Şimdi Ara

2.İnönü Zaferi (1 Nisan 1921) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
927
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj

  • İlk olarak 1.Dünya savaşında Milli Mücadele'de Mustafa Kemal Paşa'dan sonra en etkin kahramanlığı üstlenmiştir.Büyük taaruz gibi zaferler zaferine büyük zemin hazırlamıştır aldığı muharebelerle.

    Ardından 2.Dünya savaşında usta diplomasi sayesinde bizi hem nazi almanya kölesi olmaktan hemde rus yoldaşı olmaktan kurtararak geleceğimizi tekrar elimize vermiştir.

    Lakin 17 senedir asıl hedeflerinin Mustafa Kemal olduğu şüphesiz vatan düşmanlarının, Atatürk'e dil uzatamadığı için hedefine girmiştir.Kendisini ağzına sakız yapanlardan daha çok bu vatana hizmet etmiştir, asker kökenli olduğu için siyasette zorlanmış Menderes gibi toprak ağalarına karşı kendini halka iyi anlatamamıştır.

    Özetinde ona laf eden ister halk olsun ister şuanki siyasiler ancak postallarındaki çamur olur.

    Bu vatan topraklarında kahramanlar kahramanı İsmet paşam ruhun şad olsun.Mustafa Kemal Paşa ile beraber kurduğunuz bu cumhuriyet her türlü hainliklere rağmen hala dimdik ayaktadır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Long Nightt

    İnönü askerlik icabı gereği 'Mustafa Kemal Paşa'nın bilgisi dahilinde orduyu geriye çekmek zorunda kalmıştı.O dönem ki meclis bunu anlayacak kapasitede değildi.Bu çekilme kararını Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa'nın tek başına verdiğini düşünüyorlardı.Bunun bir bozgun olmadığını,stratejik bir çekilme olduğunu o dönem ki meclise anlatmak çok zordu.Bu nedenle meclistekiler bu çekilmenin sorumlusu olarak Batı Cephesi komutanı olarak İnönü'yü görmüşler ve onu yüce divana vererek asmak istemişlerdir.Yani bir nevi 'kelle' istemişlerdir.Meclisin bu cinnet halini ordunun ve cephenin durumunu iyi bilen o dönem Genelkurmay başkanı olan Fevzi Paşa ve TBMM başkanı sıfatıyla Mustafa Kemal Paşa kendilerini öne atarak engellemiştir.Yani burada birisi bir başka birisini tarih sahnesine çıkarmıyor.Bilakis askerlik icabı gereği yapılan işlemin doğru bir hamle olduğunu anlatma gayesi güdülüyor.

    Ayrıca tarihte anılara dikkatle yaklaşmak gerekir.Kişiler anılarını yazarken dürüst veya objektif olarak davranmayabilirler.Bu nedenle tarihi 'resmi' belgeler ışığında anılar süzgeçten geçirilmeli ve öyle yorumlanmalıdır.Mesela Kazım Karabekir'in anılarında neredeyse tüm herşeyi kendisinin yaptığı yazılıdır.Hatta Musfata Kemal Atatürk'ü ve İnönüyü Milli Mücadeleyi başlatmak konusunda kendisinin ikna ettiğini dahi söyler.

    Kısacası anıları okuyalım lakin tarihi verilerle karşılaştırarak okuyalım.Olduğu gibi doğru kabul etmek büyük hata olur.Zira muhakkak İnönü'nün kendi hatıralarında da Fevzi Paşa için böyle ifadeler ararsak buluruz..
    İnönü hem Atatürk hem de Fevzi Çakmak'a düşmanlık beslemiştir ikisi de İnönü ile araları bozuk şekilde vefat etmiştir.

    Atatürk Cumhurbaşkanlığı'nı Fevzi Çakmak'a teklif etmiştir ancak kabul etmemiştir.

    Atatürk'ün vefatından sonra da Cumhurbaşkanlığı Fevzi Çakmak'a teklif edilmiştir yine reddetmiştir.

    İsmet İnönü Fevzi Çakmak'ı hasta yatağında ziyaret etmek istemiş Fevzi Çakmak reddetmiştir.

    Fevzi Çakmak vefat ettiğinde devlet radyosu hiçbir şey olmamış gibi normal yayınına devam etmiştir.




  • Ezbere tarih anlayışı olmaz.İlk önce şu söylediklerinizi sorgulamanızı öneririm.

    İnönü Atatürk'e düşman olsa Atatürk'ün tüm hayatı boyunca başbakanlığını yapamazdı.Dahası o vefat ettikten sonra da Cumhurbaşkanı olamazdı.Zira buna ne TSK ne de TBMM izin vermezdi.İnönü'nün Atatürk'ün vefatından sonra kolayca Cumhurbaşkanı seçilebilmesinin nedeni Atatürk'ün kendisi yerine halef olarak 'yaşarken' onu seçmiş olmasıdır.Bir dönem Atatürk ile anlaşmazlık yaşaması onun Atatürk ile düşman olduğu anlamına gelmez.Nitekim Atatürk'ün hastalığı ortaya çıkınca ikisinin arası düzelmiştir.Eğer İnönü Atatürk'e düşman olsaydı diğer Atatürk'e muhalif olan Kazım Karabekir,Rauf Orbay,Ali Fuat Cebesoy gibi çoktan siyasetten silinir giderdi.

    İkincisi Fevzi Çakmak o dönem genelkurmay başkanıydı.Bu görevi 1923-1944 yılları arasında icra etmiştir.1944 yılında 68 yaşındayken yaş haddinden dolayı görevinden emekli olarak ayrılmıştır.1950 yılında da vefat etmiştir.Görüldüğü üzere Fevzi Çakmak 1938 yılında yani Atatürk vefat ettiğinde ordunun başındadır.Eğer İnönü Atatürk'e düşman olsaydı ne pahasına olursa olsun onun iktidara geçmesini önlerdi.Dahası İnönü Fevzi Çakmak'a karşı hasmane tutum takınıyor olsaydı iktidara gelir gelmez onu genelkurmay başkanlığından alır daha erken bir tarihte emekliye sevk ederdi.

    Fevzi Çakmak emekli bir asker olarak vefat etti.Doğal olarak şaşalı cenaze törenlerine gerek görülmemiş olabilir.Bugün dahi vefat eden emekli genelkurmay başkanı şaşalı törenlerle defin edilmez.Dahası Fevzi Çakmak vefat ettiğinde tarih 10 Nisan 1950 idi.O dönem ise tüm Türkiye genel seçimlere odaklanmıştı.Nitekim onun vefatından sadece bir ay dört gün sonra yani 14 Mayıs 1950'de DP tek başına iktidar olmuştur.Yani siyasi alanda büyük çekişmelerin ve yarışın olduğu bir dönemde Fevzi Çakmak vefat etmiştir.Böyle bir ortamda Fevzi Çakmak'ın vefat olayı basında pek yer bulamamış olabilir.

    Son olarak İnönü üzerinden Atatürk'e saldıranların en büyük özelliği onun sanki Atatürk'e düşman gibi gösterme gayretidir.Amaçları İnönüyü 'günah keçisi' yapmak ve onun üzerinden Cumhuriyeti ve Laikliği hedef almaktır.Bu oyuna gelmemenizi tavsiye ederim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Long Nightt

    Ezbere tarih anlayışı olmaz.İlk önce şu söylediklerinizi sorgulamanızı öneririm.

    İnönü Atatürk'e düşman olsa Atatürk'ün tüm hayatı boyunca başbakanlığını yapamazdı.Dahası o vefat ettikten sonra da Cumhurbaşkanı olamazdı.Zira buna ne TSK ne de TBMM izin vermezdi.İnönü'nün Atatürk'ün vefatından sonra kolayca Cumhurbaşkanı seçilebilmesinin nedeni Atatürk'ün kendisi yerine halef olarak 'yaşarken' onu seçmiş olmasıdır.Bir dönem Atatürk ile anlaşmazlık yaşaması onun Atatürk ile düşman olduğu anlamına gelmez.Nitekim Atatürk'ün hastalığı ortaya çıkınca ikisinin arası düzelmiştir.Eğer İnönü Atatürk'e düşman olsaydı diğer Atatürk'e muhalif olan Kazım Karabekir,Rauf Orbay,Ali Fuat Cebesoy gibi çoktan siyasetten silinir giderdi.

    İkincisi Fevzi Çakmak o dönem genelkurmay başkanıydı.Bu görevi 1923-1944 yılları arasında icra etmiştir.1944 yılında 68 yaşındayken yaş haddinden dolayı görevinden emekli olarak ayrılmıştır.1950 yılında da vefat etmiştir.Görüldüğü üzere Fevzi Çakmak 1938 yılında yani Atatürk vefat ettiğinde ordunun başındadır.Eğer İnönü Atatürk'e düşman olsaydı ne pahasına olursa olsun onun iktidara geçmesini önlerdi.Dahası İnönü Fevzi Çakmak'a karşı hasmane tutum takınıyor olsaydı iktidara gelir gelmez onu genelkurmay başkanlığından alır daha erken bir tarihte emekliye sevk ederdi.

    Fevzi Çakmak emekli bir asker olarak vefat etti.Doğal olarak şaşalı cenaze törenlerine gerek görülmemiş olabilir.Bugün dahi vefat eden emekli genelkurmay başkanı şaşalı törenlerle defin edilmez.Dahası Fevzi Çakmak vefat ettiğinde tarih 10 Nisan 1950 idi.O dönem ise tüm Türkiye genel seçimlere odaklanmıştı.Nitekim onun vefatından sadece bir ay dört gün sonra yani 14 Mayıs 1950'de DP tek başına iktidar olmuştur.Yani siyasi alanda büyük çekişmelerin ve yarışın olduğu bir dönemde Fevzi Çakmak vefat etmiştir.Böyle bir ortamda Fevzi Çakmak'ın vefat olayı basında pek yer bulamamış olabilir.

    Son olarak İnönü üzerinden Atatürk'e saldıranların en büyük özelliği onun sanki Atatürk'e düşman gibi gösterme gayretidir.Amaçları İnönüyü 'günah keçisi' yapmak ve onun üzerinden Cumhuriyeti ve Laikliği hedef almaktır.Bu oyuna gelmemenizi tavsiye ederim.
    Benimki ezbere ise sen neye dayanarak söylüyorsun bunları Atatürk halef seçmedi Fevzi Çakmak kabul etmeyince seçmek zorunda kaldı. Şu yazıyı okumanı öneririm.
    www.hurriyet.com.tr
    Çakmak, cumhurbaşkanlığını üç kez neden reddetti
    https://www.hurriyet.com.tr/gundem/cakmak-cumhurbaskanligini-uc-kez-neden-reddetti-64720




  • Zira tarih bölümü okurken bizlere şahısların hatıralarını gerçekçi bakış açısı ile değerlendirmemizi öğrettiler.Çünkü çoğu şahıs kendi anılarını yazarken bazen kendisini aşırı derecede yüceltir bazen ise çevresindekileri yerin dibine sokar.Bu nedenle şahısların kaleme aldıkları anılar çoğunlukla objektif olmaz.Mesela deli raporlu Rıza Nur'un Atatürk ve İnönü hakkında akla hayale gelmeyecek türlü iftiraları kendi anı kitabında anlatmıştır.Bugün Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının başucu kaynak kitabı Rıza Nur'un Cumhuriyet rejiminde dışlanmasının vermiş olduğu öfkenin etkisi ile büyük bir kinle yazmış olduğu bu anı kitabıdır.Sizin bakış açınıza göre Rıza Nur'un anlattıklarını gerçek olarak mı kabul etmemiz gerekir?

    Nitekim paylaştığınız yazının bir bölümünde de '' Fevzi Çakmak'ın yeğeni Ahmet Çakmak, 1975'te, yani amcasının 25. ölüm yıldönümünde, ondan dinlediklerini gazeteci Murat Sertoğlu'na anlatmış ve bu hatırát tam 40 gün boyunca tefrika edilmişti. Cumhuriyet tarihinin sisler arasında kalan yıllarına ilişkin önemli ayrıntılar ihtiva eden bu hatıraların ne kadarının gerçek, ne kadarının hayal dünyası ürünü olduğunu bilmek mümkün değil elbette.' deniyor.Yani bu hatıralar doğrudan Fevzi Paşa kaleme almamış yeğeni Ahmet Çakmak kaleme almış.Bu sizin dikkatinizi hiç mi çekmedi?Dahası İnönü vefat ettikten iki yıl sonra Ahmet Çakmak Fevzi Paşa'ya ait olduğunu ileri sürdüğü hatırları yayınlayarak İnönü'ye kendisini savunma fırsatı bile vermemiş.Dahası Fevzi Paşa'ya ait olduğu ileri sürülen sözlerin gerçekten ona ait olup olmadığı bile belli değil zira ölümünün 25.yılında bu kitap yayınlanmış.Ne İnönü ne de Fevzi Paşa bu konu hakkında konuşacak durumda olmadığı anlaşılıyor zira ikisi de söz edilen kitap yayınlandığında vefat etmiş bulunuyorlardı.Doğal olarak bu söylenenler tarihçiler için ancak ''dedikodu''dan öteye geçmez ve ciddiye alınmaz.

    Resmi belgeler ve olaylar bizlere İnönü'nün Mustafa Kemal Paşa'nın halefi olarak onun vefatından sonra TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin II.Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini,o dönem Türk ordusunun başında olan genelkurmay başkanı olan Fevzi Çakmak'ın bunu kabul ettiğini ve İnönü döneminde 1944 yılına kadar bu görevi sürdürdüğünü en nihayetinde yaş haddinden dolayı da emekli olduğunu gösteriyor.Bunun dışında söylenenler sadece dedikodudur ve ciddiye alınmaz...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: EjderLefLef

    Tarihi deli raporu olan feslinin birinden öğrenmeye kalkarsanız böyle olur...

    Maymuna fes giydirmişler kendini alim sanıp herkesi kafir ilan etmiş!!! (Fas Atasözü)

    Alıntıları Göster
    Laf anlatmaya çalıştığın adam şu haberlere inanan low IQ tayfa zaten :D

    2.İnönü Zaferi (1 Nisan 1921)




  • EjderLefLef kullanıcısına yanıt
    Fesli nin ilmini anlamanız mümkün değil. Insanın raporlu deli olması sevilmeye engel değil.
    Ama heykele puta tapıp, 60 yıldır bir kabirden medet uman ZIR CAHILLERE söylenecek pek birşey kalmıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mustakil_Yazar

    Fesli nin ilmini anlamanız mümkün değil. Insanın raporlu deli olması sevilmeye engel değil.
    Ama heykele puta tapıp, 60 yıldır bir kabirden medet uman ZIR CAHILLERE söylenecek pek birşey kalmıyor.
    Her türlü mahlukat sevilebilir bu sizin seçiminiz. Yalan yanlış bilgileri de ilim olarak görebilirsiniz. Ama biz heykele puta tapmıyoruz. Tabii her gördüğü yere çaput bağlayıp ölüden medet uman bir zihniyete de bunu anlatamazsın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi EjderLefLef -- 5 Nisan 2020; 1:27:55 >
  • Mustakil_Yazar kullanıcısına yanıt
    Kurtuluş savaşı yıllarında savaşa karşı olan, düşmana teslim olmak Allah'ın isteğidir diyen, uçaklardan atılan düşman bildirilerini halka dağıtan, işgal altındaki yerlerde vatanla birlikte karısını kızını da düşmana peşkeş çeken bir güruh vardı. O yüzden "yalan" istiyorsan ninelerine dedelerini soracaksın...
  • Atatürk heykellerini 'put' sananların zihniyetinin türbelere gidip türbe taşlarını yalaması da ayrı bir tartışma konusu...

    Bu ülkede tek putçular türbelere gidip mezar taşlarını yalayıp çaput bağlayanlardır.

    Bu nedenle bu kafaların Atatürk heykellerini put sanması,Anıtkabiride dini merkez sanmaları normaldir zira adamların tüm hayatı putlarla çevrilidir.Kendileri putsuz yapamadıkları için herkesin bir puta tapındığını düşünürler...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 5 Nisan 2020; 3:25:1 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Long Nightt

    Atatürk heykellerini 'put' sananların zihniyetinin türbelere gidip türbe taşlarını yalaması da ayrı bir tartışma konusu...

    Bu ülkede tek putçular türbelere gidip mezar taşlarını yalayıp çaput bağlayanlardır.

    Bu nedenle bu kafaların Atatürk heykellerini put sanması,Anıtkabiride dini merkez sanmaları normaldir zira adamların tüm hayatı putlarla çevrilidir.Kendileri putsuz yapamadıkları için herkesin bir puta tapındığını düşünürler...
    Boşuna kasma. Türbe taşı yalamak ta, caput bağlamak ta putculuktur.
    Burada boşuna vakit kaybı yapmayayım.
    Size selamet dilerim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 88mph 8 kullanıcısına yanıt
    Birde o Mustafa Kemal'e inanmayın yardım etmeyin, görüldüğü yerde ölü yada diri teslim edin yazan padişah mühürlü bildiriler Anadoluya yunan uçaklarıyla dağıtıldı bak yunan!.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.