Şimdi Ara

Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu (443. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10.293
Cevap
412
Favori
902.132
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
32 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 441442443444445
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    Bunun tartışması geçti mi bilmiyorum ama görüşlerinizi merak ediyorum Ben 5 sayı için indiegogo'da 10 Dolar verdim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: red bull racing

    Beyler:

    İlluminati sembollerinden biri kızıl kadın:



    gezi olaylarının sembolü de kızıl kadın.


    https://store.donanimhaber.com/81/7e/fe/817efed8c761f3def1bbb17d49502355.jpg
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    aynen dostum bu benimde dikkatimi çekti hatta bir kaç gün önce kuzenim bu resimle ilgili facebook ta bişey paylaşmıştı.
    bende dayanamayıp bu kırmızı lı kadının illimunatinin önemli simgelerinden biri olduğunu yazdım altına ondan sonra bana bunu onla ne alakası olduğunu konun bunla alkalı olmadığını değiştirmeyi başka yerlere saptırdığımı felan yazdılar.tabi ben bunları fazla üstelemedim amacımın sadece bilgilendirmek olduğunu felan söyledim.yanlız şundan o kadar eminimki bu olayların arkasında çok ince işler ve hesaplar dönüyor allah sonumuzu hayretsin.
  • @rockonur,analizin guzeldi,bazi insanlar asil oyunlari unutmaya basliyordu,unutmamak lazim,bu dunyada yalnizca HAK ILE BATILIN SAVASI vardir
  • Madem burada konuşmalar seviyeli ve ıvır zıvır video fotoğraf paylaşılmıyor, o zaman bende size bu konudaki fikirlerimi söylemek istiyorum:



    EYLEM NİÇİN BAŞARISIZ OLDU?:


    Eylemciler çok önemli iki yanlış yaptılar.

    Birincisi malum Arınç ın özür dilemesi sonrası basın açıklaması ve bildirisinde yer alan o meşhur 7 madde. İçlerinde mümkün olmayan isteklerin olduğu bu 7 madde halkın desteğini kıran ilk karardır. Bundan sonra destek gün geçtikçe azaldı.

    İkincisi ise gezi parkı nın durumu için hükümetin yargıyı bekleme, sonrasında ise referanduma gidileceği kararıydı ki; artık bundan sonra toplumsal algı eylemin bitirileceği yöndeydi. Ne oldu yine Taksim paltfor mu, yine yanlış bir karar : "eyleme devam edeceğiz". Artık bu noktadan sonra halkın büyük kısmı desteğini çekti, çekmeklede kalmadı öfkelendi.

    Eylemciler bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar illagal örgüt muamelesi görecekler. Bu halk tarafından böyle algılanacak artık. Toplumsal bakışa göre artık eylemin meşru tarafı kalmamıştır.

    Eylemin gücünü kıran yan unsurlardan biriside; " devamlı olarak eylemin amacının başka olduğu " vurgusu. Bu vurgu eylemi çevre duyarlılığından uzaklaştırmakla kalmadı aynı zamanda: "Amaç nedir " diye sorulduğu zaman her kafadan ayrı bir ses çıktı. Niye böyle oldu çünkü aşırı uçlar eylemin sözcüsü, ılımlı tarafta eylemin destekcisi durumunda kaldı. Sözcülerin söylediği eylemin sesi olduğu içinde pasif destekcilerde haklı olarak suçlandılar çünkü sözcülerinin arkasından gitmekle onların kararlarının , söylediklerinin arkasında olduklarını fikirsel olarak olmasada bedensel olarak ifade etmiş oldular. Bunlarda eylemin başarısız olmasındaki yan unsurlardı.

    Eylemin bir sonuca ulaşması mümkün değildi çünkü; "eylemin ortak bir aklı, bir eylem planı yoktu" . Bu akılsız ve plansız durum rüzgar ne taraftan estiyse eylemi o tarafa sürükledi. Kimi zaman siyasi mesaj verenlerin tuzağına düştüler, kimi zaman dış basının kışkırtmalarına alet oldular, kimi zaman içlerindeki anarşik grupların çıkarına iş yaptılar, kimi zamanda hükümetin istediği gibi davrandılar.... Yani rüzgar ne taraftan estiyse öyle.... Bunlar olurkende başka devletlerin Türkiye üzerindeki sinsi planlarıda bir taraftan işliyordu... Hele çarşı grubunun bu olaylara alet olup, aktif rol alması ise işin hem komik ve düşündürücü yanlarından biriydi.

    İşin bir başka tarafıda katlımcıların hareket eden, yakıp yıkan, düzensiz ve amaçsız hareket eden tarafını oluşturan kişilerin;" çocuk " dediğimiz 15-20 yaşlar arasındaki kişilerin oluşturmasıydı. Bu grup herkes tarafından kullanıldı. Bu çocuklar o kadar kontrolsüz hareket ediyordu ki; " eylemin ana mesajına(!) " aykırı hareketlerle eyleme zarar veriyorlardı.

    Aş. fotoğraflar bir fotoğraf sitesinden alınmadır: Buyurun Ergenlerin marifetlerini

    Sitede diğer fotoğraflara bakılabilir:http://www.dijitalfokus.com/index.php?topic=16559.msg343421;topicseen#new

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    otobüsün üzerindeki çocuklara dikkat ..! yaşları 12-13

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu



    Şimdi bu resimlerden ne anlıyorsunuz.? Bunları yapanlar başarılı olabilirler mi? Millete , devlete , sokağına, çarşısına, bindiği otobüsüne, ....



    Bakın arkadaşlar; bizim milletimiz canı yanınca, işine gelmeyince, menfaati kesilince, eski rantçı ortamını kaybedince bağırır , çağırır ama kendi hüküm verme, icraat noktasına gelincede isyan ettiği tüm şeylerin fazlasını karşısındakine yapar. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle dolu. ben hükümet %100 adaletlidir ( "adalet sadece hükümete bağlı da değil, kişilerin insiyatifleride etkin rol oynar") demiyorum ama bu ülkeninde yakın tarihi sayısız örneklerle dolu bu konuda, yine bu noktada ak parti hükümeti geçmiş hükümetlere bakınca en fazla halkı kucaklama oranına sahip, farklı farklı rant noktalarını kesmiş bir hükümet. Diğer alternatifler daha iyi olmaz. Bununla ilgili çok uzun konuşabilirim ama çok uzatmakta istemiyorum.


    Bizim milletimiz şikayet eder ama kendi siyasi görüşünden olanların yaptığı haksızlıklara göz yumar.

    Orada 10 tane ağaç için yürür ( ağacı ve sayısını az gördüğümden veya küçük gördüğümden söylemiyorum) , ama kendisi inşaat yaparken ağaçların kesilmesi umurunda olmaz, kendi evini gölgeleyen ağacın kesilmesi onun umurunda değildir, evinin yakınında avm yapılırken kesilen ağaçlar değil, onu " evinin artacağı değer" ilgilendirir.

    Tek başına olduğu zaman itaat eder, topluluk olduğunda isyan eder.

    Gider belediye otobüsünü yakar, sabah işe giderken durakta belediye otobüsü bekler.

    Kendi partisi her türlü iftirayı atar ses çıkarmaz, başka görüşün haklı olduğu ve yaptığı iyi işlere gözlerini kulaklarını kapatır.

    Kendi davası onun için ülkenin ortak menfaatinden daha önemli hale gelir ve bu o kadar önemlidir ki; onun için için ekonomi batmış umursamaz, ülke batmış umursamaz. Sanki bu gemide kendisi yok.

    Kendi çıkarını toplumun büyük çoğunlunun yani milletin çıkarına tercih eder, halkın tercihine saygı duymaz, saygı duyulması istendiğinde hakaret eder, küfür eder.

    ŞİMDİ SORUYORUM; SAMİMİYET BUNUN NERESİNDE?, İNSANLIK BUNUN NERESİNDE?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi m.t.y. -- 18 Haziran 2013; 13:43:01 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: m.t.y.

    Madem burada konuşmalar seviyeli ve ıvır zıvır video fotoğraf paylaşılmıyor, o zaman bende size bu konudaki fikirlerimi söylemek istiyorum:



    EYLEM NİÇİN BAŞARISIZ OLDU?:


    Eylemciler çok önemli iki yanlış yaptılar.

    Birincisi malum Arınç ın özür dilemesi sonrası basın açıklaması ve bildirisinde yer alan o meşhur 7 madde. İçlerinde mümkün olmayan isteklerin olduğu bu 7 madde halkın desteğini kıran ilk karardır. Bundan sonra destek gün geçtikçe azaldı.

    İkincisi ise gezi parkı nın durumu için hükümetin yargıyı bekleme, sonrasında ise referanduma gidileceği kararıydı ki; artık bundan sonra toplumsal algı eylemin bitirileceği yöndeydi. Ne oldu yine Taksim paltfor mu, yine yanlış bir karar : "eyleme devam edeceğiz". Artık bu noktadan sonra halkın büyük kısmı desteğini çekti, çekmeklede kalmadı öfkelendi.

    Eylemciler bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar illagal örgüt muamelesi görecekler. Bu halk tarafından böyle algılanacak artık. Toplumsal bakışa göre artık eylemin meşru tarafı kalmamıştır.

    Eylemin gücünü kıran yan unsurlardan biriside; " devamlı olarak eylemin amacının başka olduğu " vurgusu. Bu vurgu eylemi çevre duyarlılığından uzaklaştırmakla kalmadı aynı zamanda: "Amaç nedir " diye sorulduğu zaman her kafadan ayrı bir ses çıktı. Niye böyle oldu çünkü aşırı uçlar eylemin sözcüsü, ılımlı tarafta eylemin destekcisi durumunda kaldı. Sözcülerin söylediği eylemin sesi olduğu içinde pasif destekcilerde haklı olarak suçlandılar çünkü sözcülerinin arkasından gitmekle onların kararlarının , söylediklerinin arkasında olduklarını fikirsel olarak olmasada bedensel olarak ifade etmiş oldular. Bunlarda eylemin başarısız olmasındaki yan unsurlardı.

    Eylemin bir sonuca ulaşması mümkün değildi çünkü; "eylemin ortak bir aklı, bir eylem planı yoktu" . Bu akılsız ve plansız durum rüzgar ne taraftan estiyse eylemi o tarafa sürükledi. Kimi zaman siyasi mesaj verenlerin tuzağına düştüler, kimi zaman dış basının kışkırtmalarına alet oldular, kimi zaman içlerindeki anarşik grupların çıkarına iş yaptılar, kimi zamanda hükümetin istediği gibi davrandılar.... Yani rüzgar ne taraftan estiyse öyle.... Bunlar olurkende başka devletlerin Türkiye üzerindeki sinsi planlarıda bir taraftan işliyordu... Hele çarşı grubunun bu olaylara alet olup, aktif rol alması ise işin hem komik ve düşündürücü yanlarından biriydi.

    İşin bir başka tarafıda katlımcıların hareket eden, yakıp yıkan, düzensiz ve amaçsız hareket eden tarafını oluşturan kişilerin;" çocuk " dediğimiz 15-20 yaşlar arasındaki kişilerin oluşturmasıydı. Bu grup herkes tarafından kullanıldı. Bu çocuklar o kadar kontrolsüz hareket ediyordu ki; " eylemin ana mesajına(!) " aykırı hareketlerle eyleme zarar veriyorlardı.

    Aş. fotoğraflar bir fotoğraf sitesinden alınmadır: Buyurun Ergenlerin marifetlerini

    Sitede diğer fotoğraflara bakılabilir:http://www.dijitalfokus.com/index.php?topic=16559.msg343421;topicseen#new

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    otobüsün üzerindeki çocuklara dikkat ..! yaşları 12-13

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu



    Şimdi bu resimlerden ne anlıyorsunuz.? Bunları yapanlar başarılı olabilirler mi? Millete , devlete , sokağına, çarşısına, bindiği otobüsüne, ....



    Bakın arkadaşlar; bizim milletimiz canı yanınca, işine gelmeyince, menfaati kesilince, eski rantçı ortamını kaybedince bağırır , çağırır ama kendi hüküm verme, icraat noktasına gelincede isyan ettiği tüm şeylerin fazlasını karşısındakine yapar. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle dolu. ben hükümet %100 adaletlidir ( "adalet sadece hükümete bağlı da değil, kişilerin insiyatifleride etkin rol oynar") demiyorum ama bu ülkeninde yakın tarihi sayısız örneklerle dolu bu konuda, yine bu noktada ak parti hükümeti geçmiş hükümetlere bakınca en fazla halkı kucaklama oranına sahip, farklı farklı rant noktalarını kesmiş bir hükümet. Diğer alternatifler daha iyi olmaz. Bununla ilgili çok uzun konuşabilirim ama çok uzatmakta istemiyorum.


    Bizim milletimiz şikayet eder ama kendi siyasi görüşünden olanların yaptığı haksızlıklara göz yumar.

    Orada 10 tane ağaç için yürür ( ağacı ve sayısını az gördüğümden veya küçük gördüğümden söylemiyorum) , ama kendisi inşaat yaparken ağaçların kesilmesi umurunda olmaz, kendi evini gölgeleyen ağacın kesilmesi onun umurunda değildir, evinin yakınında avm yapılırken kesilen ağaçlar değil, onu " evinin artacağı değer" ilgilendirir.

    Tek başına olduğu zaman itaat eder, topluluk olduğunda isyan eder.

    Gider belediye otobüsünü yakar, sabah işe giderken durakta belediye otobüsü bekler.

    Kendi partisi her türlü iftirayı atar ses çıkarmaz, başka görüşün haklı olduğu ve yaptığı iyi işlere gözlerini kulaklarını kapatır.

    Kendi davası onun için ülkenin ortak menfaatinden daha önemli hale gelir ve bu o kadar önemlidir ki; onun için için ekonomi batmış umursamaz, ülke batmış umursamaz. Sanki bu gemide kendisi yok.

    Kendi çıkarını toplumun büyük çoğunlunun yani milletin çıkarına tercih eder, halkın tercihine saygı duymaz, saygı duyulması istendiğinde hakaret eder, küfür eder.

    ŞİMDİ SORUYORUM; SAMİMİYET BUNUN NERESİNDE?, İNSANLIK BUNUN NERESİNDE?


    Yukarıda yazdıkların çok doğru. Ancak şuan ki tek sorun birbirimizi anlamadan muhalefet yapmaktır. Böcekgrafik adlı arkadaş demişti zannedersem, bu gibi durumlarda parti tutma işini bırakarak olaylara tarafsız bakmalasın.

    Şimdi kendi açımdan ben zaten yazmıştım ancak yine tekrarlayayım. Orada yapılan eylemde atılan taş, molotof, şişe vb. şeyleri hiç bir zaman onaylamam. Her zamanda karşı dururum. Sana yapılan ne olursa olsun. Ancak ben bu olaylara böyle bakarken Hükümete oy atmış kişininde ''Orada ki insanların hepsi Terörist değil, İnsanların bir isteği var. En azından diğerleri bunun için bağırıyor'' diyerek genelleme yapmamalarını isterim. Buda gayet doğal. Ancak ben böyle bakarken, sen (şahsını kastetmedim genel manada) hükümetini korumak, yanlışlarını görmemek için yırtınırsan tasvip etmem. Çoğu AKP destekçisi bu şekilde davranıyor. Birde sürekli oradakileri terörist şeklinde gösteriyorlar. Mesela Resmi Bayramlarda insanlar yürümek isteyince yasaklanıyorlar. Ancak barış süreci adına doğuda insanlar Apo resimleri ve bayrakları ile yüzbinlerce kişi yürüyebiliyor. Burada hükümette suçlu. Ayrımcılık var çünkü.

    Örneğin Dış Oyun falan diyorlar. Doğrudur. Bende inanıyorum sonuna kadar. Ancak Hükümete karşı bir şey olduğu zaman AKP taraftarlarının hemen dış oyun lafını ağzına almalarını anlamıyorum. Yani o kadar şeyler söylüyoruz Hükümet adına, bunlar bunların kuklası diye. O zaman Dış Güçler yok, ancak hükümete protesto geldiği zaman dış güçler var. Burada insanlar partilerini bırakıp bakamıyorlar olaylara. Ben zaten parti tutan bir insan değilim. Benim açımdan çok kolay geliyor yorumlamak.

    AKP kanadından bakarsak Oy kaybetmemek ve kendisini tek güç olarak göstermek için geri adım atmadılar.
    CHP kanadından bakarsak fırsatı görünce değerlendirmek istedirler. Her zaman ki gibi. Başka bir cacık yok.
    MHP zaten ne olduğu belli değil. Ülkü Ocakları desteklemiyoruz der, esenler meydanda ülkü ocakları eylemlere katılır. AKP ülke satıyor der. Bir sonra ki oylamada yanlarında olurlar.
    BDP zaten yazmaya gerek yok.
  • Bu alem geçmiş kendinden, ne gelir elden ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kırarım Boynuzunu İblis -- 18 Haziran 2013; 21:43:00 >
  • Aşşağıdaki ss, facebookdan alıntı. Occupy Wall street olayları sırasında (2011 de) occupy istanbul sayfası tarafından paylaşılmış. Yani Occupy istanbul sayfası o zamandan beri var. Tarihe bakın.

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu


    Global çete yönetimindeki otpor/canvas örgütlenmelerinin sayfası occupy ve #occupyturkey aslında ODTÜ'de öğrenci olayları ve ondan önceki adult +18 sitelerin sansürlenmesi olaylarında da ''internetime dokunma'' sloganıyla faaldi. Olayları hatırlıyoruz değilmi? Yine ünlüler en ön saflardaydı. Corno için göğüsler siper edilmiş, ''özgürlük'' ''demokrasi'' ''insan hakları'' türküleriyle millet galeyana gelmişti.. Ama bu kadar büyütmediler..

    O olaylar da bir prova, nabız yoklama niteliğindeydi. Provakasyonlarının başarı derecelerini ölçüyorlar. Ve facebook-tweeter'ın başlıbaşına bir propoganda aracı olduğunu anlamak da zor değil. Örgütlenmeler %99 sosyal medyadan yürütülüyor.


    Ve aşşağıda otpor/canvas' ın nasıl bir örgüt olduğu ve nasıl finanse edildiği ve kimlerden emir aldığını anlatan videoyu görüyoruz. Herşey büyük bir yüzsüzlükle anlatılmış. Sırplar dünya üzerinde bulabileceğiniz en kaypak ve ş.siz millettir. Para için herşeyi yaparlar. Bu örgütün sırplardan oluşması da tesadüf değil..




    Videoda ''nazik darbe'' yapılmış tüm ülkelerde olay aynı. Polislere kitap okumaktan tutun çiçek vermeye, ortalığın temizlenmesinden, çöpleri toplamaya kadar herşey bir kitapta yazılı. Ve bunun amerikanın büyük ortadoğu projesi için yapıldığını da saklamıyorlar..

    Taktik: İstediğin ülkenin başına bir dikdatör koy. O dikdatörü o ülkeye uygun hale getir. Sonra halkı bezdir. Ve sivil darbeyle özgürlük süsü verdiğin ayaklanma sonrası kimsenin ruhu duymadan o ülkeyi coğrafi veya kafaca Böl! Parçala! Yönet!

    hatırlayan?:

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu



    Ve bu da otpor'un wiki sayfası. Otpor örgütü kitaplar ve bildiriler basar. Bu bildirilerde taktikler ve direnişin ayrıntıları anlatılır. Sayfanın altlarında taktikleri göreceksiniz. Bulldozerle polisin üzerine gitmek bile var!

    http://en.wikipedia.org/wiki/Otpor!





    "Kişiler düşünce sahibi olmadıkça kitleler istenilen yöne, herkes tarafından iyi veya kötü yönlere gönderilebilirler." Mustafa Kemâl Atatürk, 1920



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-BFCEFA2F8 -- 19 Haziran 2013; 0:48:46 >
  • TÜRK’LER

    ‘’Düşman evlerine dokunulmayacak, eli silahsızlara silah doğrultulmayacak, kadınlara, çocuklara zarar verilmeyecek, dinlerine, dillerine zeval getirilmeyecek, bahçelerinden bir elma koparılıp yenmeyecek, ırza, namusa göz diken bizden değildir! Esirlere zulmeden Müslüman değildir. Bize silah çekilmedikçe, vatan toprağı işgal edilmedikçe bizden kimseye zarar gelmez. Biz Allah’ın adıyla hak için savaşırız.’’


    AMERİKALILAR

    -1840’larda Ameriklaıların çoğunda Manifest Destiny adı verilen yaygın bir inanış vardı: Bu inananışa göre Kuzey Amerikanın fethi ilahi bir tecelliydi. Kızılderililerin, ormanların ve bizonların yok edilmesini, bataklıkların kurutulup doğal kaynakların istismarını Tanrı buyurmuştu, insanlar değil. Bu inanış, başkan monroe tarafından bir doktrin haline getirildi ve kendi adını aldı. Monroe doktirinine göre Amerikanın tüm yarıkürede özel hakları vardı ve buna, Orta ve Güney Amerika’da Amerikan politikalarına karşı çıkan herhangi bir ülkeyi işgal hakkı da dahildi. Çeşitli dönemlerde başkanlar bu doktrini gerekçe göstererek Dominik Cumhuriyeti, Venezüella ve Panama’ya müdehale ettiler, 2.Dünya savaşının sonuna kadar Pan-Amerikancı faaliyetlerini sürdürdüler. 20.yy’ın ikinci yarısında Amerika komünist tehdidini kullanarak bu doktrini tüm dünyayı kapsayacak şekilde genişletti.


    YAHUDİLER

    -Siyonizmin fikir babası Ahad Ha'am Nietzsche Yahudilerin üstün ırk inancını şöyle ifade ediyor:
    Önce inorganik nesneler, bitkiler ve hayvanlar âlemi sonra konuşan yaratıklar ve hepsinin üstünde Yahudiler.
    -Talmud, Yahudilerin dünyanın sahibi olduğunu ilan eder. Talmud'a göre, Yahudi olmayan birisinin malı, onu ilk bulan Yahudi'nindir. Yahudiler bütün ırklardan üstündür. Diğer milletlerin tohumu hayvan tohumudur.

    -"İşte, şimdi bildim ki, bütün dünyada Allah yoktur, ancak İsrail'de vardır." (II. Krallar Bölümü, 5/15)
    -"O Allah ki, bana öçler verir, kavimleri bana tabi kıllar" ( II. Samuel Bölümü, 22/48)
    -"Tanrı tüm evreni dört temel ayırım yani, mineral, bitki, hayvan ve insan üzerine kurmuşsa da, aslında beşinci bir türün var olduğu yazılmıştır. Bu da Am İsrael, yani Yahudilerdir. O'nun dördüncü türden, konuşanlar topluluğu insan¬lardan ayıran mesafe, insanı hayvandan ayıran mesafeden daha az değildir." (Rav Yoel Kahn, "La cinguieme dimension" Rencontres Habad No. 25, 1989, sf. 15)

    -"....Yahudiler: "Biz, Allah'ın çocukları ve sevgilileriyiz."
    derler. De ki: "Hayır, siz de onun yarattığı birer İnsansınız."
    (Maide Suresi, 18)
    "Onlardan bir bölümü Allah'ın sözünü işitiyor, akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı." (Bakara Suresi 75)






    Hal böyleyken biz ''barbar'' biz ''geri kafalı cahil'' bir topluluğuz ha? Bu söyledikleriyle ancak kendileri kadar cahil olanları inandırabilirler. Türk milletinden bahsederken ''çok cahil bizim toplumumuz'' diyen ama kendini toplum dışı gösteren sözde elit sığırlara itibar edip gerkeçten toplumunu aşşağılık görenlere yanıtım gidip çanakkale şehitliğini görmeleridir. Oradaki her mezar bir alimin, bir bilimadamının bir kahramanın mezar taşıdır. Zira öyle bir savaşta bile bile ölmek, akıl üstü bir direnci zihin ve düşünce gücünün son sınırlarındaki bir inanmışlığı içeriyor. Allah yolunda hayatın hiç de bir önemi olmadığı, önemli olanın ahiretteki sonsuz hayat için çalışmak olduğunun simgesidir.

    Asıl akıllı olan bu dünyadaki az bir süre zengin yaşamak, iyi arabalara binip lüks kıyafetler giymek mi? Yoksa dert ve tasa olmadan tüm zenginliklerin önünüze serileceği diğer hayat olan ahiret mi? Türk milleti bu dünya için çabalayan bir millet olsa tek kuruş harcamadan nesilden nesile biriktirir, şirketler kurar, önemli mevki sahibi olur veya en azından bunun için yırtınırdı. Yahudilerin yaptıkları varoluştan beri budur. Fakirleştirilen halk ekmek peşinde. Bir ev alsam da kirasıyla gelire ek yapsam derdinde. Düşündüğümüz en yoğun yatırım sadece kira geliri..

    Asıl geri kafalı, cahil yobaz milletlerin kim oldukları ortada. Şirket, para, sistem sahibi olmak bunu silemez. Kafanın içindeki cahilse markalı takım elbiseler, saatler, arabalar ve statüler akıl kazandırmaz. Ortaçağın cadı yakanları artık şirket yönetiyor, din başkanlığı yapıyor, insanlara tepeden bakıyor..
  • Orijinalden alıntı: seylem
    bana 25.kareyi nasıl görücemi anlatabilirmisin acaba
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kırarım Boynuzunu İblis

    Bu alem geçmiş kendinden, ne gelir elden ?


    "mutluyum artık beynim yok
    dikmişim ekrana gözlerimi
    başka da bir ihtiyacım yok"

    "değişir dünyam bir tuşla uzaktan"

    gerçi bunlar şarkının ismiyle alakalı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rockonur

    Ve bu da otpor'un wiki sayfası. Otpor örgütü kitaplar ve bildiriler basar. Bu bildirilerde taktikler ve direnişin ayrıntıları anlatılır. Sayfanın altlarında taktikleri göreceksiniz. Bulldozerle polisin üzerine gitmek bile var!

    http://en.wikipedia.org/wiki/Otpor!



    buldozer olayı ilginçmiş gerçekten
    ama herkesin uyutulduğu bir konu var
    gezi olayları sırasında türk petrol kanunu yasalaştı
    ama kimseden ses yok
  • Önceki sayfada bununla ilgili mesajlarım var. Kültür-Bilim Bölümü'ndeki konuda daha fazla detay verdim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SVSTRGMR
    buldozer olayı ilginçmiş gerçekten
    ama herkesin uyutulduğu bir konu var
    gezi olayları sırasında türk petrol kanunu yasalaştı
    ama kimseden ses yok

    Evet gezi olayları sırasında ülkemizde yabancı petrol şirketlerine petrol arama ve cıkarma için bürokratik engelleri kaldıran ,kuyu bası devlete ödenen yüzde 10 ,yüzde 1 e indirildi ve bu yabancı şirketleri artık vergiden muaf tutan yasa tasarısı onandı.Malumunuz bu dev petrol şirketleri illumunatti diye adlandırdıgımız gücün en önemli ekonomik koludur.Yakında ülkemizin dört bir yanından petrol fıskırıyor haberlerini sık sık duymaya baslayacaksınız



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi seylem -- 20 Haziran 2013; 11:00:54 >
  • seylem kullanıcısına yanıt
    Benim anlamadığım, muhalefet bunu neden kendi lehine kullanmadı? Yani, neden anayasa mahkemesine bunun iptali için başvurmadılar? "Onlar da mı bunun içindeler acaba?" diye düşünmeden edemedim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik

    Benim anlamadığım, muhalefet bunu neden kendi lehine kullanmadı? Yani, neden anayasa mahkemesine bunun iptali için başvurmadılar? "Onlar da mı bunun içindeler acaba?" diye düşünmeden edemedim.

    Anayasa mahkemesimi kaldı?Hicbir medya kurulusu haber dahi yapamıyor
  • @rockonur bu güzel yazıların için teşşekkür ederim

    En kısa zamanda bir blog sayfası hazırlamanı çok istiyorum

    En azından bur sayfadaki yazıları derleyip toplayıp bir blog yapmanı istiyorum. Zaten bu başlıkta bi silinip geri gelip duruyor bi gün tam silicekler o zaman çok kötü olur bırakırım bu forumu

    Sikko özentiliği gibi düşünme sakın yada kimse okumuycak diyede endişelenme en azından bir kaç kişi için yada ileriye dönük bilgiler bırakmak için bunları derleyip topluyaiblirsen çok sevinirim

    Olmadı en kötü ihtimal vaktim olunca ben senin yazdıklarını blog olarak derlemeyi çok istiyorum

    Yazıların harika seni takip ediyorum
  • seylem kullanıcısına yanıt
    Ne alâka. Hükümetin çıkardığı her yasa için zamanında Anayasa Mahkemesi'ne kışan parti CHP, bu sefer neden yapmadı bunu. Yasa iptal edilir ya da iptal edilmez, o ayrı konu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: red bull racing

    Beyler:

    İlluminati sembollerinden biri kızıl kadın:



    gezi olaylarının sembolü de kızıl kadın.


    https://store.donanimhaber.com/81/7e/fe/817efed8c761f3def1bbb17d49502355.jpg
    Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu

    "Kırmızılı kadın"a gazı sıkan polis, yani poliste işin içinde öyle mi?
  • Tamam sorgulayın felan lafımız yok da..

    Yani Bu eylemleri bile bir teoriye bağlamak cidden saçmalamanın danışkası..

    Hala 10 ağaç üzerinden gidiyorsunuz.. Mesela 10 ağaç değil bunu kaç kez söylemek gerekir bilemiyorum.

    Ayrıca Türkiye "arap toplumu" değil.. Meseleyi Arap baharı versiyonuna çevirmenize sadece gülüyor geçiyorum..
  • 
Sayfa: önceki 441442443444445
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.