Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Hızlı 
Bildirim
^^^ Blue Blues Bar ^^^ (4. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
quote:
Orijinalden alıntı: heavy metal boy
Blues??
Meraba herkese, videoların yüklenmesi uzun sürüyor bağlantımdan dolayı sanırım, şarkı paylaşmak yerine biraz blues ile ilgili söyleşi edeyim dedi ben de. Öncelikle blues müzik ile ilgili şunu söyleyeyim, geniş bir müzik baya, alt türleri çok, zaman içinde değişmiş/gelişmiş ve bu yüzden de "blues" diyince insanların aklında başka başka şeyler canlanabiliyor. Biz olayın başında gelelim, kelimenin anlamı nedir? Blues, "blue" ile alakalı birşey, ama şu "mavi" anlamına gelen blue değil ha! Böyle sananlar var malesef, mesela blues gamında da "blue note" vardır, adam der ki "mavi nota", notanın kırmızısı, beyazı, mavisi mi var? Ordaki "blue"nun anlamını mesela "I fell blue" cümlesindeki gibidir, "Ben mavi hissediyorum" değil tabiki, "I fell sad" anlamında yani, "Hüzünlüyüm, mutsuzum, efgarlıyam" anlamında. "Blue note" da iki pentatonik sesin arasında kalmış hüzünlü bir ses olduğu için bu ismi almıştır.Blues aslında genelde kulağa mutlu veya nötür gelse de, "African-American"ların yaşadıkları "acı tecrübe"leri dile getirir. Çok eski jazz, blues şarkılarının sözlerine bakarsanız zaten "beyaz adam"a olan kızgınlıklarını dile getirdiklerini anlarsınız. Yani blues bir folk müziktir, folk müzik nedir? Yani halk müziği, hangi halkın? Siyahların, Afro-Amerikan'ların. Türk halkının folk müziği nedir?THM, türküler. Bizim blues'umuz türkülerimizdir, siyahların türküsü blues. Bir yerde bir arkadaş demişti "Ben Aşık Veysel dinleyince blues dinlemiş gibi hissediyorum" yani sonuçta katagorileri aynı, folk müzik, ayrıca Aşık Veysel'in "acı tecrübe"si de var, gözlerinden oluşu, baya blue birisi yani, bir benzerlik olabilir, neden olmasın?
Bu bahsettiğim "acı tecrübe" olayı "Crossroads (1986)" adlı filmde de geçiyor.17 yaşındaki New York'lu genç, Willie Brown'a (mızıkacı) "Ben bir bluescuyum (bluesman)" diyince baya alay konusu oluyor. Willie "Nerelisin?" diyor, çocuk "Long Island, niye sordun ki?" diyor, Willie "Sen bluescu filan değilsin" diyor, çocuk "Ne eksiğim var?" diye soruyor, "Acı tecrübe" cevabını veriyor Willie. Çocuk gitarını çıkarırken Willie "Hey, Long Island'lı bluescu, doğduğun köyle alakalı bir şarkı çalsana, toplama kampındaki o zor günleri anlatan birşeyler çal bana" diye dalga geçiyor. "Blue olmadan blues çalamazsın" demek istiyor yani.
Yine aynı filme (muhakkak izleyin, seyredin veya arkanızı dönüp dinleyin) bir sahne var. Karşılıklı 2 bar var, biri beyaz, biri zenci barı, siyahların barında blues çalıyor, beyaz barında country, bluegrass tadında birşeyler çalıyor sanırım. Yani bu müzik siyah müziği, bu yüzden Eric Clapton'ın, Carlos Santana'nın tarzları farklı.
Kelimenin anlamını öğrendik, blues'un geniş bir tür olması hakkında da daha sonra yazıyım.
Konuyu açan arkadaş ilk mesaja eklerse güzel olur. Yazının en altına da Jimi'den blues'a dair bir söz: ''Blues is an easy thing to play, but hard to feel.''
Enfes 2 parça daha.
-
Neden bu kadar farklı blues türleri var?
Kullanılan enstruman türüne göre değişiyor bu bazen, steel gitar ve mızıka, delta ve chicago blues'da yer alır, boogie woogie pianosuz olmaz, tabi elektro gitarın icadı başlı başına bir olay, önceleri jazzcılar tarafından sadece gitarın sesini yükseltmek için kullanıldı, blues'da yine aynı amaçla kullanıldı, ama ne zaman drive tonları bulundu/geliştirildi, o zaman müzik de değişti, gam aynı gam ama ton başkaydı, sound değişti, çaldığının adı elektric blues oldu, 12 bar blues'u 5'li akorlarla denedi biri, adı rocknroll oldu, klasik jazz'da aslında hiç var olamayan gitar, drive tonun keşfinden sonra çok önem kazandı, ve artık günümüzde belki de gamdan çok tonun önemi olmaya başladı.
Sahip olunan imkanların da etkisi var, ses sistemleri, mikrofonları kaliteli olsaydı blues shouter'lar "shout"mak zorunda kalmazlardı, bu tür de oluşmazdı belki.
Üçüncü ve sanırım en önemli etken doğduğun yer, yaşadıkların, kültürün. Bunlar tabiki müziğine yansıyacaktır. Eric Clapton'ın İngiltere'de, Santana'nın Meksika'da, Yavuz Çetin'in Türkiye'de doğması, memleketlerinin folk müziğinden az/çok etkilenmeleri, kültürleri, tabiki yaptıkları blues'u da değiştirecektir. Blues yapmak için Mississippi doğmak gerekmiyor, ama yaptığın blues da oranınkinden farklı olacaktır. He bu kötü mü? Müzikal çeşitililik için güzel aslında, ama çalmak için bir cover blues grubu arayınca sıkıntı oluyor, çünkü herkes blues yaptığını söylüyor,mesela benim gitar dersi aldığım arkadaşa sorsanız herşey blues, pentatonikte çal, olay bitiyor ona göre.
Blues diyince benim aklıma yumuşak şeyler geliyor, yavaş demiyorum, temposu yüksek olabilir ama distortion kullanılmamalı, alçak gainli bir overdrive olabilir, klavye/piyano, mızıka olursa daha güzel olur. Blues diyince kafamda akustik bir müzik oluşuyor aslında, vokal ağırlıklı, a'ccapella bile olur. Yanlız yanlış anlaşılmasın, blues şarkısı söylemekle blues vokali yapmak 2 farklı olaydır. Akciğerler, kafa boşukları, gırtlak, diyafram bunların hepsi enstrumandır, vokal de bu enstrumanın sesidir. Bu enstrumanlarla çok farklı türde müzikler yapılabilir. Nasıl ki gamları öğreniyor ve mesela gitar üzerinde hangi perdelere basman gerektiğini belirliyorsan, gırtlak enstrumanını da kullanırken hangi notaları çıkarman gerektiğini öğrenmen gerekir, ki ton dışı nota basmayasın. Nasıl ki gitarda legato, slide, naturel harmonic gibi teknikler varsa, gırtlakta da teknikler vardır. Bunları öğrenmeden de vokal yapabilirsin (kulaktan bağlama çalmak gibi) ama bence çok ilerletemezsin. Bu arada blues ilk olarak vokal blues şeklide diye biliyorum, enstrumansız yani. Sebebi de tutsak olan siyah adamın yanında gırtlağından başka enstrumanı olmaması.
Sonraki sayıda görüşürüz.
-
-
-
Blues Brothers diyeyim bırakayım. -
güzel konu takipteyim 
-
-
-
-
-
SRV'yi en çok etkileyen müzisyendir belki kendisi, biraz da BB King'in gölgesinde kalmıştır ama gerçek bir üstad, blues'un 3 kralından biri: Albert King.
Stevie Ray Vaughan'la yaptığı In session albümünü kesinlikle her blues sever dinlemeli. Eric Clapton, Gary Moore gibi blues-rock gitaristlerini de etkilemiştir.
In session dan parçalar.
Albet King & SRV - Matchbox blues
Albet King & SRV - Ask me no questions
,,
-
-
@eskiekşiyazarı
2 kere paylaşılcak şarkıymış demekki
-
quote:
Orijinalden alıntı: heavy metal boy
@eskiekşiyazarı
2 kere paylaşılcak şarkıymış demekki
Öyle tabi.
-
Crossfire harika. -
quote:
Orijinalden alıntı: aspci
Crossfire harika.
Özellikle de solo muhteşem.
-
-
-
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
