Şimdi Ara

VEZİR İLE KÖYLÜ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
2.788
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • VEZİR İLE KÖYLÜ
    Kategori: hikaye

    Padişah veziri ile birlikte sabah erkenden ahalinin durumu nasıl bir göreyim diyerek tebdili kıyafetle yola çıkar. Epey bir süre yol gittikten sonra tarlada çalışan yaşlı bir köylüye rastlarlar.

    Padişah köylüye selam verir.

    Köylü padişahı tebdili kıyafet gezmesine rağmen tanır ve ALEYKÜMSELAM PADİŞAHIM 'der

    ve aralarında bu konuşma geçer.

    PADİŞAH: Geç kalmışsın

    KÖYLÜ : Er kalktımda el aldı.

    PADİŞAH: Irakdan nasılsın

    KÖYLÜ : Sayende iyiyim

    PADİŞAH: İkiden nasılsın

    KÖYLÜ : İkiyi üç ettim.

    PADİŞAH: Kaz yolmasını bilir misin?

    KÖYLÜ : Pek bilirim.

    Köylünün bu cevapları üzerine padişah veziri ile birlikte saraya geri döner.Vezirine köylünün cevaplarından ne anladığını sorar, vezirden hiç bir cevap alamaz.

    PADİŞAH: Ben yarın ölsem yerime vekalet edecek kişisin? Sen daha köylünün cevaplarından bir şey anlamıyorsun,bu halde sen nasıl benim yerime vekalet edersin? Bu halkın durumu ne olur? Ne yaparsan yap köylünün cevaplarının ne anlama geldiğini öğren yoksa sen bilirsin deyip veziri yollamış.

    Evine giden vezirin halini gören hanımı vezire ne olduğunu sormuş fakat vezirden hiçbir cevap alamamış.Bir müddet geçmiş vezirin durumuna üzülen hanımı vezire; Derdini söylemeyen derman bulamaz,neyin var söyle bir bakalım demiş,vezir çaresizlik içinde; durumunu hanımına anlatmış,hanımı; senin üzüldün şeye bak,evden biraz altın al,yaşlı olduğu için köylü hala oralardadır,parayı ver cevaplarını sor demiş.

    Bu yola çok sevinen vezir altınları aldığı gibi yola çıkmış, Köylüyle konuştukları yere gelmiş ve köylünün orda olduğunu görmüş.

    VEZİR : Senin padişaha verdiğin cevapların anlamlarını öğrenmeye geldim .

    KÖYLÜ : Tamam öğrenebilirsin ama bedava olmaz.

    VEZİR : 100 altın vermiş sormuş, padişah sana geç kalmışsın dedi.Sen er kalktımda el aldı dedin.

    KÖYLÜ :Padişah bana çocukların yok mu bu yaşta sen hala çalışıyorsun dedi. Bende oğlum vardı,evlendirdim,el kızı alıp gitti demiş.

    VEZİR : 100 altın daha verip sormuş, padişah sana ırakdan nasılsın dedi.Sen sayende iyiyim dedin.

    KÖYLÜ : Gözlerin nasıl uzağı göre biliyor musun dedi bende iyiyim göre biliyorum dedim.

    VEZİR : 100 altın daha verip sormuş, Padişah sana ikiden nasılsın dedi.Sen ikiyi üç ettim dedin.

    KÖYLÜ : Bana ayakların nasıl diye sordu bende dizlerim ağrıyor,yürümekte zorlanıyorum baston kullanmaya başladım dedim.

    VEZİR : 100 altın daha verip sormuş, Padişah sana kaz yolmasını bilir misin dedi.Sende pek bilirim dedin.

    KÖYLÜ : Padişah bana senin için göndersem yolabilirmisin dedi bende pek bilirim dedim ve sen burayı geldin paralarını almakla kaz yolmuş oldum der.

    Bunun üzerine vezir cebinde kalan parayı da köylüye verir ve uzaklaşır.







  • Bu hikayenin çok benzer bir şekli de şu şekilde...

    Yolunacak Kaz

    Cok soguk bir kis gunu padisah, tebdil'i kiyafet gezmeye karar vermis.Yanina basvezirini alip yola cikmis. Bir dere kenarinda calisan yasli bir adam gormusler.. Adam elindeki derileri suya sokup, doverek tabakliyormus. Padisah, ihtiyari selamlamis.
    " Selamunaleykum ey pir'i fani..."
    " Aleykumselam ey serdar'i cihan..." Padisah sormus.
    " Altilarda ne yaptin ?"
    " Altiya alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor..." Padisah gene sormus.
    " Geceleri kalkmadin mi ?"
    " Kalktik...Lakin, ellere yaradi..." Padisah gulmus.
    " Bir kaz gondersem yolar misin ?"
    " Hem de ciyaklatmadan..." Padisahla basvezir adamin yanindan ayrilip yola koyulmuslar. Padisah basvezire donmus.
    " Ne konustugumuzu anladin mi ?"
    " Hayir padisahim..." Padisah sinirlenmis.
    " Bu aksama kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelle ni alirim." Korkuya kapilan basvezir, padisahi saraya biraktiktan sonra telasla dere kenarina donmus. Bakmis adam hala orada calisiyor..
    " Ne konustunuz siz padisahla..." Adam, basveziri soyle bir suzmus.
    " Kusura bakma. Bedava soyleyemem. Ver bir yuz altin soyleyeyim.." Basvezir, yuz altin vermis.
    " Sen padisahi, serdar'i cihan, diye selamladin. Nereden anladin padisah oldugunu.."
    " Ben dericiyim. Onun sirtindaki kurku padisahtan baskasi giyemezdi.." Vezir kafasini kasimis.
    " Peki, altilara alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..." Adam, bu soruya cevap vermek icin de bir yuz altin daha almis.
    " Padisah, alti aylik yaz doneminde calismadin mi ki, kis gunu calisiyorsun, diye sordu. Ben de, yalnizca alti ay yaz degil, alti ay da kis calismazsak, yemek bulamiyoruz dedim." Vezir bir soru daha sormus...
    " Geceleri kalkmadin mi ne demek ?" Adam bir yuz altin daha almis. " Cocuklarin yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kiz. Evlendiler, baskasina yaradilar, dedim..." Vezir gene kafasini sallamis.
    " Bir de kaz gonderirsem dedi, o ne demek..." Adam gulmus.
    " Onu da sen bul..."




  • junayerturk, seyyah seyyare normalde böyle şey olmaz, ama son cümle her şeyi açıklıyor
    "yolunacak kaz"
    Demek ki olayın planlanış amacı bu, yoksa normalde hiç kimse bu şekilde iletişim kuramaz.
  • çok güzelmiş teşekkürler

    @kaotika
    niye kuramasınlar, maalesef biz o kültürden çok uzağız o yüzden olmaz gibi geliyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SR_maN -- 5 Mayıs 2006; 0:48:46 >
  • bu hikaye ilk dinlediğimde güzeldi ama o kadar çok anlatıldıki artık ne diyim yani
    bide her şeye karşılık gelmesi gerekiyormuş izlenimi veriyor
  • İyi kalbli bir vezir, yoksul ve muhtaçlara devlet hazinesinden borç para veriyor, borç alanlar, "Bunu ne zaman geriye ödeyeceğiz?" diye sorduklarında, "Padişahımız ölünce ödersiniz" diye cevap veriyordu.

    Bu duruma şahit olan birisi Padişaha gidip, "Efendimiz sizin veziriniz devletinizin hazinesinden muhtaçlara borç para veriyor, vadesini de sizin ölümünüze bağlıyor. Demek ki niyeti kötü, sizin bir an önce ölmenizi istiyor, siz ölünce de paraları zimmetine geçirecek" diye gammazladı.

    Bu gammazlık üzerine padişah ister istemez endişelendi. Kıymetli bir veziri böyle şey nasıl yapabilirdi. İnanılır gibi değildi. Kendisini çağırıp bunun sebebini sordu. Vezir dedi ki:

    "Padişahım, söylenenler doğrudur. Ben hazineden muhtaçlara borç para veriyor, vadesini de sizin ölümünüze bağlıyorum. Ama bunu sizin ölmenizi değil, tersine daha çok yaşamanızı istediğim için yapıyorum. Bilirsiniz ki her borçluya borcunun vadesi kısa gelir, vade dolmasın diye bakar, bunun için dua eder. Bu demektir ki borçlarını siz ölünce verecek olanlar, borçlarının vadesi dolmasın diye sizin ölmemeniz için dua edeceklerdir. Allah katında en makbul dualardan biri de borç altındaki kullarının duasıdır. Benim de maksadım ömrünüzün uzunluğu, sağlık ve afiyetinizdir."




  • ben beğendim,iyiymiş planlı veya plansız bi dialog önemli olan vezirin anlaması...
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.