Şimdi Ara

UHF VE VHF BANDI??

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
2
Favori
29.660
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • EVET ARKADAŞLAR BAŞLIKTAKİ GİBİ UHF VE VHF BANTLARI NEDİR BU KONUDA BİLGİNİZİ PAYLAŞIRMISINIZ ???



  • evet arkadaşlar yorunlarınz bekliyorum
  • bunlar radyo frekans bandlarının aralıklarını temsil eder.VHF ''very high frequency'' UHF ''ultra high frequency'' anlamına gelir.FM den sonra VHF oluyor zaten.Onun bittiği yerde de uhf başlıyor.Mesela 200 mhz vhf olarak biliniyor ama 600mhz uhf olarak adlandırılıyor.
  • sen bi eteğindekileri dök bakalım belki yazıcaklarımız senin de bildiklerindir belkide biz senden bişeyler öğreniriz...
  • VHF (Very High Frequency) 30-300 MHz ya da 10 metre-2 metre arasında kalan radyo frekans aralığıdır. FM bandı da bu bakımdan VHF'ye dahildir. RF dalgaları belli bir kesim frekansından sonra iyonosfer tabakasından yer yüzüne yansımak yerine bu tabakanın içinden geçmeye başlarlar. İşte bu kesim frekansı kısa dalga (HF) aralığının bitişini ve VHF aralığınının başlangıcını belirler.

    Kısa dalga bandında radyo dalgaları iyonosferden yansıyarak Dünya'nın çevresini bile dolaşabilirken VHF dalgaları bu tabakadan yansımadıkları için bu bantta asıl olarak mevcut olan karasal dalgalardır. Fakat VHF'nin önemli bir avantajı çoğu kısa ve orta dalga bantlarında mevcut olan atmosferik gürültünün azlığıdır. Zaten genel olarak frekans bu bantların üzerine çıktıkça atmosferik gürültü azalır. Burada atmosferik gürültüye arabaların ateşleme sistemlerinin yarattığı gürültüler gibi nispeten düşük frekanslı gürültüleri de ekleyebiliriz. Yukarıda bahsettiğim kısa mesafeli haberleşmeler dışında bazı nadir oluşan durumlarda bu menzil artabilir. Bu da genelde iyonosferin kesim frekansını VHF frekanslarına taşıyacak kadar yoğunlaşması ya da troposferde oluşan sıcak-soğuk hava değişiklikleri neden olabilir. Ama dediğim gibi bu durumlar çok nadir meydana gelir. Genel olarak VHF kısa mesafeli haberleşmeler için uygundur ve en iyi performans bir birini arada engel olmadan gören istasyonlar arasında yapılır.

    VHF frekanslarının bittiği yerden yani 300 MHz'den 3 GHz'e kadar olan kısma da UHF denir. UHF bandında atmosferik gürültü neredeyse yok gibidir. Bu sebepten dolayı UHF hassas haberleşmelerin (örneğin dijital) yapılması için düşük frekanslardan daha uygundur. Ayrıca bu bantta iyonosfer yansımaları yok denecek kadar azdır. Bu yüzden uzun mesafeli haberleşmeler için uygun değildir. Uzun mesafeli haberleşmeler VHF için saydığım nadir durumlarda gerçekleşebilir ama burada bu olayların oluşması olasılığı daha azdır. UHF frekanslarının önemli bir dezavantajı ise sisli, nemli havada sinyalin önemli bir kayba uğramasıdır. Haberleşme yolunun üzerindeki bir ağaç bile bağlantının kurulamamasına sebep olabilir. Yine UHF'de de en iyi haberleşme bir birini direk gören noktalar arasında sağlanır. Ayrıca 1 GHz'den sonraki kısım mikrodalga bölümüne de dahildir. Mikrodalgaların da bildiğiniz gibi ısıtma sistemlerinden kablosuz ağ sistemlerine kadar geniş bir kullanım alanı vardır.

    Bunların dışında bu iki bandın daha düşük bantlara göre bir avantajı da kısalan dalga boyları nedeniyle sistemlerde kullanılan anten boylarının küçülmesidir. Kısa dalga 40 metre bandında çeyrek dalga bir anten bile 10 metre boyuna denk gelirken VHF ve UHF frekanslarında bu boylar bir kaç santim olacak kadar küçülür. Cep telefonları, telsiz telefonlar gibi taşınabilir sistemlerde bu bantların kullanılmasının bir nedeni de budur.

    Yanlış bir yer varsa lütfen düzeltin... İyi çalışmalar...

    Ayrıca şimdi PCB üretimi konusunu görünce aklıma geldi; UHF frekanslarında devrede bulunan serbest kapasiteler ve indüktanslar devrenin çalışması üzerinde büyük rol oynar. Çünkü en ufak bir tel parçası bile bu frekanslarda elektriksel olarak uzun olabilir ve bağlantılar arasındaki iletkenler uzun tutulursa anten yerine devrenin kendisi radyasyon yapmaya başlayabilir. Ama bu durumun bize getirdiği önemli bir avantaj da PCB'lerin yani baskı devrelerin üzerine bobin çizilebilmesidir. Devreye ayrıca bir bobin takmak yerine baskı devre üzerine spiral şeklinde bir yol yapılır ve bu yol devrede indüktans görevi gürür. Zaten UHF devrelerini incelerseniz çoğunda tel ile sarılmış bobinlerin değil bu yolların mevcut olduğunu gürürsünüz. Tabii devrelerin bu kadar hassas olması ev yapımı devrelerin dizaynını ve bunlarla uğraşmayı epey bir zorlaştırıyor o da ayrı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PHaLaNX. -- 12 Ocak 2007; 17:56:02 >




  • sağol arkadaşım sen baya uğraşmışsın teşekkür ederiz.
  • çok teşekkürler arkadaşlar
  • teşekkür ederim.
  • :D
  • bence önemli olan okuyupta teşekkür etmesi değilmi kenan usta ?
  • tv de star yoktu bende baktım diolar fabrika ayarlarına getirin felan bende getirdim yenden kanalları yükledim sonra 21 kanal yüklendi.orda birkaç kere tvyi kapatıp açıp yeniden deneyin yazıyodu. bende kapadım ama açınca ekran cihazı bulamadı. ne yapmalıyım.??????
  • Bende RF çıkışı olan atari yi kablosuz yapmaya çalıştım ama RF bağlantısını yeterince güçlü değil yukseltici transistor yerine pil kullanabilirmiyim bi de goruntu renksiz ve ses yok neden

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bende nostalji icin micro genius aldim nasil baglaniyo anlamadim adam bana uhf ayarla dedi ama uhf ayarlamak ne onu bile bilmiyorum ben ps3u tek bir hdmi ile bagladim.micro genius niye bole anlamadim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ya bende telsiz mikrofon alcam vhf mi ufh mi alayım diye dusunuyorum
  • PHaLaNX. kullanıcısına yanıt
    Demekki FM sinyalleri iyonosferden yansıyor ve Yunan radyoları Ege'de çekiyor. Ha keza Kıbrıs radyoları Mersin'de yüksek yerlerde çekiyor. Bazıları çok çok net çekiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.