam değildir.
    Önce Rus takımından ricada bulunulur; “Acaba siz kırmızı formayla oynayabilir misiniz?”
    Ruslar ve arkasından FIBA bu teklifi kabul eder. Ardından iş FIBA armasına ve forma reklamına gelir.
    Porto Riko Basketbol Federasyonu Başkanı, eşi ve kızı başta olmak üzere kafile yöneticileri formalara arma yapıştırmaya ve reklam dikmeye başlarlar. Maç saatine kadar süren uğraşlar sonucu Porto Rikolular formaları maça yetiştirir.

    Çamaşır faturası: 10 bin TL

    Formalardan söz açtık, yine oradan devam edelim. Takımların en büyük sorunlarından biri temiz formalardır. Antrenmanlardan ve maçlardan sonra bu formaların yıkanması gerekir. Ama çamaşır yıkama bedeli özellikle kamp yaptıkları 5 yıldızlı otellerde oldukça yüklü bir fatura getirir. Mesala Rus Milli Takımı’nın İstanbul’daki forma yıkama faturası 10 bin TL’yi aşacaktı. Bunun üzerine Zeytinburnu’ndan bir kuru temizlemeci oteli dolaşmaya başlar.
    Otel her bir parça için yıkama bedelini 10 TL olarak belirler. Atlet, forma, şort, esofman, çorap vs gibi pek çok malzemeyi sayarsanız, bir takımın tek bir yıkama için ödediği bedel 800 dolara ulaşır. Oysa kuru temizleci tüm takımlara 150 dolar fiks fiyat önerir. Ve İspanya dahil pek çok takım otel yerine formalarını bu girişimciye yıkatır. Ama Ankara’da çok daha ilginç bir olay yaşanır. Kısıtlı bütçeye sahip olan Porto Riko Milli Takımı formalarını bir taksicinin eşine gönderir.
    Taksicinin eşi 5 yıldızlı otelin çamaşırhanesine rakip olmuştur. Taksici her akşam aldığı kirli formaları, her sabah tertemiz yıkanmış olarak teslim eder. Hem taksici mutludur hem eşi hem de Porto Rikolular.
    Ama şu soru mihmandarların aklından hiç çıkmaz:
    - Ya aldıkları formaları geri getirmeselerdi?

    420 dolar aldık

    “12 forma, şort, çorap ve kullandıkları bantlar için günlük 70 dolara anlaştım. Çamaşır makinasını her gün 5 kez çalıştırdık.”

    Porto Riko Milli Takımı’nın Ankara’da kaldığı sürede, maç ve antrenman kıyafetlerini, kaldıkları otelin yanındaki taksi durağı çalışanı Kemal Akgür ile eşi Nur Akgür’ün yıkadığı belirlendi. İlginç olayın kahramanı Kemal Akgür, yaşananları şöyle anlattı.
    “12 forma, şort, çorap ve kullandıkları bantlar için günlük 70 dolara anlaştım. Her gece saat 3’e kadar eşimle birlikte çalıştık. Bir kere de 5 kilo alan çamaşır makinesini her gün 5 kez çalıştırdık. 6 günün sonunda 420 dolar para aldım. Porto Riko Federasyonuna verilmek üzere benden yazılı bir kağıt istediler. Onu imzalayıp verdim. Su, deterjan, yumuşatıcı gibi şeyler için ekstra para almadım.”

    Parası olana ekstra servis

    TAKIMLARIN en büyük sıkıntılarından biri yemeklerdi. Sosu ayrı tabakta ikram edilen makarna ve bonfile et istiyorlardı. Ama otel aşçıları bir türlü takımların istedikleri türde yemekleri servis etmiyorlardı. Sade makarna yerine ıspanaklı, körili makarna sunuyorlar, etleri soğanlı, biberli servis ediyorlardı. Parası olan takımlar ekstra para ödeyip istediklerini servis ettirdiler. Parası olmayanlarsa...
    Turnuvada Türkiye ve ABD dışındaki her ekibe bir takım havlu dağıtıldı. Türkiye her maç 4 takım (48 adet) havlu alırken, ABD 2 takım aldı. Diğer takımlar ise maçta kullandıkları havluyla duş aldı. En sonunda onlar da çözümü buldu. Otel odalarındaki havluları idmanlara ve maçlara götürdüler. Sadece havlu mu? Hayır, buz ve buz kovalarını da otelden getirdiler.

    Bizim hediyeler nerede?

    SPORCULARIN şikayetlerinin başında hediye konusu geliyordu.
    - Türkiye’de bize hiç hediye dağıtılmadı.
    Her takıma maç öncesi seyirciye dağıtmaları için 12 adet küçük basketbol topları verilirmiş.
    Ama Ruslara bu toplar sadece Türkiye maçında verilmiş.
    Sonra güç bela istenerek alınmış.
    Depolar dağtılmayan toplar, maskotlar, bayraklar ile doluymuş.

    Khvostov’un ponpon sevgilisi

    RUSYA Milli Takımı son günlerde otelde sevgili ve eşleri ile birlikte kaldı. Dimitry Khvostov’un sevgilisi ponpon kızlardan biriydi. Her akşam bir Mercedes Vito minibüs, ponpon kızları otele getirdi.

    1 kişi için otobüs kaldırıldı

    ŞAMPİYONADA güvenliğe çok önem verildi. Bir kişi için bile havalimanına bir otobüs kaldırıldı. Örneğin David Blatt. Rusya Milli Takımı’nın koçu. Eşi ile havalimanına giderken içinde iki kişilik bir eskort önde yer aldı. 2 kişilik bir koruma aracı arkada. Bir koruma, otobüsün içinde. Bir şoför. Ve otobüste sadece Blatt ile eşi vardı.



    ŞAMPİYONADA görev yapan gönüllüler, sadece 1’er adet tişört verildiği için 15 gün süresince aynı tişörtü giymek zorunda kaldı. Ayrıca, gönüllülere verilen, “Final maçını bedava izleyeceksiniz” sözü de tutulmadı.

    Kaynak:Hürriyet

    Şampiyona bitti ardında ilginç olayların haberleri yayınlanmya başlandı..bu haberde benim ilgimi çeken hediye olayı ve gönüllülerin kandırılması oldu..porto riko olayıda ayrı bir muamma koskoca devletın kuru yıkama parasımı yokmus adamlar 1 set forma ilemi geliyorlar anlamadım gitti..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi reko -- 17 Eylül 2010; 9:37:27 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vaypcnet

    Kafadan yazayım benim ekonomik durumumdan en az iki misli iyi durumda olduğunu sana garanti ediyorum.

    Bunun enseyle , ekonomik durumla alakası yok bu alenen kıskançlıkla ilgili.Salt bahsi geçen ödülden bahsetmiyorum yıllardır süregelen muhabbetten bahsediyorum.Başarılara verilen ödüllerden takımların verdiği ücretlere kadar sallayan sallayana.Sen Milli takım oyuncusuyla eşit değilsin olmana da imkan ihtimal yok!Eşit olsan milli olurdun bu 2+2=4 gibi bişey.Senin gibi milyonlarca insan var ama Semih Erden veya ne bileyim Sabri Sarıoğlu gibi 5 tane sayamazsın.

    Sporcular haksız kazanıyorsa kazandırma arkadaş zorla mı izletiyorlar sana o maçları?Zorla mı aldırıyorlar sana o dergileri,gazeteleri?Zorla mı spor figürleri seni etkiliyor?Gitme o maça , konuşma o oyunu , ilgi gösterme kazanamasınlar.Bu kadar basit.Adalet var veya yok bir Semih Erden olabilmek için senin hayat boyu biriktirdiklerini feda edip heba olmuş binlerce insan ne olucak?Onların hesabını kim veriyor?

    Üstüne basarak vurgulamak istiyorum senin gibi milyonlarca var ama Semih Erden şu an bir tane zorlasan üç tane ya çıkar ya çıkmaz.Kıskançlığın alemi yok senin söylediklerin mantıklı olsaydı fabrika işçisiyle fabrika müdürü aynı şartlarda çalışmak zorunda kalırdı.Herkesin ayarı farklı sen benden çok çalışıyorsan , çok okuyorsan , çok şanslıysan vs. vs. benden fazla kazanırsın,kazanmalısın bu çok basit bir kural.Eğer zoruna gidiyorsa sporcuların kazandığı paralar adres belli sen de ol sen de kazan tabi yapabiliyorsan!!

    Dershane sahiplerine bakıver anlarsın neredeler.

    Not:Eşitlik kavramını anayasal eşitlik veya insani,ahlaki eşitlik olarak algılamaya çalışıp cevap verme , atıyorum otobüse bindiğinde yer vermen gereken insan Semih Erden değil yaşlı teyze veya ne bileyim araçla seyir halindeyken sen anayoldaysan tali yoldan gelen Hidayet'e yol vermeyeceksin tabiikide.Başka şeylerden bahsediyoruz.


    eşitlik muhabbetini çıkaran sensin ama bu eşitlikte neyi kıstas aldığını söylemiyorsun? neye göre eşit değiliz.. onun boyu daha uzun, benim iq'm daha fazla, onun alet muhtemelen daha büyük, benim eğitimim daha fazla, onun maaşı daha yüksek, benim maaşım ölçüsünde yaptığım yardım daha fazla vs.. neye göre değerlendiriyoruz eşitliği.. ünlü olma, daha fazla tanınma olarak değerlendirirsen tabi ki o benden daha ileri seviyede ama yasal olarak benden hiçbir farkı yok, olmamalı..

    örnekler iyiymiş, sabri ve semih ben diyorum ki, adamlar Allah vergisi bir yeteneğe sahip ve bu yeteneğin getirisini fazlasıyla kullanıyorlar.. Allah ona boy vermiş (gerisini koyvermiş), doktora (yada bir başkasına) zeka vermiş.. hangisi daha kıymetli? bundan 50 sene önce doktor olmak basketbolcu olmaktan daha değerliyken şimdi tam tersi.. o zaman da basketbolcular doktorlardan daha mı değerliydi?

    sporcuların kazandıkları benim irademi aşan bi durum.. ben formasını almasam, maça gitmesem ne değişir.. ben o kısmında değilim ki.. ben bu oyunu zevk aldığım için takip ediyorum.. bu sektör ilerledikçe dönen paralar artacak ve oyuncuların kazandıklarında artış kaçınılmaz olacak ama ben bunu izlemeyi sürdürcem.. ama onların hakettiklerinden fazla kazandıkları gerçeği değişmeyecek..

    "Semih Erden olabilmek için senin hayat boyu biriktirdiklerini feda edip heba olmuş binlerce insan ne olucak?Onların hesabını kim veriyor?" bu ne şimdi?

    neyse mesajın sonlarına doğru seviye iyice düşmüş.. cevap vermeye gerek yok




  • Eşitlik muhabbetini çıkaran ben değilim , o muhabbeti yapana tepki veren benim.O adamlar 70 milyonda 30,40 kişiye nasip olacak bir yere geldilerse on milyonlarca insanla eşit değiller ve olmayacaklar.Aynı paraları kazanmayacaklar aldıkları helaldir bu kadar basit.Doktor,öğretmen vs. meslekler kalkan olarak kullanılıyor , kıskançlık kalkanı.Zira aynı insanlar üç gün sonra kendilerinin 3,5 hatta 30,50 misli kazanan meslektaşlarına da sallıyorlar.Her doktor bile aynı parayı kazanmıyorken her sektör çalışanı aynı parayı mı kazanacak?Sen kafa patlatıyorum diyorsun bunlar çok ucuz söylemler dediğim gibi senin patlattığın kafayı on milyonlarca insan patlatıyor bi farkın yok.Zaten farklı şekilde kafa patlatanlar ayda 20,30 bin liradan aşağı çalışmıyorlar...

    Uzar da uzar , yapabiliyorsan sen de yap yapamıyorsan yapabileni kıskanma.Konuşmakla yapmak arasında çooooooooooooooooooooookkk fark var.Her zaman söylediğim gibi senin ayarında on milyonlarca insan var bu ülkede ama Semih ayarında 3,5tane , sen de çok çalış sen de 70milyonluk ülkede sadece 3,5 kişinin yapabildiğini yap sen de kazan.Çok basit çalış,başar ve kazan.

    Semih,Sabri örneğini bilerek seçtim ve mesajlarımda her hangi bir seviyesizlik veya hakaret söz konusu değil."Sen milli bir oyuncu veya bahsettiğim noktalara gelmiş biriyle aynı seviyede değilsin , onlarla eşit değilsin senin gibi on milyonlarca var" eğer bunu seviyesizlik olarak algılıyorsan algılama zira bu benim için de geçerli ben de o seviyede değilim.Tek fark benim bunun farkında olmam.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Prerogative

    NBA'de 6 senede 120 milyon $ alanlar var. (Ek olarak sponsor ve reklam gelirleri de vardır.)
    Bizimkiler 1,5 milyon TL alacak kişi başı. Yaklaşık 1 milyon $ sayılır.
    Şampiyona kendi evimizde ve biz bu şampiyonada final oynamışız.

    Hangisi daha çok hakediyor?

    bravo cok iyi yazmışsın dostum.NBA'de çok yüksek paralar dönüyor bunlara bişey denmiyor,bizim takımımız finale cıkmış her oyuncu 1,5 milyon tl alınca suç mu olyor.Başlarım böyle işe alcaklar tabi.Hak etti o takım.Hiç kimsenin de bunu sorgulamaya hakkı yok.
  • hala çok çalış semih ol diyorsun? bu nasıl laf abi bunu bi açıkla ben de sana hak vereyim..

    adama Allah boy vermiş, yetenek vermiş.. bunlar genetik faktörler, sonradan edinilecek kazanımlar değil.. semih erden'in bu seviyeye gelene kadar sarfettiği eforla bir doktorun (doktor laf icabı, genetik mühendisi diyelim) belli bir seviyeye gelene kadar sarfettiği eforu bir tutuyorsan dediğim gibi sen hayatın gerçeklerinden bihabersin.. aradaki fiyat farkı cabası.. ben de farkındayım adamın müthiş bir fiziği olduğunun.. ama Allah vergisi arkadaşım bu.. birinde var diğerinde yok.. semih çok çalışarak mı uzattı boyunu..

    kafa patlatmak ucuz söylemmiş, on milyonlarca insan kafa patlatıyormuş.. sen harbi dediğim gibi ya aksini iddia etsen de ensen kalın, ya da sporcu yakınısın toz kondurmuyorsun..

    aysun kayacı, demet akalın vs kazandıkları parayı hakediyor mu sence? sen şimdi "sen de onun gibi güzel ol sen de kazan" dersin.. tamam abi ilk işim gidip kestirmek olcak..

    özet geçiyorum: semih gibi birinin milyonda bir çıktığının farkındayım.. ama diyorum ki, bu bir Allah vergisi yetenektir.. bu sebeple aldıkları o paraları yaptıkları işin zorluğuna oranla haketmiyorlar ama bunu demem birşeyi değiştirmeyecek, bu düzen böyle gider




  • Ben de aynı şeylerden bahsediyorum zaten , adamın Allah vergisi yeteneği var senin benim yok , o bizden farklı klasmanda olacaktır ve olmalıdır da zaten.Yani eşit değiliz onlarla , Semih Erden asgari ücrete çalışmamalı bizim gibi.

    Sporcu yakını değilim sporun içindeyim her ne kadar spordan para kazanamıyor olsam da.Ben bugün bu durumdayken kimse bana "ya biz senle eşitiz senin de benim gibi ayda 4000tl alman lazım" demiyor aksine "ya sen ne boş beleş işlerle uğraşıyon girsene bi fabrikaya çalışsana sigortan olur ayda 1000tl para alırsın , ne biçim adamsın" diyor.Yarın öbürgün ben bu işte ilerleyip yüksek yerlere geldiğimde "ya oturduğun yerden benim 5,10 mislim para kazanıyorsun" demesini istemem o yüzden şimdi ben demiyorum.
  • şampiyon olsaydık ne diycektin peki?ersana toz kondurmuyosunuz.Adam 2 maçta s.çtı batırdı.Son maçta o boş üçlükleri atsaydı sampiyonduk.O zmnda mı haketmediler diycektiniz?
  • 
Sayfa: önceki 181182183184185
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.