Şimdi Ara

Yalnız bir savaş kruvazörünün hikayesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
1.222
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj


  • Savaş kruvazörü SMS Goeben' in eşsiz bir hikayesi vardır. Ayrıca, hiç bir savaş kruvazörünün, onun rekorunu kıracak kadar uzun bir yaşamı olmamıştır. Yavuz, (eski adıyla SMS Goeben) Birinci Dünya Savaşı' na üç yıl kala denize indirildiği 1911 yılından, 1976 yılına kadar tam 65 yıl denizde kalmayı başarmıştı.

    Yavuz, dünyada bir imparatorluğun kaderini değiştiren ve bir dünya savaşının gelişimini, sonuçlarını etkileyen yegane savaş gemisidir.



    Amiral Wilhelm Souchon ve Türk Subayları Yavuz' un güvertesinde

    SMS Goeben' in omurgası 12.08.1090 tarihinde, Hamburg' daki ünlü Blohm und Voss tersanesinde kızağa konmuştu. Büyük Alman generali von Goeben' in adı ile onurlandırılan gemi, daha sonra 28.03.1911 de denize indirilmiş ve ardından 02.07.1912 tarihinde yapımı tamamlanarak Alman İmparatorluk Donanması' na
    katılmıştır. SMS Goeben, 1911 yılına kadar denize indirilmiş bulunan dördüncü Alman savaş kruvazörü olup, SMS Moltke sınıfındandır. Bu sınıftan sadece iki gemi (SMS Moltke ve SMS Goeben) denize indirildi.

    Ağır tonajlı savaş kruvazörü SMS Goeben, zamanının en hızlı ve güçlü gemileri arasındaydı. Üzerinde ünlü 28 likleri (ana topları) de dahil olmak üzere 34 top taşıyordu ve 1000 in üzerinde mürettebatı vardı. Goeben' in topları son derece güçlüydü ve azami atış menzili 23.700 metreydi.



    Goeben' in ikinci bacası ve sancak kanat tareti

    1914 yılı yazında, Birinci Dünya Savaşı' nın başlamasından az önce, Kaiser' in Alman İmparatorluk Donanması' nın Akdeniz' de sadece iki etkili gemisi vardı.
    Bunlar, Amiral Wilhelm Souchon komutasındaki SMS Goeben ile SMS Breslau hafif kruvazörü idi. Breslau, bir hafif kruvazör olması nedeniyle Goeben kadar güçlü bir gemi değildi. Üzerinde 12 adet 4 inçlik ana topu vardı ve 370 kişiden oluşan bir mürettebata sahip bulunuyordu.

    01.081914 tarihinde Amiral Souchon, Almanya' nın önce Rusya ve Ardından da Fransa ile savaşa girdiğini bildiren bir mesaj aldı. Amiral, bunu takiben Fransa ile söz konusu olan savaş durumu kapsamında görevlendirileceği operasyonlar konusunda çeşitli gizli emirler alacaktı. Kendisine daha sonra emrindeki her iki
    gemi ile Cezayir' de bulunan Fransız deniz üslerine karşı bir saldırıya girişmesi emredildi. Bu saldırıdan sonra, ikinci görev olarak Kuzey Atlantik' te bulunan Alman Açık Deniz Filosu' na katılması isteniyordu.

    Fakat bu sırada, Goeben' in ana makianalarında ve kazan dairesinde muhtelif teknik sorunlar başgöstermişti. Henüz bu sorunlar giderilememişken Amiral bu kez de, Cezayir' e yapacağı saldırı sonrasında batıya, okyanusa değil de, doğu istikametine, yani doğruca Osmanlı sularına doğru hareket etmesi yönünde yeni
    bir emir aldı. Bu çok gizli emirde, henüz tarafsız durumda bulunan fakat Alman sempatizanı olan Osmanlı hükümetini savaşa çekmesi isteniyordu.

    Emirlere harfiyen uyan Souchon, ilk önce Fransız üslerine karşı bir saldırıya girişti. 01.08.1914 tarihinde Phileppe ve Bona' daki Fransız koloni limanlarını topa tuttuktan sonra, Goeben ve refakatindeki Breslau, Osmanlı sularına sorun çıkmadan ulaşmalarını sağlayacak miktarda kömür almak üzere İtalya' ya doğru
    hareket ettiler. Fakat tam da bu sırada, İngiliz Donanması Akdeniz Filosu' na bağlı gemiler onları aramaya başlamışlardı.

    İngiliz Donanması Akdeniz Filosu komutanı olan sir Berkeley Milne, Goeben ve Breslau' yu takip etme emri almış bulunuyordu ve İngiltere' nin Almanya ile bir savaşa girmesi durumunda bu gemilere karşı saldırı düzenleyecekti.

    Emirleri alan sir Milne, komutası altında bulunan iki güçlü savaş kruvazörü HMS Indefatigable ve HMS Indomitable' a her iki Alman gemisini araştırma görevi verdi. Böylece iki taraf arasında bir ölüm yarışı başlamış oluyordu. Fakat SMS Goeben ve Breslau, üstün hızları sayesinde İtalya' nın Messina Limanı' na tam
    zamanında ulaşmayı başardılar. Goeben' in kazanlarındaki soruna rağmen bu hıza çıkabilmesi üyük bir başarıydı.

    Goeben ve Breslau Messina' da bulunan Alman kömür gemilerinden kendilerin Türk sularına rahatlıkla götürecek miktarda toplam 1500 ton kadar kömür ikmali yaptılar. Fakat her iki Alman gemisinin kömür ikmali devam ederken, İngilizler yetişmişler ve kendilerini limanın açıklarında, Messina' nın batısında beklemeye
    başlamışlardı. Fakat Souchon, her ne olursa olsun şansını denemeye karar verdi. Türk sularına doğru hareket edecek ve mecbur kalırsa İngiliz gemileri ile savaşacaktı. Fakat, yine de bazı taktikler kullanmak ve gemilerinin yüksek hızından yararlanmak kaydıyla onların elinden kurtulma şansı da vardı. Fakat
    buna rağmen Souchon, Osmanlı sularından 1000 mil uzaktaydı ve oraya güven içinde ulaşması pek de kolay görünmüyordu.

    Durumu hızla değerlendiren Amiral, kararını verdi. Kumarı oynayacak ve Türk sularına ulaşmak için elindeki kozları kullanacaktı.

    Amiral Souchon, 05.08.1914 gece yarısı yeniden denize açıldığında, İngiltere ile Almanya arasında savaş başlamış bulunuyordu. Yapabileceği yegane şey ise kendisinden çok daha güçlü durumdaki İngiliz savaş fiolsundan kaçmaktı. Bu filoda iki savaş kruvazörü dahil ondan fazla gemi vardı. Fakat, Goeben ile hafif
    kruvazör Breslau, limanı terkederlerken karşılarında kendilerini bekleyen İngiliz gemilerini bulacaklarını uman mürettebat, garip bir şekilde, Milne' in gönderdiği tek gemi olan HMS Gloucester ile karşılaştılar. Bu İngiliz gemisi, ay ışığında her iki Alman gemisini belirleyerek İngiliz komutanına düşman gemilerinin doğu
    rotasında ilerlemekte olduklarını haber verdi.

    O sırada Goeben' de İngiliz gemisini farketmişti fakat Souchon Gloucester' in üzerine gitmeyi ve ateş açmayı uygun bulmadı. Çünkü hem kaybedecek zamanı yoktu, hem de Goeben' in makinalarını zorlamak istemiyordu. Bunun yerine İngiliz' lerin radyo mesajlarını bozmaya çalıştı. Fakat, sabaha doğru hızını iyice
    arttıran ve Alman gemilerine yaklaşan Gloucester uygun menzile girince ateş açtı. Alman gemileri kısa sürede ateşe karşılık verdiler fakat her iki taraf ta hiç bir isabet kaydedemedi.

    Seyir sırasında, Amiral E.C. Troubridge komutasında olan dört gemilik diğer bir İngiliz filosu da her iki Alman gemisini görmüş ancak bu gemilerin hiç biri SMS Goeben ile boy ölçüşebilecek güçte olmadığından saldırıya geçememiştir. Ama yine de Troubridge daha sonra bu davranışı nedeniyle harp divanına verilmiştir.
    Goeben' in üstün top atış gücü ve menziliyle, ağır mermileri karşısında yapacak fazla bir şey yoktu. Yaşanan bu olayların ardından, Amiral Milne toparlanıp hızla Türk sularına dümen kırmış ve iki savaş kruvazörünü de bölgeye gönderme kararı almışsa da artık çok geçti. Goeben ve Breslau Çanakkale' ye neredeyse
    varmak üzereydi.

    10 Ağustos 1914 tarihinde SMS Goeben ve SMS Breslau, şafak sökerken Türk sularına ulaşmış ve Çanakkale Boğazı önüne gelmiş bulunuyorlardı. Goeben ve refakatindeki kruvazör, binlerce millik uzun bir yolculuğun bütün yorgunluğunu üzerlerinde taşımaktaydılar. Peşlerindeki İngiliz gemileri hala onları yakalamaya
    çalışıyorlardı ama artık ellerinden kaçırmışlardı. Bu fiyasko aynı zamanda Milne için kariyerinin sonu anlamına geliyordu. Kısa bir süre sonra, Türklerle yapılan görüşmeler gerekli vizenin verilmesiyle sonuçlanacak ve her iki Alman gemisi Çanakkale Geçidi' ne girecek, oradan da İstanbul Limanı' na ulaşacaklardı.




    Yavuz ( Goeben ) harekete hazır durumdayken

    Goeben ve Breslau' nun İstanbul' a güven içinde gelip demir atmalarının hemen ardından, Alman diplomatlar, Osmanlı yöneticilerine İngiltere' ye sipariş edilmiş bulunan iki yeni dretnota (Sultan Reşat ve Sultan Osman) İngiliz hükümetince el konulmuş bulunulduğu ve İngiliz' lerin sözleşmeyi bozmuş olduğu yönünde hatırlatmada bulunmuşlardı. Gerçekten de İngiliz Amirallik Dairesi ve Yüksek Deniz Lordluğu savaş durumunda bu gemilere ihtiyaç olacağı düşüncesiyle el konulmasına karar vermiş ve Türklere satmaktan vazgeçmişti. Fakat şimdi bir fırsat vardı ve Alman İmparatoru Wilhelm, Osmanlı' lara iki yepyeni ve üstün
    gemi sunmaktaydı.

    SMS Goeben' in yeni adı : Yavuz



    Alman İmparatorluk Donanması' na bağlı SMS Goeben ve SMS Breslau, 10 Ağustos 1914 sabahı Çanakkale Geçidi' ne varıyor.

    Bu son derece cazip teklifin yapılmasından sadece bir kaç saat sonra, Enver Paşa hükümeti her iki gemiyi de satın almaya karar verdiler. İngiliz' lerin sipariş edilmiş ve hatta parası da ödenmiş bulunan iki gemiye el koyması üzerine çok zor durumda kalan Osmanlı Devleti, bu duruma iki eliyle birden yapışmıştı. Fakat
    Alman mürettebat yapılan sözleşme gereğince gemilerdeki görevine devam edecekti. Amiral Souchon ise Osmanlı Donanması Büyük Amiralliğine atandı ve gemilerin adları Yavuz Sultan Selim ve Midilli olarak değiştirildi.

    Bütün bu tarihi olayların ardından, onarıma alınan Goeben' in kazanlarındaki sorunlar giderilmiş ve savaş kruvazörü Osmanlı Donanması' nda bulunan diğer gemilerle birlikte savaşa hazır hale gelmişti. Amiral Souchon kısa sürede Yavuz, Midilli, Hamidiye, Mecidiye ve çeşitli destroyerlerden oluşan bir savaş filosunu
    meydana getirdi. Bu hazırlıklar sürerken bir yandan da Osmanlı Devleti, Rusya ile kozlarını paylaşmaya, yani savaşa girmeye hazırlanıyordu. Enver Paşa, ezeli düşman Rusya' yı yenerek büyük topraklar elde etmek hayalindeydi. Marmara Denizi ve Karadeniz' de yapılan bir sürü hazırlık ve tatbikatların ardından, Amiral
    Souchon tekrar açık denize açılacak ve bu defa Rus limanlarını bombardıman etmek üzere hareket edecekti.


    Önemli Rus Limanlarının Topa Tutulması

    29.10.1914 sabahı, şafak sökerken Türk savaş gemileri Rus limanlarını topa tutmaya başladı. Özellikle Yavuz, Sivastopol limanı üzerine yoğun bir topçu ateşi açtı ve bu arada Prut adlı bir mayın dökme gemisini de batırdı. Ayrıca Teğmen Puschin adlı bir destroyeri de kullanılmaz hale getirdi. Kısa bir süre sonra Yavuz Mariupol' dan Sivastopol' a doğru yol almakta olan bir ticaret gemisine de Balaklava açıklarında rastladı ve ele geçirdi. Ayrıca, 29.10.1914 gecesi Kertch Geçidi çıkışına 60 kadar mayın döşeyerek Yalta ve Kazbek adlı Rus gemilerinin batmasına neden oldu.

    Yavuz' un 280 mm çaplı ağır mermileri liman tesislerine büyük zararlar vermiş, bir çok önemli yapıyı yerlebir etmişti. Bu arada isabet alan bazı cephanelikler de havaya uçtu. Sivastopol ve Odessa' nın bombardımanı sırasında, Rus kıyı savunma bataryaları tarafından Türk gemilerine baraj ateşi açılmışsa da önemli bir hasar oluşmamıştır. Bu atışlardan sadece Yavuz iki isabet almış ve hafif zararlar oluşmuştur. Mermilerden biri ikinci bacaya, diğeri ise güverteye isabet etmiş fakat geminin zırhını delememiştir.

    Bu operasyonların ardından, 30 Ekim 1914 tarihinde Rus Çarlığı, arkasından da İngiltere ile Fransa Osmanlı Devleti' ne savaş ilan ettiler. Böylece eski bir imparatorluğun kaderi de tayin edilmiş oluyordu. Savaş ilanının ardından, bazı Rus pre-dretnotları ile zırhlı kruvazörleri derhal Türk Limanlarına hareket ettiler ve bazı önemli limanları bombaladılar. Fakat Souchon komutasındaki Osmanlı savaş filosu böyle bir saldırıyı bekliyordu ve hemen yine denize açıldı.


    Cape Sarych Deniz Savaşı

    Renkli yaşamı süresince Yavuz' un belki de en önemli savaşı Cape Sarych Deniz Savaşı olarak bilinen çarpışmadır. Türk limanlarına karşı yapılan Rus saldırısının ardından Souchon, Yavuz ve Midilli ile, vakit kaybetmeden eski ve daha yavaş olan Rus zırhlılarına karşı bir hareket başlatmayı uygun bulmuştu. Bu kez Yavuz' un karşısında Amiral Andrei Avgustovich Ebergard komutasındaki Rus Karadaniz filosu bulunuyordu. Fakat Rus gemilerinin sayıca üstünlüğüne karşılık Yavuz ve Midilli' ye göre çok düşük olan hızları büyük bir dezavantajdı. Bu gemiler, savaş kruvazörlerinin özellikle yok edeceği türden hedefler olarak biliniyordu. En hızlı olan Rus pre-dretnotu dahi Yavuz' dan 10 mil daha yavaştı Yine de sayıları çoktu ve bazıları daha büyük çaplı toplara sahipti. Bu gemiler arasında Evstafy, Ioann Zlatoust, Rostislav, Panteleimon ve Tri-Sviatitelia adlı
    dretnot öncesi zırhlılar vardı.

    Souchon' un çıkışının ardından, 17.11.1914 öğleden sonrası Türk ve Rus savaş filoları birbirlerini belirlediler. Bir keşif sürecinin ardından gemiler savaş hattı boyunca dizildiler. Yavuz, Midilli' nin desteği altında borda atışı yapabilmek için hızla sancak tarafına dönerken, Rus gemileri de tek sıraya dizildiler. Rus Amiral Ebergard, savaş kruvazörünün üstün hızı ile başedemeyeceğini bildiği için gemilerini olabildiğince yaymaya çalışarak Yavuz' un ateşini tek bir noktaya toplamasına engel olmak istiyordu. En önde sancak gemisi Evstafy, arkasında ise sırayla Ioann Zlatoust, Rostislav, Panteleimon ve Tri-Sviatitelia yer alıyordu Bu gemilere destek veren her iki tarafa ait destroyerler de kanatlarda dizilerek torpil saldırısı için vaziyet kollamaya başladılar.

    Karşılıklı menzil 8000 yardaya düşünce Rus Amiral ateş açma emri verdi.Bunun üzerine ilk olarak Evstafy iki salvo ateş açtı ve Cape Sarych Savaşı başladı. Bu ateşi takiben Yavuz 28 likleriye borda ateşi açtı. Yavuz' un 28 santimetrelik ağır toplarından açılan salvo ateşi sonucu yaklaşık 4 ton ağırlığında çelik ve güçlü patlayıcılar infilak ediyordu. Evstafy kısa sürede isabet aldı ve gemide yangın
    çıktı. Ayrıca iki topu hasar gördü.

    Fakat Rus gemilerinin atışları da oldukça isabetliydi. Souchon bir yandan 280 likleriyle Evstafy' i döverken 15 santimlik toplarını da diğer gemilerin üzerine çevirdi. Bu arada Midilli de destek ateşi veriyor ve düşman gemilerinin Yavuz'a ateş teksif etmelerini önlemeye çalışıyordu. Fakat ilerleyen dakikalarda savaş
    kruvazörü 12 inçlik mermilerle vuruldu, 150 santimlik iki taret saf dışı edildi ve yangın çıktı. Petty officer' lar yangının olduğu bölmelere su pompalayarak hızla tehlikeyi bertaraf etmeye çalışırken, Evstafy' nin diğer mermisi iskele güverte zırhını delerek içerde infilak etti. Yavuz' un iki bölmesi çöktü ve birçok denizci
    öldü.

    Bu durum karşısında Souchon, cephaneliklerin tehlike altına girmesi sonucu harekatı durdurma kararı aldı ve geri çekildi. Bu karar son derece isabetli bir karardı çünkü Jutland Savaşı' nda bu nedenle 3 İngiliz savaş kruvazörü havaya uçmuştu. Savaş sonunda her iki tarafında gemi kaybı olmamasına karşılık, Rus gemileri, özellikle de Evstafy ciddi isabetler almıştı. Yavuz' un da önemli darbe aldığı çarpışma sonucu her iki taraftan çok sayıda denizci ölmüştür.

    Karadeniz' deki Diğer Operasyonlar

    Cape Sarych Savaşı' ndan sonra Yavuz limana geri döndü ve onarıma alındı Bir kaç hafta süren tamirden sonra tekrar denize açılmaya ve savaşmaya hazır duruma gelmişti. 03.04.1914 tarihinde, Odessa - Sivastopol hattında bir Rus ticaret gemisini, Vostochnaya Zvezda' yı batırdı. Böylece bir savaş kruvazörü olarak, asli görevlerinden bir diğerini, düşman ticaret gemilerini yakalayıp batırma görevini yerine getiriyordu. Bu arada Midilli da boş durmamış ve o da Providans adlı başka bir gemiyi batırmıştı. 04.07.1916 tarihinde de Midilli hafif
    kruvazörü, Yavuz' un kalkanı altında Rus asker taşıyıcı gemisi Rokkliff' e saldırdı ve torpilleyerek batırdı. Daha sonra da Sochi Limanı açıklarında Rezvy adlı başka bir gemiyi hasara uğrattı.

    Tüm bu harekatların yanısıra, Yavuz savaşın sonuna kadar diğer gemilerle ve özellikle Hamidiye kruvazörü ile birlikte başka harekatlara da katıldı ve akıncı olarak görev gördü. Bunlardan başka, Çanakkale Savaşları sırasında güçlü İngiliz - Fransız Donanması' na karşı endirekt savunmada bulundu. Yavuz artık o
    günlerde elde kalan son etkili gemiydi ve karşısında yirmiden fazla düşman gemisi vardı. Bu nedenle Souchon gemiyi ölümcül bir tehlikenin içine atmayı uygun bulmadı. Bu çarpışmalarda Yavuz dönemin en güçlü İngiliz dretnotu olan HMS Queen Elizabeth ile top düellosu yapmışsa da her iki tarafın atışlarında isabet kaydedilmemiştir.

    Yavuz' un Barış Dolu Mutlu Yılları

    Birinci Dünya Savaşı sona erdiğinde Yavuz, dünyadaki yegane Alman yapımı savaş kruvazörüydü. Çünkü bütün Alman dretnot ve savaş kruvazörleri, İngiliz Scapa Flow deniz üssünde kendi kendilerini batırmışlardı. Yavuz daha sonraları İkinci Dünya Savaşı' nı da gördü. Ama Türkiye bu savaşa katılmamıştı ve koca
    gemi için herhangi bir tehlike söz konusu değildi. Yavuz yıllarca süren yaşamı boyunca Türk Donanması' nda sancak gemisi olarak görev gördü.

    Bütün bu süre içinde tek üzücü görevi, Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusu büyük önder M. Kemal Atatürk' ün cenazesini taşımak olmuştur. Yaşamı süresince bir çok tatbikata katılmış, yabancı devlet başkanlarını ziyaretlerinde top atışı ile selamlamıştır. Yavuz birkaç kez de havuza alınmış ve modernize edilmişti. Ama
    savaş kruvazörü 1960 lı yıllara gelindiğinde artık yaşlanmıştı ve yorgun düşmüş durumdaydı. Denizlerde geçen yarım yüzyıllık bir hizmet süresi, şanlı Yavuz' u yıpratmıştı.

    Onurlu Bir Kariyerin Sonu

    Yavuz' un yaşından başka bir sorunu daha vardı. Savaş kruvazörü yakıt olarak kömür kullanıyordu. 50 li yılların sonuna gelindiğinde ise, dünyada kömür yakan askeri gemi hemen hemen kalmamıştı. 1960' lı yılların sonunda yaşlı geminin artık ekonomik ömrünü tamamlamış olduğuna karar verildi. Oysa modernize edilerek mazota çevrilme imkanı vardı. Bir çok uzmana göreyse artık zırhlı gemi çağı, savaş kruvazörü ve savaş gemisi dönemi kapanmıştı.

    Yavuz bir süre sonra hizmetten çıkarıldı ve 1971 de hurdaya ayrılarak Haliç' te çürümeye terkedildi. Aslında böyle bir muameleyi hiç bir zaman haketmemişti. Onu bekleyen kötü bir gelecek vardı. Bazı idareciler, son derece cahilce bir karar vererek onun sökülmesine karar verdiler. Bu talihsiz kararın sonunda gemi, 1971 yılında hizmetten çıkarılmış ve sonunu beklemeye başlamıştır.

    Bu bizce çok büyük bir hatadır. Çünkü Yavuz, yaşayan bir deniz müzesi ve bir dönemin, dretnotlar döneminin canlı bir hatırası olabilirdi. O dünyada kalmış olan yegane savaş kruvazörüydü ama ülkeyi o yıllarda yönetenler ! onun büyük kıymetini bilecek kapasitede değillerdi. Yavuz bir yüzer müze olabilir ve gerek yurt içinden, gerekse dışından sayısız insan tarafından gezilebilirdi. Bunun ABD ve İngiltere başta olmak üzere bir çok ülkede örneği vardır. Hatta Yunanistan bile, ünlü gemileri, Averof zırhlı kruvazörünü müze olarak saklamaktadır.

    Ne yazık ki bunlar olmadı.. Yavuz şimdi artık sadece her denizcilik tutkunu Türk için bir anıdan ibarettir. Onun hatırası önünde eğiliyoruz ve üzerinde görev yapmış bulunan herkesi derin saygı ile anarken, sökülmesine karar veren ve sökülmesinde emeği geçen herkesi şiddetle kınıyoruz.

    Onurlu hatırası sonsuza kadar var olacak. Güle güle şanlı Yavuz.

    kaynak :http://battlecruiseryavuz.hypermart.net/index.htm







  • Savaş gemilerimizin müze yapılmaması üzücü. Ancak Yavuz'un hikayesi biraz farklı çünkü Almanlar gemiyi almak için çok büyük baskı yapmışlar. Bizimkilerde gemiyi Almanlara vermemek için hurdaya ayırarak, jilet üretmişler
  • Güncel
  • Ah keşke müze olsaydıda bu şanlı gemiyi görebilseydik
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kırmızı Pervane

    Ah keşke müze olsaydıda bu şanlı gemiyi görebilseydik

    İngilizler bu müze işinden çok ciddi turizm geliri sağlıyorlar...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.