Şimdi Ara

Türklerin yüzde kaçı Türkçeyi biliyor? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
49
Cevap
0
Favori
1.157
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: swat882

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Jackson

    Hak veriyorum fakat Türkçe zor bir dil üzerine düşmediğiniz sürece öğrenmek zor oluyor. Eğitimin de fos olduğu kitabın okunmadığı ülkede haliyle dil de doğru kullanılamıyor.

    İyi ki Türkçe sevdiğim bir dersti, iyi ki zamanında az biraz ilgi göstermişim de temel bilgileri öğrenebilmişim. Bağlacı kesme işaretiyle ayıran mallardan olmamışım böylece. O değil, yazı yeteneği iyi olan adamlar yapıyor bu hatayı. Kesme işaretiyle ayırıyor bağlacı. "Ben'de" diye yazıyor.

    hocam vallahi şimdi ingilizce öğreniyorum..ingilizce öğrenirken ben türkçeyi öğrendim... anladım ki eğitim sistemi gerçekten kötüymüş...türkçe zor bir dil ve her zaman "akademik türkçe" kullanmadığızdan dolayı "sokak türkçesi" konuşuyoruz..tabi bunu bazen de yazıya döküyoruz...ve gerçekten hoş olmuyor

    Eğitim sisteminde problem yok. Gayet de düzgün öğretiliyor Türkçe. Ben noktalama işaretlerini pek bilmem. Anlayamamıştım zamanında, nereye virgül koyulur, nereye iki nokta, nereye noktalı virgül falan. Ama imlâm iyidir, bağlaçları düzgün yazarım. Msn'de ben de Sokak Türkçesi konuşuyorum tabii ama forumlarda olabildiğince düzgün yazmaya çalışıyorum. Zaten msn'de de akademik Türkçe kullanacaksak işimiz var. Gerçi ben msn'de de düzgün yazıyorum ama "evet" diye yazacağıma "eet" diye kısaltarak yazıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: swat882

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Jackson

    Hak veriyorum fakat Türkçe zor bir dil üzerine düşmediğiniz sürece öğrenmek zor oluyor. Eğitimin de fos olduğu kitabın okunmadığı ülkede haliyle dil de doğru kullanılamıyor.

    İyi ki Türkçe sevdiğim bir dersti, iyi ki zamanında az biraz ilgi göstermişim de temel bilgileri öğrenebilmişim. Bağlacı kesme işaretiyle ayıran mallardan olmamışım böylece. O değil, yazı yeteneği iyi olan adamlar yapıyor bu hatayı. Kesme işaretiyle ayırıyor bağlacı. "Ben'de" diye yazıyor.

    hocam vallahi şimdi ingilizce öğreniyorum..ingilizce öğrenirken ben türkçeyi öğrendim... anladım ki eğitim sistemi gerçekten kötüymüş...türkçe zor bir dil ve her zaman "akademik türkçe" kullanmadığızdan dolayı "sokak türkçesi" konuşuyoruz..tabi bunu bazen de yazıya döküyoruz...ve gerçekten hoş olmuyor

    Eğitim sisteminde problem yok. Gayet de düzgün öğretiliyor Türkçe. Ben noktalama işaretlerini pek bilmem. Anlayamamıştım zamanında, nereye virgül koyulur, nereye iki nokta, nereye noktalı virgül falan. Ama imlâm iyidir, bağlaçları düzgün yazarım. Msn'de ben de Sokak Türkçesi konuşuyorum tabii ama forumlarda olabildiğince düzgün yazmaya çalışıyorum. Zaten msn'de de akademik Türkçe kullanacaksak işimiz var. Gerçi ben msn'de de düzgün yazıyorum ama "evet" diye yazacağıma "eet" diye kısaltarak yazıyorum.

    bilmiyorum nasıl bir lisede okudun ama benim düz lisemde iyi değildi..kendi kendimi geliştirdim...kendimi bildim bileli hergün gazete okurum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    sen bu kafayla gidersen sıyırırsın, obsesifsin mükemmeliyetçi değil.

    Ne olduğumu benden iyi bilecek değilsin. Hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Ayrıca mükemmeliyetçilik obsesyondan doğar.

    o zaman farkındasın şuan burda deliliğini sergiliyorsun?

    Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar... Deli değilim kardeşim, sadece takıntılı biriyim, bu kadar basit.

    senle niye tartışıyorum ki, deli lafını tamamen hakediyorsun.

    "Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar"

    senin takıntın aslında bir insanın yanlış yapması değil, o yanlışı uyarmaktan aldığın zevk, çünkü o senden aşağı bir insan. ve tekrar diyorum bu mukemmeliyetçilik değil,zira mükemmeliyetçi kendinde kusur arar, sadece obsesifsin. sana mükemmeliyetçiliğin nerden doğdunu sormadan aldığım cevap buna bir örnek. kendine mükemmeliyetçi sıfatı takman, egonun sana bir oyunu, kusrunda bile bir güzellik arıyorsun aksi takdirde diğer insanlardan üstün olamazsın değil mi?

    delilik kelimesini, sorgusuz, "aklı melekelerini yitirmiş" olarak algılaman aslında hem türkçe kabiliyetini hem de erdem seviyeni ortaya çıkarıyor.


    neyse sen kendi çapında küçük oyununu oyna.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kespec -- 30 Ekim 2011; 12:16:32 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: swat882

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: swat882

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Jackson

    Hak veriyorum fakat Türkçe zor bir dil üzerine düşmediğiniz sürece öğrenmek zor oluyor. Eğitimin de fos olduğu kitabın okunmadığı ülkede haliyle dil de doğru kullanılamıyor.

    İyi ki Türkçe sevdiğim bir dersti, iyi ki zamanında az biraz ilgi göstermişim de temel bilgileri öğrenebilmişim. Bağlacı kesme işaretiyle ayıran mallardan olmamışım böylece. O değil, yazı yeteneği iyi olan adamlar yapıyor bu hatayı. Kesme işaretiyle ayırıyor bağlacı. "Ben'de" diye yazıyor.

    hocam vallahi şimdi ingilizce öğreniyorum..ingilizce öğrenirken ben türkçeyi öğrendim... anladım ki eğitim sistemi gerçekten kötüymüş...türkçe zor bir dil ve her zaman "akademik türkçe" kullanmadığızdan dolayı "sokak türkçesi" konuşuyoruz..tabi bunu bazen de yazıya döküyoruz...ve gerçekten hoş olmuyor

    Eğitim sisteminde problem yok. Gayet de düzgün öğretiliyor Türkçe. Ben noktalama işaretlerini pek bilmem. Anlayamamıştım zamanında, nereye virgül koyulur, nereye iki nokta, nereye noktalı virgül falan. Ama imlâm iyidir, bağlaçları düzgün yazarım. Msn'de ben de Sokak Türkçesi konuşuyorum tabii ama forumlarda olabildiğince düzgün yazmaya çalışıyorum. Zaten msn'de de akademik Türkçe kullanacaksak işimiz var. Gerçi ben msn'de de düzgün yazıyorum ama "evet" diye yazacağıma "eet" diye kısaltarak yazıyorum.

    bilmiyorum nasıl bir lisede okudun ama benim düz lisemde iyi değildi..kendi kendimi geliştirdim...kendimi bildim bileli hergün gazete okurum

    Valla meslek lisesinde okudum. Meslek liselerinde, meslek dersleri hariç diğer dersler o kadar ileri eğitim düzeyinde değildir. Düz liselerde bu sosyal ders mi deniyordu ne deniyordu her ne haltsa işte onun eğitimi daha iyi.




  • O değilde şu ch, sh, q, j gibi harfleri kullananlara uyuz oluyorum "tmm knq qeliuorum"
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    Ekleri kesme işareti ile ayırmak büyük bir yanlıştır ve çok göze batar. Benim de tek derdim ki eki. Bazen yanlış kullanabiliyorum, çünkü seneler önce anlatıldı ve nasıl ayrılacağını bilmiyorum ki yazdığım yazıların %98'inde doğru kullanırım. Sadece neden ayırdığımızı tam kavrayabilmiş değilim. Cümleye dahi anlamı katan da, de ile bir sorunum yok.

    Yazı yazarken bunlara çok dikkat ederim ki etmeseydim nasıl bir duruma düşeceğimi ve dikkat edenlerin bana güleceğini biliyorum. Türkçe'yi güzel kullanmalıyız.

    Ki eki, iyelik ekinden sonra yazılırsa birleşik yazılır. Mesela seninki, ama sen ki dersen, ki eki olayı başka bir olaya bağlayacağından bağlaç durumuna geçer ve ayrı yazmak zorunda kalırsın. Yalnız bir hata yapmışsın, onu düzelteyim. Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. Ben bu hatayı yapmıştım zamanında, gülünecek duruma düşmüştüm eleştiriye tepkimi koyduğumdan. E tabi millet de avlayacak balık arıyor, tepki koyunca da pot kırarsan hemen avlıyorlar.

    Neden ayırmadığımızı birisi anlatabilir mi ? Ben yıllardır ayırırım ve daha önce hiç kimse böyle bir şey söylememişti.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    sen bu kafayla gidersen sıyırırsın, obsesifsin mükemmeliyetçi değil.

    Ne olduğumu benden iyi bilecek değilsin. Hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Ayrıca mükemmeliyetçilik obsesyondan doğar.

    o zaman farkındasın şuan burda deliliğini sergiliyorsun?

    Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar... Deli değilim kardeşim, sadece takıntılı biriyim, bu kadar basit.

    senle niye tartışıyorum ki, deli lafını tamamen hakediyorsun.

    "Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar"

    senin takıntın aslında bir insanın yanlış yapması değil, o yanlışı uyarmaktan aldığın zevk, çünkü o senden aşağı bir insan. ve tekrar diyorum bu mukemmeliyetçilik değil,zira mükemmeliyetçi kendinde kusur arar, sadece obsesifsin. sana mükemmeliyetçiliğin nerden doğdunu sormadan aldığım cevap buna bir örnek. kendine mükemmeliyetçi sıfatı takman, egonun sana bir oyunu, kusrunda bile bir güzellik arıyorsun aksi takdirde diğer insanlardan üstün olamazsın.

    delilik kelimesini, sorgusuz, "aklı melekelerini yitirmiş" olarak algılaman aslında hem türkçe kabiliyetini hem de erdem seviyeni ortaya çıkarıyor.


    neyse sen kendi çapında küçük oyununu oyna.

    Ben bir yerde bir yanlış görürsem onu her zaman için düzeltirim. Çünkü ben şu ana kadar öğrendiğim çoğu şeyi kendi başıma çabalayarak öğrendim. Kimse bana özellikle bir şey öğretmedi. Bu yüzden ben karşımdaki insana bir şeyin doğrusunu her zaman gösteririm. Birinin yanlış yapması o kişinin benden aşağıda olduğunu göstermez. Seviyeyi yapılan hatalar belirlemez. Ben kendimde çok kusur aradım, kendimi çok sorguladım zamanında. Ama artık buna gerek duymuyorum çünkü yoruldum her şeyi sorgulamaktan. Kusurum varsa bunu kafama takar ve düzeltmek isterim. Ayrıca benim kendimde kusur aramadığımı nereye bakarak o saçma düşüncelerinin arasından çıkardın? Sana mükemmeliyetçiliğin nereden doğdunu obsesifsin dediğin için, zaten mükemmeliyetçilik obsesyondan doğar, eğer ben obsesifsem, mükemmeliyetçi olma ihtimalimin de olduğunu anlatmaya çalıştım ama sende bunu anlayabilecek kapasite yok.

    Daha delilik kelimesinin anlamını bilmeyen kara cahil bir insanla tartışıyorum. Allah'ım sana geliyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doppelgangbanger -- 30 Ekim 2011; 12:32:20 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    Ekleri kesme işareti ile ayırmak büyük bir yanlıştır ve çok göze batar. Benim de tek derdim ki eki. Bazen yanlış kullanabiliyorum, çünkü seneler önce anlatıldı ve nasıl ayrılacağını bilmiyorum ki yazdığım yazıların %98'inde doğru kullanırım. Sadece neden ayırdığımızı tam kavrayabilmiş değilim. Cümleye dahi anlamı katan da, de ile bir sorunum yok.

    Yazı yazarken bunlara çok dikkat ederim ki etmeseydim nasıl bir duruma düşeceğimi ve dikkat edenlerin bana güleceğini biliyorum. Türkçe'yi güzel kullanmalıyız.

    Ki eki, iyelik ekinden sonra yazılırsa birleşik yazılır. Mesela seninki, ama sen ki dersen, ki eki olayı başka bir olaya bağlayacağından bağlaç durumuna geçer ve ayrı yazmak zorunda kalırsın. Yalnız bir hata yapmışsın, onu düzelteyim. Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. Ben bu hatayı yapmıştım zamanında, gülünecek duruma düşmüştüm eleştiriye tepkimi koyduğumdan. E tabi millet de avlayacak balık arıyor, tepki koyunca da pot kırarsan hemen avlıyorlar.

    Neden ayırmadığımızı birisi anlatabilir mi ? Ben yıllardır ayırırım ve daha önce hiç kimse böyle bir şey söylememişti.

    Çünkü bir şeyi başka bir şeye bağlamıyor. Seninki deyince senin eşyan ve benzerin anlamı çıkar. Ama sen ki dersen, devamında onunla ilgili bir şey söyleyeceğin için bağlaç olur ve bağlaçlar ayrı yazıldığı için bu da o sebepten ayrı yazılır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    sen bu kafayla gidersen sıyırırsın, obsesifsin mükemmeliyetçi değil.

    Ne olduğumu benden iyi bilecek değilsin. Hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Ayrıca mükemmeliyetçilik obsesyondan doğar.

    o zaman farkındasın şuan burda deliliğini sergiliyorsun?

    Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar... Deli değilim kardeşim, sadece takıntılı biriyim, bu kadar basit.

    senle niye tartışıyorum ki, deli lafını tamamen hakediyorsun.

    "Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar"

    senin takıntın aslında bir insanın yanlış yapması değil, o yanlışı uyarmaktan aldığın zevk, çünkü o senden aşağı bir insan. ve tekrar diyorum bu mukemmeliyetçilik değil,zira mükemmeliyetçi kendinde kusur arar, sadece obsesifsin. sana mükemmeliyetçiliğin nerden doğdunu sormadan aldığım cevap buna bir örnek. kendine mükemmeliyetçi sıfatı takman, egonun sana bir oyunu, kusrunda bile bir güzellik arıyorsun aksi takdirde diğer insanlardan üstün olamazsın.

    delilik kelimesini, sorgusuz, "aklı melekelerini yitirmiş" olarak algılaman aslında hem türkçe kabiliyetini hem de erdem seviyeni ortaya çıkarıyor.


    neyse sen kendi çapında küçük oyununu oyna.

    O lafı hakeden ben değilim burada. Ama sende bir delilik var anlaşılan.

    Ne saçmalıyorsun sen? Ben bir insanın yanlış yapmasına takıyorum ve o yanlış ne olursa olsun her zaman düzeltiyorum. Mükemmeliyetçiliğin ne olduğunu senin gibi kazma insanlardan öğrenecek değilim. Ben kendi kusurlarımı da biliyorum ve kusur işlediğim zaman onun üzerine kafa yoruyorum. Daha doğrusu eskiden bunu daha çok yapardım. Ama pek önemsemiyorum artık. Sadece obsesif değil, hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Beni benden iyi bilecek kapasitede değilsin. Bana mükemmeliyetçiliğin nereden doğdunu sormadan aldığın cevabın ne tür bir örnek olduğunu bilmiyorum ama orada sadece obsesif olduğumu söyledin. Ve ben de sadece obsesif olmadığımı, ayrıca mükemmeliyetçi olduğumu da ve bunun zaten obsesyondan doğduğunu belirtmek için söyledim. Ahaha. Çok komiksin. Kendime mükemmeliyetçi sıfatı takmam egomun bir oyunu demek ha? Vay adam iki yazımda çözdü beni. Çok zekisin sen. Ben ne olduğumu çok iyi biliyorum, her kusuru düzeltmeye çalışıyorum ve her şeyde mükemmeli arıyorum. Ben diğer insanlardan üstünüm zaten, bunun için kusurumda bir güzellik aramama gerek yok.

    Delilik kelimesinin "aklı melakelerini yitirmiş" olarak kastetmemen senin hem Türkçe bilgini hem de zekâ seviyeni gözler önüne seriyor.

    Benim çapım çok büyük, seni içine alırsam içinde kaybolursun.

    şu an ne kadar debelensen de her sözün yazdıklarımı haklı çıkartıyor, bunu başkalarının ya da senin anlamaman önemli değil çünkü bu disorder subtle klassmanındadır, şuan verdiğim tanıya tıpa tıp uyan bir insansın.

    "Delilik kelimesinin "aklı melakelerini yitirmiş" olarak kastetmemen senin hem Türkçe bilgini hem de zekâ seviyeni gözler önüne seriyor.

    Benim çapım çok büyük, seni içine alırsam içinde kaybolursun. "

    daha kendine aynadan bakamayacak kadar acizsin ve mükemmeliyetçilik şarkısını tüttürüyorsun. aynı şekilde yazında kendini övmekten başka bir şey ispatlayamadın. ha pardon düşüncemi en küçük kelimesine kadar ispatladın hakkını yemeyelim.

    deli kelimesinden çok ekmek yiyebileceğini sanıyorsun ama yedirtmeyeceğim kusura bakma, orada kullandığım deli bir tanıdan çok sıfattı ve bu sıfat; "bir işi rahatsızlık uyandıracak şekilde abartarak icraa etme durumu"ydu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kespec -- 30 Ekim 2011; 12:35:26 >




  • İmzam.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    sen bu kafayla gidersen sıyırırsın, obsesifsin mükemmeliyetçi değil.

    Ne olduğumu benden iyi bilecek değilsin. Hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Ayrıca mükemmeliyetçilik obsesyondan doğar.

    o zaman farkındasın şuan burda deliliğini sergiliyorsun?

    Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar... Deli değilim kardeşim, sadece takıntılı biriyim, bu kadar basit.

    senle niye tartışıyorum ki, deli lafını tamamen hakediyorsun.

    "Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar"

    senin takıntın aslında bir insanın yanlış yapması değil, o yanlışı uyarmaktan aldığın zevk, çünkü o senden aşağı bir insan. ve tekrar diyorum bu mukemmeliyetçilik değil,zira mükemmeliyetçi kendinde kusur arar, sadece obsesifsin. sana mükemmeliyetçiliğin nerden doğdunu sormadan aldığım cevap buna bir örnek. kendine mükemmeliyetçi sıfatı takman, egonun sana bir oyunu, kusrunda bile bir güzellik arıyorsun aksi takdirde diğer insanlardan üstün olamazsın.

    delilik kelimesini, sorgusuz, "aklı melekelerini yitirmiş" olarak algılaman aslında hem türkçe kabiliyetini hem de erdem seviyeni ortaya çıkarıyor.


    neyse sen kendi çapında küçük oyununu oyna.

    O lafı hakeden ben değilim burada. Ama sende bir delilik var anlaşılan.

    Ne saçmalıyorsun sen? Ben bir insanın yanlış yapmasına takıyorum ve o yanlış ne olursa olsun her zaman düzeltiyorum. Mükemmeliyetçiliğin ne olduğunu senin gibi kazma insanlardan öğrenecek değilim. Ben kendi kusurlarımı da biliyorum ve kusur işlediğim zaman onun üzerine kafa yoruyorum. Daha doğrusu eskiden bunu daha çok yapardım. Ama pek önemsemiyorum artık. Sadece obsesif değil, hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Beni benden iyi bilecek kapasitede değilsin. Bana mükemmeliyetçiliğin nereden doğdunu sormadan aldığın cevabın ne tür bir örnek olduğunu bilmiyorum ama orada sadece obsesif olduğumu söyledin. Ve ben de sadece obsesif olmadığımı, ayrıca mükemmeliyetçi olduğumu da ve bunun zaten obsesyondan doğduğunu belirtmek için söyledim. Ahaha. Çok komiksin. Kendime mükemmeliyetçi sıfatı takmam egomun bir oyunu demek ha? Vay adam iki yazımda çözdü beni. Çok zekisin sen. Ben ne olduğumu çok iyi biliyorum, her kusuru düzeltmeye çalışıyorum ve her şeyde mükemmeli arıyorum. Ben diğer insanlardan üstünüm zaten, bunun için kusurumda bir güzellik aramama gerek yok.

    Delilik kelimesinin "aklı melakelerini yitirmiş" olarak kastetmemen senin hem Türkçe bilgini hem de zekâ seviyeni gözler önüne seriyor.

    Benim çapım çok büyük, seni içine alırsam içinde kaybolursun.

    şu an ne kadar debelensen de her sözün yazdıklarımı haklı çıkartıyor, bunu başkalarının ya da senin anlamaman önemli değil çünkü bu disorder subtle klassmanındadır, şuan verdiğim tanıya tıpa tıp uyan bir insansın.

    "Delilik kelimesinin "aklı melakelerini yitirmiş" olarak kastetmemen senin hem Türkçe bilgini hem de zekâ seviyeni gözler önüne seriyor.

    Benim çapım çok büyük, seni içine alırsam içinde kaybolursun. "

    daha kendine aynadan bakamayacak kadar acizsin ve mükemmeliyetçilik şarkısını tüttürüyorsun. aynı şekilde yazında kendini övmekten başka bir şey ispatlayamadın.

    deli kelimesinden çok ekmek yiyebileceğini sanıyorsun ama yedirtmeyeceğim kusura bakma, orada kullandığım deli bir tanıdan çok sıfattı ve bu sıfat; "bir işi rahatsızlık uyandıracak şekilde abartarak icraa etme durumu"ydu.





    Sen geçerli bir şey söylemiyorsun ki benim yazdıklarım seni haklı çıkarsın. Tanı koyabilecek kapasitede değilsin ki, koyduğun tanıya tıpa tıp uyan bir insan olayım. Bunu ben veya bir başkası anlamayacaksa ne işe yarayacak? O kocaman egon nasıl tatmin olacak? Disorder subtle klassmanı mı? Oh, hayır olamaz. O da ne?

    Benim konuşurken kendime baktığımı bilmeyecek kadar beni tanımıyor ve bunu düşünemeyecek kadar acizsin. Ben zamanında çok baktım kendime koç. Artık kendime bakmaya ihtiyaç duymuyorum. Ahaha. Hâlâ mükemmeliyetçilik şarkısını tüttürüyorsun diyor ya lamer. Benim ne olduğumu benden iyi bilecek kapasitede değilsin koç. Ben hem psikolojiyle ilgileniyorum hem de kendimin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ben senin gibi kara cahil bir adama hiçbir şeyi ispatlama gereği duymam. Ayrıca ben çoğu insan gibi aptal değilim. Kendimi övmeye ihtiyaç duymam. Başkalarından yukarıda isem bunu ifade etmeye övünmek olarak bakmam. Tabii çoğu aptal insan bunun övünme olduğunu sanar.

    Ben her kelimeden çok ekmek yerim sen rahat ol. Kâhin olmadığım için neyi ne anlamda kullanacağını bilemem değil mi? Sen delilik kelimesini anlatma özürlüysen suç bende mi? Hem psikolojik sorunlarımın olduğunu söylediğimde bana "deli" diyorsun hem de bunun sıfat olduğunu anlamamı bekliyorsun. Aklın sıra beni alt edeceksin. Hiç uğraşma edemezsin. Geç bu işleri.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doppelgangbanger -- 6 Kasım 2011; 19:08:00 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    Ekleri kesme işareti ile ayırmak büyük bir yanlıştır ve çok göze batar. Benim de tek derdim ki eki. Bazen yanlış kullanabiliyorum, çünkü seneler önce anlatıldı ve nasıl ayrılacağını bilmiyorum ki yazdığım yazıların %98'inde doğru kullanırım. Sadece neden ayırdığımızı tam kavrayabilmiş değilim. Cümleye dahi anlamı katan da, de ile bir sorunum yok.

    Yazı yazarken bunlara çok dikkat ederim ki etmeseydim nasıl bir duruma düşeceğimi ve dikkat edenlerin bana güleceğini biliyorum. Türkçe'yi güzel kullanmalıyız.

    Ki eki, iyelik ekinden sonra yazılırsa birleşik yazılır. Mesela seninki, ama sen ki dersen, ki eki olayı başka bir olaya bağlayacağından bağlaç durumuna geçer ve ayrı yazmak zorunda kalırsın. Yalnız bir hata yapmışsın, onu düzelteyim. Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. Ben bu hatayı yapmıştım zamanında, gülünecek duruma düşmüştüm eleştiriye tepkimi koyduğumdan. E tabi millet de avlayacak balık arıyor, tepki koyunca da pot kırarsan hemen avlıyorlar.

    Neden ayırmadığımızı birisi anlatabilir mi ? Ben yıllardır ayırırım ve daha önce hiç kimse böyle bir şey söylememişti.

    Çünkü bir şeyi başka bir şeye bağlamıyor. Seninki deyince senin eşyan ve benzerin anlamı çıkar. Ama sen ki dersen, devamında onunla ilgili bir şey söyleyeceğin için bağlaç olur ve bağlaçlar ayrı yazıldığı için bu da o sebepten ayrı yazılır.

    Hayır, yanlış anlamışsınız. Sormak istediğim o değildi.

    "Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. "

    Bunun nedenini merak etmiştim. Türkçe özel isim değil mi ? Sonrasında gelen ekler de ayrı yazılmaz mı ?
    Ahmet'i, İngilizce'yi, Donanım Haber'i, ..




  • nasıL yha turqiyédéqi hérqéz biLirqi turqchéyi xD
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    Ekleri kesme işareti ile ayırmak büyük bir yanlıştır ve çok göze batar. Benim de tek derdim ki eki. Bazen yanlış kullanabiliyorum, çünkü seneler önce anlatıldı ve nasıl ayrılacağını bilmiyorum ki yazdığım yazıların %98'inde doğru kullanırım. Sadece neden ayırdığımızı tam kavrayabilmiş değilim. Cümleye dahi anlamı katan da, de ile bir sorunum yok.

    Yazı yazarken bunlara çok dikkat ederim ki etmeseydim nasıl bir duruma düşeceğimi ve dikkat edenlerin bana güleceğini biliyorum. Türkçe'yi güzel kullanmalıyız.

    Ki eki, iyelik ekinden sonra yazılırsa birleşik yazılır. Mesela seninki, ama sen ki dersen, ki eki olayı başka bir olaya bağlayacağından bağlaç durumuna geçer ve ayrı yazmak zorunda kalırsın. Yalnız bir hata yapmışsın, onu düzelteyim. Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. Ben bu hatayı yapmıştım zamanında, gülünecek duruma düşmüştüm eleştiriye tepkimi koyduğumdan. E tabi millet de avlayacak balık arıyor, tepki koyunca da pot kırarsan hemen avlıyorlar.

    Neden ayırmadığımızı birisi anlatabilir mi ? Ben yıllardır ayırırım ve daha önce hiç kimse böyle bir şey söylememişti.

    Çünkü bir şeyi başka bir şeye bağlamıyor. Seninki deyince senin eşyan ve benzerin anlamı çıkar. Ama sen ki dersen, devamında onunla ilgili bir şey söyleyeceğin için bağlaç olur ve bağlaçlar ayrı yazıldığı için bu da o sebepten ayrı yazılır.

    Hayır, yanlış anlamışsınız. Sormak istediğim o değildi.

    "Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. "

    Bunun nedenini merak etmiştim. Türkçe özel isim değil mi ? Sonrasında gelen ekler de ayrı yazılmaz mı ?
    Ahmet'i, İngilizce'yi, Donanım Haber'i, ..

    Ahmet'i ayrı yazılır ama ülke adlarından sonra gelen ekler ayrı yazılmıyor diye biliyorum. Dur bakayım o konuya.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: NDS

    O değilde şu ch, sh, q, j gibi harfleri kullananlara uyuz oluyorum "tmm knq qeliuorum"

    Apaçiler kullanıyor Türkçeyi o şekilde.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: kmlmrgl

    Ekleri kesme işareti ile ayırmak büyük bir yanlıştır ve çok göze batar. Benim de tek derdim ki eki. Bazen yanlış kullanabiliyorum, çünkü seneler önce anlatıldı ve nasıl ayrılacağını bilmiyorum ki yazdığım yazıların %98'inde doğru kullanırım. Sadece neden ayırdığımızı tam kavrayabilmiş değilim. Cümleye dahi anlamı katan da, de ile bir sorunum yok.

    Yazı yazarken bunlara çok dikkat ederim ki etmeseydim nasıl bir duruma düşeceğimi ve dikkat edenlerin bana güleceğini biliyorum. Türkçe'yi güzel kullanmalıyız.

    Ki eki, iyelik ekinden sonra yazılırsa birleşik yazılır. Mesela seninki, ama sen ki dersen, ki eki olayı başka bir olaya bağlayacağından bağlaç durumuna geçer ve ayrı yazmak zorunda kalırsın. Yalnız bir hata yapmışsın, onu düzelteyim. Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. Ben bu hatayı yapmıştım zamanında, gülünecek duruma düşmüştüm eleştiriye tepkimi koyduğumdan. E tabi millet de avlayacak balık arıyor, tepki koyunca da pot kırarsan hemen avlıyorlar.

    Neden ayırmadığımızı birisi anlatabilir mi ? Ben yıllardır ayırırım ve daha önce hiç kimse böyle bir şey söylememişti.

    Çünkü bir şeyi başka bir şeye bağlamıyor. Seninki deyince senin eşyan ve benzerin anlamı çıkar. Ama sen ki dersen, devamında onunla ilgili bir şey söyleyeceğin için bağlaç olur ve bağlaçlar ayrı yazıldığı için bu da o sebepten ayrı yazılır.

    Hayır, yanlış anlamışsınız. Sormak istediğim o değildi.

    "Türkçeyi diye yazarken "yi" eki ayrılmıyor. "

    Bunun nedenini merak etmiştim. Türkçe özel isim değil mi ? Sonrasında gelen ekler de ayrı yazılmaz mı ?
    Ahmet'i, İngilizce'yi, Donanım Haber'i, ..

    Ahmet'i ayrı yazılır ama ülke adlarından sonra gelen ekler ayrı yazılmıyor diye biliyorum. Dur bakayım o konuya.

    Kesme İşareti Nerelerde Kullanılır?

    · Özel adlardan sonra gelen iyelik ve hâl ekleri kesme işareti ile ayrılır: Atatürk'e, Türkiye'm, Marmara'yı, Almanya'da, Van Gölü'nü, Atatürk Barajı'ndan, Safahat'ta.

    Ancak;

    Kurum ve kuruluş adlarından sonra kesme işareti kullanılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Edebiyat Fakültesi Dekanlığına, İç İşleri Bakanlığının.


    Daha önce bunu hiç fark etmemiştim.




  • Ailemden öğrendiğim gibi kullanırım Türkçeyi. Gerisi hikaye, kurallara pek fazla takılmam, aksanım da pek düzgün değil.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: natrium

    İmzam.

    -bilite kısmını beğendim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doppelgangbanger

    quote:

    Orijinalden alıntı: Reckoning

    sen bu kafayla gidersen sıyırırsın, obsesifsin mükemmeliyetçi değil.

    Ne olduğumu benden iyi bilecek değilsin. Hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Ayrıca mükemmeliyetçilik obsesyondan doğar.

    o zaman farkındasın şuan burda deliliğini sergiliyorsun?

    Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar... Deli değilim kardeşim, sadece takıntılı biriyim, bu kadar basit.

    senle niye tartışıyorum ki, deli lafını tamamen hakediyorsun.

    "Psikolojik sorunları delilik olarak gören cahil insanlar"

    senin takıntın aslında bir insanın yanlış yapması değil, o yanlışı uyarmaktan aldığın zevk, çünkü o senden aşağı bir insan. ve tekrar diyorum bu mukemmeliyetçilik değil,zira mükemmeliyetçi kendinde kusur arar, sadece obsesifsin. sana mükemmeliyetçiliğin nerden doğdunu sormadan aldığım cevap buna bir örnek. kendine mükemmeliyetçi sıfatı takman, egonun sana bir oyunu, kusrunda bile bir güzellik arıyorsun aksi takdirde diğer insanlardan üstün olamazsın.

    delilik kelimesini, sorgusuz, "aklı melekelerini yitirmiş" olarak algılaman aslında hem türkçe kabiliyetini hem de erdem seviyeni ortaya çıkarıyor.


    neyse sen kendi çapında küçük oyununu oyna.

    O lafı hakeden ben değilim burada. Ama sende bir delilik var anlaşılan.

    Ne saçmalıyorsun sen? Ben bir insanın yanlış yapmasına takıyorum ve o yanlış ne olursa olsun her zaman düzeltiyorum. Mükemmeliyetçiliğin ne olduğunu senin gibi kazma insanlardan öğrenecek değilim. Ben kendi kusurlarımı da biliyorum ve kusur işlediğim zaman onun üzerine kafa yoruyorum. Daha doğrusu eskiden bunu daha çok yapardım. Ama pek önemsemiyorum artık. Sadece obsesif değil, hem obsesif hem mükemmeliyetçiyim. Beni benden iyi bilecek kapasitede değilsin. Bana mükemmeliyetçiliğin nereden doğdunu sormadan aldığın cevabın ne tür bir örnek olduğunu bilmiyorum ama orada sadece obsesif olduğumu söyledin. Ve ben de sadece obsesif olmadığımı, ayrıca mükemmeliyetçi olduğumu da ve bunun zaten obsesyondan doğduğunu belirtmek için söyledim. Ahaha. Çok komiksin. Kendime mükemmeliyetçi sıfatı takmam egomun bir oyunu demek ha? Vay adam iki yazımda çözdü beni. Çok zekisin sen. Ben ne olduğumu çok iyi biliyorum, her kusuru düzeltmeye çalışıyorum ve her şeyde mükemmeli arıyorum. Ben diğer insanlardan üstünüm zaten, bunun için kusurumda bir güzellik aramama gerek yok.

    Delilik kelimesinin "aklı melakelerini yitirmiş" olarak kastetmemen senin hem Türkçe bilgini hem de zekâ seviyeni gözler önüne seriyor.

    Benim çapım çok büyük, seni içine alırsam içinde kaybolursun.

    şu an ne kadar debelensen de her sözün yazdıklarımı haklı çıkartıyor, bunu başkalarının ya da senin anlamaman önemli değil çünkü bu disorder subtle klassmanındadır, şuan verdiğim tanıya tıpa tıp uyan bir insansın.

    "Delilik kelimesinin "aklı melakelerini yitirmiş" olarak kastetmemen senin hem Türkçe bilgini hem de zekâ seviyeni gözler önüne seriyor.

    Benim çapım çok büyük, seni içine alırsam içinde kaybolursun. "

    daha kendine aynadan bakamayacak kadar acizsin ve mükemmeliyetçilik şarkısını tüttürüyorsun. aynı şekilde yazında kendini övmekten başka bir şey ispatlayamadın.

    deli kelimesinden çok ekmek yiyebileceğini sanıyorsun ama yedirtmeyeceğim kusura bakma, orada kullandığım deli bir tanıdan çok sıfattı ve bu sıfat; "bir işi rahatsızlık uyandıracak şekilde abartarak icraa etme durumu"ydu.





    Sen geçerli bir şey söylemiyorsun ki benim yazdıklarım seni haklı çıkarsın. Ayrıca benim debelendiğim falan yok.

    Benim konuşurken kendime baktığımı bilmeyecek kadar beni tanımıyor ve bunu düşünemeyecek kadar acizsin. Ben zamanında çok baktım kendime koç. Artık kendime bakmaya ihtiyaç duymuyorum. Ahaha. Hâlâ mükemmeliyetçilik şarkısını tüttürüyorsun diyor ya lamer. Benim ne olduğumu benden iyi bilecek kapasitede değilsin koç. Ben hem psikolojiyle ilgileniyorum hem de kendimin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ben senin gibi kara cahil bir adama hiçbir şeyi ispatlama gereği duymam.

    Ben her kelimeden çok ekmek yerim sen rahat ol. Kâhin olmadığım için neyi ne anlamda kullanacağını bilemem değil mi? Sen delilik kelimesini anlatma özürlüysen suç ben de mi? Hem psikolojik sorunlarımın olduğunu söylediğimde bana "deli" diyorsun hem de bunun sıfat olduğunu anlamamı bekliyorsun. Aklın sıra beni alt edeceksin. Hiç uğraşma edemezsin. Geç bu işleri.

    Hmm.. demek sonunda hakaret etme faslına geçecek kadar sözlerim seni rahatsız etti.

    1."beni benden iyi bilecek kapasitede değilsin" - olmadığımı nerden biliyorsun? k. psikoloji masteri yapmadığımı söylemedim.
    2. "psikolojiyle ilgileniyorum" - ilgilenmek ve bilmek arasında dağ kadar fark var ve malesef internette "perfectionism" diye arattığında çıkan özellikleri kendininkine benzetmekle psikoloji bilmiş olmuyorsun.
    3. "senin gibi kara cahil.." - "beni benden iyi mi bileceksin" diye sızlanırken sen nasıl oluyor da beni benden daha iyi biliyorsun acaba?
    4."lamer" - hala bu ucuz hakareti kullanan kaldı mı siberde?
    5"delilik kelimesini anlatma özürlüsüysen" - "anlama özürlüsüyüm" olmaz hiç bir zaman çünkü sen mükemmelsin değil mi? keza ben bir şey anlatmadım sana bir kelimenin anlamını bilmek senin yükümlülüğünde ve bunu bilemiyorsan ben "anlatma özürlüsü" değilim sen anlama özürlüsüsün.


    geri kalan sözlerin hala argümanımı savunuyor...


    neyse seninle tartışmamım bir anlamı kalmadı artık, düşüncemi ispatladım ve bu benim için yeterli.

    not: şimdi "söyleyecek başka sözün kalmadı tabii" dersin şimdi, evet dostum kalmadı, gerekli her şeyi söyledim ve istediğim sonucu aldım




  • işsizmisin ?
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.