Üye Girişi
Bağlan Google+ ile Bağlan Facebook ile Bağlan
Yeni Kayıt
Tüm Forumlar
  • Tüm Forumlar
  • Konu Dışı / Off Topic
  • Konu Dışı
  • Bu Konuda
Şimdi Ara

Yeniden Doğuş(Hikaye)

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü, 1 Mobil
5 sn
4
Cevap
0
Favori
205
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Konuya Özel
0 oy
Öne Çıkar
Cevapla
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yazı yazmayı bir şeyler karalamayı oldukça seviyorum arkadaşlar . Böyle biraz klişe amerikan filmi vari biraz basit bir konu hakkında bir hikaye deneyimi yapmak istedim sonunda. Çok bir şey beklemeyin lütfen ama eğer devam et derseniz devamını da getiricem aklımda bir kurgu var . İlk olacak bu benim için o yüzde yorumlarınız çok değerli teşekkürler.


    Bölüm 1

    Yeni bir gün daha başlıyordu. Yine yeni yeniden aynı şeyleri yapacağı umutsuz ,içine kapanık, herkesten uzak , tüm benliğiyle baş başa yepyeni bir gün daha…
    Sabah sabah bir de annesiyle uğraşmamak adına yatağını topladı, tuvaletin yolunu tuttu. Daha sonra okul kıyafetlerin üzerine geçirerek mutfağa gidip bir şeyler atıştırmaya başladı. Alelacele annesini uyandırmadan sessizce evden dışarı çıktı. Neredeyse dışarıdaki insanların bile onu göremediklerini düşünüyordu. Üstüne üstüne geldiklerini sanki kocaman bir boşlukmuş da insanların üzerine yürüyüp içindeki kocaman yarıktan geçebilecekmiş gibi geliyordu ona. Boynu önüne eğilmiş şekilde bir süre daha yürüdükten sonra okuluna vardı. Kapıdan girer girmez her zamanki kabusu yeniden başlamıştı.Henüz yaklaşan topun farkına bile varamadan onu kafasında hissetti.
    “Ah!”
    “Hahahaha! Millet bakın kimler gelmiş . Günaydın koca oğlan cehennemde bir güne daha hazır mısın?”
    Aldırmadan kafası önüne eğik okul binasına girdi. Bahçedeki serseriler onunla her zaman uğraşmayı hobi haline getirmiş , aslında hiçbir işe yaramayan, egoları tavan yapmış bir avuç et parçalarıydı. Nefes almaları bile gereksizdi. Ancak ondan yüz kat daha popüler bir o kadar daha yakışıklı ve bütün güzel kızları yanında sürükleyen tiplerdi.
    Neden böyle oluyor diye soruyordu sürekli kendisine ancak nedenini kendisi de çok iyi biliyordu. Sürekli bir kendini soyutlama hali, iletişim kurma zorluğu ,utangaçlık, özgüven eksikliği onu bu hale getiren nedenlerden sadece birkaçıydı. Tabi kilosu ve bakımsızlığı da kızların onun için birer ütopya olma sebebiydi. Okul bitince geriye kalan bütün zamanını internette geçirir, fırsat buldukça bir şeyler atıştırır,oyunlarla oyalanır erken saatte de yatağına giderdi.
    İlk dersin bittiğini ifade eden zil çaldığında bütün sınıf dışarıya dağıldı kimisi doğruca basket topuna doğru yol alırken kimisi kantine çevirdi doğrultusunu. Sınıfta geriye tek kişi kaldığında elleri masanın üstünde başı da ellerinin üstünde sıraya kafasını dayarken buldu kendisini. Kendinden geçmek ve ders zili çalmak üzereyken ensesine atılan bir şaplakla aniden irkiliverdi. Okuldaki kabadayıların en babasıydı bunu yapan . Onların kralıydı bir diğer deyişle,ve kolay kolay tahtından indirilemeyecek türdendi.
    “Ne oldu teddycik ayıcık ? Birileri dün gece pek iyi uyuyamamış sanırım.”
    “Lütfen beni rahat bırak . Her gün aynı muameleyi hakedecek ne yapıyorum ki ben sana ?”
    “Bir şey yapman gerektiğini de kim söyledi ki şimdi? Varlığın yaptıklarımın en büyük kaynağı zaten.”
    Tam bir şey söylemeye hazırlanıyordu ki bir anda içini kendisini biraz olsun insan hissettiren o sıcak duyguyla başbaşa buldu. Çok değerli ve anlamlı bir duyguydu bu. Çünkü kimsesiz yapayalnız dünyasında belki hala nefes alıyor olmasının en anlamlı sebebi olabilirdi. Başkaları buna çok anlam veremese dahi kendisi için bu dünyaya tutunma sebebiydi. Bir peri kızıydı onun için. Evet periydi adeta… Başkasının olan ,başkasıyla el ele tutuşan, başkasının omzundan ağlayan, telefonu çaldığı anda onun değil ..başkasının ismini görerek eli ayağına tutuşup heyecanlanan bir peri kızıydı. Kabadayınındı o…
    Bir öpücük kondurdu dudağına peri kızının kabadayı..
    “Hadi sevgilim gidelim artık bu çöplük gibi kokan şarlatanın yanından.”
    Kabadayı’nın teddy’e olan bu öfkesini anlamak mümkün değildi.Çünkü gerçekten ona hiçbir zararı dokunmuyordu . Ancak okulun genel tutumunun teddy’e karşı aynı şekilde olduğunu düşünürsek ortada bir sorun olduğu açıkça belliydi ve bu da teddy’nin ta kendisiydi.Değişmeliydi .Değişecekti…
    O gün yatağına yattığı anda daha önce hiç yapamadığı bir şey yaptı. Çok önemli bir karar verdi.Sevdiği kızı mı elde etmekti amacı yoksa artık görünmezlik pelerinini üzerinden atmanın zamanı mı gelmişti kendisi de o an karar veremedi ancak bildiği tek bir şey vardı ki o da artık ezdirmeyecekti kendisini. Her şey canına tak etmişti ve yeniden doğacaktı doğmalıydı da…



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi __JokeR__ -- 11 Eylül 2012; 4:36:14 >







  • O kadar mi kotu gercekten arkadaslar ya

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • okudum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hols

    okudum

    Valla su an cok kotu oldu ergen dizisi gibi ama ilginc olaylarla gelistirmeyi planliyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    • 
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.
Hizmet kalitesi için çerezleri kullanabiliriz. DH’ye girerek kullanım izni vermiş sayılırsınız.
Anladım Veri Politikamız