Şimdi Ara

Tuvalet deliğindeki su nasıl hep aynı seviyede kalır?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
56
Cevap
0
Favori
4.981
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 3-4 yaşımdan beri merak ederim. Bilen var mı?



  • Çünkü dirsek var ve her zaman dirsek içinde bir miktar su kalır ve biz bunu görürüz. Dirseğin içinde bir miktar su kalması ise kanalizasyondan gelen kötü kokuların tuvaletin içine dolmasını engeller.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 3 Temmuz 2007; 0:56:13 >
  • Anladım. Her şey çok kısa sürede bitti yahu. Daha komplike şeyler beklemiştim.
  • O kadar basit değil aslında, işin içinde "bileşik kaplar prensibi" var.
  • enteresan buldum ve alıntı yapmak istedim :

    Eski İnsanların Tuvaletleri

    İnsanlar tarihlerinde çok uzun bir süre tuvalet kullanmadılar. Başlangıçta hayvanlar nasıl yapıyorlarsa, onlar da öyle yaptılar. İşlerini en yakın çalının dibinde veya bir ırmak kenarında görebiliyorlardı. Ancak toplumlar geliştikçe, köyler, kasabalar ortaya çıktıkça tuvalet ihtiyacını karşılamak için daha uzak mesafelere gitme zorunluluğu doğdu. Ayrıca açıkta bırakılan atıkların yarattığı kötü koku ve hastalık tehlikeleri de insanlarda bu konuda bazı önlemler almanın zamanının geldiği bilincini oluşturdu.

    Binlerce yıl önce Sümerler, Mısırlılar ve Hindistan'da yaşayanlar oturakta oturup, ihtiyaçlarını giderdikten sonra oturağa düşenleri uzakta bir yerlere döküyorlardı. İki bin yıl önce ise Romalılar ilk basit tuvaleti kullanmaya başladılar. Atıklar oturdukları deliğin içine düşüyor, deliğin altından akan su onları uzağa taşıyordu.

    Çiftçilerin, açık arazide çalışanların ise zaten böyle bir dertleri yoktu. Tarlanın bir köşesine çukur kazıyor, çukur yeterince dolunca, toprakla dolduruyor ve başka bir çukur kazıyorlardı. Geceleri ise yataklarının altında bir lazımlık bulunduruyorlardı.

    Ortaçağda kale ve şatolarda atık bir delik vasıtası ile binanın etrafındaki su birikintisine düşürülüyordu. Bir yere tuvaletini yapıp, onu bir tanktan gelen su ile sürükleyip, uygun bir yere bırakma fikri ilk olarak Kraliçe 1. Elizabeth zamanında, 1589 yılında John Harrington'dan geldi. Ancak o zamanlar İngiltere'deki evlerde ne böyle bir tankı dolduracak, ne de atığı alıp götürecek su sistemi vardı.

    Günümüzdekilere benzer bir tuvalet ancak iki yüzyıl sonra 1778'de İngiltere'de bir saat yapımcısı olan Alexander Cumming tarafından tasarlandı ve Joseph Bramah tarafından geliştirildi. Tuvaletlerden evlere yayılan kötü koku ise 1849 yılında Stephen Green'in 'U' şeklinde bir boruyu tuvaletin çıkışına monte etmesi ile son buldu. Tuvaletlerin ve günümüzde lavaboların da altında bulunan bu 'U' şeklindeki boruda her zaman bir miktar su kalır ve kokunun oluşmasını önler.

    Tabii o zamanlar tuvaletler dökme demirden yapılıyordu. Sonra düzgün yüzeylerinin temizlenme kolaylığı bakımından seramik tuvaletler üretilmeye başlanıldı. 1888 yılında ise tuvaletlere zinciri çekilince suyu akan klozetler ilave edildi.

    Bizde tuvaletler için hela, kenef, ayakyolu, WC., 00, yüznumara gibi birçok isim kullanılır. 'WC.' İngilizce ismindeki 'Water Closet'in baş harfleridir. Yüznumaranın hikayesi ise değişik. Eskiden Fransa'da otellerde tuvaletler koridorların uçlarındaydı. Odaların her birine birer numara verirken, tuvaletlere numarasız demişler ve '00' diye işaretlemişlerdi. Fransızca'daki 'numarasız' kelimesi ile ' 100 numara' kelimesi hemen hemen aynı telaffuz edildiğinden, bizde Fransızcası biraz kıt birinin tercüme hatası sonucu 'yüznumara' olarak yerleşmiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi chakra -- 3 Temmuz 2007; 1:03:21 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: .TaneR.

    enteresan buldum ve alıntı yapmak istedim :

    Eski İnsanların Tuvaletleri

    İnsanlar tarihlerinde çok uzun bir süre tuvalet kullanmadılar. Başlangıçta hayvanlar nasıl yapıyorlarsa, onlar da öyle yaptılar. İşlerini en yakın çalının dibinde veya bir ırmak kenarında görebiliyorlardı. Ancak toplumlar geliştikçe, köyler, kasabalar ortaya çıktıkça tuvalet ihtiyacını karşılamak için daha uzak mesafelere gitme zorunluluğu doğdu. Ayrıca açıkta bırakılan atıkların yarattığı kötü koku ve hastalık tehlikeleri de insanlarda bu konuda bazı önlemler almanın zamanının geldiği bilincini oluşturdu.

    Binlerce yıl önce Sümerler, Mısırlılar ve Hindistan'da yaşayanlar oturakta oturup, ihtiyaçlarını giderdikten sonra oturağa düşenleri uzakta bir yerlere döküyorlardı. İki bin yıl önce ise Romalılar ilk basit tuvaleti kullanmaya başladılar. Atıklar oturdukları deliğin içine düşüyor, deliğin altından akan su onları uzağa taşıyordu.

    Çiftçilerin, açık arazide çalışanların ise zaten böyle bir dertleri yoktu. Tarlanın bir köşesine çukur kazıyor, çukur yeterince dolunca, toprakla dolduruyor ve başka bir çukur kazıyorlardı. Geceleri ise yataklarının altında bir lazımlık bulunduruyorlardı.

    Ortaçağda kale ve şatolarda atık bir delik vasıtası ile binanın etrafındaki su birikintisine düşürülüyordu. Bir yere tuvaletini yapıp, onu bir tanktan gelen su ile sürükleyip, uygun bir yere bırakma fikri ilk olarak Kraliçe 1. Elizabeth zamanında, 1589 yılında John Harrington'dan geldi. Ancak o zamanlar İngiltere'deki evlerde ne böyle bir tankı dolduracak, ne de atığı alıp götürecek su sistemi vardı.

    Günümüzdekilere benzer bir tuvalet ancak iki yüzyıl sonra 1778'de İngiltere'de bir saat yapımcısı olan Alexander Cumming tarafından tasarlandı ve Joseph Bramah tarafından geliştirildi. Tuvaletlerden evlere yayılan kötü koku ise 1849 yılında Stephen Green'in 'U' şeklinde bir boruyu tuvaletin çıkışına monte etmesi ile son buldu. Tuvaletlerin ve günümüzde lavaboların da altında bulunan bu 'U' şeklindeki boruda her zaman bir miktar su kalır ve kokunun oluşmasını önler.

    Tabii o zamanlar tuvaletler dökme demirden yapılıyordu. Sonra düzgün yüzeylerinin temizlenme kolaylığı bakımından seramik tuvaletler üretilmeye başlanıldı. 1888 yılında ise tuvaletlere zinciri çekilince suyu akan klozetler ilave edildi.

    Bizde tuvaletler için hela, kenef, ayakyolu, WC., 00, yüznumara gibi birçok isim kullanılır. 'WC.' İngilizce ismindeki 'Water Closet'in baş harfleridir. Yüznumaranın hikayesi ise değişik. Eskiden Fransa'da otellerde tuvaletler koridorların uçlarındaydı. Odaların her birine birer numara verirken, tuvaletlere numarasız demişler ve '00' diye işaretlemişlerdi. Fransızca'daki 'numarasız' kelimesi ile ' 100 numara' kelimesi hemen hemen aynı telaffuz edildiğinden, bizde Fransızcası biraz kıt birinin tercüme hatası sonucu 'yüznumara' olarak yerleşmiştir.



    Güzel bir yazı olmuş .TaneR. Teşekkürler. Favori 100 numara




  • quote:

    Tuvaletlerin ve günümüzde lavaboların da altında bulunan bu 'U' şeklindeki boruda her zaman bir miktar su kalır ve kokunun oluşmasını önler.


    Taner bilgiler için saol. Burada bir şimşek çaktı, sakın "Youtube" kelimesi buradan geliyor olmasın.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    quote:

    Tuvaletlerin ve günümüzde lavaboların da altında bulunan bu 'U' şeklindeki boruda her zaman bir miktar su kalır ve kokunun oluşmasını önler.


    Taner bilgiler için saol. Burada bir şimşek çaktı, sakın "Youtube" kelimesi buradan geliyor olmasın.

    pek zannetmiyorum
  • bu konunun üzerinde düşünücem.
  • NGC de Atlantis' le ilgili bir belgesel vardı. Bilimadamlarının Atlantis olduğuna dair delilleri olduğu bugünkü Yunanistanda ki Mykonos Adası' nda yapılan kazı çalışmalarında 3 katlı taştan evler buldular. Daha da şok edici olan günümüzden 3500 yıl önce dünya tuvaletini çayır çimende yaparken Mykonosluların evlerinin 3 üncü katlarına bile bugünkü Ala-Franga tuvaletlere benzer gereçleri inşa etmeleri.

    Düzenek o kadar kusursuz çalışıyor ki su kullanmaya bile gerek kalmadan atıklar şebeke kanalizasyonuna karışıyormuş.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: .TaneR.


    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    quote:

    Tuvaletlerin ve günümüzde lavaboların da altında bulunan bu 'U' şeklindeki boruda her zaman bir miktar su kalır ve kokunun oluşmasını önler.


    Taner bilgiler için saol. Burada bir şimşek çaktı, sakın "Youtube" kelimesi buradan geliyor olmasın.

    pek zannetmiyorum


    Ben şimdiye kadar "youtube" kelimesini "sen borusun" anlamına gelen anlamsız bir kelime zannetmiş ve hiç üzerinde durmamıştım. Ta ki yukarıdaki yazıda "u şeklinde boru" ifadesini görünceye kadar, görür görmez jeton düştü.




  • Bu arada yukarıdaki yazıdan öğreniyoruz ki tuvalet sistemi iddia edildiği gibi "Müslüman Osmanlı" tarafından bulunmamış.
  • Çok şenlikli bir topic olmuş bu...

    Bilgiler için teşekkürler. Gerçekten ilginç.
    Bu arada şu Youtube mevzusuna açıklık getirebilecek biri yok mudur acep?
  • bulsaydı zorunamı giderdi merak ettim...bırakın bu komplekslerle yaşamayı
    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Bu arada yukarıdaki yazıdan öğreniyoruz ki tuvalet sistemi iddia edildiği gibi "Müslüman Osmanlı" tarafından bulunmamış.
  • w.c nin açılımı water cleaner diye biliyordum ...

    ama dirsek akıllıca bi çözümmüş koku açısından
  • YouTube kelimesindeki "tube" bence televizyon tübünden gelmektedir. Ama elimde bu konuda bir bilgi yok tamamen varsayım...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: TRajikomik

    w.c nin açılımı water cleaner diye biliyordum ...

    ama dirsek akıllıca bi çözümmüş koku açısından

    bu dirsek sistemi(yani U borusu) sadece tuvaletlerde degil lavabolarda filanda kullanılıyor. kullanım alanı cok yani...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Bu arada yukarıdaki yazıdan öğreniyoruz ki tuvalet sistemi iddia edildiği gibi "Müslüman Osmanlı" tarafından bulunmamış.


    Esas olan "insan"dır.
    Bir "iyi" şey yapan kişi, iyi bir insandır.
  • Bir de U yerine S demek daha doğru olur, inşaatçılar "es" diyorlar.
  • Diş macunlarında iki farklı rengin nasıl olupta hep aynı simetride çıktığını bileniniz varsa anlatsın please
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.